28.02.2013

twitter'da yaz

twitter'ı annem anlatmak ayrı bir mesele. iki de bir bilmem kime yaz diyor bana. tutturuyor sevdiği bir ünlüye yazacakmışım. sanki telefon hattı bu adam da karşımda.

-'yaz tivittırdan; sayın martha stewart'a,' diyor.
 bu akşamki programda yayınlanan yemek tarifini çok beğendim. acaba turp yerine havuç koysak... şunun yerine bunu bunun yerine şunu şöyle yapsanız. bir de şu tarifi yapsanız... uzuuun uzun yazdıracak bana..
tivittırda bu kadar uzun yazılmıyor, hem binlerce kişi yazmıştır bir şeyler, görmeyebilir diyorum. inanamıyor. görürmüş!!

önceleri elektronik posta vardı. ona buna yazmamı isterdi. anne derdim elektronik posta adresi olmadan nasıl yazayım. bulacakmışım ne varmış ki.. herkesin adına olmuyor ki... neden??

hani küçükken çocuklar sürekli niye niye diye sorar ya ona döndüydük. bilmiyorum ki nasıl açıklayacağımı. bilgisayar mühendisi değilim hacker da... nasıl açıklasam inandırıcı gelmiyor. bulunurmuş. ben bulmayı beceremiyorsan o başkaymış.

öyle kaç ünlüye bir şeyler yazdırdı bana, cevap bekledi üstelik hep.
-'aç bak bakalım bilgisayarı cevaplamış mı?'

bu dönem geçinceye yani sıkılıncaya kadar o bilgisayar kaç kere açıldı kapandı...

hele şimdi tivittır çıktı. illa şuna şunu buna bunu yaz tivitterdan diyor. anında da cevap bekliyor. telefonda görüşmüyorsun ki.. iki de bir ee ne yazmış, ne demiş diye soruyor sonra. cevap alamayınca da kızıyor karşı tarafa. bu ne kendini beğenmişlikmiş, iyilik yaramıyormuş.
 anne diyorum bu kişi sürekli internet başında mı hemen görsün? zaten bilmem kaç bin takipçisi var 100de 1i bile yazsa nasıl okuyacak hepsini?
ee cep telefonundanda bakılıyormuş ya tivittır'a?? ne varmış ki?
ben yazınca telefonu çalmıyormuymuş?? hani arkadaşlarım bana yazınca bip bip diyordu ya?!
 anne o kısa mesaj o telefon numarasıyla. ee bu farklı mıymış. hıı olsunmuş, hiç mi açmıyorlarmış interneti sanki!


hala cevap yoksa benim gönderemediğimden şüpheleniyor. bazen.
-'sen gönderememişsindir belki'

yaa yüzbinlerce takipçisi var, nasıl görsün, okusun ve cevaplasın hepsini,

ama biz güzel yazmışızmış...


bir gün de artık benim yazamadığımımı ne düşündüyse ben nasıl gönderebilirim diyor. annem diyor ki der öyle yazarım diyorum. nasıl adı geçecekmiş öyle? nereden bilsinlermiş o olduğunu. bilgisayar kullanamıyor ki, bir kaç defa öğretmeye çalışmıştım, korkusundan cüzzamlıya dokunacakmış gibi oluyor adeta. yanlış tuşa basacak, bilgisayar bozulup bir daha tamir olmayacak, biteceğiz... mi?
işte bilgisayar kullanamıyorsun ki sana hesap açsam ne fayda.

o söylemiş ben onun adına olan hesaptan yazarmışım. ya ben hendi hasabımla bile doğru dürüst ilgilenemiyorum da bir de anneminkine yazacağım.
başlıyor şöyle yaz bunu yaz demeye. twitter'da uzun yazılmamasına anlam veremiyor bir de. yani çok bölünür yazı, hepsini okumayan bir anlam veremez ne yazmışsın.
bahane buluyormuşum.

illa yazdırdı bir gün. tüm gün ben bilgisayar başında annemin dediklerini yazdım. o kadar da hızlı konuşor ki ben yazman mıyım yavaş söyle? deyince de kızıyor bana.... üstelik öyle bir olayın gene içine girip, sinirleniyor, bağırıyor malum unutmayı değil hatırlayıp hatırlayıp sinirlenmeyi, tansiyonunun çıkmasını, defalarca aynı konuyu konuşmaya bayılır, en doğrusu buymuş. unutmak ve affetmek değil yani.. tabi unutmak insanın tamamen elinde olan bir şey değil ama o özellikle hatırlamayı ve sinirlenmeyi seçmekte ısrarcı...
offf...akşamı ettik. neyse ki sıkıldı. neymiş bu böyle çok zaman geçiyormuş. yeni formül; annem kağıda yazacakmış ben internete geçirecekmişim. konuştuğu yetmiyor sanki bir de uzuuun uzun yazacak. yüzlerce defa dinlediğim şeyleri bir de yazacağım...
ertesi gün sabah ben kalkmadan yazmış, sayfalar dolusu. neyse işte yazdıkları, yaşadığı olaylar tüm ayrıntılarıyla, isim ve soyisimlerle kişiler de.. ya açık saçık falan sanmayın ha. bildiğin hayatını yazmış. bir kısmını o an hangisi önemli geldiyse. ama hani sadede gelemiyor ya. gene  o kişilerle nerede nasıl tanıştığını, evlerinin nedere ve nasıl olduğunu, nerelerde çalıştıklarını vs en detayına kadar bir de yazmış.
hakaret yok ama suçlama var. üstelik isim soyisim iş ve adres bilgileriyle. güncel olmasa da. kimse okumasa da.

yaa dedim bu böyle yayınlanır mı anne suç duyurusu gibi. isim var adres var. olacak şey mi. o gizili saklı şeyleri hiç sevmezmiş, öyle rumuzlar ardına gizlenmezmiş. yazacaksa ayan beyan yazacakmış.


vazgeçirdim bir şekilde. yazılır mı öyle herşey yaa. onu bir anlatamadım ama. milletin başına bir şey gelir sonra suçlu bir oluruz. falan diye...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder