hasta kaprisi diye bi durum var ya onu iyi bilirim :). burada gülücük pek hoş olmadı. komik değil çünkü. hani hasta olan hastalıkla hasta yakını da kaprisle uğraşıyor çünkü.. neyse işte gevezelikten gülücüğü silmek yerine bunları yazdım.
annem bir keç gündür hasta. malum sonbahar geldi, hafiften havalar bi dengesizleşti. gerçi mersin de bu ancak ekimde olur. biz burada eylülü yazdan sayarız. ama nanemolla bünyeler için öyle değil. soğuk algınlığı ya da mevsimsel üşütme. ne denirse artık. bilemiyorum çünkü annem hastalandığında doktora gitmez. mümkün olduğunca kaçar doktordan. kendi kendine geçsinmiş, beklermiş.
bazen "e anne geçmiyor işte, en iyisi gidelim belki ilaç yazar" derim. ama boşuna. üşütüğünde of sırf bünyeyi değil kafayı da üşütüyor.
ateşi çıkar, halsiz, çok fena hapşırır, öksürür. bunlara paralel uykuları kaçar. uyuyamadıkça daha da toparlanamaz. doktordan kaçıyor ya bol bol c vitamini ile tedavi. dinlenmeyle. ne dinlenmekse artık. fazla eve ve yatağa tıkılınca hemen asabı bozulur. sürekli sövüp sayar. geçmişteki olumsuzluklar hatırlanır ve buna sebep olanlara sövülür. son olarak doktora gitmediği için uzayan süreç yüzünden eve tıkıldığı için sıkılan annem söylenmeye başlar. 'of bu ne biçim hayat?' 'ölsem de kurtulsam!' en çok kullanılan kalıplar.
ha bunlar da yani bir soğuk algınlığında edilenler. gerçi onun soğuk algınlığı falan sigara içtiği için yorgun akciğerini fazla etkiliyor iyileşme süreci çok uzuyor ya da hatta küçük bi soğuk algınlığı diyeceğiniz bir şey bronşite dönüşüyor. o zamanla bu ölsem de kurtulsamların sayısı artıyor.
"bak böyle geçmiyor gene bronşit olacan en iyisi bi an önce doktora gidelim" desem ben baş düşmanıyım.
hiç bir şey demesem c vitamini, ıhlamur falan yapsam bile gene kusurluyum, bir çare düşünmediğimi ima eden kaprisli sözler işitirim.
otacı mıyım ben? ben de çare doktora gitmek. ama imkansız. gitmez. korkuyor doktordan. ama ona göre doktora daha ciddi durumlarda gidilir. hastalık geçmezse 6 yıl öncesinin reçetesi ile tanıdık eczaneden bana ilaç aldırılır.
yani bi soğuk algınlığı bu kadarsa.
neyse.
madem öyle bundan böyle tekniği uyguluyorum. ben de hasta olduğumda doktora gitmiyorum. limon ve uykuyla çözmeye çalışıyorum. küçücük bir alerjim olsa bile 'git doktora' diyor ama kendi gitmiyor.
ders olsun diye de "işte bana şahane örnek olduğun için ben de gitmiyorum doktora" diyorum, amaan ben de!
bi keresinde birinden fena grip bulaşmış, çeşme gibi olmuş burnum (hatta ayıptır söylemesi bağırsaklarım), inadına gitmedim doktora, "sen gitmiyorsun! kötü örnek!" (bana kötü örnek olmak korktuğu şeylerden biriydi ben çocukken ama şimdi geçmiş anlaşılan) diyorum.
arada bir yokluyor gideyim diye.
baktı gitmiyorum diyor ki 'doktor kötü bir şey söyler diye mi gitmiyorsun nazlı?' ..
yüzüne karşı sen gitmiyorsan ben de gitmem grip falan olunca dememe rağmen aldığım cevaba bak! bahane sanmış! oysa ki aklıma hiç bir şey gelmiş bile değil. altı üstü grip işte. belki grip bile değil yaşlıların dediği gibi yel girmiş :) sadece...
"ne diyecek anne! kansersin ölüyorsun! üç ay ömrün kaldı!, ya da ameliyat lazım! mı diyecek. verecek antibiyorik, öksürük şurubu, pastil vitamin falan yollayacak..altı üstü üşüttüm işte."
artık kendi paronoyak düşüncelerinden mi aklına benzer şeyler geldi yoksa beni korkutup doktora gitmemi mi sağlamaya çalışıyor bilemedim..
bir keresinde de regl dönemim düzensizleşmişti, sınav stresinden falandır. zaten bir süre sonra düzeldi ama o sırada söylemişim demek. o zaman da 'doktor kötü bir şey der diye mi gitmiyorsun?' demişti. beni delirtmişti.
demek ki esas kendi doktor kötü bir şey der diye gitmiyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder