20.09.2014

huzurlu bir gün??

huzurlu bir gün mümkün mü?

annem malum olusuzluk ve huzursuzluk radarıdır. ya bulur çıkarır, ya kendine çeker, ya olmadı yaratır.

eğer bir süre huzurlu, mutlu, eğlenceli ve değişik geçmişse kendimize göre; bilin ki huzursuzluk yaklaşmaktadır.
mesela geziden, tatilden, başka şehirdeki bir düğünden falan dönersin. iyi vakit geçirmişsindir. ama sonunda muhakkak çatacak bir şey bulur.
bu genelde garsonlar, muavinler, muhatap olunacak gişe görevlileri, memureler, çalışanlar falan olur.
huzurlu günlerin sonunda kavga çıkar, sinirlenir, tansiyonu çıkar, ağrıları başlar, hasta olur.

haksızdır her zaman demiyorum. ama büyütmenin uzatmanın bir alemi yoktur her zaman da. biraz da görmezden gelmek gerekir hayatta bazı şeyleri. boş vermek. susmak değil. diyeceğinini de kestir at.

ama anneme yetmez ki! son sözü söylemek de yetmez, özür dilenmesi bile yetmez kendinden.
bir buldu mu fırsat gözü döner. hem kavga edecek, hem ders verecek.

ha sırf kendine dokunsa bunlar. bütün çevresini de beraberinde sürükler, zaten sıkıysa sürüklenme, hem bunu çok ister. sadece hak vermen de yetmez, pohpohlaman da. onun kadar uzatacaksın. zaten böyle bi durumdan sonra günlerce aynı mesele temcit pilavından beter önüne gelir. ama sen gıkını çıkaramazsın.

onları kötüleyip anneni öveceksin.

ama diyelim senin de asabın bozuldu, taktın kafaya bi şeyi, sen de konuşur oldun.
ve cevap sinirimi bozuyorsun nazlı!!

e sen bozdun ya? ama haklıymış!!

başkasının tadını kaçırmaya hakkım var mı diye düşünmeyi bırak benim sinirimin bozulma hakkı da yok. diyelim kendinin değil de benim bozuldu asabım. bozulmayacak! sinirimi bozuyorsun nazlı?
önce hak veirir, ama kısadan kestirip atar. ama kendinin durumu kestirip atılamaz.
o kadar çok tekrarlar ki aynı aynı şeyleri artık sabrın da zorlanır.. desen demesen napsan suç.

hatta bazen konuyu kapatmaya çalıştığın için sen annene hak vermiyor olursun ve oklar sana döner!!!

şimdiye kadar defalarca seyahate, geziye falan çıktık; her dönüşte aynı şey. hiç sekmeden...

haa tabi en kısa mesafe çevresinde ben olduğum için en çok ben etkilenirim.  benim tadımı kaçırır, kendi rahatına kavuşur, beni de sonra suratsız bulur eğer aksi durum ise yani bu huzursuzluk arayışı bu değişiklik öncesi yaşanmışsa.

senin moodunu düşürür, sonra seni suçlar.

eğer yakınında başkaları varsa da çoğu zaman aynen gözü dönmüş davranışlar sergiler. ama bir de o zaman işin içine bazen başka gösteriler katılır. bak emekli hanım ne kadar kültürlü densin diye...
herkesin tadını kaçırır ve rahatlar.

sonra ortam yumuşamaya başladı mı da kendinden mutlusu-eğleneni yoktur. deşarj oldu çünkü!!

sen ol- olma kimin umrunda.


zaten genelde küçük huzursuzluklar, beğenmezlikler yaratır, bulur; ama bunlar büyük olanlar büyük değişimler sonrasıdır ya da bazen öncesi.

tabi öyle hafif değil, çok yüksek volümlerde tartışmalar; tartışma bitince hala aynı volümde bana zaten bildiğim şeyleri defalarca anlatmalar. tamam anladım, ben de oradaydım vb kabul etmez.
karşısında susup baş sallamak çekmek zorundasın. sıkıysa konu değiştir. hal böyle olunca millet de bana çemkiriyor sanır. ama umrunda bile olmaz, sanırlarsa sansınlar!! benim ne duruma düştüğüm kimin umrunda? ben kimim ki!!

ne kadar haklısın desen, birlik olsan yetmez; bu durumlarda mecburen birinin soğukkanlılığını koruması lazım yoksa sonun fena. o kişi de hep ben olmak zorunda kalırım. o dünyanın en mantıklı insanı olduğunu iddia eden annemde bu durumlarda matık aranmaz, gözü dönmüş nefret duyguları ve ağız kalabalığı. ama sen yani ben gene suçluyumdur.

niye mi? soğukkanlı ve mantıklı davranmak zorunda kaldığım için ruhsuzlukla suçlanırım.
napalım mahalle kavgasına mı tutuşalım, benim de mi tansiyonum çıksın hasta olayım.
o anda asla mantıklı düşünemez; cevaben evet diyemese de beklentisi budur aslında. beraber karakolluk ya da hastanelik olmak.
anneme göre hep ben az etkilenirmişim.
bir keresinde ben de hasta oldum, migren tuttu sinirden.  ne de beğenirsiniz; aman şimdi sırasıymış ben de ne nanemollaymışım, ne varmış şimdi bu kadar.
ya da üzülsem de öyle. hastalansam kötü olsam aman ben de ne dayanıksızım ilerde kaynanam neler edecek. soğukkanlı kalsam ruhsuzm. her halükarda olumsuz bir sıfatım olacak zaten.



_______

asla da unutmana huzurlu bir gün geçirmene izin vermez eğer kendisi bu sinir harbi içindeyse bir sebepte.
sen de onunla sinirlen, hasta ol. beklenti bu. olmayınca soğuksun.
tansiyona pek meyilliyim zaten şimdiden beter mi olayım istiyorsun??

tabi iyiliğimi ister. ama bu durumda mantık aramak imkansızdır...

ha tabi kötü olayları yeniden yaşama seremonisi vardır annemin. yaşar ve yaşatır. ne sakncası vardır bunun ne benim hakkım var mı insanların sinirini bozmaya diye düşünür...


annemin hobisi bu. yaşadığı eski yeni küçük büyük olumsuzlukları anıp yeniden yaşamak.


...................

mutlu huzurlu aların ortasında etmeyi de sever.
 eğer o sıralarda gıcık bir şey olmamışsa, bulur. rastlar. çeker. olmadı yaratır.
ha hiç mi olmadı işler kesat?

eski defterleri açar.

sinirlenir, üzülür, konuşur, hastalanır.

kısırdöngü.

bunları zaten tek başına hatırlamak, yaşamak istemes işte.seni de sürüklemeye çalışır. mecburen sürüklensen de mantıklı kalsan da aynen....







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder