2.03.2019

ablam da tam anasının kızı

ve muhteşem aile dinamikleri

1- insan sonunda illa ki annesine benzermiş. tam ben de dırdırcıyım ama onun kadar bencil mantıksız değşlim. ama ablam yetişti şimdiden. zaten her zaman bencildi, işin olumsuz ucu kendine dokunmuyorsa umurunda olmazdı.
bize gelmişti bir ara, banyodan sonra saçımı tararken görünce beni mutlu mutlu çocukluk anılarına dalıyor. biz çocukken annem ne güzel saçlarımızı tararmış değil mi?
tabi aynı anneciği gibi empati yoksunu ve bencil olduğu için sadece kendine ait işine gelen kısmı hatırlar her zaman. kim sana nasıl davranmış ruhu duymaz.
sanmayın ki annem mutlu mesut yavrularının saçını tarıyor! söylene söylene! tabi işe önce ablamdan başlıyor, sonra sıkılmaya ve yorulmaya başlıyor sıra benim saçıma gelince iyice.
daha da artıyor söylenmeleri, tabi öyle güzelce de taramıyor çekiştire çekiştire, eğer uçları birbirine dolanmışsa da koparta koparta çekiştiriyordu; neredeyse boynunu kıracak! sonunda iyice zorlanıp iyice sıkılmışsa da beni azarlamak için bir fırsattı! yok saçlarımın kalitesi kötüymüş yok saçlarımı doğru yıkayamıyormuşum! sonunda beni ağlatır o zaman da ağlamama içinde üzülüp dışından sinirlenip kavgayı daha da büyütür, saçımı kopartma ve canımı yakma kısmını kendi üstünden atmak için seni suçlamak için her gün izleyip inceleyip biriktirdiği tüm kusurlarını sıralayıp yağ gibi üste çıkardı.
ama ablama göre tatlı tatlı saçımızı tararmış değil mi? işine gelmeyeni kendini alakadar etmeyeni görmez duymaz ya da siler hafızasından!
annem benim saçlarımı çekiştirir ve azarlarken ablam ne yapardı bilmiyorum ama annem sonunda beni yani hem kıızıma kötü davrandım hem saçını yoldum demez daha da üste çıkmak için bir de beni ablamın huzurunu kaçırmakla suçlardı!
yani ablam da kendisi de kendisi ya da dış etkenler yüzünden değil her zaman benim yüzümden huzursuz oluyorlardı.
ablama sorsan her anımız olumlu tatlı güzel. sadece polyanna gibi iyi tarafından bakmaya çalışmıyor, kendinin de azarlandığı oldu onları unutmaz ama benim başıma gelince o kadar dert değil. neden hatırlayıp da asabını bozacak ki?
tabi ki annem beni her azarladığında ezdiğinde ileriki zamanlarda benim de çatır çatır cevap vermek zorunda kaldığımda ettiğimiz kavgalarda ablam karışmamaya çalışırdı. ne yani beni mi savunacak da annesinin tepkisini çekecek? bunun yerine susup surat asıp oturur bekler ki annesi yavrusuna acıyıp bana bir de bak ablanın da sinirini bozdun bak ablamının da moralini bozdun diye suçlasın!
tabi annem de bal gibi farkında ablamın yalakalığının ama çok da işine geliyordu.
"mesela ablana soralım bakalım o da istiyor mu?" diye bir güvenceli tabiri vardı. bilirdi ki taraf olup başına dert almak istemeyen ablam hemen istese de vazgeçecek hakkından ve annesini karşısına almamak için annesinin istediği cevabı verecek!
bu ablamın yalakalığı ve birbirine hayranlıkları, annemin ablamı yere göğe sığdıramaması, ablamın iyi evlat rolleri - kötü demiyorum ama eksik ve bencilce- ile pek eğleniyorlar mutluluk oyununda ama işine gelmeyince hiç öyle değil ablam.
çekip gittiği için kendini şanslı addediyor ve annesiyle uğraşmak istemiyor. bütün sorunları ben yaşayayım bütün angaryalarla ben uğraşayım ve hala yaranamayayım asla, kendisi nasılsa bedavadan da onaylanır iltifatlanır! niye çile çeksin. azıcık acındırır kendini biraz yalakalık yapar geçer sorunlar. kıyamaz annesi ona.
bize geldiği zamanlardan birinde ben de hasta yatıyordum. tüm yarıyıl tatilini hasta geçiriyordum. ablam ben hastayım ya da tatili hasta geçiriyorum diye üzüleceğine gelip gelip beni kaldırmaya çalışıyor, şikayet ediyor. aslında annesiyle başbaşa kalmaktan sıkılmış! tabi ben olmayınca tüm dırdırı tüm şikayetlere kendisi maruz kalıyor isteklere de. niye uğraşsın tek başına eşşek nazlı varken!!
mesela bize ziyarete geldiği zaman yabancı bir misafir gibi evin kızı değil de. annesi de pek memnun bundan hizmet edeyim istiyor. ama o tatile gelmiş ama o dinlenmeye gelmiiiş!!
hasta bile olsam elli kere utanmadan arsız yüzsüzce rahatsız ederler; o kadar da pişkinler ki bir gram üzüntü olmaz aksine surat asmalar sitemler bana! ulan kitapsız kaltak ateşler içinde yatıyorum kaç gündür at gibi öksürüyorum buna üzüleceğine; şikayetleri bitmiyor. bu ne bencillik yaa!! nazlı şu nerde nazlı bu nerde bulamıyorum edemiyorum; beni o halimde yataktan kaldırıp iş yaptırmak için birlik olmuş uğraşıyorlar.
e bulamıyorlarmış misafir nevresim takımınııı!!! yeri belli. diyelim o takımı bulamadın başkasını al kullan. ama o illa da o takımı istermiş sevmediği desende takım kullanmak istemezmiş! anneciği de hemen hak veriyor yavrusuna. ne kadar hassas ne kadar duygusal ne kadar kaliteden anlayan zevkli bir yavrusu var annemin böyle!!!!!!!!!!
ulan ben kırk yaşıma geliyorum daha hala kendi istediğim renk ve desende nevresim takımı kullanabilmiş değilim!!!!!!!!!!!! annem kendi zevkine göre alıp depolar doldurur dolapları çekmeceleri mecburen onu kullanırsın!
kız hasta yatıyor karışmayalım demezler sorar da sorar kırk kere! kendisi pişkince şikayet eder sitem eder ama ben beni hasta hasta kaldırdınız dersem benden kötü insan yok dünyada! kendileri değil ben bencilim!
o kadar bencilim ki ablacığım sevdiği renk ve desende nevresimde uyuma hakkını vermiyorum, hasta hasta başım döne döne bulup verip bir de sereceğim ayaklarına!!!
anneciği de çok memnun çok mesut! ama ben ablamlara gidince el üstünde tutulan misafir olmuyorum! annemin öyle bir beklentisi yok! aksine hizmet edeyim istiyor. ben tatilde gezide ya da misafir olmuyorum. ben her zaman her yerde her koşulda hizmetçiyim!!!
asla dinlenme eğlenme memnun mutlu olma kendi istediği çarşafı kullanma hakkım yok! ne münasebet yaa!!!!!!!!

hatta bir bize geldiğinde gene ben hastaydım, ama annemin de doktora kontrole gitmesi lazım ülser-reflü tedavisi görüyor. e sen götür diyorum bir surat bir tavır. lan hastayız işte.
hangi doktormuş bilmiyormuş hangi hastaneymiş bilmiyorummuş nasıl gideceklermiş oraya; aynı anası. anası gibi şikayet uzmanı.
ulan hani benden kat kat zeki muhteşem başarılı üstün falandınız ne oldu. hani en iyi evlat en hayırlı yavru sendin!!!! bu hayırlılık ve üstün zekayla çözemiyor musun?

illa da beni başım döne döne kaldırdılar; dırdır tepemde motor gibi ikisi birlik olmuş! bana çağırttılar taksiyi ablam nasıl çağrılır bilmiyormuş! annesi de çok memnun mesut ağzını yayarak izliyor bizi. yaşasın ablası da nazlı'yi önemsemiyor ablası da emirler veriyor harika !
hastaneye de beraber gittik girişini de bana yaptırttılar!!!

tabi her hastaneye gidişte annem nazlar kaprisler söylenmeler bir yana bir de geçip oturup somurtması var! ve asla kimliğini vermek istememesi. her hafta gitsen hatırlamaz geçen haftayı aynı şey tekrarlanır. vermem kimliğimi! nasıl giriş kaydı yapılacak? sen ver kimliğini ya çalınırsa benimki!! tartışmalar surat asmalar anca kızlar açıklama yaparsa ikna olup vermeler!!!
bunlarla hastayken uğraşmam yetmiyor ablamda yanımızda süs gibi durup telefonunu kurcalıyor hiç karışmak istemiyor bu angarya işlere! o buraya eğlenmeye dinlenmeye gelmiş annesinin kaprislerini çekmeye hastalığıyla uğraşmaya değil ki!

hem telefona dalıp ilgilenmiyor hem de hiç utanmadan bana gelmiş şikayet ediyor bıkmış usanmış!

sen mi bıktın usandın?????????? kırk yılın başı annenle hastaneye gelmişsin şikayet ediyorsun ben tüm sene boyunca aynı şeyleri defalarca yapıyorum yaşıyorum ya! ne oldu benden daha iyi bir insansın sen benden daha iyi daha hayırlı bir evlatsın? annenin koluna dahi girmek istemiyorsun!

tabi ki gerçekleri yüzüne vurduğum için ben kötüyüm.
kendisi bencil sorumsuz olduğu için değil.

yürürken de annesinin koluna girmek istemiyor kaçınıyor, biliyor annesi çok abanacak niye ağrısın kolu ya da beli!!!???????*
annesi de tabi ki yavrusunu düşündüğü kıyamadığı için ısrar etmiyor, niye yorulsun ilk göz ağrısı?
benim gibi yedek parça ya da eşşeği dururken.


size anlatmış mıydım?
ablamın böbreklerinde taş çıkmış tedavi oluyor diye.
annem düşünmüş taşınmış karar vermiş ben bir böbreğimi ablama verecekmişim.
taş var diye organ nakli yapılmaz ki, tedavisi var. ayrıca buna sen de karar veremezsin. bakalım doktor gerek görecek mi? organ uyacak mı. karar vermesi doktora mı kalmış?
anneme göre organ nakline karar vermek doktora kalmaz!!!! o kendi yavrusu kararı annesi alacak. ben de bir böbreğimi verecem!!

kıyamıyormuş yavrusuna acı çekiyormuş, böbrek ağrısı çok kötüymüş kıyamıyormuş!!
ha beni tek böbrekle yaşamaya bırakmaya kıyıyorsun ya da zort diye ameliyata sokmaya ama?

böbreğimin birini verecem ablam iki böbrekle mutlu mesut yaşayacak; bana da sürünmek kalacak? iki böbreği iflas etmiş değil ki?



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder