1.01.2019

o kadar kendi aleminde o kadar sadece kendi duyguları ve düşüncelerine boğulmuş bir şekilde yaşıyor ki ne kime nasıl davrandığının ne de bunların nelere yol açtığının farkında.
garip bir egoizm narsisizm bencillik anti empatiklik. insanı hayrete düşürecek kadar, mantıksızca hatta çocukça.
ablama beni şikayet ediyor.
sanki onun da çok umurundaydı. tabi anneme sorarsan ablacığım çok mantıklı çok duygusal çok sorumluluk sahibi harikulade bir insan. peki sen hastalandığında neden uzuyor ve neden telefon konuşmaları bile iyice kısa kesiliyor.
senin çeneni çekmemek için yeni hobiler bahaneler işler üretip kaçınıyor. sadece iyi güzwl günlerde yağlama yalakalık yapıp nasılsa her halukarda elde ettiği teşekkür ve takdirleri iltifatlarla hayranlıkla birleştirip yok olmak için.
bir de davranışı anneminde öyle tabi. sanki annem sadece benim sorumluluğumda! anneme göreyse sanki ablam çocuğu ben ise kendine mecbur bir bakıcıyım.
bana ne olmuş ablamın umurunda değil ki. yani oturup da kumpas kurup beddualar edecek değil ama bu onu melek kılmaz. iş sorumluluk ciddiyete falan geldi mi anında uzar. neden uğraşsın! nasılsa annesinin onayı her an hazırda!
bana araba al demesi bile annemi gezdirmek için. yani hafta sonu bile annesiyle 1 saat telefonda konuşmaktan kaçabilmek için. asla ama asla 1 kere bile işe giderken rahat edersin falan demedi.
nasıl ki annem de benim şu bu hastalığım var sende de olmasın dikkat et falan demediği gibi.
bir de sorsan kendilerinden çok başka insanları düşünen dünyanın en düşünceli en fedakar insanlarıdır.

ablamında çok umurunda zaten. ucu kendine dokunur mu diye bir düşünür dokunmayacağını anlamışsa umrunda olmaz.
annem etrafta ezikler gibi ama sorsan da dünyanın en özgüvenli insanıdır ama etrafta işte acımaklı acınaklı nazlı evlenemiyor diye dolandığı için aşağılık kompleksli laflarıyla başıma dert açıyor.
geçen sene  ne kadar acındırdıysa site görevlisi sütçülük yapan yeğenine mi ne düşünmüştü beni!!

annem de düşünmüüüş taşınmış. ilk anda saçma gelen mantığına uymayan şeyleri düşünerek uydurmaya çalışır ve başarır. ve her nasılsa bu mantıksız olup mantığına uydurduğu şeylerden kendisi ya da ablam kar edecektir??????

beni kafalamak için de önce anlatmıyor tabi; önce fikir ekmeye çalışıyor. ben de enayi geri zekalı beyinisz birisiyim ya hemen yutacağım.
konu dönüp dolanıp namusuyla çalışmak, şerefiyle para kazanmak konularına geliyor. oradan senelerce beynimi kemirdiği laflarının aksini iddia ederek çıkmayı başarıyor. ne efendim illa ki üniversite mezunu olmak şart değilmiş, zaten eğitim çok kötü olduğu için sayılmazmış, üniversite mezunu cahil çokmuş, üniversite mezunları da düzgün iş bulamıyormuş, eğitimli olmak şart değilmiş de aile terbiyesi gerekirmiş, aile terbiyesi ve iyi kişilik üniversiteyle olmazmış ki, önemli olan karakterli olmak namusuyla para kazanmakmış. yani mesela erkekler de okumadan iyi çalışıp para kazanıyorsa yetermiş illa da okumuş olması gerekmezmiş.
sürekli yeni örnekler çıkarıyor; gazeteden televizyondan çevremizden okumamış ama çalışıp ailesini geçindiren erkekleri misal vererek öve öve bitiremiyor.
tabi ki günlerce aynı lakırdılar sürüp duruyor. sabahtan akşama kadar. evden çıkarken ayakkabımı giyerken bile bunları başa sarıp sarıp konuşuyor.

böylece ben de aklı sıra okumamış birine bile razı olacağım.

nerede o davul bile dendi dengine çalar demeleri savunmaları?
hani eniştem profesör olamadı diye kafa tutmaları düşmanlık beslemeleri?ablama profesör koca yaraşır bana ise sütçü.
hem böylece ablama taze doğal yapılmış peynir yollarmışız!!!

evet işin sonunda bu çıkmıştı. ablacığıma taze doğal peynir yollayabilmek için sütçü ile evlenip çiftliğe-köye falan yerleşeceğim? okumuşluğumu kimsenin başına kakmayacağım. yeter ki ablam doğal beslensin.
ben gülüp alay edince kızıp azarlayınca tüm saçmalıkları ikilemleri suratına vurunca da;
"demek ki ben ablam iyi ve doğal beslensin istemiyorum" ve ya "demek ki ben ablam hasta olsun istiyorum"
ya işte ne kadar kötü bir insanım buradan anlayın!!!!! ablacığım doğal peynir yesin diye köye yerleşip sütçüyle evlenip sütçülük yapmayacak kadar kalpsiz kötü bi insanım. demek ablacığım hasta olsa sevineceğim!!!

ciddi ciddi. annem bu konuda çok ciddi ve karalıydı. çok mantıklı olduğuna karar vermiş.
hem ne güzel köye yerleşip sakin yere çekilirmişiz, hayvanları severmişm ne güzel iç içe olurmuşuz!

ne kadar harika bir mantık. şahane hayran kaldım.

ha beni neden şikayet ediyordu?
arkadaşım çevrem sosyal hayatım yokmuş.
sanki ablamında çok umurundaydı. öyle annesinin suratına bel bel bakıyor. neden nazlı'nın çevresi arkadaşı sosyal hayatı yok o ne bilsin ve neden bunalrı düşünsün ki? onu neden ilgilendirsin anlamıyor bile? ona ne yaaa????????
nasıl olacaksa arkadaş sosyal hayat çevre; tüm zamanımı annem almaya çalışırken acaba? ne kendi ne ablam farkında zaten.
ben bir derse kursa gitmeye kalktığım zaman ya engellemeye ya peşime takılmaya ya caydırmaya uğraşır ama ablacığım o ders senin bu seminer benim evde durmazken anneciği yavrusuna afferimler yağdırır!! bana da över ablamı. yogaya platese tabak boyamaya makyaj kursuna bilmem ne semineri kişisel gelişim konuşmalarına vb gidip dururken aman evde otur mu diyor? beni yalnız bırakıyorsun diye suçluyor mu günlerce konuşmasalar bile? hayır.
ama ben eve 20 dakika geç gelecek olsam bir surat asmalar bir şikayetler bitmiyor. tabi o 20dakika sırasında da boğazıma dizmek için çayları yırtınıp duruyor.
bunu dile getirince de senden kötüsü yok.

işten tam saatinde eve dönüp, tüm tenefüslerde eğer açarsam annemle konuşup, hafta sonları evde durup temizlik yaparsam nasıl arkadaşım çevrem sosyal hayatım ve potansiyel koca olabilir? söyleyince de canı sıkılıp surat asar laf sokacak yer arar kusur aramaya başlar.

ya bir aile görüşmesi oluyor diyelim ablamlar, dünürler belki teyzemler çoluk çocukları falan. böyle bir aile toplantısında bile annem sadece kendiyle ilgilenmemi istiyor. birileriyle konuşmamı sürekli bölmek engellemek için yırtınıp duruyor.
kah bir şey isteyerek kah lafımı bölüp kendi konuşarak; ya bana sorulan soruyu atlayıp kendisi cevaplamaya çalışıyor.
öz ablamla eniştemle ya da teyzemle bile doğru dürüst konuşmayayım!!

kendimce bir yere gidecek olsam da uğraşır da yapmayayım gitmeyeyim. elinde koz çok; götün büyük saçın kötü gözün şişmiş hava soğuk yağmur yağacak kalabalıktır gürültülüdür dönüş zor olur... trafik kazaları sapıklar hırsızlar film izlerken ısır yiyenler sinemaya sevişmeye gelenler..... ne kadar gıcık olunacak şey varsa bombardıman halinde sıralar ki gitmekten vazgeçeyim.
vazgeçiremezse de moralimi bozmuş endişeler yüklemiş olacak ki filmi izlerken filmi izlemek yerine bu boktan şeyleri düşünerek geçireyim zamanımı. çıkışta alışveriş de edemeyeyim götüm kocaman boyum kısa çirkinim hak etmiyorum yaşlıyım yakışmaz alamayız edemeyiz telkinleriyle kendime dandik bir kazağı bile çok göreyim.
olur da acıkır yemek yersek de yemeği yapmadan önce götlerini ya da siklerini ellediklerini düşünerek zıkkım edeyim kendime!
tabi bu sırada annemin aramaları kesilmez. zırt pırt bahanelerle defalarca arar, açarsan kapatmak bilmez.
yani arkadaşlarla bile buluşsam masada kızlarla konuşmak yerine anneciğimle telefonda konuşayım!!
bunun adı da dışarı çıkmak arkadaş buluşması sosyalleşme olsun. fiziksel olarak başka insanlarla aynı ortamdayım ama onlarla sohbet yerine telefonda annemin şikayetlerini dinleyeyim!!!


tabi kendine kalsa kendisi de gelecek. bir ara kafayı bozmuştu peşime takılmakla. 5 dakka kalırım deyip saatlerce kımıldamaz herkesi de susturur kendi konuşurdu. ha bir de memnun olmaz akşam kızları eleştirmelerini dinlemem gerekşrdi. sonunda kız grubu beni bir yere davet etmez oldu annemde geliyor bir kız muhabbeti çeviremiyorlar tabi. ama anneme göre beni sevmedikleri için çağırmıyorlardı. kendisini çok seviyorlarmış oysa. herkes ona hayran!!!

bir ara resim kursuna gideyim dedim; annem de gölgem gibi peşimde. kenarda oturup bekleyecekmişmiş. ya birisini saçma lafa tutar, ya olmadık insana olmadık şeyler anlatır tutmuş karının birine benim kistimden bahsediyor, ya kenarda surat asıp gözünü bana dikerek oturur. her hareketimi sorgular karşıdan kaş göz ederek o kim bu kim sorar.
hem kimseyle konuşmuyorsun girişken değilsin asosyalsin der hem de birisiyle konuşmanı engellemek için yırtınır.
mesela komşunun biriyle bile ayak üstü 2 dakika konuşmamı istemez. yakındaysa beni dirsekleyerek önüme geçip kendi konuşur, uzakta kalmışsa da uzaktan seslenip çağırıp kaş göz edip durur.
kursta erkek olsun istemiyor bile? hem de d,yor ki hiç tecruben yok tanımıyorsun erkekleri!!! ulan arkadaş olarak bile konuşmama tahammül edemiyorsun ki sen!!!

eski bir okul arkadaşımla telefonda konuşacağız gelip tepemde dikilip dinliyor!! bir ara o kadar saplantılı ve arsızdı ki her telefon konuşmamda götümün dibinden ayrılmaz nereye gitsem peşimden gelir yanıma oturup dinlemek isterdi. kız ve ya erkek olsun fark etmez karşımdaki; sadece sessizce dinler mi müdahale etmeden duramaz ki! sen tanımıyorsun diyorum yok gene de kendisi de sohbet edecekmiş.
sonra da bana arkadaşın yok çevren yok tecruben yok diyor.
sen çişimi kakamı bile kontrol etmeye çalışırken nasıl olsun?

bir ara güya bana teselli verecekti; karşıma çıkarmış. nerede? bir yere gitmeme müsade etmiyorsun ki!!! kafayı migros'a takmıştı her fırsatta beni yolluyordu ve ama çok da oyalanmadan çabuk dönecektim. yine de o 5 dakikada koca bulup döneceğimi hayal ediyordu??????????

bilmem kimin kızı bilmem nerde tanışmış örnekleriyle dolu bir zihni var ama tüm o yerlere benimle gelme derdinde. tepesinde sürekli anası olan birine kim bakar 1962de miyiz sanıyorsun?
spora resim kursuna seminere okul etkinliğine arkadaş topantıma sinemaya tiyatroya hep benimle gelecek ve ben bu ortamlarda sürekli de annemle ilgileneceğim????????????????????
ablamla sohbetime katlanamıyor yaa!! bölmek için yırtınıp duruyor.


--------

geçende işten 2 arkadaşla sinemaya gidelim dedik. tam 12 kere annem aradı. film başlayacak fragman dönüyor annem hala telefonda bana laf anlatıyor. kapatmam lazım film başlayacak diyorum ama susmuyor!!!! zorla suratına kapatıyorum artık!!! film sırasında da arsız arsız arıyor!!! hani film sırasında telefonla konuşanlardan nefret ederdin, gebersinler diye beddua ederdin?
ablama kalsa annem mesaj yazsın o zaman ya da kulaklık alayım? annem sürekli kulağımda her istediği anda konuşsun!!! mesaj öğretmişti ama sadece 2 gün sürdü. çok konuşmaya bayılıyor uzun yazacak elbet ama harfleri bulup yazıncaya kadar.... kelime kelime yazıp gönderiyor. ve ben o sırada sürekli ekrana bakıp bekleyecekmişim ne yazmış??????????
okulda derste telefona bakmıyoruz dememe aldırmyor hiç. inadına arıyor!
herhalde istediği öğrencilerin beni şikayet etmesi ya da müdüre yakalanıp azarlanmam hatta kovulmam.

senelerce atanamıyorum iş bulamıyorum diye beynimi siken kadın şimdi memnun değil işim olmasın istiyor. işten ayrılsam bir hafta dayanmaz başlar şikayete.

yani bu herşeyi yiyip asla kilo almama fantazisi gibi. nazlı çalışsın ama benimle ilgilensin evlendin ama benimle ilgilensizn arkadaşı çevresi olsun ama tüm zamanını bana b-versin.

ha karşılığında iltifat güzel söz anlayış uyum falan da beklemeyeceğim. sürekli olumsuzluk eleştiri iğneleme şikayet emirler!!

-----
her aktivitemi baltalamaya çalışır en azından moralim bozuk olsun da tat alamayayım bekler ve eve varınca iyi geçti mi bari diye sorar film güzel miydi bari!
ne güzel eğlenmiş demez hoşlanmaz eve utlu dönmemden. zıkkım eder öyle dönmüşsem. saatlerce ağrılarının şikayetini dinleyip sırtını ovalatır.

doktora gidelim demeyecesin dellenir dersen ama ablama da benim kendisini doktora götürmediğimi ima eder. ablam da gel ben seni götüreyim hadi atlayıp gidelim demz niye kapsriz çeksin benden bekler bana paslar!
senelerdir sadece 1 kere bizimle doktora geldi aylarca bana sitem etmeye kalktı; ne efendim annesinin yaptığı kaprislerden yorulmuş!!!!
ulan ben 7x24 çekiyorum onu!!! kaltak ne şikayet ediyorsun!!




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder