o sürekli olumsuz şeylerden bahsedebilir, öleli yirmi yıldan fazla olmuş kaynanasıyla hikayelerini sabah sabah anlatabilir ama ben olumsuz bir şeyden bahsetmeye kalkınca 'sus! sinirimi bozuyorsun!'
'olumsuz konuşma!'
ama ben seni dinliyorum, babaannemin kötülüğünü anlata anlata bitiremiyorsun diyorum. ama her seferinde yeniden yaşar gibi bir stres bir heyecan, ilk defa anlattığını sandığı o kadar çok oluyor ki. anlatmıştın deyince aa bunu anlatmadım hiç diye iddia ediyor. ben tamamlasam bildiğimi kanıtlamak için bir konuşturmuyormuşum. o nasıl rahatlayacakmış? napsınmış o çok çekmiş ama! ben ne yaşamışım ki, ne bilirmişim ki.
diyelim dersanede tatsız bir şey oldu anlatmaya başlıyoum aynen böyle susturuyor. sinirini bozuyormuşum..
ne güzel ne hoş değil mi?
dinledi diyelim zaten hafife alıyor, ne varmış ki bunda esas kendi neler çekmiş neler. aha da konu açıldı başlıyor gene aynı şeyleri anlatmaya...
bazen inadım tutuyor ben de konuşup rahatlayacağım diye. napıp edir konuyu değiştirmeye susturmaya çalışıyor yaa.. sinirini bozuyormuşum bu yaşta artık sinir bozukluğu kaldırabilecek durumda mıymış o!!
sen de benimkini bozuyorsun diyorum. her gün 3-4 öğün adeta senin kabus hikayelerini, anılarını dinleyip sinirim bozulmıuyor mu benim?
ama napsınmış o konuşarak rahatlayabiliyormuş.
e ben gidip bilgisayar başında yazıyorum diyelim, e ben de yazarak rahatlayayım bari. bunu da çok görüyor. çok bilgisayar başında kalıp onu yalnız bırakıyormuşum.
ay karı koca gibi olduk biz!!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder