uzun anlamsız karamsar birbirine benzeyen yazılar... *biraz atıyor ve abartıyor olabilirim de olmayabilirim de, garanti yok. *bu blogdaki yazılar gerçek kişi, olay ve mekanlardan ilham alınarak yazılmıştır. *isimler akıl sağlığım açısından, bir çemberin iç açıları yüzünden falan fiştan değiştirilmiştir. *benzer durumlardaki isimler tutmuyorsa ondandır... *bu blogdaki yazılar sırasında hiçbir canlıya zarar verilmemiştir (kendim hariç^^) *varsa fotoğraflar alıntıdır. *hepsi saçmalıktır ^__^
3.05.2019
gülmenin de bir yeri bir zamanı var _ kıskançlık
Güldür Güldür Show 160. Bölüm Full HD Tek Parça
hayatım çok monoton, sıkıcı, yorucu, ciddi ve bunaltıcı. ben de biraz gülümseyebilmek için biraz gerçek hayatın karanlığından kurtulabilmek için komedi dizileri izliyorum.
epeydir izlemiyordum güldür güldür'e yeniden başladım.
gecenin körlerinde mışıl mışıl uyumak yerine youtube'dan açıp açıp güldür güldür izliyorum.
neden televizyon yayınını izlemiyorsun diyecek olursanız evde gülmeli şeyler adeta yasak.
çünkü asla gülünecek komik şeyler yok hayatta anneme göre.
ezelden beridir gülenlere gıcık oluyor.
mesela ablamla çocukken yada yetişme çağında gülüşüyorduysak aman ne güzel çocuklarım mutlu demek diye sevineceğine sinirlenip gelip bizi azarlardı.
tabi ki suçlu benim! ders çalışacağımıza akıllı uslu mantıklı bir şekilde saçmalıklar boktan işler uzmanı olduğım için ablamı da yoldan çıkarıp ders çalışammasına sebep oluyırmuşum.
eğer ablam istediği gibi not alamazsaymış yok puanları istediği okullara yetmezseymiş hep benim yüzümden miş!!!!
gülmek kikirdemenin de zamanı varmış!
ne zaman mesela? çocukken ve gençken gülemezsin çünkü sadece ders çalışman lazımdır asla eğlenmeye vakit yoktur, sonra okuldur derslerdir sürer gene yeri yoktur ve birden aniden ama yaşlanmışsındır öyle kikir kikir gülmek için!!!! hani yeri ve zamanı vardı ne zamandı o?
kaçırmışsındır artık gülmek yoktur!
artık angaryalar ve sadece mecbur olduğun için yapacağın işler vardır hatta bunlar yetmez sana daha da hiç istemeyerek mutlu olmayarak yapacağın yeni işler çıkarmalısındır başına asla bir daha öyle fazla gülmemek için.
hem seni aklı başında olmamakla, aklı beş karış havada sorumsuz olmakla suçlar, laf aralarında verdiği örneklerle sana lafı soka soka seni hafif meşrep ruhlu olmakla, kötü yola düşme tehlikesi taşıyor olmakla, çok güldüğü için yollu zannedilip tecavüze uğrayan ve asla bir daha hayatı düzelmeecek kızların misal hikayeleriyle kafanı doldur.
korku ve endişeler yaratmak 1; görev tamamlandı: özgüven kırmak 2.
mesela gülüşüm de çirkindir çünkü ses tonum babaanneme benzemektedir anneciğim gibi musiki erbabı bir asilzade değilimdir!!
ha mesela gülünce ağzımın aldığı çirkin şekil yüzünden suratım kırma kırışık olacaktır.
veeee tabi ki çirkin ve çarpık dişlerim yüzünden daha da çirkinleşiyorumdur.
ama sanmayın ki bunları direkt yüzünüze böyle söyliyor açık ve net. hayııır sonra sen bunu demiştin diye delil sunamayacağın şekilde laf kalabalığına getirerek söyliyor. ya örneklerin ya başkalarını övmelerin arasına imalarla serpiştirerek.
amaaaa sana yerleştirdiği bu boktan düşünceler, komplekslerden sonra; kendi istediği kendi işine gelecek zamanlarda eğlenceli olmanı bekliyor! hem ablamla kikirdiyoruz diye beni azarlayıp aşağılaması yetmiyor bir de ANLATIN DA BEN DE GÜLEYİM klişesini kullanarak seni beğenmemenin yeni bir yolunu bulıyor.
10lu yaşlarındaki bir çocukla 40lı yaşlarındaki mutsuz bir kadının espri anlayışı nasıl aynı olabilir ki. hem sana yani bana anlattırır hem de büyük bir zevkle bunda gülünecek bir şey olmadığını söyler! beğenmez hikayeyi de olayı da. jüri karar verdi komik değil.
ama kendinin bak ne kadar ilgili ne kadar iyi bir anne rolü kesmek istediği zaman sana der ki "hani b
vardı ya komik bir hikaye onu anlatsana nazlı hani okuldaki çocuk demiş ya anlatsana!"
tabi öyle gülmekten çatlamalı kadın rolü kesmiyor da olduğundan daha eğlenceli daha güler yüzlü falan rolü kesiyor misafirlere.
hem beni endişelere komplekslere boğuyor ve anlattığımı beğenmiyor hem de işine gelinde benden şaklabanlık bekliyor. eğer istediğini vermezsen de sonra burnundan fitil fitil getirir!
hani ben bayılıyormuşum da saçmalıklara aklım fikrim saçmalıktaymış da ablamı da yoldan çıkarıyormuşum da ama kendisi isteyince anlatamıyormuşum da onu yalancı çıkartmışım da dırdırdırdrı versiyonlarıla eziyet eder dırdırıyla.
"komik değil dedin, anlatmam" diye protesto edersen annesini kötü göstermeye çalışan nankör evlatsındır! yaranmana imkan yok yani.
ben de böyle durumlarda ablama paslar olmuştum kendi gömerek; ben hiç anlatamam ki siz diyorsunuz ya ana kız bir olup anlatamıyorsun ya da komik değil diye. ablam anlatsın o daha iyi anlatıyor ablam ne anlatırsa komik olabiliyor. hem benim gibi sesi çirkin de değil bülbül mübarek! şimdi ben sesimle çirkin kırışık gülüşümle çarpık çürük dişlerimle size iğrenç bir manzara sunmayayım gece kabus falan olurum başınıza!!!!
KISKANÇLIKTAN nereye geldi konu.
annemin komedi ve gülme düşmanlığına. hala çok gülenlere orospu gibi gülüyor amını siktirirken de böyle gülüyordur orospu falan der!!!
anneme göre gülmenin bir yeri bir zamanı ve bir derecesi, miktarı var. ama asla hiç kimse bu doğru yeri doğru zamanı ve doğru miktarı tutturamıyor!
hem sen gülme diye etmediğini bırakmaz hem de seni uyumsuz suratsız bulur.
mesela bir arkadaşımızın doğum gününe gitmiştik; anneme göre de gitmeseydik aslında, ona kalsa kapıdan kıza hediyesini verip kös kös ece dönüp boynumuz bükük suratımız asık ders çalışsak daha iyiydi. ama anneler de gelmişti ve sürüklendi.
hem gülme diye laf sokar, hem sosyal ortamlara katılmaz alışık değilsindir ki hem de tam istediği kadar uyum sağlayıp eğleneyim ister! ama tam kendi istediği miktarda ama asla doğru miktarı bulamamışsındr sürekli azarlanırsın, kenarda köşede aşağılayıcı eleştiriler hiç olmadı yargılayan bakışlar yersin.
tut ki eğleniyorsun sana gözleriyle mimikleriyle yeter eğlendiğin güldüğün diyerek boğazına dizer. tut ki bir şey oldu ---- mesela yol boyunca ne gerek vardı doğum günü falan hep ablanın aklını da karıştırıyorsun evde ders çalışacağınıza sışarda sürtmek istiyorsun hiç aklın başında değil sen nasıl iş meslek para sahibi olacaksın bilmiyorum senden hiç bir şey olamayacak diye azarlanır aşağılanır dırdır çekersin ---- moral mi kalır insanda bu kadar laftan sonra.
ama anlamaz sonra tam da bunun üstüne moralin bozuk katılmışsındır o doğum günü partisine, eğlenemiyorsundur ve annen bundan da gıcık kapar.
madem eğlenmeyecektin niye bizi de sürükledin!
madem eğlenmeyecektin neden ablanın ders çalışmasını engelledin!!
laf arasında beni ablamın zekasını ve başarısını kıskandığım için onun çalışmasını engellemeye sabote etmeye çalıştığımı söylemişliği bile var.
gülmenin eğlenmenin bir yeri zamanı derecesi var ama asla o yer o zaman ve o derece-miktar gelmeyecek!!!! gülmeden eğlenmeden sadece eşşek gibi çalışarak ve özellikle de sevmediğin mecbur olduğun şeyleri giderek daha da fazla şekilde başına bela edip çekerek yaşamalısın.
çocukken komik değil diye gülmeyeceksin
ilk gençliğinde ders çalışmak için gülüp eğlenmeyeceksin
,sonra mezun olamayacağını okulu bitirip bir baltaya sap olamayacağını düşünerek güşüp eğlenmeyeceksin,
sonra atanmaydı iş bulmaydı derkeeeeeeeeeeeeeen yaşlısın gülüp eğlenmek işin!! arada belki 3 saniye zamanın vardı kaçırdın.
artık sevmediğin yorucu bir işte az maaşa mutsuzlukla çalışacak hiç sevmeyi bırak beğenmediğin ve sana iyi davranması da asla gerekmeyen bir herifle evlenip eşşek gibi kahrını çekip bir de o boktan evlilikten yeni mutsuzlar yetiştirebilmek için üreyecek ve eşşekler gibi çekmeye devam edeceksin.
bundan sonra evlatlarının mutluluğundan mutlu olsursun diyeceğim ama kıkırdayıp gülmeye başladılar mı onları aklı başında olmamakla bir baltaya sap olamamakla suçlama fırsatı zamanın gelmiş demektir!!!!!!!!
yani tut ki moralini ne yaptı etti bozdu, gayet de farkında ve memnun ama eşşek gibi de eğlen istiyor oraya kadar zahmet etmiş suratsız meymenetsiz olduğum için tabi uyumsuz anti sosyal olduğum için de öylece kalmışım! madem eğlenmeyecek dans etmeyecektim niye gidelim diye tutturmuşum? ay sanki kızın da çok umurundaydı nazlı gelmiş mi gelmemiş mi?!!!!
ya hem suratsız meymenetsız uyumsuz anti soyalim hem aklım havada benden bir şey olmaz hem de beni hiç kimse sevmiyor!!!
ya sen geçen sefer çok kıkırdadım dans ettim diye bana ima etmedin mi kaltak ruhlu olmakla kötü yola düşmekle?
anneme göre kötü yola düşmek an meselasi zaten salise işi ve assssla asla asla ama asla geri dönüşü olamaz! kızlığın gittiyse bir şekilde evlenmeden önce oruspu olmaktan başka çaren şansın yok!!!
------------------------------
yani demem o ki evde komedi izlemek işkence gibi. sadece komik olmadığından değil komik bulamıyor! anlayamıyor hiç bir espriyi hele hele göndermeyse asla anlamıyor.
güldür güldür'ün herkese hitap eden derinliksiz ama komik saptamalarını dahi komik bulamıyor.
zaten bulmak da istemiyor ki.
hatta yetmiyor çevresindeki herkes özellikle de ben bulamayayım istiyor!
ben de erken yatıyorum ayaklarına saatlerce kendi kendime izleyip eğleniyorum.
GÜLDÜR GÜLDÜR 161'ici bölümün ilk 7 dakikasında kıskançlık tartışılıyor, seyircilerden örneklemeleri isteniyor ya tam o sırada aklıma annemin çok absürd bir kıskançlığı geldi.
sanırsın annem değil de sevgilimmişcesine aptalca ve saçma.
bir kaç sene geçti üstünden, yazmışımdır ama zaten kim okuyor ki amaaan yazmıştın bunu desin.
neyse alışverişe gitmişiz, biraz mağaza bakmışız diye düşünün. mersin forum avm'de açık alan kısmında aralarda duran banklardan birine oturmuştuk.
annem aceleci ve beni düşünmeme hobisi var. ne zaman evden beraber çıkılacak olsa 3 dakikada hazırlanıp beni acele ettirmeye çalışır. kah elinde sigarayla etrafa ve bana saçarak dumanları dolaşır, kah tepeme dikilip harika !!!!!!!!!!!! fikirlerini haberlerini falan anlatır, kah ilgili olmaya karar verir ve her hareketimi mikroskop altından incelermişcesine saçma bir ililyle sorguya tutar.
o nedir niye sürdün şart mı bu ne bunu niye sürdün mecbur musun diye milyon soruyla boğar seni ve tabi ki acele ettirir.
hele bazen daha bilmem nereye gidelim demiştir ben de tamam demişimdir de daha benden tamamı duyduğu anda hazırlanmıştır ve acele etmeni beklemektedir; holde dikilip seni anneciğini ayakta bekletip yorulamsına neden olan evlat olmakla suçlar! aecele etme otur o zaman!!!
sonunda kapıdada acele ettirir. en sevdiği şey ayakkabılarımı eleştirmektir. ona göre seçimlerimin zevksizliği bir yana neden bu kadar bağlıyorumdur ki bağcıklarını!!!
beni sürekli hadi o kadar bağlamana gerek yok diye kafaladığı bir günde geldiii kendisi bizzat bağcığıma bastı tam da ben adım atıyormuşum o sırada ki dengemi kaybedip düşmeme ve kafamı apartmanın merdivenindeki trabzana geçirmeme sebep olmuştu.
ama geyt pişkince yani ben sürekli acele ettiriyorum hatta özellikle bizzat bağcıklarını bağlarken bağlama o kadar ne gerek var deyip duryordum demez ve gayet rahat bir şekilde seni suçlar! iyi bağlamamışım ki bağcığını!!! kendinin uzaktan yakından bir alakası yoktur.
hatta sen özellikle ben bilhassa 2 düğüm atıyorum çözülmesin diye dediğin halde seni bağlamamak konusunda ısrarla ikna etmişse bile alakası yok kendinin. hep benim suçum iyi bağlamamşım belki de kendi ayakkabısının bağcıklarını bağlamaya aklı yetmeyecek kadar mankafa oldığum içindir çünkü anneciğim ve ablacığım gibi elit bir asilzade soyundan gelmemekteyimdir.
---------
neyse avm'de gezip, aradaki banka oturmuştuk. baktım bağcığım çözülmüş eğilip düzeltmeye başladım.
o sırada avm'nin açık kısmında yani sokak gibi düşnün- adamın biri geçiyormuş ve bana bakıp gülümsemiş! kimmiş o!!!!!!!!!!!!!!!!
gözünün önünde eğilmişim bağcığımı düzeltiyorum ki nedne eğildiğimi bile sordu; bağcık çözülmüş bile dedim yani görmemesine ve anlamamasına imkan yok.
ama o yere bakan suratım iki büklüm halimde tam o esnada sokaktan geçen adamı görmüş olmam gerekiyor!
bana bakıp gülmüş kimmiş????????????
o kadar da sorguluyor detaya giriyor ve benim göremeyeceğimi anlamak istemiyor ki; saçmalığın ötesi.
tepemde ensemde gözüm mü var ki ayakkabımın bağcığını eğilmiş bağlarken adamı göreyim?
tanıdığım biri miymiş?
görmedim görmedim ki!
neden gülümsemiş o zaman?
hani çok spesifik bir özelliğini anlatmış olsa adamın hani kel göbekli falan gibi ama yok; orta boylu orta yaşlı bir erkek bana bakığp gülmüş. kimmiş nedenmiş tanıyor muymuşum!
belki halime gülmüştür!
ne haline?
eğilip ayakkabımla uğraşırken çok gerizekalı görünüyorumdur!!!
defalarca hem o gün hem başka zamanlar aniden önüme sürüp açığımı yalanımı yakalamaya çalışır gibi sordu durdu!
diyelim ki gizli sevgilim arkadaşım falan. demek ki olsun istemiyor.??????? olsun ama arkadaşlık önceden tanışma olmasın.
mesela bilmem kim akrabamızı yolda görmüş biri 1960larda, beğenmiş istemiş evlenmişler??????????? bu çağda adamı tanmayayım hatta hiç görmemiş mi olayım. vekaleten evlendirip gerdekte sikini yerken göreyim! tövbe tövbeeee.
-------------------------
hem beni kimse tanımasın sevmesin beğenmesin hele hele bakıp gülümsemek ne demek!!!
anca belki çirkin garip komik gerizekalı gibi görünüyorumdur o açıdan eğikken dememe ikna oluyor sağ olsun annem o iki büklüm halimle adamı göremememe değil de!
----------------
başka bir saçma kıskançlık-yanlış anlama durumu da;
yolda yürüyoruz beraber bir yere gidiyoruz. bana da her zaman sinekler arılar dadanır. gene bir kara sinek suratımın etrafında dönüyor. naparsın? haliyle elinle kovalarsın sineği değil mi?
ee. ama annem anlamıyor. bir anda sandi ki ben millete el sallıyorum!!!
bir hışımla tırmalayarak yakalayıp elimi aşağıya çekiyor bir yandan da bana aksi aksi;
el sallama millete be yanlış anlayacaklar!
annemin yanlış anlaşılma korkusu çoktur. yanlış anlama derken kuyruk sallıyorsun sanılması ya da oruspu sanılmak falan gibi. sonunda gelip sikecekler çünkü. fantastik hayal gücüne göre.
eskiden çok hassastı, şimdi suratında kırk tur atıyor kara sinek hiiiiiiç farkına varmıyor. farkına varmadığı için yok sayıyor bir de.
ne sineği ben görmüyorum. görmediği şeyleri kabul etmiyor. belki ben görememişimdir belki ben fark etmemişimdir diye bir düşüncesi yok.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder