Nazlıııı, nazlııı. Nazlıııı!!
Efendiiim!
Saçını 1 kere şempuanla haa!
Tamammm!
Banyodayken bana seslenip duruyor aynı şeyi üç kere söyledi, cevabımı duymuyor ama. Bu yaşta banyoda saçımı kaç kere yıkayacağıma karar vermek istiyor. Takmış.
Nazlııııı!!
Duydum duyduuum!
Nazlıı saçını bi kere şampuanla haaa!
Tamam anneee!
Nazlıı duydun muuu??
Duyduuuum!
Bir kere şampuanla haa, anladın mı???
Of tamam ya tamaaaaammmm!
Yok anlamadım 50 kere daha de aynı şeyi! Hem sağır hem gerizekalıyım!
Hala bekliyor kapıda, hiç bi cevabı duymuyor, üst ve ya alt kat bile duymuştur annem duymuyor.
Dayanamıyor banyonun kapısını açıp içeri sesleniyor, ona göre Nazlı sağır! Duymuyor!
Nazlııı! Duydun mu?
Ay duydum duydum!
Hah! 1 kere şampuanla haa!
Ya tamam dedim ya!
Demedin!
Kaç kere dedim!
Bi kere yıkadın değil mi????
Ay evet evet!
Hah iyi!
Eeee daha napıyorsun çık artık!
Kremliyorum!
Ne?
Krem krem!
Nerede vereyim?
Ver demiyorum saçımı kremliyorum.
Aa saça sürülür mü o?
Saç özel krem yok mu anne?
Haa saç kremi! iyi.
Sustu, ama hala kapı açık, izliyor adeta. Beklemede. Niye taktıysa.
Saçım yıpranırmış, üşütürmüşüm?? Sanki salak bir çocuk ya da yaşlıyım.
Kapatsana anne kapıyı soğuk geliyor.
üşüdün mü?
Kapat!
Nasıl göreceksin o zaman??
Kapıyı anne kapıyı.
Kapatıp içerde kalıyor, buzlu camın arkasından görüyorum.
Tuvalete gideceksen git.
Ne?
Tuvalete gideceksen diyoruum!
Yok.
Ee niye içerdesin?
Aman be! Ne var sanki!?
işin mi yok? çıksana anne!
Amaaaan! Havluyu verecektim.
Kendim alırım.
Alamazsın ki oradan.
Ayyy anne, bunca yıldır sanki ben değilim havluyu alan!
Aman ben senin iyiliğln için!
Bozulup gidiyor.
Tuhaf bir anlamamazlığı var, arsızlık gibi mi desem beni hiç ciddiye almamak mı.
Hayatım boyunca kendimi dinletmek ve inandırmak içln yırtındım. Normal söyleyince inanmaz gibi değil de önemsemez, unutur,; illa da bağırarak, abartarak anlatmak zorundasın dikkatini çekmek için ya da ikna etmek. O zaman da abartıyor olurum, sinirli ya da bağıran.
Ama hiç normal sesimle beni gerçekten dinlemez ki, dikkatini başka türlü çekmem gerekir. Bazen de mesela dokunmak.
Karışmamasını istediğim şeylere falan da terslemem gerekir, hafif bir küslükle anca çekilir. Başka çare bırakmaz. Bir kere çünkü ipin ucunu kaptı mı bırakmaz, oradan yürür. Sonunda tüm hayatını ele geçirebileceğini ve seni her konuda kontrol edebileceğini düşünür. Banyo meselesi bile
benim iyiliğim içinmiş. Her zaman en kolay sığındığı bahane. çoğu zaman doğrudur ama genelde kendi menfaatine doğrulardır, ya da onu artık alakadar etmeyecek.
Madem iyiliğim için düşonüyor hep, neden dün dolmuşta bana sakat hareketler yaptırtmak istiyor? Nesi iyilik bunun??
Ben parayı verip başka yere oturdum. Annem yazın yere bir kez daha boylu boyunca serilince dolmuşta parayı uzatma sevdasından vazgeçti gibi.
Sonra durunca dolmuş kapıda bir bekliyor başka kimse kalmamış gibi bebek arabasını benim kaldırmamı istiyor.
Ama kocaman bi şey ve hiç de kibarlıkla alakası yok; annem de oturduğu yerden çırpınırmış gibi bana işaretler ediyor. Ben duymamış gibi davrandım. Napayım. Kaba saba biri için belimi mi sakatlayayım yani, rica et bari.
Hani annem de ona uydu; hani sanki bu işi yapmak benim görevim mecburiyetim ama ben yapmıyorum gibi tavırlar, kaşgöz annemden.
Muavin miyim ben?
Herkül müyüm ben?
Orada pazulu delikanlılar dururken benden istiyor hem de kaba.
Ne mecburiyetim var ki. Hani sanırsın ben de iri kıyım omuzlu bir kızım.
Antikalar beni bulur!!
Ben de delikanlılara seslendim. Söylemesen hiç oralı değiller zaten. Onlar yardım etti. Kadın bana surat yapıyor, annem hayal kırıklığı.
Ne mecburiyetim var benim 20 kiloluk bebek arabasını dolmuşa kaldırmaya acaba???
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder