hangi birini anlatayım ama zaten her şey de aynı.
geçen hafta site toplantısı yapıldı; her zamanki gibi sitenin ihtiyaçları konuşulacağına boyuna sen onu dedin sen bunu dedin tartışmaları, birbirine gücenmeler küsmeler ve arka planda tartışanların dışındakiler de dedikodu yaptı.
sürekli bir çatışma ve yarışma dönüyor gizliden gizliye.
kimin arabası daha güzel kim evine yeni eşyalar aldı kim 2. çocuğu yaptı kimin çocuğu kocası falan daha başarılı daha çok para kazanıyor.
sürekli bir sidik yarışı söz konusu. site bahçesindeki ampuller patlamış karanlık oluyor bilmem nredeki trabzanlar yıkılmış, otomatik kapı bozulmuş, damlar en üst dairelere su sızıdırıyor konuşulacağına tartışmalar sen beni yanlış anladınlar.
zaten millet olarak iletişim sorunlarımız var, hem biribirimizi iyi dinlemiyoruz hem medenice kavgasız konuşamıyoruz hem üstüne kendimizi iyi ifade edemiyoruz. üstüne kıskançlıklar yarışmalar çekişmeler yanlış anlamalar alınganlıklar küskünlükler ve dedikodu eklenince hal böyle oluyor.
yönetici bırakıyorum yapmayacağım ben seçin birini dedi gitti.
saatlerce alakasız şeyler konuşuldu.
biri diyor bu kez bir hanım yönetici olsun başka biri bilmem kim olsun ama kimse ben yapayım diye adaylık koymak istemiyor.
önceki yönetime yardımcı olan danışmanlar falan bir yardımcı oluruz diyor yeni yönetime ama tartışmalar sürüyor.
sürekli bir biraz da hanımlar yapsın onlar hep evde! diyorlar.
bir kaç sene evvel benim işte olduğum için katılamadığım bir toplantıda annemi kafalamışlardı. eve geldim ki çıldırmış sanki her eve geldiğimde beni mutlu ve sevinçli mi karşılıyor? asla görmedim. her zaman tüm gün biriktirdiği olumsuz düşünceleri bana püskürterek açar kapıyı! sen ne haldesin zerre umursamaz anca kendi yakınmaları kendi şikayetleri bilmem neleri.
ama bu kez daha da beter; tansiyonu 20'ye çıkmış bağıra çağıra şikayet ediyor. ama başına yıkılmış ya yöneticilik sonunda çareyi bulmuş annem yönetici gözükse de ben yapacam işleri kendinin siniri bozuluyormuş! tansiyonu çıkıyormuş.
sanki benim hiç işim gücüm ya da harika genlerinden dolayı yükselen aniden düşen tansiyonum ve nüksedip duran vertigom yokmuş gibi.
biraz yağlamış ballamışlar sen yaparsın sen zekisin sen bizden kat be kat bilgilisin tecrubelisin falan diye hemen indirmiş yelkenleri; öyle burnu kaf dağında giib görünür ama biraz yalakalık biraz sahte hürmetle gevşer hemen.
---
bir kaç sene evvel de bana yazlıktaki yöneticiliği uygun bulmuştu her nedense de işten ayrılacağım ve bundan sonra madem yöneticiyim oraya yazlıkta yaşayacağız!??????????
bütün çocukluğum ergenliğim ilk gençliğim okul atama yıllarım: okuyacak çalışacak meslek maaş emeklilik sahibi olacaksın denklermleri ve aksini ispatlayan gayet karanlık hatta sapıksı örneklerini dinlemekle geçti; senelerce iş bulamadım atanamadım diye sokmadığı laf kalmadı; düzenli bir işim var diye memnun olacağına işten ayrılmam için sürekli yeni bahaneler arıyor! bu nasıl bir çelişkidir nasıl bir iki yüzlülüktür?
------------
annemin yönetici ilan edilip üstüne iş yıkıldığı zaman daha 1 saat geçmemiş tansiyonu 20 olmuş tabi ki ağzından her zamanki gibi bal damlarken yani ki nefret "geberelim de kurtulalım" tamlaması - her nedense kendisi hayattan bıktığında beraber gebereceğiz!! bunu yüzüne vurursan da senden kötüsü yok sadece uy ve geber erkenden!
aldım belgeleri eski yöneticiye geri verdim kavgayla tabi. insanlar komik sanki çocuklar. elini uzatıp dosyaları almayınca biz de eşşek gibi yapacağız zannediyor. ben daha 1 saatte tansiyonu 20 olmuş diyorum adamın umurunda değil hatta beraberce gebersek sadece kendilerine konuşulacak ilginç bir malzeme olacak ve geçip gidecek!
bir tartışmadır gitti ben sonunda yere attım dosyaları! kim ne yaparsa yapsın sitesi batsın siz annemin ölümüne sebep olmak istiyorsunuz diye kızarak!
bu arada benim tansiyon da çıkmış ama annemin derdinden bakamadım bile.
kendi sakinleşti ama çareyi de pişkince "sen yapardın işleri" demekte buldu anneciğim. eşşekliğim yetmiyor ya!
harika olur sen karar verirsin tüm sinirini bana aktarır asla bitmeyen işleri bana yıkarsın! benim de çıksın tansiyonum ben de hasta olayım..............
---------------------
geçen haftakinin de öncekilerden farkı yoktu. esas meseleden çok tartışma yaşandı. artık saat 22.00 ı geçince ve herkes yorulunca üstelik yarın iş günü olunca ve eve gitmek istenince gözlerine enayi kestirmek istediler. kimi istemese de kafalarız.
annem tartışma ortamından pek memnundu tabi inkar etse de kaostan beslenir çünkü. kadın komşularla dedikodu yapmak ve sitenin aksaklıklarını anlatmaya bayılıyordu. kavga gürültü kalabalık tartışmalı ortamlardan hoşlanmam dese de resmen annem eğlendi; gözlerinin içi parlıyor bu zamanlarda.
saatlerdir toplantıyla ilgilenmek yerine çene çaldı ama tam kim olsun yönetici anında uykusundan uyanmış gibi gözünü bana dikti. anneme göre işten ayrılıp yönetici olayım??????????? esas mesele işten ayırmak beni nedense.
yani hayatımdaki hiç bir şeyden memnun olmayayım; kendi gibi uyku uyuyamamyayım yediklerim mideme dokunsun ve sevdiğim renkte tişört giyip bile iyi hissedemeyeyim üstüne işim maaşım da olmasın?????????
son anda milletin gözü açılmış hemen atmaca gibi yakalayıp siz olun diyorlar bana.
ulan daha adımı ezberleyemediniz 12 sene mi oldu nedir.
---
bir keresinde komşunun birine annem yazlığa yerleşmek istediğini ama benim razı olmadığımı emekliliğini yaşamak istediğini söylerken karı bana siz emekli misiniz demişti. nasıl emekli olayım bu yaşta demenden de anlamaz ebelek kafa.
---
annem beni soranlara "okulda çalışıyor" diyormuş sağ olsun! ulan be kadın öğretmen olmamı isteyen telkin eden hatta tercih kağıdına müdehale eden sensin gurur duyup kızım öğretmen desene! karı da beni okulda çalışıyor sanmış. bir gün diyor ki bana "işler nasıl gidiyor satışlar iyidir herhalde". ne satışı? "çay kahvee" ?????? o kadar üstün bir zekaya sahip ki beni okul kantininde çalışıyor sanıyormuş her ne hikmetse her sabah formal kumaş kıyafetler elimde çantalarla servise falan binerken görüyor çünkü kendi bindiriyor çocuklarını servislerine ama anlayamıyor.
---
anneme niye okulda çalışıyor diyorsun kızım öğretmen desene diyorum. aman sanki çok da matah bir şeymiş!??????? ulan sen öğretmen değil miydin???????? üstelik üniversite mezunu bile değilsin bırak yüksek lisansı!!! ama kendilerinin zamanında eğitim çok çok iyiymiş bir üniversite mezunundan hiç farkı yokmuş hatta daha iyiymiş bilgileri diye avutuyor kendini. yani kendi benden üstün ben aşağılık bilgisiz. ne yaptın ben daha iyi eğitim alayım diye madem beğenmiyon??????????? özel okula göndermek istedin mi daha iyi bir üniversiteye gideyim istedin mi? ablam gibi başka şehre gitmeyeyim diye dizinin dibinde kalayım diye tercih kağıdına 1 tane bile başka şehirdeki üniversiteyi de yazdırmayan sen değil misin? anca şikayet eder.
------------------
yok tabi ki ben olmam yönetici. o kadar angarya ve ana dırdırı yetmiyor bir de komşu çenesi çekemem. boşuna konuşuyorsunuz! kadınlara göre de nasılsa evli değilmişim! yani bomboşum! evli olunca uğraşılacak şeyler artsa da sorumlulukları paylaşacak 2 kişi oluyor ama burada sadece 1 kişi var bir iş yapabilecek.
bir de kadınlara göre bu her zaman bir yumuşak karnını buldum durumu. zamanında da anneme defalarca boşandığı hatırlatılır başına kalkılırdı.
dedim ki ilerde emekli olunca yaparım. karının biri de diyor ki ne zaman yani? 20-25 sene sonra yok yarın!
-------------------
gene bir başka gün komşunun biriyle konuşuyorduk ayaküstü; ben de işten dönmüş bir de annemle markete gitmiştim, üzerimde de kumaş takımlar gayet resmi giyimliyim. kadın senelerdir bizi tanır ama hem beyinsizlik hem ilgisizlikten unutmuş öğretmen olduğumu.
hadi unuttu. salak salak diyor ki eğitimini aldın mı peki? lan eğitimini almasam nasıl olacam man kafa? beni hiç görmemiş okula giderken ki?
salak sanki hayatım bu siktirilmiş sitede yaşadığım yıllardan ibaret beni üniversiteye giderken görmediği için üniversiteye gittiğime inanamıyor.
anlatsan da bir şüphe içinde allah alaaaaah diyor.
yani yalancı çıksam öğretmen değil de okulun tuvalet temizlikçisi çıksam bayılacaklar bu duruma.
kadınlar neden böyle garip böyle haset ve sürekli yalan dolan entrika kıskançlık arıyor?
sonradan da öğreniyorum ki kadın beni araştırmış gerçekten öğretmen miyim ve gerçekten o okulda mı öğretmenim? daha kötüsünü istiyor bekliyor yani.
***********
emekli olunca yaparım dediğim ana dönersek. 20-25 sene sonra deyince komşu karının biri şaşıyor niye o kadar uzun zamanmış? ulan hiç mi duymadın akrabadan eşten dosttan artık erkenden emekli olunmuyor öyle eskisi gibi? kafası almıyor oturtamıyor zavallı kıt zihninde.
daha da bana ne okumuştun ki 2 yıllık mı diyor.
erkeklerde çok rastlamadım ama kadınlarda çok var bu daha kötüsünü beklemek istemek seninle alakası olmasa da sırf hemcinssin diye bir kıskançlık türü. şimdiye kadar bir şekilde iletişime geçtiğim hiçbir erkek cinsinden varlık bana üniversite okumadım da yalan söylüyorum falan gibisinden bir yalancılık beklemedi, öğretmenim deyince inanmamazlıkla şüpheyle yalan aramakla bakmadı ve bölümümün 4 değil 2 yıllık olmasını beklemedi? üniversite ortamını bilse de bilmese de.
ama kadınlar sürekli söylediğin şeylerde en basit en sıradan şeyde bile yalan-dolan entrika sahtelik ararlar. sen fakülte diyorsun o 2 yıllık mı diyor. adı fakülte olan bir kurum 4 yıllıktan az olamaz ki!?
istersen bölümünün fakültenin tam adını söyle hala beklentisi 2 yıllık olması.
--
hele annem bir zamanlar ben yüksek lisans okurken soran olursa yüksek okul demesi meşhurdu! o zaman bu sitede değildik bile ama olsun. anneme göre amaaan ne anlarlarsa anlasınlar derdi.
benim yanlış anlaşılmama aldırmazdı da anca ben demek ki öğretmen hanım kızına iyi eğitim aldıramamış okutamamamış diye düşünürler deyince o da artık tez aşamasına geçmiştim de anca anladıydı yüksek lisans demesi gerektiğini. karıştırıyormuş zaten anlamazlarmış. anlamasalar bile her zaman karşısındaki hemcinsinden daha kötüsünü beklediği için sevinir. sen en iyisi master de dedim ezberlettimdi.
tabi şimdilerde çoktaaan unutmuş. kızım master yapmış bir öğretmen diyeceğine "okulda çalışıyor" diye geçiştiriyor.
------------**************
gene güncel toplantı anından koptum yaa.
neyse sonunda emekli bir karı-koca beraber yapmaya karar verdiler. tabi benim "benim tecrubem yetmez" dememin de faydası var. yaşlılar bu numarayı hep yutar!
başka bir komşu kadın işimi gücümü sorguluyor sonra. lan senelerdir belki 40 kere konuşmuşuzdur. üstelik erkek kardeşi benim sınıf arkadaşım.
hani şu annemin yazlığa yerleşip emekliliğimizi yaşamak istiyorum diye şikayetlendiği sanki ben yaşlı emekli kocasıymışım gibi davrandığı komşu kadın bu.
o zaman da bana aynısını dedi. bu kadınların hipo domestos solumaktan beyin hücresi kalmamış ha!!!
yazlık mevzuunda bana siz de mi emeklisiniz diyordu. lan salak bu yaşta nasıl emekli olam?????????
bu seferde de neden emekliliğime o kadar çok olduğunu anlayamıyor; eski zamanlardaki gibi değil artık yaş sınırı var yok efendim en az bilmem kaç yıllık çalışma süresine ulaşmış olmak gerek. ben daha düzenli olarak 7-8 sene olmadı sigortalı falan olalı.
anlatsan da anlayamayarak bakıyor. hani o kadar da morruk görünsem bari. daha az olması gerektiğine inanmış. nasıl daha az olabilir kardeşinizle aynı sene mezun olduk hatta aynı sene iş bulup düzgün çalışmaya başladık diyorum ebelek gibi bakıyor suratıma dövesin gelir.
beni kardeşim küçük ama!!! diyor. --- senden küçük be kadın senden!!!
hilmi'yi diyorum daha küçüğünü değil. --- boy boy kardeş var bunlarda hatta kadının en büyük oğlu en küçük kardeşinden beş yaş mı ne büyük!!! sınav sorusu gibi karışık.
canı sıkılıyor bir de hilmi benden ufaktırmışmış!!
küçülsün de cebime girsin! 1976lı hilmi benden büyük!! --- hiç bilmiyoruz sanki. bilmeme hatırlamama da şaşıyor senin gibi bunaklığa mı ulaştık sandın.
---------------
tabi annem o sırada başkalarıyla konuşuyor ama her zamanki gibi beni gözlemliyor bir yandan. kusurumu bulmak için.
sadece kendiyle değil başkalarıyla hatta öz ablamla bile konuşmalarımdan hata bulmaya çalışır. hatta aradan aylar geçer sen ne konuştuğunu bile unutmuşsundur annem çıkarır bir kusur çarpmaya kalkar suratıma!!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder