Asla alışamadığı şeylerden bir kaçı;
12 yıldır kapaklı Nokia telefona alışamadı! Hala öğrenemedi. Daha da aşırı zeki ablam akıllı telefon öğretmeye çalışıyor annemde ablama hevesli davranarak bana burun kıvırıyor; ben öğretmiyormuşum!
10 yılı geçti yaşadığımız evin giriş-koridorundaki lambaya alışamadı. Asla yakmaz karanlık diye de söylenir. Ben yakınca da tavana bakakalır şaşırarak ama yarım saat sonra bile aynı başa döner.
Bir de parfümlere alışamadı. Ablamın 25 tane parfümü var ona tek kelime etmez, benim 3 tane var; her gördüğünde söylenir! Ama o evliymiş! Hem de çocuğu olmuyormuş eğlensinmiş yavrusu! Ben? Ben de evlenemiyorum yalnızım ama benim eğllenmeme gerek yok hatta hayat bana işkence olsun, herşeyi mecburen yapayım! Anneme göre makineler gibi kozmetikleri de insan ömründe 1 kere 1 tane almalı, bitmesin diye de senede bir kere sürmeli!
Ya da bitirince alır yenisini!
Bi zaman fazla kullanma yıllarca yetsin diye kafayı takmıştı. Başka bir zaman da bitsin diye uğraşmaya.
Ona göre benim dandik boktan ucuz parfümlerim vardı. Anlamaz pahalı almayı. Yakıştıramaz. Bitsin diye tuvalete eve sıkıyordu kırk yılın başı aldığım Chanel parfümü, başka zaman da ablamın hediyesini. Ama parfümlerden biri uygun fiyatlı bir Zara parfümse diğerleri pahalıysa; ucuzu kalır pahalılardan kurtulmaya çalışır! çöpe atar oraya buraya sıkar yardımcı kadına verir!
Şimdilerde 3 parfüm var diye takık; söyleniyor nasıl bitecek bunlar bozulacak almamalıydık!
Ha bu arada parfüm ortada ikimizin de ulaşacağı yerde olsun ister hem de! öyle kendime ayırırsam bozuluyor efem! Olur sen pahalı parfümü at diye! Ne bilsinmiş pahalı?! Dandik sanmış!
Aynı 1970 lerde öğrendiği eyeliner kullanımı fikrine sabitlendiği gibi buna da. Eyeliner iyiymiş de çıkarırken bant gibi soymak gerekiyormuş kirpikleri yoluyormuş! Makyaj çıkarıcısı var dersin her seferinde çok şaşırır!
Senede kaç kere aynı başa döner. Bir parfümün açıldıktan sonra 2-3 yıl kullanılabileceğini söylüyorum.
Kararsız. Ya sonsuza kadar 1 tane yetmeli, ama bozulacağını öğrenmişse nasıl bitecek fazla almışız demeye başlar.....
Sürekli kısır döngü. Böyle söylediği an en sevdiğini saklamalısın çünkü bitsin bozulmasın diye etrafa sıkacak...
öğrenemiyor ki!?
Zaten sağolsun bana kaliteyi yakıştıramadığı için ne zaman kullanacak olsam mani olmaya çalışır! Hani dünürlere hava basmak için bana aldığımız gerçek deri montu ne zaman giyecek olsam engelleyip sonunda da unutup dandik sanıp yardımcı kadına pişkince verivermesi gibi!
O zamanki kadın çok açık göz ve aç gözlüydü; sürekli annemi yağlar ki istediği şeyleri alsın! Benim yepyeni aldığım markasını beğendiim herşeye göz diker annemden isterdi! Benden istemez ne numara yutarım ne marka anlamamazlık ederim çünkü!
Ben alırken bana etmediği dırdırı bırakmaz; alamayızlarla bilinç altıma aşağılık kompleksi işlemek mi istersin boşa masraf çok pahalı markalara önem vermemezlik nutukları mı! Alıp kullanacağım zaman da kıyamayıp kenarda dursun ister. Ama benden başka birine hem hemen layık görür hem yakıştırır!
Ben hariç herkese kaliteli pahalı marka şeyler yakışır yaraşır bana gelince alamayız! Alsak da dokunamayız! Ama hemen onu başkasına verelim!
Kadın Max Factor hiç kullanılmamış ruju beğenmedi diye bana bir bakışı var arkadan bana yakıştıramadığı yaraştıramadığı marka şeylerimi verivereyi istiyor!
Kendi kendine de karar verip ona buna dağttığı olur; ona göre benim herşeyim ucuz boktan ve dandiktir çünkü! Marka benim neyime? Kalite benim neyine!? Ablacığım ve anneciğim gibi üstsınıftan mıyım ben?!
Bi keresinde kendime iyi bir parfüm almıştım. Tabi alıncaya kadar vazgeçirmek için telkin yoluyla çok uğraştıydı; boşa adına para harcamaktan biz alamayız aşağılık kompleksine kadar. Aldıktan sonra da ne zaman kullanacak olsam başında nöbet tutar gibi yetişir tırmalayarak elimden alır; önemli zamanlarda kullanırsın deyip sıktırmaz ama o önemli zaman asla gelmez! Mesele aile buluşmasında bile sıkmayayım diye beni acele ettirir unutayım diye.
Al kendi odana istediğin zaman sık diyeceksiniz; alır almaz el koyar gibi belli bir yere koyar! ikimiz de ulaşabilelim der. Benim odamda olursa bulamazmış yerini. Gerçekten de bulamaz; saçma şeyleri parfüm zanneder, döker saçar karıştırır! Bulamazsa sinirlenir etrafı karıştırır devirir böylece de iyice sinirlenir! Aslında içinden hani yabancı filmlerdeki gibi döküp saçmak ister! Hele benim eşyalarımı hep fazla bulur gıcık olur! Tabi ki sonunda söylenmekten küfürlere geçer! Herhangi bir konuyu kötü olaylara anılara ve babamla yaşadığı hertürlü olumsuzluğa bağlama yeteneği olduğu gibi; beceremezse bir şeyi gene ona bağlar!
Pintiliğinden güzel bişey almamış yaşatamamış ki alışmamış! Koskoca bir ömürde lüks içinde bir çocukluk ve gençlik yaşamış; altı üstü 7 sene sürmeyen bir süreci anımsamaktan vazgeçemez!
Mutsuzluktan zevk alıyor! Acıdan olumsuzluktan da...
Ha bana kullandırmadığı layık bulup kıyamadığı parfümü lönk diye yardımcı kadına verivermiş! Enn doğrusunu yaptığndan emindi! Ee sen kullanmıyordun! Kullandırmıyorsun ki!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder