+Hadi Enza Home' a gidelim, takımlar indirimliymiş, ben biliyorum orayı çok güzel eşyalar var nazlı!
-Ne alacaz ki? işte siz evlenince oradan alırız bak valla tam senin zevkine göre!
+Ne evlenmesi yaa? Belli bile değil.
+Olsun biz gene de bakalım...
bilmem kimin kızı evlenmiş mesela geçenlerde, çok güzel eşyalar almışlar taksit taksit!!
-Ayyy ne güzel çok özendim şimdi takside girmeye, evleneyim bari taksitli eşya uğruna!
Daha geçende gelinlik mağazasına girmek isteyerek beni şevklendirebileceğini sandı... Ne mantık gelinlik giymek uğruna evlenmek!! çok yüzeysel...yeter ki sevdiğim, anlaştığım biri olsun, gelinlik de düğün de teferruat, olmasa bile olur; beyaz kıyafetler uydurup bi nikah kıysak bile bana yeter...
-Gerek yok ben gitmem.
+Boş evde mi oturacaksınız???
-Anne! ben şimdi ne dedim? Belli değil ki!!!
+Aman tamam iyilik yaramaz sana!
-iyilik değil bu bi çeşit şantaj! Resmen bana baskı yapıyorsun; kah heveslendirerek, kah överek, eşyayla, gelinlikle, bebekle! Ben bu kadar mantıksız ve sığ mıyım sence?????
+Amaan ne baskısı! Aman iyi evlenmezsen evlenme kızkurusu kal!
-Evlenmeyecem sana bakacam!
+Of aman sen de nazlı!!!
Aman ondan söylemesiymiş aşk geçiciymiş, sevgi bile ama mantık geçmezmiş, gözgöre göre hata yapacaksam buyurayımmış ama sonra ağlayarak anneme sığınmayayımmış!!!
-Peki ya senin yüzünden mantık evliliği yaptım ama artık bu adama dayanamıyorum desem mesela;
herşey mantıkla aşılabilirmiş, zamanla sevgi de duyulurmuş!
-Stockholm sendromu mübarek!!
+O ne ki?
-Hani kaçırılan insanlar kendilerini kaçıran kişiye bir süre sonra sevgi, hayranlık, bağlılık falan hissedermiş, stockholm sendromu deniyo buna! Bizde de evlilikler böyle; hatta bazen çift taraflı sendrom oluyordur; adı da alışmak ya da zamanla sevmek!!
+Amaaan sen de ne çok laf biiliyorsun ne alaka?????
bebek, eşya, düğün, gelinlik, kızkurusu olmak, eski arkadaşları kıskandırmak vb gibi taktikler tükendi tükenecek. Sıra anlayışlı anne'ye, damadı yere göğe sığdıramama'ya, gerçekçi anne'ye geldi. Bunlar da tükenince ki az kaldı; mecbur değilsin ama iyi olur'a, sonra bi ara da 'yasakçı anne' numarasına gelecek; yeter artık görüştüğünüz, ne o öyle zırt pırt! ; aman zaten ne evlenecen, sonu kötü evliliklerin ya da benim zaten pek gözüm tutmamıştı damadı falan diye beceriksiz ters psikoloji çalışmaları gelecek...
___________
aouu vicdanımla oynamak meselaaa;
bu kız evlenmeyecek mi? diye kara kara düşünüyormuş.
valla uykuları kaçıyormuş.
bir zamanlar gene böyleydi,
cidden kaçıyor da. üzüntü ve endişeden uyuyamadığını, ya da gecenin bir yarısı kalktığını belli etmek için epey gürültü çıkarıyor. normalde pek sessizdir...
annem üzüntüden uyuyamıyor acele evlenmem lazım hissiyle mi evlenmeliyim yani off anne
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder