13.11.2013

gene aynı

hayat ne kadar da tekerrürlerden ibaret.
gene aynı şeyler oldu ama.

annemin malum en sevdiği şey market alışverişi, sabahtan migrosa bırak akşama kadar dolaşır ve sıkılmaz.
almayacağımız ürünlere bile bakar.
neyse gene aniden beraber gideceğimiz tuttu.
aniden olunca, sabırsızlanmaya başladı, hadi nazlı hadi nazlı!
hazırlanıyorum, ben kendime çekidüzen vermeden çıkmam. anneme göre bu süslenmek!
sıkılıyor, söyleniyor, tepemde dikiliyor.
ne varmış, süslenmeden çıksam ne varmış sanki!
sanırsın görücüye çıkacakmışım! sanırsınmış koca bulacakmışım!!
sırf kendi beklemesin diye tüm bu dırdır ha.

bak bana bir zamanlar markette bile müstakbel kocamla tanışabileceğimi söyleyen insan bu!

-e sen değil miydin ben kimle nasıl tanışacağım deyince, markette bile tanışabilirsin diyen?
+amaan! hadi çabuk ol bari! üf!
-kamuflaj yapmıyorum ya, bi rimel sürüyorum!
+üstündekiyle çıksan da olurdu! ne var sanki bir şey sürecek!
-erken söyleseydin beklemezdin!
+olur önceden randevu alayım senden! kara kaplı defterine bak önce, sanırsın çok işi var da önceden söyleyeceğiz!!
-aa tabi işim gücüm ne ki benim!

bu aralar evdeyim diye boyuna temizlik yaptırıyor, bir de beğenmiyor sonra! yahu yardımcı kadına bile böyle eleştirel bakmaz ha. teşekkür eder eline sağlık der. bana gelince fıs. bana yazık değil, bana teşekküre de gerek yok, eline sağlığa da. nasılsa kendi doğurduğu kızıyım, istediği gibi davranabilir, ona buna soracak, hesap verecek değil ya! bir gün böyle diyordu, konu başkaydı ama...

bir süre evde durayım tam bir ev kızı muamelesi başlar bazen. bütün gün ev işleri yaptırıp sonra da eleştirir.
bu duruma fazla alışınca da, tuhaf olur.
sanki aman kızım okuyun, çalışın, kimseye muhtaç olmayın, kendi paranız, emekliliğiniz falan olsun diye yıllarca kafa ütüleyen, nutuklar atan, bu uğurda maddi manevi fedakarlıklar yapan kendi değilmiş gibi bir davranışlar silsilesiyle, hamarat bir ev kızıymışım gibi davranır.
zaten ev işi yapıyorum, herşeyi anneme yaptıracak değilim, 60larında beli ağrıyan bir kadına! ama bari bi eline sağlık de ya.. böyle söylemek gerekiyor illa. temizlikçiye bile aferim diyorsun bana yok diyorum. söylemeden oralı değil, tabi sonra lafın arasında şurası da tozlu kalmış falan demeyi biliyor.

anneme göre daha az gördüğü ve tanıdığı insanlar daha iyi ve önemli adeta.

şimdi süslenme diye tutturuyor ama.

sadece beş dakika geçti ama şikayette, kendinin bir domates seçmesi bile 15 dakikadan aşağı olmaz, önce tüm kasayı elleyecek!

+hadi nazlı 1 saat oldu! ne varsa sanki bu kadar! üstündekiyle çıksan yeterdi, bak nilgün hanıma ne kadar pratik!

nilgün komşulardan biri, tüm gününü aynı sünük kıyafetle ve aynaya bakmadan geçiren, hızlı hareket eden biri. anneme göre ideal kişilik. bana göre paspal! bahanesi de çocuk, kendine bakacak zamanı yokmuşmuş. bakımsızım demiyor da. başka kimseleri görmesek inanacağız, ceyda var mesela 2 çocuk, iş, ev işi valla süslü de! hatta rüküşe varacak az kaldı. o yetişiyor da sen niye yetişemeyesin! bahane işte. ama anneme ideal şu an nilgün.

-tabi! ben özenmeden çıkayım sonra sen de biraz şık birini görünce aa bek nazlı ne tatlı giyinmiş kız değil mi?? de! kızın tekinin özenli giyinmeye hakkı var ama benim yok! ben kimim ki!
+aman be nazlı ben ne zaman öyle bir şey dedim?

defalarca oldu, ama hatırlayamayacağımı, kanıtlayamayacağımı sanıyor!
hem beni acele ettirir, özenemeden çıkartır, sonra da bana birilerini ne şık ne tatlı değil mi nazlı diye gösterir!

-kim bilir kaç defa!
+yok canım!
-daha geçen hafta, hani leoparlı tunik giyen bir kızı bana örnek göstermiştin! ne şık olmuş değil mi? ama beni saçıma bir şekil verdirtmeden çıkartmıştın! ne varmış şöyle bir toplayyıvereyimmiş!
+amaan sen de!
-neden başkalarının şık olma, iyi görünme hakları var benim yok?
+ay sanısın ben senin hakkın yok demişim!
-bazı şeyler söylenmez, davranışlarla ortaya çıkar!

ona göre öyle bi saçımı toplayıvereyim, üzerimde ne varsa çıkıvereyim, yok hava soğuksa öylesine bir hırka geçirivereyim ne var! sanki defile yapacağız, sanki top modelim, ikoncanım!
ama başkaları şık görünebilir, onların hakkı var benim yok! aynen ortaya çıkan anlam bu!
kendi beklemesin de yeter!

bu tartışmaları o kadar sık yapıyoruz ki. ama ne kadar izah edersen et, kavga edersen et, sonuç bir süre sonra gene aynı oluyor. tepkilerimi unutuveriyor. bana örnek verdiği tipe bak! saçını bile taramayan, paspal bir ev kadını!

______________

gene aynı bir şey daha oluyor.
neden beni iplemiyor?

alışverişi sayemde hızlı hallediyoruz, ona kalsa akşama kadar aç, markette dolaşacağız, sonra açlıktan saçma sapan şeyler alacağız. gıdaya verilen paraya harcanan zamana hiç acımaz!

aman kalabalıklar arasından geçerken üstübaşı pis, evsiz gibi bir adam sağ tarafına değdi diye tiksinmiş. bir araba laf etti yol boyunca
değiştir eve gidince, yıkarız dedim.

hıhı!

yorulmuştuk tabi.
ben poşetleri mutfağa yerleştirirken sen git benim yatağıma boylu boyunca uzan o tiksinip bi saat dırdır ettiğin kıyafetlerinle!!!

aklımı mı sabrımı mı sınıyor acaba??

hem de yatak örtümü örtmemiştim, nevresimimi değiştireceğim diye bunları bir kenara almış, sadece çarşafımı değiştirebilmiştim.
tam o esnada annem hadi markete gidiyoruz sonra yaparsın deyince, öylece bırakmıştım.

yani o pis dediği kıyafetle yepyeni çarşafıma bir güzel uzanmış.

görünce soru sorar gibi, çünkü şaşırdım yine de, bakakalmıştım.
biraz da hayalkırıklığıyla, sitemle ve kızgın bakıyorum.

hayretler içerisindeyim!
her kötü olayı en ince detayıyla hatırlar, onun bunun dediğini de hatırlar ama benim düşüncelerimi hiç!
daha yeni tartıştık, gene izah ettiim, ama nafile...
imkansızı istiyorum herhalde.
üstelik kendi öğrettiği birşey; el yıkamadan bir şeye dokunmamak ve dışarda giydiğimiz kıyafetleri değiştirmeden evde oturmamak! okul kıyafetlerimziden nasıl iğrenerek baktığını hatırlarım. şaşırırdım biraz, neden bu kadar iğrenç diye. zamanla alıştım, öğrendim, huy edindim. ama şimdi kendisi inkarda! ve imkansız beni takmıyor. git bari kendi yatağına yat! yok illa benimkisi. çünkü daha rahatmış!
aynısı! aynı anda aldık yatağı, aynı marka, benimki tek kişilik anneminki çift. fark bu ama daha rahatmış!


ama annemse gayet rahat;

+ay çok yorulmuşşşuuuum, nazlı. senin yatak çok rahat valla benimkinden, bir uzanıverdim odama gidinceye kadar!
-odan da çok uzak sanırsın, anne daha yeni değişmiştim yaa çarşafı.
+ay belli, ohh oh miss gibi kokuyor valla mis!!
-hani tiksinmiştin valla üstünden?? ama gelip o tiksinç kıyafetle benim yatağa uzanabiliyorsun!?
+ama yatak örtün yok ki! yaaa!

gene ters anlamış yaa! büyük bir başarı gibi bir de anlıyor, anlatıyor. yani yatak örtüm kirlenmemeli ama yatağımın içine s.ç olur!

-e daha kötü ya!
+niye kötü yaa? ay sana yaranılmaz ki! işte dediğini yaptıım, yatak örtün yok, bir uzanıverdim!
-gene anlamamışsın ama anne yaa.
+anladım işte!
-nasıl? yatak örtüme uzanılmaz o tiksindiğin kıyafetle ama çarşafa serbest???
+e işte, yatak örtün yok, dikkat ettim nazlı!
-annecim sen mantığı anlamamışsın ki!

bu tartışmalar yeni değil, yıllaaaaar oluyor. ama nafile! hem unutkan hem mantıksız hem beni taktığı yok!

+ne mantığı yaa? of nazlı sen beni odanda istemiyorsun resmen!
-evet evet! odama girme! yatağıma dokunma bile!
 bari bu şekilde ocutayım da kurtulayım!

+mantıkmış! ne mantıksa?
-ya yatak dediğin havlu ya da iç çamaşırı kadar temiz olmamalı mı? ama sen pis biri değdi dediğin kıyafetle daha yeni değiştiğim çarşafa yatmışsın! anne yatağımın içine de dışına da pis kıyafetle yatılmaz! oturulmaz!
yai sadece yatak örtümü temiz tutmak değil amacım! bütün yatak!
+aman be tamam ne değerli yatakmış! sanırsın som altın.

daha geçende böyle dedi, daha da bi daha yakınından geçmezmiş yatağımın ben annemden tiksiniyomuşum.
e hani, hani yakınından geçmeyecekti?

çarşafı yeniden değişiyorum. görüyor ve ne gerek var diyor. a
-ya kirli kıyafetle yattın ya!!! pis bi adam değdi, evsiz gibi, ay çok tiksindim diyen sen değil miydin? hai ben dedim eve gidince yıkarız madem diye.
+iyi yıkarız! yıkamayız diyen mi var?

ayyyy!!!! oynatmaya az kaldı doktorum neredeeeeeee?

-kıyafetten tiksiniyorsun yani.
+hıı evet.
-e niye tiksindiğin şeyle yatağımın taaa içine giriyorsun yaa?
+ayyy seni anlamak mümkün değil nazlı, sen demedin mi yatak örtüme yatma üstündekilerle diye.
-e demek ki neymiş? dışına yatılmıyorsa içine mi yatılır yaa?
+offf nazlı yani, saçma ötesi!
-sen öğrettin.
+ben öğretmedim, seni anlamak imkansız, onu yapma yapmazsın gene kızıyorsun.
-imkanlı, ama dinlemek ve mantık lazım!
+off yaklaşmam artık odana!
-daha geçende de dedin öyle.


...........................

gene aynısı olacak, yatağa alarm koysam anca..


tabi çamaşır konusunda da aynı hala.

temizlerle geliyor yanıma bunları nereye koyacakmış kızarım diye korkmuş. ama kirli bir şeyi sormaya gerek duymuyor, direk yatak üstüne!!


______________

ha markette kadının birini durdurdu,
+aaaaa bak nazlı kim?? dedi.
döndüm baktım kim diye, tanımıyorum. baktım öyle şaşkın, kadın benden şaşkın.
-kim?
+aa tanımadın mı?
-yoo.
hanıma dönerek, - ay bu gençlerde de hiç hafıza yok yahu hiç! bunlar erken bunayacak değil mi hidayet hanım!
~ben değilim hidayet.
+aa ama sizinle komşuyduk biz hani bahçelievlerden.
~adım sabahat.
+ay sabahat hanım, nasılsınız.
+kusura bakmayın, ben çıkaramadım da.
-anne hidayet teyze değil
+aaaaa :))

sabahat teyzeyi görsem de çok sevinecem sanki! kızların aynı cinsiz diye bir şey olmazmış memelerini elleyip duran bir kadındı. her fırsatta ay memen çıkmış mı diye avuçlar dururdu. sonra da kahkahayı basardı.
hani şaka bir kere olur. bunda el alışkanlığı.
ne acayip insanlarla tanışmışım di mi.

__________

yazlık bir yere gitmiştik, çeşme. annem tutturdu da bir adam yavuz bingöl diye. yoo, hani biraz anımsatıyor ama annem emin. dedim ki gözlüğünü tak da bak. baktı, işte diyor, o.
ama değil. her neyse de o olsa ne olacak ki?

sağır duymaz uydurur'un versiyonu.
bir de adam benim arkamda kalıyor, ilk anda baktım dönüp ama o değil..
sonra annem iddia ettikçe dönüp dönüp bakmamı istiyor. ya sapık mıyım ben. o olsa ne olacak.
bir süre sonra sustu düşünmeye dalmış demek.
10-15 dakika sonra gene başladık o yavuz bingöl diye. yoo büyük hayranı da değil.
bir daha bakmadın ki, iyice diyor. sapık mıyım dönüp bakayım zırt pırt.
-ee o ise ne olacak ki?
+git sor!
-niye sorayım yaa.
+git sor git sor, de ki siz yavuz bingöl müsünüz?
-değil ki!
+sen git bi sor, o işte!
-oysa o, bana ne!
+git bi sor nazlı!
-yavuz bingöl değil o! o kadar meraklıysan sen sor!

________

çok sever oldu beni birilerine yollamayı. gazı verip verip. git ona bunu de git buna şunu de. herkese ders verecek, had bildirecek ama yorulunca beni yollamaya çalışıyor. bize ne diyorum. yok diyecekmiş bu böyle olmaz diye mesela içi rahat etmeyecekmiş!
ders vermeye, had bildirmeye olsa sırf kavgaya yollamaya çalışıyor beni.
herkese sataşılmaz ki. sonunda biri beni topuğumdan vuracak!


____________________

en sık tartışmalarımızda yatak mevzundan sonraki sigara!

bu tartışma-hatırlatmalar her gün oluyor neredeyse. çünkü anlamıyor ya da unutuyor ya da beni önemsemiyor.

dün kızıyorum diye kapımın girişinde durmuş ağzında sigara. içeri girmediğini varsayıyor. ama duman giriyordu. en azından koku.


------------

tersini tahmin ediyor bazen.
elinde bavul
+'nazlıı, bunu yatağının üstüne koyayım değil mi?'
koy dememi bekliyor. koyma deyince de söyleniyor, benim de ne diyeceğim hiç belli olmuyormuş hiç.
oysa ki hep aynı; kirli şeyleri koyma temizleri koyabilirsin.
elinde temiz çamaşır
+'nazlıı, bunları yatağnın üstüne koymayayım değil mi?, nereye koyayım?'

___________________________

ben kızlarıma hiç karışmam! der.

yazın uçakla bir yere gidiyoruz, şirket atıştırmalık servis ediyor. sandviç, patlıcan salatası, puding.
ben pudingle başladım çünkü canım çikolatalı daha doğrusu kakaolu bir şey istiyordu.
ama kızlarına hiçç karışmayan annem müdehaleye başladı.

nazlı onu önce yeme! önce yenmez kızım o!

bakıyor aldırmıyorum, elimden almaya çalışıyor!

anne bırak ne istersem onu yerim!

olmaz, her şeyin bir adabı var! yenmez!

aldı elimden daracık yerde zorla pudingi!! kapağı ver sonra yenir bu diyor!

33 yaşındayım ve istediğim şeyi istediğim sırada yiyemem!

sinirlenmemek elde değil, 5 yaşında olsam neyse! anne verir misin onu yiyeceğim.

aman nazlı, tadı olmaz öyle!

olur!

kendi altlığının kenarına koyuyor.

hani hiç karışmazdın kızlarına ne oldu!

karışmıyorum ki öğretiyorum!!

karar veriyorsun!

aman al, (zıkkımlan der gibi.) hiç bir şey anlamayacaksın tadından!

anlarım anlamam beni ilgilendirir.

aman ben senin iyiliğin için!!!

yandaki yolcuya da beni şikayet eder gibi bakıyor, bak ne kadar mükemmel bir anneyim ama bu nankör!

sanki kanun var ne ne sırayla yenecek. istersem hepsini tıkarım ağzıma!!!

dese ki onu sonra yeseydin nazlı. hayır elimden alarak karışıyo pess!!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder