Sanki çok önemli biriymiş, çok severmiş gibi ne zaman görse laf etmeden duramıyor.
Yıllar önce 1999 muydu neydi, nasıl olduysa birilerinin aklına uymuş demek Kıbrıs'a geziye gitmiştik. Annem ablam ben değil turla; annemin öğretmen arkadaşları, çocukları falan.
Biriyle de iyi anlaştım beraber dolaşıyor, gülecek falan bişeyler buluyorduk.
Akşam toplanıldı işte, yemekten sonra
yürüyüş yapılıyor. Büyük bir otelde de Hülya Avşar sahneye çıkacakmış.
Aman bir telaş bir uğraş göreceklermiş diye uğraşıyorlar.
O sırada da arkadaşımın gözüne bişey kaçmış, bana bi bakar mısın diyor.
Ben ona yardım ederken geçmiş Hülya Avşar.
Amaaan bir mesele oldu bu, ne efendim ben görememişim!
Kendi de hiç sevmez, hele o zamanlar iyice şımarık, gıcık. Nefret eder annem.
Ama yok ben bakmamışım beni kaç kere çağırmış, seslenmiş ben dinlememişim, görmemişim!
Dırdırdrı akşamın geri kalanı dırdrı etti durdu.
Ya arkadaşıma yardım etmeyeyim mi!
Tam da zamanını bulmuş! Yürüyüp geleydin, kendi çıkarsın kirpiğlni!
Ne kadar önemli Hülya Avşar! Sen nefret edersin bi kere!
Ama göremedin! Kaç kere gel dedim sana! Gelmedin! Göremedin! Tam zamanını bulmuş! Kirpikmişmiş!
Gibisinden eleştiriler. Bundan sonra ne zaman görse kadını aynı laf; kirpik diyeymik görmemişim ben Hülya Avşar'ı!!
16 yıl sonra bile beni eleştirmek için bir bahane! Hala! Aynı laflar.
Sen sevmezsin ki niye bu kadar önem veriyorsun? Nefret ederdin hani? Demek gizliden acayip hayransın!
Ne münasabetmiş?
Ama görememişim işte! Bir daha nasıl görecekmişim ya? Kaçırmışım?
Ben de sevmem ki hiç. önemsiz yani. Ama yok illa da kaçırmışım da kaçırmışım her gördüğünde aynı!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder