(ay nerede bunun kadar çıkayım :)) )
_________________________
fotoğraflarda flu çıkan kız.
buyrun! benim!
bu sene çekildiğim çoğu fotoğrafta flu çıkmayı başardım. nasıl mı?? da da da daaan!
başa alalım.
bu hafta içi bir arkadaşımla buluştuk, epey zaman geçirdik.
oha çok başa aldık la! aman neyse...
hem alışveriş hem kahve keyfi yaptık. hal böyle olunca fotoğraf çekmek istedik, çektik de. baktık kol boyumuz yeterli gelmiycek etraftaki gençlerden yardım aldık. akşama da bizde film ve cips keyfi yaptık..
hı siz şimdi eller havaya bir eğlendik bir eğlendik sonra da gül gül öldük, kurtları döktük dememi bekliyorsunuz ama öyle diil.
akşam çıkacak para ve organizasyon eksikti, böyle cici kızlar olduğumuz içünn cici vakit geçirdik ^^
akşam annem merak etmiş illa fotoğrafları bilgisayara aktar diye tutturdu. sanırsın çok ilginç bir yerde vakit geçirmişiz. epeydir görüşememiştik, özlemişiz, konuşacak bir şeyler birikmiş falan. bu yüzden de bize çok acayip, unutulmaz biçimde eğlenmişiz gibi geldi. (niey hiç aramıyon? gelmiyon? gel demiyon? diye sitem etmezsen az görüştüğün arkadaşla bile iyi vakit geçirirsin. arkadaşlarım hiç sitem kaldıramiyor. oysa sevdiğin birine sitem edersin, ilgi beklersin çünkü...) tabi annem de öyle sandı. forum'da bir kafede oturduk oysa annemin heyecenını görseniz uzayda gezi yaptık sanırsınız.
-'hani?? ben de görecem!!'
+"kafede oturup sohbet ettik, bir iki bir şey aldık işte"
-'hani?? yükle de ben de göreyim!!'
iyi yükledim bari. bir de benim emektar bilgisayar haliyle biraz yavaş, telefondan aktarmak da cabası. uzadı. annem de sabırsızlık ve bana kızgınlıkla dakikaya bir sordu, bitti mi diye. bir de bana gıcık bir bakış atıyor beceriksiz der gibi kafa tuta tuta.
hem onsuz acayip eğlenmişim hem de bir fotoğrafı yüklemeyi beceremedim!
-'göstermek istemiyorsun herhalde!' diye kızıyor. arkadaşım da gülüyor. bana ise hiç komik gelmiyor. annemin şaka yaptığını sandı herhalde..
kim bilir kaçıncı defa açıklayışım hemen hop diye yüklenmez, her şeyin bir yolu yordamı var.. gene iyi, daha önceki durumlardaki gibi benim beceremediğimi iddia etmedi. daha önce beceremediğimi, kimbilir yanlış tuşa bastığımı iddia ederek beni kızdırmayı başarmıştı da.
fotoğraflar büyük boyutlu, hem de ne zamandır biriken fotoğrafları hazır kabloları takmışken yüklemek isteyince uzuyor iş tabi. ama anlat anlatabilirsen. sanırsın annem şimdinin sabırsız genci , yeni yetmesi!
eee akıllım telefonun ekranı mı kırık? ondan göstersene!!! mi dediniz. bilmem. içimden bir ses öyle dedi. acaba hafiften şizofrenmiyim la!?
bazen üşeniyorum telefondan gösteriyorum ama haliyle gözleri bozuk. gerçi kendi doktora gitmemek için cam gibi gördüğünü, 15 yıl önce yazılan reçeteyi bulursa ondan yaptırsa yeteceğini, gözlüğünün sadece eskidiğini iddia ediyor. oysa bildiğin iyi göremiyor işte.
işte telefonun ekranından gösteriyordum bir keresinde. ay güzel falan diyor. çok da çekmişim. sayfayı nasıl ilerletip sonraki fotoğrafa nasıl geçeceğini gösterip tuvalete seğirttim. teknolojiden korkan, benim telefonu eline bile almak istemeyen annem (böyle elini geriye çeke çeke istemem, almam elime der) o an aldı meraktan herhalde. geldim ki tuvaletten sonnraki fotoğraflardan birine geçmiş bakıyor.
-'ayy kızım ne güzel çıkmışsın bunda maşşallah!!'
iyi de çektiklerim günbatımı?!! çiçek, kedi, yağmur damlaları vs. o an dikkatimi çeken ve hemen fotoğrafladığım şeylerdi.
+"???hı??"
-'bunda diyorum çok güzel çıkmışın!'
Allah alllaaah, acaba kendimi de çektim ya da birene verdim de çekti de ben mi unuttum? fotoğrafa bakıyorum..
ne olsa beğenirsiniz kedi!!
hıı yok ya şaka. sahilde eski bir ortaokul arkadaşımla karşılaştım, onla çekildik. fakat annemin baktığı fotoğraf arkadaşımın fotoğrafı sadece, sonra ona eposta ile yollayacaktım, o fotoğraf.
+"anne o ben değilim ki??!!!"
-'e kim ya??'
+"ortaokuldan bir arkadaşım, melek. sahilde karşılaştık da"
-'aa niye sırf onu çektin?'
+"esas sen niye onu ben sandın? gözün bozuk annecim işte bir doktora gitsek?"
-'amaan sen de!'
sonuç hala doktora gidilmedi. ben de reçeteyi bulup yok ettim ki eski gözlük yerine yenisi yapılsın. ama hala bir şey yok.
bir keresinde de üç arkadaş buluşmuştuk, fotoğraf da çekmiştik işte. birinde de ben diğer iki arkadaşımı çekmiştim annem onlardan birini de ben sanmıştı!!
gülünce ya da doktora gitmelisin deyince de kızıyor. o mu bilecekmiş ben mi? ekran küçük diye iyi seçemiyormuş işte!
bazen beraber bir yere gittiğimizde de fotoğraf çekmek istiyoruz. esas mesele orada çıkıyor. ikimiz ve bazen de teyzem, denk gelirse ablam, eniştem. hep beraber çekileceksek bir garsondan ya da yan masadaki gençten istiyoruz falan, durum öyle kurtuluyor.. kalabalık olunca kolay bir o çeker bir ben falan.
ama sadece ikimiz olunca... evet yine yan masadaki gençler ya da garson devreye giriyor.
ama bazen tek çekilmek isteyince ben birinden isteyene kadar annem çekiveriyor. ama işte ekranı göremiyor ki..
ne zaman annem fotoğrafımı çekse ki genellikle yok ya da sıklıkla böyle oluyor, benim fotoğraf flu...
ekrandan bakınca çok seçilmiyor bazen de bazen de anlaşılıyor, bir daha çeksin istiyorum. sonuç gene aynı.
tabi bir de eski filmli makinalardan gelen alışkanlık devam ediyor.
hani eskiden bir film konur, onunla bir yıl idare edilirdi. masraf olmasın falan işte bir iki makara filmle bir yıl geçer, bir yerde bir fotoğraf çekeceksen 1 karecik çekilirdi.
annemle teyzemde aynı kafadalar. ama diyorum dijital bu, istediğin kadar çekersin, beğenmezsen silersin... film değil hafıza doluncaya ya da şarjı bitinceye kadar çekebilirsin.
ama onlara göre ne lüzumu var... aman ondan sonra da eski fotoğraflarına bakıp hayıflanırlar, niye bilmem ne yılı hiç fotoğrafları yokmuş, ya da bir kare var ama yarım yamalak, silik, gözü kapalı, ağzı açık ya da baskısı kötü, ya da hepsi birden.
işte diyorum tüm bunların çözümü seri halde çekmek. o an için hak verseler de fotoğrafı çekerken unutmuş oluyorlar.
alıyor kamerayı 1 tane çekip veriyor geri elime. illa bir kaç defa "anne bir kaç tane çek tamam mı?" demem lazım. ki bu bir kaç tane de hatırım için 2 tane oluyor. aynı pozla ne lüzumu varmış!? e değiştiririz, e sen yaklaşır uzaklaşırsın falan...
çekmez diye de ayarlarda seri çekime ayarlıyorum ki hızla bir kaç tane çeksin. hem garanti olur. birinden biri net çıkar. ama yok her seferinde 1 tane çekmeyi başarıyor sadece o da flu..
ha zaten her eline alışında nereye basılacağını unutmuş oluyor... üstelik her makinanın da hali bir başka, bazısı çabuk yakalıyor bazısına nispeten uzun basmak ve bir kaç saniye kıpırdatmadan beklemek gerekiyor. işte benimkisi öyle... hele ışık biraz azsa.
bir keresinde arkadaşlarımla poz veriyoruz, sırıtmışız iyice annem de çekecek. e kapatmış makinayı. çektim sanmış. biz de fark etmemişiz. boşuna poz vermek bir yana o gün fotoğrafımız olamadı. ha bazen o ya da ben fark ediyorum, düzeltiyoruz ama... uzun hikaye yani...
ama genelde teknolojiden korktuğu ama hatırım için çektiği için deklanşöre bastığı an, hiç olmaz ana fotoğraf çekeceği, çektireceği anlarda bir hızlanıyor annem, işte o zamanlarda da hızlanıp kamerayı ya hareket ettiriyor ya indiriveriyor.. flaş yere patlıyor... bir daha bir daha da sabredemiyor... eğer fark etmezsen fotoğrafın olmaz o an, ya da fark etsen flu olur. hem görmüyor bu yüzden çekemiyor, hem sabredip bir iki saniye daha kamerayı düz tutamıyor...
yani ne zaman annem bir fotoğrafımı çekmeye kalksa o fotoğraf ya flu ya da hiç yok.. onun yerine yerdeki taşlar vs. var.
amaan asla da çekemediğini kabul etmiyor, makinam sorunluymuş.
bir daha çek deyince de boşuna sıkıldığı için gece acele ediyor gene flu! en iyisi başka birinden rica etmek. oradan geçen birinden. ama annem buna da karşı, ne efendim belki hırsızmış! ayy... bazen garsondan rica ettiğim de oluyor o zaman da canı sıkılıyor. ne var kendi de çekebilirmiş! ne gerek varmış elin yabancısına poz vermeye... sanırsın soyunup poz veriyoruz, öyle düz duruyorum işet. anı fotoğrafı sonuçta kapak değil..
sonra bana bir surat bir söylenme işte böyle... elin adamı kim bilir ne düşünmüşmüş...
bu durumlarda en iyisi burka giyeyim ya da hiç dışarı çıkmayayım, fotoğrafımda olmasında böylece kimse beni görmediği için aklında kim bilir neler geçirmez... dünyada hiç varolmamış gibi göçer giderim, çoluğuma çocuğuma gösterecek bir anım bile olmasın diye ben de söyleniyorum. ama tabi benim sitemleri, söylenmelerim hep gereksiz, abartılı, saçma.... kendinin 1992 den hiç fotoğrafının olmaması üzücü ama benim 2012 de olmaması normal!! ha bunu mu dedin haksızsın amann nazlı!!
çifte standart değil mi bu şimdi?? ikilem de değil yani aslında!!
filmli makineler otomatik olduğu ve fonksiyonu az olduğu için herhalde daha çabuk yakalardı kareyi. gerçi eski fotoğraflarımın bir çoğunda da annem çekmişse fluyuz ya.. işte bir keçında yakalamış kamera da... o yıl 1 tane fotoğrafım olmuş!!
valla benim çocuğum olursa hergün çekeceğim, öyle çok olacak ki hepsini ardarda koysan şu filmlerden olacak, var ya hani fotoğraf karelerini hızla oynatarak falan yapılan...
annem zaten ben şu yıl hiç fotoğrafım yok dediğim zaman aldırmıyor, 'lüzumu olmamış demek kızım!'.. ama kendi gençlik fotoğraflarına bakarken de şu yıl hiç fotoğrafı yokmuş diye de hayıflanmıyor değil. tabi bu ikilemlerini yüzüne vurursan amaaan sende'sin, abartıyorsun olur!
annemin iddiası; hafif şaşkınlıkla ve komikmiş gibi 'nazlı sen fotoğraflarda hep flu çıkıyorsun!'
+"senin çektiklerinde anne"
kabul etmiyor tabi. niyeymiş??
+"e anne sabredip iki saniye daha tutamıyorsun ki kamerayı düz şekilde! seri çekime ayarlıyorum gene basıp kaçıyor, 1 tane çekiyorsun..."
-'amann sanki çok önemli bir günde çekilmişsin de olmamış. iyi düğününde ben çekmem kameraman tutarsın!'
hani makyaj yapmak gibi fotoğraf çektirmek de böyle en önemli günlerden günlere olur... o eskidendi, kimsenin fotoğraf makinası olmazdı, gruptan biri getirirse ancak... ama hala ona göre öyle..
süslenmek konusuysa başka mesele ki aralarda bahsettiğim olmuştu..
diyelim ki o yıl durgun, hiç eş dost düğünü, nişanı vs olmadı. hiç süslenmemiş ve hiç fotoğraf çektirmemiş olacaksın o yıl...
böyle dediğimde daha önümde fotoğraf çektireceğim yıllar varmış, kendi napsınmış, yaşı ilerlemiş, ve ayrıca fotoğrafının olmadığı yıllar doluymuş, ne varmış...
-"iyi de anne bir daha 2012 ye geri dönemeyeceğiz, bir daha mesela 28 yaşına geri dönemeyeceğim, yani o yıl fotoğrafım yoksa ilerde senin yaşına geldiğimde o yaşta 2008 de nasıldım bilemeyeceğiz..hatırlayamayacağız"
ben önem veriyorum anılarıma valla... mesela annem eskiden işte bahsettiğim koşullar dolayısıyla bazı yıllarda hiç fotoğrafı yok ve şimdi ah çekiyor o yıllara. hem de artık yaşı ilerlediği, haliyle gözaltı torbaları ve kırışıklıkları vs olduğu için çok fazla fotoğraf çektirmek istemiyor... ee gençken çekmezsen, yaş alınca da iyi çıkmıyorum diye çektirmezsen hiç fotoğrafın olmaz ki...
ha bazen iyi çıkmam deyip bana da fotoğraf çektirmediği oluyor da. garsonları beğenmiyor efem. sanki kendi makinalarıyla çekip, saklayıp sapıklık edecekler...
oooff of...
daha da bunları unutup fotoğraflarda hep flu çıktığımı iddia etmez mi...
işte o günde dalga geçti öyle. arkadaşımla bekliyoruz ki yüklensin, annem de sabırsızlık ediyor..
fotoğrafları görünce de bizim enerjimiz iyiydi ama beklediği kadar iyi değilmiş, ne varmış ki fotoğraflarda oldu. öyle bir masa başında kahve içerken çekilmişiz o da bir şey sanmışmış!!
+"anne dedim ya sana!"
-'aman ben de sandım ki bir şey! siz de bir alemsiniz..'
ne beklediyse artık eve kikirdeyerek geldik diye bacaklarımızı omuzlarımıza koyup çinli sirk dansçısı gibi elastiki bir hareketle poz verdiğimizi mi?
haa onu demedim, bir keresinde arkadaşımı ben sandı fotoğrafa bakarken, bir keresinde de fotoğrafta yan masada çıkan ve o an için gözü kameraya kaydığı için kadraja da giren genci kim diye sorgulamıştı. bir de iddiacı ben demiim ki kızkıza eğleneceğiz hani işte masada bir adam varmış kimmiş??
+"anne o yan masada çeken kişi ayarlayamamış işte kadraja onu da almış"
-'öyle mi? ama sizin masada gibi duruyor!!!!'
+"gözlüğünü tak da bak istersen!"
-'ona buna çektirirseniz böyle olur işte!'
+"kime çektirelim?"
-'birbirinizi çekseydiniz!!'
+"ama o zaman her karede biri eksik olur!"
-'olsun! bak şimdi elin ne idiüğü belirsiz adamı da fotoğrafta çıkmış!'
+"sanki çözümü yok! adam karede çıktı diye sonsuza kadar anılarımızda olmak zorunda artık sanki!! keseriz anne!!! ne var!"
-'hıı, e o zaman baskıda çıkmaz mı?'
+"e herhalde! fotoşop bilsem adamı kaldırıp yerine kıvanç tatlıtuğ'u bile koyabilirim!!"
-'ay bir o eksikti!'
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder