Annem her gün övüyor bana Nursel'i.
Tamam ben de sempatik buluyorum ama bu kadar da olmaz.
Annem de ayar yoktur. konuşur çok ama asla lafların nereye gideceğini bilmez ve önemsemez.
hani mesela ben iyi bir çocukluk, ilkgençlik ve sosyal hayat yaşamamışım, zengin çocuğu olarak değil ortahalli dul memur çocuğu olarak kısıtlı, özellikle de kısıtlanmış bir büyüme çağı geçirdim ama annem boyuna kendi geçmişini övüyor.
yok bu anlatmak, yad etmek özlemekten öte oldu. ballandıra ballandıra anlatmak övünmeye dönüştü.
demiyor ki bunun aile hayatı olmadı, ailecek sosyalleşmedi, en pahalı ayakkabılar kremler paltolar falan alınmadı...
aklına dahi gelmiyor.
sen de hafiften benim öyle olmadı gibisinden bişey dersen en kötü sensin.
susup oturacak, annenin övünmesini dinleyeceksin.
herhalde böyle bişekilde özgüvenimi kırıp beni kuklaya mı çevirmek istiyor?
komplo teorileri yazıdırır oldu bana.
her zaman hatta bizi eze eze, azarlayarak, hatta ya sanki sen aksini düşünüyorsun istiyorsun gibi; başkaları müdhil olup sana aksini yaptırtmak istiyorlarcasına bir iddiayla, mücadeleyle bize eğitimin, okumanın önemini öğretti.
okuyup bir meslek sahibi olacaksınız!!
sen bile olmuşsun işte biz niye olmayalım?
en önemlisi her zaman okul, dersler, meslek ve işti. gerisi gelirdi.
öyle ki okumayanları, çalışmayanları, ev kadınlarını aşşağı görür, hakaret eder, aşağılardı. sürekli kötülerdi kafamıza girsin diye.
hatta kötü sonla biten çoook şehir efsanemsi mahvolma hikayeleri dinledik.
tabi psikolojimizin bozulması falan pahasına.
80ler 90lar hatta 2000lerin başı böyleydi. ama ne zaman ki ben 25i geçtim yavaaş yavaş değişti. hele son 4-5 yıldır annem öğrettiklerinin aksini iddia ediyor.
o hale geldi.
artık eğitim, iş, meslek, emekli hakkı kazanmak önemli değil; evlenip üremek en önemli şey.
neyse işte.
şimdi mesela Nursel aşağı Nursel yukarı.
eğitimini bilmiyorum ama akranımmış ama bak boyu kadar kızı varmış.
- iyi mi etmiş?
- tabi ah çok iyi etmiş!!
- okumuş mu aynı zamanda?
- liseye gidiyor işte!!
- kızı demiyorum anne Nursel?
- ne bileyim ben?!
- e boyu kadar çocuğu var da okumamış da evlenmiş mi?
- bilmiyorum, ay ben ne bileyim??
- e iyi etmiş diyorsun?
- etmiiş.
- okumayalım da çocuk mu yapalım yani?
- aa okumak şart! aa!
- ayyyy!!! ya 34 yaşındakinin nasıl 15 yaşlarında çocuğu olur? liseden sonra evlenmiş herhalde.
- olabilir.
- iyi mi etmiş?
- ay bana ne?
- anne sen demiyor musun ne güzel aynı yaştasınız ama onun kocaman kızı var? napsaydım okumasaydım da hemen evlense miydim?
- yok canım ben öyle mi dedim?
- e niye övüyorsun onu o zaman??
- amaaaan sen de!
- ha işine gelmeyince aman sen de!!
- keşke o adama vereydin bak ilk isteyeni reddedince kısmetim kapandı elinde kaldım. aslında kızları ilk isteyene verecen!!
böyle dememin sebebi, ablam evlenirken konu komşuya, eşe dosta böyle söylemesiydi. zaten ilk defa biri çıkmış kızının karşısına yai, ilk isteyenmiş, hemen vermiş o da. napsın zaten anlaşıyorlarmış, hem ilk bahtı yüce tahtıymış, ilk isteyene vermek lazımmış. valla kısmeti kapanırmış beddua ederlermiş alimallah!!!
lise sondayken birisi bana talip olmuştu. hayret, şişko ve sivilceliydim, pek de sinirli. ablam yeni başlamıştı üniversiteye. bir komşunun akrabası kadın beni görmüş, hanım namuslu kız demiş, anneme haber göndermişler sizin kızı oğlumuza alalım diye.
annem zaten ablamın başka şehirde okumasından dolayı gergin, alışamamış, bir ayağı Ankara'da, sürekli telefonda. bir de beni istemeye gelmeyi isteyince onlar, kızılca kıyamet koptuydu.
Ben daha reşit bile olmamıştım, dershaneye gidiyordum, sivilken gördüler herhalde.
Ben dalmış gitmişimdir dersime falan, ne güzel hep önüme bakıyormuşum ne kadar hanım ve namusluymuşum!!
haber göndermişler anneme, oğulları 29 yaşındaymış, teknisyenmiymiş neymiş.
annem küplere binmişti, nasıl bağırıyor kavga çıkıyor.
hani sanki zorla beni tutup nikah dairesine götüreceklermiş gibi davranıyor. sadece haber yollamışlar o komşuyla.
tabi o komşu da ne kendi okumuş ne ailesinden bir kadın; iiyi kalpli ama eğitimsiz cahil halmış anaç bir ev hanımı. onlara göre o kadar normal ki liseden sonra evlenmek. hatta normalden de öte en doğrusu, olması gereken. bunun annesi öğretmen kızları okusun ister, kızın ablası üniversiteye gitti bile düşünmemiş, bir sevinçle müjdeli haber gibi bize gelmiş.
ben de evdeyim, nasıl mutlulukla anlatıyor, teatral bir sahne gibi. hatta ben ablama sanmıştım o kadar üstüme alınmıyorum. zaten aklım ya arkadaşlarda ya derslerde falan.
meğer bana taliplermiş.
ha annem küplere bindi, nasıl kavga ediyor, itiraz ediyor, bağıra çağıra!
kadın da şaştı. gelmesinler sakın okuyacak o dese zaten gidecek belli, o kadar da manyak değiller; ama annem hınç alır gibi kavga etti evden kovdu kadını.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder