30.09.2012

saç mevzusu - gidelim de kuaföre saçlarımızı kısacık kestirelim

bir önceki yazıda banyo yapmaktan bahsederken geldi saç konusundaki anlaşmazlığımız annemle.

jöle, köpük ya da şekillendirici birşey sürmemden taraf değil, baskıcı olmamak adına yasak koyamıyor ama dırdırla işi halletmeye çalışır. evet saçı yorduğu, yıprattığı doğru ama şekil alması ve şeklin kalması için gerekli.

annem saçını hep oldukça kısa kestirir, kolayca da şekil alır. benim ince telli saçlarıma göre daha kalın tellidir saçı çünkü. bu farkı gözetemiyor işte.

her yaz başı tartışma konusu aynı. hiç sekmeden vazgeçmeden. sıcaklar hafiften kendini belli eder etmez annemden şunu duyarsınız;
-'gidelim de kuaföre saçlarımızı kısacık kestirelim!!'

bunda da çoğul konuşup karar vermek istiyor. beraber yapalım istiyor. kısa saç bana yakışıyormuş diye de iknaya gider. usanmadan dener.
ben uzun saç seviyorum, bakımı da zor olsa şekil vermesi de zor olsa. umrumda değil!! kısa saç hiç yakışmıyor değil ama incetelli saç için epey zor, terledin mi kafana yapışır, istemediğin yerlerden kıvrılır, şekli bozulur.
annemin öyle değil, tarayıverir, şöyle bir havalandırır olmadı az krepe yapar tamam.

ilkokuldayken de annem beni kandırıp kuaföre beraber gider kestirirdik kısacık. şekil vermesi kolay olur iddiasında hala. bakımı zor tabi bir de kadın senin saçımla mı uğraşsın diyecek gibisiniz noldu?

neden o uğraşsın ki, saç benim kafamda. ilk okulda bile hatta anasınıfında bile kendim yıkanır saçımı da kendim kuruturdum, ona ne oluyor ki.
tabi okuldayken bir şey sürülmezdi bende tarar, kafamı eğip havalandırır, kaküle de fön çekiverirdim. ama annem tepem de nazlı hadi hadi nazlı... benim saçım dalgalı, ablamın pırasa kadar düz onun fazla zamanını almazdı. o kadar düzdü ki saçı yataktan kalkınca bile birbirine dolanmaz iplik gibi iner. gene anneminkinden farklı ama hemen örgü yapıverir tamam olur. onların kolay şekil alan saçları ve süssüzlükleri yüzünden ben de hep bekleten gibi oldum. kendileri hazır olduğu an ben bir fazlalık 'hadi nazlı yaa'.

benim uzatmak istediğim ve artık ilkokuldan sonra elletmediğim saçım anneme hep fazla göründü. sabahları 'hadi nazlı!' nidasından başka, 'şu saçlarını kestirsen kısacık' lafını duydum. açık bırakamazdım ben de elbet, tarayıp kabarttıktan kaküle fönden sonra örüverirdim ama gene de fazlaydı.

her fırsatta gözü saçımda ya 'daha saçını yapmadın mı?' , 'of daha nazlı saçını yapacak!' , 'nazlı'nın saçı beklenecek!' , 'kısacık kestirsen şunu' der. hala da takık! ara ara mesela işte sıcaklar bahanedir şimdilerde. kışın da soğukta yıkamak, kurutma zorluğu bahanedir.

ablamın bir şeyden haberi yok saftirik, saçını örüverdi mi bitti, ne benden taraf annemden kayar yememek için, ne annemden taraf başbaşa kalınca sitem edip kafasını şişirmemem için, tarafsız bölgelere çekilir kalır bizim annemle laf yarışlarımızda....

hatırlayamadım her halde dersini alıp oturmuştur da ondan...

işte şimdilerde de yaz ve kış bahane.

bir ara omuz hizasından yukarda kestirmiştim, beraber gitmiştik kuaföre. kuaför kestikçe annem rahatlıyor, sanıyor ki kurtuldu. saçımdan ne istiyor ve neden kendinin kurtulması gerekiyorsa artık.. ben sıkılsam neyse bin dert bir saç.
daha da kuaföre koltuğa otururken hatta girişte
-'saçımızı kısacık kestirmeye geldik!!' diyor bi sevinçle..

milletin annesi uzun rapunzel gibi saç sever, benimkisi kazıtsam sevinecek :)

ben atılıp ekliyorum;
+"benim omuz hizalarında olacak!"

birgün saçımı kısa kestirmememin sırf inattan olduğunu söyledi bana. belki de öyle. ama ne farkeder ki saç benim.
+"ama ben uzun seviyorum, hem şekil almıyor kısayken, kısa saç tepeme yapışıyor, garip yerleri kıvrılıyor seninki, ablamınki gibi düz diil ki, kendimi kötü hissediyorum böyle olunca. kendimi güzel görmek, hissetmek hakkım değil mi? neden anlamıyorsun ki?" dedim.

ama benim doğallığım ve masumluğum yetermiş zaten güzelmişim. neden daha güzel olmayayım, ya da en azından ben öyle hissetmeyeyim neden? makyaj da sevmez mesela. o da mesele. kaşı gözü belirgindir işte çok gerekmez. arada rimel sürerdi eskiden.

ailede daha çok ablam anneme benzer, üstelik çok daha evcil bir insandır, ne derse yapar, itaatlardır da. ama o zaten kendine daha çok benzediği için midir nedir beni kendine benzetmeye çalışır. saçını kısacık kestirip, hiç makyaj yapmayan sütyen düşmanı bir kız olmalıyım.. ablamın mı yoo upuzun saçı var. pırasa gibi düz hala. zaten kısa saçla peruk takmış gibi olur, çaresiz yani bu konuda.

hala kuafördeyiz. annem sandı ki saçım hadi en azından omuzdan yukarı oldu, artık çok kolay şekil alacak, hiç uğraşmayacağım falan. her zaman da beni beklyor değil ha, okula kursa giderken de kendine stres yaratır. nazlı derse yetişebilecek mi? şu saçını kısacık kestirse yetişirdi.

neyse sonuç daha da bakım ve şekil gerekmesi biçiminde oldu çene hizası diyelim saçım için. hah ha daha çok uğraşmam gerekti, hatta daha çok zaman aldı kabarıp paskırdığı için...
gene uzattım ondan sonra...

ama anneme göre hala en iyi saç modeli kısacık kesim benim için. ilkokulda ne kötü dolaşırdım o kısa saçla yaa. o zaman pek farkında değildim gerçi ve saçım daha iyiydi, ne fön çekilmiş ne sprey sıkılmış, pırıltılı doğal saç. ama püskürüktü işte..

şimdi saçımı hiç kestirmiyor değilim yani sonuçta guinnes rekorlar kitabına girme hırsım yok. ama işte bir kaç santim, kırıklarını aldırmak, kat vermek maksatlı. annem her halde beni gönderirken yalnız gittiğim zamanlar kuaföre arkamdan dua ediyordur bir yanlışlık olsa da kısa kesilse diye..
çünkü her fırsatta -'kısa kestirsen bak görürsün ne kadar kolay, güzel oluyor, annem haklıymış dersin vazgeçemezsin' diyor. hani desen çene hizasında kestirmiştim de çok zor şekil almıştı diyorsunuz di mi? dediim cevap; 'daha kısa olsaydı öyle olmazdı ki, yeterince kısa kestirmemiştin!!'

tabi ünlü ya da sokakta gördüğü birilerini örnek verip imrendirme yöntemi, kısa saçın olumlu yanlarını ki kendine göre olumsuzu yok, anlatıp zihne fikir ekme işlemlerini yapıyor...

(sütyen düşmanlığını anlatmışmıydım ben?)
neyse.

belki ben mi anlatamıyorum. bu konuda o kadar çok münakaşa ettik ki aslında her yolu denedim. kavgayla, sert, üzüntü sıkıntıyla anlattım. saçım seninki gibi değil, dalgalı ve ince telli, tarayıp çık olmuyor... uzun saç seviyorum....benim yüz şeklime uymuyor.... ama öyle her saç her yüze uymaz ki!... sivilce izlerimi ve kulağımı kapatmalıyım...
ne dersen de sırf senin hatırın için o an kapatıyor konuyu. ya da sıkıldığı için. ama kendi fikri doğru. bi gün "iyi ki politikacı değisin anne, diktatör olurdun" demiştim ama canım fikrini savunuyormuş!!! baskı yapmıyormuş ki!!!
 tabi ya kandırmaya ya imrendirmeye ya da o fikri sen farkına varmadan sana aşılamaya çalışır inceptioncu annem :)) aayyyy götüme kadar uzatçam saçımı!!!

acaba diyorum aslında çok uzun saçlı olmamı istiyor da mahsus inat damarıma basmak için mi tersini söyleme taktiği uyguluyor???



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder