sanki özellikle tenefüs ya da öğle aralarında arkadaşlarımla iki çift laf edemeyeyim diye bilhassa saçma sapan şeyler sormak için arıyor.
bu ne
bilmem ney nerede
bilmem neyi bulamıyorum
bu nasıl çalışıyor gibi onlarca soru. ve asla da bulamaz. koordinat versen gene gözünün önündekini bulamıyor. belki özellikle de uzatıyor ki kimseyle sohbet edecek zamanın kalmasın ve huzursuz da olmuş olayım.
ya da gelirken bilmem ne al şunu al bunu al diye başlayıp o sebzeyle ne yapacağını anlatan bir nutuk atmaya başlıyor ardından anılara dalıp onları da anlatmak istiyor.
sorusuna soruyla cevap verirsen daha da uzar konuşma. kısaca bilmiyorum hatırlamıyorum deyip çıkmaya çalışıyorum.
bazen de tanıdığımız ya da sadece kendisinin tanıdığı birileri hakkında gereksiz şeyler soruyor. bilmem kimin kocasının işi ne boyu kaç gibi!!!????
anneme göre bunlardan bana ne olamaz bize ne de olamaz. eğer merak ettiyse cevap almak istiyor!!!
e internetten bak!!
iyi ki bir herşey var demişiz internette. ama anlamıyor ki sen onu oraya koyarsan var. bilmem kimin kocasının boyundan bana ne??????????
bir arkadaşım diyor ki e arayacağına vatsaptan yazsa ya. öğrenemiyor ki!!!!!! kimbilir kaç kez öğretmeye kalktım, ablam kaç kez anlattı ki ablam anlatında hemmencik öğrendiğini iddia etti. ama yazdığı saçma sapan bir mesajı alakasız birine yollayıp benden cevap beklemişti.
bir de sinirlenmiş telefon edip yazmadın cevap diyor iddia ediyor emin yani bana göndermişmiş.
bir elektirik ustasına mı ne atmış.
ben niye atayım ona tanımıyorum ki telefonunu nerden bileyim diyor.
telefonun rehberinde kayıtlı olduğunu anlamıyor.
zaten anlamadığı derste mesajlara da bakmayacağım!!
e neye yaramış ki o zaman??????????
geçende de at-ramış bana bu nedir diyor. ben nerden bileceğim acaba ney ne?? elindeki şeymiş görmüyormuymuşum!
nasıl göreyim anne ben telefondayım! kameradan diyor.
zar zor kullanabildiği eski kapaklı nokia telefonun kamerası mı var ki?????????
bazen de bu ne bunu nereye koyayım bunu atayım mı gibi saçma sapan şeyler söylemek için aramış oluyor. ben ne bileyim elinde ne var. ama güven olmayacağı için tersleyip korkutarak sakın elleme diyorum.
çünkü geçmişte flash belleğimi kopmuş plastik parça diye çöpe atmışlığı var.
ya da odamdaki kirli sepetinden sarkan kirli külotumu sallaya sallaya peşimden gelip külot giymemişsin diye haykırmışlığı da!!!
ne kadar korkuttuysam çalışma-makyaj masamın üzerindeki pis peçeteyi ne yapacağını bile sormak için defalarca arıyor. sanki akşam gelince atsam olmaz eve verem yayar. mesele beni arayıp rahatsız edecek yeni bahaneler üretmek.
hafta sonu anlamış arkadaşlarla buluşacağımı - öyle gecelere kadar sabahlara kadar fink atma falan değil ha normal sıkıcı bir buluşma, millet evli çocuklu bilmem neli anca 2 saat zor ayırırlar kendilerine, ama annem bu kadarrına bile dayanamıyor bunu bile bana fazla görüyor ki- anlamış işte ve hemen yardımcımızı aramış ev temizliğine gelsin diye.
oysa evde yabancı birinin dolanmasından hoşlanmaz, kendine kalsa tüm hafta sonumu dinlenmek eğlenmek rahatlamak yerinde kendimi yerlere ata ata paralayıp sakat edinceye kadar temizlik yaparak geçirmeliyim.
aklı sıra Gülüzar gelince ben de çıkamayacağım. hayalince buluşmayı iptal edip evde kendimi paralamam. öyle sakatlanmamdan yorulmamdan kimyasal solumamdan falan hiiiç gocunmaz!!! hatta kadına kıyamaz bana rahat rahat kıyar!
---
Gülüzar gelmişken ben çıkamam sanıp ayakkabılarımı giyerken ben isyan ediyor nereye!!!!!!!!!!!!
sanırsın seks partilerinde orgi yapacağız, yerlatı barlarında kumar oynayıp, içeceğiz. salak salak içi geçmiş 2 öğretmen-ana 1 de kız kurusu öğretmen sıkıcı sıkıcı dolanacağız avm'de. yapabileceğimiz en değişik şey sahile inmek olur, o da Nurgün arabasını alıp da gelecekse üşenmeyiz belki.
Gülüzar da zannediyor ki anneciğim beni çok sevdiği için sürekli koynunda yaşayayım istiyor!!
Abla da diyor seni hiç ayırmak istemiyor ha yanından!!
Ya sonra da bana hiç arkadaşın yok, çevren yok, hiç sosyal değilsin yabanisin koca da bulamadın diye eleştiri yağmuruna tutuyor ama. sürekli evde pinekleyerek nasıl arkadaşın olacak da koca bulacaksın acaba???
sürekli evden takıldığım zamanlar da çok oldu. memnun muydu hayır asla! her zaman ne yaparsan aksini ister tamam deyip boyun edersen gene aksini ister. bu bir kısır döngü.
annemin hayal gücüne göre kendi ihtiyaç hissettiği uygun gördüğü zamanlarda kendi istediği miktarda kendisiyle beraber sosyalleşmeliyimyani her yerde burnumun dibinde surat asıp kapris yapıp tüm ilgi alakayı kendisi görmek isteyecek!!
benimle arkadaş buluşmama geliyor ama beni konuşturmuyor, biriyle 2 çift laf edeceğim anda benden bir şeyler isteyip lafımı bölmek için yırtınıyor. hatta çenemden tutup yüzümü kendine çeviriyor ki kendine bakayım çenemi kapatıp!!!
yani arkadaş buluşmama gideceğim ama arkadaşlarımla hiç ilgilenmeyip konuşmayıp hatta suratlarına bile bakmayıp annemle konuşacağım kaprislerini çekip sadece onunla ilgileneceğim. bunun adı da sosyalleştim arkadaşlarımla görüştüm rahatladım.
bir de napim ben konuşarak ahatlıyorum demesi var. sürekli konuşmaya hakkı varmış ve hoş görecekmişiz.
sen benim rahatlama biçimlerime karşısın ama. ne doğru dürüst uyuyayım ne arkadaşlarımla gezeyim ne sahilde yürüyeyim ya da spora gideyim ne de alışveriş yapayım istiyorsun!!!?_
uzun anlamsız karamsar birbirine benzeyen yazılar... *biraz atıyor ve abartıyor olabilirim de olmayabilirim de, garanti yok. *bu blogdaki yazılar gerçek kişi, olay ve mekanlardan ilham alınarak yazılmıştır. *isimler akıl sağlığım açısından, bir çemberin iç açıları yüzünden falan fiştan değiştirilmiştir. *benzer durumlardaki isimler tutmuyorsa ondandır... *bu blogdaki yazılar sırasında hiçbir canlıya zarar verilmemiştir (kendim hariç^^) *varsa fotoğraflar alıntıdır. *hepsi saçmalıktır ^__^
31.10.2019
26.10.2019
telefon - kusurcu başı
her zaman ki gibi her gün beni defalarca arayıp saçma sapan şeyler söylüyor.
kah o nerede bu nerede bunu bulamadım şunu bulamadım o çalışmıyor bu nasıl çalışıyor....
ve anlatsan da anlaması im-kan-sız. çamaşır makinesinin nasıl kapatıldığını anlatmamı istiyor ama anlamıyor ki. ya da bir şeyin yerini soruyor. spesifik olarak koordinat versen dahi bulamıyor. geçende makarna süzgeçini benim odamda şifonyerimde aramış!!!! ama sorsan benden o kadar kat daha zeki ki bir aynştayn kendisi!ne kadar detaylı anlatsan da mümkün değil. o teknoloji fobisiyle mümkün değil. bütün tenefüslerimi öğle aralarımı çalmaya bayılır. sonra da bana asosyalsin pasifsin arkadaşın yok ben şöyleydim ben böyleydim der!!! lan bütün zamanımı sen çalışıyorsun konuşacak fırsatım yok ki başkasıyla!!! evde gözünün önünde olayım mütemadiyen ve gene mütemadiyen beni eleştirsin annemin hayal dünyasına göre. ve annemin dibinden ayrılmazken de koca bulabileyim. lan kimseyle konuşmama müsade etmiyorsun ki!!! bir garsona ya da bir mağaza çalışanına bile bir talepte bulunmama tahammülü yok! hemen atlayıp kendi soruyor! beni susturuyor. bir komşuyla 2 cümle mi kuracam kıskanç çocuklar gibi ya beni çekiştiriyor kolumdan ya laf bölünene kadar beni çağırıyor ya da bana dirsek atıp önüme geçerek kendisi konuşuyor. kadınlarla bile konuşmayayım yani erkekleri bırak. ama sonra sosyal değilsin çevren yok!! kırk yılın başı arkadaşlarla 1 saat bir kafe keyfi yapacağız içine sıçmak için elinden geleni yapıyor; defalarca telefon defalarca!!!!! hele film izleyeceksek; 10 dakika duramıyor aramadan. annemin sapık fantastik evreninde sinema sikişme yeri. kesin birileri sikecek bizi. geri zekalı olduğum için de ne oluyor anlamayacağım!!!! kızlığım bozulmuş olacak!!!!!!!!!
kah bilmem kimlerle ilgili yorumlar sorular; bilmem kimin kocasının boyu kaç? bilmem kimin karısı ne iş yapıyor, bilmem kimin oğlu kaçıncı sınıfta, bilmem kim evlenmiş mi....
tanıdığım da olsa tanımadığım da olsa beni alakadar etmese de cevap istiyor ciddi ciddi. ne bileyim ben tanımadığım kadının kocasının boyunu yaa?????????? deli midir nedir. aslında sanki bu teneffüsünü nasıl çalabilirim nasıl çayını zıkkım edip iş arkadaşlarıyla konuşmasını engelleyebilirim diye kumpas kuruyor sanki.
öyle soruyu ortaya atıp susup kapatmaz. cevap alana kadar takılmış plak gibi tekrarlar!!!
bilmiyorum anneciğim ben nereden bileyim???????? bana ne ayrıca ve tanımıyorum!!! gene de anlamaz gene sorar gene sorar. sinirlendirip azarlatıncaya kadar kendidni sonra da bozulur saygısızmışım. kaşınıyorsun. mesela soruya soruyla cevap verirsen aman allahım ayvayı yedin! diyelim ki hamide kimdi yahu???????* eyvah sana hamide'yi hatırlatıncaya kadar susmaz! derse girecem artık dersin hala nefes almadan konuşur ve sonraki tenefüs nefes almadan anlatmaya devam eder. bu yüzden kimdi o demiyorum. bilmiyorum deyip geçiyorum ama gene de susmuyor.
0 zaman internetten bak nazlı!!!!!!!!1
annem senelerdir internetin-bilgisayarın ne olduğunu anlayabilmiş değil. her anlattığımı unutur sadece internette herşey var dememi hatırlar. internetten bak o zaman vardır. sanki internet falcı küresi. mesela çıp diye hamide'nin kocasının boyunu bulacam??????????????? anneme göre öyle. hatta kendi hafızasında hatırlamakta zorlandığı birini bile bulabileceğini sanıyor. ne adı var ne soyadı ne işi ne memleketi. sadece bilmem kimle beraber 1 kere bize gelmiş bir kadını şıp diye bulunur sanıyor. diyelim ki adını hatırladığı biri ve ayşe yıldız adı da. bu ülkede aynı isimde kaç kadın var anlamyor. kendisi olsa şak diye bulacağından benim beceremediğimden de emin.
ben de o zaman ablamı ara ona sor diye ablama yöneltiyorum.
ablan nerden bilecek yaa diyor. e üstün zekalı ve asilzadesiniz ya!!!
asilzadeymiş; kadınlar yaşlanınca neden Osmanlı soyundan geldiğini iddia ediyor acaba????? annemin başka arkadaşları da var böyle. bizim Adana'daki köye de zamanında sultan gelmişmiş. bir köye neden gelsin sultan yaa!!!!?
evet ben yöneltince ya da "telefonumu kapalı unutunca" ablamı arıyor annem. sonra da ablam bana mesaj atıyor sitemkar!! niye açmıyormuşum telefonumu annem kendisini aramış o ne kadar meşgulmüş zamanı yokmuşmuş!!!! günde 1 kere bile çenesine katlanmak istemiyor annesinin. ama yalakalıkta uzman. nasılsa annesi onu dev aynasında görüyor nasılsa çocuğum olmuyor gibi bir acındırma yolunu da bulmuş. hep bana atıyor topu. bütün angaryaları ben çekeyim kendisi iltifata boğulsun.
mesela facebook'daki aynı adlı annemin aradığı kimseleri gösteriyorum şaşırmak bir yana o 300 kişi içinden arkadaşını bulmamı bekliyor. tek tek inceleyecekmişim bulacakmışım olmazsa sorar mışım. başka derdim mi yok çok mu boş kaldım yaa.
ablama sorsan e anneme öğretsene!!! ulan beyinsiz karı milyon kere öğretmeye çalıştım ki kendisi de çalıştı almıyor beyni almıyor.
daha bırak akıllı telefonu kapaklı nokia telefonu anca kullanıyor, zorla. ablam kendine aldığı akıllı telefondaki watsapp'la nasıl yazılacağını anlatmıştı bir akşam. ay annem övünüyor ne kadar güzel anlatmış yavrusu hemen öğrenmişmiş. yani demek istediği bana sen öğretemiyor anlatamıyorsun sen iyi bir öğretmen bile değilsinidr beni öğrencilerim çok severdi aşıktı hayrandı ama senden nefret ediyorlardır gibi bir şey.
ee madem iki üstün zekasınız neden sabahına unuttun; nazlıııı bu nasıl açılıyordu???????????????????
kah sipariş vermek için arar ve diyelim patlıcan al gelirken dedi kısa kesmez patlıcanlı yemek tariflerini anlatmaya başlar telefonda!!! daha da harika bir güne eğer içinden patlıcan geçen babamlı kaynanalı bir karamsar kötü anısını anlatmaya başlar!!!!!!!!!!!1 patlıcan mial konu herhangi bir şey olabilir. bir renk bir obje bir eşya bir olay fark etmez ne ilham verirse artık ona uygun bombok bir anısı vardır ve bunu bana zevkle anlatır. ben kapatmam lazım demesem devam edecek eder hatta suratına kapanır telefon.
ablam da harika bir akıl vermiş kulaklık alsın nazlı. madem derste telefon kullanımına kızıyorlar. annemin hayali de kulaklık sürekli kulağımda olacak ben dersteyken bile ve kendisi sürekli konuşabilecek!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!! sanki sürekli dinlemiyormuşum gibi. sanki yanımda olmadığında bile yergileri eleştirileri aşağılık kompleksleriyle zihnime çökmemiş gibi.
mesela eskiden Forum Mersin avm'de Douglas diye bir kozmetik mağazası vardı; ilk bir kaç yıl. annem ilk yıllar düşmandı avm olayına. gitmemekte diretirdi. ölse gitmezmiş ölelim daha iyiyimişdi!!!! çok mantıklıdır da kendisi. sonra ablam deyince beraber gidince büyülenmişti!!!! sonraki yıllarda bana büyük iyilik olduğunu düşündüğü "Forum'a gidelim" tutturmalarına kaldık. annemin aklına göre koca bulacaktım. dırdırsı ve suratsız anamla dolaşırken ve hiç kimseyle 1 cümle konuşmama izin vermezken nasıl koca bulacağım acaba????????????? annem hala hiiç de romantik olmamasına hatta romantizme karşıt düşman falan olmasına rağmen 1960ların romantik kafasıyla bakıyor koca bulmaya. onun aklına göre biri bizi görüp tanışmaya istemeye falan gelecekler!!! böylece görücü usulü olmayacak tanışma usulü olacak!!!!!!!!!!!!!!!
neyse ben senelerce Douglas'a giremedim; hiç hatta. kapandı Sephora olduktan 1 sene sonra anca girmişimdir. çünkü ne zaman anneme lüks görünen mağazaların önünden geçsek buralara girip alışveriş yapamayacağımız telkininde bulunurdu; biz alamayız! paramız mı yoktu yoo az çok var, yani gani gani almasan da ayırırsan bütçe alabilirsin ama anneme göre alamayız! sanırsın Paris'te bir Chanel mağazası bu. en sevdiği şey alamayız gidemeyiz edemeyiz diye aşağılık kompleksi telkini. sonrası da engellediğine emin olmak için yani param yetmez ama yakışmaz diye inanmam için bana bir çok şeyin yakışmayacağının telkininde bulunmak!! yani hem param yetmez hem tipime yakışmaz diye kendimi yerin dibine sokup sokup çıkarmayayım o bok kuyularında kalakalayım.
aaa ama ablama gelince hiç öyle değil. kendisine de. hani şimdilerde girip alışveriş edecek değil ama gençken en iyisini en kalitelisini en pahalısını kullandığıyla ilgili övünür. ama mesela benim yaşlanınca böyle bir övünme hakkım ya da bir anım dahi olmasın diye garantilemek için yerleştiriyor aşağılık kompleksini. yaşlılığımda bir keresinde şu marka parfüm almıştım bile diyemeyeyim!!!
anneciğim ve ablacığıma yakışır yaraşır onlar kullanmış ama ben hiç kullanamadım hem alamazdım hem yakışmazdı sonuçta ben ablam ve annem gibi üstün bir varlık değildim olsun.
her ne kadar kafamdan kovmaya çalışsam da sürekli beynimin bir yerinde beni eleştiren kötüleyen aşağılayan bir annem var her zaman. her alışverişte tepemde bitip bana alamayız alamazsın yakışmaz çok pahalı gibi eleştirilerde bulunuyor. atlatmışım mesela annemi alışverişe gitmişim pantolon alacam tam. bir yerden pırtlayıp beynimde bana götün kocaman o yakışmaz ki. bodur boylusun bu olmaz ki. bacağın kısa bu yakışmaz ki. alamazsın ki çok pahalı. değmez çok pahalı. ya da kumaşı kötü ne zaman giyeceksin ki bunu boşuna çarçur ediyorsun paranı diyor. güya kafa dağıtmaya rahatlamaya gidiyorum kendi kendimi mutsuz edip dönüyorum bazen.
bana işlemiş bir kere iyi güzel kaliteli bir şeyi hak etmediğimi.
bazen de her tenefüs başka bir şeyin siparişini vermek için arıyor.
annecim bunları haftasonu büyük alışverişte alırız şimdi uzun zaman alır bulamam yorulurum falan diyorum. iyi tamam deyip konuşmayı sürdürüyor ama. bazen de tutturuyor. mesela dereotu almak için okuldan erken çıkmamı istiyor. çok mantıklıdır kendisi.
geçende canı kerebiç çekmiş, gelirken al diyor. iyi tamam hadi alayım.
ama bak taa oralara gidecem gecikirim, uzun sürer yol ha diyorum. he diyor ama anlamamış. annem hala 1992'deki gibi bir yerden bir yere gitmenin 10 dakika sürdüğünü zannediyor. bir zaman da sürekli okul servisinin beni pazar pazar market market gezdireceğini farz ederdi.
annem çok dakik olduğu içinmiş herşey zamanında olsun istiyormuşmuş. mesela dersim 16.00'da bitiyor mu demişim annem 16.03'de evde olmamı bekliyor!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
anneme göre ne trafik var ne arkadaşlarla sohbet!!! eskiden diyor hemen gelirdin. ortaokulda ev ile okul çok yakındı çıkar çıkmaz 5 dakikada evde olurduk ama artık o yıllarda da değiliz o lokasyonlarda da. ve ben 13 yaşında da değilim. hem bana arkadaşın yok diyor hem arkadaş edinmemi istemez gibi kimseye zaman ayırmayayım istiyor. diyor ki bir de tenefüsler torbaya mı girdi??????????????????????????? lan her tenefüz seninle konuşuyorum her tenefüs!!!! susmuyorsun. eğer açmamazlık edersem ancak çişe su çay falan içmeye fırsatım oluyor. ama anlamaz ki. söylesen de girmiyor beynine.
mesela dersim 17.00'da bitecek mi demişim, 17.01'de aramaya başlıyor annem!!!! çocuklar tamamen çıkıncaya kadar açmıyorum. öğrencilerinin karşısında sürekli ezik ana kuzusu gibi anneciğiyle konuşan birisi mi olsun. madara alay konunu olayım veletlere. kapatıp kapatıp yeniden arar. sinemada bile. açtırıncaya kadar arar. arsızdır. sen rahatsız mı olursun meşgul müsün, engelliyor mu bölüyor mu düşünmez. umurunda değil çünkü. işin de konuşman da yarım kalsın yediklerin boğazına dizilsin filmi kaçır ... umurunda değil. beter ol!!! yeter ki aç telefonu ve sana saçma sapan bir incir çekirdeğini doldurmayacak ya da biiirrrr güzel moralinin içine sıçacak şeyler söylesin zehir-i zıkkım olsun o zamanın!!!
17.05 annemin telefonunu açıyorum mecbur. annecim daha işim yeni bitti! nazlııı nerdesin!!!!???????? işteyim nerde olacam anne!!? koyuyorum ben yemeği tabağa hadi!!!
son zamanlarda gene bu acıktım yemeği koyuyorum tabaklara lafı çıktı. kendi yüzünden acele edip merdivenlerden yuvarlanmışlığım var ama ders almaz. gebersen de olur kendi istediği şey olsun anında ona yeter. ay memnun da olmaz ama yetmez gene söylenir kusur arar.
sen acıktıysan ye benim sürer daha!
tamam 5 dakika daha bekleyeyim o zaman.
annecim 5 dakika sürmez daha çok var sen ye çok acıktıysan.
yok beklerim 5 dakika.
5 dakika sürmez den Tece'deyim yaaa!!!! ışınlanma icat olmadı daha.
ne Tece'si? okul okul!!! ne okulu? annecim çalıştığım okul Tece'de ya!!! taa eve 5 dakikada gelemem ki. çıkmadın mı okuldan?????????????????????? daha çıkıyorum işte! tamam 5 dakika beklerim.
ne 5 dakikası bir saat sürüyor yol!! sen bekleme ye! yok bekleyeceğim 5 dakika!
deli midir nedir yaa!!! ne 5 dakikası anne 1 saat 1 saat!!!
annemin fantastik evreninde ben hem anneciğime kerebiç alacağım diye işten erken çıkabiliyorum hem Tece'den Forum'a hem de oradan eve 5 dakikada varabiliyorum!!!!!!!!!!!!!!!!!
5 dakika geçmeden gene arıyor; nazlıı hani nerdesin?
annecim otobüsteyim işte daha.
hadi bekliyorum ben kapıda.
ne kapısı? açtım ben kapıyı sana.
anneciğim daha otobüse yeni bindim 1 saat var daha varmama ne kapısı!!!! açma git ye sen yemeğini.
yok bekleyeyim bari.
5 dakika sonra gene arıyor nazlı nerede kaldın?????????
annecim dedim ya otobüsteyiiim.
hatta bir gün gene böyle 5 dakkada bir arıyordu. apartmana geldim asansöre binecem. diyorum ki tamam geldim asansörü bekliyorum anne!! bekleme!!! bekleme bin hemen!!!!!!!!!! bir türlü neden binmediğimi ve beklediğimi anlayamıyor. ama sorsan üstün zeka aşırı mantık. lan kabin meşgulse ve başka kattaysa ben zeminden nasıl binebilirim?????????????????????? bağırıyor bana telefonda bin bekleme salak salak! sensin salak asansör başka katta meşgul anne nasıl bineyim!!! bin bekleme ahmak gibi bekleme bin!!! birisimi tutmuş takılı mı kalmış görevli çöpleri topladığı için mi o katta kalmış asansör belli değil. ama annem bunu anlayacak kadar düşünceli olmadığı için bana salak gibi bekleme bin diyor. kapatıp telefonu gene arıyor bekleme bin diye. anne keyfimden beklemiyorum herhalde meşgul asansör meşgul başka katta takılı kalmış!!!! ama anlamıyor anneme göre gene de binilir ama ben salak olduğum için binmiyorum!!!
daha dakikalar sonra asansör varıyor zemin kata da binebiliyorum beni kapıda ahmaklıkla suçlamaya çalışarak bekliyor. çok acıkmış bekletmişim hemen binmeliymişim asansöre!!!
ben zemin katta olurum değil mi binaya ilk gelince????? evet.
asansör 9. katta takılı kalmışsa ne olacak? kabin kabin asansör kabini yok mu 9. katta duruyor ve aşağıya gelmiyor. ne olacak o zaman? anneme göre e sen zeminden bineceksin ama!
asansör kabini 9. katta takılıp kalmış aşağıya bas bas düğmeye gelmiyorsa nasıl bineceğim?
düğmeye basacan nazlı diyor!! basıyoruz herhalde gelmiyor gelmiyor!!! nasıl binecem? zeminden biniyorsun sen bize ne 9. kattan!!!!!!!!!!!!!!!!!1111
ne üstün zeka ama değil mi daha asansörün ne olduğunu kavramamış aşırı asil ve üstün zekalı beyni!!!
o gün bütün otobüs yolculuğu boyunca 5 dakikada bir arayıp nerede olduğumu ne zaman geleceğimi sordu. artık 3-4-5 den sonra sabrın taşıyor. zaten sabahın köründen beri ayaktasın hışın çıkmış, zaten tobüs kalabalık gürültülü ve sıcak. bir de mantıksız anan 5 dakkada bir hala gelmedin diyor anlamıyor bir türlü ne kadar zaman alacağını!!! anneme göre son derse girmeyip anneme kerebiç almaya gidecekmişim. sanki hamile karıma aşerdiği erikleri alıyorum! kerebiç almak için erken çıkıverecekmişim dandik boktan işimden!!
ha bir de işimi beğenmez. kendi senelerce beynimizi yedi öğretmen olacaksınız diye. bize seçenek bile bırakmadı. ama şimdi memnun olacağına burun kıvırıyor haspam!
geçende de ablamla konuşurken diyor ki "keşke Ankara'ya taşınsaymışız zamanında!" ama beni de bir engel olarak işaret ediyor. sanki kendi istedi de ben durdurdum. benim puanım o zamanlar yetiyordu Gazi üniversitesinde bir bölüme ama yazdırmadı bile. ben yazmıştım nasılsa ilk tercihim gelmez o kadar zeki değilim bile demiştim sırf etkilensizn diye. ama cinnet geçirmişti.
annemin fantastik evreninde nasıl ki sinema salonunda sikilmen çok mümkün, her üniversiteye giden kızında düzinelerce erkek tarafından sikilmesi mümkün hatta şart. hem üniversite oku istiyor hem de kafana üniversite erkekler falan hakkında manyak safsatalar şehir efsaneleri ekliyor i kimseyle iletisim kurama korkudan. ama sen korkudan çekingenlikten eziklikten kimseyle arkadaş olamadın mı sana dönüp der ki asosyalsin pasifsin arkadaşın yok!!! ama bunun kendinin ne yetiştirme tarzı ne ektiği korkularla alakası yok zerre kadar!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
ben çok dedim ablamla ayrı kalmamış oluruz taşınırız oraya diye. yok dinlemedi. sinirle elimden tercih kağıdını alıp silip değiştirdi. bir de ben başka şehirde mi okuyacakmışım!!!
önce 1 ay ablamlarda idare ederim sonra sen de gelirsin tamamen taşınırız ankara'ya bile dedim. ama annem aklını amımın sikilmesiyle bozduğu için????????????? ankara topraklarına girdiğim anda kızlığım bozulacak fantastik evreninde. oysa sorsan çirkinim çekici değilim kendisi gibi kimse bana kız gibi bakmıyor falan. ee neden hemen sikecekler o zaman???????????* iste sürreal bir dünya anneminkisi.
şimdi de tutmuş "keşke Ankara'ya taşınsaymışız zamanında!" diyor. ben dedim puanım yetiyordu ben istedim sen direttin. çünkü ben istedim. mesele bu. dokunan da bu. ben istemesem mesela ama ablam gelin diye ısrar etse olurdu. ama ablam neden ısrar etsin? annesinden uzaklaşmış bir nevi kurtulmuş neden burnunun dibinde istesin tabi. hem de o yıllarda boşansın diye debelenirken????? demedi tabi gelin buraya diye.
hatta aksine annemi soğukla kalorifer faturalarıyla kalabalığı ve gürültüsüyle korkuttu ki aman aman gelmesinler. hele kalorifer masrafı o kadar konu ve fobi oldu ki o zamanlar annem de hiç düşünmedi taşınmayı.
*************
o kerebiç al dediği gün işkence gibi geçti. 5 dakkada bir nerdesin diyor anlamıyor ki. eskiden hem saat hem yön duygusu o kadar iyiydi ki beyninde bir ülke haritası olduğunu iddia ederdi. ama gerçekten ilk defa gittiğimiz bir şehirde bile hiç şaşmadan yer yön buluverirdi. şimdi marketten çıkınca eve gideceği yönü şaşırıyor. ama ona göre de benim suçum. sürekli yanında kolunda olacağım. hatta annemi sırtlayacağım falan.!!
oo bir de bilmem kimler gibi tekerlekli sandalyeyle avrupa turu yapma hayali vardı annemin. adının yarma gibi 2 oğlu ve kocası da var. onlar taşır tabi. bakalım onlar için o kadar harika bir gezi miydi? sürekli annelerini taşımaları gerekmiş??
daha da o yorgunlukla o kadar mesafe ve kalabalık otobüsler aşıp kerebiç alıp geldim diye memnun olacağına sormurtur. yaranamazsın anneme. ağzınla kuş tutsan ben o kuşu dememiştim der. dediği kuşu tutsan ağzında ters tutmuşsun der.
çok bekletmişmişim de hevesi kaçmışmış!!!
neyini anlamıyor acaba taaa Tece'den şehir merkezine Forum'a inecem tatlı alıp eve gelecem? ama sadece 3 dakika sürmeli!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
***************************************************
----------------------------------------------------------------------------
başka bir gün de sürekli beni ağrım var şikayetiyle arıyor. e ben senin kadar zeki becerikli bilge falan değilidim niye beni arayıp söylüyorsun??????????????
her tenefüs başka bir şikayet.
ne desem beğenmeyip kızıyor. ama gene de arayıp söylüyor. bu ilk değil.
mesele beni huzursuz mutsuz endişeli konsantrasyon sağlamayan hale getirmek. aman aman 3 salise güler iyi falan hissederim kendimi de!! içtiği çay boğazıma dizilir zıkkım olur inşallah!!!!!!!!!??????????
ne ağrısı dersen susmak bilmiyor!!! konudan konuya başka ağrılı günlerinin boktan hatıralarına geçiş yapıyor. kaynanasına cevap verememiş içinde kalmış diye benim kafamı şişirmesi gayet normal anneme göre.
mesela kaynanasıyla gezerlerken kadın sürekli söylenirmiş insanlar da zannedermiş ki kendisine kızıyor eleştiriyor oysa sadece kendisine değilmiş herşeye söylenir sürekli konuşurmuş. hep utandırırmış hep yanlış anlaşılmasına sebep olurmuş gelininin yani annemin.
çok tanıdık bir durum!!
bana da aynı şeyleri kendisi yaşatıyor şimdi. ne zaman bir yere gitsek mütemadiyen söylenir, suratı asık hatta garip mimiklerle doludur. insanlar da bana söyleniyor zanneder ama anneme klasa umurunda değil önemsiz!
e kaynanan sana yapınca kötü ama sen bana yapınca önemli değil.
ay tabi ki değil. ben annem gibi miyim? zeki mantıklı değerli prenses gibi büyütülmüş!! aynı şey değil!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
ağrısı olur tabi. yazdan daha beter inatla her pencere açık cereyanda oturuyor, üstünde yazlıklarla. tutuluyor üşütüyor zaar farkına varmıyor. ama böyle söylesen sen kötüsün sen şeytansızn sen anlayışsızsın!!!!!!!!!!1 bişey de demesen duyarsızsın.
ne diyeyim anneciğim ne desem beğenmiyorsun! bir şey demesem de kızıyorsun. sor ozaman ablama o ne diyecek. sizin zeka seviyenizde değilim ben ablam daha iyi bilir!!
önce dedim ki cereyanda kalma, oturduğu odayı kapat diğerleri kaslın bari.
ay aman çok sıcakmış da yanıyormuş da terlermiş de o zaman ben istiyormuşum demek terlesin üstünde kurusun daha beter olsun!!!!!!!!!!!
o zaman her yer açık kalsın sen üstünü değil, atlet değil tişört giy.
ay aman çok sıcakmış da yanıyormuş da ben de anlamıyormuşum da!!!!!!!!
o zaman giyme de söyle sırtına at.
çok sıcakmış çok aaa anlamıyormuşum hamam gibiymiş burası.
susamışsındır su iç hararet alır.
içiyormuş zaten çok!!!!
sıcak bir kahve-çay iç iyi gelir ağrılara.
sıcak diyormuş yanıyorum diyormuş nasıl içecekmiş sıcak çay!!!! daha da mı yansın daha da mı terlesin daha da mı tutulsın istiyormuşum!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
o zaman bu akşam üstüne çarşaf değil ince bir pike var ya en incesi onu ört, belki gece tutulmuşundur anlamamışsındır.
ay çok sıcakmış ne pikesi!!! pike mike örtemezmiş yanıyormuş o yanıyormuş!!! anlamıyormuşum!!
banyo yap duş falan al ferahlarsın belki.
ne gerek varmış şimdi müsrifliğe! bir suru su gidecekmiş de ülke susuz kalacakmış da benim gibi benciller yüzünden çok su gidiyormuş da su savaşları olacakmış benim yüzümden!!!!!!!!!!!!!!
diyeceksiniz ki annecim bir ağrı kesici yut demiyorsun. demem. sıkıysa siz deyin. midesi bozuk almıyor. dokunuyor ağrı kesiciler yutamıyor.
o zamana l anneni bir doktora götür diyeceksiniz. sıkıysa siz götürün. sanki çok seviyor doktoru. kelimeyi duyduğu anda kan beynine sıçrıyor. yerlere basıp tepine tepine gebermeyi tercih ettiğini haykırır doktora gitmektense beraber gebermeyi ister. geberelim de kurtulalım daha iyiymiş. hayır doktorla ilgili fobi yaratacak kötü bir anısı da yok travmatik. olsa milyonlarca kez anlatırdı. annemi doktora götürmek bir eziyet. bir travma. ablam hiç bulaşmak istemez. isterse annesi evde ölsün gene laf söyler diye doktora git diyemiyor. aman laf söylemesin de ne anasına ne kız kardeşine ne olduğu ne çektiğiyle ilgilenmiyor!!!
seni dinler sen söyle doktor ayarlasın naslı da bir 5 dakka görünün de diye ben ablama baskı yapıp zorla söyletiyorum da anca gidiyoruz.
bir gün ablam bizdeyken gittik doktora; annemin bitmeyen kaprisleri yetmezmiş gibi bir ablam utanmadan buraya hastanelerde sürünmek için mi geldim diyor!!! sen mi sürünüyorsun????????* randevu ayarlayan ben, işten izin alan ben, annesini yalvar yakar kavgalarla hakaretler azarlarla zorla doktora götüren gene ben, hastanede kaprisini çeken de taksiyi çağıran bile benim! sen telefonuna insatgramına gömüldün kimsenin suratına dahi bakmadın. da hastanede sürünmüş! kaltağa baksen! o da sadece klinikte bir muayene yani. sanırsın yatalak kalmış başına.
hem ağrılarından şikayet ediyor her tenefüs bana hem ne söylesem beğenmiyor!!! ne diyeyim peki anneciğim ne????????* ne desem bir kulp takıyorsun beğenmiyorsun? maden benim çözümlerim boktan kendin çare bul kendine. ne de olsa kendi doktorunsun aynı zamanda benim gibi bir mankafaya sorma!!
evet annemin kendisinin ve benim doktora gitmemi engellemek için edindiği desturu; ben doktor gibiyim, ben kendimin doktoruyum, doktordan bir farkım yok sadece ilaç yazamıyorum demesi.
önerdiği çareler de o çok bilmiş ermiş medeniyet çağdaşlık bilgelik abidesi duruşuna zıt neredeyse kocakarı formülleri. en çok sevdiği ciltteki bir sorunsa sarımsak sürmek bünyeyse limon suyu içmek.
bana limon içire içire ülser etti rahatladı.
ablama sor madem ne diyecek bakalım diye savdım başımdan. ne desem beğenmiyor. sen daha iyisini biliyorsan uygula da ağrımasın madem! niye bana soruyorsun.
-----------
ablamın çözümleri daha akıllıca tabi!!! ve elbette kendisi yapmayacağı için memnun ve duyarsız düşüncesizce.
bazen bana sanki annemi hiiiç tanımıyormuş gibi der ki niye annemi doktora götürmüyorsun nazlı? ve gerçekten samimi ciddi soruyor bunu. hiç kesinlikle aklına 1 kere dahi gelmiyor annemin doktor sevmeyişi korkuşu inkarları kaprisler. ben annemin doktor sevmediğini ve gitmemek için ayak direttiğini söyleyince de bu huyunu ilk defa duyuyormuşcasına konuşuyor. sanki kendi öz annesi ve kız kardeşi değil de iş yerinde 3 kere gördüğü yabancılarız.
bazen de daha süper icatları var. annemi kaplıcaya götürecekmişim.
kendin kaynananla giderken niye anneni de çağırmadın ya!!! bana desen anneme bir uçak ayarla gelsin de ben de ana kız kaplıcaya gidelim diye. niye desin niye bela etsin annesinin bitmeyen kaprislerini. niye ben hammal ben köle ben hizmetçi dururken kendisi uğraşsın.
en son yumurtlaması da annemi yogaya götürsen.
bu kadar pimpirikli bu kadar kaprisli ve artık esneklikten katılığa geçmiş annemi yogaya mı götüreyim? bir yerleri incinsin bedelini de ben ödeyeyim!!
zaten geçen kış evde ayağını burkmuş diye doktora gitmektense 1,5 ay boyunca bana abanarak yaşadı! geceleri bebek gibi beni kaldırıp tuvalete götürttü!! bir ayak burkulması için. yogaya gidecek ne halt edecek!!!
kah o nerede bu nerede bunu bulamadım şunu bulamadım o çalışmıyor bu nasıl çalışıyor....
ve anlatsan da anlaması im-kan-sız. çamaşır makinesinin nasıl kapatıldığını anlatmamı istiyor ama anlamıyor ki. ya da bir şeyin yerini soruyor. spesifik olarak koordinat versen dahi bulamıyor. geçende makarna süzgeçini benim odamda şifonyerimde aramış!!!! ama sorsan benden o kadar kat daha zeki ki bir aynştayn kendisi!ne kadar detaylı anlatsan da mümkün değil. o teknoloji fobisiyle mümkün değil. bütün tenefüslerimi öğle aralarımı çalmaya bayılır. sonra da bana asosyalsin pasifsin arkadaşın yok ben şöyleydim ben böyleydim der!!! lan bütün zamanımı sen çalışıyorsun konuşacak fırsatım yok ki başkasıyla!!! evde gözünün önünde olayım mütemadiyen ve gene mütemadiyen beni eleştirsin annemin hayal dünyasına göre. ve annemin dibinden ayrılmazken de koca bulabileyim. lan kimseyle konuşmama müsade etmiyorsun ki!!! bir garsona ya da bir mağaza çalışanına bile bir talepte bulunmama tahammülü yok! hemen atlayıp kendi soruyor! beni susturuyor. bir komşuyla 2 cümle mi kuracam kıskanç çocuklar gibi ya beni çekiştiriyor kolumdan ya laf bölünene kadar beni çağırıyor ya da bana dirsek atıp önüme geçerek kendisi konuşuyor. kadınlarla bile konuşmayayım yani erkekleri bırak. ama sonra sosyal değilsin çevren yok!! kırk yılın başı arkadaşlarla 1 saat bir kafe keyfi yapacağız içine sıçmak için elinden geleni yapıyor; defalarca telefon defalarca!!!!! hele film izleyeceksek; 10 dakika duramıyor aramadan. annemin sapık fantastik evreninde sinema sikişme yeri. kesin birileri sikecek bizi. geri zekalı olduğum için de ne oluyor anlamayacağım!!!! kızlığım bozulmuş olacak!!!!!!!!!
kah bilmem kimlerle ilgili yorumlar sorular; bilmem kimin kocasının boyu kaç? bilmem kimin karısı ne iş yapıyor, bilmem kimin oğlu kaçıncı sınıfta, bilmem kim evlenmiş mi....
tanıdığım da olsa tanımadığım da olsa beni alakadar etmese de cevap istiyor ciddi ciddi. ne bileyim ben tanımadığım kadının kocasının boyunu yaa?????????? deli midir nedir. aslında sanki bu teneffüsünü nasıl çalabilirim nasıl çayını zıkkım edip iş arkadaşlarıyla konuşmasını engelleyebilirim diye kumpas kuruyor sanki.
öyle soruyu ortaya atıp susup kapatmaz. cevap alana kadar takılmış plak gibi tekrarlar!!!
bilmiyorum anneciğim ben nereden bileyim???????? bana ne ayrıca ve tanımıyorum!!! gene de anlamaz gene sorar gene sorar. sinirlendirip azarlatıncaya kadar kendidni sonra da bozulur saygısızmışım. kaşınıyorsun. mesela soruya soruyla cevap verirsen aman allahım ayvayı yedin! diyelim ki hamide kimdi yahu???????* eyvah sana hamide'yi hatırlatıncaya kadar susmaz! derse girecem artık dersin hala nefes almadan konuşur ve sonraki tenefüs nefes almadan anlatmaya devam eder. bu yüzden kimdi o demiyorum. bilmiyorum deyip geçiyorum ama gene de susmuyor.
0 zaman internetten bak nazlı!!!!!!!!1
annem senelerdir internetin-bilgisayarın ne olduğunu anlayabilmiş değil. her anlattığımı unutur sadece internette herşey var dememi hatırlar. internetten bak o zaman vardır. sanki internet falcı küresi. mesela çıp diye hamide'nin kocasının boyunu bulacam??????????????? anneme göre öyle. hatta kendi hafızasında hatırlamakta zorlandığı birini bile bulabileceğini sanıyor. ne adı var ne soyadı ne işi ne memleketi. sadece bilmem kimle beraber 1 kere bize gelmiş bir kadını şıp diye bulunur sanıyor. diyelim ki adını hatırladığı biri ve ayşe yıldız adı da. bu ülkede aynı isimde kaç kadın var anlamyor. kendisi olsa şak diye bulacağından benim beceremediğimden de emin.
ben de o zaman ablamı ara ona sor diye ablama yöneltiyorum.
ablan nerden bilecek yaa diyor. e üstün zekalı ve asilzadesiniz ya!!!
asilzadeymiş; kadınlar yaşlanınca neden Osmanlı soyundan geldiğini iddia ediyor acaba????? annemin başka arkadaşları da var böyle. bizim Adana'daki köye de zamanında sultan gelmişmiş. bir köye neden gelsin sultan yaa!!!!?
evet ben yöneltince ya da "telefonumu kapalı unutunca" ablamı arıyor annem. sonra da ablam bana mesaj atıyor sitemkar!! niye açmıyormuşum telefonumu annem kendisini aramış o ne kadar meşgulmüş zamanı yokmuşmuş!!!! günde 1 kere bile çenesine katlanmak istemiyor annesinin. ama yalakalıkta uzman. nasılsa annesi onu dev aynasında görüyor nasılsa çocuğum olmuyor gibi bir acındırma yolunu da bulmuş. hep bana atıyor topu. bütün angaryaları ben çekeyim kendisi iltifata boğulsun.
mesela facebook'daki aynı adlı annemin aradığı kimseleri gösteriyorum şaşırmak bir yana o 300 kişi içinden arkadaşını bulmamı bekliyor. tek tek inceleyecekmişim bulacakmışım olmazsa sorar mışım. başka derdim mi yok çok mu boş kaldım yaa.
ablama sorsan e anneme öğretsene!!! ulan beyinsiz karı milyon kere öğretmeye çalıştım ki kendisi de çalıştı almıyor beyni almıyor.
daha bırak akıllı telefonu kapaklı nokia telefonu anca kullanıyor, zorla. ablam kendine aldığı akıllı telefondaki watsapp'la nasıl yazılacağını anlatmıştı bir akşam. ay annem övünüyor ne kadar güzel anlatmış yavrusu hemen öğrenmişmiş. yani demek istediği bana sen öğretemiyor anlatamıyorsun sen iyi bir öğretmen bile değilsinidr beni öğrencilerim çok severdi aşıktı hayrandı ama senden nefret ediyorlardır gibi bir şey.
ee madem iki üstün zekasınız neden sabahına unuttun; nazlıııı bu nasıl açılıyordu???????????????????
kah sipariş vermek için arar ve diyelim patlıcan al gelirken dedi kısa kesmez patlıcanlı yemek tariflerini anlatmaya başlar telefonda!!! daha da harika bir güne eğer içinden patlıcan geçen babamlı kaynanalı bir karamsar kötü anısını anlatmaya başlar!!!!!!!!!!!1 patlıcan mial konu herhangi bir şey olabilir. bir renk bir obje bir eşya bir olay fark etmez ne ilham verirse artık ona uygun bombok bir anısı vardır ve bunu bana zevkle anlatır. ben kapatmam lazım demesem devam edecek eder hatta suratına kapanır telefon.
ablam da harika bir akıl vermiş kulaklık alsın nazlı. madem derste telefon kullanımına kızıyorlar. annemin hayali de kulaklık sürekli kulağımda olacak ben dersteyken bile ve kendisi sürekli konuşabilecek!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!! sanki sürekli dinlemiyormuşum gibi. sanki yanımda olmadığında bile yergileri eleştirileri aşağılık kompleksleriyle zihnime çökmemiş gibi.
mesela eskiden Forum Mersin avm'de Douglas diye bir kozmetik mağazası vardı; ilk bir kaç yıl. annem ilk yıllar düşmandı avm olayına. gitmemekte diretirdi. ölse gitmezmiş ölelim daha iyiyimişdi!!!! çok mantıklıdır da kendisi. sonra ablam deyince beraber gidince büyülenmişti!!!! sonraki yıllarda bana büyük iyilik olduğunu düşündüğü "Forum'a gidelim" tutturmalarına kaldık. annemin aklına göre koca bulacaktım. dırdırsı ve suratsız anamla dolaşırken ve hiç kimseyle 1 cümle konuşmama izin vermezken nasıl koca bulacağım acaba????????????? annem hala hiiç de romantik olmamasına hatta romantizme karşıt düşman falan olmasına rağmen 1960ların romantik kafasıyla bakıyor koca bulmaya. onun aklına göre biri bizi görüp tanışmaya istemeye falan gelecekler!!! böylece görücü usulü olmayacak tanışma usulü olacak!!!!!!!!!!!!!!!
neyse ben senelerce Douglas'a giremedim; hiç hatta. kapandı Sephora olduktan 1 sene sonra anca girmişimdir. çünkü ne zaman anneme lüks görünen mağazaların önünden geçsek buralara girip alışveriş yapamayacağımız telkininde bulunurdu; biz alamayız! paramız mı yoktu yoo az çok var, yani gani gani almasan da ayırırsan bütçe alabilirsin ama anneme göre alamayız! sanırsın Paris'te bir Chanel mağazası bu. en sevdiği şey alamayız gidemeyiz edemeyiz diye aşağılık kompleksi telkini. sonrası da engellediğine emin olmak için yani param yetmez ama yakışmaz diye inanmam için bana bir çok şeyin yakışmayacağının telkininde bulunmak!! yani hem param yetmez hem tipime yakışmaz diye kendimi yerin dibine sokup sokup çıkarmayayım o bok kuyularında kalakalayım.
aaa ama ablama gelince hiç öyle değil. kendisine de. hani şimdilerde girip alışveriş edecek değil ama gençken en iyisini en kalitelisini en pahalısını kullandığıyla ilgili övünür. ama mesela benim yaşlanınca böyle bir övünme hakkım ya da bir anım dahi olmasın diye garantilemek için yerleştiriyor aşağılık kompleksini. yaşlılığımda bir keresinde şu marka parfüm almıştım bile diyemeyeyim!!!
anneciğim ve ablacığıma yakışır yaraşır onlar kullanmış ama ben hiç kullanamadım hem alamazdım hem yakışmazdı sonuçta ben ablam ve annem gibi üstün bir varlık değildim olsun.
her ne kadar kafamdan kovmaya çalışsam da sürekli beynimin bir yerinde beni eleştiren kötüleyen aşağılayan bir annem var her zaman. her alışverişte tepemde bitip bana alamayız alamazsın yakışmaz çok pahalı gibi eleştirilerde bulunuyor. atlatmışım mesela annemi alışverişe gitmişim pantolon alacam tam. bir yerden pırtlayıp beynimde bana götün kocaman o yakışmaz ki. bodur boylusun bu olmaz ki. bacağın kısa bu yakışmaz ki. alamazsın ki çok pahalı. değmez çok pahalı. ya da kumaşı kötü ne zaman giyeceksin ki bunu boşuna çarçur ediyorsun paranı diyor. güya kafa dağıtmaya rahatlamaya gidiyorum kendi kendimi mutsuz edip dönüyorum bazen.
bana işlemiş bir kere iyi güzel kaliteli bir şeyi hak etmediğimi.
bazen de her tenefüs başka bir şeyin siparişini vermek için arıyor.
annecim bunları haftasonu büyük alışverişte alırız şimdi uzun zaman alır bulamam yorulurum falan diyorum. iyi tamam deyip konuşmayı sürdürüyor ama. bazen de tutturuyor. mesela dereotu almak için okuldan erken çıkmamı istiyor. çok mantıklıdır kendisi.
geçende canı kerebiç çekmiş, gelirken al diyor. iyi tamam hadi alayım.
ama bak taa oralara gidecem gecikirim, uzun sürer yol ha diyorum. he diyor ama anlamamış. annem hala 1992'deki gibi bir yerden bir yere gitmenin 10 dakika sürdüğünü zannediyor. bir zaman da sürekli okul servisinin beni pazar pazar market market gezdireceğini farz ederdi.
annem çok dakik olduğu içinmiş herşey zamanında olsun istiyormuşmuş. mesela dersim 16.00'da bitiyor mu demişim annem 16.03'de evde olmamı bekliyor!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
anneme göre ne trafik var ne arkadaşlarla sohbet!!! eskiden diyor hemen gelirdin. ortaokulda ev ile okul çok yakındı çıkar çıkmaz 5 dakikada evde olurduk ama artık o yıllarda da değiliz o lokasyonlarda da. ve ben 13 yaşında da değilim. hem bana arkadaşın yok diyor hem arkadaş edinmemi istemez gibi kimseye zaman ayırmayayım istiyor. diyor ki bir de tenefüsler torbaya mı girdi??????????????????????????? lan her tenefüz seninle konuşuyorum her tenefüs!!!! susmuyorsun. eğer açmamazlık edersem ancak çişe su çay falan içmeye fırsatım oluyor. ama anlamaz ki. söylesen de girmiyor beynine.
mesela dersim 17.00'da bitecek mi demişim, 17.01'de aramaya başlıyor annem!!!! çocuklar tamamen çıkıncaya kadar açmıyorum. öğrencilerinin karşısında sürekli ezik ana kuzusu gibi anneciğiyle konuşan birisi mi olsun. madara alay konunu olayım veletlere. kapatıp kapatıp yeniden arar. sinemada bile. açtırıncaya kadar arar. arsızdır. sen rahatsız mı olursun meşgul müsün, engelliyor mu bölüyor mu düşünmez. umurunda değil çünkü. işin de konuşman da yarım kalsın yediklerin boğazına dizilsin filmi kaçır ... umurunda değil. beter ol!!! yeter ki aç telefonu ve sana saçma sapan bir incir çekirdeğini doldurmayacak ya da biiirrrr güzel moralinin içine sıçacak şeyler söylesin zehir-i zıkkım olsun o zamanın!!!
17.05 annemin telefonunu açıyorum mecbur. annecim daha işim yeni bitti! nazlııı nerdesin!!!!???????? işteyim nerde olacam anne!!? koyuyorum ben yemeği tabağa hadi!!!
son zamanlarda gene bu acıktım yemeği koyuyorum tabaklara lafı çıktı. kendi yüzünden acele edip merdivenlerden yuvarlanmışlığım var ama ders almaz. gebersen de olur kendi istediği şey olsun anında ona yeter. ay memnun da olmaz ama yetmez gene söylenir kusur arar.
sen acıktıysan ye benim sürer daha!
tamam 5 dakika daha bekleyeyim o zaman.
annecim 5 dakika sürmez daha çok var sen ye çok acıktıysan.
yok beklerim 5 dakika.
5 dakika sürmez den Tece'deyim yaaa!!!! ışınlanma icat olmadı daha.
ne Tece'si? okul okul!!! ne okulu? annecim çalıştığım okul Tece'de ya!!! taa eve 5 dakikada gelemem ki. çıkmadın mı okuldan?????????????????????? daha çıkıyorum işte! tamam 5 dakika beklerim.
ne 5 dakikası bir saat sürüyor yol!! sen bekleme ye! yok bekleyeceğim 5 dakika!
deli midir nedir yaa!!! ne 5 dakikası anne 1 saat 1 saat!!!
annemin fantastik evreninde ben hem anneciğime kerebiç alacağım diye işten erken çıkabiliyorum hem Tece'den Forum'a hem de oradan eve 5 dakikada varabiliyorum!!!!!!!!!!!!!!!!!
5 dakika geçmeden gene arıyor; nazlıı hani nerdesin?
annecim otobüsteyim işte daha.
hadi bekliyorum ben kapıda.
ne kapısı? açtım ben kapıyı sana.
anneciğim daha otobüse yeni bindim 1 saat var daha varmama ne kapısı!!!! açma git ye sen yemeğini.
yok bekleyeyim bari.
5 dakika sonra gene arıyor nazlı nerede kaldın?????????
annecim dedim ya otobüsteyiiim.
asansör.
çok mantıksız bir aceleciliği var annemin. mesela evden 5-6 blok ötedeki marketten bir şey almaya çıkmışım. daha asansörde binadan aşağı inerken beni arayıp soruyor aldın mı? gözünün önünde daha yeni bindim asansöre nasıl ulaşıp da almış olabilirim!!!!hatta bir gün gene böyle 5 dakkada bir arıyordu. apartmana geldim asansöre binecem. diyorum ki tamam geldim asansörü bekliyorum anne!! bekleme!!! bekleme bin hemen!!!!!!!!!! bir türlü neden binmediğimi ve beklediğimi anlayamıyor. ama sorsan üstün zeka aşırı mantık. lan kabin meşgulse ve başka kattaysa ben zeminden nasıl binebilirim?????????????????????? bağırıyor bana telefonda bin bekleme salak salak! sensin salak asansör başka katta meşgul anne nasıl bineyim!!! bin bekleme ahmak gibi bekleme bin!!! birisimi tutmuş takılı mı kalmış görevli çöpleri topladığı için mi o katta kalmış asansör belli değil. ama annem bunu anlayacak kadar düşünceli olmadığı için bana salak gibi bekleme bin diyor. kapatıp telefonu gene arıyor bekleme bin diye. anne keyfimden beklemiyorum herhalde meşgul asansör meşgul başka katta takılı kalmış!!!! ama anlamıyor anneme göre gene de binilir ama ben salak olduğum için binmiyorum!!!
daha dakikalar sonra asansör varıyor zemin kata da binebiliyorum beni kapıda ahmaklıkla suçlamaya çalışarak bekliyor. çok acıkmış bekletmişim hemen binmeliymişim asansöre!!!
ben zemin katta olurum değil mi binaya ilk gelince????? evet.
asansör 9. katta takılı kalmışsa ne olacak? kabin kabin asansör kabini yok mu 9. katta duruyor ve aşağıya gelmiyor. ne olacak o zaman? anneme göre e sen zeminden bineceksin ama!
asansör kabini 9. katta takılıp kalmış aşağıya bas bas düğmeye gelmiyorsa nasıl bineceğim?
düğmeye basacan nazlı diyor!! basıyoruz herhalde gelmiyor gelmiyor!!! nasıl binecem? zeminden biniyorsun sen bize ne 9. kattan!!!!!!!!!!!!!!!!!1111
ne üstün zeka ama değil mi daha asansörün ne olduğunu kavramamış aşırı asil ve üstün zekalı beyni!!!
o gün bütün otobüs yolculuğu boyunca 5 dakikada bir arayıp nerede olduğumu ne zaman geleceğimi sordu. artık 3-4-5 den sonra sabrın taşıyor. zaten sabahın köründen beri ayaktasın hışın çıkmış, zaten tobüs kalabalık gürültülü ve sıcak. bir de mantıksız anan 5 dakkada bir hala gelmedin diyor anlamıyor bir türlü ne kadar zaman alacağını!!! anneme göre son derse girmeyip anneme kerebiç almaya gidecekmişim. sanki hamile karıma aşerdiği erikleri alıyorum! kerebiç almak için erken çıkıverecekmişim dandik boktan işimden!!
ha bir de işimi beğenmez. kendi senelerce beynimizi yedi öğretmen olacaksınız diye. bize seçenek bile bırakmadı. ama şimdi memnun olacağına burun kıvırıyor haspam!
geçende de ablamla konuşurken diyor ki "keşke Ankara'ya taşınsaymışız zamanında!" ama beni de bir engel olarak işaret ediyor. sanki kendi istedi de ben durdurdum. benim puanım o zamanlar yetiyordu Gazi üniversitesinde bir bölüme ama yazdırmadı bile. ben yazmıştım nasılsa ilk tercihim gelmez o kadar zeki değilim bile demiştim sırf etkilensizn diye. ama cinnet geçirmişti.
annemin fantastik evreninde nasıl ki sinema salonunda sikilmen çok mümkün, her üniversiteye giden kızında düzinelerce erkek tarafından sikilmesi mümkün hatta şart. hem üniversite oku istiyor hem de kafana üniversite erkekler falan hakkında manyak safsatalar şehir efsaneleri ekliyor i kimseyle iletisim kurama korkudan. ama sen korkudan çekingenlikten eziklikten kimseyle arkadaş olamadın mı sana dönüp der ki asosyalsin pasifsin arkadaşın yok!!! ama bunun kendinin ne yetiştirme tarzı ne ektiği korkularla alakası yok zerre kadar!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
ben çok dedim ablamla ayrı kalmamış oluruz taşınırız oraya diye. yok dinlemedi. sinirle elimden tercih kağıdını alıp silip değiştirdi. bir de ben başka şehirde mi okuyacakmışım!!!
önce 1 ay ablamlarda idare ederim sonra sen de gelirsin tamamen taşınırız ankara'ya bile dedim. ama annem aklını amımın sikilmesiyle bozduğu için????????????? ankara topraklarına girdiğim anda kızlığım bozulacak fantastik evreninde. oysa sorsan çirkinim çekici değilim kendisi gibi kimse bana kız gibi bakmıyor falan. ee neden hemen sikecekler o zaman???????????* iste sürreal bir dünya anneminkisi.
şimdi de tutmuş "keşke Ankara'ya taşınsaymışız zamanında!" diyor. ben dedim puanım yetiyordu ben istedim sen direttin. çünkü ben istedim. mesele bu. dokunan da bu. ben istemesem mesela ama ablam gelin diye ısrar etse olurdu. ama ablam neden ısrar etsin? annesinden uzaklaşmış bir nevi kurtulmuş neden burnunun dibinde istesin tabi. hem de o yıllarda boşansın diye debelenirken????? demedi tabi gelin buraya diye.
hatta aksine annemi soğukla kalorifer faturalarıyla kalabalığı ve gürültüsüyle korkuttu ki aman aman gelmesinler. hele kalorifer masrafı o kadar konu ve fobi oldu ki o zamanlar annem de hiç düşünmedi taşınmayı.
*************
o kerebiç al dediği gün işkence gibi geçti. 5 dakkada bir nerdesin diyor anlamıyor ki. eskiden hem saat hem yön duygusu o kadar iyiydi ki beyninde bir ülke haritası olduğunu iddia ederdi. ama gerçekten ilk defa gittiğimiz bir şehirde bile hiç şaşmadan yer yön buluverirdi. şimdi marketten çıkınca eve gideceği yönü şaşırıyor. ama ona göre de benim suçum. sürekli yanında kolunda olacağım. hatta annemi sırtlayacağım falan.!!
oo bir de bilmem kimler gibi tekerlekli sandalyeyle avrupa turu yapma hayali vardı annemin. adının yarma gibi 2 oğlu ve kocası da var. onlar taşır tabi. bakalım onlar için o kadar harika bir gezi miydi? sürekli annelerini taşımaları gerekmiş??
daha da o yorgunlukla o kadar mesafe ve kalabalık otobüsler aşıp kerebiç alıp geldim diye memnun olacağına sormurtur. yaranamazsın anneme. ağzınla kuş tutsan ben o kuşu dememiştim der. dediği kuşu tutsan ağzında ters tutmuşsun der.
çok bekletmişmişim de hevesi kaçmışmış!!!
neyini anlamıyor acaba taaa Tece'den şehir merkezine Forum'a inecem tatlı alıp eve gelecem? ama sadece 3 dakika sürmeli!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
***************************************************
----------------------------------------------------------------------------
başka bir gün de sürekli beni ağrım var şikayetiyle arıyor. e ben senin kadar zeki becerikli bilge falan değilidim niye beni arayıp söylüyorsun??????????????
her tenefüs başka bir şikayet.
ne desem beğenmeyip kızıyor. ama gene de arayıp söylüyor. bu ilk değil.
mesele beni huzursuz mutsuz endişeli konsantrasyon sağlamayan hale getirmek. aman aman 3 salise güler iyi falan hissederim kendimi de!! içtiği çay boğazıma dizilir zıkkım olur inşallah!!!!!!!!!??????????
ne ağrısı dersen susmak bilmiyor!!! konudan konuya başka ağrılı günlerinin boktan hatıralarına geçiş yapıyor. kaynanasına cevap verememiş içinde kalmış diye benim kafamı şişirmesi gayet normal anneme göre.
mesela kaynanasıyla gezerlerken kadın sürekli söylenirmiş insanlar da zannedermiş ki kendisine kızıyor eleştiriyor oysa sadece kendisine değilmiş herşeye söylenir sürekli konuşurmuş. hep utandırırmış hep yanlış anlaşılmasına sebep olurmuş gelininin yani annemin.
çok tanıdık bir durum!!
bana da aynı şeyleri kendisi yaşatıyor şimdi. ne zaman bir yere gitsek mütemadiyen söylenir, suratı asık hatta garip mimiklerle doludur. insanlar da bana söyleniyor zanneder ama anneme klasa umurunda değil önemsiz!
e kaynanan sana yapınca kötü ama sen bana yapınca önemli değil.
ay tabi ki değil. ben annem gibi miyim? zeki mantıklı değerli prenses gibi büyütülmüş!! aynı şey değil!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
ağrısı olur tabi. yazdan daha beter inatla her pencere açık cereyanda oturuyor, üstünde yazlıklarla. tutuluyor üşütüyor zaar farkına varmıyor. ama böyle söylesen sen kötüsün sen şeytansızn sen anlayışsızsın!!!!!!!!!!1 bişey de demesen duyarsızsın.
ne diyeyim anneciğim ne desem beğenmiyorsun! bir şey demesem de kızıyorsun. sor ozaman ablama o ne diyecek. sizin zeka seviyenizde değilim ben ablam daha iyi bilir!!
önce dedim ki cereyanda kalma, oturduğu odayı kapat diğerleri kaslın bari.
ay aman çok sıcakmış da yanıyormuş da terlermiş de o zaman ben istiyormuşum demek terlesin üstünde kurusun daha beter olsun!!!!!!!!!!!
o zaman her yer açık kalsın sen üstünü değil, atlet değil tişört giy.
ay aman çok sıcakmış da yanıyormuş da ben de anlamıyormuşum da!!!!!!!!
o zaman giyme de söyle sırtına at.
çok sıcakmış çok aaa anlamıyormuşum hamam gibiymiş burası.
susamışsındır su iç hararet alır.
içiyormuş zaten çok!!!!
sıcak bir kahve-çay iç iyi gelir ağrılara.
sıcak diyormuş yanıyorum diyormuş nasıl içecekmiş sıcak çay!!!! daha da mı yansın daha da mı terlesin daha da mı tutulsın istiyormuşum!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
o zaman bu akşam üstüne çarşaf değil ince bir pike var ya en incesi onu ört, belki gece tutulmuşundur anlamamışsındır.
ay çok sıcakmış ne pikesi!!! pike mike örtemezmiş yanıyormuş o yanıyormuş!!! anlamıyormuşum!!
banyo yap duş falan al ferahlarsın belki.
ne gerek varmış şimdi müsrifliğe! bir suru su gidecekmiş de ülke susuz kalacakmış da benim gibi benciller yüzünden çok su gidiyormuş da su savaşları olacakmış benim yüzümden!!!!!!!!!!!!!!
diyeceksiniz ki annecim bir ağrı kesici yut demiyorsun. demem. sıkıysa siz deyin. midesi bozuk almıyor. dokunuyor ağrı kesiciler yutamıyor.
o zamana l anneni bir doktora götür diyeceksiniz. sıkıysa siz götürün. sanki çok seviyor doktoru. kelimeyi duyduğu anda kan beynine sıçrıyor. yerlere basıp tepine tepine gebermeyi tercih ettiğini haykırır doktora gitmektense beraber gebermeyi ister. geberelim de kurtulalım daha iyiymiş. hayır doktorla ilgili fobi yaratacak kötü bir anısı da yok travmatik. olsa milyonlarca kez anlatırdı. annemi doktora götürmek bir eziyet. bir travma. ablam hiç bulaşmak istemez. isterse annesi evde ölsün gene laf söyler diye doktora git diyemiyor. aman laf söylemesin de ne anasına ne kız kardeşine ne olduğu ne çektiğiyle ilgilenmiyor!!!
seni dinler sen söyle doktor ayarlasın naslı da bir 5 dakka görünün de diye ben ablama baskı yapıp zorla söyletiyorum da anca gidiyoruz.
bir gün ablam bizdeyken gittik doktora; annemin bitmeyen kaprisleri yetmezmiş gibi bir ablam utanmadan buraya hastanelerde sürünmek için mi geldim diyor!!! sen mi sürünüyorsun????????* randevu ayarlayan ben, işten izin alan ben, annesini yalvar yakar kavgalarla hakaretler azarlarla zorla doktora götüren gene ben, hastanede kaprisini çeken de taksiyi çağıran bile benim! sen telefonuna insatgramına gömüldün kimsenin suratına dahi bakmadın. da hastanede sürünmüş! kaltağa baksen! o da sadece klinikte bir muayene yani. sanırsın yatalak kalmış başına.
hem ağrılarından şikayet ediyor her tenefüs bana hem ne söylesem beğenmiyor!!! ne diyeyim peki anneciğim ne????????* ne desem bir kulp takıyorsun beğenmiyorsun? maden benim çözümlerim boktan kendin çare bul kendine. ne de olsa kendi doktorunsun aynı zamanda benim gibi bir mankafaya sorma!!
evet annemin kendisinin ve benim doktora gitmemi engellemek için edindiği desturu; ben doktor gibiyim, ben kendimin doktoruyum, doktordan bir farkım yok sadece ilaç yazamıyorum demesi.
önerdiği çareler de o çok bilmiş ermiş medeniyet çağdaşlık bilgelik abidesi duruşuna zıt neredeyse kocakarı formülleri. en çok sevdiği ciltteki bir sorunsa sarımsak sürmek bünyeyse limon suyu içmek.
bana limon içire içire ülser etti rahatladı.
ablama sor madem ne diyecek bakalım diye savdım başımdan. ne desem beğenmiyor. sen daha iyisini biliyorsan uygula da ağrımasın madem! niye bana soruyorsun.
-----------
ablamın çözümleri daha akıllıca tabi!!! ve elbette kendisi yapmayacağı için memnun ve duyarsız düşüncesizce.
bazen bana sanki annemi hiiiç tanımıyormuş gibi der ki niye annemi doktora götürmüyorsun nazlı? ve gerçekten samimi ciddi soruyor bunu. hiç kesinlikle aklına 1 kere dahi gelmiyor annemin doktor sevmeyişi korkuşu inkarları kaprisler. ben annemin doktor sevmediğini ve gitmemek için ayak direttiğini söyleyince de bu huyunu ilk defa duyuyormuşcasına konuşuyor. sanki kendi öz annesi ve kız kardeşi değil de iş yerinde 3 kere gördüğü yabancılarız.
bazen de daha süper icatları var. annemi kaplıcaya götürecekmişim.
kendin kaynananla giderken niye anneni de çağırmadın ya!!! bana desen anneme bir uçak ayarla gelsin de ben de ana kız kaplıcaya gidelim diye. niye desin niye bela etsin annesinin bitmeyen kaprislerini. niye ben hammal ben köle ben hizmetçi dururken kendisi uğraşsın.
en son yumurtlaması da annemi yogaya götürsen.
bu kadar pimpirikli bu kadar kaprisli ve artık esneklikten katılığa geçmiş annemi yogaya mı götüreyim? bir yerleri incinsin bedelini de ben ödeyeyim!!
zaten geçen kış evde ayağını burkmuş diye doktora gitmektense 1,5 ay boyunca bana abanarak yaşadı! geceleri bebek gibi beni kaldırıp tuvalete götürttü!! bir ayak burkulması için. yogaya gidecek ne halt edecek!!!
küçük zorba - mini diktatör
tamam mersin'de havalar hala sıcak gidiyor ama yazlık kıyafetlerle gezecek, tüm evi açıp oturacak, geceleri gündüzkinden daha açık kıyafetlerde üstü açık yatılacak kadar değil.
yani isteyen öyle yaşasın uyusun bana ne değil mi?
evet bana ne ama annem asla öyle düşünmez bana ne demez.
kendine güveni o kadar tam ki -zira kendisi prensesler gibi el bebek gül bebek büyütülmüş, özgüvenle sosyal ve herşeyin en kalitelisiyle! zaten ağzı da ufak demek ki asil kan taşıyor!! - sadece kendi düşünceleri değil kendi hisleri de kesin mutlak bilgidir!!!
senin yani benim bir başka indsan bir başka yapı bir başka bünye olmama inanmaz, fena halde karşıdır!!!
çok garip.
hatta manyakça. çünkü kontrol delisi. azalacağına çoğalıyor yaşlandıkça. sanki elinde yeterince kukla olmamışım gibi kendine halsa tüm ruhsal ve fizikselden kaynaklanacak hislerime de kendisi karar verecek.
şu ay geldi yazın aman üşütürüz diye yanıp yakınıp hatta benimle didişerek açtırmadığı kapı-pencere-klima ve vantiratörleri şimdi açıyor. yazlık giyinip evde yanıyorum diye haykırarak dolanıyor ve benim üzerimde de ekstra bir kat görmeye dayanamıyor , çıldırıyor!
-
her sabah bir kere işe giderken giydiğim mevsimlik gömlek-ceketimi saklamış oluyor!!!! dün sabah zaten acelem var, otobüse yetişeceğim - zira artık sevisle değil toplu taşımayla gidiyorum ama annem zerre mana veremiyor, anlayamıyor telaşımı , kaç kere söylesen boşuna ertesi gün başa sarmış oluyor ve gene telaşıma şaşıp yavaşlatmak için sürekli ayağıma dolanıyor adeta_ yetmez gibi bir de ceketlerimi saklamak düştü aklına.
anneme göre büyyyüük iyilik bu!!! o gün sadece incecik bir gömlekle dolanırsam annemin ne kadar haklı olduğunu göreceğim hatta gömlek bile fazla gelecek ve tuvalette içindeki atleti de çıkaracağım!!!!
ya sen bana yazın triko hatta başka bir yaz naylon anorak yelek giydirmek için yırtınan insan değil misin acaba???????????????
herhalde esas mesele kontorlü ele almak! dediğini yaptırtmak. bedeli umurunda değil. istersen migrenin tutsun, üşüt, ateşlen, bronşit ve ya zatürre ol. bunlar senin yanlış giyinmenden oluyordur annen karar verirse olmayacaktır. oysa tam aksi. ne zaman annein aklına uysam hastalanırım. ince giy der üşütürüm, kalın giydirir terlerim üstümde kuruyunca hastalanır ya da tutulurum!
istediğin kadar mantıklıca anlat; benim tansiyonum düşük herhalde onsan de.
inanmaz kabul etmez.
ama işte ne zaman aklına uyup senin istediğin gibi giyinsem hastayım işte!!! hayır bulaşmıştır ondandır.!!!
dün sabah işte acelem var baktım vestiyerden kaçırıp kendi odasındaki dolaba saklamış ceketimi. bir de arsızca sırıtıp koridorun başında beni engellemek için dikilmiş ki çıldırtır insanı!
--
kontrol manyağı oldu iyice. mesela anneme kalsa bir ara ısrarla telkin yoluyla işlemek için yırtındı; kendi odası daha büyükmüş diye tüm giysi dolapları kendi odasında olsun diye tutturdu.
efendim ben odamda rahat edeyimmiş iyiliğim içinmiş! odam küçükmüş zor hareket ediyormuşum rahat edermişimmiş!!!
sanki ben bilmiyorum; tüm eşyalarım kendi odasında olursa kontrol edebilecek.
mesela bir ara kafayı saç kurutma makinası, banyo havluları gibi şeyleri kendi odasında tutmayı.
hatta bir gün baktım benim şifonyeri baştan düzenleyip; şifonyerimdeki tüm havlu ve iç çamaşırlarımı kendi odasına taşımış.
yani kendisi erkenden uyuduğu için kendisi yattıktan sonra iç çamaşırımı değiştiremeyeyim!! ya da banyo yapamayayım!
çünkü kendi uygun gördüğünde banyo yapılmalı evde. çok korkuyor yanlışlıkla oramı buramı ellerim diye!!!- küçükken elinden zor kurtuldum ama mücadelesine devam etti- mesela sivilcelendiğim zaman sırtımda da sivilceler çıkmıştı. anneme göre ben pis olduğum iyi yıkanamadığım için olmuşmuş. kendisi yıkasaymış beni olmazmışmış!
ben yapamıyormuşum pislik içinde kalıyormuşum demekkiymişmiş.
senelerce çektim o sivilceleri - beni doktora götürmeye yanaşmadı inatla. doktordan hastaneden nefret eder. sürekli beni iğrenç pis olmakla suçladı laf soktu durdu. yumuşak karnımı bulmuştu anlayacağınız. fırsat bu fırsat aşağılayaym özgüveninin alaşağı edeyim durayım; böylece elimde oyuncak olur kuklam olur!! diye sanki. ama söylediklerine de inanaıyordu kesin.
uzuuun zaman sonra kendim gittim doktora. 2. gidişimde peşimden gelmişti ağzını büzüp kaş göz yamulta yamulta söylenerek!!! salak bir doktor mu bilecekmiş kendisi mi!!!
kendisi doğurmuş kendisi!!
sanırsın da bayılıyor bana. sanki çok sevinmiş de çok istemiş. milyon kere 2. çocuk istemediğinin hikayesi erkek bekleyip hayal kırıklığı yaşamasının hikayesini ve doğduğum zaman hiç kimsenin memnun olup da ziyaret falan etmediğinin hikayesini anlatmasını dinledm. ablam için teeee nerelerden kalkıp gelmişler ama benim için uğrayan olmamış. bayılır bu kıyaslama hikayesine bayılır. anlatırken nasıl zevk alır! eğer ortamda ablam varsa salak salak bakarak dinler başka insanlar ensişelenir onlar yerine benim için üzülüyor muyum diye!
anneme kalsa sivilce sorunum ne hormonal ne sonraki zamanlarda anlaşılacağı izere polikistik over yüzünden. kendisi teşhisi koydu çoktan; kendisi yıkamadığı için pislik içinde kalıyorum: kendisi yıkasa beni ve sonrada her yerime sarımsak sürsek geçecek!
tabi sanki kilolu ve sivilceli olmamdan, ezilmişliğim, özgüvensizliğimden ve çekingenliğimden iyice dışlanmıyor ezilmiyormuşum gibi bir de sarımsak kokayım da banimle arkadaşlık eden 3-5 kişi de kaçılıp beni tamamen dışlasınlar.
aaaa ama canım ablacığıma asla reva görmez bunu o göz bebeği ilk göz ağrısı harikulade evladı!
onun da oldu sivilcesi ama kistten değil hormondandı.
doktordan bir suratsız bir söylenerek çıkışı var ki! teatral! adamcağız da özellikle dikkat edip annemi suçlamadı yani aslında. ama annem her lafı evirip çevirip kendine getirdi. ona kalsa ben sivilcelerden kurtulmaktansa öyle kalayım yeterki kendine bir şey denmesin!!!
mesela fındık fıstık cips yemesin demişti. kızartma, çok yağlı da yemesin.
pasta börek çörek de. gençtir canı çeker ama az yesin. yemek isterse siz hatırlatıp engelleyin demişti mahusus. zahir anladı öfkeli suratından.
annem çare aramaz söylenir. sarımsak kokarak dolaşmaksa harika bir çözüm ona göre!!
hatta biraz kilosuna dikkat etse ve kullandığınız şampuan da önemli sırtında alerji yapıyor olabilir, şu şu markaların içeriği daha iyi onlardan kullanın da demişti.
ama öyle laf sokmadan suçlamadan dedi. ama gene de anneme göre kendisini suçluyordu doktor ve annem asla hata yapmazfdı hepsi ben, yıkamadığı içindi o kadar!!!
doktora da siz söyleyin ben yıkayayım nazlıyı kabul etmiyor!! ben de o sıra neredeyse 18 olacağım yani ramak kalmış.
anneme kalsa evleninceye kadar beni kendisi yıkayacak. en büyük korkusu yanlışlıkla kızlığımın bozulması zira.
--- haa bir zamanlar da başka harika tesellileri vardı mesela evlenince geçer.
sanki adamların siki büyülü. sivilcen çıkar evlenince geçer.
kıllanırsın evlenince geçer.
alerjik hapşuruk tutar evlenince geçer.
haa doktorun inadına aylarca daha fazla çerez aldı eve!!! her zaman alınır sever annem beslenelim de ister ama o kadar almazdı inadına inadına fazla fazla alır olmuştu. inadına her gün kızartma yapardı hatta. börek çörek kek kurabiye de cabası.
komplo ya da suikast girişimi gibi bir şey bu. sırf inattan adama hak vermemek için benim sağlığımın mahvolmasına razıydı.
daha ileriki yıllarda daha kilo alıp sonrada polikistik over tanısı konunca da doktorun söylediklerinin inadına inadına davrandı. halbuki o ilk inat silsilesinden sonra nefreti azalınca doktora azaldı inadına çerezler kızartmalar börekler.
ama bir ikinci silsile oldu.
ne demek onu yemeyecek bunu yemeyecek beslenmesin mi yani inadına yedirecem diye 2. bir inat evresi geliştirdiydi.
hala 10 küsür yıl geçti hala arada gelir o inat.
mesela şeker kullanmadığıma sevineceğine inadı tutup yedirmek için yırtındığı oluyor!
sabotaj sanki.
hatta anneme göre zayıfım diye evlenemiyorum. ki zayıf değilim 163 boya 55-56-57 kilolardayım. ama annemin mantığı başka nuh nebiden eski külüstür zamanlardan kalma!
hani boyundan 20 çıkarırsan manken zayıflığında 10 çıkarırsan normal zayıflıkta olursun derler ya anneme göre o eklenecekmiş!!!!!!!!!!!!!!!!! yani ben 83 kilo olmalıymışım. o zaman memelerim büyüyecek ve erkekler beni beğenecekmiş.
------------
ay gene saptım konudan yaram çok olunca.
ceketimi saklamış bir de odasına giden koridorun başında pişkince dikilip yolu kaplıyor ki üşeneyim ve bir gömlekle çıkayım!!!
sen çoğunlukla evdesin ev güneş görüyor diye daha sıcak oluyor dışarısı öyle değil, sonra çalıştığım okul uzakta orası farklı. istediğin kadar anlat nuh der peygamber demez. emin o hislerinden. ya sen istersen çıplak gezip buz dolu küvete yat ben sıcaklanmıyorum. sıcaklanıyorsun farkında değilsin anneme göre.
her sene aynı mesela. ta ki içimizden biri yataktan kalkamayacak hale gelene kadar. ki o zaman da doktora gitmektense beraber gebermemizi diler!!! asla gebereyim de kurtulayım demez çoğul konuşur; geberelim de kurtulalım. ben niye geberiyorum yaa!!!
kendisi olmazsa kızlığım bom diye patlar ablam benimle mi uğraşacak. peşinen geberip kurtarsam hepsini bu dertten!!!! buna benzer garip bir anlayışı vardı bir ara.
---
işte aynı şey banyoya girerken de olsun. annemin odasında kaldı havlu temiz çamaşır ve saç kurutma makinası deyip annemin bilgisi dışında yıkanamamış olayım.
geçende de tepemi attırdı gene. üşenmemiş yatağımdan sinsice battaniyemi çalıp yerine ince bir eski çarşaf koymuş yetermiş örtünmek için hava sıcakmış!!!
mesela desen ki bana bir çarşaf çıkarır mısın; asla bulup da vermeyi beceremez. ne zaman bir şey istesen pişman eder insanı; bulamaz tarif etsem yerini anlamaz dağıtır heryeri bulamadıkça telaşlanır, telaşlandıkça sinirlenir, sinirlendikçe daha da beceriksizleşir tüm dolabı öfkeden yere döküp çıldırır ama sana bir havlu getirip vermeyi beceremez.
bir gün banyo havlumu unutmuşum da aynen böyle oldu. illa onu değil başka tem,z havlu ver diyorum; bulamıyor ki. ne bulduysan onu ver çarşaf olsun sonra yıakrım diyorum: onu da bulamamış ki!!! söylediğim hemde 5 kere belki- yeri değil başka dolapları karıştırıp dağıtmış! sen şifonyerin 2 çekmecesi dersin o gider alakasız yerlerde arar talan eder adeta.
o zaman herhangi bir şey bir bez ver de kurulanayım, soğuk havada ıslak bekliyorum yarım saattir!! aklına pratik çözüm de gelemez ve söylediklerini de anlayamaz annem böyle durumlarda. mesela dökmüş yerlere bir sürü temiz pike birini bununla idare et diyeceğine teeee mutfağa gidip lekeli pis bir sarı temizlik bezi veriyor bana kurulanmam için!!!!!!!!!!!!!!!!!!
mantık ve beceri abidesi.
hasta oldum sayesinde tabi.
eskiden kapılırdım bunlara tam istediği gibi. fırsat vermediği beynimi yıkadığı için dilediğim gibi yıkanamaz giyinemezdim üşüsem battaniye alamazdım.
saçım yağlı kaldı diye arkadaş buluşmalarını kaçırırdım. kçım büyük dedi diye moralimi bozdu diye ya da. fırsat vermiyor ya da etkiliyor diye ona göre giyinirdim. sürekli bir maduriyet yani.
----------
sinirlenip tersleyerek geçecem koridordan annem büyük iyilik gibi ben sana getireyim diyor.
yavaşladı artık acele zamanlarda işe yaramıyor ve biliyorum ki beni geçiktirince almadan çıkacağımı düşündüğü için oyalanacak; çünkü yaşadım bunları biliyorum.
senin giydiğin şeyi bilmesine rağmen çünkü bu konuda konuşulmuştur milyon kere özellikle yanlış şeyi getirir mesela. ya eski külüstür bir şeyi bulmuştur ki bul getir desen asla beceremez. ya da alakasız uyumsuz bir şey getirir. sen gömlek dersin o sana mont getirir. sen mont desen şifon gömlek verir.
ya almadan çık ya uyumsuz ve sonra mutsuz ol istiyor demek ki. gıcıklığına yapıyor sanki.
bir de dolapta arkalara aralara saklamış mahsus.bulup alamayayım diye sinsi sinsi.
annem sanki Türkçe anlamıyor. isyan edip kızıyorsun ben senin gibi yanmıyorum üşütürüm diye. hayır o karar vermiş. ama üşütüp yataklara düşmeni de sitemez. ama bunları sen kontrol edemezsin.
yahu 40 yıl olacak hala ben başka bir bünyeye kolay üşüyen ve üşüten bir bünyeye sahibim anlamıyor kabul etmiyor ki!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
ya da senelerdir şeker-tuz tüketmememi. unuttuğundan değil sadece kontrol edebilmek için bir manyaklık bir kendiyle micadele challenge falan.
battaniyemi kaldırmış ben de sabah diyeceğim ki ne iyi etmişsin, hastalandım.
anlayamıyor kabul etmiyor bundan değil bulaşmıştır ondan. hava sıcak çırılçıplak buzda oynasak üşütemeyiz yanıyoruz yanıyoruz!!!!!!!!!!!!!
ay menapozda neler çektim ben neleeeer!!! ablam erkenden üniversiteydi evlilikti diye sıvıştı gitti. bütün çileleri ben çektim. sıcaklanıp ocak ayında pencere açık oturulacak diye inatlardan 2 defa bronsit geçirdim ağır. kaç kere tutuldum migrenim azdı bilmiyorum artık. ama anlamaz kabul edemezdi. gezevelik de cabası.
ben iyice çığlık kıyamet azarlayıp kırıp küstürünceye kadar devam eder arsızca arsızca yüzsüzce pişkince!!!
bir ara ben üniversiteye hazırlanıyorum, sivilceli, kilolu, özgüvensiz, stres içindeyim zaten;üstümdeki ders ve sınav baskısı yetmezmiş gibi. bir de ablam evlendi. annemde kıyametler çıldırmalar. o kadar manyakça ders diye tutturan, odamdan çişe çıksam çığlıklarla beni azarlayıp kavga eden, dersin başından işemeye kalktım diye bile benden bir bok olmayacağıyla ilgili manyak ahkamlar kesen, ne tv ne eğlence ne arkadaş görüşmesi, ablayla okul kriti ve kıkırdamasına dahi tahammül edemeyen, aralarda birşarkı dahi dinlemeyeyim diye walkmenimi saklayan: manyak hırslı; okuyacak ders yapacak meslek iş güç sahibi olacaksınız diye saatlerce defalarca nutuklar çeken: hırsından çatlayan annem gitti yerine beni gecenin körlerinde ablam hakkında konuşmak için dürterek uyandıran ve sabaha kadar uyutmayıp konuşan kadın geldi.
ders çalışacağım zamanlarda da börek meyve getirdim bahanesiyle dibimde kalıp saatlerce susmadan ablam-damadı-dünürler hakkında nefes almadan konuşan annem geldi.
böyle bencillik böyle çelişki görülmemiş.
odamdan işemeye çıktığım için okuyamayıp mahvolup koca elinde sokaklarda sürünecek olan da bendim ders çalışmak yerine annemi dinlerden hiç sorun değildi ama. dikkatim dağılıyor de o zaman da dünyanın en kötü en bencil pislik nankör evladı ve kardeşi sen olursun. sanırsın ablanı 2 şeker için pezevenklere satıp parçalanarak ölümüne sebep olmuşsun.
gecenin köründe uyuyamamış götümü elleyerek uyandırıyordu beni. ki nefret ederim aniden uyandırılmaktan. okula giderken bile uyandırmasın diye ne çileler çektim ben. ama gece elleye elleye uyandırıyor ne uykusuz kalmamdan ne irkilmemden ne bir zamanlar olduğu gibi çarpıntım ya da baş dönmem olmasından endişeli: umurunda değil!!!! arayacakmışım ablamı boşan da gel diye ikna edecekmişim!!!
bunu milyonlarca kez duydum. milyonlarca ama. kendisi telefon edip yalanla nazlı sana bir şey diyecekmiş diye telefonu bana verip dibimde beni çimdikleyerek boşan gel abla dedirtmek için neler yaptı neler!!! demedim. biliyordum çünkü bunu bir gün benim aleyhime kullanacağını. diyelim o anda değil 2 sene sonra belki de 55 sene sonra boşanası tutsa ablamın annem diyecekti ki;
sen şu şu tarih bu bu dakikada boşan demiştin senin yüzünden! hatta o günü en manyak en saçma detayına kadar hatırlayıp, mesela ne yemişiz ne demişim ne giymişiz hava nasılmış komşuyu görmiş mü tv'da ne vardı saçımız nasıldı vb hatırlayıp bu detayları hatırlamasının kesinliğini bile beni suçlamada kullanacak ama 'sen dedirttin' dersem o kısmı asla hatırlamayacaktı.
benzerini yaşamşımdır. demedim.
nedne boşandındı ki? gayet anlaşıyorlardı, eniştem de ailesi de iyi insanlardı. ve ablamın eğitimini engellemeyeceğine yemin etmişti adamcağız. sadece annem bunu kabullenemiyordu. kendi kontrolü dışında gelişmişti çünkü.
2 sene boşan dedi durdu; benim demem için uğraştı. ankara'ya gidip gelip saçma şeylere müdehaleler mi kavgalar mı yaşandı. mesela ablamların su bardakları nerede duracakmış diye üç ay kavga edildi. tabi dünür de az değildi inatlaştılar.
ha annemin hayal güzü ve anlayışına göre de; ablam boşanıp ve okulunu bırakıp eve gelecekti, bir daha da asla okula dönmeyecek, ablam üzülmesin kıskanmasın diye de ben de üniversiteye gidemeyecektim!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!! ne manyakça ama!! ama anneme göre böyle olacaktı ve razu-ıydı bunlara yeter ki ablam boşansın. tut ki oldu, ama seneler sonra ablamın okula dönesi tutsa ve dönse annem desteklerdi. ben de okumamışlığımla kalakalır hatta azarlama aşağılama konusu olurdu bu durum. ablam da eminim ki geriye dönüp bakmazdı. nazlı üzülür mü içeler mi diye. nasılsa annesi nazlı'ya hak görmüyor o niye görsündü.
sonunda kendileri yüzünden kavga ede ede ablamla eniştem bozuşup ayrılmaya karar verdilerdi. annem çok mu sevindi sandınız. göbek atmıştır mı dediniz. aksine.
bir gün dershanedeydim; o zamanlar neyse ki cep telefonu yaygınlaşmamıştı, yoksa derste de annemi dinlemek zorunda kalırdım. dershaneyi aramış komşular "nazlı gelsin annesi hastanede!!" diye.
sen benim korkumu bir düşün!!! babam ölmüş zaten bencil ve salak ablam evlenmiş, ben daha okumaya başlamamışım annem öldü biçare kaldım sanırken; annemi hastanede yatakta sinir krizi geçirirken buluyorum.
yeri göğü inletiyor! günde buluştukları kadınlar getirmiş hastaneye. gün sırasında ablam atayıp biz boşanacağız demiş. annem de bayılmış. hastanede ayılınca da yatakta tepinmeye çığlıklar atmaya başlamış.
ben elimde defterler geliyorum karılar da salak salak diyor ki kızım boşanma bak annen ne halde üzüntüden.
lan ben değilim boşanan öğrenciyim ben.
olsun sen boşanma!
lan ablam ablamdır o!!!
annem feryat figan karılar tiyatro izler gibi izliyor annem salak salak ben naapacaksam artık aklınca - hani beyinsizdim hani başarısızdım hani senin kadar şahane mükemmel güzel zeki becerikli başarılı vb değildim! salak şişko sivilceli pis saçlı bir andavallıydım!! noldu benden çare bekşyorsun o kadar!!!!!!!!!!!!!!!!!
nazlı ablan boşanıyor nazlı ablan boşanıyor nazlı ablan boşanıyor nazlı ablan boşanıyor diye yırtınıyor!!!!!!!!!!!!!!!!!!! sonra da bana niye ağlamıyorsun diyor. ben de bayılıp tepineyim ben de hasta olayım!!!!!!!!!!!!!! hatta o an inme geçirip yamuk kalsam!!!!!
e sen dedin.
ne?????
sen diyorsun hep boşan kızım dön gel diye, dediğin oluyor demek!!!!!!!!!!!
ama ondan da memnun değil ki. ee şimdi ne için kafa ütüleyecek ne için gece uyandırıp sigarasını içeri üfleyerek konuşacak???????????????
sakinleştirici yapmış da doktor uyusun manyak diye. salak ablam da beni evden arıyormuş defalarca. nasıl aynı anda 2 yerde birden olacaksam bu geri zekalılıkla artık bilmem döndikten sonra sitem ediyor bir de!! yanında olmamışım bu zamanda.
lan beyinsiz annemiz hastaneye kaldırılmış karga tulumba be!!!
anneme göre ben ağlayıp üzülmemişim ablam boşanıyor diye
ablama göre telefonunu açıp dertleşmemişim paylaşmamışım!! cep telefonu yok ha ondan diyorum.
nasıl hem aynı anda hem hastanede annemin yanında ağlayarak yerlerde dövünüp hem de evde ablamla telefonda konuşabileceğim acaba??????????????????????
ben azarlayıp sövünce anca jetonu düştüydü bencil ablamın!
alan beyinsiz man kafa ben anam da öldü öksüz kaldım diye hastanelere koşuyorum sen evde telefonda beni dinlemedin açmadın diyorsun!!!!!!!!!!!!!!
ne annemin hastanelik oması ne iğneler yemesi ne boyun fıtığının azması alakadar etti ablamı.
annemi de benim endişem telaşım arada kalmam.
anca kendilerini düşündüler.
uzun zaman anneme göre yeterince üzülmemiştim ablama göre de derdine ortak olmamıştım!!!!!!!!!!!1 hiç ben ne haldeyim görmediler. ben stresten kurdeşen dökmüştüm doktorluk olmuştum lan!!! sanki aknelerim yetmiyor gibi.
hah tam o sıralarda annem beni sorgulamaya başlamıştı; ben mi demişim boşan diye ki dememiştim inatla. demedim demedim. sen mi dedin demedim.
sen mi dedin demedim.sen mi dedin demedim.sen mi dedin demedim.sen mi dedin demedim.
yaa 2 sene her gün sen demedin mi kızım olmuyorsa boşan gel diye!!!!!!!!!!!
sen demedin mi inkar mı ediyorsun!!!!!!!!!!!!!!!
aynı mevzuda ne kavgalar etti benle. açığımı yakalamak istercesine alakasız zamanlarda gene sordu. sanki ben desem de beni dinleyecekti - ki bu cümleyi anneme dahi kurmadım zira anında aleyhime delil olarak kullanırdı.
hımmmm demek ki nazlı demiş de ondan boşanıyor. mahvettin ablanın hayatını!! derdi.
her sabah her akşam sen mi dedin!!! ya sen her gün demedin mi boşan kızım dön gel diye. dedin mi demedin mi!!!! sen dururken beni mi dinleyecekti sanki de ben söyleyecektim. beni dinler mi sanki hiç dinlemiş mi ki!!!!!!!!!!!!!
bütün bu bencil ve manyakça süreçte sınavı kazanacak gücüm kalmadı bir yılım gitti. ama asşa 1 kere dahi olsun ne ablam ne annem beni olumsuz etkilediklerini düşündüler. asla. hep benim suçumdu!
diyor ki bir gün madem dikkatin dağılıyordu kızım söylesen gider bırakırdım seni kitabınla başbaşa!!!!!!!! nasıl yalan ama nasıl. ne şekillerde söyledim umurunda olmadı. iyilikle güzellikle kavgayla bağırıp çağırarak, hakaret bile ettim hakaret!!!!!!!!!!!!!!!!! gene de o an için küstü de sustu ama takatım kalmıyordu dersi anlamaya. arsızca gece uyandırırdı ya birde!!! söyleseymişimmiş!!!!!!
meğer boşanacakları falan yokmuş sırf kaynanalar savaşından etkilenmişler; 20 seneden fazla oldu; çocukları bile olmuyor da hala ayrılmıyorlar.
tabi kaynanalara soracak olsan ne kadar sevmişler hem de ilk görüşte gelininin-damadını!!!!!!!!!
dünürü bilmem ama annem damadı için uzun yıllar sapıkça ölümler diledi.!!!!!!!! ne beddualar ne beddualar. şimdi kendisi inanıyor ilk gördüğünde ve her aman ne kadar beğenmiş de sevmiş de değil mi nazlı diyor bana bir de!!!
lan trenin altında kalıp on bin parçaya bölünsün diye dualar etmedin mi adam istanbul'a falan giderken?????????????*
uçağı marmara denizinin dibine çakılsın diye??????????????* bilmem ne zaman olmuş da unutammaış aynısı olsun inşallah diye bağrarak tepinmedin mi?????? ben ama ya uçakta bebekler çocuklar da varsa dediğimde beter olsunlar hepsi beraber gömülsün diye yere tepine tepine bağırmadın mı????????????????????????
daha ne fanteziler. kurt sürüsü parçalasın da arabası yanıp kül olsun da çukurlara kuyulara düşüp çıkamasında................
resmen bir ara fantezisi olmuştu garip ölümler annem için.
annesi üzülür deyince nasıl da kendini değil beni kötü ve hain görmüştün de kendini değil kaynanayı düşünüyorum diye azarlamıştın????????? hem de tekrar tekrar. hazır eziklemenin fırsatını bulmuşken neden yararlanmasın bundan!!!!!!!!!!!!!!!
ablam üzülür deyince de.
senelerce ayrılsınlar diye neler dedi neler; hem lafla karıştı hem gidip bizzat karıştı. ama tam başarılı olunca da boşanıyor ablan diye kendini yerden yere vurdu.
sorsan dünyanın en mantıklı en vicdanlı en zeki en anlayışlı en medeni en ahlaklı en adaletli insanı falanmış kendisi.
yani isteyen öyle yaşasın uyusun bana ne değil mi?
evet bana ne ama annem asla öyle düşünmez bana ne demez.
kendine güveni o kadar tam ki -zira kendisi prensesler gibi el bebek gül bebek büyütülmüş, özgüvenle sosyal ve herşeyin en kalitelisiyle! zaten ağzı da ufak demek ki asil kan taşıyor!! - sadece kendi düşünceleri değil kendi hisleri de kesin mutlak bilgidir!!!
senin yani benim bir başka indsan bir başka yapı bir başka bünye olmama inanmaz, fena halde karşıdır!!!
çok garip.
hatta manyakça. çünkü kontrol delisi. azalacağına çoğalıyor yaşlandıkça. sanki elinde yeterince kukla olmamışım gibi kendine halsa tüm ruhsal ve fizikselden kaynaklanacak hislerime de kendisi karar verecek.
şu ay geldi yazın aman üşütürüz diye yanıp yakınıp hatta benimle didişerek açtırmadığı kapı-pencere-klima ve vantiratörleri şimdi açıyor. yazlık giyinip evde yanıyorum diye haykırarak dolanıyor ve benim üzerimde de ekstra bir kat görmeye dayanamıyor , çıldırıyor!
-
her sabah bir kere işe giderken giydiğim mevsimlik gömlek-ceketimi saklamış oluyor!!!! dün sabah zaten acelem var, otobüse yetişeceğim - zira artık sevisle değil toplu taşımayla gidiyorum ama annem zerre mana veremiyor, anlayamıyor telaşımı , kaç kere söylesen boşuna ertesi gün başa sarmış oluyor ve gene telaşıma şaşıp yavaşlatmak için sürekli ayağıma dolanıyor adeta_ yetmez gibi bir de ceketlerimi saklamak düştü aklına.
anneme göre büyyyüük iyilik bu!!! o gün sadece incecik bir gömlekle dolanırsam annemin ne kadar haklı olduğunu göreceğim hatta gömlek bile fazla gelecek ve tuvalette içindeki atleti de çıkaracağım!!!!
ya sen bana yazın triko hatta başka bir yaz naylon anorak yelek giydirmek için yırtınan insan değil misin acaba???????????????
herhalde esas mesele kontorlü ele almak! dediğini yaptırtmak. bedeli umurunda değil. istersen migrenin tutsun, üşüt, ateşlen, bronşit ve ya zatürre ol. bunlar senin yanlış giyinmenden oluyordur annen karar verirse olmayacaktır. oysa tam aksi. ne zaman annein aklına uysam hastalanırım. ince giy der üşütürüm, kalın giydirir terlerim üstümde kuruyunca hastalanır ya da tutulurum!
istediğin kadar mantıklıca anlat; benim tansiyonum düşük herhalde onsan de.
inanmaz kabul etmez.
ama işte ne zaman aklına uyup senin istediğin gibi giyinsem hastayım işte!!! hayır bulaşmıştır ondandır.!!!
dün sabah işte acelem var baktım vestiyerden kaçırıp kendi odasındaki dolaba saklamış ceketimi. bir de arsızca sırıtıp koridorun başında beni engellemek için dikilmiş ki çıldırtır insanı!
--
kontrol manyağı oldu iyice. mesela anneme kalsa bir ara ısrarla telkin yoluyla işlemek için yırtındı; kendi odası daha büyükmüş diye tüm giysi dolapları kendi odasında olsun diye tutturdu.
efendim ben odamda rahat edeyimmiş iyiliğim içinmiş! odam küçükmüş zor hareket ediyormuşum rahat edermişimmiş!!!
sanki ben bilmiyorum; tüm eşyalarım kendi odasında olursa kontrol edebilecek.
mesela bir ara kafayı saç kurutma makinası, banyo havluları gibi şeyleri kendi odasında tutmayı.
hatta bir gün baktım benim şifonyeri baştan düzenleyip; şifonyerimdeki tüm havlu ve iç çamaşırlarımı kendi odasına taşımış.
yani kendisi erkenden uyuduğu için kendisi yattıktan sonra iç çamaşırımı değiştiremeyeyim!! ya da banyo yapamayayım!
çünkü kendi uygun gördüğünde banyo yapılmalı evde. çok korkuyor yanlışlıkla oramı buramı ellerim diye!!!- küçükken elinden zor kurtuldum ama mücadelesine devam etti- mesela sivilcelendiğim zaman sırtımda da sivilceler çıkmıştı. anneme göre ben pis olduğum iyi yıkanamadığım için olmuşmuş. kendisi yıkasaymış beni olmazmışmış!
ben yapamıyormuşum pislik içinde kalıyormuşum demekkiymişmiş.
senelerce çektim o sivilceleri - beni doktora götürmeye yanaşmadı inatla. doktordan hastaneden nefret eder. sürekli beni iğrenç pis olmakla suçladı laf soktu durdu. yumuşak karnımı bulmuştu anlayacağınız. fırsat bu fırsat aşağılayaym özgüveninin alaşağı edeyim durayım; böylece elimde oyuncak olur kuklam olur!! diye sanki. ama söylediklerine de inanaıyordu kesin.
uzuuun zaman sonra kendim gittim doktora. 2. gidişimde peşimden gelmişti ağzını büzüp kaş göz yamulta yamulta söylenerek!!! salak bir doktor mu bilecekmiş kendisi mi!!!
kendisi doğurmuş kendisi!!
sanırsın da bayılıyor bana. sanki çok sevinmiş de çok istemiş. milyon kere 2. çocuk istemediğinin hikayesi erkek bekleyip hayal kırıklığı yaşamasının hikayesini ve doğduğum zaman hiç kimsenin memnun olup da ziyaret falan etmediğinin hikayesini anlatmasını dinledm. ablam için teeee nerelerden kalkıp gelmişler ama benim için uğrayan olmamış. bayılır bu kıyaslama hikayesine bayılır. anlatırken nasıl zevk alır! eğer ortamda ablam varsa salak salak bakarak dinler başka insanlar ensişelenir onlar yerine benim için üzülüyor muyum diye!
anneme kalsa sivilce sorunum ne hormonal ne sonraki zamanlarda anlaşılacağı izere polikistik over yüzünden. kendisi teşhisi koydu çoktan; kendisi yıkamadığı için pislik içinde kalıyorum: kendisi yıkasa beni ve sonrada her yerime sarımsak sürsek geçecek!
tabi sanki kilolu ve sivilceli olmamdan, ezilmişliğim, özgüvensizliğimden ve çekingenliğimden iyice dışlanmıyor ezilmiyormuşum gibi bir de sarımsak kokayım da banimle arkadaşlık eden 3-5 kişi de kaçılıp beni tamamen dışlasınlar.
aaaa ama canım ablacığıma asla reva görmez bunu o göz bebeği ilk göz ağrısı harikulade evladı!
onun da oldu sivilcesi ama kistten değil hormondandı.
doktordan bir suratsız bir söylenerek çıkışı var ki! teatral! adamcağız da özellikle dikkat edip annemi suçlamadı yani aslında. ama annem her lafı evirip çevirip kendine getirdi. ona kalsa ben sivilcelerden kurtulmaktansa öyle kalayım yeterki kendine bir şey denmesin!!!
mesela fındık fıstık cips yemesin demişti. kızartma, çok yağlı da yemesin.
pasta börek çörek de. gençtir canı çeker ama az yesin. yemek isterse siz hatırlatıp engelleyin demişti mahusus. zahir anladı öfkeli suratından.
annem çare aramaz söylenir. sarımsak kokarak dolaşmaksa harika bir çözüm ona göre!!
hatta biraz kilosuna dikkat etse ve kullandığınız şampuan da önemli sırtında alerji yapıyor olabilir, şu şu markaların içeriği daha iyi onlardan kullanın da demişti.
ama öyle laf sokmadan suçlamadan dedi. ama gene de anneme göre kendisini suçluyordu doktor ve annem asla hata yapmazfdı hepsi ben, yıkamadığı içindi o kadar!!!
doktora da siz söyleyin ben yıkayayım nazlıyı kabul etmiyor!! ben de o sıra neredeyse 18 olacağım yani ramak kalmış.
anneme kalsa evleninceye kadar beni kendisi yıkayacak. en büyük korkusu yanlışlıkla kızlığımın bozulması zira.
--- haa bir zamanlar da başka harika tesellileri vardı mesela evlenince geçer.
sanki adamların siki büyülü. sivilcen çıkar evlenince geçer.
kıllanırsın evlenince geçer.
alerjik hapşuruk tutar evlenince geçer.
haa doktorun inadına aylarca daha fazla çerez aldı eve!!! her zaman alınır sever annem beslenelim de ister ama o kadar almazdı inadına inadına fazla fazla alır olmuştu. inadına her gün kızartma yapardı hatta. börek çörek kek kurabiye de cabası.
komplo ya da suikast girişimi gibi bir şey bu. sırf inattan adama hak vermemek için benim sağlığımın mahvolmasına razıydı.
daha ileriki yıllarda daha kilo alıp sonrada polikistik over tanısı konunca da doktorun söylediklerinin inadına inadına davrandı. halbuki o ilk inat silsilesinden sonra nefreti azalınca doktora azaldı inadına çerezler kızartmalar börekler.
ama bir ikinci silsile oldu.
ne demek onu yemeyecek bunu yemeyecek beslenmesin mi yani inadına yedirecem diye 2. bir inat evresi geliştirdiydi.
hala 10 küsür yıl geçti hala arada gelir o inat.
mesela şeker kullanmadığıma sevineceğine inadı tutup yedirmek için yırtındığı oluyor!
sabotaj sanki.
hatta anneme göre zayıfım diye evlenemiyorum. ki zayıf değilim 163 boya 55-56-57 kilolardayım. ama annemin mantığı başka nuh nebiden eski külüstür zamanlardan kalma!
hani boyundan 20 çıkarırsan manken zayıflığında 10 çıkarırsan normal zayıflıkta olursun derler ya anneme göre o eklenecekmiş!!!!!!!!!!!!!!!!! yani ben 83 kilo olmalıymışım. o zaman memelerim büyüyecek ve erkekler beni beğenecekmiş.
------------
ay gene saptım konudan yaram çok olunca.
ceketimi saklamış bir de odasına giden koridorun başında pişkince dikilip yolu kaplıyor ki üşeneyim ve bir gömlekle çıkayım!!!
sen çoğunlukla evdesin ev güneş görüyor diye daha sıcak oluyor dışarısı öyle değil, sonra çalıştığım okul uzakta orası farklı. istediğin kadar anlat nuh der peygamber demez. emin o hislerinden. ya sen istersen çıplak gezip buz dolu küvete yat ben sıcaklanmıyorum. sıcaklanıyorsun farkında değilsin anneme göre.
her sene aynı mesela. ta ki içimizden biri yataktan kalkamayacak hale gelene kadar. ki o zaman da doktora gitmektense beraber gebermemizi diler!!! asla gebereyim de kurtulayım demez çoğul konuşur; geberelim de kurtulalım. ben niye geberiyorum yaa!!!
kendisi olmazsa kızlığım bom diye patlar ablam benimle mi uğraşacak. peşinen geberip kurtarsam hepsini bu dertten!!!! buna benzer garip bir anlayışı vardı bir ara.
---
işte aynı şey banyoya girerken de olsun. annemin odasında kaldı havlu temiz çamaşır ve saç kurutma makinası deyip annemin bilgisi dışında yıkanamamış olayım.
geçende de tepemi attırdı gene. üşenmemiş yatağımdan sinsice battaniyemi çalıp yerine ince bir eski çarşaf koymuş yetermiş örtünmek için hava sıcakmış!!!
mesela desen ki bana bir çarşaf çıkarır mısın; asla bulup da vermeyi beceremez. ne zaman bir şey istesen pişman eder insanı; bulamaz tarif etsem yerini anlamaz dağıtır heryeri bulamadıkça telaşlanır, telaşlandıkça sinirlenir, sinirlendikçe daha da beceriksizleşir tüm dolabı öfkeden yere döküp çıldırır ama sana bir havlu getirip vermeyi beceremez.
bir gün banyo havlumu unutmuşum da aynen böyle oldu. illa onu değil başka tem,z havlu ver diyorum; bulamıyor ki. ne bulduysan onu ver çarşaf olsun sonra yıakrım diyorum: onu da bulamamış ki!!! söylediğim hemde 5 kere belki- yeri değil başka dolapları karıştırıp dağıtmış! sen şifonyerin 2 çekmecesi dersin o gider alakasız yerlerde arar talan eder adeta.
o zaman herhangi bir şey bir bez ver de kurulanayım, soğuk havada ıslak bekliyorum yarım saattir!! aklına pratik çözüm de gelemez ve söylediklerini de anlayamaz annem böyle durumlarda. mesela dökmüş yerlere bir sürü temiz pike birini bununla idare et diyeceğine teeee mutfağa gidip lekeli pis bir sarı temizlik bezi veriyor bana kurulanmam için!!!!!!!!!!!!!!!!!!
mantık ve beceri abidesi.
hasta oldum sayesinde tabi.
eskiden kapılırdım bunlara tam istediği gibi. fırsat vermediği beynimi yıkadığı için dilediğim gibi yıkanamaz giyinemezdim üşüsem battaniye alamazdım.
saçım yağlı kaldı diye arkadaş buluşmalarını kaçırırdım. kçım büyük dedi diye moralimi bozdu diye ya da. fırsat vermiyor ya da etkiliyor diye ona göre giyinirdim. sürekli bir maduriyet yani.
----------
sinirlenip tersleyerek geçecem koridordan annem büyük iyilik gibi ben sana getireyim diyor.
yavaşladı artık acele zamanlarda işe yaramıyor ve biliyorum ki beni geçiktirince almadan çıkacağımı düşündüğü için oyalanacak; çünkü yaşadım bunları biliyorum.
senin giydiğin şeyi bilmesine rağmen çünkü bu konuda konuşulmuştur milyon kere özellikle yanlış şeyi getirir mesela. ya eski külüstür bir şeyi bulmuştur ki bul getir desen asla beceremez. ya da alakasız uyumsuz bir şey getirir. sen gömlek dersin o sana mont getirir. sen mont desen şifon gömlek verir.
ya almadan çık ya uyumsuz ve sonra mutsuz ol istiyor demek ki. gıcıklığına yapıyor sanki.
bir de dolapta arkalara aralara saklamış mahsus.bulup alamayayım diye sinsi sinsi.
annem sanki Türkçe anlamıyor. isyan edip kızıyorsun ben senin gibi yanmıyorum üşütürüm diye. hayır o karar vermiş. ama üşütüp yataklara düşmeni de sitemez. ama bunları sen kontrol edemezsin.
yahu 40 yıl olacak hala ben başka bir bünyeye kolay üşüyen ve üşüten bir bünyeye sahibim anlamıyor kabul etmiyor ki!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
ya da senelerdir şeker-tuz tüketmememi. unuttuğundan değil sadece kontrol edebilmek için bir manyaklık bir kendiyle micadele challenge falan.
battaniyemi kaldırmış ben de sabah diyeceğim ki ne iyi etmişsin, hastalandım.
anlayamıyor kabul etmiyor bundan değil bulaşmıştır ondan. hava sıcak çırılçıplak buzda oynasak üşütemeyiz yanıyoruz yanıyoruz!!!!!!!!!!!!!
ay menapozda neler çektim ben neleeeer!!! ablam erkenden üniversiteydi evlilikti diye sıvıştı gitti. bütün çileleri ben çektim. sıcaklanıp ocak ayında pencere açık oturulacak diye inatlardan 2 defa bronsit geçirdim ağır. kaç kere tutuldum migrenim azdı bilmiyorum artık. ama anlamaz kabul edemezdi. gezevelik de cabası.
ben iyice çığlık kıyamet azarlayıp kırıp küstürünceye kadar devam eder arsızca arsızca yüzsüzce pişkince!!!
bir ara ben üniversiteye hazırlanıyorum, sivilceli, kilolu, özgüvensiz, stres içindeyim zaten;üstümdeki ders ve sınav baskısı yetmezmiş gibi. bir de ablam evlendi. annemde kıyametler çıldırmalar. o kadar manyakça ders diye tutturan, odamdan çişe çıksam çığlıklarla beni azarlayıp kavga eden, dersin başından işemeye kalktım diye bile benden bir bok olmayacağıyla ilgili manyak ahkamlar kesen, ne tv ne eğlence ne arkadaş görüşmesi, ablayla okul kriti ve kıkırdamasına dahi tahammül edemeyen, aralarda birşarkı dahi dinlemeyeyim diye walkmenimi saklayan: manyak hırslı; okuyacak ders yapacak meslek iş güç sahibi olacaksınız diye saatlerce defalarca nutuklar çeken: hırsından çatlayan annem gitti yerine beni gecenin körlerinde ablam hakkında konuşmak için dürterek uyandıran ve sabaha kadar uyutmayıp konuşan kadın geldi.
ders çalışacağım zamanlarda da börek meyve getirdim bahanesiyle dibimde kalıp saatlerce susmadan ablam-damadı-dünürler hakkında nefes almadan konuşan annem geldi.
böyle bencillik böyle çelişki görülmemiş.
odamdan işemeye çıktığım için okuyamayıp mahvolup koca elinde sokaklarda sürünecek olan da bendim ders çalışmak yerine annemi dinlerden hiç sorun değildi ama. dikkatim dağılıyor de o zaman da dünyanın en kötü en bencil pislik nankör evladı ve kardeşi sen olursun. sanırsın ablanı 2 şeker için pezevenklere satıp parçalanarak ölümüne sebep olmuşsun.
gecenin köründe uyuyamamış götümü elleyerek uyandırıyordu beni. ki nefret ederim aniden uyandırılmaktan. okula giderken bile uyandırmasın diye ne çileler çektim ben. ama gece elleye elleye uyandırıyor ne uykusuz kalmamdan ne irkilmemden ne bir zamanlar olduğu gibi çarpıntım ya da baş dönmem olmasından endişeli: umurunda değil!!!! arayacakmışım ablamı boşan da gel diye ikna edecekmişim!!!
bunu milyonlarca kez duydum. milyonlarca ama. kendisi telefon edip yalanla nazlı sana bir şey diyecekmiş diye telefonu bana verip dibimde beni çimdikleyerek boşan gel abla dedirtmek için neler yaptı neler!!! demedim. biliyordum çünkü bunu bir gün benim aleyhime kullanacağını. diyelim o anda değil 2 sene sonra belki de 55 sene sonra boşanası tutsa ablamın annem diyecekti ki;
sen şu şu tarih bu bu dakikada boşan demiştin senin yüzünden! hatta o günü en manyak en saçma detayına kadar hatırlayıp, mesela ne yemişiz ne demişim ne giymişiz hava nasılmış komşuyu görmiş mü tv'da ne vardı saçımız nasıldı vb hatırlayıp bu detayları hatırlamasının kesinliğini bile beni suçlamada kullanacak ama 'sen dedirttin' dersem o kısmı asla hatırlamayacaktı.
benzerini yaşamşımdır. demedim.
nedne boşandındı ki? gayet anlaşıyorlardı, eniştem de ailesi de iyi insanlardı. ve ablamın eğitimini engellemeyeceğine yemin etmişti adamcağız. sadece annem bunu kabullenemiyordu. kendi kontrolü dışında gelişmişti çünkü.
2 sene boşan dedi durdu; benim demem için uğraştı. ankara'ya gidip gelip saçma şeylere müdehaleler mi kavgalar mı yaşandı. mesela ablamların su bardakları nerede duracakmış diye üç ay kavga edildi. tabi dünür de az değildi inatlaştılar.
ha annemin hayal güzü ve anlayışına göre de; ablam boşanıp ve okulunu bırakıp eve gelecekti, bir daha da asla okula dönmeyecek, ablam üzülmesin kıskanmasın diye de ben de üniversiteye gidemeyecektim!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!! ne manyakça ama!! ama anneme göre böyle olacaktı ve razu-ıydı bunlara yeter ki ablam boşansın. tut ki oldu, ama seneler sonra ablamın okula dönesi tutsa ve dönse annem desteklerdi. ben de okumamışlığımla kalakalır hatta azarlama aşağılama konusu olurdu bu durum. ablam da eminim ki geriye dönüp bakmazdı. nazlı üzülür mü içeler mi diye. nasılsa annesi nazlı'ya hak görmüyor o niye görsündü.
sonunda kendileri yüzünden kavga ede ede ablamla eniştem bozuşup ayrılmaya karar verdilerdi. annem çok mu sevindi sandınız. göbek atmıştır mı dediniz. aksine.
bir gün dershanedeydim; o zamanlar neyse ki cep telefonu yaygınlaşmamıştı, yoksa derste de annemi dinlemek zorunda kalırdım. dershaneyi aramış komşular "nazlı gelsin annesi hastanede!!" diye.
sen benim korkumu bir düşün!!! babam ölmüş zaten bencil ve salak ablam evlenmiş, ben daha okumaya başlamamışım annem öldü biçare kaldım sanırken; annemi hastanede yatakta sinir krizi geçirirken buluyorum.
yeri göğü inletiyor! günde buluştukları kadınlar getirmiş hastaneye. gün sırasında ablam atayıp biz boşanacağız demiş. annem de bayılmış. hastanede ayılınca da yatakta tepinmeye çığlıklar atmaya başlamış.
ben elimde defterler geliyorum karılar da salak salak diyor ki kızım boşanma bak annen ne halde üzüntüden.
lan ben değilim boşanan öğrenciyim ben.
olsun sen boşanma!
lan ablam ablamdır o!!!
annem feryat figan karılar tiyatro izler gibi izliyor annem salak salak ben naapacaksam artık aklınca - hani beyinsizdim hani başarısızdım hani senin kadar şahane mükemmel güzel zeki becerikli başarılı vb değildim! salak şişko sivilceli pis saçlı bir andavallıydım!! noldu benden çare bekşyorsun o kadar!!!!!!!!!!!!!!!!!
nazlı ablan boşanıyor nazlı ablan boşanıyor nazlı ablan boşanıyor nazlı ablan boşanıyor diye yırtınıyor!!!!!!!!!!!!!!!!!!! sonra da bana niye ağlamıyorsun diyor. ben de bayılıp tepineyim ben de hasta olayım!!!!!!!!!!!!!! hatta o an inme geçirip yamuk kalsam!!!!!
e sen dedin.
ne?????
sen diyorsun hep boşan kızım dön gel diye, dediğin oluyor demek!!!!!!!!!!!
ama ondan da memnun değil ki. ee şimdi ne için kafa ütüleyecek ne için gece uyandırıp sigarasını içeri üfleyerek konuşacak???????????????
sakinleştirici yapmış da doktor uyusun manyak diye. salak ablam da beni evden arıyormuş defalarca. nasıl aynı anda 2 yerde birden olacaksam bu geri zekalılıkla artık bilmem döndikten sonra sitem ediyor bir de!! yanında olmamışım bu zamanda.
lan beyinsiz annemiz hastaneye kaldırılmış karga tulumba be!!!
anneme göre ben ağlayıp üzülmemişim ablam boşanıyor diye
ablama göre telefonunu açıp dertleşmemişim paylaşmamışım!! cep telefonu yok ha ondan diyorum.
nasıl hem aynı anda hem hastanede annemin yanında ağlayarak yerlerde dövünüp hem de evde ablamla telefonda konuşabileceğim acaba??????????????????????
ben azarlayıp sövünce anca jetonu düştüydü bencil ablamın!
alan beyinsiz man kafa ben anam da öldü öksüz kaldım diye hastanelere koşuyorum sen evde telefonda beni dinlemedin açmadın diyorsun!!!!!!!!!!!!!!
ne annemin hastanelik oması ne iğneler yemesi ne boyun fıtığının azması alakadar etti ablamı.
annemi de benim endişem telaşım arada kalmam.
anca kendilerini düşündüler.
uzun zaman anneme göre yeterince üzülmemiştim ablama göre de derdine ortak olmamıştım!!!!!!!!!!!1 hiç ben ne haldeyim görmediler. ben stresten kurdeşen dökmüştüm doktorluk olmuştum lan!!! sanki aknelerim yetmiyor gibi.
hah tam o sıralarda annem beni sorgulamaya başlamıştı; ben mi demişim boşan diye ki dememiştim inatla. demedim demedim. sen mi dedin demedim.
sen mi dedin demedim.sen mi dedin demedim.sen mi dedin demedim.sen mi dedin demedim.
yaa 2 sene her gün sen demedin mi kızım olmuyorsa boşan gel diye!!!!!!!!!!!
sen demedin mi inkar mı ediyorsun!!!!!!!!!!!!!!!
aynı mevzuda ne kavgalar etti benle. açığımı yakalamak istercesine alakasız zamanlarda gene sordu. sanki ben desem de beni dinleyecekti - ki bu cümleyi anneme dahi kurmadım zira anında aleyhime delil olarak kullanırdı.
hımmmm demek ki nazlı demiş de ondan boşanıyor. mahvettin ablanın hayatını!! derdi.
her sabah her akşam sen mi dedin!!! ya sen her gün demedin mi boşan kızım dön gel diye. dedin mi demedin mi!!!! sen dururken beni mi dinleyecekti sanki de ben söyleyecektim. beni dinler mi sanki hiç dinlemiş mi ki!!!!!!!!!!!!!
bütün bu bencil ve manyakça süreçte sınavı kazanacak gücüm kalmadı bir yılım gitti. ama asşa 1 kere dahi olsun ne ablam ne annem beni olumsuz etkilediklerini düşündüler. asla. hep benim suçumdu!
diyor ki bir gün madem dikkatin dağılıyordu kızım söylesen gider bırakırdım seni kitabınla başbaşa!!!!!!!! nasıl yalan ama nasıl. ne şekillerde söyledim umurunda olmadı. iyilikle güzellikle kavgayla bağırıp çağırarak, hakaret bile ettim hakaret!!!!!!!!!!!!!!!!! gene de o an için küstü de sustu ama takatım kalmıyordu dersi anlamaya. arsızca gece uyandırırdı ya birde!!! söyleseymişimmiş!!!!!!
meğer boşanacakları falan yokmuş sırf kaynanalar savaşından etkilenmişler; 20 seneden fazla oldu; çocukları bile olmuyor da hala ayrılmıyorlar.
tabi kaynanalara soracak olsan ne kadar sevmişler hem de ilk görüşte gelininin-damadını!!!!!!!!!
dünürü bilmem ama annem damadı için uzun yıllar sapıkça ölümler diledi.!!!!!!!! ne beddualar ne beddualar. şimdi kendisi inanıyor ilk gördüğünde ve her aman ne kadar beğenmiş de sevmiş de değil mi nazlı diyor bana bir de!!!
lan trenin altında kalıp on bin parçaya bölünsün diye dualar etmedin mi adam istanbul'a falan giderken?????????????*
uçağı marmara denizinin dibine çakılsın diye??????????????* bilmem ne zaman olmuş da unutammaış aynısı olsun inşallah diye bağrarak tepinmedin mi?????? ben ama ya uçakta bebekler çocuklar da varsa dediğimde beter olsunlar hepsi beraber gömülsün diye yere tepine tepine bağırmadın mı????????????????????????
daha ne fanteziler. kurt sürüsü parçalasın da arabası yanıp kül olsun da çukurlara kuyulara düşüp çıkamasında................
resmen bir ara fantezisi olmuştu garip ölümler annem için.
annesi üzülür deyince nasıl da kendini değil beni kötü ve hain görmüştün de kendini değil kaynanayı düşünüyorum diye azarlamıştın????????? hem de tekrar tekrar. hazır eziklemenin fırsatını bulmuşken neden yararlanmasın bundan!!!!!!!!!!!!!!!
ablam üzülür deyince de.
senelerce ayrılsınlar diye neler dedi neler; hem lafla karıştı hem gidip bizzat karıştı. ama tam başarılı olunca da boşanıyor ablan diye kendini yerden yere vurdu.
sorsan dünyanın en mantıklı en vicdanlı en zeki en anlayışlı en medeni en ahlaklı en adaletli insanı falanmış kendisi.
24.10.2019
yani yazmiim yazmiim diyorum ama olmuyor. delirmemek için tek çarem saçma sapan hayatımı burada yazarak yakınmak.
hep aynı şeyler.
mesela annem gene bir sonbahar krizi geçiriyor; her sonbahar ve ilk bahar olduğu gibi ne fiziksel ne psikolojik olarak yaz aylarının geçtiğine inanamıyor ve adapte olamıyor ve adeta olmamak içinde inatlaşarak diretiyor.
yazı çok mu seviyor ki?
yoo yazın yazdan nefrete eder kışın kıştan baharları da bir türlü yazın ya da kışın gelememesinden şikayet eder durur.
mutlu olmaya karşı annem hatta memnun hissetmeye bile karşı. her zaman memnuniyetsiz mutsuz şikayetçi eleştirel ve dırdırcı.
büyük keyif alıyor bundan aslında. bu karamsarlık kötücüllük negatiflikten ne derseniz artık. bu durumlardan da bu durumların şikayetinden de ama ane çok da yaymaktan keyif alıyor.
etrafının mutsuzluğundan beslenip güç alıyor adeta. her sabah daha çenesini açar açmaz kötü şeylerden bahsederek vampir gibi günlük enerjini emer adeta. emdikçe emer posasını da suratına tükürür gibi sen de ne suratsızsın be der!
sen suratlı mısın sanki! hayatımda bir sabah dah yaşamadım öle annem memnun da ağzından boktan lafların dökülmediği.
hani yaşlandıkça insanların saflaştığı, sakinleştiği, sessizleştiği zannedilir ya; saçı beyazlamış herkesin pamuk nine zannedilmesi var ya : külliyen yalan.
yaşlandıkça daha karamsar daha negatif daha bencil daha geveze oluyor.
havalar mersin'de kolay serinlemiyor ama gene temmuz gibi değil elbette. ama anneme gel de anlatabilirsen anlat!
yeniden menapoz yaşarmışcasına etrafta yanıyorum çok sıcak diye haykırarak ve yazlık kıyafetlerle gezmesine rağmen bütün pencere kapıları açarak soğuk sular içip hala yanıyorum çok sıcak diye yırtınarak dolanıyor.
ta ki iyice bir şifayı kapıp her sene olduğu gibi yataklara düşünceye kadar böyle olacak. ve doktora gitmektense geberip kurtulmayı haykırarak diler! hem de beraberce! beni bir başıma canlı komuyor fantazya dünyasında!
geberelim de kurtulalım diye haykırıyor!
annem üşütüp yataklara düştü diye bir doktora gidip ilaç almaktansa genç yaşımda mezara gireceğim ne kadar harika bir çözüm değil mi?
yahu yazın bile üşütme korkusundan her pencereyi kapıyı açtırmaz, klima yaktırmaz, vantiratöre bile dayanamıyor; ödü kopuyor bütün yaz hamam sıcaklarında bile boyun tutulmasından bronşitten!!!
ama eylül-ekim gelinde sanırsın temmuz-ağustosu yaşıyor kadın.
yazın açtırmadığı pencereler sonuna kadar açık! oturuyor cereyanda.
sabah erkenden kalkınca bir bakıyorum çoktan kalkıp evin dört yanını sonuna kadar açmış ama hala yanıyorum diye inliyor!!
belki yüksek tansiyon hastası olduğu ve hani 12-8 - 13-8 tansiyonlarla dolaşmaya alışık olduğu için daha fazla sıcaklık hissediyordur.
ama anneme göre sadece kendi hisleri ve kendi doğruları var olduğu için bunlar herkes için geçerli kesin bilgi ve kararlardır!
mesela benim sıcaklanmıyorum dememe deli oluyor çıldırıyor!!
isyan ederek beni ikna etmeye çalışıyor.
işe giderken giyeceklerime karışıyor akşam yatarken üstüme örteceğim şeylere!!
sadece lafla karışmak yetmiyor anneme çünkü kendi dediğini uygulamıyorum! ama kesin doğru bilgi ve kararlar bunlar!
nasıl başka düşünür ve ya hissederim!!! olamaz bu. yanılıyorumdur çünkü annem gibi üstün zekalı ermiş bir bilge ve soylu kan taşıyan küçük ağızlı bir asilzade değilim!!!
hiç üşenmiyor her akşam sabah işe giderken üstüme aldığım mevsimlik, astarsız ceket-gömleğimi saklıyor!!!!
evet evet gerçekten.
annemin sıcak soğuk algısı çok gariptir, ve baskıcı sabit fikirli inatçı ve dayatmacı olduğu için zanneder ki herkes aynı hissetmek zorunda.
bana evvelki sene ağustos sıcağında kalın hırka ya da anorak naylon yelek giydirmek için yırtınan da aynı anne kışları üzerimden zorla sökerek ceket almaya çalışan da.
geçen sene de mevsimlik ceketimin kolumdaki düğmelerle bozmuştu kafayı. illa tam kapalı olacak ben kıvırıyormuşum kıvırmamalıymışım! madem sıcak geliyormuş giymeyecekmişim o zaman!!!!
oysa gayet memnuniyetle biliyor ki aynı kendi boktan genlerini taşıyorum ve kolaylıkla boynum ve sırtım tutuluyor! ama gene de sırf kendi istediği şeyler olsun diye sonuçları asla ama asla umrunda olmadan inatla diretiyor kendi kararını!!!!
eskiden de sıklıkla bu yüzden didişirdik. ama yıllar geçtikçe azalacağına çoğaladı. her sabah aynı şeyler yaşanıyor hemen hemen.
ben ceketimi arıyorum, annem sinsi sinsi uzak duruyor, kaldırmış giymeme gerek yokmuş çok sıcakmış yanıyormuş kendisi!!!
bana ne sen yan!!! evde çıplak gez soğuk duş al bana ne!!
ama kontorol etmek istiyor işte. yetmiyor her halta karışıp müdehale edip kontrol ettiği giydiğim katlara da karar vermek istiyor. kukla gibi oynatmaya çalışmak beni keyif aldığı bir şey.
hem yaz hem kış her evden çıkışımda ağız dalaşı; madem karıştırtmıorum o zaman götümün de kocaman olduğunu sokacak!
sanırsın kendinin ufak!!! 150 boya 65 kilo geziyor yuvarlanarak!!!
bazı sabahlar bir de arsızca yapışır cekete monta vermemek için.
herhalde esas mesele kontrol etmek ve mümkün olduğunca huzursuz etmek ki tüm gün asık suratla kendisi gibi memnuniyetsiz gezeyim. aman olurda birisi bir espri yapar komik bir şey olur aman aman da gülecek halim olmasın!
ama sonra da gelip sana yavşayarak suratsızsın der pişkince. lan gülmemi istemeyen sensin. komiklikle gülmekle ilgili milyon olumsuz eleştiri sokan, yok komik değil yok zekice değil ki gülünsüzn, yok gülüşüm çirkin yok gülerken dişlerim çirkin sesim çirkin!!
hem ablamla bile gülüşmemi istemez surat asar ters bakar laf sokar ya da tv dizi falan izlerken. hem de sana gelir suratsızsın der.
anneme göre tam kendisinin istediği anda ve miktarda tebessüm etmeliyim! sen kendin et ben sen değilim ki senkronize olalım.
ama kendini o kadar dev aynasında o kadar üstün bilgelikte ermiş sarraf falan görüyor ki her türlü duygunun ne kadar ne zaman hissedilebileceğine kendisi karar vermek istiyor , kendisi ayarlamak istiyor! çünkü kendisi mükemmel doğrulukta!
tamam hava hala 26-28 derecelerde ama sabahların köründe akşamın bir saatlerinde ve her yerde her yönde aynı değil.
beynine girmiyor bu.
o kadar kendis odaklı ki beni kırk kere arayıp mesela o an sıcaklanmış mı arayıp emir veriyor çıkarayım üstümü ya da ürpermiş mi arayıp giyin diyor!
ne desen anlamıyor bir de kabul etmiyor. sen istediğin kadar burası klimalı sıcak değil de ya da kaloriferli burası soğuk değil de sen tamam anne tamam deyip yalanla başından savıncaya kadar arsızlıkla arayıp aynı şeyi tekrarlıyor.
bazen susamış ya da cıkmışsa hatta çişi gelmişse de bana da arayıp söylüyor!!!
ne kadar saçma ve salakça. senin çişin yok mesela ama inanmaz anneme göre vardır git tuvaete!
becerebilse görüntülü arayıp işediğimi görmek isteyecek!!
------------
bugün sinsice girmiş odama ben yokken. kaldırmış yatak örtümü, gece üzerime örttüğüm battaniyeyi kaldırp saklamış, yerine eski bir çarşaf koymuş. bunu örtmenin yeterli olacağından yüzde yüz emin.
kendisi hala ince asklı buluz ve penye ufak bir şortla yatıyor ve üstünü örtmüyormuş. defalarca söylüyor bunu. çünkü kendisi için doğruysa herkes için aynı!!!
ay bir de annemi menapozda görecektiniz. öyle kendini balkonlara atmakla yetinmez inatla kendisi sıcaklanıyorsa tüm evi kış günü bile olsa açar havalandırırdı. bizim üşümemize de gıcık olurdu!!
yanılıyorduk salaktık. özellikle de ben. ablam zatürreden geberse anneciğine yaranmak için susardı ben mecbur kalırdım üşüdüm ben demeye ve o zaman da baş düşman yalancı yanlış hain insan muamelesi görürdüm.
defalarca üşüttük bu yüzden ama kendini suçlamak yerine birinden kaptığımızı iddia ederdi, kendisiyle alakası yoktu o dünyanın en mantıklı en doğru insanı si yalışsınzı.
aa tabi ki başta ben. kesin mikrobu ben kapıp bir de ablama bulaştırmışımdır!!
nasıl ki seneleeeer sonra beraberce bir kadın doğum uzmanına gittiğimizde ablam için, annem ağlamaklı ve duygu sömürüsüyle ablamın çocuk sahibi olamamasının benim suçum olabileceğini anlatırken ki gibi!!!!!!!!!!!!!!! 1992'de ablamla oyna şakalaşırken ablama tekme atmışım karnına gelmiş ah yavrucuğu nasılda aaaaaaaaaaaaaaaaaaaaahhhhh diye haykırmış da yedi cihan duymuş!!! acaba o zaman nazlı'nın tekmesinden mi bozuldu yumurtalıkları yada rahmi??????????????????
yoo ciddi ciddi bunu soruyor. ama kendine kalsa dünyanın en okumuş en aydın insanı!!! okul yüzü görmemiş bir ev kadını gibi bunu soruyor ve bekliyor ki doktor hah işte bu yüzden desin! demeyip eleştirince de dünyanın en boktan doktoru!!!
hee sonunda önce beni hasta etti cereyanda oturtarak. akşam tv izlerken bile sırtıma bir şey almama şiddetle karşı nasıl kızıyor kavga ediyor elimden çeke çeke alıyor yanıyormuş o!!!!!!!!1
ya sana mı örtecem sen otur çıplak git buz ye!
yooook kendisiyle beni de sürükleyecek ama mezara!!! beni bozulmamış kızlığımla bırakıp ablamın başına bela mı edecek!!!! beraber geberelim de ablam bir de benle uğraşmak zorunda kalmasın!!!
buna benzer deyişleri de var atmıyorum.
hep aynı şeyler.
mesela annem gene bir sonbahar krizi geçiriyor; her sonbahar ve ilk bahar olduğu gibi ne fiziksel ne psikolojik olarak yaz aylarının geçtiğine inanamıyor ve adapte olamıyor ve adeta olmamak içinde inatlaşarak diretiyor.
yazı çok mu seviyor ki?
yoo yazın yazdan nefrete eder kışın kıştan baharları da bir türlü yazın ya da kışın gelememesinden şikayet eder durur.
mutlu olmaya karşı annem hatta memnun hissetmeye bile karşı. her zaman memnuniyetsiz mutsuz şikayetçi eleştirel ve dırdırcı.
büyük keyif alıyor bundan aslında. bu karamsarlık kötücüllük negatiflikten ne derseniz artık. bu durumlardan da bu durumların şikayetinden de ama ane çok da yaymaktan keyif alıyor.
etrafının mutsuzluğundan beslenip güç alıyor adeta. her sabah daha çenesini açar açmaz kötü şeylerden bahsederek vampir gibi günlük enerjini emer adeta. emdikçe emer posasını da suratına tükürür gibi sen de ne suratsızsın be der!
sen suratlı mısın sanki! hayatımda bir sabah dah yaşamadım öle annem memnun da ağzından boktan lafların dökülmediği.
hani yaşlandıkça insanların saflaştığı, sakinleştiği, sessizleştiği zannedilir ya; saçı beyazlamış herkesin pamuk nine zannedilmesi var ya : külliyen yalan.
yaşlandıkça daha karamsar daha negatif daha bencil daha geveze oluyor.
havalar mersin'de kolay serinlemiyor ama gene temmuz gibi değil elbette. ama anneme gel de anlatabilirsen anlat!
yeniden menapoz yaşarmışcasına etrafta yanıyorum çok sıcak diye haykırarak ve yazlık kıyafetlerle gezmesine rağmen bütün pencere kapıları açarak soğuk sular içip hala yanıyorum çok sıcak diye yırtınarak dolanıyor.
ta ki iyice bir şifayı kapıp her sene olduğu gibi yataklara düşünceye kadar böyle olacak. ve doktora gitmektense geberip kurtulmayı haykırarak diler! hem de beraberce! beni bir başıma canlı komuyor fantazya dünyasında!
geberelim de kurtulalım diye haykırıyor!
annem üşütüp yataklara düştü diye bir doktora gidip ilaç almaktansa genç yaşımda mezara gireceğim ne kadar harika bir çözüm değil mi?
yahu yazın bile üşütme korkusundan her pencereyi kapıyı açtırmaz, klima yaktırmaz, vantiratöre bile dayanamıyor; ödü kopuyor bütün yaz hamam sıcaklarında bile boyun tutulmasından bronşitten!!!
ama eylül-ekim gelinde sanırsın temmuz-ağustosu yaşıyor kadın.
yazın açtırmadığı pencereler sonuna kadar açık! oturuyor cereyanda.
sabah erkenden kalkınca bir bakıyorum çoktan kalkıp evin dört yanını sonuna kadar açmış ama hala yanıyorum diye inliyor!!
belki yüksek tansiyon hastası olduğu ve hani 12-8 - 13-8 tansiyonlarla dolaşmaya alışık olduğu için daha fazla sıcaklık hissediyordur.
ama anneme göre sadece kendi hisleri ve kendi doğruları var olduğu için bunlar herkes için geçerli kesin bilgi ve kararlardır!
mesela benim sıcaklanmıyorum dememe deli oluyor çıldırıyor!!
isyan ederek beni ikna etmeye çalışıyor.
işe giderken giyeceklerime karışıyor akşam yatarken üstüme örteceğim şeylere!!
sadece lafla karışmak yetmiyor anneme çünkü kendi dediğini uygulamıyorum! ama kesin doğru bilgi ve kararlar bunlar!
nasıl başka düşünür ve ya hissederim!!! olamaz bu. yanılıyorumdur çünkü annem gibi üstün zekalı ermiş bir bilge ve soylu kan taşıyan küçük ağızlı bir asilzade değilim!!!
hiç üşenmiyor her akşam sabah işe giderken üstüme aldığım mevsimlik, astarsız ceket-gömleğimi saklıyor!!!!
evet evet gerçekten.
annemin sıcak soğuk algısı çok gariptir, ve baskıcı sabit fikirli inatçı ve dayatmacı olduğu için zanneder ki herkes aynı hissetmek zorunda.
bana evvelki sene ağustos sıcağında kalın hırka ya da anorak naylon yelek giydirmek için yırtınan da aynı anne kışları üzerimden zorla sökerek ceket almaya çalışan da.
geçen sene de mevsimlik ceketimin kolumdaki düğmelerle bozmuştu kafayı. illa tam kapalı olacak ben kıvırıyormuşum kıvırmamalıymışım! madem sıcak geliyormuş giymeyecekmişim o zaman!!!!
oysa gayet memnuniyetle biliyor ki aynı kendi boktan genlerini taşıyorum ve kolaylıkla boynum ve sırtım tutuluyor! ama gene de sırf kendi istediği şeyler olsun diye sonuçları asla ama asla umrunda olmadan inatla diretiyor kendi kararını!!!!
eskiden de sıklıkla bu yüzden didişirdik. ama yıllar geçtikçe azalacağına çoğaladı. her sabah aynı şeyler yaşanıyor hemen hemen.
ben ceketimi arıyorum, annem sinsi sinsi uzak duruyor, kaldırmış giymeme gerek yokmuş çok sıcakmış yanıyormuş kendisi!!!
bana ne sen yan!!! evde çıplak gez soğuk duş al bana ne!!
ama kontorol etmek istiyor işte. yetmiyor her halta karışıp müdehale edip kontrol ettiği giydiğim katlara da karar vermek istiyor. kukla gibi oynatmaya çalışmak beni keyif aldığı bir şey.
hem yaz hem kış her evden çıkışımda ağız dalaşı; madem karıştırtmıorum o zaman götümün de kocaman olduğunu sokacak!
sanırsın kendinin ufak!!! 150 boya 65 kilo geziyor yuvarlanarak!!!
bazı sabahlar bir de arsızca yapışır cekete monta vermemek için.
herhalde esas mesele kontrol etmek ve mümkün olduğunca huzursuz etmek ki tüm gün asık suratla kendisi gibi memnuniyetsiz gezeyim. aman olurda birisi bir espri yapar komik bir şey olur aman aman da gülecek halim olmasın!
ama sonra da gelip sana yavşayarak suratsızsın der pişkince. lan gülmemi istemeyen sensin. komiklikle gülmekle ilgili milyon olumsuz eleştiri sokan, yok komik değil yok zekice değil ki gülünsüzn, yok gülüşüm çirkin yok gülerken dişlerim çirkin sesim çirkin!!
hem ablamla bile gülüşmemi istemez surat asar ters bakar laf sokar ya da tv dizi falan izlerken. hem de sana gelir suratsızsın der.
anneme göre tam kendisinin istediği anda ve miktarda tebessüm etmeliyim! sen kendin et ben sen değilim ki senkronize olalım.
ama kendini o kadar dev aynasında o kadar üstün bilgelikte ermiş sarraf falan görüyor ki her türlü duygunun ne kadar ne zaman hissedilebileceğine kendisi karar vermek istiyor , kendisi ayarlamak istiyor! çünkü kendisi mükemmel doğrulukta!
tamam hava hala 26-28 derecelerde ama sabahların köründe akşamın bir saatlerinde ve her yerde her yönde aynı değil.
beynine girmiyor bu.
o kadar kendis odaklı ki beni kırk kere arayıp mesela o an sıcaklanmış mı arayıp emir veriyor çıkarayım üstümü ya da ürpermiş mi arayıp giyin diyor!
ne desen anlamıyor bir de kabul etmiyor. sen istediğin kadar burası klimalı sıcak değil de ya da kaloriferli burası soğuk değil de sen tamam anne tamam deyip yalanla başından savıncaya kadar arsızlıkla arayıp aynı şeyi tekrarlıyor.
bazen susamış ya da cıkmışsa hatta çişi gelmişse de bana da arayıp söylüyor!!!
ne kadar saçma ve salakça. senin çişin yok mesela ama inanmaz anneme göre vardır git tuvaete!
becerebilse görüntülü arayıp işediğimi görmek isteyecek!!
------------
bugün sinsice girmiş odama ben yokken. kaldırmış yatak örtümü, gece üzerime örttüğüm battaniyeyi kaldırp saklamış, yerine eski bir çarşaf koymuş. bunu örtmenin yeterli olacağından yüzde yüz emin.
kendisi hala ince asklı buluz ve penye ufak bir şortla yatıyor ve üstünü örtmüyormuş. defalarca söylüyor bunu. çünkü kendisi için doğruysa herkes için aynı!!!
ay bir de annemi menapozda görecektiniz. öyle kendini balkonlara atmakla yetinmez inatla kendisi sıcaklanıyorsa tüm evi kış günü bile olsa açar havalandırırdı. bizim üşümemize de gıcık olurdu!!
yanılıyorduk salaktık. özellikle de ben. ablam zatürreden geberse anneciğine yaranmak için susardı ben mecbur kalırdım üşüdüm ben demeye ve o zaman da baş düşman yalancı yanlış hain insan muamelesi görürdüm.
defalarca üşüttük bu yüzden ama kendini suçlamak yerine birinden kaptığımızı iddia ederdi, kendisiyle alakası yoktu o dünyanın en mantıklı en doğru insanı si yalışsınzı.
aa tabi ki başta ben. kesin mikrobu ben kapıp bir de ablama bulaştırmışımdır!!
nasıl ki seneleeeer sonra beraberce bir kadın doğum uzmanına gittiğimizde ablam için, annem ağlamaklı ve duygu sömürüsüyle ablamın çocuk sahibi olamamasının benim suçum olabileceğini anlatırken ki gibi!!!!!!!!!!!!!!! 1992'de ablamla oyna şakalaşırken ablama tekme atmışım karnına gelmiş ah yavrucuğu nasılda aaaaaaaaaaaaaaaaaaaaahhhhh diye haykırmış da yedi cihan duymuş!!! acaba o zaman nazlı'nın tekmesinden mi bozuldu yumurtalıkları yada rahmi??????????????????
yoo ciddi ciddi bunu soruyor. ama kendine kalsa dünyanın en okumuş en aydın insanı!!! okul yüzü görmemiş bir ev kadını gibi bunu soruyor ve bekliyor ki doktor hah işte bu yüzden desin! demeyip eleştirince de dünyanın en boktan doktoru!!!
hee sonunda önce beni hasta etti cereyanda oturtarak. akşam tv izlerken bile sırtıma bir şey almama şiddetle karşı nasıl kızıyor kavga ediyor elimden çeke çeke alıyor yanıyormuş o!!!!!!!!1
ya sana mı örtecem sen otur çıplak git buz ye!
yooook kendisiyle beni de sürükleyecek ama mezara!!! beni bozulmamış kızlığımla bırakıp ablamın başına bela mı edecek!!!! beraber geberelim de ablam bir de benle uğraşmak zorunda kalmasın!!!
buna benzer deyişleri de var atmıyorum.
2.10.2019
haftasonu bir gece regl sancım ve migrenimden hiç uyuyamadım, sabaha karşı biraz dalmışım.
sabah kalkınca annem hemmen atılıyor uyku sefasıymış!!
bir uyuyacak sıçtığımın hafta sonu var zaten ondada uyyamayayım mı? anneme göre neden her zaman çok fazla uyuyan biriyim? neden her zaman uyuduğum uyku annemi rahatsız ediyor fazla geliyor?
bütü hafta sabahın köründe kalkıyorum zaten, akşama kadar ayaktayım, daha da eve gelince asdla ama asla memnun olmayan ve ağzından senede 2 kere güzel söz çıkan ve sürekli olumsuz düşünceleri, anılarıyla başımın etini yiyen annem eğlendirmeye memnun etmeye çalışmak zorundayım.
nasıl ki her bahar yazlığa erken geçelim diye tutturuyorsa
nasıl ki her yaz yazlığa yerleşeli, burada kalalım diye tutturuyorsa
bu sene de her gün forum'a gidip gezelim diye tutturuyor, işten erken gelecekmişim beraber forumda gezecekmişim!
neden her haftada bilmem kaç defa erken çıkabileyim ve tut ki erken çıktım neden forumda gezeyim! üstelik hiç bir şeyden memnun olmayan hiç bir şeyi beğenmeyen ağzından güzeli bırak olumlumsu laf çıkmayan annemle gezeyim!!
her gün aynı tartışma zaten 8 senedir alışamadı; bugün de gidecekmisin işe??? her sabah.
her öğlen arayıp ne yediğimi kontrol ettiğinde; bugün erken gel de forumda gezelim!!
zaten o kadar sevdiğim bir şey değil avm gezmek hele kendiyle işkence! hiç bir şeyi beğenmemek için yırtınıp büyük haz alıyor, her şeye bakıp eleştirip, neyi beğensem kötüleyip aldırmayınca zevkten dört köşe oluyor! deşarj olacağıma daha da şarj oluyorum bir de üstüne yoruluyorum.
benim iyiliğim içinmiş!!!?????
geçen haftalarda ablamlar ve dünürlerle otururken çok bilmiş bilmiş ahkam keserek bana gönderme yapıyor. koca bulmaktan koca bulanlardan bahsediyor. biri bilmem nerde tanışmış da bir başkası bilmem nerde!
ee oralara ava mı gideceğiz???????????
annemin bazen fantastik kabuslarla dolu senaryoları var özellikle "başıma bir şey gelmesi" ile ilgili; seks yapmak falan yani!
ama aşk ve evlilikle ilgili 1960lardaki kadar saftirik. sanıyor ki oralarda erkekler evlenilecek kız bakmaya gidiyorlar saf saf!!! hem mekanlarda hem sosyal medyada salak salak kız bakıyorlar nikah basacak hemencik. böyle hanım hanımcık fotoğraflarımı paylaşsammış belki bana da talip olurmuş. mesela pazardan dönerken, mesela ev işi yaparken, ya da koltukta hanım hanım otururken!!
neyse dünürlere bilmişlik taslarken bana sosyal olmam gerektiğini vurguluyor!
yaa iş çıkışı arkadaşımla 30 dakika kahve içmeme katlanamıyorsun sen! önceden söylesem bile en az 2 kere arayıp hadi gel diye tutturup akşam bana surat asıyorsun.
haftasonu çıkacaksam engellemek için plan yapan, laf sokan, iş çıkaran, hasta numarası yapan, arkadaşlarımı, havayı falan kötüleyen sen değil misin?
saçın da yağlı yüzünde sivilce var götün kocaman görünüyor diye en azından moral bozan sen değil misin?????????????
sinema salonunda film izlerken bile önceden arama açamam dememe rağmen sırf rahatsız etmek için defalarca arayan da sensin.
annemin sapkın beynindeki pornografik fantastik imgelerde sinema salonu karanlık mağara demek ve orada beni sikecek kızlığımı patlatacak ve orospu olmaya mecbur kalmama neden olacaklar! oysa annem gelse benimle hiç olmaz! filmi de izletmez kimseyle de konuşurmaz.
ya kafade garsona siparişimi kendi veremiyorum annem atlıyor, mağazada beden soracaksam falan annem atlıyor beni konuşturmuyor bile.
sonra da diyor ki sosyal değilsin girişken değilsin çekici değilsin popüler değilsin arkadaşın çevren yok.
bir de bana geçmiş bilmişlik taslıyor ağzını burnunu büze büze!!
öyle mi? o zaman işten eve daha geç gelmem gerek, belki akşamları da çıkmam gerek, hafta sonlarını da arkadaşlarımla geçirmem gerek sonra beni arayıp arayıp nerdesin gel artık, bu kadar da dışarda durulmaz ki dem de!
ne alakası var?
ne alakası mı var? sosyal olmak için ne gerek? arkadaş ve gidilecek bir yer! değil mi? bir buluşam bir dernek bir toplantı falan. ee buraya gitmek zaman demek! bu da demek oluyor ki eve daha geç geleceğim ve hafta sonlarımı dışarda geçireceğim?
niye ne alakası var?
ne alakası mı var? nasıl arkadaş çevre edinilecek? hiç zaman harcamadan kimseyle görüşmeden konuşmadan nasıl olacak o?
illa akşam mı olacak sanki? öğlenler torbaya mı girdi?
öğlenleri işteyim!
e iyi işte arkadaşların yok mu orada onlarla konuşursun.
o zaman plan yapılacak, bir yerlere davet edecekler diyelim; ne sandın ki sadece 10 dakikalık tenefüslerle ve öğle arasıyla arkadaş çevre ve koca mı edinilecek ki tenefüslerimin çoğunu seninle konuarak geçiriyorum ve tabi öğlenleri de en az 2 kere arayıp ne yediğimi sorum telefonu kapatmıyorsun. arkadaşlarımla sohbet edeceğime seninle konuşuyor, evdeki bir aletin nasıl çalıştığını, bir şeyin nerede olduğunu anlatmaya çalışıyorum!
annemin hayal dünyasına göre şu anki rutin hayatımızda hiç bir şey değişmeyecek buna sadece piyon gibi bir koca dahil olacak, o da annemin uykusu gelip yattıktan sora kölesini devralıp beni sikme hakkına sahip olacak falan!
o kadar konuşmadan sonra hala sosyalliğin zamanla alakasını kuramadı annem.
kendisi 5 dakikada çevre edinirmiş! e git edin madem! niye her tenefüs beni arıyorsun! git arkadaş bul sosyalleş gez toz bana da dön hava at! anca lafta.
benimle forumda gezmek istemesi bu yüzdenmiş sosyalleşeyim belki biriryle tanışırım diyeymiş. nasıl olacak o yaa!!! sürekli tepemde hatta elimi yakalar sabırakmaz ahtapot gibi yapışık gezerken, ne garsonla ne bir çalışanla bir cümle kurdurmazken nasıl olacak sanıyorsun??????????*
beni biri görecek ah anneciğiyle gezen ne kadar hanım bir kız helal süt emmiştir bu sadece anneciğiyle geziyor bunu alıp vitrine koyayım deyip istemeye mi gelecek??????????????? zaten böyle bir kıt düşünce ve girişimden ne bok beklenir?
sizinki gibi boktan evlilikler ve mutsuzluğunun acısını etrafından çıkartmalar!!!
-----
bir gün D&R'dan dergi alıyorum, yükseğe koymuşlar anneme göre güdük boyum yetmedi birisinden rica ettim, verdi, tam belki şöyle 2 cümle kuracağız, görmelisiniz annemin gözlerini belerterek endişeler içinde gelişini; belki adam benim kısmetim! belki beni arkadaşı ya da abisiyle tanıştıracak falan da vesile olmuş olacak; ama annem napptı??????? ikimzin dibinde bitip gözlerini adama dikti; selvi boyuyla bir bana bir adama bakıp,, tabi kaş çatık yüz buruşturulmuş halde lafımızı bölüp; nazlıı hadi yoruldum ben diye beni kasaya geçmek için uyardı.
iş dışında bir yere gitmeyeyim, hatta iş yerine evde temizlik yapsam komşularda temizlik yapsam daha iyi de; kendisi haricinde kimseyle de konuşmayayım ama her hasılsa koca bulup evlenip yuva kurayım ama kendi benimsediği düzen bozulmasın!
sanki annem değil bebeğim! sanırsın annesini işinden kıskanan bencil bir çocuk var karşımda bana hep bana bana hep bana hep bana diyen.
--------------------
ha uyku sefası yaptığıma inandığı sabah da sonradan e git uyu bari gündüz diyor. ama her 15 dakikada bir odamın yanından yüksek sesle konuşarak geçiyor ya da aniden çıkıp benden bir şey istiyor soruyor!
off uyuyordum yaa gece uyuyamadım diyorsun.
diyor ki e tamam uyu madem.
nasıl uyuyayım???????????? nasıl!! sürekli aniden çıkıp bir şey soruyorsun.
uyumak yerine kendinini herhangi bir konudaki olumsuz fikirlerini ve oradan boktan evliliğine bağlamasını dinlememi tercih eder.
daha önceki hafta öyle bir migren tuttu ki; kendisi dedi 2 hap yut yat diye ama aynı zamanda yarım saatte bir falan aniden odama dalıp yüksek sesle bir şey soran da kendisi!!!
süzgeç nerdeymiş bulamamış!
annem her zaman uykunu bölerse der ki e tamam uyu! uyandırıyorsun işte uyandırma! yani hem mışıl mışıl uyuyup hem de aynı anda kendisine detaylı cevaplar vermemi bekliyor hiç rahatsız olmadan!
ikinci çekmecededir.
yok.
3. dedir o zaman anne!
odama girip şifonyeri karıştırmaya başlıyor.
naapıyorsun yaa!!
e sen dedin nazlı 3. çekmece diyeee!!
mutfaktaki anne mutfaktakiiii!!!! süzgecn burada ne işi olabilir aşık mıyım süzgece pijamalarımla saklıyorum!
amaaaaaan!!!
bir süre sonra gene aniden gelip uyandırıp ışığı da küt diye açıp bana diyor ki bu ne ne yapayım bunu dönüşüme mi atılacak normale mi?
elinde de minnacık plastik bir hakla! hani kozmetik ilaç falan gibi şişeleri ilk defa açınca çıkan ufacık plastik bir halka olur ya! getirip burnuma sokuyor ne yapayım bunu diye!!!
bunun için mi uyandırdın yaa! başım ağrıyor başım yatmam lazım!
e iyi yat sana yatma diyen mi var yat uyuuu!!
uyuyorum zaten zırt pırt gelip uyandırıyorsun!!
hani sanırsınız kendisi de uyandırılıp uyandırılıp tekrar uykuya hemen dalabilen birisi. bir uykusu bölünse aman ne kaprisler ne söylenmeler; yattığı yerden odasından gece yarısı bile dırdırdrı söylenmeler!!! şikayetler ....
*****************
bana diyor ya sosyal ol sosyal ol diye. dedim ki akşam geç gelirim biraz kızlarla kahve içeceğiz. güya iyi dedi anladı. ama tam 7 kere arayıp ne zaman geleceğimi nerede olduğumu ne yaptığımı sordu iş çıkışını bile beklemeden erkenden başladı sorgulamalara.
ve işin komik yanı sanıyor ki bu yarım saat-1 saatlik zamanda eve koca bulmuş olacak dönülecek! kapıda başlıyor ee biriyle tanıştın mı? he yarın evleniriz.
hiç anlamaz hiiiç. tüm hafta sonu ya evde temizlik yapayım hatta komşuların bile evini temizleyeyim onlar rahat gezsin diye ya da kendini ememnun etmek için kendi istediklerini yapayım ve bana lütfettiği 45 dakikada da koca bulayım!!!!!!!!!!!!11?????????????????????
üstelik anneme göre ben çekici değilim güzel sayılmam bodurum saçım yağlı götüm büyük bacaklarım kendisininkiler kadar düzgün değil; sadece bakire kaldığım için masum bir ifadem var ve titiz görünüyorum; hadi 45 dakika hakkım var hemen bulayım koca!
aa tabi o fazladan 45 dakikanın 15 dakikası anneme hesap vererek geçecek!!
ayy en iyisi annemde gelip yanımda suratsız geri kafalı yaşlı bir kadın olarak otursun dizilir talipler; tam da öyle bir kaynana ve o kaynanadan bir kız ister erkekler!!!!!!!!!!!!!
sabah kalkınca annem hemmen atılıyor uyku sefasıymış!!
bir uyuyacak sıçtığımın hafta sonu var zaten ondada uyyamayayım mı? anneme göre neden her zaman çok fazla uyuyan biriyim? neden her zaman uyuduğum uyku annemi rahatsız ediyor fazla geliyor?
bütü hafta sabahın köründe kalkıyorum zaten, akşama kadar ayaktayım, daha da eve gelince asdla ama asla memnun olmayan ve ağzından senede 2 kere güzel söz çıkan ve sürekli olumsuz düşünceleri, anılarıyla başımın etini yiyen annem eğlendirmeye memnun etmeye çalışmak zorundayım.
nasıl ki her bahar yazlığa erken geçelim diye tutturuyorsa
nasıl ki her yaz yazlığa yerleşeli, burada kalalım diye tutturuyorsa
bu sene de her gün forum'a gidip gezelim diye tutturuyor, işten erken gelecekmişim beraber forumda gezecekmişim!
neden her haftada bilmem kaç defa erken çıkabileyim ve tut ki erken çıktım neden forumda gezeyim! üstelik hiç bir şeyden memnun olmayan hiç bir şeyi beğenmeyen ağzından güzeli bırak olumlumsu laf çıkmayan annemle gezeyim!!
her gün aynı tartışma zaten 8 senedir alışamadı; bugün de gidecekmisin işe??? her sabah.
her öğlen arayıp ne yediğimi kontrol ettiğinde; bugün erken gel de forumda gezelim!!
zaten o kadar sevdiğim bir şey değil avm gezmek hele kendiyle işkence! hiç bir şeyi beğenmemek için yırtınıp büyük haz alıyor, her şeye bakıp eleştirip, neyi beğensem kötüleyip aldırmayınca zevkten dört köşe oluyor! deşarj olacağıma daha da şarj oluyorum bir de üstüne yoruluyorum.
benim iyiliğim içinmiş!!!?????
geçen haftalarda ablamlar ve dünürlerle otururken çok bilmiş bilmiş ahkam keserek bana gönderme yapıyor. koca bulmaktan koca bulanlardan bahsediyor. biri bilmem nerde tanışmış da bir başkası bilmem nerde!
ee oralara ava mı gideceğiz???????????
annemin bazen fantastik kabuslarla dolu senaryoları var özellikle "başıma bir şey gelmesi" ile ilgili; seks yapmak falan yani!
ama aşk ve evlilikle ilgili 1960lardaki kadar saftirik. sanıyor ki oralarda erkekler evlenilecek kız bakmaya gidiyorlar saf saf!!! hem mekanlarda hem sosyal medyada salak salak kız bakıyorlar nikah basacak hemencik. böyle hanım hanımcık fotoğraflarımı paylaşsammış belki bana da talip olurmuş. mesela pazardan dönerken, mesela ev işi yaparken, ya da koltukta hanım hanım otururken!!
neyse dünürlere bilmişlik taslarken bana sosyal olmam gerektiğini vurguluyor!
yaa iş çıkışı arkadaşımla 30 dakika kahve içmeme katlanamıyorsun sen! önceden söylesem bile en az 2 kere arayıp hadi gel diye tutturup akşam bana surat asıyorsun.
haftasonu çıkacaksam engellemek için plan yapan, laf sokan, iş çıkaran, hasta numarası yapan, arkadaşlarımı, havayı falan kötüleyen sen değil misin?
saçın da yağlı yüzünde sivilce var götün kocaman görünüyor diye en azından moral bozan sen değil misin?????????????
sinema salonunda film izlerken bile önceden arama açamam dememe rağmen sırf rahatsız etmek için defalarca arayan da sensin.
annemin sapkın beynindeki pornografik fantastik imgelerde sinema salonu karanlık mağara demek ve orada beni sikecek kızlığımı patlatacak ve orospu olmaya mecbur kalmama neden olacaklar! oysa annem gelse benimle hiç olmaz! filmi de izletmez kimseyle de konuşurmaz.
ya kafade garsona siparişimi kendi veremiyorum annem atlıyor, mağazada beden soracaksam falan annem atlıyor beni konuşturmuyor bile.
sonra da diyor ki sosyal değilsin girişken değilsin çekici değilsin popüler değilsin arkadaşın çevren yok.
bir de bana geçmiş bilmişlik taslıyor ağzını burnunu büze büze!!
öyle mi? o zaman işten eve daha geç gelmem gerek, belki akşamları da çıkmam gerek, hafta sonlarını da arkadaşlarımla geçirmem gerek sonra beni arayıp arayıp nerdesin gel artık, bu kadar da dışarda durulmaz ki dem de!
ne alakası var?
ne alakası mı var? sosyal olmak için ne gerek? arkadaş ve gidilecek bir yer! değil mi? bir buluşam bir dernek bir toplantı falan. ee buraya gitmek zaman demek! bu da demek oluyor ki eve daha geç geleceğim ve hafta sonlarımı dışarda geçireceğim?
niye ne alakası var?
ne alakası mı var? nasıl arkadaş çevre edinilecek? hiç zaman harcamadan kimseyle görüşmeden konuşmadan nasıl olacak o?
illa akşam mı olacak sanki? öğlenler torbaya mı girdi?
öğlenleri işteyim!
e iyi işte arkadaşların yok mu orada onlarla konuşursun.
o zaman plan yapılacak, bir yerlere davet edecekler diyelim; ne sandın ki sadece 10 dakikalık tenefüslerle ve öğle arasıyla arkadaş çevre ve koca mı edinilecek ki tenefüslerimin çoğunu seninle konuarak geçiriyorum ve tabi öğlenleri de en az 2 kere arayıp ne yediğimi sorum telefonu kapatmıyorsun. arkadaşlarımla sohbet edeceğime seninle konuşuyor, evdeki bir aletin nasıl çalıştığını, bir şeyin nerede olduğunu anlatmaya çalışıyorum!
annemin hayal dünyasına göre şu anki rutin hayatımızda hiç bir şey değişmeyecek buna sadece piyon gibi bir koca dahil olacak, o da annemin uykusu gelip yattıktan sora kölesini devralıp beni sikme hakkına sahip olacak falan!
o kadar konuşmadan sonra hala sosyalliğin zamanla alakasını kuramadı annem.
kendisi 5 dakikada çevre edinirmiş! e git edin madem! niye her tenefüs beni arıyorsun! git arkadaş bul sosyalleş gez toz bana da dön hava at! anca lafta.
benimle forumda gezmek istemesi bu yüzdenmiş sosyalleşeyim belki biriryle tanışırım diyeymiş. nasıl olacak o yaa!!! sürekli tepemde hatta elimi yakalar sabırakmaz ahtapot gibi yapışık gezerken, ne garsonla ne bir çalışanla bir cümle kurdurmazken nasıl olacak sanıyorsun??????????*
beni biri görecek ah anneciğiyle gezen ne kadar hanım bir kız helal süt emmiştir bu sadece anneciğiyle geziyor bunu alıp vitrine koyayım deyip istemeye mi gelecek??????????????? zaten böyle bir kıt düşünce ve girişimden ne bok beklenir?
sizinki gibi boktan evlilikler ve mutsuzluğunun acısını etrafından çıkartmalar!!!
-----
bir gün D&R'dan dergi alıyorum, yükseğe koymuşlar anneme göre güdük boyum yetmedi birisinden rica ettim, verdi, tam belki şöyle 2 cümle kuracağız, görmelisiniz annemin gözlerini belerterek endişeler içinde gelişini; belki adam benim kısmetim! belki beni arkadaşı ya da abisiyle tanıştıracak falan da vesile olmuş olacak; ama annem napptı??????? ikimzin dibinde bitip gözlerini adama dikti; selvi boyuyla bir bana bir adama bakıp,, tabi kaş çatık yüz buruşturulmuş halde lafımızı bölüp; nazlıı hadi yoruldum ben diye beni kasaya geçmek için uyardı.
iş dışında bir yere gitmeyeyim, hatta iş yerine evde temizlik yapsam komşularda temizlik yapsam daha iyi de; kendisi haricinde kimseyle de konuşmayayım ama her hasılsa koca bulup evlenip yuva kurayım ama kendi benimsediği düzen bozulmasın!
sanki annem değil bebeğim! sanırsın annesini işinden kıskanan bencil bir çocuk var karşımda bana hep bana bana hep bana hep bana diyen.
--------------------
ha uyku sefası yaptığıma inandığı sabah da sonradan e git uyu bari gündüz diyor. ama her 15 dakikada bir odamın yanından yüksek sesle konuşarak geçiyor ya da aniden çıkıp benden bir şey istiyor soruyor!
off uyuyordum yaa gece uyuyamadım diyorsun.
diyor ki e tamam uyu madem.
nasıl uyuyayım???????????? nasıl!! sürekli aniden çıkıp bir şey soruyorsun.
uyumak yerine kendinini herhangi bir konudaki olumsuz fikirlerini ve oradan boktan evliliğine bağlamasını dinlememi tercih eder.
daha önceki hafta öyle bir migren tuttu ki; kendisi dedi 2 hap yut yat diye ama aynı zamanda yarım saatte bir falan aniden odama dalıp yüksek sesle bir şey soran da kendisi!!!
süzgeç nerdeymiş bulamamış!
annem her zaman uykunu bölerse der ki e tamam uyu! uyandırıyorsun işte uyandırma! yani hem mışıl mışıl uyuyup hem de aynı anda kendisine detaylı cevaplar vermemi bekliyor hiç rahatsız olmadan!
ikinci çekmecededir.
yok.
3. dedir o zaman anne!
odama girip şifonyeri karıştırmaya başlıyor.
naapıyorsun yaa!!
e sen dedin nazlı 3. çekmece diyeee!!
mutfaktaki anne mutfaktakiiii!!!! süzgecn burada ne işi olabilir aşık mıyım süzgece pijamalarımla saklıyorum!
amaaaaaan!!!
bir süre sonra gene aniden gelip uyandırıp ışığı da küt diye açıp bana diyor ki bu ne ne yapayım bunu dönüşüme mi atılacak normale mi?
elinde de minnacık plastik bir hakla! hani kozmetik ilaç falan gibi şişeleri ilk defa açınca çıkan ufacık plastik bir halka olur ya! getirip burnuma sokuyor ne yapayım bunu diye!!!
bunun için mi uyandırdın yaa! başım ağrıyor başım yatmam lazım!
e iyi yat sana yatma diyen mi var yat uyuuu!!
uyuyorum zaten zırt pırt gelip uyandırıyorsun!!
hani sanırsınız kendisi de uyandırılıp uyandırılıp tekrar uykuya hemen dalabilen birisi. bir uykusu bölünse aman ne kaprisler ne söylenmeler; yattığı yerden odasından gece yarısı bile dırdırdrı söylenmeler!!! şikayetler ....
*****************
bana diyor ya sosyal ol sosyal ol diye. dedim ki akşam geç gelirim biraz kızlarla kahve içeceğiz. güya iyi dedi anladı. ama tam 7 kere arayıp ne zaman geleceğimi nerede olduğumu ne yaptığımı sordu iş çıkışını bile beklemeden erkenden başladı sorgulamalara.
ve işin komik yanı sanıyor ki bu yarım saat-1 saatlik zamanda eve koca bulmuş olacak dönülecek! kapıda başlıyor ee biriyle tanıştın mı? he yarın evleniriz.
hiç anlamaz hiiiç. tüm hafta sonu ya evde temizlik yapayım hatta komşuların bile evini temizleyeyim onlar rahat gezsin diye ya da kendini ememnun etmek için kendi istediklerini yapayım ve bana lütfettiği 45 dakikada da koca bulayım!!!!!!!!!!!!11?????????????????????
üstelik anneme göre ben çekici değilim güzel sayılmam bodurum saçım yağlı götüm büyük bacaklarım kendisininkiler kadar düzgün değil; sadece bakire kaldığım için masum bir ifadem var ve titiz görünüyorum; hadi 45 dakika hakkım var hemen bulayım koca!
aa tabi o fazladan 45 dakikanın 15 dakikası anneme hesap vererek geçecek!!
ayy en iyisi annemde gelip yanımda suratsız geri kafalı yaşlı bir kadın olarak otursun dizilir talipler; tam da öyle bir kaynana ve o kaynanadan bir kız ister erkekler!!!!!!!!!!!!!
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)