zaten bütün gün ayakta dikilmişim canım çıkmış, üstelik bodur tavuk olduğum için annemin deyimiyle selvi boyluyum da sanki düz ayakkabı giyecem, topuklu giyeyim de ima ettiği gibi güdüklüğüm belli olmasın, bu çirkin surat bu iğrenç ve irite edici ses tonu ile zaten rahatsız ediyorum dünyayı bari bodurluğum gizlensin; bu ne böyle yerden yürüyen ucube yaratık topuklu da mı giememi demesinler diye topuklularla dikilmişim saatlerce.
yetmez gibi bir de saatlerce avm gezdiriyorum anneme.
yok çocuğum değil annem. bazen telefonda sinir ediyor beni, olur olmaz şeyler soruyor alakasız şeyler istiyor, bir şeyler tarif ettiriyor ama asla idrak edemiyor; telefonda laf anlatmaya çalışırken bir iş arkadaşım kızımla konuşuyorum sanmış. hani bazıları çocuklarına da annecim diye hitap eder ya.
televizyonu açamamışmış. nazlı şimdi iştedir rahatsız etmeyeyim mi diyecekti, kim ki nazlı? ne gibi bir önemi var ki. bu tenefüsünü de çalayım işemesin su içmesin dinlenmesin benimle konuşsun!!!
zaten çocuk gibi koluna girmezsen bile sürekli gözetiminde olacak, 30 saniye vitrine baksam hemen mızıldanmalara başlıyor!!!! ya da başına saçma bir kaza geliyor.
ayağını burkar, düşer, sendeler, takılır, çarpar, çarpışır, sandaletini mazgala nasıl sokmuş kaşla göz arasında bilmiyorum.
mazgal da değil de öyle birşey avm'de. debeleniyor küfürler saçarak bana da kızıyor! ben mi soktum ayağını oraya? bir de yardım ederken minnettar olsa bari; şikayet çırpınma hakaretamiz laflar, çantasını suratıma suratıma geçirdi mesela! hem de o yerlere koyup sürüm sürüm sürünen pis çantayı!
ir de hiç kızmayacağım, gözümü de oysa kolumu da çıkarsa kocaman bir şeyi suratıma çakıp dursa da hiç laf etmeyeceğim. kusurunu duymaktan nefret eder ve seni bastırmak için laf saldırısına geçer ama kendisi başkasının en ufak kusurunu görüp suratına vurmaya bayılır. özellikle de benim.
ben sandaleti düzeltmeye çalışırken bir yandan çırpınıp bir yandan sövüyor bir yandan kafama suratıma o çırpınırken çantası çarpıp duruyor; kımıldamasa çıkaracam ama duramıyor ve geberelim kurtulalım diye anırıyor! bu esnada saçım kaşım dağılmış ve bana pişkince diyor ki bir yere oturduğumuz zaman; saçım yolunmuş tavuk gibiymiş kaşlarımda darmadağın olmuş böyle mi geziyormuşum!! bir de yüz ifadeleri boka bakıyor sanırsın!!
ve senin yüzünden kafama suratıma o pis yerlerde sürünmüş çantanı vurup durdun demeyeceksin tahammülü yok buna!
ya kaç sene önce koca kıçının ağırlığını tek elime verip, 60kaç kiloluk gövdesini yokuştan hop diye çıkaracağımı zannedip kolumu kopartması pöçümün batmasına sebep olması yetmez gibi; bana bağırıp durmuştu!! benim canım yanıyor endişelenyorum kolum böyle mi kalacak diye;
tesellisi de "kolsuz karı sikmek isteyen de olur" demek!!!
---
avm'de gezdirip memnun etmem gerekiyor ki asla olmaz. memnun olmak yasak hayatında. aslında bütün avm'yi söylenip küfrederek beddua edip eleştirerek mutsuz ve huysuzluğun doruk noktasında gezmek memnun ediyor annemi!!! evet hiç bir şey beğenmeden almadan söve söve eleştirerek gezip eve dönmeye bayılıyor.
tut ki ben bir şey beğendim aldırmamak için yırtınmaktan ve söylenmekten zevk alıyor. hele almayıp da içimde kaldıysa ve başka bir gidişimizde o şeyi bulamamışsam memnuniyetten dört köşe!
ama ablam da gelmiş geziyorsa bir anlayış bir sevgi kumkuması gibi bana çok gördüğü pudra pembesi kazağın yerine- yaşıma uygun değilmiş, anneme göre sadece gri siyah ve kahverengi giyebilecek moruk ve çirkin bir varlığım - bana cartlak pembe kısa bir kazak aldırmak için tepiniyor.
böylece ablama rol kesecek; bak ne kadar bonkör ne kadar zevkli ve ne kadar anlayışlıyım ama kardeşin nemrut huysuz çirkin domuzun teki!!
---
neyse beğenmeye beğenmeye gezerken ineceğimiz yürüyen merdivenin bozuk olduğunu gördük.
annem artık bina girişimizdeki 3-5 basamağı bile çıkmakta zorlandığı için ve asla çabalamak istemediği için kolaya kaçma peşinde. nasıl ki tekerlekli sandalyeyle avrupa turu, yunan adaları turu yaptıracakmışım! öyle.
çıktığımız yerden inelim bari dedim. aman bir sinir bir isyan oraya kadar nasıl yürüyecekmiş ben bilmiyormuşum da anlamıyormuşum da düşünmüyormuşum da.......
avm'ye gelip gezelim diyen sensin ben saatlerdir ayakta durmuş insanım senin bana insafın var mı ki?
köprüden karşı bloğa geçer oradan ineriz diyorum. gene beğenmiyor!
bir de bpyner'in içindeki merdivenden ya da zara'nınkinden alt kata inebiliriz ama onu da beğenmiyor efendim!
isyanlarda! sanki ben bozmuşum?!
tabure isteyelim 5 dakka oturalım adil'de diyorum aman onu da beğenmiyor.
napalım peki ya napalım!!!!!!!!!!!!!!!!
beni sırtına alsan şöyle indiriversen!????????
dünyanın en mantıklı ve en vicdanlı insanı ama nedense bana karşı işlemiyor bunlar.
güdücük boyuyla 68 kilo olmuş tıkına tıkına ben sırtımda merdiven indirecekmişim!!!!!!!!!!
ne bu kız beni nasıl taşısın ne ya beli ağrırsa sakatlanırsa diye bir derdi var!
nasılsa beli sakat karıyı da sikmek isteyen olur. ona veririz. o da ayrı sakat bir herif olur. hah tamam bokun layığı ossuruk
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder