1.09.2012

saplantı

dün televizyonda idris elba, beyoce knowles ve ali larter'ın oynadıkları saplantı-obsessed (2009) adlı filmini izledim.

bana bir arkadaşımı hatırlattı lisa karakteri. şu ayrılmak isteyen erkek arkadaşına yapışıp, başına bela olan birini. ama o kız o kadar cinselliğini kullanamaz. ne güzel ne seksi ne de seksapelini kullanacak kadar cesaretli zaten.
ama filmde lisa'nın derek'e sürekli yaklaşması, adamın tüm davranışlarını kendine yönelik algışaması o arkadaşıma çok uygun.
evlenme derdinde ama bir türlü evlenemediği için bir ara herkesin kendine kur yaptığını düşünür olmuştu. bahsetmişimdir bundan hangi yazılarda olabilir evlendirmeyen evreler, sarmaşık tipi kız ve ya ben sevsem yeter'de.

hani arkadaşlar birbirlerine işte biraz moral olsun diye saçın güzel olmuş, aa elbisen çok yakışmış gibi şeyler der ya bu onun için tamam. hemen 'bana aşık' diye düşünmesine yeter. bu örnekleri genelde kızlar der birbirlerine ama olsun.
o kızlardan bile teklif alıyor!
neyse işte ortak bir erkek arkadaşımız evlenmek üzereyken nedense onu sırdaş falan görmüş olacak. demiş ki 'acaba ben doğru mu yapıyorum' (haa acaba 3 yıllık kız arkadaşım ve nişanlımla değil de seninle mi evlenseydim demeye çalışıyor arkadaşıma göre).
'yani x çok iyi bi kız, ilişkimiz iyi, fedakar bir kız, güzel de ama acaba bunlar yeterli mi? ya daha iyi anlaşacağım seveceğim biri dışarlarda bir yerlerdeyse?' (işte bunu da kendi üstüne alınmış).
neyse bu arkadaşımızın nikah gününe kadar bir beklenti içinde oturdu, 4 yıllık sevgilisini, nikah günü terk edip benim bu sarmaşık arkadaşımla evlenecekmiş. o öyle düşündü, bekledi. kendi daha iyi bir kızmış çünkü.



sonra bu arkadaşım, çevresinde tanıdığı özellikle bekar olan tüm erkekleri kendine bir olasılık olarak görürdü, hatta her laflarına alınırdı. aman küçücük bir iltifat etmeye görsünler tamam evlenecekler! oysa çoğu lafın gelişi söylenmiş sözler olur.
 yani bana anlatır işte mesela bir konuda hazırladığı dosyayı çok beğenmiş, kırmızı sana çok yakışıyor demiş, aa bugün çok gülmüyorsun biz alışmışız oysa demiş.
 hepsi ona aşık ve evlenmek için hazırda bekliyorlar. işte filmdeki kız gibi bu arkadaşımda gayet masumane, iyi niyetli ve arkadaşça yaklaşımları işaret olarak görür. hemde filmdeki kız gibi birlikteliğe değil evlenmeye işaret.
aman yanında birisi 'artık yaşımız da geldi evlenmek gerek' benzeri cümleler kurmasın anında benimle evlenmeyi kastediyor diye düşünüyor.
Pinned Image

neyse bazen böyle dostça bir iltifattan sonra evlenme teklifini beklemişliği, haftalar geçmesine rağmen herşeyi bir işaret görüp gene beklemişliği bile var. platonik aşık olmuş kendi ama o karşılıklı sanıyor oysa ortada iş arkadaşlığından başka bir şey yok, dışarda görüşmüş değiller bile. ama arkadaşıma göre adam ona evlenme teklifine hazırlanıyordu.

tüm bunları evlilikten dönme olarak addediyor. çok talipleri olmuş aslında. sarmaşıklığa, yapışkanlığa, saplantılarına devam ediyor. hala ona göre tanıdığı tüm bekar erkekler onunla evlenmeyi düşünüyor.
filmdeki gibi evlilere yaklaşacak kadar değil iyi aile kızı ne de olsa.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder