annem benim kendini çok sık öpüp sarılmadığımdan çok şikayetçi. 31 yıl oldu dokunmatik bir insan olmadığımı öğrenemedi. ya da bana öğretebileceğini düşünüyor.
bir arkadaşım var mesela annem ona bayılır. çünki o da çok dokunmatik-toucy diyolar ingilizcede- bir insandır. benim hoşlanmadığımı bildiği için fazla abartmaz ama.
neyse işte bize eve ziyarete gelmişti annem ne dediyse o ara hatırlamıyorum komik gelmiş, hoşuna gitmiş. anneme sarılıp 'ayy teyze çok alemsin' falan dedi.
annemde yüzünde komik bir ifadeyle bna bakıyor, hani nispet yapar, kıskandırmaya çalışır gibi. öyle bir ifade. konu oradan açıldı. arkadaşıma beni şikayet ediyor ki belki değişirim. diyorum ya asla vazgeçmez. yüzünde yapmacık olduğu, rol kestiği besbelli komik-garip ifadelerle (iyi rol yaptığını sanır) benim kendine hiç sarılıp öpmediğimi söylüyor kıza.
okşanmak isteyen bir kedi gibi tuhaf hareketlerle. sonra arkadaşımı da bana örnek gösteriyor. sanırsın ben 31 o 35 yaşında değide 5-6 yaşlarında veletleriz. arkadaşım da çok sever, ama sevmeyene bulaşmaz, uğraşmaz. o da anlatıyor işte ayy ben nazlı'nın aksiyim diye. ailesine, arkadaşlarına işte öyle dost gördüğü herkese sarılmayı, öpmeyi çok severmiş. annem nasıl imrenerek bakıyor. iyice de abartıyor ki beni değiştirebilsin. hani ayrı kalır özlersin falan öyle de değil anneme kalsa elele oturup tv izleyeceğiz, o konuşacak. dakka başı sarılıp öpeceğim. bazen de çocukluğumdan dem vuruyor, o zamanlar çok öpermişim. ya o zaman da zorla kendi öptürürdü. illa 'gel bi öp', 'gel anneyi öp', anneye bir kucak....8-9-10 yaşında bile.
hatta tutar zorla öper öptürürdü. en sevdiği şeyde bunu toplum içinde yapmaktı. tabi kanıtlanması gerekiyor çocuğumu çok seviyorum o da beni. hatta 14. mü ne bir yaş günümde kendini öperken fotoğrafım olsun diye ısrar etmişti. fotoğraf çekiliyo illa ben öperken olacak... ilerde anı olurmuş. sanki annemi sevmiyorum ve sevdiğimi hatırlamayacağım. bazen de mahsus küs sanırlar haa der öptürürdü. kolumdan tutup çekip öpmüş, öptürmüşlüğü de var kazık kadarken. başbaşa kaldığımızda da öpeyim ister de kalabalık içinde daha bir arttırıyor şiddeti. birbirini sevmeyen anne-kızlar gibi görünmemeliymişiz. bir geziye gitmiştik ben 25, şehirdışında bir yerde işte, yemekteyiz. tutturdu beni öp. sen beni sevmiyormusun duygu sömürüleri. aklı sıra toplum içinde kendini öptüre öptüre beni değiştirecek. neyse ki başkalarını öptürtmüyor :))
yani sürekli elele, kolkola, yanakyanağa gezsek dakikada bir öpsem sarılsam....
benim sevgisiz olduğumu sanıyor, sevgi sadece sarılıp öperek gösterilirmiş. güzel söz, iltifat falan önemli değilmiş. yani "ay bu elbise seni koca popo gösterdi" desim ama annemi cop cop öpem...
çocukken ve çocukluktan genç kızlığa geçerken kişilik özelliklerini kendine benzetmek için çabaladı durdu, şimdi daha azaldı ama denemiyor değil.
arkadaşım anlatıyor bayılırmış annesine sarılıp yatmaya. elinde olsa hergün annesine sarılıp, döşünde uyuyacakmış. ama annesi sıkılıyormuş. bu da bir çeşit sarmaşık kız işte. hayali evlendiğinde de kocasına sarılıp uyumakmış. allah yardımcısı olsun!! şimdi bu adamla gider kavga eder mesela, sonra adamı ezmeye çalışır laflarla sonra da sarılıp uyumayı bekler....
annemin bir bakışı var imrenerek ve bana ders verir gibi. aa bak işte gördün mü anormal birşey değil der gibi. 35 yaşındaki kadın neden hergün annesinin kucağında uyumak ister ki? bu normal mi allah aşkına??!!
ağzından "ayy ne güzel" lafı çıkıyor.
'isterseniz kızları değiş tokuş edin herkes mutlu olsun!' deyiverdim 'siz sarılıp uyursunuz artık bundan böyle'..
garip çok garip...
bana mı öyle geliyor acaba...
ben erkek arkadaşım olusa ya da evlenirsem ona sarılmak isterim zaman zaman. kadınlara değil.
yani acaba bilinçaltında sevgi ve cinsel dürtülerinin tatminsizliğinin, bastırılmışlığının bir yansıması olarak mı çıkıyor böyle yüzeye, arkadaş akraba öpmek sarılmak, sarılıp uyumak olarak...
hani bazı kızlar yeniyetmeyken kız arkadaş ya da akrabalarıyla fazla el şakaları yapar ya onun gibi. ah freud ah
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder