15.06.2017

seyahat ve kapris

anneme kalsa ona buna biz çok geziyoruz çok diyor!!

nerde geziyorsak? senede birkaç kez ablamlara gitmeyi gezmek zannediyor hem de çokmuş!
ona da gidişi gezi mi eziyet mi belli değil.

eskiden illa da otobüsle giderdik. esas işkence oydu. annemin herşeyi aşırı endişe ve stresli. bilet almak sonra o bileti saklamak, defalarca bakıp kontrol etmek. hatta bakıp kontrol edeyim derken yerini kaybedip değiştirip sonra beni suçlamak...

sonra anında kabus senaryoları. bileti bulamayacağız gidemeyeceğiz boşuna yanacak para. tekrar da alınmaz evladını göremeyecek????!!!!

bilet bulunsa eşya toplamak bir mücadele. anneme göre benim yanıma almak istediğim herşey saçmalık ötesi. erkek gibi tarağımı arka cebime sokup çıkmalıyım. sürekli karışır didişir mücadele eder. sanırsın kendi taşıyacak. haline tavrina baksan öyle zannedersin.

beraberken bana zerre acımaz. eşşek gibi taşıtır. yahu buzdolabını sırtıma vermeyi bile düşündü cidden!! ya en son eski bulaşık makinesini odamın ortasına koyup sonradan benim kaldırmamı istemesi. ama etrafta başkaları varken o kadar rol yapar ki sanırsın çift kişilikli!! normalde ağır eşya kaldırmandan, deliler gibi ev işi yapıp yorulup sakatlanmandan zerre korkmayan kadın gider yerine 250 gramlık poşeti taşıtmaya kıyamayan anne gelir.

rol yapıyor ama aslında kendi bile rol olduğunun farkında değil. başkalarının kendi hakkındaki fikirleri aşırı önemli. onun için aşırı fedakar aşırı anlayışlı anne rolüne geçiyor. baskıcı yasakçı modern olmayan gaddar anne mi olacak!! tabi ki aşırı kibarlaşarak. eve ana avrat soy sop dümdüz giden küfürbaz, hakaretçi, onla bunla alay edip söven garip ve haba taklitlerini yapan kadın yerine dışarda çok kibar ve sürekli teşekkür eden biri geliyor.

herkes içinde küçük eleştiri, kapris, dırdır, leştirilerini onlara çaktırmadan bana yapar. insanlar da sadece görünene hemen kanacak kadar yüzeysel oldukları için hemen kanarlar.

otobüsten kurtulmak için neler ettim. sonunda dizleri ağrıdığı için caydı benim için değil yani. ona kalsa saatlerce otobüsle gideceğiz Ankara'ya. beni güya korumak için koluma geçerken kimse değmesin diye cam kenarına sıkıştırıp bırakacak. ona kalsa. saatlerce konuşur; otobüsle ilgili anılarını anlatır. tabi ki muhakkak karamsarlık, olumsuz şeyler. annmde asla komik anı bulunmaz. komik şeyleri göremez bile. hani bazı insanlar sürekli işi komik tarafından alır, iyi tarafını görür: annem tam aksi. her şeyin kötü, olumsuz tarafını anında görür, yakalar ve assssla unutmayarak yıllar boyunca defalarca anlatır.

eğer beni cam kenarına sıkıştırıp sonra da saatlerce konuşmamışsa, uyur. ama ona kalsa yolculukta hiç uyuyamamaktadır. uyur ve uyanmaz. mola yerinde inmek istememek bir yana benim kımıldamama tahammül edemez. çişin gelmişse patla! çok umrunda. ne kavgalar ne kavgalar....


hele seyahat çantasından birşey almak: kabuslu işkence!!
eskiden illa da kendi hazırlardı çantayı. muhakkak da bazen hatta bana söylemeden benim eşyalarımı çıkarıverirdi. sonra da gayet pişkin bana ne tavırlarında. ama kendi ihtiyacı olan birşey eksikse mızmızlanır şikayetlenir durur.

çantayı hazırlama görevini ben devralınca da değişen pek bişey yok. çaktırmadan elerdi bazen bazı şeyleri. tabi ki benim!!!

ya da çantadan birşey alacaksa asla yerini bilemez, bulamaz, anlatsan asla anlayamaz bildiğini okur. bu sırada senin kıyafetlerini karıştırır, kırıştırır, etrafa döker saçar ve toplayacağına tekmeler!!
evet defalarca çatadan iç çamaşırımı düşürüp ardından tekmeyi basmışlığı var. ya da başka bir eşya.

mesela küçük gözde duruyor dersin bişey için. ama o illa da ana görü kurcalar, karıştırır, döker saçar. sen kalkıp eline vermezsen bulamaz ama böyle olunca da memnun olup teşekkür edeceğine surat asar mızıldanır, kendi alırmış.

en küçük gözde diyorum en büyük gözü kurcalıyorsun!! ne bilsinmiş. ya sordun söyledim ya!!

daha neler neler. çamaşırlarımı yerlede sürüdüğü için, düşünce çok sinirlenmiş eğilip alamazmış ki fıtığı ağrırmış. düşürme o zaman. 5 gün aynı iç çamaşırıyla gezmek zorunda kalmıştım. pişkin pişkin bana sonra diyor ki e başka getirseymişim çamaşııır.
 getirdim ya sen düşürüp yerlerde sürüdün.
e getirdiysen giiiy.
yere düşürdün sen!! tekmelemişsin bir de yerlerde sürünmüş şeyi mi giyeceğim don diye!

daha neler kaç kere oldu. sonunda çantaları katiyen ayırdım. iki ufak çanta. ikisini de ben taşıyacam ama ayrı olacak benimkini ellemeyecek. anca öyle kurtuldum. sayılır.
tam değil. çünkü kurcalamadan duramaz. ya da kızarım diye herşeyi çocuk gibi sorar.

uçak bileti de bir ayrı mesele. acentadan alınan kağıdı bilet sanmaktan 15-20 yıl mı oldu nedir vazgeçemedi. ve prosedürü öğrenemedi.

elli kere sorar bilet sende değil mi?
al sen sakla.

senede belki 3 kere gidip dönüyoruz ama nafile. havaalanına her geldiğimiz de saat çıkarılacak mı diye sormadan edemez. o ayrı. çantadakilerden de endişelenir. güneş kremi varmış bendeeee!!!şikayet eder beni!! evet. sanırsın galonla taşıyorum. anneme kalsa bir pijama alsam ablacığımınkileri kirletmesem yeter. başka bişey lazım değil bir tek anneciğime hizmet vereceğim. nazlıı ablanın evini temizleyiver demeler hele. hizmetçiyim ya.

beni hep aşağı görürü, hor görürü ve öyle davranır. ama ailede hiç kimse bundan asla rahatsız olmadı şimdiye kadar.

geçen sefer, güvenlikten geçtik. ha önce check-in yapmaya gittik. annem illa bilet diye tutturuyor sanırsın hayatında ilk defa binecek. ben kimlik dedikçe illa da bilet diyor kimlik lüzum değilmiş ki değil mi? benim söylediğime inanmaz annem. muhakkak aynı şey de olsa başkasndan duyacak. acnca o zaman inanır.

neyse güvenlikten biz de çantalar da geçti. annem yavaş hareket ettiği için geriden kaldı ben topladım eşyaları. o sırada bir çanta da şişe görmüş annemin sanıp sormuşlar.

annemde çanta bizim değil ki demek yerine beni suçlayıp endişeler içinde beni çağırıyor.

çantada şişe varmııııışşşş!!!!!!!!!!!
ne şişesi.
ne bileyim kocaman şişe varmış nazlı.
yok bizimkinde.
şunda şunda şişe koymusun!!!!
o bizim değil ki.
kimin ya?
ne bileyim ben?
bizim.
değil annecim kocaman çanta o bizimkiler burada işte!!
şişe varmış çıkartmak gerekirmiş nazlı git şıkar at bari!!
bizim değil ki çantaaaa!!
kimin o zaman sizin dedi!
bizim sanmıştır.
bizim o zaman.
ay o çanta bizim mi bi baksana kocaman!!!


adam ne bilsin açıp atacak hala annem gibi bize ait sanıyor. annem telaşlandı mı iyice kapanır beyni.
uzun uzun anlatacan. görevliye bizim değil bunlar bizimkiler deyip geçtim, oturacak er arıyorum annem hala endişeli dikiliyor orada.

hala beni çağırıyor nazlı da nazlı!!!! korkmuş. hapse atacaklarsa beni atsınlar!!!!?????????

zorla oturttum hala çanta bizim sanıyor. anlatsan da ne bileyim ben görmedim ki kim nasıl hazırladı çantayııı!!
kim hazırlayacak???? nenem mi????? senle ben ayrı çantalar hazırladık ya kendi çantanı mı bilmiyorsun!!!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder