dün nereden açıldıysa konu annemle yanlış zil/kapı çalanlarla ilgili birşeyler konuşuyorduk.
ben de bir kaç gün önceki bir durumu anlatmış bulundum. of!
bir kaç gün önce kapı zar zar zar çaldı, annem de o sıra evde yoktu.
ben çocukken ve yeniyetmeyken hep tembihlerdi 'ben yokken kapıyı açma, kimseyi eve alma'.
'hı hı' demen yetmez iyice emin oluncaya kadar aynı cümleyi kurar 'tamam anne! anladım. kimseyi eve almayacağım, kapıyı açmayacağım'.
çocukken olduğu gibi o zaman da güya ironi yaparak anneme bilgimi kanıtlamak için tersini söylemiştim, annem ironiden anlamıyor yahu! 'tamam anne kapı çalarsa bakmadan sormadan açacağım, herkesi eve alacağım hatta kapıyı da açık bırakacağım!' demiştim sırıtarak. iyice yapay bir sırıtış yerleştirmiştim ki şaka yaptığımı anlasın, tersini söyleyebilecek kadar iyi anlamışım bilsin. ama nerdee!! bana dövecek gibi baktı, eğer baskıcı anne, tutucu eski kafalı anne, sopacı anne gibi sıfat tamlamalarına karşı olmayaydı gerizekalııı diyerek kafamı patlatırdı kesin. öyle baktıydı çünkü.
eğer anneme ironi yapacaksanız arada hiç es vermeden ironiyi yapar yapmaz 'hah ha ha her halde kapıyı açmam anne!' deminizi tavsiye ederim. çünkü siz ben değilsiniz haliyle sizi döverse dayakçı anne sayılmaz!! ona göre haa!
endişesini anlardım elbet, dünya kötü der dururdu, bazı yaşlarda da çocuğa kötülüğü korkutmadan anlatmak gerçekten zor olmalı. ama artık genç kızken biraz anlatılabilir gerçi üçbeş gün haberleri okusan, izlesen anlarsın zaten..
neyse endişesi haklıydı ama işte öğretmenlik de gen herhalde Allah'ım ben de mi böyle olacağım??? kızlar için ne yaparsan yap sonunda annene benzersin derler!! :))
hani öğretmenler bir konuyu anladığından emin olmak için tekrarlatır 'tamam anladım' yetmez bir de 'neymiş??' diye sorar ya! annem de öyle işte. anladığını kanıtlaman için dediğini demen lazım! :)
aslında insan yeniyetmeyken bir kulağından girip öbüründen çıkan laf çok oluyor, bence çok rahatlıkla anlamadan, idrak etmeden beynin dediğini tekrarlayabilirsin :))
neyse ben akıllı bir kızdım. gerçi anneme göre şaşkın, saftirik bir çocuk ama..
tabi ki kapılara bakmadım. zaten işime de gelmezdi! anne evde yok, oh yalnız kalmışsın ne bilim bağır çağır müzik dinleyip, makyaj yapıp, göbek atabilirsin... (yavrum o zaman internet yok idi! chat falan da yok idi!) yemek yemek yerine karnını çikolatayla doyurabilirsin, gizlice sigara içebilirsin (ay onu da anlamasın diye bir sürü uğraş sonra, izmariti yok et, odayı havalandır falan..), müzik dinleyip hayallere dalabilirsin, en yakın arkadaşını arayıp dedikodu yapıp kikirdeyebilirsin falan...
büyüyünce pek de öyle tatlı olmuyor.
zaman geçtikçe, ev değiştikçe durumlar da değişti. demir kapısı da olan bir evdeyken demir kapının arkasından konuşulabilirdi, ama içeri annem yokken kimse alınamazdı.
ha şimdi ben evden çıkarken aynını yapıyorum 'anne ben evde yokken tanımadığına kapıyı açma!!' diyorum. hoş kapıdaki delikten bakınca pek de iyi göremiyor ama, kapının arkasından konuşabilir pekala.
e ben de öyle yapmam, yani komşu gelirse ya da bir tanıdık falan zaten önce müsait misiniz diye bir ararlar artık cepten (eskiden cep telefonu mu vardı yavrım?! ).
ama yanlış kapıyı-zili çalma durumu hala var! 2. katı 3. kat sanma durumu gibi...
neyse annem yokken geçende zil çaldı işte gidip baktım delikten. tamirci gibiydiler. kapının arkasından kim olduklarını sordum, bilmem kaça gelmişler tamir için, yanlış işte. söyledim gittiler.
ama sen git annene ''geçende de kapı çaldı sen yokken" diye bir cümleye başla.
abartıyorum belki komik olsun diye farkında değilim ama annem gene endişe diyarına daldı anında. bir de güya belli etmeyecek hani tartışınca hep ''sen beni ahmak mı sanıyorsun anne?" diye çıkışıyorum ya. ama sanıyor gibi davranıyor! al işte.
belli etmemeye çalışarak ki hiiç rol yapamaz, soruyor 'ee kimmiş? açtın mı?'
ödleğin biri olsam evde yalnızken kapı çalınca altıma ederdim herhalde bu korkulu yetiştirilme tarzı ile bei korumak adı altında. vardı öyle korkak bir arkadaşım, evde yalnız kalamazdı. annesi bir yere giderken bizi arardı, ben gider kalırdım yanında zaten aynı sitedeydik. dayanamayıp sormuştum acaba başına kötü bir şey mi geldi diye. gelmemiş ama evde yalnız kalmaktan korkarmış. tv izle falan derdim gene korkuyormuş. Allah allah. çocukken de korkardı o zaten, gece tuvaleti gelirmiş ama karanlıkta tek başına tuvalete gidemez yattığı yerden annesine seslenirmiş, annesi götürürmüş. insan kendi evinden ne diye korkar ki. 'gece yatarken heryeri kilitleyin!' derdim 'korkmazsın o zaman' ama gene korkardı. ne zamandır görüşmüyorum hala korkuyor mu acaba? düşünsenize kendi çocuğu olmuş ama çocuktan daha çok korkan bir anne! çocuk onu teselli ediyordur artık..
"hıı açtım anne, boşuna buralara kadar gelmiş olmasınlar diye içeri aldım, yıkadım pakladım, yedirdim, içirdim, doyurdum, çamaşırlarını yıkadım, evdeki altını verdim, nakitleri, kredi kartını verdim. şimdi yorulmasın diye şifresini de veriverdim. hatta vermelere başlamışkene yazıktır buraya kadar yanlış da olsa zahmete girmişler gelmişler mutlu olsunlar yazzık diye düşünerekten de bi seviştim de öyle gönderdim. gene bekleriz de dedim!!!"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder