her dönem yeni bir nefret edeceği insan lazım. mesela kışın başka yazın başka.
muhakkak aşırı derecede kafaya takıp, tüm gün onu düşünüp, kusurlarını arayıp bulup defalarca anlatacağı, sinir olacağı, nefret edeceği ve bunu binlerce kez yapıp tansiyonunu yükselteceği yeni biri lazım. bir nefret simgesi.
tabi ki bu sinirleri olumsuzlukları nefretleri tansiyon yükseltmeleri tek başına yapmak istemez!!!! aa ablamı mı sürükleyecekti peşinden? zavallı kızın ne kadar çok sorunu yoğun bir iş hayatı yorgunlukları kendi dertleri var!!! bir de ona mı yüklenecek yani yazık yavrusuna!!! ah onun yavrusunun ne kadar çok problemi ne kadar çok yorgunluğu var sen biliyor musun? ne kadar çok işi sorumluluğu günlük uğraşacağı şeyi var!!! bir de bununla mı yorsun yavrusunu?
çok da yorar zaten!!!! hııı. bişey anlattığın zaman derdini mesela bel bel bakar suratına, hiç de içtenlikle dinlemez, kendini ilgilendirmiyor ki senin dertlerin!! anca ucu kendine dokunacaksa. yüzüne böyle yeni tanıştığı yabancı birini dinlermiş gibi bakıyor!! anneciğinin bile!!
kim bilir kaçıncı kez anlattığı ağrılarını falan ilk kez duyuyormuşcasına dinliyor ve bazen de yaa diyor. tabi anneciği ona bu durumda nasıl unutursun diye gücenmez kızmaz!!!!
ablam daha annemin 10 senedir olan ayağındaki nasır sorununu, topuğundaki ağrılar için bir yere gittiğimizden habersiz!!! belki 40 kere bahsi geçmiştir ama cahil hiç duymamış gibi şaşkınlıkla mesela şöyle mi böyle mi diye sordukça anneme yeniden anlatma hevesi ve fırsatı doğduğu için hiç bozulmadan zevkle uzuuun uzun anlatıyor!!!
demiyor ki e be kızım kaç kere anlattık sana!! senin evinde bile ayağımı sıcak suya niye ıslamıştım leğende? demiyor!!
zaten benim tansiyon, başdönmesi, vertigo falan sorunlarımdan da her sene bir haber gibi belerek belerek oturuyor. niye yatmışım mesela gündüz gözüyle??? nerden bilsin başımın döndüğünü canım??????????????!!!!!11
tabi ki anneciğine göre haklı. nerden bilsin? tabi öz kız kardeşinin sağlık sorunlarını nerden bilsin neden alakadar olsun niye hatırlasın da endişelensin ki? ne alaka yaaa!!!
aa ama ben hepsini bir bir hatırlamak zorundayım. her baş ağrısını diş ağrısını doktor kontrolünü, iş yerinde sadece 1 kere tartıştığı sürtüştüğü kişinin adını, boyunu, kilosunu, ceddinin neredne geldiğini falan!! aa nasıl hatırlamam nasıl bilmem!! aşk olsun!!! ne kadar ilgisiz ve duyarsızım ben böyle?
sen benim hastaneye kaç kere niye gittiğimi biliyorsun da. kışın annem hastalandı mesela hiiiiiç haberi bile olmadı. ama o ilgisiz değil o iş hayatı yoğun olan her zaman haklı bir insan ben ise boş gezenin boş kalfası ve bir köle hizmetçi falan olarak o gün giydiği donu bile tahmin edecek kadar bilgi sahibi olmalıyım!!
tabi ki nasıl ki ablam estee lauderlere diorlara chanellere louis vouittonlara la merlere layıksa da ben bim a101 şok migrosla yetinmesi gereken alt tabakadan bir hint fakiriysem.
ben ailemizin kast sisteminde 4. sıradayım. en üst basamakta anneciğim var, bir altında ablacığım var, üçüncü sırada teyzem, diğer akrabalar ve diğer insanlık var ve en alt tabakada sadece ben varım!!!
sağolsun ucuz ve dandik bir şeyler gördüğünde ve bok gördüğünde beni hatırlıyor annem ve hemen bana memnuniyet içinde gösteriyor!!
mesela ben sağlık olarak da 60lı yaşlara fırlayarak annemle senkronize olmalıyım, ben hızlı yürüyemem yürüyebilirsen yürü der mesela kendi için ağır yürümekten sıkılamam, ama ablacığım biz beraberken alıııır başını gider arkasına bile bakmaz. bize araba mı çarpmış kaçırmışlar mı hiiiç ruhu duymaz; yürür gider bakmaz dönüp de. buna da tepki verilmez gücenilmez ama ben 3 dakikalığına başka yerde oyalansam nankör ve kötü biriyim; kele ki o 3 dakikada başına br aksilik gelmişse sorumlusu benim ama yanında duran ablam değil!!!
onun annesiyle ilgilenmek gibi bir derdi bir sorumluluğu yok! o evli ve özgür bir insan benden de çok sütün zaten. üstelik çocuk sahibi olamadıkları için bir yanları hep üzgün kırgın yaralı olduğu için her zaman hoş görülmesi iltimas geçilmesi anlayışlı olunması tolore edilmesi gereken bir kişi!!!
ama ben asla!
kırk yılın başında kızın canı dondurma çekmiş yesin de sevinsin denmez mesela karşısında surat asıp homurdanarak kötü şeylerden bahsedilebilir. boğazına dizilir tiksnizr zıkkım olursa daha iyidir. bok yesin nazlı!!!!
tabi ki başka insanların yanında pişkince rol kesip anlayış moderlik abidesi gibi davranılır, sevgi kumkuması gibi. asla kızları arasında eşitsizlik ayırımcılık olmazmış gibi numaralar. herkes de çıtır çıtır yer, annem de ablamda rahatça inanır. ama tut ki ablama ters davrandı işine gelmedi falan ablamdaki haksızlık yaşamış isyanlarını görmek lazım!!!
ama bana hiç bir şey haksızlık değil.
her sene kafaya takıp sürekli ondan bahsedeceği yeni biri çıkıyor. sanki aşık. sabah uyanıyor o akşam yatana kadar o hatta gecenin körü uyanıp ondan bahsediyor. nefrete aşık herhalde.
tabi ki siniri tek başına bozulmamalı tansiyonu tek başına çıkmamalı ağrılar uykusuzluk tek başına olmamalı: aman kızım benim gibi olmasın diye bir derdi olacağına beni de içine çekmeyi bu nefret ve olumsuzlukla bezeli hastalıklı girdaba seve seve kabul eder. ben de uyuyamamayım benim de tansiyonum çıksın benimde boynum omzum başım bacağım midem kalbim ağrısın neden uyuyorum neden ağrımıyor??????????? demek ki çok duyarsızım!!!!!
her şeyden sağlığım etkilensin yani???????
en sevdiği şey dünyadaki en güzel günlerinde bile olsa o anda; bir olumsuzluk bulup (sadece görmesi yaşaması yetmez arar bulur kendine çeker olmazsa yaratır) buna takılıp sürekli bunu düşünüp konuşup kendine o anı zindan etmeye bayılır. tabi ki bana da olsun ister.
tut ki sana da tam istediği beklediği gibi yansıdı; miden ağrıyor suratın asıldı tadın kaçtı: memnun mu olur? hayır. hemen dönüp sana ne kadar olumsuz iç karartıcı karamsar ve suratsız olduğunu vurgular ve eleştirir. içini karartmışım suratsızmışım uyumsuzmuşum kimse beğenmezmiş böylesini kimse dönüp karı diye bakıp almazmış!!!!
senin sorun gördüğün dert ettiğin şeyler bana yansımazsa buna bozulursun yansırsa da eleştirirsin ben ne yapayım peki?
her zaman muhakkak bir kusurum vardır. ama kendisi bir mükemmeliyet abidesi!!! biliyorum bu kadar egoist bu kadar narsist kişilerin kendini çok özgüvenli ve mükemmel görmeleri aslında derinde yatan ciddi sorunlara komplekslere işarettir.
ne oluyor o zaman ya görmezden gelmek zorundayım, he hı, deyip geçiştirip poh pohlamak ya da göze göz dişe dişe girmek.
mesela tüm gün durmuş durmuş tam benim canım dondurma istiyor diye gittiğimiz dondurmacıda karşımda bana tiksinilecek şeylerden bahsetmeye başlamış!!!! sokak hayvanlarının sitemizin içine sıçtıkları bokları anlatıyor, nasıl ishal olmuşlar, ve insanlarda nasıl olur. konuyu değiştirmeye çalışsam da nafiledir anneme muhakkak konuşup deşarj olacak sen ne durumdasın ne önemi var ki???????? nedne önemli olasın? tam da boktan bahsedilecek zaman yani kırk yılda bir canım dondurma çekmiş boğazıma dizdin teşekkürler! söz asla ama asla 1 salise bile memnun olup da keyif falan almayacağım annecim hiçbir şeyden!!!!
hanimefendi en çok ama en çok kendini eleştirirmişmiş. bu yüzden hiç gelemiyor eleştiriye.
ama her zaman böyle. nedense özellikle de ben bilhassa bir şeye özendiğim zaman zıkkım olsun diye daha fazla yapar. birşey yerken bir yere giderken; ne kadar endişe olumsuzluk varsa üzerime boca etmeye çalışır ki zıkkım olsun. arkadaşlarla filme mi gideceğiz mesela; filme bakarken aslında geçmişimdeki olumsuzlukları ya da dünyanın herhangi bir yerindeki olumsuz durumları, herşeyin olumsunuznu düşünerek geçireyim zamanı hiç bir şey anlamadan memnuniyetsiz mutsuz çıkayım. yada çıkışta hava kararmışsa beni birileri eller mi taciz tecavüz eder mi rahatsız eder mi diye endişelenerek geçireyim tiyatro oyununu izlerken; ya da hiç olmadı hava soğuk üşür üşütür müyüm yağmur yağar saçım bozulur mu zaten bir boka benzemiyor gibi olumsuz içerikli ne varsa düşünerek geçireyim!!
nereye gidersem ne yaparsam o şeylerle de ilgili olumsuzluklara tamamen takılıp kapılıp gene o şeylerden asla zevk almayayım anlamayayım memnun olmayayım. mesela sinema salonundaki hışırtılara kafayı takıp fili izlemek yerine insanlara kafayı takıp 2 saat bunu düşünüp orada sinirli mutsuz suratsız oturayım filmden de bir bok anlamayacak duruma getireyim kendimi.
ha bezen ben böyle rahatsız memnuniyetsiz ve karamsar olmuyor muyum? hani insanın hiç günü değildir bir kaç aksilik olur modun düşer; bunun azını bile yansıztsam hemen bana eleştiri yapıştirir: suratsızsın sinirlisin olumsuzsun!!!!
kendisi hiç öyle değilmişmiş!!!!
yani iyimser neşeli hahaha hihihi cıvık bir tip de değilmiş zaten öyle insanlardan nefret edermiş ama asla başkasının asabını bozacak kadar yansıtmazmış sıkıntısını!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!! ben zibilyon kere uyarsam da söylesem de kabul etmez ki.
belli. ablamın düğünnde bile münakaşa ve gerginlik çıkarmak için ter döktü. biricik evladım evleniyor en güzel günü demedi; döndü dolaştı kafayı takacağı sinirleneceği şeyleri aradı buldu çattı. daha da bu kendisine yetmedi benim mutluluğum çok battı gözüne!!! kaç kere sinirimi bozmak için bir bahane buldu, olmadı uzaktan kaşgöz işaretleriyle asabımı bozmaya çalıştı. baktı başaramıyor - çünkü yemin etmiştim kendime annemin sinirimi bozmasına ve fotoğraflarda suratsız çıkmayacağıma- başkasıyla münakaşa çıkardı; da teyzem sakinleştirdi. pohpohlamalısın o zaman!! sen her zaman her konuda haklısın ve mükemmelsin bir atom parçası kadar bile kabahatin olamaz imkansız!
bazen böyle özel günlerde sanki özellikle moralimi bozmaya çalışır; hem memnun olmayayım keyif almayayım hem de kimse beni beğenmesin onaylamasın falan diye sanki. hele fotoğraf çekilecekse özellikle bana yansıtarak olumsuzluklarını ve moral bozacak şeyler yaparak suratımın asık çıkmasını sağlamaya çalışır gibi davranır. sonra o fotoğrafa dönüp baktığında da beni suratsız bulur. asla da kendinin payı olamaz!! esas ben onu sinir etmişimdir!!!!
zaten en güzel günlerinin en güzel anılarında bile olumsuzluk görüyor hatırlıyor ve sen de öyle ol istiyor!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
artık inadına ben de fotoğraflarda gülümsüyorum sahte bile olsa. hele ablamın düğününde 20 sene oldu. beni gıcık etmek için adeta özel bir çaba sarf etmişti. uzaktan uzağa kalkıp dans etmememi istiyor kaşgöz ediyordu; yeter otur!!!! zaten beceremiyormışum ki hiç!!! hiç kulak yokmuş bende!!
mesela örneğin faraza misal!!! desem ki bilmem nereye gideceğim ama hiç istemiyorum hiç sevmem falan ama mecburen arkadaşlara uymak için niye gelmedi uyumsuz diye dedikodu yapmasınlar diye mecburen gidiyorum: o kadar dert etmiyor!! o kadar moral bozmaya can sıkmaya endişeler yüklemeye gerek duymuyor. aman yeter ki isteyerek severek hevesle keyifle yapmayayım!!!
ha bu sene de düşünüp düşünüp kendini sinir edip tansiyonunu fırlatacağı yeni nefret kişisi karşı komşumuz!! bir kaç yıl önce gene kafayı bununla bozmuş sonra unutup başkalarına nefret olmuştu. böyle nefret kişisini bulduğu zaman aşık olmuş insanların davranışlarını sergiler; sürekli onu düşünür, her şeyde onu görür ve sürekli ondan bahsetmek ister. geceleri iyi uyuyamaz onu düşünmekten sabah ilk söylediği akşam yatarken son kurduğu cümle bu nefret kişisiyle ilgilidir.
sen de tüm gününü tüm yazını dinlenmek rahatlamak yerine bu kişisen nefret duyarak onu düşünerek geçirmelisindir. bütün boktan angaryalar; temizlik alışveriş birşeyler sipariş etme, ütü vb gibi şeylerin sana kalması yetmezmiş gibi ne film dizi zile ne müzik dinle; yapıyorsan da bunları bu nefret kişisinden daha çok nefret edilecek şeyleri düşünerek hatırlayarak geçir zamanını!!!
en sevdiğin yemeği yerken, mışıl mışıl uyumak yerine bu kişiyi düşünüp nefret ederek kendini sinirlendirerek geçir zamanını!!!
tamam haklı tarafları olabilir. gürültücü pis ve saygısız. kapısının önü pis, terlik dolu, saçma sapan eşyalarla dolu, çöpü kokar atmaz, kapıları çarparak kapatır, bağırarak konuşur, geceleri temizlik yapar, eşya çeker, tadilat yapası tutar, tv nin sesini açar. ama naparsın böylesine? uyarırsın olmadı yönetime bildirirsin. bir daha uyarırsın, başka komşuların da uyarmasını sağlarsın, laf sokarsın.
ama bütün gün her şeyde her şeyi yaparken bunları mı düşünmelisin yani? sabah akşam bunu mu anmalı konuşmalısın. anneme göre evet tabi ki de!!!!
ha tabi ama mesela benim iş yerinde bir sorunum gıcık olduğum birisi varsa ve bundan anneme göre fazla bahsedersem olumsuz konuşan iç sıkan birisiyim!!! sen her zaman aynısını yaparsın tüm yaz komşudan başka bir şey konuşmak istemedin her şeyi ona bağladın dersin. ama o normaldir çünkü o annemi rahatsız eden şey!!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder