her sene ama her sene aynı şey.
annem her yazın sonuna yaklaşırken aynı şeyi söylüyor, hem de 1 kere söylemekle yetinmiyor defalarca.
bu kez bir yöntem daha bulmuş, o da aynı şeyi komşulara söylemek.
bu sene kışın da burada kalacağız.
her sene bu sene kışın da kalalım burada der. bir türlü anlamaz buradan işe gitmem mümkün değil.
dünya kadar işsizin olduğu bir dönemde benim işim var diye memnun olacağına baltalamaya çalışıyor ya!
komşulara yönetime yaymış lafı; kışın da burada kalacağız. hani bu fantastik hayal dünyasına göre annemin komşular kışın da buradaymışsınız derse ben de inanıp kalacağım falan mı?
bu kadar istiyorsan sen kal diyorum. gözü dönüyor. fantastik evreninde herhalde kendisi olmazsa yanımda herkes beni sikecek???????????? ya da açlıktan öleceğim evde.
buradan işe gidip dönmem mümkün değil desem de inatla ve israrla anlamayarak illa da kalalım diye tutturuyor. gerçekten inatçı çocuklar gibi tutturuyor!
bunda beynin almayacağı, anlaşılmayacak ne var acaba? buradan işe kadar gidip gelemem. kendi aracım olsa bile gidip gelemem çekilir şey değil.
bunu tartışmamıza rağmen arsız arsız hala komşuya kışın da burada kalacağız diyor.
ben de gene sinirlenip sen kal anneciğim ben kalamam buradan işe gidip gelemem diyorum.
komşu kadın da sanki senelerdir bizi tanımazmış gibi, sanki haber bile vermeden çat kapı bile gelmezmiş gibi, sanki o kadar konuşulmamşı ki salak salak sen çalışıyor muydun emekli değil misin diyor?
ulan amına koyulmuş beyinsiz yüz kere konuşulmadı mı? ayrıca emekli yaşlı hanımlara benzer bir tarafımmı var?
ne emeklisi ya teyze? öğretmenim ya ben o kadar konuştuk.
ne bileyim ben emekli oldun sanıyorum.
bu yaşta emekli nasıl olunur? siz de herkesi akranınız sanmaya başlamışsıznz yani!
annem eve dönünce bile hala ısrarla kalalım da kalalım diyor anlamak istemiyor. ne yapayım annemle külüstür bir yazlıkta yaşamak için istifa mı edeyim? ne işim olsun ne çevrem kalsın ne param ne güvencem ne emekliliğim! burada şimdiden inzivaya çekilip emekli 65likler gibi mi yaşayayım?
mızıl mızıl dırdır drrırdırırırırırırııdıdıdıdırırırırırrı
olur bütün sene bu rahatsız kanepede sakat edeyim belimi sırtımı!!!
yanında yatarmışım o zaman!
kırk yaşına geliyorum gerizekalı beyinsiz gibi anamla mı yatacam artık!!! hem o kadar manyak yatıyor ki tarif edilemez, mecbur kalsam betonda yatmayı tercih ederim!!!
ablam mesela annemin deli yattığının basbayağı farkında, yaz başı benim gidemediğim bayram tatilinde yanında yatmadı mesela! ama biz onlara gidip kaldığımızda muhakkak bir dener beraber yatmamız konusunda. muhakkak tek çarşaf yastık falan vermeye çalışır! kendi anasıyla yatıp tekme yemek istemez ama ben umurunda değilim!
annem manyak gibi yattığını kabul de etmez. farkında değil olmamakla beraber benim söylediğim şeyi kabul etmek istemiyor ondan.
bir keresinde suratımın ortasına uyuduğum sırada öyle bir el-kol indirdi ki resmen yumruk gibi. aniden dönüp savurdu elini küüüüt diye burnuma attı. bırak ödünün kopmasını bir de canın acıyor. daha da o kadar uyuyor ve farkında değil ki el burnumun üstünde kalıyor yani. bütün burnumu ağzımı kaplıyor nefes de alamayacağım. suratıma darbe aldığım yetmezmiş gibi bir de elini kaldırınca ben kötü oluyorum efendim!!! uyandırmışım!!! uykumun ortasında resmen yumruklayan sensin ama elini çekince ben suçluyum!!
daha neler sadece kolu olsa savurduğu, kaç kere öyle böbreğime böbreğime geçirdi bacak mı istersin diz mi istersin!!
bir keresinde sırtımız birbirine dönük uyuyoruz, anide dönüverip üstte kalan bacağını bir savurdu geldi o bacak benim böbreğime falan! kalça kemiğiyle kaburga kemiği arasında kalan boşluğa küüütt diye indi bacak ve orada da kalıyor yani!
kendisinin asla ama asla bir suçu yok ama kımıldarsan sen suçlusun uyandırdın beni!!! lan biraz önce bana darbe vurdun be!!
daha da güzeli var; bir kaç sene önce Adana'da bir gece kalmalı bir seminere gönderiyor çalşıtığım okul bizi; annem tutturdu da ben de gelecem de ben de gelecem! annemin dünyasoınsa kızoğlankızlar kocası olmayanlar tek başlarına seyahat edemez. öğretmen arkadaşlarla bir grup halinde gidiliyor yani. ama illa da ben de gelecem. anlamıyor da laftan, takıldı peşime kuyruk gibi.
rezervasyon yok, otobüs bileti yok. ben ayarlarım da ben ayarlarım!!
bileti ne yaptı etti ayarladı, otel odasında da tek kişilik yatak var bir tek yani. saplantılı manyak anneme göre kendisi olmasa gelen giden sikecek beni! hani bu yaştan sonra beğenen bakan karı diye almak isteyen olmazdı? lafların arasında imalı malı sokmalarda!
ayakuçlu başuçlu yatarız dedi. o lafı bilir misiniz. tek kişilik yatağa sığmak isteyen 2 kişi, başlarını aynı tarafa koymazlar yani.
gece sen o ayağını kaldırıp suratıma çak o topuğu gözüm mosmor olsun mu? tabi ki tekme atan kendi ama asla kabahati yok tepki veren ben ben annemin uykusunu böldüğüm için kötü bir insanım!!! e sabah oldu gözüm morarmış, çantamda makyaj malzemelerimi arıyorum yok. acaba çıkarıp dolaplara çekmecelere mi koydum oralarda da yok.
meğer anneciğim evden çıkmadan önce seyahat çantamı karıştırıp gereksiz şeyleri çıkartmış!!
anneme göre gezilere, seyahatlere defile yapmaya gidilmiyor!! en eski en kötü kıyafetler götürülebilir, iki kişiye asla yetmese de sadece 1 havlu götürülür ve makyaj malzemesine gerek yoktur! sonra herkes şık görünür kendisi pejmurde ve bakımsız, fotoğraf çektirmek istemez ya da çektirir ve seneler sonra salak salak der ki niye bunları giymişiz ki? kötü çıkmış. niye eski şeyler giymişiz der. ama bir sonraki seyehatte gene yeni kıyafet şık şeyler alamaz yanına. böyle bir kısır döngüdür.
bir de üste çıkmak için pişkince iddia ediyor ki gereksizdi makyaj şeyleri!! ağır taşıma diye çıkarttım!!! ağır çanta taşımayayım diye büyük iyilik ediyor ama adeta kendisini taşırmışım gibi koluma girince tüm ağırlığıyla abanmayı biliyor!
gözüm mosmor mu kaldı! arkadaşlardan da isteyemedim çoktan semineri dinlemeye girmişler bile. kalakaldım odada sinir küpü! annemse çok memnun ama.
ayağını uzatıp yayıldı yatağa, parmaklarını oynata oynata mutlu mesut televizyon izleyip, odaya getiritti bana tostunu, happur şuppur yedi.
sonradan da ablama çok iyi olduğunu kendisine de bir değişiklik olduğunu söylüyor! ablam da gözümün morarmasına makyaj yapamamama ve seminere gitmeme rağmen katılamamama gülüyor. çok iyi insanlar çünkü kendileri!
her yaz aynı şey. yüz kere de söylesen tartışma bile çıksa kıt beynine girmiyor ve ciddi ciddi kışın da kalacağımıza inanıyor!!!
kışın şöyle yaparız kışın böyle yaparız diye hayaller kuruyor!!
yazlığı çok sevdiğinden değil sürekli şikayette asla çenesi durmuyor şikayet açısından.
ama ben rahatsızım ya besbelli bu kendisini memnun ediyor hrhalde! yattığım kanepe rahat değil, bir kapısı yok rahat uyuyamıyorum, kendi alanım banyom falan yok. sürekli gözünün önünde incelemesi eleştirileri kontrolü altındayım. her hareketimi izleyip sorgulayabiliyor! hiç bir eşyamı koyacağım kişisel alanım da yok sayılır!
ne güzel işe de gitmem rahat da etmem sürekli ayak işleri ve hizmetlere koşarım!!!! ve tabi ki dırdır dinlerim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder