30.07.2019

kırk yılın başı eski bir okul arkadaşımla buluşacağız. face'ten görmüş yazlıkta olduğumuzu, o da bu taraflardaymış.
aman bunu duyan annem bir bozulmalar çocuk gibi ayak sürümelerde. yapışık kardeşiz zannediyor herhalde.
ben olsam gitmem ben olsam yüzüne bakmam diyor. ne efendim yıllardır görüşmemişiz.
e sen değil misin 30 senedir görüşmediğin kadının boynuna sarılan? arkadaş toplantılarında gördüler de birbrlerini.
ağzınız yüzünü buruşturuyor, kaşını çatıyor, dudağını sarkıtıp kimseyi beğenmem havalarında annem. ben olsam yüzüne bakmam ben olsam asla görüşmem demelerde çocuk gibi.
sadece kendine ait ve muti olayım. kimseyle görüşmeyeyim kimse beni beğenmesin sevmesin düşünmesin hatırlamasın görmek istemesin önemsemesin hatta mümkünse görünmez olayım. ha kendisi çok sevdiği için mi. hayır sadece kendi hizmetinde olayım.
kimse değer vermesin ki ben de değersiz olduğumu hissedeyim böylece annem ne kadar laf sokar ne kadar şey talep ederse eşşek gibi yaparım.
bakıyor kararlıyım bu defa saçtan ve götte başlıyor.
şunu giymeseydin bari götünü büyük gösteriyor
saçın da çok yağlıydı bugün hiç şekil almaz artık
ben olsam o karının yüzüne bakmam
ben olsam o karıyla konuşmam

niye sana bana ne yaptı ki? altı üstü koptuk yani? ama beni hatırlamış, merak etmiş, görüşmek istemiş ya anneme düşman! aman bir de iltifat etmeye kalkarsa ya! keşke millet toplaşıp beni eleştirip aşağılasa annemin hayali bu galiba.

saçım yağlı değil akşam yıkadım.
ne zaman yıkadın yıkamadın!!!!!!!!!!!

evimizde yıkanmak bir münakaşa konusu. çünkü her zaman özellikle de yazın annem kendisi ne zaman yıkanılacağına karra vermek istiyor? kışın haftada bir yazın 4 güne bir yıkanmak yeterliymişmiş. her gün bir banyo yapacak mısın banyo mu yaptın saçını yıkayacak mısın sadece dökünecek misin gibi yıkanmayla ilgili kurulabilecek cümlele sorulabilecek soruları ardarda diziyor!!

hep münakaşa konusu. çünkü ne zaman banyo yapacağıma kendisi karar vermek istiyor!!! evet.
anneme kalsa çiş ve kaka saatimi de belirleyecek zaten. en doğrusunun tek doğrunun kendisinde olduğunu düşünüyor. annem akşamları çıkıyormuş en doğrusu. evet tüm evi kaka kokutuyorsun harika gerçekten. ama anneme göre kendisinin çişi teri kakası asla ama asla asla ve asssssla kokmazmış!!
hayal dünyasında yaşıyor. kendi burnu koku almıyor diye yok zannediyor.
geçende balkonda otururken pis bir koku geldi diye iddiaya tutştuk annem olmadığı iddiasında. resmen lağım kokusu doldu çevreye anneme göre mısır patlatmışlar. hiç sevmez nefret eder ama pis bir koku değilmiş.
resmen lağım kokuyor ve ben içeri kaçtım annem ağzına yüzüne dola dola bir saat daha oturup kokmadığını iddia etti.

eskiden burnu o kadar hassastı ki yan mahalleden bir komşu yemeğini yaksa duyar ve rahatsız olurdu. şimdi ne ağır lağım kokusunu duduyor ne yanında çöp tenekelerinin dikilip rahatça soluyor ve asla kokmadıüğı iddiasında!! eskiden durduk yere bile bir huzursuzluk yaratmak için bir kokudan rahatsız olurdu. huzurlu mutlu anlara tahammülü yok çünkü. yok yemekmiş yok çöp yok ayak kokuyor vb diye mızıldanır dururdu. hep suratı asık hep büzüşük ekşimiş gibi kötü ifadelerle homurdanır mızıldanır dırdır eder durur. dayanamıyor mutluluğa huzura. ama başkasınınkine değil; onlara da gıcık oluyor ama benimkini bozmaktan kaçırmaktan büyük zevk alıyor. ben  de kendisi gibi suratsız memnuniyetsiz huzurmuz mutsuz şikayetçi hasta birisi olayım, herşeyden rahatsız şikayetçi olayım, yediklerim mdeme dokunsun ve doğru dürüst uykular çekemeyeyim!
ama tut ki öyle bir günündesin ne bileyim başın miden ağrıyor ya da bir kokudan sesten huzursuz olmuşsen memnun mu olur; eleştirmek için yeni bir bahane bulmuştur zaten radar gibi bana ve etrafa eleştirilecek kusur bulunacak şekilde bakar! o zaman da bana suratsızsın der huzursuzsun der tadını kaçırmışmışım!!
hatta kapris şikayet eleştiri talepleriyle beni 1 saat yormuş ve boğmuştur artık halim kalmaz; sonra da bana deönüp pişkince suratsızsın canımı sıkıyorsun der. ben etmişim huzursuz ben etmişim rahatsız. lan bir yemeğe geldik ben yemek yiyeceğime sana hizmet ettim daha da ağzıma lokma sürememişim sen daha bana dönüp huzursuz ettin beni diyor!!!
anneme elini verirsen kolunu kaptırırsın
yüzünü verirsen astarını da ister. daha da dönüp şikayet eder teşekkür edeceğine.
bir aile buluşmasında bir saat tüm dileklerini yerine getirmekten yemeğimi yiyemedim kimseyle 2 çift laf edemedim daha da bana pişkince dönüp beni şikayet ediyor!! resmen arsız resmen utanmaz.
senin istediklerini yapmak için yemeğim buz gibi oldu yiyemedim, kendi öz ablamla bir cümle kuramadım dersen de sen kötüsün gene!!! tam bir şey anlatamacam ablama araya girip lafı kendine çeviriyor benden de bir şey isteyip hem benim hem ablamın ya da kimle konuşuyorsam onun dikkatini dağıtıyor ki benimle ilgilenemesinler.


ben hazırlanırken beni huzursuz etmek için sinirlendirmek ve en azından evden huzursuz çıkmam için elinde sigarasını üfleyerek volta atıyor bu arada da aynı şeyleri söyleyip duruyor. aklı sıra en azından illa gideceksem evden mutsuz huzursuz özgübensiz çıkayım ve bir de senelerdir koptuk diye arkadaşımla münakaşa edip ipleri koparmış olarak döneyim ki bir daha buluşmamamız garantilensin!!

bunca zaman aramamışmış bunca zaman yazmamışmış şimdi niye istesinmiş
ben olsam hiç yüzüne bakmam ben olsam asla görüşmem ben olsam konuşmam ben olsam feyzden bile silerim!! diye aynı şeyleri geveleyip duruyor.
amacı nefret ve kin tohumlarını ekmek zihnime işte.
zaten saçımda bu rutubetli havada bir boka benzemezmiş elbiselerim de ütüsüzmüş!

ben olsam yüzüne bakmazdım çünkü çok elitim çok kişilikliyim!!
ben olsam hiç görüşmem senelerce aramamış şimdi niye görüşeyim ben çok seçiciyim.

belli onun için senin dedikodunu yaptı diye küstüğün eski arkadaşını şappur şuppur öptün!!
kimi?
kısmet teyzeyi. 30 sene önce boşandığında arkandan konuşmuş diye küstün, arkasından neler dedin ama görünce yanaklarına vantuz gibi yapıştın ya belli çok elitsin!!

aynı şey değilmiş seneler geçmişmiş!
ben olsam o kızın yüzüne bakmazdım ben olsam konuşmazdım bile!
hem biz ne zaman telefonda konuşmuşuz hiç duymamış!!!!!!!???????

ne zaman biriyle telefonda konuşsam annem dibimde bitip dinler çünkü. arsızlığı üstündeyse dibime oturup dinlemek kendisi de katılmak ister. telefondski konuşmamı bile bölüp kendine çevirmeye çalışır! kızıp kovmuşsam gizlice yandan yandan dinler sanki sigarasının dumanından kapının dibinde dikildiğini anlamıyorum. hiçbir konuşmamı da beğenmez kendisi olsa çok daha güzel konuşurmuşmuş.
e git kendi arkadaşlarını ara güzel konuş o zaman!!! dünyanın en popüler kişisisin herkes saha hayran herkes sana aşık!

----------

bir keresinde gene yazlıktayken bir lise arkadaşımla buluşacam annem taktı kafayı benimle gelmeye; kız zaten çocuklarıyla gelmiş yarım saatliğine o çocuklarıyla uğraşıyor annemde o çocuklarla yarışır gibi kapris yapıp beni oyalıyor. hatta benden önce konuşmak istiyor sanki kızı tanıyor hatırlıyormuş gibi. ona kalsa ben susup kukla gibi yanında oturup kendisi konuşacak. şikayet ediyor bir de sandalye rahat değilmiş de çay güzel değilmiş de yok rüzgar yok ses yok güneş .... dibimde sürekli şikayetleriyle beni ya susturmaya ya meşgul etmeye çalışıyor! zaten buluşacağımız olsa olsa 1 saat ama annem 45 dakikasında beni oyalamıştır!! sürekli lafa atlıyor tam eski komik bir olaydan bahsederken bir şey isteyip lafı bölüyor. susturmuşsam suratını asıp küsmüş gıcık veletler gibi kin güderek oturuyor.

--------------

bu defa çocuğuyla gelecek sıkılırsın diye peşinen gözünü korkuttum.
kendisi olsa görüşmezmiş. şimdi niye evlenemedim niye çocuk istemiyormyum diye beni ezmeye çalışacakmış diye de beni germek için uğraşıyor.

zaten ne zaman güzel bir şey için evden çıkacak olsam en azında boğazıma dizmek için çırpınır annem. evden sinirli hzursuz saçım olmadı götüm büyük gibi moralimi bozacak düşüncelerle çıkmamı böylece gittiğim yerden 1 saniye bile memnun olamadan huzursuz mutsuz rahatsız zaman geçirmemi isteyerek evden yollamaya çaluşır.
o kadar utanmazdır ki asansöre kadar benimle yüzüyüp binip de kapısı kapanıncaya kadar benim moralimi bozacağına inandığı şeyleri sıralamaya çalışır.
----
saçım olmamşı havaya kalkmış şekil almamış
elbise ya da kıyafet neyse o ütüsüzmüş
götümü büyük göstermiş,
sivilcem çıkmış
bu sıcakta makyajım da akacakmış
bu sıcakta saçım da pürsük pürsük yolunmuş tavuk gibi olacakmış
çantam sırtımı ağrıtacak
dolmuşçualr terbiyesiz hareket halindeyken inmemi isteyecek
birileri bana çarpacak ayağıma basacak
zaten ayakkabım çirkin ve dandik
şmdi yemek yemeye kalsam mikroplu siklerini elledikleri elleriyle yapacaklar yemekleri
rujum da ağzıma yüzüme bulaşacak
yok hava soğuk üşüteceğim
yok birisinden grip bulaşacak
bu aralar inatçı öldürücü domuz giribi salgınmış
rüzgarda çok fazla
hiç rüzgar esmiyor terden sırılsıklam olup kokacaksın
hiç güneş yok ne boktan gün insanın moralini bozuyor değil mi
ay  çok güneş var kanser eder insanı
güneşe oturmayın ha
rüzgar alan yere oturmayın ha
klimanın yakınına oturma ha sümüğün akar
gürültü olur şimdi
heryer çocuk doludur şimdi
dolmuşlar saat kaça kadar nasıl döneceksin iyice sor da bin ha yanlış binme? (sen miyim ben)
heryerin kahvesi de içilmez bardakları iyi yıkamıyorlardır bile iğğrenç
saçını düzelt saçını sik gibi kalkmış şurası hiç düzelmez şimdi kötü görünür saçını yapamamış derler
şimdi seni sorguya çekerler niye evlenmedin diye
hava da yapış yapış boğar insanı
saçında pürsük pürsük olacak
keşke yeşil bluzu giyseydin bu yaşlı gösteriyor
rujunda oraya buraya bulaşacak şimdi
ayakkabın da tozluymuş
....................

aklınıza gelebilecek her türlü olumsuz fikri motor gibi sıralar ki en azından yani illa ki gideceksen de evden mutsuz huzursuz özgüvensiz tiksinerek çık ki gittiğin yerde 1 saniye bile memnun olma mutlu olma sürekli bunları düşün ki 1 saniye bile zevk alma!!

ben olsam öyle gitmem ben olsam şöyle konuşmam diye söyleniyor.

evet sana kalsa kimseyle görüşmem konuşmam çalışma evde temizlik yaparım! hatta onla bunla görüşeceğime komşuların evini temizleyeyim ki onlar yaz tatillerini rahat geçirsinler!!

ve böyle memnun mutlu falan olma olasılığım olacak yerlere giderken illa ki bana dırdır vırvırla aldırdığı ve hiç sevmediğimi gayet iyi bildiği çirkin yeşil renklerdeki kıyafetlerimi giydirmeye çalışır ki sevdiğim rengi giymenin verdiği keyfi bile alamayayım, sevmediğim rengi giydim diye huzursuz olarak yaşayayım en azından bu kadarı olsun.


------------------------------

eskiden bir de bende geleyim saplantısı vardı. böyle böyle beni bir arkadaş grubundan etti rahatladı!! çok memnun yani. büyük zevkle artık görüşmüyorsunuz değil mi diye soruyor. hele onların buluşup da beni çağırmamalarına daha çok sevinmiş. gizlemeye çalşıyor ama belli suratından. sevmemişler beni o zamanmış. sen de gene geleceksizn rahatça sohbet edemeyecekler senin 1970lerdeki saçma sıkıcı anılarını dinlemek zorunda kalacaklar diye çağırmıyorlar oysa!!
ama anneme soracak olursan kendisi her zaman popüler en sevilen kişi beni sevmemiş istememişler o zaman benim sohbetimi beğenmemişler o zaman zaten konuşmam sıkıcı zaten ses tonum da anneminki gibi TSM şarkıcısı gibi değil irite edici!!

---
 ne zaman konuşmuşum ki ben bu kızla hiç duymamış.
mesajlaştık diyorum.
annemi ya sahte hesapsa ya başkası gelirse gibi aptalca şeylere sürüklüyor. ne yapacak pezevenkler beni kötü yola mı sürükleyecek????????

--
nasıl ki zaman zaman nükseden bir götüne bakacaklar korkusuyla götüme yapışık gezme arzusu varda bazen de dışarı çıkarken başıma gelebilecekleri sıralar.
--
beni çok sevdiği için korumaya çalışıyormuş.
hiç evden çıkmayıp kimseyle 1 cimle kurmayıp tek başıma hiç bir şey yapmayacağım ama eşşkler gibi kanserojen temizlik maddelerine boğulup yetmez gibi komşu evlerini de temizleyeceğim. sonra da sıkıldı mı bana hiç arkadaşım yok hiç arayıp soranın yok der!!!
oysa kendisi öyle popülermiş böyle hayranlarmış şöyle evlenmek isterlermiş diye kendi gençliğini övmelere başlar!!
ulan arkadaşlarımdan koparan sensin ben olsam görüşmem diye telkinde bulunan sendin sana kalsa ne çalışırım ne evden çıkarım. nasıl arayanın soranım olsun ki?

---

bu sefer de  benimle gelmeye yeltendi de bu sıcak diye korkuttum uzun yürünecek buluşma yerine diye yollar toz toprak çakıl kum diye çocukarlı da gelecek çok haylazlar sıkılırsın diye de....
ama madem gidecem özgüvensiz huzursuz mutsuz ve tiksinti duygularımı coşturup da göndermeye çalışıyor.
bir zamanlarda kafayı açık kola içmeye takmıştı, gündüz gözüyle kalabalık yerde ilaçlayıp sikeceklermiş.
---
bu erkek korkusu ve nefretiyle kızlığını kaybetme korkusunu zaten çok küçükken aşılamaya çalıştı ki sonradan başına iş açılmasın.
anneme göre erkeklerle hiç tanışmamış konuşmamış olacaksın hatta sadece ilk seksini değil herşeyin ilkini kocana saklayacaksın. ilk konser ilk sinema ilk tiyatro ilk tatil ne bileyim ilk rakı falan. ama adamı da sana ne seni ne onu doğrudürüst tanımayan birile-ri ayarlayıp körü körüne evleneceksin. ne düğünde ne gelinlikte ne ev dekorasyonunda da benim sesim çıkmayacak. kukla gibi bana sürekli söyleneni yapıp hiç bir şeye ses çıkarmayacağım. sonra da hiç bir şeye itiraz etmeyen kişiliği oluşmamış zavallı ve esik olduğumu söyleyip ezecek....


**************

hele bir de sinemaya gidilecekse. annemde ne fobi. sapkın hayal dünyasında sinema salonunda toplu seks ya da toplu tecavüz yaşandığı için engellemek için elinden ne geliyorsa yapar. ya kendisiyle beraber gidip tüm boyunca film yerine annemin dırdırıyla uğraşacam ya korktuğum için gitmeyeceğim.
annemle film izlemek sinema salonunda da evde bile işkence demek.
en azından ilk yarım saati susmadan konuşur, istekleri bitmez, sonra 15 dakika izlemeye çalışır ben tersliyorum diye, o zaman da anlayamaz, bana soru sormaya başlar! sonra tersliyorsam uyuklamaya başlar! sonra gene dırdır!! yok peçete ver yok su ver ıslak mendil ver, üşüdüm ceket ver sıcaklandım yelpaze ver, yok konuşuyorlar yok hışırdıyorlar vırvır şikayet. sürekli kulağıma sıcak hava üfleyerek konuşuyor. bir keresinde dakikalarca bana bilmem kimin hemoroidinden bahsetmeye kalktı. film yerine annemi izleyip dinleyeceğim! ya da aynı zamanda filmden şikayet eder; birşeye benzemiyormuş kendisi milyonlarca film izlemişmiş! evlendikten ve çocukları olduktan sonra oysa ne sinema ne müzikle ilgisi olmuş tamamen kesip bırakmış. ancak kitap okurdu çok. bu yüzden film zevkleri 1970ler 60lar sinemalarında kalakalmış. anlamıyor anlamak da istemiyor. çünkü herşeyi en iyi şekilde bildiğini düşünüyor.
-
ama ablacığımla gittiği zaman öyle değil. salak bir yerli korku filmine bile götürdü ablam, çok mutlu mesut çıktı annem! benim izlettiğim filmlere hep kusur bulur beğenmez, dünyanın en çok ödülünü alan filmleri bile beğenmez ama ablamla boktan filmleri bile seviyor!
geçen sene evde altred carbon diye bir dizi izliyordum illa annem de izlemek istedi ben kendisine değişik şeyler izletmiyormuşum diye!
beğenmiyor dırdır ediyor bana da zıkkım ediyorsun da ondan.
hadi dedim tv'den izleyelim, akıllı tv yok bizde anneme göre 13 yıllık tvmiz yepyeni! yeni teknoloji zannediyor! sağlam tabi şükür ama anneme göre çok yeni yepyeni!!! mesela ablam internete de giriyor tv'den annem bizimkinde de olur zannediyor! ama yeniymiş bizimkide.
teknolojinin ne kadar hızlı değiştiğindne geliştiğinden haberi yok ki. öğrenemiyor da. daha katlanan kapaklı nokia telefonunu açmayı untutuyor bir süre kullanmazsa. kapağını açmış bana getiriyor tuvalete, nazlı bu nasıl açılıyordu diye!
neyse indirdim, tvden izleyeceğiz 15 dakika dayanamadı. olacak şey değilmiş de böyle şeyler gerçekte olamazmış da! nefret ediyormuş böyle dandik şeylerden de beyin özürlü salaklara göreymiş de, olmayacak şeylerin filmini yapmak enayilikten başka bir şey değilmiş de, bizi dolandırmak paralarınımı çarçur ettirmekten başka bir şey değilmiş de!
milyon tane film izlemiş birinin bile adını söyleyemez. bir kaç ölmüş meşhur oyuncuyu bilir tarihten o kadar. onu da tam hatırlayamaz anca hani vardı şöyle tipli adı neydi diye anlatır ama benden çooooooooooooooooooooooooooooooook daha iyi bilir sinemayı!
sinirlenip kapattım salak tv programlarını izle sen ben kendim izlerim diye.
annem bilim kurgu fantastik filmleri asla anlayamaz sevmez gereksiz anlamsız olamayacak şeyler diye düşünür, aksiyon da sevmez, gerilim de suç da anca ağır kanlı dramalar! hayal gücünün bu olmadığını yaratıcılığın bu olmadığını iddia eder.
ama bir ara ablama gitmiştik, ben başım ağrıdığı için odaya erken geçip yattım, ablam netflixten ben önerdiğim için aynnnı diziyi açmış.
annem sabah ballandıra ballandıra anlatıyor, çok değişikmiş aslında sevmezmiş bilimşeysi ama sevmişmiş şöyle iyiymiş böyle harikaymış diye!
benim sana izlettiğim ama beğenmediğin dizi o dememden de hoşlanmıyor. onun yerine aşağılık kompleksine yakalanıp ablamla annemin sinema dizi zevki benden ne kadr üstün bense çirkin gerizekalı bir bokum diye düşüneyim.
iddia ediyor hem seninki başkaydı diye! konuşmaktan dırdırdan izleyemedi ki hiç. ama ablacığıma yapamaz o saygıdeğer bir insan evlat tabi!

---------

en sevdiği şeylerden biri de eğer ben sinemaya gideceksem tecavüz sapıklık fantazyaları kurmak. karanlık yerde kesin elli kişi sikecek bizi ve mecburen orospu olup herkese vereceğiz????????????
****
hem der ki ben gençken öyle gezdim şöyle tozdum bilmem ne.
ya da ben genç olsam şöyle yerim öyle giyinirim böyle gezerim.

ama ben bir kahve içmeye bile gidemeyeyim, sonra bana çevren arkadaşın yok sevenin yok pasifsin eziksin asosyalsin girişken değilsin ben ne kadar popülerdim de ben ne çok gezdinm de beni herkes ne çok sever falan diye eleştir ve övünmelerde bulunabilsin.

sinemeya gitmişsem de arkadaşlarla 10-15 dk da bir arar. sanıyor ki o sıra sapık hayal gücüyle beni sikiyorlar annem de kurtaracak telefon ederek!!!!!!!!!!!????????????
film başlayacak arama açmam desem de arıyor arsızca. yani açmasam bile çantamdaki titreşimden ışıktan rahatsız olayım!
bazen böyle tatsızlıklar denk gelmiş falan olur da bir huzurusuz dönmüşündür anlatırsın o kadar memnun oluyor ki belli etmemeye çalışıyor güya ama gözleri parlıyor ben olumsuzluktan hiç memnun dönmedim diye.
************************


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder