uzun anlamsız karamsar birbirine benzeyen yazılar... *biraz atıyor ve abartıyor olabilirim de olmayabilirim de, garanti yok. *bu blogdaki yazılar gerçek kişi, olay ve mekanlardan ilham alınarak yazılmıştır. *isimler akıl sağlığım açısından, bir çemberin iç açıları yüzünden falan fiştan değiştirilmiştir. *benzer durumlardaki isimler tutmuyorsa ondandır... *bu blogdaki yazılar sırasında hiçbir canlıya zarar verilmemiştir (kendim hariç^^) *varsa fotoğraflar alıntıdır. *hepsi saçmalıktır ^__^
16.01.2017
Yemeğimi bitirir bitirmez kaçar gibi çıkıyormuşum mutfaktan!!!!!! Sanırsın kovalayan varmış! Biraz otursam sohbet etsekmiş!
Zaten eve gelir gelmez hem konuşmaya hem dırdıra şikayete hem aynı anda pofur pofur sigara içmeye başlıyor.
Zaten kapı açılır açılmaz suratıma sigara dumanı vuruyor ve soluyorum.
Üstelik daracık koridorda ışığı da açmayı, geri çekilip yol vermeyi de bilmiyor hiç. Zorla sürtünerek giriyorum, tam çekilmiyorsun bari bir adım geri git! Hayır. Ceketimi soyarken bile dibimde elinde sigarasını tüttürerek konuşmakta! Hatta ceket falan çıkarırken çarpıyorum bozuluyor. 10 yıllık evimizin ne koridor-hol ışığını açmayı ne dar olduğunu alanın, çarpışılabileceğini öğrendi!
Hadi onu boş ver; sigara dumanından ne kadar rahatsız olduğumu öğrenemedi!
Hani ayakkabı, çanta, ceket çıkarken sürekli acele masaya oturtmak istiyor; dünyanın hijyenine en düşkün kadını olduğunu iddia eder ama ben dışardan gelince elimi yılamadan oturayım ister yemeğe!
Ve hiç bencil değiilllll dünyanın en mantıklı en anlayışlı insanı
!
Tuvalete elimi yıkamaya girmeyeyim diye önüme dikilip beni masaya sürmek istemek en büyük zevki!
Pis elle mi oturayım hani hijyen nutukların???
Ya da
sıkıştım böbreğim mi patlasın?
Dersem de e giit kim dedi gitme çabuk git gir çık çabuk! Derken halen önümde dikilip koridorda-holde ilerlememi engellemektedir!
Hatta tuvaletin kapısının önünden çekilmeyerek yapmaktadır bunu. Kelimelerle hatırlatmak yetmez ona illa elinle iteleyeceksin. Onu da idrak etmesi ve hareket etmesi zaman alır; illa sürtünerek geçeceksin!
Hani sanki tuvalet kapısı açık ya da kendi de içerdeyken işeyecekmişim gibi peşimden içeri girdiği de çok olur.
Tabi ki elinde sigara!
Güya çooook düşünceli bir davranış olarak kafasını sola ya da sağa çevirerek üfler! Sanki duman kütlesi akıllı bana uğramayacak! Dağılmayacak ya da az sonra ben oradan geçmeyeceğim!!
E hemen sigara yakıyorsun diyorum niye mutfaktan hızlı çıkıyorsun ki dedikten sonra.
Anlıyor mu? Hayır? Booooş boş bana bakıyor.
Nerede???
Ben neredeysem orada; peşlmden seğirtip dumanını tüm eve yayarak sigarasının!
Tek bir yerde içmiyormuş işte! Hem hareket etmiş oluyormuş hem dağılıyormuş duman.
çok mantıklıdır da.
Zaten eve gelir gelmez hem konuşmaya hem dırdıra şikayete hem aynı anda pofur pofur sigara içmeye başlıyor.
Zaten kapı açılır açılmaz suratıma sigara dumanı vuruyor ve soluyorum.
Üstelik daracık koridorda ışığı da açmayı, geri çekilip yol vermeyi de bilmiyor hiç. Zorla sürtünerek giriyorum, tam çekilmiyorsun bari bir adım geri git! Hayır. Ceketimi soyarken bile dibimde elinde sigarasını tüttürerek konuşmakta! Hatta ceket falan çıkarırken çarpıyorum bozuluyor. 10 yıllık evimizin ne koridor-hol ışığını açmayı ne dar olduğunu alanın, çarpışılabileceğini öğrendi!
Hadi onu boş ver; sigara dumanından ne kadar rahatsız olduğumu öğrenemedi!
Hani ayakkabı, çanta, ceket çıkarken sürekli acele masaya oturtmak istiyor; dünyanın hijyenine en düşkün kadını olduğunu iddia eder ama ben dışardan gelince elimi yılamadan oturayım ister yemeğe!
Ve hiç bencil değiilllll dünyanın en mantıklı en anlayışlı insanı
!
Tuvalete elimi yıkamaya girmeyeyim diye önüme dikilip beni masaya sürmek istemek en büyük zevki!
Pis elle mi oturayım hani hijyen nutukların???
Ya da
sıkıştım böbreğim mi patlasın?
Dersem de e giit kim dedi gitme çabuk git gir çık çabuk! Derken halen önümde dikilip koridorda-holde ilerlememi engellemektedir!
Hatta tuvaletin kapısının önünden çekilmeyerek yapmaktadır bunu. Kelimelerle hatırlatmak yetmez ona illa elinle iteleyeceksin. Onu da idrak etmesi ve hareket etmesi zaman alır; illa sürtünerek geçeceksin!
Hani sanki tuvalet kapısı açık ya da kendi de içerdeyken işeyecekmişim gibi peşimden içeri girdiği de çok olur.
Tabi ki elinde sigara!
Güya çooook düşünceli bir davranış olarak kafasını sola ya da sağa çevirerek üfler! Sanki duman kütlesi akıllı bana uğramayacak! Dağılmayacak ya da az sonra ben oradan geçmeyeceğim!!
E hemen sigara yakıyorsun diyorum niye mutfaktan hızlı çıkıyorsun ki dedikten sonra.
Anlıyor mu? Hayır? Booooş boş bana bakıyor.
Nerede???
Ben neredeysem orada; peşlmden seğirtip dumanını tüm eve yayarak sigarasının!
Tek bir yerde içmiyormuş işte! Hem hareket etmiş oluyormuş hem dağılıyormuş duman.
çok mantıklıdır da.
Yazın süper zeka ablam anneme de bir akıllı telefon almıştı.
Daha katlanan kapaklı eski Nokia'yı bile kullanamıyor, 10 yılda milyon kez göstersem de teknoloji hafızası balık hafızası gibi! Daha onu açamıyor bile çaldığı zaman!
Sankl bilmiyor gibi dokunmatik akıllı telefon???
Bilmez tabi. Anlatsan da anlamaz. Aynı anası! Annem de bazı şeyleri anlatsan da anlamıyor ya, aynı onun gibi!
Bi keresinde katlanan Nokia'yı kapatır ken tersine bükmeye bile çalıştı! Kıracak yani! E sen dedin katla kapat! Ben suçluyum gene!
Anlayamamalarına şok olursunuz.
Ama heves etmiş akıllı telefona çok sevindi. Ben versem sevinmez ama...
Bazı arkadaşları benden iyi kullanıyor akıllı telefonlarını annem daha kumandalara tam alışamadı; eskiyi arıyor ne güzelmiş düğmeleri olurmuş amaaaanmış bu ne hep kumanda bilmem ne diye.
Akıllı telefona nasıl alışsın. Hem daha tablet bilgisayarı hala nihale sanıyor!
Yazın tabletin üstüne kaynar çaydanlık koymuştu!
Gene elinde çaydanlık bana tableti işaret ederek şunu koy da üztüne çaydanlık koyacağım diyor.
O olmaz deyip dergi verince isyan ediyor; dergi ince gelir yanarmış şunu koyacakmışım şunuuu!
Tablet oo!
Aman neyse ne kolum yoruldu koy şunu çaydanlık koyacam talet midir nedir ne boksa!
Tablet deyince anlayamıyor illaaaa uzuuun uzun bilgisayarını da diyecesin de jeton düşecek, bilgisayar lafına bile 15 yılda alışamadı!
Bi de bana telefonumu yenilerken gereksiz demeleri bitmez. Hep bize lazım değillerde.
Sanki ben de 60larında emekli bir kadınım genç değil de.
Uzun zaman öyle kaldı telefon nasıl kullansın. Bi kere benimkinden araması gerekmişti beceremedi.
şimdi özenmiş durduğu yerde eskimesin diyor.
Bir aydır her gün ama hergün baştan anlatıyorum telefon nasıl çalışıyor! Bezdim yani.
üstelik ne meraklı ne hevesli kin ve nefret dolu korku dolu!
Odama çekilsem ro dakkaya bir dibimde bitip;
Nazlıı bu ses çıkarttı, Nazlıı bunun ışığı yanıyor, Nazlııı buna bişey oldu dlye.....
Bana işkence yani resmen eziyet resmen.
Hani acemi 5.de 10.da anlasa bari. Hi. Ama zerre anlamıyor. Gözü de görmüyor takıyor gözlüğü ama anlat anlat nafile! Bu kadarı hayret verici.
Ablama bana ikkence olsun diye almışın deyince çok gülüyor, komikmişim! Geri zekalı ve aynı anasının ruhsuz empatisiz bencil kafası var çünkü! Bari en basitini alaydın alengirli bişeyi nasıl öğrenecek.
Daha eski telefon çaldı mı nerede olursan olayım bana getiriyor; banyo, tuvalet, uyku, çıplaksın, yemek yiyor su içiyorsun... Fark etmez.
Daha katlanan kapaklı eski Nokia'yı bile kullanamıyor, 10 yılda milyon kez göstersem de teknoloji hafızası balık hafızası gibi! Daha onu açamıyor bile çaldığı zaman!
Sankl bilmiyor gibi dokunmatik akıllı telefon???
Bilmez tabi. Anlatsan da anlamaz. Aynı anası! Annem de bazı şeyleri anlatsan da anlamıyor ya, aynı onun gibi!
Bi keresinde katlanan Nokia'yı kapatır ken tersine bükmeye bile çalıştı! Kıracak yani! E sen dedin katla kapat! Ben suçluyum gene!
Anlayamamalarına şok olursunuz.
Ama heves etmiş akıllı telefona çok sevindi. Ben versem sevinmez ama...
Bazı arkadaşları benden iyi kullanıyor akıllı telefonlarını annem daha kumandalara tam alışamadı; eskiyi arıyor ne güzelmiş düğmeleri olurmuş amaaaanmış bu ne hep kumanda bilmem ne diye.
Akıllı telefona nasıl alışsın. Hem daha tablet bilgisayarı hala nihale sanıyor!
Yazın tabletin üstüne kaynar çaydanlık koymuştu!
Gene elinde çaydanlık bana tableti işaret ederek şunu koy da üztüne çaydanlık koyacağım diyor.
O olmaz deyip dergi verince isyan ediyor; dergi ince gelir yanarmış şunu koyacakmışım şunuuu!
Tablet oo!
Aman neyse ne kolum yoruldu koy şunu çaydanlık koyacam talet midir nedir ne boksa!
Tablet deyince anlayamıyor illaaaa uzuuun uzun bilgisayarını da diyecesin de jeton düşecek, bilgisayar lafına bile 15 yılda alışamadı!
Bi de bana telefonumu yenilerken gereksiz demeleri bitmez. Hep bize lazım değillerde.
Sanki ben de 60larında emekli bir kadınım genç değil de.
Uzun zaman öyle kaldı telefon nasıl kullansın. Bi kere benimkinden araması gerekmişti beceremedi.
şimdi özenmiş durduğu yerde eskimesin diyor.
Bir aydır her gün ama hergün baştan anlatıyorum telefon nasıl çalışıyor! Bezdim yani.
üstelik ne meraklı ne hevesli kin ve nefret dolu korku dolu!
Odama çekilsem ro dakkaya bir dibimde bitip;
Nazlıı bu ses çıkarttı, Nazlıı bunun ışığı yanıyor, Nazlııı buna bişey oldu dlye.....
Bana işkence yani resmen eziyet resmen.
Hani acemi 5.de 10.da anlasa bari. Hi. Ama zerre anlamıyor. Gözü de görmüyor takıyor gözlüğü ama anlat anlat nafile! Bu kadarı hayret verici.
Ablama bana ikkence olsun diye almışın deyince çok gülüyor, komikmişim! Geri zekalı ve aynı anasının ruhsuz empatisiz bencil kafası var çünkü! Bari en basitini alaydın alengirli bişeyi nasıl öğrenecek.
Daha eski telefon çaldı mı nerede olursan olayım bana getiriyor; banyo, tuvalet, uyku, çıplaksın, yemek yiyor su içiyorsun... Fark etmez.
Yanlış anlamanın ötesi!
çok zeki olduğu için!
Giyinirken tepeme dikilip soruyor, o ne bu ne niye giydin 9lye giymedin. O sürdüğün ne neye yarar ne gerek var?????
ilgili olmak içinmiş!
Sorguya çekiyor üstelik anlamıyor, ona göre geresiz sürme!
Külotlu çorabımı görüyor giyerken, soruyor o ne? Hani tayt gibi ayağı açık çoraplar var, ondan, ayağına başka çorap giyiyorsun.
Ne anlasın? Anlar mı? Dinlemez duymaz gözü de görmez.
Absürd ötesi bişey zannettiği aylar sonra çıkıyor ortaya salak ablama sormuş!
Kimbilir ne zamandır düşünüüüp duruyor.
Hadi annem iyi dinlemiyor, kulağında sorun var, gözü bozuk: ablama noluyor? Dersler görevler konusunda süper zeka ama normal hayatta bir avanak; aynı anası gibi de peşin hükümlü sabit fikirli, esnek olmayan bir akıl?
Ayaksız çorap dedimdi ya; amsız çorap anlamış!?????????
Ablam da şaşmış öyle çorap mı var? çişe gitmek kolay olsun diye mi??
Ben demişim açık yeri varmış görmüş! Amsız çorap demişim!
Akıl var mantık var öyle şey olur mu ben yanlış anlamışımdır da demiyor; iddia ediyor ısrarla! Amsız çorap demişim am yeri açıkmış!???
çok zeki olduğu için!
Giyinirken tepeme dikilip soruyor, o ne bu ne niye giydin 9lye giymedin. O sürdüğün ne neye yarar ne gerek var?????
ilgili olmak içinmiş!
Sorguya çekiyor üstelik anlamıyor, ona göre geresiz sürme!
Külotlu çorabımı görüyor giyerken, soruyor o ne? Hani tayt gibi ayağı açık çoraplar var, ondan, ayağına başka çorap giyiyorsun.
Ne anlasın? Anlar mı? Dinlemez duymaz gözü de görmez.
Absürd ötesi bişey zannettiği aylar sonra çıkıyor ortaya salak ablama sormuş!
Kimbilir ne zamandır düşünüüüp duruyor.
Hadi annem iyi dinlemiyor, kulağında sorun var, gözü bozuk: ablama noluyor? Dersler görevler konusunda süper zeka ama normal hayatta bir avanak; aynı anası gibi de peşin hükümlü sabit fikirli, esnek olmayan bir akıl?
Ayaksız çorap dedimdi ya; amsız çorap anlamış!?????????
Ablam da şaşmış öyle çorap mı var? çişe gitmek kolay olsun diye mi??
Ben demişim açık yeri varmış görmüş! Amsız çorap demişim!
Akıl var mantık var öyle şey olur mu ben yanlış anlamışımdır da demiyor; iddia ediyor ısrarla! Amsız çorap demişim am yeri açıkmış!???
üşütmeyeyim diye sürekli en kalın kazağını giy, üstüste 2 tane giy, çok soğuk diyerek abarta abarta dolanan mantıklı annem; obez bir ayıyla Suudi Arabistan'a yerleşmeme dündan razı!???
düşünmüş taşınmış mantığına oturtmuş.
bebeklerin olur ne güzel.
ya anne obez adamın olacak mı bakalım?!!!
bomboş bakışlar!
obez değilmiş canım ben de abartıyormuşum! boyuna güvenip fazla yemiş biraz.
hangi boya? 1,75'e mi güvenmiş? sanırsn 1,90!!
aman ha 175 ha 190 çok farklı da sanki.
sana farklı değil tabi nazlı'nın gelecek yıllarını boka çevirmesi garanti olsun yeter, ne güzel obez şeker hastası yavrularım olur kocamda hastalanır hasta bakarım!!
son zamanlarda iyice sapıttı; kimsenin beğenmediği tiplerden sağlıksızlara bile geçti!! tüm akrabaları en az 1 kere kanser geçirmiş adamdan obeze transfer olduk bakalım. ha arada bir de yaşlı vardı. onu da mantığına oturttu!!
nasıl oturtuyor bilmem.
düşünmüş taşınmış mantığına oturtmuş.
bebeklerin olur ne güzel.
ya anne obez adamın olacak mı bakalım?!!!
bomboş bakışlar!
obez değilmiş canım ben de abartıyormuşum! boyuna güvenip fazla yemiş biraz.
hangi boya? 1,75'e mi güvenmiş? sanırsn 1,90!!
aman ha 175 ha 190 çok farklı da sanki.
sana farklı değil tabi nazlı'nın gelecek yıllarını boka çevirmesi garanti olsun yeter, ne güzel obez şeker hastası yavrularım olur kocamda hastalanır hasta bakarım!!
son zamanlarda iyice sapıttı; kimsenin beğenmediği tiplerden sağlıksızlara bile geçti!! tüm akrabaları en az 1 kere kanser geçirmiş adamdan obeze transfer olduk bakalım. ha arada bir de yaşlı vardı. onu da mantığına oturttu!!
nasıl oturtuyor bilmem.
Sabah sabah beni çıldırtmalara başladı gene.
Odamın kapısını açar açmaz karşımda asık ve uykulu suratıyla ve elinde telefonla dikili buluyorum!
Tabi ki elinde sigarası, pof pof üfleyerek, gayet rahat! Tabi ki 36 senedir kabul edemediği şekilde tuvalete gitmem ve yüzümü yıkamam gerek ve kendisi önümde, dibimde vırvırvır konuşarak engellemeye çalışıyor!
Yanlış! Yanlış yapıyorum! Mesela mutfağa ulaştığım an bir bardak su içmem de yanlış! Kendisi içemiyormuş hiç susamıyormuş! Bravo ne kadar harika ve doğru?!!
Tamirciyi aramak lazım! Diyor sabahın saat 06.30'unda?!
Tabi ki günaydın yok, tabi ki iyi uyudun mu falan yok!
Ona göre ben aşırı rahat eden ve horul horul uyuyan biriyim! Ama kendisi çok hassas duyarlı olduğu için iyi uyuyamıyormuş!
Tabi ki lafta bile olsa iyi uyuyanlara gıcık, düşman!
Benim de yaşlı emekliler gibi gece uyanmalarım, dolanmaların, tuvalete gitmelerim olsun istiyor.
Bir haftadır her sabah aynı!
Sabahın köründe aranmaz!
Ne zaman aranacak yaa????
Tabi ki gene her zaman ki gibi önümden çekilmemek için direniyor. Hem bi günaydın yok, hem tuvalete gitmem gerektiğini anlamak! Sanki ben de 60larımdayım mesanem eskimiş, gece tuvalete kalkıyorum! Ne kadar yanlışım! Kendi kendini bildi bileli tuvalete kalkarmış gece; o kadar doğru bir insan ki!
Zar zor geçiyorum tuvalete ama peşimde dırdırdırdırdır. insaf yani! Daha tuvaletin kapısında dikili bekliyor beni tabi elinde telefon!
Bir haftadır aynı sahne. Bir türlü idrak edemiyor! Hem tamirciyle evde tek kalamıyor, hem zaten telefon edemiyor.
üstelik ben adamın telefonunu ezbere biliyorum sanıyor!
Hadi ara!
Sabahın körü daha körü anne!
Ya sen al araa ben konuşurum!
Tamam bi geçeyim!
Ya bi çevir şunu!
Bi numarayı bulayım önce ezbere mi biliyorum numarayı? sevgillm mi bu adam?????
Biz eskiden ezbere bilirdik herşeyi!
Niye şimdi bilmiyorsun? Ezberle o zaman!???
Aman be sende musluk akıtıyor senin umrunda değil!
iki damla su sızdırmuş sanki patlamış! Sabahın köründe elin adamını aratıyor bana!
Napalım kim arayacak?
Sen ara! Sanki bilmiyor gibi, telefon defterinde hepsi yazıyor!
Kahvaltı falan da beklemiyor benden ha, işe odaklanmış!
Ee?
E açmıyor sabahın köründe tabi!
Bi daha ara!
Ararım bi kahvaltı edeyim yaa! indaf yani sabah sabah!
Adam işe gidecek bize gelemeyecek şimdi ara!
Sapık gibi sabahın köründe elli kere aratıyor elin adamını!
Açmıyor tabi, kim açar?? Anlar mı annem asssla! Zihni almıyor. Her istediği kendi istediği anda olacak!
Kahvaltımı da zıkkım etti tepemde söylenerek! Daha da işe gitmeyip evde tamirci bekleyecekmişim!
Zaten her sabah çocuk gibi bir bahanesi var işe gitmemem için!?
özel okulmuş???
Bana özel sanıyor! öğretmenler az çalışıp bol para kazansın diye kurulmuş!
Kendi olsa ne izinler alırmış ne izinler bilmem neler??? Saçma böbürlenmeler; sanki bilmiyor hatırlamıyorum çocuklar hasta diye zor izin aldığı günleri!!
çok gururluymuş ya istemeyi bilmiyormuş!
Kahvaltı ederken de tam karşımda gözünü bana dikmiş, lokmalarımı sayar gibi beni izliyor. Ne zaman arayacakmışım hani hadi?
Sabah sabah boğazıma dizdin! Ne o bakış öyle zıkkım ye der gibi! çok zekiyim hafızam mükemmel derken iyi anne, kendin ara! Sabahın köründe elin adamını aratıyor bana! Gece de arayayım mı????
Musluk akıyormuş da ne zaman yapılacamış da umrumda değilmiş de vırvırvırvır....
Ya bugün perşembe, geçen haftadan beri aynı terane anlamıyor ki laftan. Normal laftan anlamaz illa kavga illa bağırış çağırış! Küstürmezsen yakandan düşmez!
Adam hastaymış, geçen hafta sonu çalışmıyormuş. Anlamıyor ki annem bunu! illa da gelecek, her sabah aynı şey!
Ona kalsa tamirci beklemek için istifa edip evde pinekleyecem!
Ne güzel işte eline düşerim; parasız, özgüvensiz, geleceksiz, antisosyal... Oh. Maymun etsin Nazlı'yı.
Napsan da yaranman imkansız
Odamın kapısını açar açmaz karşımda asık ve uykulu suratıyla ve elinde telefonla dikili buluyorum!
Tabi ki elinde sigarası, pof pof üfleyerek, gayet rahat! Tabi ki 36 senedir kabul edemediği şekilde tuvalete gitmem ve yüzümü yıkamam gerek ve kendisi önümde, dibimde vırvırvır konuşarak engellemeye çalışıyor!
Yanlış! Yanlış yapıyorum! Mesela mutfağa ulaştığım an bir bardak su içmem de yanlış! Kendisi içemiyormuş hiç susamıyormuş! Bravo ne kadar harika ve doğru?!!
Tamirciyi aramak lazım! Diyor sabahın saat 06.30'unda?!
Tabi ki günaydın yok, tabi ki iyi uyudun mu falan yok!
Ona göre ben aşırı rahat eden ve horul horul uyuyan biriyim! Ama kendisi çok hassas duyarlı olduğu için iyi uyuyamıyormuş!
Tabi ki lafta bile olsa iyi uyuyanlara gıcık, düşman!
Benim de yaşlı emekliler gibi gece uyanmalarım, dolanmaların, tuvalete gitmelerim olsun istiyor.
Bir haftadır her sabah aynı!
Sabahın köründe aranmaz!
Ne zaman aranacak yaa????
Tabi ki gene her zaman ki gibi önümden çekilmemek için direniyor. Hem bi günaydın yok, hem tuvalete gitmem gerektiğini anlamak! Sanki ben de 60larımdayım mesanem eskimiş, gece tuvalete kalkıyorum! Ne kadar yanlışım! Kendi kendini bildi bileli tuvalete kalkarmış gece; o kadar doğru bir insan ki!
Zar zor geçiyorum tuvalete ama peşimde dırdırdırdırdır. insaf yani! Daha tuvaletin kapısında dikili bekliyor beni tabi elinde telefon!
Bir haftadır aynı sahne. Bir türlü idrak edemiyor! Hem tamirciyle evde tek kalamıyor, hem zaten telefon edemiyor.
üstelik ben adamın telefonunu ezbere biliyorum sanıyor!
Hadi ara!
Sabahın körü daha körü anne!
Ya sen al araa ben konuşurum!
Tamam bi geçeyim!
Ya bi çevir şunu!
Bi numarayı bulayım önce ezbere mi biliyorum numarayı? sevgillm mi bu adam?????
Biz eskiden ezbere bilirdik herşeyi!
Niye şimdi bilmiyorsun? Ezberle o zaman!???
Aman be sende musluk akıtıyor senin umrunda değil!
iki damla su sızdırmuş sanki patlamış! Sabahın köründe elin adamını aratıyor bana!
Napalım kim arayacak?
Sen ara! Sanki bilmiyor gibi, telefon defterinde hepsi yazıyor!
Kahvaltı falan da beklemiyor benden ha, işe odaklanmış!
Ee?
E açmıyor sabahın köründe tabi!
Bi daha ara!
Ararım bi kahvaltı edeyim yaa! indaf yani sabah sabah!
Adam işe gidecek bize gelemeyecek şimdi ara!
Sapık gibi sabahın köründe elli kere aratıyor elin adamını!
Açmıyor tabi, kim açar?? Anlar mı annem asssla! Zihni almıyor. Her istediği kendi istediği anda olacak!
Kahvaltımı da zıkkım etti tepemde söylenerek! Daha da işe gitmeyip evde tamirci bekleyecekmişim!
Zaten her sabah çocuk gibi bir bahanesi var işe gitmemem için!?
özel okulmuş???
Bana özel sanıyor! öğretmenler az çalışıp bol para kazansın diye kurulmuş!
Kendi olsa ne izinler alırmış ne izinler bilmem neler??? Saçma böbürlenmeler; sanki bilmiyor hatırlamıyorum çocuklar hasta diye zor izin aldığı günleri!!
çok gururluymuş ya istemeyi bilmiyormuş!
Kahvaltı ederken de tam karşımda gözünü bana dikmiş, lokmalarımı sayar gibi beni izliyor. Ne zaman arayacakmışım hani hadi?
Sabah sabah boğazıma dizdin! Ne o bakış öyle zıkkım ye der gibi! çok zekiyim hafızam mükemmel derken iyi anne, kendin ara! Sabahın köründe elin adamını aratıyor bana! Gece de arayayım mı????
Musluk akıyormuş da ne zaman yapılacamış da umrumda değilmiş de vırvırvırvır....
Ya bugün perşembe, geçen haftadan beri aynı terane anlamıyor ki laftan. Normal laftan anlamaz illa kavga illa bağırış çağırış! Küstürmezsen yakandan düşmez!
Adam hastaymış, geçen hafta sonu çalışmıyormuş. Anlamıyor ki annem bunu! illa da gelecek, her sabah aynı şey!
Ona kalsa tamirci beklemek için istifa edip evde pinekleyecem!
Ne güzel işte eline düşerim; parasız, özgüvensiz, geleceksiz, antisosyal... Oh. Maymun etsin Nazlı'yı.
Napsan da yaranman imkansız
On senedir aynı evdeyiz ve asla odasından memnun değil, 3 kere değişmemize rağmen!
ilk zamanlar benim şu ankl odamdaydı; sürekli sıcak oluyor fazla güneş geliyor diye şikayet ediyordu: değiştik odaları.
Kısa bi süre sonra öbür odanın gürültülü olmasından şikayete başladı: 3. Oturma odası gibi odaya geçti.
Tabi bunların hepsi iş demek; ve tabi ki hep benden bekledi! Eşşek gibi dolapları sırtlayıp taşıyacakmışım hayallerini kurdu, planlar yaptı. Sonra bi yerimi lncitsem kendini hiç suçlamaz ama! Mesela bir gezide hafif bir yokuşu çıkmakta zorlanıp bana tutunmak istemiş ve kolumun tekine tüm ağırlığını vererek asılmıştı; ben tek elimle 52 kiloluk annemi yokuştan çekecekmişim!????? Tabi ben ay diye bağırmamlan dengemi kaybedip düşmem bir oldu! Elin adamlarına madara olduk, kolum inanılmaz ağrıdı, dönüşte doktorluk oldum, dışarda başkalarına çooook endişelenmiş numarası yapıp bana evde abartıyorsun dedi! Benim yüzümden koskoca kadın düşmüş!
Duyarlılık abidesi!
Oda konusunda da ona hep ben çok rahat ediyorum ve etmemeliyim, kendi hiç rahat edemiyor gibi geliyor.
Oturma odasını da çok karanlık, penceresi küçük ve tuvalete uzak buldu! Eee? Benim odama geri geçti ben onun odası olan esasen oturma odası olan odaysa geçtim.
Bir süre sonra gürültüden şikayete başladı, alt kattaki odada yeni yetme oğlan kardeşler var!
Eee ilk odasına geri döndü!
Sonra gene şikayete başladı tabi ki!
Bu arada ben eski odama geri geçmiştim.
Yıllardır ilk düzendeki gibiyiz ama gene memnun değil; üşüyormuş, odası çok soğuk oluyormuş!! Benim odama bakıyormuş sıcacıkmış! Kalorifer de hemen ısıtıyormuş!
Hiç alakası yok, kendi saplantılı ve rahatsız olduğundan öyle geliyor!
Hiç ısınmıyor, gürültülü, üstelik pencereler akıtıyor yağmurda. Ama gene de ben kendinden daha rahatmışım düşoncesinde; gözü benim odada!
Yani her odada 1-2 yıl geçirdi en az ama hala memnun değil!
Planı da: yarın okula gitmezsin odaları değişiriz Nazlı!
Okula gitmemem için hep bir sebep hazır ve çoğul konuşması çok saçma, kendi bişey yapmayacak ki anca isteyecek yönetecek konuşup dırdır edecek beğenmeyecek üstelik üstüne çok yorulduğunu belinin ağrıdığını söyleyecek???!
Hava soğuk ya üşüyormuş ne güzelmiş benim odam sıcacıkmış!
Hala inanmıyor odamın soğuk havalarda sıcak olmadığına, 2 yıl da bu odada yaşamasına rağmen!
Güneş yoksa soğuk, ama kalorifer ısıtıyormuş! Isıtmıyor! En yüksek kademeye getirsen de. Ama inanmıyor, ben sıcacık odamda mışııııl mışıl uyurken kalleş Nazlı, anneciğim buz gibi odada hiç uyuyamıyor!
Gene odaları değişelim yarın derdinde. Hem de hafta içi yani. Gitmezmişim okula taşıyıverirmişiz!
Kendi bişey yapacak sanırsın tüm eşşeklikler bende!
Kadın gelince taşırız anne.
Hangi kadın?
Temizlikçi kadııın!
Ay onu mu bekleyeceğiz???? Ay ben üşoyorum odamda, benim odam buz gibi, senin odan sıcacık!
Evet ben etletle yatıyorum o kadar sıcak!
Yaa. Ben çok üşüyorum!
Tabi sırtlarım ayı gibi dolapları, hem kadına yazık olmasın yorulmasın.
Hıı.
Kırılacaksa bir bel benimki kırılsın ben kimi0 ki??? Ben de sakat Nazlı olurum? Nolur sanki. Herkesin fıtığı var ben de de olsuun.
Hıı. Taşınır taşınmaz başlar şikayeti. E soğukmuş ısınmıyormuuuş?? Dudak bükerek! Kaprisli bi1 çocuk sanırsın!
Klima taktırın annenin odasına diyecesiniz. Nasıl çalıştıracak??? Gece nöbet tutmam lazım açıp kapamak için!
Bi zaman salonda yatayım demişti klima var orada. Kapatamamış gece iki kere beni taa oradan çağırarak uyandırmıştı: kaprisli nazlı bebekler gibi naz yapa yapa kapanmıyor buuu diyordu.
Ters tutmuş koooosssskoca üçgenimsi kumandayı.
Bi kaç saat sonra gene çağırıyor: üşümüüüş!
Ha ama zekasını hafızasını becerisini öve öve bitiremez! Benden daha üstün yani bu konularda. Belli dandik bir kumandayı dahi öğrenemedi!
Sonra ben salona transfer kendi benim odama! Benim odam sıcak diye düşünüyordu o zamanlarda da.
Unutmuş ama şimdi.
Sabahına şikayetlere başladı; yatağım iyi değilmiş çok sertmiş, nevresimim kokmuş, çok soğukmuş üşümüş battaniye nerde bilmiyormuşç......mırmırmırmır....
ilk zamanlar benim şu ankl odamdaydı; sürekli sıcak oluyor fazla güneş geliyor diye şikayet ediyordu: değiştik odaları.
Kısa bi süre sonra öbür odanın gürültülü olmasından şikayete başladı: 3. Oturma odası gibi odaya geçti.
Tabi bunların hepsi iş demek; ve tabi ki hep benden bekledi! Eşşek gibi dolapları sırtlayıp taşıyacakmışım hayallerini kurdu, planlar yaptı. Sonra bi yerimi lncitsem kendini hiç suçlamaz ama! Mesela bir gezide hafif bir yokuşu çıkmakta zorlanıp bana tutunmak istemiş ve kolumun tekine tüm ağırlığını vererek asılmıştı; ben tek elimle 52 kiloluk annemi yokuştan çekecekmişim!????? Tabi ben ay diye bağırmamlan dengemi kaybedip düşmem bir oldu! Elin adamlarına madara olduk, kolum inanılmaz ağrıdı, dönüşte doktorluk oldum, dışarda başkalarına çooook endişelenmiş numarası yapıp bana evde abartıyorsun dedi! Benim yüzümden koskoca kadın düşmüş!
Duyarlılık abidesi!
Oda konusunda da ona hep ben çok rahat ediyorum ve etmemeliyim, kendi hiç rahat edemiyor gibi geliyor.
Oturma odasını da çok karanlık, penceresi küçük ve tuvalete uzak buldu! Eee? Benim odama geri geçti ben onun odası olan esasen oturma odası olan odaysa geçtim.
Bir süre sonra gürültüden şikayete başladı, alt kattaki odada yeni yetme oğlan kardeşler var!
Eee ilk odasına geri döndü!
Sonra gene şikayete başladı tabi ki!
Bu arada ben eski odama geri geçmiştim.
Yıllardır ilk düzendeki gibiyiz ama gene memnun değil; üşüyormuş, odası çok soğuk oluyormuş!! Benim odama bakıyormuş sıcacıkmış! Kalorifer de hemen ısıtıyormuş!
Hiç alakası yok, kendi saplantılı ve rahatsız olduğundan öyle geliyor!
Hiç ısınmıyor, gürültülü, üstelik pencereler akıtıyor yağmurda. Ama gene de ben kendinden daha rahatmışım düşoncesinde; gözü benim odada!
Yani her odada 1-2 yıl geçirdi en az ama hala memnun değil!
Planı da: yarın okula gitmezsin odaları değişiriz Nazlı!
Okula gitmemem için hep bir sebep hazır ve çoğul konuşması çok saçma, kendi bişey yapmayacak ki anca isteyecek yönetecek konuşup dırdır edecek beğenmeyecek üstelik üstüne çok yorulduğunu belinin ağrıdığını söyleyecek???!
Hava soğuk ya üşüyormuş ne güzelmiş benim odam sıcacıkmış!
Hala inanmıyor odamın soğuk havalarda sıcak olmadığına, 2 yıl da bu odada yaşamasına rağmen!
Güneş yoksa soğuk, ama kalorifer ısıtıyormuş! Isıtmıyor! En yüksek kademeye getirsen de. Ama inanmıyor, ben sıcacık odamda mışııııl mışıl uyurken kalleş Nazlı, anneciğim buz gibi odada hiç uyuyamıyor!
Gene odaları değişelim yarın derdinde. Hem de hafta içi yani. Gitmezmişim okula taşıyıverirmişiz!
Kendi bişey yapacak sanırsın tüm eşşeklikler bende!
Kadın gelince taşırız anne.
Hangi kadın?
Temizlikçi kadııın!
Ay onu mu bekleyeceğiz???? Ay ben üşoyorum odamda, benim odam buz gibi, senin odan sıcacık!
Evet ben etletle yatıyorum o kadar sıcak!
Yaa. Ben çok üşüyorum!
Tabi sırtlarım ayı gibi dolapları, hem kadına yazık olmasın yorulmasın.
Hıı.
Kırılacaksa bir bel benimki kırılsın ben kimi0 ki??? Ben de sakat Nazlı olurum? Nolur sanki. Herkesin fıtığı var ben de de olsuun.
Hıı. Taşınır taşınmaz başlar şikayeti. E soğukmuş ısınmıyormuuuş?? Dudak bükerek! Kaprisli bi1 çocuk sanırsın!
Klima taktırın annenin odasına diyecesiniz. Nasıl çalıştıracak??? Gece nöbet tutmam lazım açıp kapamak için!
Bi zaman salonda yatayım demişti klima var orada. Kapatamamış gece iki kere beni taa oradan çağırarak uyandırmıştı: kaprisli nazlı bebekler gibi naz yapa yapa kapanmıyor buuu diyordu.
Ters tutmuş koooosssskoca üçgenimsi kumandayı.
Bi kaç saat sonra gene çağırıyor: üşümüüüş!
Ha ama zekasını hafızasını becerisini öve öve bitiremez! Benden daha üstün yani bu konularda. Belli dandik bir kumandayı dahi öğrenemedi!
Sonra ben salona transfer kendi benim odama! Benim odam sıcak diye düşünüyordu o zamanlarda da.
Unutmuş ama şimdi.
Sabahına şikayetlere başladı; yatağım iyi değilmiş çok sertmiş, nevresimim kokmuş, çok soğukmuş üşümüş battaniye nerde bilmiyormuşç......mırmırmırmır....
Neyini?
Fotoğraflarımızı bastırmıştım albüme koyarız diye.
Tek tek bakarken, tabi kendine göre önemli ve güzel zamanlara bakarken memnun, benimkilere burun kıvırıyor!
Bunu niye bastırdın ki diye sorarak bazılarının gereksizliğini vurguluyor. Benim anılarıma ne gerek var tabi?! Ben kimim ki? Şükredeyim 2 fotoğrafım olmasına!
Bunu niye bastırdın ki?
Beğendim!
Neyini?
Güzel bir manzarada, yumuşak görünümlü bir gün batımı fonunda selfim! Tabi neyimi beğeneceğim! Kendi gibi benden, hayattan, herkesyten nefret eden mutsuz cansız ruhsuz robot gibi biri olayım! Kendimi bile sevmeyeyim! Beni ben bile sevmeyeyim tabi!
Kendi eski fotoğraflarına hayran ama!! Anlat anlat bitmez övünmeleri! Fotoğrafı olmadığı etkinliklerdeki günlerine de yanar; keşke olsaymış!
Ya ama bana gelince gereksiz, lüzumu yok, neyini beğendin?
Fotoğraflarımızı bastırmıştım albüme koyarız diye.
Tek tek bakarken, tabi kendine göre önemli ve güzel zamanlara bakarken memnun, benimkilere burun kıvırıyor!
Bunu niye bastırdın ki diye sorarak bazılarının gereksizliğini vurguluyor. Benim anılarıma ne gerek var tabi?! Ben kimim ki? Şükredeyim 2 fotoğrafım olmasına!
Bunu niye bastırdın ki?
Beğendim!
Neyini?
Güzel bir manzarada, yumuşak görünümlü bir gün batımı fonunda selfim! Tabi neyimi beğeneceğim! Kendi gibi benden, hayattan, herkesyten nefret eden mutsuz cansız ruhsuz robot gibi biri olayım! Kendimi bile sevmeyeyim! Beni ben bile sevmeyeyim tabi!
Kendi eski fotoğraflarına hayran ama!! Anlat anlat bitmez övünmeleri! Fotoğrafı olmadığı etkinliklerdeki günlerine de yanar; keşke olsaymış!
Ya ama bana gelince gereksiz, lüzumu yok, neyini beğendin?
Keşke diyor başka üniversitede okusaymışısın.
Mersin'de başka yoktu ki o zaman.
Mersin şart mı sanki? Başka şehirleri yazaymışsın!
Sen yazdırmadın.
Ben mii????
Ya kim??? Kendi elinle sildin benim yazdıklarımı!
Adana ve Ankara'yı yazmıştım, o sıralar ablamdan dolayı krizlerde olduğu için istemedi. Ya ben de kendinin bulmadığı biriyle evlenirsem diye derde düşmüştü; sanki bilmiyorum anlamayacam! Her gün sabahtan akşama kadar dırdır; erkekler ne kadar kötü evliliik ne kadar boktan: bak ablanın hayatına?!
E bok eden sizsiniz?! Ama anlamazlar ki!
Sonra büyük şehirde okuyup başına olmadık şey gelen kızların şehir efsaneleri! Beni korkutmak için türlü psikolojik oyun baskı.
Hep ezilen hor görülen Nazlı ne yaptı sırf annesi memnun olsun kendini sevsin diye diretmedi, onun istediği üniversiteyi, bölümleri yazdı!
Hıı çok sevdi! Hep şikayet hep kusur!
şİmdi de tutmuş başka okulda okuyaydın diyor!
Mersin'de başka yoktu ki o zaman.
Mersin şart mı sanki? Başka şehirleri yazaymışsın!
Sen yazdırmadın.
Ben mii????
Ya kim??? Kendi elinle sildin benim yazdıklarımı!
Adana ve Ankara'yı yazmıştım, o sıralar ablamdan dolayı krizlerde olduğu için istemedi. Ya ben de kendinin bulmadığı biriyle evlenirsem diye derde düşmüştü; sanki bilmiyorum anlamayacam! Her gün sabahtan akşama kadar dırdır; erkekler ne kadar kötü evliliik ne kadar boktan: bak ablanın hayatına?!
E bok eden sizsiniz?! Ama anlamazlar ki!
Sonra büyük şehirde okuyup başına olmadık şey gelen kızların şehir efsaneleri! Beni korkutmak için türlü psikolojik oyun baskı.
Hep ezilen hor görülen Nazlı ne yaptı sırf annesi memnun olsun kendini sevsin diye diretmedi, onun istediği üniversiteyi, bölümleri yazdı!
Hıı çok sevdi! Hep şikayet hep kusur!
şİmdi de tutmuş başka okulda okuyaydın diyor!
Karşı!
O karşı değil! Bu annemin karşı olma durumları!
Annem kombiye karşı; tehlikeliymiş!
Aslında güneş enerjisine bile karşıydı; senelerce eski evde banyoda odun sobası yakarak su ısıtıp yıkandık. işkence gibi!
Eskiden haftada bir yıkanılırdı lafı da mottosu! Eskiler gibi sürsün hayat istiyor!
Ona kalsa hala haftada 1 yıkanacak ve bokton odun sobasıyla idare edeceğiz!
Eski evde odun sobası bozuldu, aylarca tamir ettirmek istemedi. Gereksizmiş! Nasıl mı yıkandık? Ocakta tencereyle su ısıtarak! Daha öyle idare edecektik ona kalsa. Saçımızı kısacık kestiririz ve evden çıkmayız! Zırt pırt banyo gerekmez!
E işsizsin, arkadaşın yok, sosyal değilsin dlye beni eleştirene baksen! Ama kendi ne kadar popülermiiiş! övünmeler....
Zar zor aylarca dil dökerek güneş enerjisi taktırttım.
Tabi kötü havalar içln enerjiye elektrikli ısıtıcı düzeneğine de karşı!
Doğal gaza da!
Hiç bir teknolojik şeye tam alışamadı. En sevdiği; kumandanın önünü kapatarak düğmelerine basmak, makine çalışmayınca bozuldu diye sinirlenmek: geçende lcd tv'nin üzerinde elleyerek tuş aramış! 7 yıl oldu alalı herhalde, alışamadı, kötü görüntülü eski tüplüyü özlüyor!
Zaten değişime de karşı. Bozuluncaya kadar kullanacaksın. Ama o zaman çağa ayak uyduramıyorsun. çağın farkında değil ki; eskilerde kalmış kafası, hatıraları gibi.
O karşı değil! Bu annemin karşı olma durumları!
Annem kombiye karşı; tehlikeliymiş!
Aslında güneş enerjisine bile karşıydı; senelerce eski evde banyoda odun sobası yakarak su ısıtıp yıkandık. işkence gibi!
Eskiden haftada bir yıkanılırdı lafı da mottosu! Eskiler gibi sürsün hayat istiyor!
Ona kalsa hala haftada 1 yıkanacak ve bokton odun sobasıyla idare edeceğiz!
Eski evde odun sobası bozuldu, aylarca tamir ettirmek istemedi. Gereksizmiş! Nasıl mı yıkandık? Ocakta tencereyle su ısıtarak! Daha öyle idare edecektik ona kalsa. Saçımızı kısacık kestiririz ve evden çıkmayız! Zırt pırt banyo gerekmez!
E işsizsin, arkadaşın yok, sosyal değilsin dlye beni eleştirene baksen! Ama kendi ne kadar popülermiiiş! övünmeler....
Zar zor aylarca dil dökerek güneş enerjisi taktırttım.
Tabi kötü havalar içln enerjiye elektrikli ısıtıcı düzeneğine de karşı!
Doğal gaza da!
Hiç bir teknolojik şeye tam alışamadı. En sevdiği; kumandanın önünü kapatarak düğmelerine basmak, makine çalışmayınca bozuldu diye sinirlenmek: geçende lcd tv'nin üzerinde elleyerek tuş aramış! 7 yıl oldu alalı herhalde, alışamadı, kötü görüntülü eski tüplüyü özlüyor!
Zaten değişime de karşı. Bozuluncaya kadar kullanacaksın. Ama o zaman çağa ayak uyduramıyorsun. çağın farkında değil ki; eskilerde kalmış kafası, hatıraları gibi.
Hayallerim gerçek oldu!
Hep obezin biriyle evlenip Suudi Arabistan'a yerleşmek istemişimdir!!
Hııı.
Evvelsi gün gene gözleri umut dolu, belli ki saatlerce düşünüp kendi mantığına uygun hale getirmiş halde; yavru kedi bakışlarıyla anlatıyor bana.
Tabi okuldan geliyorum akşam, suratıma duman poflayarak açılıyor kapı, daracık girişten çekilmiyor, ışığını da a
mamış koridoru ve girişi aydınlatan, sürtünerek girip lambayı yakıyorum. şaşırarak ışığa bakıp sigara dumanı poflayarak anlatmaya başlıyor!
Bilmem kimin kimisinin oğlu evlenmek istiyormuuuuuşşş!!!
Ooo yaşasın????!
Küçük değil mi o kadının oğlu?
Yook büyük oğluna!
Evli değil mi o?
Yoo değil! Ayy Nazlı inşallah olur!
Umut dolu bir konuşması var; ama hani filmlerde olur ya, film çok optimist başlarsa aha da kötü bişey olacak deriz! Evet konuşmanın sonuna saklamış acı gerçekleri!
Aklı sıra ben geri zekalıyım, tabi kendi dünyanın en zeki ve en mantıklı insanı olduğu için! Başkalarının da zeki ve mantıklı olabieceğini düşünmez; tabi ki özellikle benim!
Tarif ediyor kadını ayyy müstakbel kayın annemi yanii! Eskiden komşuymuşuz.
Konuştukça bomba gibi bişeyi sakladığını anlıyorum; büyük bir dezavantajı. Çünkü normalde annemin iyimser konuşmasına imakn ve ihtimal yok! Karamsar, mutsuz, suratsız, hep kötü şeyleri ve nefretlerini söyleyen bir insan çünkü. Ama ben bunları bilemem anlayamam ki! Zeki değilim ki???
Aklı sıra gözümü boyayacak beni kafalayacak!
iyice tarif edince anımsıyorum ve neden bu kadar olumlu ve umut dolu olduğunu anlıyorum. Çünkü adam ayyy müstakbel kocam, çok uzun boylu çok yakışıklı, kusursuz huylu, çok okumuş ondan!
Hııı. Tabi tabi!
Annem şu yaşıma kadar bana iyi görünümlü, fazla kusuru olmayan falan birini yakıştırmadı ki. Beni hep çirkin, kötü huylu, iyi bir özelliği pek olmayan, dandik biri olarak görüyor çünkü! Beni iyiye hatta benden iyiye yakıştıramıyor hiç!
Ama kendi en iyilerine layık bir insandır. Herşeyin en kalitelisini en iyisini kullanmıştır! şimdiki aklı olsa daha uzun boylu, daha yakışıklı ve daha sağlıklı biriyle evlenirmişdir.
Ama bana gelinceeeee; bunlara gwrek yok tabi ki! Ben kimim ki? Ben annem gibi zeki güzel iyi huylu herşeyin iyisine layık prenses gibi büyütülmüş biri miyim???? Ben aşağlık babamın dölüyüm!???
Hatırladım tabi adamı, gözümü niye boyamaya çalıştığını anladım.
Ay obez o adam yaa!
Değil! Biraz fazlası var sadece.
Hııı! Tabi!
O kadar değil Nazlı!
Hıı belli oldu niye o kadar övdüğün! Tam bana yaraşır!
Savunmaya geçti tabi. Daha bitmemiş! Hem obez hem işi gereği Suudi Arabistan'a taşınması lazımmış!
Ooo hayallerimin ülkesi! O zaman olur bak anneciğim! Kocadan izinsiz nefes alınabiliyor muydu orada yoksa nefes alıp verme hareketleri çok mu erotik geldi yasakladılar kadınlarra????
?????? Boş bakışlar!
Taramalı tüfek gibi savunmalar. Boşuna mı saatlerce kafa patlatmış beni ikna edecek! Ne güzel işimi de bırakır, burkalara girer beyimle Suudi Arabistan'a yerleşir, evden hiç çıkmam, beyim münasip neyi görürse onu yaşar onu yaparım! Tam bana layık hem de obezle! Ooohh!
Böylece gelecek yarım yüzyıllık hayatımın bok gibi olması garanti olur anneciğim de huzura erer!
Ya ama sorsan okutmak için tek başına ne mücadeleler ne maddi sıkıntılar çekmiştir! Bi kendi çekmiş ya! Ben özellikle kıt beyinli bir ruhsuz olduğumdan hiç stres hiç sorun yaşmadım, anlamadım bile! Harçları ödemek için ne kadar dişini sıkmıştır mesela; anlat anlat bitmez uğraşları çabaları fedakarlıkları sıkıntıları!
Ama sen öyle avanak gibi yaşamışsındır ona göre. Hıı. Niye şişmanladım? Niye sivilcelerden sivilce beğendim? Niye ufak yaşımda tansiyon hastası oldum? Niye gastrit hastası oldumm??? Hep babam yüzonden hep babama çekmişimdir!
şimdiki aklı olsa daha uzun daha yakışıklı daha sağlıklı biriyle evlenirdimdiler....
Ee bana gelince yok ama daha yakışıklıyı uzunu bırak daha sağlıklısı bile!!
Fedakarlıklar etmedi değil, zorluklar da yaşadı ama kanırta kanırta bana da yaşatarak! Tabi sevvgili ablacığım bu durumlardan yırtmak için erkenden koca bulup evlendi, uzaklaştı! Küçük sinsi!
Maddi sıkıntılarmışmış! 2 maaş vardı! Evet babamdan bana kalan maaş, ablam evlenince onunkisi kesildi ama! Naptı? Aldı aldı boktan bir yazlığa yatırdı; sonra da maddi zorluktan bahseder. Hayır yazlığın en iyi, en yeni, en sağlam yıllarını kiracılar yaşası, sefasını elalem sürdü!
Hatta biz yıllarca görmedik bile! Gerçekten binip de beraber gitmedik, yasaklı bir yer gibi!
Ha sonra kiracı problemleri olunca yıllaaaar sonra vazgeçti. Bir külüstür haline gelmiş yazlığı bana layık buldu! Aman merak etmeyin üstüme yapmadı elbette!
Annemin fobisi var ya; ölürsek evler babamın akrabalarına kalır fobisi! Hı??? Ben niye ölüyorsam? Zaten ablama kalır. Ama anlamıyor, kendinden bana benden babamın akrabalarına kalır diye korkuyor.??????? Daha yakın akraba yani ablam dururken niye kalsın onlara? Ama çok mantıklıdır ya annemin fobisi bu. Yani benim genç ölmem değil!
Genç değilim ki zaten değil mi ama???
Hep obezin biriyle evlenip Suudi Arabistan'a yerleşmek istemişimdir!!
Hııı.
Evvelsi gün gene gözleri umut dolu, belli ki saatlerce düşünüp kendi mantığına uygun hale getirmiş halde; yavru kedi bakışlarıyla anlatıyor bana.
Tabi okuldan geliyorum akşam, suratıma duman poflayarak açılıyor kapı, daracık girişten çekilmiyor, ışığını da a
mamış koridoru ve girişi aydınlatan, sürtünerek girip lambayı yakıyorum. şaşırarak ışığa bakıp sigara dumanı poflayarak anlatmaya başlıyor!
Bilmem kimin kimisinin oğlu evlenmek istiyormuuuuuşşş!!!
Ooo yaşasın????!
Küçük değil mi o kadının oğlu?
Yook büyük oğluna!
Evli değil mi o?
Yoo değil! Ayy Nazlı inşallah olur!
Umut dolu bir konuşması var; ama hani filmlerde olur ya, film çok optimist başlarsa aha da kötü bişey olacak deriz! Evet konuşmanın sonuna saklamış acı gerçekleri!
Aklı sıra ben geri zekalıyım, tabi kendi dünyanın en zeki ve en mantıklı insanı olduğu için! Başkalarının da zeki ve mantıklı olabieceğini düşünmez; tabi ki özellikle benim!
Tarif ediyor kadını ayyy müstakbel kayın annemi yanii! Eskiden komşuymuşuz.
Konuştukça bomba gibi bişeyi sakladığını anlıyorum; büyük bir dezavantajı. Çünkü normalde annemin iyimser konuşmasına imakn ve ihtimal yok! Karamsar, mutsuz, suratsız, hep kötü şeyleri ve nefretlerini söyleyen bir insan çünkü. Ama ben bunları bilemem anlayamam ki! Zeki değilim ki???
Aklı sıra gözümü boyayacak beni kafalayacak!
iyice tarif edince anımsıyorum ve neden bu kadar olumlu ve umut dolu olduğunu anlıyorum. Çünkü adam ayyy müstakbel kocam, çok uzun boylu çok yakışıklı, kusursuz huylu, çok okumuş ondan!
Hııı. Tabi tabi!
Annem şu yaşıma kadar bana iyi görünümlü, fazla kusuru olmayan falan birini yakıştırmadı ki. Beni hep çirkin, kötü huylu, iyi bir özelliği pek olmayan, dandik biri olarak görüyor çünkü! Beni iyiye hatta benden iyiye yakıştıramıyor hiç!
Ama kendi en iyilerine layık bir insandır. Herşeyin en kalitelisini en iyisini kullanmıştır! şimdiki aklı olsa daha uzun boylu, daha yakışıklı ve daha sağlıklı biriyle evlenirmişdir.
Ama bana gelinceeeee; bunlara gwrek yok tabi ki! Ben kimim ki? Ben annem gibi zeki güzel iyi huylu herşeyin iyisine layık prenses gibi büyütülmüş biri miyim???? Ben aşağlık babamın dölüyüm!???
Hatırladım tabi adamı, gözümü niye boyamaya çalıştığını anladım.
Ay obez o adam yaa!
Değil! Biraz fazlası var sadece.
Hııı! Tabi!
O kadar değil Nazlı!
Hıı belli oldu niye o kadar övdüğün! Tam bana yaraşır!
Savunmaya geçti tabi. Daha bitmemiş! Hem obez hem işi gereği Suudi Arabistan'a taşınması lazımmış!
Ooo hayallerimin ülkesi! O zaman olur bak anneciğim! Kocadan izinsiz nefes alınabiliyor muydu orada yoksa nefes alıp verme hareketleri çok mu erotik geldi yasakladılar kadınlarra????
?????? Boş bakışlar!
Taramalı tüfek gibi savunmalar. Boşuna mı saatlerce kafa patlatmış beni ikna edecek! Ne güzel işimi de bırakır, burkalara girer beyimle Suudi Arabistan'a yerleşir, evden hiç çıkmam, beyim münasip neyi görürse onu yaşar onu yaparım! Tam bana layık hem de obezle! Ooohh!
Böylece gelecek yarım yüzyıllık hayatımın bok gibi olması garanti olur anneciğim de huzura erer!
Ya ama sorsan okutmak için tek başına ne mücadeleler ne maddi sıkıntılar çekmiştir! Bi kendi çekmiş ya! Ben özellikle kıt beyinli bir ruhsuz olduğumdan hiç stres hiç sorun yaşmadım, anlamadım bile! Harçları ödemek için ne kadar dişini sıkmıştır mesela; anlat anlat bitmez uğraşları çabaları fedakarlıkları sıkıntıları!
Ama sen öyle avanak gibi yaşamışsındır ona göre. Hıı. Niye şişmanladım? Niye sivilcelerden sivilce beğendim? Niye ufak yaşımda tansiyon hastası oldum? Niye gastrit hastası oldumm??? Hep babam yüzonden hep babama çekmişimdir!
şimdiki aklı olsa daha uzun daha yakışıklı daha sağlıklı biriyle evlenirdimdiler....
Ee bana gelince yok ama daha yakışıklıyı uzunu bırak daha sağlıklısı bile!!
Fedakarlıklar etmedi değil, zorluklar da yaşadı ama kanırta kanırta bana da yaşatarak! Tabi sevvgili ablacığım bu durumlardan yırtmak için erkenden koca bulup evlendi, uzaklaştı! Küçük sinsi!
Maddi sıkıntılarmışmış! 2 maaş vardı! Evet babamdan bana kalan maaş, ablam evlenince onunkisi kesildi ama! Naptı? Aldı aldı boktan bir yazlığa yatırdı; sonra da maddi zorluktan bahseder. Hayır yazlığın en iyi, en yeni, en sağlam yıllarını kiracılar yaşası, sefasını elalem sürdü!
Hatta biz yıllarca görmedik bile! Gerçekten binip de beraber gitmedik, yasaklı bir yer gibi!
Ha sonra kiracı problemleri olunca yıllaaaar sonra vazgeçti. Bir külüstür haline gelmiş yazlığı bana layık buldu! Aman merak etmeyin üstüme yapmadı elbette!
Annemin fobisi var ya; ölürsek evler babamın akrabalarına kalır fobisi! Hı??? Ben niye ölüyorsam? Zaten ablama kalır. Ama anlamıyor, kendinden bana benden babamın akrabalarına kalır diye korkuyor.??????? Daha yakın akraba yani ablam dururken niye kalsın onlara? Ama çok mantıklıdır ya annemin fobisi bu. Yani benim genç ölmem değil!
Genç değilim ki zaten değil mi ama???
Hastalanınca acımaz sen odana çekilsen de zırt pırt gereksiz yere dalar odaya!
Nazlıı bilmem ne nerdee?
Nazlı bilmem ne çalışmıyor!
Nazlı yarın bamya mı yapayım dolma mıı?
Ama gerekli zamanda uğramaz. Kargo gelmiş geri göndermiş kendi de almamış içinde ne var bilmiyormuş!!
Ne olabilir içinde???? Bomba olacak değil heralde???! Kitap vardı kitap?!
Ne varmış içinde bilmiyormuş! Benden her bok beklenir ya.
Geçende de yatıyorum akşam; kapıya geliyor gene. Ee?
E balkona komşunu halısı düşmüüş!
Buna mı?
Yoo öbürünee!
E napayım? üfff!
E kalk al da ver, kadın kapıda bekliyor!
Geçsin alsın kendi!
Yani şimdi nasıl sinirlenmezsin? Nasıl??? Sen hasta yat sana gram acımaz, elin pis halısına sarılıp dolanıp taşıyacağım, belki ağır. Ama kadıncağız işten gelmiş yorgunmuş!muş!
Kızım çok hasta yatıyor diyememiş! Ay hanfendi yorgun gelmiş işteeee! Kimse yorgun gelmiyor sanki?!
Kendi mi alacak??????
Niye alamasın?
Ay işten yorgun gelmiş kadın topuklularla falaan!
Ha ben hasta yatağımdan kalkayım o zaman!
Hah kalk!
Işığı da açıyor sağolsun üstümü de. Kadıncağız yorgun yorgun gelmiş kapıda dikiliyormuş! Ayıp oluyormuş!
Bana olmuyor yani ne kadar güzel!
???? Manasız bakışlar! Bana niye olsun kl ayıp????? Ben kimim??? Altı üstü Nazlı?!
Nazlıı bilmem ne nerdee?
Nazlı bilmem ne çalışmıyor!
Nazlı yarın bamya mı yapayım dolma mıı?
Ama gerekli zamanda uğramaz. Kargo gelmiş geri göndermiş kendi de almamış içinde ne var bilmiyormuş!!
Ne olabilir içinde???? Bomba olacak değil heralde???! Kitap vardı kitap?!
Ne varmış içinde bilmiyormuş! Benden her bok beklenir ya.
Geçende de yatıyorum akşam; kapıya geliyor gene. Ee?
E balkona komşunu halısı düşmüüş!
Buna mı?
Yoo öbürünee!
E napayım? üfff!
E kalk al da ver, kadın kapıda bekliyor!
Geçsin alsın kendi!
Yani şimdi nasıl sinirlenmezsin? Nasıl??? Sen hasta yat sana gram acımaz, elin pis halısına sarılıp dolanıp taşıyacağım, belki ağır. Ama kadıncağız işten gelmiş yorgunmuş!muş!
Kızım çok hasta yatıyor diyememiş! Ay hanfendi yorgun gelmiş işteeee! Kimse yorgun gelmiyor sanki?!
Kendi mi alacak??????
Niye alamasın?
Ay işten yorgun gelmiş kadın topuklularla falaan!
Ha ben hasta yatağımdan kalkayım o zaman!
Hah kalk!
Işığı da açıyor sağolsun üstümü de. Kadıncağız yorgun yorgun gelmiş kapıda dikiliyormuş! Ayıp oluyormuş!
Bana olmuyor yani ne kadar güzel!
???? Manasız bakışlar! Bana niye olsun kl ayıp????? Ben kimim??? Altı üstü Nazlı?!
Hani saçım tepemden arkaya doğru çok acayip şekilde ayrılıyormuş ya! Hani birilerini gösterip hani herkesin öyle ayrılıyor deyince gayet relax; ama seninki çok çirkin ayrılıyor diyen annem bu yaz bacaklarıma takmıştı!
Herkesin ayrılabilirmiş biraz ama benimkisi çok kötü çok çirkin ayrılıyormuş!!
Efendim kendinin hiç selüliti yokmuş hele gençken asssla! Sütun gibi düzgün ve pürüzsüzmüş!!
Şimdiki nesil çok bozukmuş! Kendileri çok iyi ve doğal beslenmişler; çocukken de prensesler gibilermiş!
Kendi prenses biz köle en çok da en alt tabakada ben varım? Prenseslik ne kendi kapris yapar biz çekeriz, hele bir kapris yap; nankörsün! Hakkın bile yok. Sus otur. Doğuştan eziğim yani.
Doğal beslenme konusunda haklı olabilir ama kendine göre düntanın en bilinçli bilge insanı ama çok mu iyi beslendik??? Bizi şahane besledi sanırsın.
Yetişme çağında hiç düşünmedi aklına dahi gelmedi fazla kilolar sağlık için kötü. Bilinçliydi hani???
Yedirdi yedirdi şekerli tatlılar çörek börek kek litrelerce kola fanta! Biz bilmeyiz de hani kendi çoook zeki bilinçli?????
Selülit böyle oldu belki!
Ama asla kendinde bulmaz azıcık kusur! Hele birinin özellikle de benim ufacık bişey söylememe katlanamaz! Asla.
Ee selülitim varmış çok! Kendisi olsa hep pantolon giyermiş!
Amaç selülitimden utanması değil; giderek topluma uyup tutuculaşması ama asla habul etmemesi! inkar uzmanı!
Sadece selülit değil bacağımda çok çirkin gamze gibi kocaman çukurlar varmış!
Yani ayrık saç, bacakta gamze herkeste olabilir ama bendekiler daha çirkin!!
Diyelim ki gerçekten çirkinim, hiç mi payın yok? Leylekler mi getirdi beni?
Herkesin ayrılabilirmiş biraz ama benimkisi çok kötü çok çirkin ayrılıyormuş!!
Efendim kendinin hiç selüliti yokmuş hele gençken asssla! Sütun gibi düzgün ve pürüzsüzmüş!!
Şimdiki nesil çok bozukmuş! Kendileri çok iyi ve doğal beslenmişler; çocukken de prensesler gibilermiş!
Kendi prenses biz köle en çok da en alt tabakada ben varım? Prenseslik ne kendi kapris yapar biz çekeriz, hele bir kapris yap; nankörsün! Hakkın bile yok. Sus otur. Doğuştan eziğim yani.
Doğal beslenme konusunda haklı olabilir ama kendine göre düntanın en bilinçli bilge insanı ama çok mu iyi beslendik??? Bizi şahane besledi sanırsın.
Yetişme çağında hiç düşünmedi aklına dahi gelmedi fazla kilolar sağlık için kötü. Bilinçliydi hani???
Yedirdi yedirdi şekerli tatlılar çörek börek kek litrelerce kola fanta! Biz bilmeyiz de hani kendi çoook zeki bilinçli?????
Selülit böyle oldu belki!
Ama asla kendinde bulmaz azıcık kusur! Hele birinin özellikle de benim ufacık bişey söylememe katlanamaz! Asla.
Ee selülitim varmış çok! Kendisi olsa hep pantolon giyermiş!
Amaç selülitimden utanması değil; giderek topluma uyup tutuculaşması ama asla habul etmemesi! inkar uzmanı!
Sadece selülit değil bacağımda çok çirkin gamze gibi kocaman çukurlar varmış!
Yani ayrık saç, bacakta gamze herkeste olabilir ama bendekiler daha çirkin!!
Diyelim ki gerçekten çirkinim, hiç mi payın yok? Leylekler mi getirdi beni?
Eve geliyorum ki yatak odaları vitrin gibi açık! Ne stor ne ince ne kalın perde!
Kurumamış, Nazlı asar demiş göndermiş kadını. Rahat rahat söyleyip niye sinirlendim hiç anlamıyor!
Gelen her kadınla bozuşuyoruz annem ya tembel ya arsız ediyor. Ya her gördüğüne göz diken biri haline geliyor ya da yarım iş yapıp bana bırakıp erken gidip ama parasını tak diye almak isteyen birine.
Nasıl takacam ben bunları? Derken sadece perde asmaktan nefretimi kast etmiyorum, başı dönen bir insan oldum ota boka. Bir türlü aşırı zeki beyni almıyor ki bunu! Yazın bile montla gezeyim, erkekler bana bakmasın, ve sıcak yemekten ağzım yanmasın; ama başka her tür abuk yanlış şey olabillr?!
Hadi asayımmış artık, kurumuştur!
Ne güzel tüm eşşeklikler bana layık! Ben bu boktan işten kaçarken. Ne kadar da rahat ruhsuz bakıyor suratıma.
Yazın perde asarken başladı baş dönmeleri demiyor; aman sıcak yemekten ağzı yanmasın ama! üşütmesin ve kızlığı da bozulmasın; gerisi önemli değil.
Perde asamam ben başın dönüyor deyince hayatında ilk defa duymuş gibi hayretler içinde kalıyor. E nolacakmış yatak odalarıymış!???
Diğer odaları yıkamadı mı?
Oda yıkanır mı ayol?
Offffff perde yani perde anlamayacak ne var?
Yıkadııı.
Ee onlar da mı açık böyle?
Yok onları taktı.
Kurumuşmuydu da taktı?
Yoo.
Ay Allahım sen bana sabır ver! Diğer odaları nemli asmış buraları niye asmamış??????
Sen asarsın diye!?
Annecim ben perde işinden kurtulmak için çağırmıyor muyum bu kadını???? Başı döner düşer müşer diye hiç endiş+lenmiyorsun benim içinq amman kadıncağız yorulmasın Nazlı'ya nolurssa olsun!
Kadını geri çağırdım, evi yakın taksın diye. Ben telefonla konuşurken de pişkince beni çimdikliyor ayıp olurmuş!
Elin kadınına ayıp oluyor ama bana hiç olmuyor!! Nazlı yorulur mu başı gene döner mi sırtı tutulur mu kimin umrunda ne önemi var???
Aa öyle mi demiş o!
Demezsin açıkça o yürek mi var? Kıvırtarak üstü kapalı. Ya da söylemedikleri o manaya gelir sonunda!
Daha da bunlarla uğraşırken kapı çalıyor; şu aşağıdaki komşu, hani her gürültüyü bizden bilen, evde erkek yok diye kafası rahat istediği gibi çıkışabileceğini zanneden oruspu! Eskiden olsa annem kavga çıkarır asabiyetle azarlar haddini bildirirdi; son yıllarda o asiliği ezikliıe dönüştü bana kaldı.
Tersleyerek gürültünün bizden gelmediğini anca bize güco yetebileceğini sandığını, benim her gün oğullarının tepinmesini, kavgasını, küfürlerini duyduğumu ifade ediyorum.
Kadın mırıldanıp gidince. Annem benim kaba olduğumu söylüyor bana!
Ay kusura bakma canım ben senin gibi el bebek gül bebek gak demik su guk demiş yemek prensesler gibi büyümedim! Kibar olamıyorum işte!
Kurumamış, Nazlı asar demiş göndermiş kadını. Rahat rahat söyleyip niye sinirlendim hiç anlamıyor!
Gelen her kadınla bozuşuyoruz annem ya tembel ya arsız ediyor. Ya her gördüğüne göz diken biri haline geliyor ya da yarım iş yapıp bana bırakıp erken gidip ama parasını tak diye almak isteyen birine.
Nasıl takacam ben bunları? Derken sadece perde asmaktan nefretimi kast etmiyorum, başı dönen bir insan oldum ota boka. Bir türlü aşırı zeki beyni almıyor ki bunu! Yazın bile montla gezeyim, erkekler bana bakmasın, ve sıcak yemekten ağzım yanmasın; ama başka her tür abuk yanlış şey olabillr?!
Hadi asayımmış artık, kurumuştur!
Ne güzel tüm eşşeklikler bana layık! Ben bu boktan işten kaçarken. Ne kadar da rahat ruhsuz bakıyor suratıma.
Yazın perde asarken başladı baş dönmeleri demiyor; aman sıcak yemekten ağzı yanmasın ama! üşütmesin ve kızlığı da bozulmasın; gerisi önemli değil.
Perde asamam ben başın dönüyor deyince hayatında ilk defa duymuş gibi hayretler içinde kalıyor. E nolacakmış yatak odalarıymış!???
Diğer odaları yıkamadı mı?
Oda yıkanır mı ayol?
Offffff perde yani perde anlamayacak ne var?
Yıkadııı.
Ee onlar da mı açık böyle?
Yok onları taktı.
Kurumuşmuydu da taktı?
Yoo.
Ay Allahım sen bana sabır ver! Diğer odaları nemli asmış buraları niye asmamış??????
Sen asarsın diye!?
Annecim ben perde işinden kurtulmak için çağırmıyor muyum bu kadını???? Başı döner düşer müşer diye hiç endiş+lenmiyorsun benim içinq amman kadıncağız yorulmasın Nazlı'ya nolurssa olsun!
Kadını geri çağırdım, evi yakın taksın diye. Ben telefonla konuşurken de pişkince beni çimdikliyor ayıp olurmuş!
Elin kadınına ayıp oluyor ama bana hiç olmuyor!! Nazlı yorulur mu başı gene döner mi sırtı tutulur mu kimin umrunda ne önemi var???
Aa öyle mi demiş o!
Demezsin açıkça o yürek mi var? Kıvırtarak üstü kapalı. Ya da söylemedikleri o manaya gelir sonunda!
Daha da bunlarla uğraşırken kapı çalıyor; şu aşağıdaki komşu, hani her gürültüyü bizden bilen, evde erkek yok diye kafası rahat istediği gibi çıkışabileceğini zanneden oruspu! Eskiden olsa annem kavga çıkarır asabiyetle azarlar haddini bildirirdi; son yıllarda o asiliği ezikliıe dönüştü bana kaldı.
Tersleyerek gürültünün bizden gelmediğini anca bize güco yetebileceğini sandığını, benim her gün oğullarının tepinmesini, kavgasını, küfürlerini duyduğumu ifade ediyorum.
Kadın mırıldanıp gidince. Annem benim kaba olduğumu söylüyor bana!
Ay kusura bakma canım ben senin gibi el bebek gül bebek gak demik su guk demiş yemek prensesler gibi büyümedim! Kibar olamıyorum işte!
Bütün gün bana kölesi, hizmetçisi, beslemesi gibi davranır akşam da rol kesmek için şöyle diyor;
seni yıkayayım mı?
Ne kadar iyi bir insan?!
Ne kadar iyi bir anne?! Değil mi?
Cani, manyak, sapık değil: ama bencil körlüğü ve ayrımcı sahteliğinden küçük nüanslarla totalde kötü.
Hani yazdan beri vertigom var, zırt pırt başım dönüyor ve kendisi idrak edemiyor anlayamıyor bir türlü. Oysa çok zeki, anlayışlı, sempatik, sevgi yumağı! Tabi bunlar başka insanlar varken böyle!
Ablama bile rol kesiyor. Ki o da aynı anneciği gibi bir çeşit ahmak olduğundan, hem gerçekleri göremiyor hem aslında ikisi de aynı; gerçekleri görüp üzülmek, sıkılmak, isyan etmek, çözüm aramak falan yerine bakar körlüğü tercih ederek kolaya kaçıyorlar. Niye iş-problem çıksın ki başlarına!
Kendine ucu sorun olarak dokunmasın da yeter.
Ablam geldi de hafta sonu. Forum'a alışverişe gidecekmişiz. Baş dönmelerimi ciddiye almıyorlar; ama ben kendilerinin kıl dönmesini bile ciddiye almasam ayyy hainim! Dünyanın en kötü en ahlaksız en acımasız sevgisiz bencil insanıyım! Ay onun kılı dönmüüüüşş ay canı yanıyor sen bişey yapmıyosunn, geçer diyosuun?! :((
bencil çocuksu kaprissssssss
.
Başa döneyim de daha açık olsun.
Ablamla anneciği forum'da alışveriş yapalım diye tutturdu; benim başdönmemin ne önemi var? Bişey olmazmış!
Sanki olsa ruhları duyacak?
Hadi oraya kadar tamam. Bi zaman sonra bir mağazada ablam ceketini çıkarıp bana verince ikisi de soyundu bana verdiller. Hayır ben de sandım ki tekrar alacaklar hani mont deniyorlar ya.
Yoo aldılar başlarını çıktılar mağazadan yandakine girdiler. Hani sanki ben sıcaklanmamışım gibi iki ceket-kaban daha taşıyorum.
Böyle salaklaşıyorlar iyice beraber; gene böyle bir gün sahildeyken, ben telefonla konuştuğum için geride kalmıştım, yanlarına teşhirci bir sapık gelmiş, bu iki ahmak da anlamamışlar adamı anlamaya çalışıyorlar?! Ay beyefendi ne diyormuş???? Adamın önü açık daşşağı ortada bu iki salak saati soruyor falan sanıyorlar. Aslında bırakacaksın ağzına soksun zor anlar aa tövbe tövbeeee! Ben müdehale etmesemm??? Daha hala anlamadılar, gene ablamın jetonu ilk düştü; anneciğim aşırı zekası ve bana karşı önyargılarından anlayamadı; ne bağırıyormuşum yaşlı adama yazıkmış! Kız sana açmış daşşağını sallıyor sen ay beyefendi beyefendi.....
Sadece bir çeşit ahmaklık bakarkörlükten değil etrafa çok kibar medeni anlayışlı nasıl davranılacağını bilen hanım efendi imajını çizmek için sahte rollerde gezmesinden!
Oysa evde ne küfürler ne hakaretler.....
Ha kabanlarını geri almaya niyetleri yok, mutlu mutlu kıyafet denemedeler, ben sanki orada kukla hizmetçiyim! Hayır başım tuhaf olmasa...
Koydum montlarını diplerine gidip bir oturacak yer buldum.
Şimdi aşırı zeki, aşırı anlayışlı anneme göre uyumsuzumdur! Kızımın başı dönüyor ya düşüp kafayı çarpar bişey olursa diye bir endişesi yok! Kafayı taktığı 3-5 aşırı mantıksızca da olabilen endişesi dışında başkasına aklı ermiyor! işte bunlar hep aşırı zekadan ve mantıktan!!
Neyse bişey olmadı da, tüm gün başımın dönmesine aldırmayan zeka abidesi akşam ben beanyoya gireceğim zaman ahmak ablama rol kese kese; 'ben seni yıkayayım mı? Başın dönüyordu?' diyor!
seni yıkayayım mı?
Ne kadar iyi bir insan?!
Ne kadar iyi bir anne?! Değil mi?
Cani, manyak, sapık değil: ama bencil körlüğü ve ayrımcı sahteliğinden küçük nüanslarla totalde kötü.
Hani yazdan beri vertigom var, zırt pırt başım dönüyor ve kendisi idrak edemiyor anlayamıyor bir türlü. Oysa çok zeki, anlayışlı, sempatik, sevgi yumağı! Tabi bunlar başka insanlar varken böyle!
Ablama bile rol kesiyor. Ki o da aynı anneciği gibi bir çeşit ahmak olduğundan, hem gerçekleri göremiyor hem aslında ikisi de aynı; gerçekleri görüp üzülmek, sıkılmak, isyan etmek, çözüm aramak falan yerine bakar körlüğü tercih ederek kolaya kaçıyorlar. Niye iş-problem çıksın ki başlarına!
Kendine ucu sorun olarak dokunmasın da yeter.
Ablam geldi de hafta sonu. Forum'a alışverişe gidecekmişiz. Baş dönmelerimi ciddiye almıyorlar; ama ben kendilerinin kıl dönmesini bile ciddiye almasam ayyy hainim! Dünyanın en kötü en ahlaksız en acımasız sevgisiz bencil insanıyım! Ay onun kılı dönmüüüüşş ay canı yanıyor sen bişey yapmıyosunn, geçer diyosuun?! :((
bencil çocuksu kaprissssssss
.
Başa döneyim de daha açık olsun.
Ablamla anneciği forum'da alışveriş yapalım diye tutturdu; benim başdönmemin ne önemi var? Bişey olmazmış!
Sanki olsa ruhları duyacak?
Hadi oraya kadar tamam. Bi zaman sonra bir mağazada ablam ceketini çıkarıp bana verince ikisi de soyundu bana verdiller. Hayır ben de sandım ki tekrar alacaklar hani mont deniyorlar ya.
Yoo aldılar başlarını çıktılar mağazadan yandakine girdiler. Hani sanki ben sıcaklanmamışım gibi iki ceket-kaban daha taşıyorum.
Böyle salaklaşıyorlar iyice beraber; gene böyle bir gün sahildeyken, ben telefonla konuştuğum için geride kalmıştım, yanlarına teşhirci bir sapık gelmiş, bu iki ahmak da anlamamışlar adamı anlamaya çalışıyorlar?! Ay beyefendi ne diyormuş???? Adamın önü açık daşşağı ortada bu iki salak saati soruyor falan sanıyorlar. Aslında bırakacaksın ağzına soksun zor anlar aa tövbe tövbeeee! Ben müdehale etmesemm??? Daha hala anlamadılar, gene ablamın jetonu ilk düştü; anneciğim aşırı zekası ve bana karşı önyargılarından anlayamadı; ne bağırıyormuşum yaşlı adama yazıkmış! Kız sana açmış daşşağını sallıyor sen ay beyefendi beyefendi.....
Sadece bir çeşit ahmaklık bakarkörlükten değil etrafa çok kibar medeni anlayışlı nasıl davranılacağını bilen hanım efendi imajını çizmek için sahte rollerde gezmesinden!
Oysa evde ne küfürler ne hakaretler.....
Ha kabanlarını geri almaya niyetleri yok, mutlu mutlu kıyafet denemedeler, ben sanki orada kukla hizmetçiyim! Hayır başım tuhaf olmasa...
Koydum montlarını diplerine gidip bir oturacak yer buldum.
Şimdi aşırı zeki, aşırı anlayışlı anneme göre uyumsuzumdur! Kızımın başı dönüyor ya düşüp kafayı çarpar bişey olursa diye bir endişesi yok! Kafayı taktığı 3-5 aşırı mantıksızca da olabilen endişesi dışında başkasına aklı ermiyor! işte bunlar hep aşırı zekadan ve mantıktan!!
Neyse bişey olmadı da, tüm gün başımın dönmesine aldırmayan zeka abidesi akşam ben beanyoya gireceğim zaman ahmak ablama rol kese kese; 'ben seni yıkayayım mı? Başın dönüyordu?' diyor!
Bu kadar seçici olmama gerek yokmuş!
işine gelmeyince böyle akıl verir ama kendine gelince böbürlenir.
Çok seçiciymiş, kalite seviyormuş palavraları.
Çocukken, gençkızken prensesler gibi büyümüşler!
Peki prenses gibi üzerine düşülen, şımartılan bir hayatı olan bir insan neden çocuklarına böyle bir hayatı ve davranışları layık bulmaz ve sergilemez?
Nefret duygusu o kadar güçlü ki tüm diıer duyguları mantığı vicdanını bile bastırıyor.
Prenses ne hizmetçi muamelesi gördük, köle ya da. Gene ablama bir derrece nazikti bana gelince eser gürler hıncını alır, biraz pişman olunca pasta-börekle barış sağlamaya çalışır, çok yiyip kilo alınca da gene beni eleştirecek bir koz elde etmiş olurdu.
Babama olan kırgınlığı, kızgınlığı, hayal kırıklığı nefrete dönüşmüş gözlerini kör etmiş hayat neşesini yaşma arzusunu söküp almış. Nefret ruhunu öyle ele geçirmiş ki toplamda 6-7 yıllık ilişkilerini, babam öldükten 20 yıl sonra bile atamıyor.
Herkesi kendi gi8i hayattan zevk almayan robotlardan sanıyor hatta öyle olması gerektiğine inanmış!
Kendi çocukluğu gençliğiyle övünebiliyor; demiyor ki bu kızlar bunları yaşamadı! Bizim övünülecek hiçbir anımız yok!
Ya zoraki ya rutin başlayan her anının sonu muhakkak mutsuzlukla biter!
Mutluluğ keyfe o kadar düşman o kadar savaş açmış durumda ki tahammülü yok; güzel geçen bir günün sonunda muhakkak ama muhakkak bir sorun çıkar, eskiden beri.
Ya benle kavga edecek birşey bulur, yaratır, sebep olur, ya bir garsonla, bir çalışanla; kendinden aşağı gördüğü biriyle yani; hiç olmadı hani zaten her an kapris yapar, senin 5 dakikalık huzurunu elinden almak için uğraşır; hiç bişeyi beğenmez mütemadiyen yakınır; olmadı akşamına hasta olur!???
Herrrr zaman böyle istisnasız.
Kavga yoksa hastalık; olmadı sabahına hasta kalkar! öyle mutlu uyumak uyanmak yoooook!
Bana da 36 senede o kadar işlemiş ki; alışverşte teksem sanki içimdeki annem pırtlayıp biz alamayız, pahalı, değmez, yakışmaz, sana olmaz, yaşına uymaz diye fısıldıyor kulağıma.
Sinemadaysam; etrafa kusur bulan filme adapte olmamak için çabalayan içimdeki annem çıkıp beni rahatsız ediyor.
Yemekteysem de.....
Annem mutlu olmamaya, etrafına da yaşatmamaya and içmiş gibi. Sanki içinden bana istediğlm hayatı sunamayan herifin dölü mutlu olmayı hak etmiyor diyor.
Hani ben mutluyken mutlu olamıyor; kusur arıyor nasıl tadını kaçırırım! Diye.
çOk mükemmelliyetçi hassas ve detaycıymış, çok gerçekçi ve herşeyi gören anlayan biriymiş!
Gerçekçisin madem niye kendine kısa boyluyum diyemiyorsun? 152 boyla kendine orta boyluyum diyor ama 163 olan bana kısasın diyor?!
Ve kısa olmamda hiiç etkisi yok? Sanki gen bağımız yok, sanırsın çoook iyi beslenmişim! Daha uzayayım diye ne yaptın???? Hiç!!
Spora bile teşvik etmedi; terlermişim hastalanırmışım kıyafet kirlenirmiş usanmış çamaşırdan uğraşamazmış!.
Hani bunca ders baskısı, gelecek planı; ayy çok zor çok fedakarlıklarla okuttuğu beni, senelerce atanamadım iş bulamadım diye eleştirmekten zevk duyarmış demek; bunlara rağmen iş bulunca memnun olacağına bırakayım diye bahaneler arıyor! Domuzun tekine feda edecem kendimi. Annem düşünmüş mantığına uydurmuş yeter. Hayır sözünü dinlesen bir süre sonra gene beğenmemeye eleştirmeye başlayacak!
Yaranamazsın!
işine gelmeyince böyle akıl verir ama kendine gelince böbürlenir.
Çok seçiciymiş, kalite seviyormuş palavraları.
Çocukken, gençkızken prensesler gibi büyümüşler!
Peki prenses gibi üzerine düşülen, şımartılan bir hayatı olan bir insan neden çocuklarına böyle bir hayatı ve davranışları layık bulmaz ve sergilemez?
Nefret duygusu o kadar güçlü ki tüm diıer duyguları mantığı vicdanını bile bastırıyor.
Prenses ne hizmetçi muamelesi gördük, köle ya da. Gene ablama bir derrece nazikti bana gelince eser gürler hıncını alır, biraz pişman olunca pasta-börekle barış sağlamaya çalışır, çok yiyip kilo alınca da gene beni eleştirecek bir koz elde etmiş olurdu.
Babama olan kırgınlığı, kızgınlığı, hayal kırıklığı nefrete dönüşmüş gözlerini kör etmiş hayat neşesini yaşma arzusunu söküp almış. Nefret ruhunu öyle ele geçirmiş ki toplamda 6-7 yıllık ilişkilerini, babam öldükten 20 yıl sonra bile atamıyor.
Herkesi kendi gi8i hayattan zevk almayan robotlardan sanıyor hatta öyle olması gerektiğine inanmış!
Kendi çocukluğu gençliğiyle övünebiliyor; demiyor ki bu kızlar bunları yaşamadı! Bizim övünülecek hiçbir anımız yok!
Ya zoraki ya rutin başlayan her anının sonu muhakkak mutsuzlukla biter!
Mutluluğ keyfe o kadar düşman o kadar savaş açmış durumda ki tahammülü yok; güzel geçen bir günün sonunda muhakkak ama muhakkak bir sorun çıkar, eskiden beri.
Ya benle kavga edecek birşey bulur, yaratır, sebep olur, ya bir garsonla, bir çalışanla; kendinden aşağı gördüğü biriyle yani; hiç olmadı hani zaten her an kapris yapar, senin 5 dakikalık huzurunu elinden almak için uğraşır; hiç bişeyi beğenmez mütemadiyen yakınır; olmadı akşamına hasta olur!???
Herrrr zaman böyle istisnasız.
Kavga yoksa hastalık; olmadı sabahına hasta kalkar! öyle mutlu uyumak uyanmak yoooook!
Bana da 36 senede o kadar işlemiş ki; alışverşte teksem sanki içimdeki annem pırtlayıp biz alamayız, pahalı, değmez, yakışmaz, sana olmaz, yaşına uymaz diye fısıldıyor kulağıma.
Sinemadaysam; etrafa kusur bulan filme adapte olmamak için çabalayan içimdeki annem çıkıp beni rahatsız ediyor.
Yemekteysem de.....
Annem mutlu olmamaya, etrafına da yaşatmamaya and içmiş gibi. Sanki içinden bana istediğlm hayatı sunamayan herifin dölü mutlu olmayı hak etmiyor diyor.
Hani ben mutluyken mutlu olamıyor; kusur arıyor nasıl tadını kaçırırım! Diye.
çOk mükemmelliyetçi hassas ve detaycıymış, çok gerçekçi ve herşeyi gören anlayan biriymiş!
Gerçekçisin madem niye kendine kısa boyluyum diyemiyorsun? 152 boyla kendine orta boyluyum diyor ama 163 olan bana kısasın diyor?!
Ve kısa olmamda hiiç etkisi yok? Sanki gen bağımız yok, sanırsın çoook iyi beslenmişim! Daha uzayayım diye ne yaptın???? Hiç!!
Spora bile teşvik etmedi; terlermişim hastalanırmışım kıyafet kirlenirmiş usanmış çamaşırdan uğraşamazmış!.
Hani bunca ders baskısı, gelecek planı; ayy çok zor çok fedakarlıklarla okuttuğu beni, senelerce atanamadım iş bulamadım diye eleştirmekten zevk duyarmış demek; bunlara rağmen iş bulunca memnun olacağına bırakayım diye bahaneler arıyor! Domuzun tekine feda edecem kendimi. Annem düşünmüş mantığına uydurmuş yeter. Hayır sözünü dinlesen bir süre sonra gene beğenmemeye eleştirmeye başlayacak!
Yaranamazsın!
Bayılır övünmeye!
Her fırsatta şöyle şahane bir çocukluk yaşamış böyle gezmişler, toplanır tombala oynar pikniklere giderler, öyle sevilirmiş böyle popülermiş, ş,yle güzelmiş herkes ona aşıkmış!
El bebek gül bebek büyümüşler, prensesler gibiymişler prenses!
Her istedikleri yapılırmış herşeyin en iyisi en kalitelisi alınırmış!
Yılbaşı toplantıları, haftasonu piknikler, geziler hiç durmazlarmış!
Bunları da tüm pişkinliğiyle anlatır; dünyanın en mantıklı, en zeki, en duyarlı insanı!
Demez ben bunların yarısını çocukları,a yaştamadım!
Sen ima edersen de senden kötüsü yok!
Ama adeta haset et geber der gibi edalarda şişinerek teatral şekilde anlatır.
Tüm 'güzel' çocukluk-gençlik anılarımın sonu kötü biter! Ya annem kavga çıkarır biriyle ya hastalanır. Yani mutlu bir çocukluk anım yok!
Ki hayatımda ilk defa üniversitedeyken zorla annemi kafalayıp, sınıfçak pikniğe gittik, 21 yaşımdaydım ilk pikniğe gittiğimde! Düşün!
Mutlu anılarım, ya arkadaşlarımla ya kendi kendimeyken?!
Aile görüşmeleri sınırlıydı; dul olunca annem herkes irtibatı kesti. Bilmem hep onlar mı kesti annem mi hayata küsüp içne kapanıp irtibatı kesti? Bi tek senede en fazla 3 kere gördüğümüz teyzemlerdi.
Onlarla çıktığımızda eğlenirdik fakat yine mutlu olamazdık. Yani ben belki.
Annem bize mutluluğu yasakladı adeta, kendinin belirleyeceği şeyler ve sınırda!
Babam bir gün bizi ve halamın kızını beraber lunaparka götürmüştü. Güzel bir gün geçirmiş, 3 kız çok gülmüştük. Tam mutlu bir anım oldu derken evde annem büyük bir kavga çıkardı. Hep öyle olur zaten; kendi mutsuzluğa gömülmüş ya başkalarının mutluluğuna katlanamıyor. Birlikte seyyar bir fotoğrafçıya çektirdiğimiz fotoğrafı da ağzını büze büze zevkle yırttı!
Bu kadar nefret dolu, sevgisiz, karamsar bir insan ama kendine göre aksi!
Zaten eski fotoğraflarımızın yarısını yırtıp atmış babam ya da görmek istemediği akrabalar var diye.
Kendinin bizimkinden çok çocukluk fotoğrafı var ve öyle pişkince bana diyor ki; bu fotoğraflara bir şey olursa çok üzülürmüş, bilgisayara yükleyeyimmiş!
Çok duyarlıdır da kendisi! Demiyor ki bu kızların mutlu bir çocukluk fotoğrafı yok! Aklına bile gelmez. Aynı şey değil ki!??
Bi kere o aile içinde prenses gibi büyümüş! Babası da varmış. üstün yani. Biz kimiz ki çocukluk fotomuz olsun????
Her fırsatta şöyle şahane bir çocukluk yaşamış böyle gezmişler, toplanır tombala oynar pikniklere giderler, öyle sevilirmiş böyle popülermiş, ş,yle güzelmiş herkes ona aşıkmış!
El bebek gül bebek büyümüşler, prensesler gibiymişler prenses!
Her istedikleri yapılırmış herşeyin en iyisi en kalitelisi alınırmış!
Yılbaşı toplantıları, haftasonu piknikler, geziler hiç durmazlarmış!
Bunları da tüm pişkinliğiyle anlatır; dünyanın en mantıklı, en zeki, en duyarlı insanı!
Demez ben bunların yarısını çocukları,a yaştamadım!
Sen ima edersen de senden kötüsü yok!
Ama adeta haset et geber der gibi edalarda şişinerek teatral şekilde anlatır.
Tüm 'güzel' çocukluk-gençlik anılarımın sonu kötü biter! Ya annem kavga çıkarır biriyle ya hastalanır. Yani mutlu bir çocukluk anım yok!
Ki hayatımda ilk defa üniversitedeyken zorla annemi kafalayıp, sınıfçak pikniğe gittik, 21 yaşımdaydım ilk pikniğe gittiğimde! Düşün!
Mutlu anılarım, ya arkadaşlarımla ya kendi kendimeyken?!
Aile görüşmeleri sınırlıydı; dul olunca annem herkes irtibatı kesti. Bilmem hep onlar mı kesti annem mi hayata küsüp içne kapanıp irtibatı kesti? Bi tek senede en fazla 3 kere gördüğümüz teyzemlerdi.
Onlarla çıktığımızda eğlenirdik fakat yine mutlu olamazdık. Yani ben belki.
Annem bize mutluluğu yasakladı adeta, kendinin belirleyeceği şeyler ve sınırda!
Babam bir gün bizi ve halamın kızını beraber lunaparka götürmüştü. Güzel bir gün geçirmiş, 3 kız çok gülmüştük. Tam mutlu bir anım oldu derken evde annem büyük bir kavga çıkardı. Hep öyle olur zaten; kendi mutsuzluğa gömülmüş ya başkalarının mutluluğuna katlanamıyor. Birlikte seyyar bir fotoğrafçıya çektirdiğimiz fotoğrafı da ağzını büze büze zevkle yırttı!
Bu kadar nefret dolu, sevgisiz, karamsar bir insan ama kendine göre aksi!
Zaten eski fotoğraflarımızın yarısını yırtıp atmış babam ya da görmek istemediği akrabalar var diye.
Kendinin bizimkinden çok çocukluk fotoğrafı var ve öyle pişkince bana diyor ki; bu fotoğraflara bir şey olursa çok üzülürmüş, bilgisayara yükleyeyimmiş!
Çok duyarlıdır da kendisi! Demiyor ki bu kızların mutlu bir çocukluk fotoğrafı yok! Aklına bile gelmez. Aynı şey değil ki!??
Bi kere o aile içinde prenses gibi büyümüş! Babası da varmış. üstün yani. Biz kimiz ki çocukluk fotomuz olsun????
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)