babam ve kaynanasıyla fasülye ve bakla yüzünden yaşadığı kavgalar sonrası düşman olmuş. fasülyeyi 7 sene öncesine kadar severdi sonra fasülye yediğimiz bir zaman zarfında mide sorunları yaşamaya başlayınca suçu fasülyeye attı ve ona da düşman oldu!!
annem bir şeyden nefret ederse sonuna kadar abarta abarta beddualar eşliğinde o şeyi kimse sevmesin toplaşım fasulye ve baklanın dünyadan yok olması için dua edelim, tarlaları depoları yakıp yıkıp yok edelim, yeryüzünden silinsin ister!!
ama bak yavrucuğu ablacığımla pazara gittiğimizde seke seke peşinde gitti; ablam da prenses olduğu için pazara hiç gitmezmiş havalarında; sevmediği işleri kocasıyla yardımcısına yıkıveriyor kurtuluyor rahat ediyor; - ablam istedi diye pişirdi. karşısında da ablam hımmmm mmhhı diye yerken aşkla sevdayla hayranlıkla bakıyor!!!
sağolsun bana bakınca aklına hep boktan anıları nefretleri kinleri geldiği için aynı olmuyor; bana olumsuzluk saçıyor deşarj oluyor, yediklerimi boğazıma dizip zıkkım edip ferahlıyor aslında bu da yetmiyor. ama ablacığıma kıyamaz tabii!!!
gerçekten de içinden öyle geliyor. ablamda güzellikler hoşluklar görüyor ben ise boktan anılarını hatırlatan çirkinlikler ve hatalar abidesiyim. bu yüzden kıyamıyor ablacığıma mesela aman yavrusu ev işini kendi yapmasınmış yorulurmuş ay kıyamazmış der sonra da bana değil mi nazlı diye onay bekler. ama sağ olsun bana kıymamazlık etmez! rahattt rahat hor kullanmakta özgür! bırak kendi evimizin işini başkalarını pisini bile temizlemem için zevkle beni öne sürer!!!
mesela son zamanlarda kafayı tekerlekli sandalyeyle avrupa turu yapan bilmem nereden arkadaşı hanıma takmış. çok rahat etmişmiş de bilmem ne. eder tabi yarma gibi kocası ızbandut gibi 2 oğlu var; sırayla itmişlerdir annelerini oldu bitti. demiyor ki nazlı beni nazlı beni nasıl itecek?
hiç bana bişey olur endişesi yok! ay çok güvendiğinden sağlıklı güçlü bulduğundan mı? hayır aksıine ne zaman bir sorun yaşasam kendiyle kıyaslayıp beni küçük görmeye keyifle meyilli!!
gerçi aynı anda kendisiyle aynı sağlık sorunlarını da yaşammaı bekliyor ama demiyor sonra benim işlerimi nasıl yapacak????
mesela kaç sene evvel işte suçu fasulyeye attı ve tövbe etti yememeye ve bana da yedirmemeye. yersem de zıkkım etmeye. tam fasülye yediğimiz sıralarda midesinde sorunlar yaşadı. zaten ülseri vardı. daha beter oldu. gecelerin köründe uyanıp geğiriyor öğürüyor tabi uyuyamayıp küfürler beddualar eşliğşnde bir sürü gürültü yapıyor. merak edip kalkıp sorarsan da yakaladı mı saatlerce bırakmıyor içindeki bütün nefreti kusuyor; ne kadar kötü anı olay haberler varsa hepsini saçıyordu. demiyordu ki ne hakkım var genç kızımın asabını bozmaya uykusundan etmeye beynini yormaya moralini bozmaya? asla demez!!! anneme göre psikologa ne gerek var anlatırsın bir yakınına onun kafasını şişirir, enerjisini yaşam sevincini emer söndürür hayatı zindan bok edersin sen rahatlar kurtulursun yükten ona ne bok olursa olsun!!!!
tabi ama ben bir sorunumu anlatacak olsam hiiç de dinlemeye istekli değil ve her zaman da ciddiye almama önemsememe küçük görme peşinde! kendi yaşadıklarıyla kıyaslayıp hiçe sayıyor ya da susturup gene okları kendine çevririp YA BEN YA BEN diye başlayıp kendi hayatondan yakınıyor.
ne iyi ne kötü durumlarda ve özelliklerde asla ama asla anneciğimi geçemem. her zaman benden her konuda üstün!!!!
ama ablacığımı gönülden dinlemek istiyor o boktan saçma ofis sorunlarını dedikodularını anlatırken; nasıl da hak veriyor yavrusuna çok üzmüşler yormuşlar kafasını kıyamazmış!! ama bırak çalışmak zorunda değilsin kim dedi illa da çalış diye evde otur demiyor bana dediği gibi.
e ablam nasıl hizmetçiliğini yapsın ki ben layığım o konuma!!!
E ELEKTRİKLİ KUMANDALI FALAN TEKERLEKLİ SANDALYELER VAR ONDAN ALISINIZ AVRUPA TURUNDAAA.
mı dediniz ay hiç bilmiyorduuuuuuk!!!!
ya daha şu telefonu kullanmayı beceremedi tam;


ablam emin nasılsa beraber gemiz seyahatine de çıksak sabahtan kocasıyla sıvışıp gidecekler ben ne yaparsam yapayım!!!
ben şikayet edip laf sokmasam akşam yemeklerinde de görüşmeyeceğiz ha! aslında annemin kaprisleri, şikayet mızmızlanma dırdırlarıyla hiiiiiiiiç uğraşmak istemiyor.
gittikçe arttırıyor çünkü kaprisleri dırdır sürekli şikayet etmeler söylenmeler dırdır herşeye gıcık oluyor herşeyde gıcık olacak şikayet edecek söylenecek bir taraf buluyor çünkü!
urun kıvırmadığı şikayet etmediği sürekli söylenmediği herhalgi bir nesne kişi ya da olay-durum yok!! herşeyden rahatsız hep daha fazlasını bekliyor istiyor beğenmiyor!!!
üstelik memnun olsun sussun diye uğraştıkça sen teşekkür edip otur dinlenemedin çok dolaş hiç gezemedin diyeceğine daha fazlasını daha fazlasını istedikçe istiyor hiç memnun olmuyor hep somurtuyor kaş çatıyor.
geziye gidince güzelliklerden çevreden bahsedeceğine kendi kafasına takılmış olumsuz anılar ya da o sırada olmuşsa daha da seviniyor, keyifle o an olan olumsuzlukları defalarca anlatıyor sanki ben orada yokmuşum gibi defalarca hemde arsızca. sen konuyu kapatmaya çalıştıkça daha da inadına azıtıp baştan anlatmak istiyor.
değişik bir yerde diyelim börek yemeye gitmişiz masada mekanın şirinliği böreğin güzelliğiyle ilgili 5 cümle zar zor geçiyor; kestirip atıp konuşmasına davam ediyor ağzından şerden başka bişey çıktığı yok.
hele ki; tamam bu konuyu kapatalım güzel şeylerden bahsedelim dersen. aman allahım damarına basmış olursun!!!! senden daha kötü daha nankör bir insan evladı daha olamaz yer yüzünde. annem bunu kendine haksızsın ya da sus kapa çeneni demek olarak görür ve hiç kimse ona asla sus ve haksızsın diyemez çünkü her zaman haklıdır ve konuşarak rahatlamaktadır!!! sen o zaman ona içine at kendini kanser et deşarj olup rahatlama demiş oluyorsun!!!
ne yani ben haksız mıyım diyereak ağzını yüzünü buruşturup münakaşa çıkartır olayı büyütüp senin hatalarına getirir ki bulması çok kolaydır çünkü seni tv izler gibi izlemekte her hareketini her sözünü kaydedip sonra laf sokmak yüzüne vurmak için kaydederek adeta biriktirmektedir.
ve her hangi bir zaman diliminde de olabilir asla unutmaz asla affetmez mesela. her zaman elinde kozdur!!!
ya fasulye yedi diye midesinin iflah olmaz hale geldiğine karar verdi ve ben demişim ben iztemişim fasulye yemeğini!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!! bunu suçunu bile bana atmıştı. ve ısrarla senin neden miden ağrımıyor neden gaz yapmıyor neden hazmediyorsun diye defalaraaaaaarrrrrrrrrrrrrrrrca tekrarlıyor sorguluyordu!!! zar zor ama huysuz bir çocuğu ikna eder gibi zorla doktora götürdüm; doktora derdini anlatırken neden bende olmadığını ısrarla soruyordu.
sanki adam da kızınız sizi zehirlemiş fasulye yedirmiş falan diyecek. genç diye o deyince de nefret etti adamdan hiç güveni kalmamışmış hapları da yutmayacakmışmış işte!!!!!!!!!!!!
evet aptal gıcık huysuz bir velet gibi halleri ama asla gelecek vaat etmiyor ve hiç sempatik değil!
eczaneye kadar söylendi ne kadar güvenilmez bir doktormuş, hiç bir şey bilmiyormuş, niye mezun edip işe almışlar bunu, kendisi olsaymış kapının önüne koyarmışmış!! almayacakmış içmeyecekmiş haplarını en iyisi geberip kurtulalımmış!!!
bu huysuzlukları ederken asla sempatik ya da komik değil; heryerde her zaman asık suratı çatık kaşıyla söylenen huysuzlanan her kesin tadını kaçıran bir insan ve asla uyarıları önemsemez dellenir hatta. bir gün bir hanım kibarca uyardı diye kavga çıkarmıştı; hem de ben doğum günümde pasta yemek istediğim için gittiğimiz meşhur bir pastahanede!!
kendisinin en azından güzel bir kaç çocukluk anısı var benim o da yok. yetişkinlik anılarımın içine de kendisininkilere babam etmiş, benimkilere de kendisi ediyor!!!
her güzel günün ardından burnundan getirip zehir edecek; anın güzelliğine sıçacak bir şey çıkartır!!
üstelik ben evde kendisine yaptırıp yiyeceğime bilmem nerdeki pastanede yemek istedim diye benim yüzümden çıkmış münakaşa!!!! kendisi 28.yaş günüme sıçmış değil benim yüzümden!!!!!
dayanamıyor sanki benim 1 an için mutlu hissetmeme yaa.
eczacı çok iyi bir doktor diye övünce anca ilaçlarını içmeyi kabul etti! ama doktoru da ben buldum ya benim hatam kimbilir anneme yanlış ilaç verip daha beter olmasına sebep olacaktım kendince!!! iyi ki eczacı konuştu. ama hala anlayamıyordu aynı şeyleri aynı anda yiyormuşuz ama bana hiç bir şey olmuyormuuuuş!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
itiraz ve isyan ediyor yani doktora da eczacıya da.
bende de mi reflü olsun şimdiden anneciğim??????????? daha 30 yaşından 60 yaşındaki insanların sağlık sorunlarını yaşamaya başlayayım yani?????? 30 sene sonra ne olacak halim? diyince de boş manasız gözlerle bakıyor. belli ki hiç düşünmemiş benim sonumun kötü olabileceği eğer şimdiden 60 yaş sorunları yaşarsam? ama yine de sadece olsun istiyor!! beter olarak sürüm sürüm sürünerek lanet okuyarak yaşayayım!!!!
hala kendinde bir sağlık sorunu oldu mu beni de sorgular sende de oldu mu sende de var mı diye? olmasın önlem al demez ama asla olsun istiyor garip bir şekilde. ikimiz aynı anda hastalanırsak işleri kim yürütecek acaba????????????
ablacığım evde toz almış yorulmuş anneciği kıyamıyor telefonda yapma kadın yapar diyor ama bizim eve yardımcı girsin hiç istemiyor! herşeyi ben kendimi paralayarak yapayım. hatta onun bunun pisini kirini de ben temizleyeyim aman bana ne olursa olsun.
yok bi de kıyamayacaktı!!!
ama avrupa turuna çıkan arkadaşı çok memnunmuş övüyormuş kendinin de hakkı yokmuymuş???????? kim itecek sandalyeyi kim taşıyacak araçlara sandalyeyi????????????* bu soru hiç aklına gelmemiş düşünmemiş bile güya herşeyi aşırı düşünen bir insanmış? kendisi taşıyacak değilmiş ya? tabi.
yani hani kuş kadar hafif ve mutlu olabilen olumlu bir insan olsa idare edersin belki ama annem olmuş 66 kilo, sandalye kşmbilir 20 kilo, üstelik çok kaprisli huysuz mutsuz ve etrafını da sömüren bir insan. ne münasebet bir de avrupa turu yani!!!! tek bir ülke de yetmiyor yani.
ben bu kadar yorulurken nasıl eğlenecem keyif alacam???????????? sürekli hammallık hizmetçilik.
gerekmiyor ki ben köleyim zaten düşünmemeliyim bile. yorulmuş mutsuz sakatlanmış ve tüm parasını bitirip borçlanmış olarak döneceğim bu hizmet ve işkencem için. ne hoş.
tabi ben beni deniz tutar gemi memi çekemem deyince çaresini buluyorlar hemen hap içecekmişim!!! siz rahatlayın diye ben yan etkileri belli olmayan hapları yutup duracağım yani? ablamda pişkin demiyor hiç bir sen bir ben iteriz falan gayet de pişkince anasına çekmiş bana ittirecekler sandalyeyi.
kumandalı elektronik sandalyeler varmış kiralarız ondan deyince ise bir korku kaplıyor annemi nasıl kullansınmış bilemezmiş en iyisi eski tip bir şeymiş!!!
ben orada burada götümü çıkartarak ittirirken de teşekkür etmez bu ha bire kuusur bulur yavaşsın güneşte kaldım acıktım susadım bu su çok soğuk bu su çok sıcak diye mızmızlanır durur. bir de sen sitem edersen şikayet edersen ne kadar kötü bir insansın!!! haklısın yavrum yoruldun otur dinlenelim de bir dondurma ye demez asar suratını arsızca; çok oturduk gezemedik diye şikayet eder: etrafın güzelliğini göreceğine kötü şeyleri görür söylenir bir de çenesini çekersin. tabi ablamla kocası sıvışıp gitmiş eğlenmektedirler; akşama görüşünce de övünür pişkin ve arsızca nazlı gezemedi demez. bir magnet alıp gelemez aklına dahi gelmiyor ki özellikle almayayım demiyor yani.
hatta bir gezimizde görümcesinin bir arkadaşına dahi hediye almış, iş arkadaşları, dünürlere, bilmem nerde bir arkadaşını anımsamış ona almış, yardımcısının oğluna almış, tabi anneme de: ama bana almamış. hatta bana aldıklarını sayıp gösteriyor bir de övünüyor!!! ben tüm gün otel bahçesinde pinekleyip annemi memnun etmeye çalışmışım; bir magnet bile hediye edilmiyor!!! arada dövüp yüzüme tükürüp rahatlayın bari!!! slave nazlı.
bir de ben eğer bana almadın mı ya da bana da alaydın bir tane dersem kötü bir insan oluyorum haa. ablam ay unuttum ya da hiç aklıma gelmedi valla canım diyor mel mel bakarak suratıma gayet pişkiiiin annemse kaşını çatmış ne hakla benim kızıma sitem edersin kaltak köle der gibi yüzünü buruşturup bana şiişşşşşştttt deyip bacağımı tekmeliyor!!! üzmeyecekmişim ablamı!!
e siz beni hep üzüp kırıyorsunuz????????? dersen tatillerini mahveden ahlaksız kişiliksin!!!
yani hiç bir şekilde bir şey isteme bir şey bekleme gibi bir hakkım bulunmuyor!!
---------------
bir gün konu açıldı balkonda otururken komşulardan da gelen olmuş, işte ben 5 bebek yaparmışım artık. bu yaşta ona zaman mı var dedim sağlığım bozulur falan. çünkü geç yaşta üstüste doğum riskli zaten hangi boktan herif kendimi 5 çocukla mahvetmeme değer ki? komşu da 40 yaşında 3. bebeğini doğururken ölen bir tanıdığından bahsetti ablamda atladı; ben ölürsem bebeklere bakarmış.
patavatsızlık densizlik bencillik duyarsızlık sevgisizlik aptallık karışımı!!!
olur geberem hemen o zaman!!!! ama önce bebeler doğurup verem. hiç sorun değil çok rahatladım. içim rahat geberebilirim o zaman!!
adam verecek mi acaba sana bebeleri be gerzek beyin?
zaten annemin de ablamında benim evlilik hayallerinde bir adam yer almıyor sanki. annem planlar anlatır durur ama bir gün olsun ben o senaryolarda eşimle tatile, yemeğe falan çıkmıyorum. senaryoda ben köleyim adam varla yok arası bir sahip????????????????? tüm gün annemin evi kendi evim kaynanamın evinde her türlü hizmeti veriyorum; sabah erkenden işe gidip beni 1 kere bile aramayan kocam geç saatte eve geliyor; yemekten sonra anamla kaynanam lütfedip giderlerse kendi evlerinde; gece mesaim başlıyor hizmet sektöründe!!! benim kocam bana arkadaşlık yarenlik falan için yok yani ne münasebet yaaa ben kimim ki mutluluk falan beklemekteyim??? gündüz hizmetçilik gece seks köleliği!!!
bu fantastik senaryodan çıkan bu oluyor deyince anneme bön bön bakıyor ne olmuş yani der gibi. anlamıyor bile.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder