ben tuvaletteyim, annem koridorda sesleniyor anlaşılan tuvalette olduğumu bilmiyor. hata ben de bildirmeliydim! tv odasından çıkarken bazen soruyor ne düşünüyorsa artık. ya da çişimin gelmesine mi şaşırıyor?
------------------------------------
-'nereye??'
sanki akşamın bir saati dizi izlerken birden atlayıp zimbabweye gideceğim! seçenek nedir ki? üç oda bi salon iki balkon bi banyo olan evde??
+"tuvalete anne!"
bazende sabırsız oluyorum sorusunun saçmalığını ve gereksizliğini anlasın diye
+"uzaya! new york'a, kocaya kaçıyorum, pencereden dostumu alacam odama!" diyorum.
ama sıkılınmayacak gibi mi yahu? dizi izlerken kalkmamamlı mıyım yerimden? dizinin süresini düşünürsek sidik torbam patlayıp geberinceye kadar oturmam lazım. zaten nereye gidebilirim ki??
kızıyor 'aman sen de! lafın hazır'
e beni lafı ağzında, hazır hale getiren kendi? oda değiştirirken bile bilgisi olmalı, tutsağım sanki. böyle söyleyince de ha yok usturuplu söylüyorum ama gene ben suçluyum, ne varmış yani söylesem?
mesela kalkıp gidip odamda ve ya neredeyse işte fazla kalırsam merak ediyor. sanki kendi odamda başıma korkunç şeyler falan gelecek, ya da yasak çiğnemişim.
bi keresinde diziden bunaldım odama geçtim, dolabımı düzenleyeyim dedim. bir süre sonra bir endişe bir merak kapıda belirdi
-'ne yapıyorsun sen?' ya da 'nerede kaldın merak ettim?!'
+"ay anne nerede olacağım ki?"
-'e dizi var ya ondan'
+"ay sıkıldım diziden, mecburmuyum yahu"
-'izlemeyecek misin?'
+"hayır izlemeyeceğim!! gebersin dizi! sıkıldım yaa"
-'iyi tamam ama anlatmam sonunu!'
ilkokul bebesini kandırma yöntemi aaayy annatmayacakmışş, hemen gidip izleyeyim, zaten mecburum!!
ooof of!
ama odadan çıkarken sıkıldığımı ve seyretmeyeceğimi belirtip çıkmışsam odadan gitmeyim diye
-'başka yere bak istersen!'
+"sen izle ben odama gideceğim"
-'napacan odanda??'
+"bu saatte tavuk gibi uyuyacak değilim herhalde! naparım anne ben odamda?"
-'ben ne bileyim canım!'
ay odamda naptığımı bilmiyormuş!!! sanki ikide bi odama dalan kendi değil, hatta odama tv yerleştirme ve orada oturma hayalleri kuran değil. sanki beni kitap okurken, bilgisayara bakarken ya da ne bileyim dolabı karıştırırken hiç görmemiş. odam da ne yapacağım?? yasak bölgeye giriyorum sanırsın!!
hani suratına bakarak kapıda 'sen mi geldin?' denmesi gibi bir şey bu! o da ayrı konu o kadar saçma ki yüzüne bakıp sen mi geldin denmesi. sanki ben gelmemeliyim. hani umulmadık bir zamanda gelsen, o da değil!
------------------------------
neyse işte bilgisi dahilinde tv odasından ayrılmışım ama tuvalette olduğumu bildirmemişim işte! suçlu bulundu! asın bunu!!
koridordan sesleniyor (koridor da şato koridoru değil, banyo kapısı görünüyor. ama diyelim ki fark etmemiş kapı kapalı, içerde ışık var!)
-'nazlıı? faturanın tarihine bak, ne zaman sonmuş?'
bizim banyo kapısı baya sağlam, içerden kapı kapalıyken seslendin mi ses havalandırmadan diğer katlara
çıkar da aynı evin içindeki koridora çıkamaz!
+"tuvaletteyim anne sonra"
duymuyor ki! ama komşu biliyor ben neredeyim duymuşsa!
annemse benim iyi duyamadığımı sanıyor
(sadece o an değil her zaman, mesela bir cümleye bir odada başlayıp başka odada bitiriyor ve ben de bambaşka bir odadayım. duymadığım için suçluyum. ya da ben balkonda çamaşırla falan ilgileniyorum o içerde konuşuyor, sesler mesafeler önemli değil duymam gerek. ama o balkondayken ben bir şey dediğimde o da duymuyor ama ben gene suçluyum, kusurluyum. duyuraymışım o zaman. e yüksek sesle söylesem de kızıyor sağırmıymış?)
-'bakmadın mı?'
bazen de banyoda olurum böyle seslenirken ya o ayrı mesele.
+"bakmadıım! ve tuvaletteyiim!"
hiç duymuyor ve nerede olduğumu merak ediyor, ayak seslerinden anlıyorum ki sonunda koridorda yürümeye karar vermiş, ve banyonun kapısının kapalı olduğunu fark etmiş, ışığını da. iyi tamam diyeceksiniz demeyin. daha yeni başlıyor.
-'ne yapıyorsun orada nazlı?' kapının yakınından sesleniyor artık.
+"tuvaletteyim anne!"
-'baktın mı faturanın tarihine?'
+"hayır, sen söylerken de tuvaletteydim"
-'e söyleseydin ya nazlı, buraya kadar geldim'
+"söyledim duymadın"
(bazen de bu söyledim duymadına inanmaz, tartışma çıkar. o söylediğime de inanmaz o an duymadığına da. söylemediğimi iddia eder! söyledim duymadın, söylemedin. söyledim duymadın, söylemedin.söyledim duymadın, söylemedin.söyledim duymadın, söylemedin. duymadığını kabul etmek istemiyor. oysa duyma yetisiyle ilgili değil, ya dinlemiyor o an dalgın, ya başka sesler engellemiş ya da dinlememiş, dikkat etmemiş, ya da mesafe olduğu için. )
-'faturanın son tarihini merak ettim de'
+"çıkınca bakarım"
-'hadi kızım, ne yapıyorsun orada o kadar??'
+"of anne tuvalette napılır?!"
_______________
gece tuvaletteyim annem fark etmiyor kendi de dalıyor içeri.
+"anne ben varım!"
duymuyor, uykulu gecenin körü. beni hesaba katmamış.
az daha volümlü +"anne ben varım!!"
duyuyor ve ödü kopuyor. klozette otururken ben.
-'ne yapıyorsun sen orada???'
annem bana neden tuvaletteyken ne yapıyorsun diyor?
_____________________________
bu soruyla sık karşılaşmak bende stres yaptı? tuvalette yapılacak çok seçenek varmış gibi. aman zaten fazla bilgi vermeyin bu konuda anneme. bi keresinde bi peklik sorunu yaşamıştım. es kaza ağzımdan çıkmış. sonra geçti ve dediğimi de unuttum. ama iki hafta yumuşak, bağırsak açıcı yiyecekler yaptı.
-'e kabız olmuşum demiştin de'
zamanı hepten unutmuş. iki hafta olmuş geçmiş bile. ama..
+"iki hafta önceydi o, iki haftadır çıkmıyo muyum sandın? ölünür yahu. zehirlenir insan"
o zaman da daha önce değil geçen gün söylediğimi iddia eder, ben unutmuşum. insan kendi götünü nasıl unutacaksa artık!!!?? ^^
bu bilgi bir süre endişe yaratabilir ve anneniz her gün tuvalete çıkıp çıkmadığınızı sorup, kendi tuvalet düzenini bunca yıldır beraber yaşamıyormuşunuzda bilemezmişsiniz gibi anlatmaya başlar.
_____________________________________
madem konu açıldı, bunu da yazayım.
nedense annem ne zaman banyo yaptığımı da merak eder. ne önemi varsa. sorunca bir cevabı yok. merak etmiş. neden. bilmem.
aramızda illa bir diyaloglar döner. ama onun sorularını geçeceğim sadece.
*tuvalete girmişsem, uzun kalmışsam,hatta bir süre ortada görünmezsem ya da sadece kapı kapalıysa bir şekilde bile 'banyoda mısın?'
*banyodan çıkınca, ya da saçımı açık görürse, ya da banyo havlumu görürse 'banyo mu yaptın sen?'
*sabah havlumu balkondaki askılıkta görürse 'banyo mu yaptın akşam?', 'duş mu aldın akşam?', 'banyo mu yaptın duş mu aldın?'
*akşamları 'bu akşam banyo yapacak mısın?'
*dışardan terli geldiysem, ya da sıcaktan şikayet ettiysem, saçımın şeklini beğenmediğimi söylediysem 'banyo mu yapacaksın?'
*sabah ne havlu görmüştür, ne de henüz sıcaktan bahsetmişimdir 'duş mu aldın?'
*off terledim dediysem 'duş mu alacaksın'
*kıyafetimi ikinci kez değişmişsem 'banyo mu yaptın? duş mu?'
*yüzümü yıkarken saç diplerim biraz ıslandıysa 'duş aldın herhalde'
*havluları değiştiysem 'duş almışsın'
daha vardır belki. çoğunda tutturamadı.
eskiden bahar ve kışları suyu ısıtmak meseleydi, evdeki güneş enerjisi kötüydü, kombi de yoktu. haliyle hava iyi gibi olduğunda fırsatı kaçırmaz yıkanırdık. zamanı hiç belli olamazdı. bir de annemin cildi daha kuru benim ki ise ona göre daha yağlı olduğu içinde banyo zamanımız uymaz. ama bu uyumsuzluğu annem anlayamaz. yazın diil tabi hergün duş alınır ama kışın anca iki günde bir yıkanırım. annemse üç güne bir. saçı kirlenmez, zaten jöle de sürmez. ama bu aynı şeyleri duymama hiç engel değil. her halde o zamanki alışkanlıklardan kaldı bu. hani suya soğuk su karışmadan artarda yıkanabilemlim diye sözleşirdik. bazen de kendinin yarın yıkanacağını belirterek beni de bekletmek isterdi. işte bu da meseleydi. saçımın kirlendiğini düşünemez.
-'yarın arka rakaya gireriz banyoya. '
+"benim saçım kirli, jöle çabuk kaşındırıyor, yıkamazsam yarın çıkamam"
-'sürme sen de!'
+"iyi şekil almıyor ama"
-'dışarı çıkmazsın! ya da kısa kestir sen de!' .... (saç konusu ayrıııı ^^)
tartışma başlıyor.
yok istediğim zaman yıkanmama bir şey demiyor, baskıcı anne olmayacak ya.
ama es kaza böyle söylerseniz işte başınıza bunlar gelir. banyoyu da aynı gün yapmak zorundaymışsınız gibi. o zaman aslında güneş enerjisindeki su yüzündendi, arka arkaya iki kişi yıkanacak kadar su ısınmıştır, eğer bir kişi yıkanır zaman geçerse soğuk su karıştığı için kalan su soğur hatta ertesi gün çok güneşli değilse hiç ısınmaz. aynı gün yıkanmaya mecbursundur kışları. o yüzden başladı banyo tartışmaları....
annem ısrarla üç güne bir, ben iki güne bir. ikna olduğu da olurdu, ama direttiği de.
yarın yıkanalım diye. bi keresinde böyle dedi ve ertesi gün o kadar yağmurluydu ki ısınmış su da buzz gibi oldu. ikimiz de kirli saçla kaldık. elime koz geçti böylece. ne zaman 'yarın' dese 'ya yarın hava kapalı olur da su soğur, kirli kalrsak hani o gün ki gibi!' diyerekten ya ikna ettim ya onu dinlemeden rutinimi bozmam deyip banyo yaptım. başka çare yoktu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder