annemin bir tanıdığının kızının çocuğu olmuş.
kırk yılın başı güya deşarj olmak için çıktım her zamanki gibi engelleyememiş ve içine sıçamamışsa annem peşime takıldı.
en sevdiği şey kendinin deşarj olması. sen istersen şiş patla geber umurunda değil. alışverişte de son yıllarda ennnn sevdiği şey sürekli eleştirmek. kumaşlar kötü tasarımlar kötü dikişler kötü saçma gereksiz. ve aynı şeyler 2-3 defa söylemek yetmiyor.
nefret etmekten de şikayet etmekten de eleştirmekten de dırdır etmekten de büyük haz alıyor ama en büyük haz haynağı benim heveslerimi boğazıma tıkamak ve zıkkım etmek.
böyle günlerde benim modum düştükçe anneminki yükseliyor, yükseld,kçe daha da büyük zevkle konuşuyor.
sanki her sabah ve her akşam herhangi bir konuyu babanbabaannenanneannendeden tamlamasına bağlaması yetmiyormuş gibi. kahvaltı ederken sevdiğin bir yemeği yerken bile annemin berbat eviliğindeki boktan anılarını dinlemek zorundayım. anlatacaklarını 6 milyonuncu kez büyük zevkle anlatıp bitirmeden konuyu değiştimek mümkün olmuyor. araya belki salatanın güzel olduğula ilgili ya da televizyondaki bir şeyle ilgili bir kaç cümle sıkışıyor ama sonra kaldığı yerden aynen devam edebiliyor!!!
ve sen kapatalım bu konuyu iştahım kaçıyor, zıkkım ettin ya da gene mi bu berbat konular gibi şeyler dersen dünyanın en kötü en nankör en bencil insanısın ama kendsi her sabahın 6.00ında boktan anılarıyla kafamı şişirirken moralimi bozarken asla ama asla asla ve kat'a kötü bencil falan olamaz imkansız!!!
en sevdiği şey herhangi bir konuyu babam ve babaannemle ilgili kötü anılarına vardırıp saatlerce anlatması!! ya bazen alışveriş esnasında kasada sıra beklerken bile anlatıyor ya da güya kahve içip keyif yapacakkaen! hatta ve hatta bir zamanlar sinemada film izlerken bile karakterlerden birinin elbisesinin rengi mi modeli mi ne bir şey bir anısını çağrıştıtıp yarım saat kulağıma boktan anısını anlatmadan rahatlayamamışlığı bile var. filmi izle sonra anlatırsın. yok o anda anlatacak!!!! ama tabi çok saygılı çok modern ve çok medeni bir insan olduğu için sinema salonundaki başka insanlar rahatsız olmasın diye kulağıma ılık ılık nefes vererek anlatacak!!! hatta tam bitti işkence filme dönebilirim dersin aradaki esten sonra ilham almışcasına bir şevkle yeniden ve aniden yapışır kulağıma anlatmaya devam eder hatta ve hatta baştan başlaması bile var!
doyamaz. ne konuşmaya. ne boktan anılarını anlatmaya. ne de o an estiyse çocukluğu ve ilk gençliğiyle övünmeye!
aa unutmadan, bir keresinde bir seminere gittim annemde gölgem gibi peşimde popoma bitişik dolandı; o sıra götüne bakacaklar nazlı'nın korkusu depreşmişti, yolda sokakta da sürekli popomun hareketlerini izliyor, aşırı derecede çarpışacak kadar dibimden ve yarı arkamdan popomu kapatacak şekilde yürüyrdu. ay hatta nasıl becerdiyse o kadar dibimden ve arkamdan yürüyor ki neredeyse bana çelme takmış gibi ben adımımı atarken bacaklarımın arasına ayağını sokmak suretiyle, hem de karşıdan karşıya geçerken düşmeme sebep olmştu o sene! ben trafik üstümüze akmaya başlamışken yolun ortasına yuvarlanmışım kendi yüzünden ama asla kendini suçlamadığı için çığlıkla bağırma arası bana ah ayağımı acıttın diyordu!!! efendim ayağının üstüne basamadığı için yolun kalanında bana yapışıp ve abanıp aynı zamanda da evli olduğu yıllardaki düşme anısını anlatarak bana yeni birikence yolu bulmuştu utanmadan. akşama esas benim bileğim davul gibi şişince de üzüleceğine laf sokmalara kalkmıştı.
annem suçlu durumuna düşmemek için erkenden- yağ gibi üste çıkmak için- seni suçlamaya başlar ki kendi suçunun üstü örtülsin. hatta mahsus senelerdir cebinde biriktirdiği - çünkü sürekli sende kusur arayarak bakmakta ve seni yakından incelemektedir- kusurlarını çata çata suratına vurur ki sende onu suçlayacak hal kalmasın. yıl olmuş 2012 mesela 1992den daha çocukken yaptığın ufak bir hatadan bahseder. anneme göre dil sürçmeleri bile suç sayılır. ama kendi bir şey anlatırken yanlış tarih verir de sen düzeltirsen bu hata olmaz! ben yaparsam hata kendi yaparsa aşkınlıktan!!! beyni o kadar anıyla ve bilgiyle dolu ki karıştırıyordur!!
nereye geldim gene konudan saptım.
ha aışverişte 1 saat yakamdan düşmeden beynimi kemirir. ya kumaş ya dikiş ya model kötüdür ya bana yakışmaz ya götümü büyük gösterir ya yaşlı başlı yaşıma uymaz!!! vb her zaman yenisini bulup bana o şeyi aldırmamak için uğraşır başardığında memnun olur ama yetmez acaba nasıl daha memnuniyesiz daha mutusz bir naslı yaratsam??????*
bir de çelişkilerle doludur eğer ablam ya dfa başka biri daha varsa yanımızda. bir gün önce bana yaşıma uygun olmadığı gerekçesiyle aldırmamaktan büyük haz aldığı toz pembe kazak yerine kısacık ve çingene pembesi merserize bir bluz aldırmaya çalıştığı gibi! ablama rol kesiyor o ı-sırada bak nasıl da bonkörüm bak nasılda anlıyorum modada bak nasıl da nazlı cahil çirkin ve huysuz!!!
daha işte geçende kendime bir gömlek beğendim somon rengi, hem okulsa yani işe uygun hem başka zamanlarda. benim görür görmez o gömleği beğenip mutlu hissetmemi memnun olmamı anlayıp çok dokunmuş olacak ki mağazada dolanırken bana dakikalarca dil döktü; gömleğin ne kadar kötü olduğuyla ilgili! neler neler sıraladı; son yıllarda en büyük kozu götünü büyük gösterir-yaşlı gösterir-genç işi-şişman gösterir demek.
inad ettim alacam, kasa sırasında bekliyorum, sen git banklarda otur ayakta kalma istersen dedim ama memnun değil.
yani kıyafetleri beğensem bile hiç biri ama hiç biri güzel değil kullanışlı değil tasarımı dikişi kumaşı berbat çok pahalı asla alamam almamalıyım ama tut ki beğendim ve güzel o zaman da yaşıma ve kiloma uygun olmadığını düşünerek almayıp mutsuzluğa gömüleyim!
neyse ben sıradayken gitmiş bana bir etek bulmuş; sahte deri, çok mini ve çok pilili bir etek!!! illa da al diyor bir de.
nerede giyeceğim anneciğim ben bunu????????????????????? deri mini pilili eteği giyeceğim ortam neresi??????????
her halde özellikle ısrar ediyor giyeyim de alay ve kötü bakışlara maruz kalayım!
bir de getirmiş bana L beden! bu bana olmaz deyince de XL bedenini soruyor ki ben M beden giyiyorum!
anneme göre ben bir ucubeyim çünkü!!!!
nerde giyecem bunu yaa diyorum bulunurmuş bir yer!
sahte deriden de kürkten de nefret eder ama bana boşuna onu kakalayacak illa ki kendimi kötü hissedeyim illa, sevdiğim renkte bir bluz bile giyemeyeyim bu kadardan bile memnun olamayayım, geceleri uykularım bölük pörçük olsun ve her yediğim midemi ağrıysın ya da hazmedemeyeyim!!
----------------------
almadım diye de bir surat sanki kaprisli 12 yaşında bir çocuk.
kahve içmeye oturduk, o sırada eski bir arkadaşıyla kızına rastladık, 5 dakka deyip 45 dakka oturdular.
güya hafta sonu tatil giya deşarj falan olacağım!!!
ablam yoga meditasyon kurslarında keyif çatarken ben annei eğlendirmek zorundayım. ve bu benim memnuniyetsizliğimle oluyor!!! bir cumartesi ne kadar eğlenemezsem ne kadar rahatlayamazsam o kadar iyi annem. hatta bu boktan cumartesiden sonra pazar sabahı fazladan uyumama bir şey demiyor! eğer yalnız çıkmış arkadaşlarla vakit geçirmiş ve memnun dönmüşsem pazar sabahları özellikle gürültü yaparak uykumu zevkle engelliyor ve yeterince uyuyammaış olsam da uyku sefası diye alay ediyor!!!
napim uyuyamamayayım mı hiç! uykusuzluktan zaafiyet geçirip hasta mı olayım!
aman o öyle mi demişmiş! demezsin ama hayallerindeki bu!
neyse 45 dakika boyunca bebeğini anlattı kızı annemin arkadaşının! hadi 5 dakka olsun. neredyse kocasının sikinin amına girişinden başlayacak anlatmaya.
tabi ne bunun çocuğu var mı oluyor mu ne bunun torunu var mı üzülür sıkılırlar mı diye bir düşünceleri yok. sadece anlatıp övünüp rahatlamak istiyorlar.
sonra başlıyor süt verme hikayelerine! anne sütü içen bebekler ilerde daha zeki daha becerikli daha sağlıklı daha güzel oluyor ve daha uzun yaşıyorlarmış!
tabi anneler beraber ortak olup beyin fırtınası gibi birbirlerini onaylama ve akıl verme peşindeler. ama annem buna da çok katıldı!
bazen söylenmişler değil de söylenmemişler de kırıcı olabiliyor.
mesela ben sadece 3 gün anne sütü ile beslenebilmişim!!!hani ablacığım gibi istenen beklenen bir bebek olmadığım için, ne ablamınki gibi te dünyanın öbür ucundan gelen akrabalar olmuş ne tebrik eden, büyük hayal kırıklığı, hatta bir çocuk akraba altımı değiştirirken hemşire hanım görmüş de demiş ki aaa bunun pipisi yok ay ne çirkin ne iğrenç!
aman ne kadra hayal kırıklığı ne üzüntü.
zaten 8 gün önce amcam aniden ölmüş herkes yasta, bir de pipisi olmayan iğrenç bir kız doğmuş!!!
ne ziyaret ne tebrik ne hediyeler herkes yasta! hem amcam ölmüş hem de pipisiz akraba doğmuş ne talihsizlik yaa!
yazık garibim bir hemşirenin kardeşinin fazladan sütü varmış da beni 2 kere daha emzirmiş nasıl ağlıyorsam artık.
demek ki ondan yeterince güzel değilim yeterince zeki becerikli başarılı ve sağlıklı da değilim demek ki zamanımdan önce ölecem!
ama bu lafları onaylayan hani anne sütü içen bebekler ilerde daha zeki daha becerikli daha sağlıklı daha güzel oluyor ve daha uzun yaşıyorlarmış! ya anneme göre kendinin suçu değil!
aynı kısa kaldın diye laf sokması ve zamanında daha uzun olalım diye ekstra bir çaba harcamamış olması gibi. sadece eleştirmek şikayet etmek ve söylenmeyi kusur bulmayı bilir
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder