10.09.2015

Pazara gideceğiz diye o kadar heyecanlı ki yerinde duramıyor!
Evin içinde elinde sigara ardarda dört dönüyor, neler alacağımızı tekrar tekrar anlatıyor ve her seferinde ilk kez söylüyormuşcasına heyecen, nida, hereketler ve biliyor musun Nazlı? Ne alacağız biliyor musun? Gibi heyecanlı sorularla, sonra o sebzelerle ne yemek yapacağımızı, o meyveleri nasıl yiyeceğimizi de uzun uzun düşünmüş, planlamış ve bana defalarca anlatıyor!
Hava sıcak 17.00dan sonra gidelim dedi ama yerinde duramıyor ki, her yarım saatte bir de bana gelip yetmiyor konuştuğu bir de hazırlanmaya başla istersen diyor!
Bi şort giyeceğim o kadar dememe rağmen!
E saat 5te dedim çıkalım?
Haa evet çok sıcak ta, hazırlanmaya başla istersen Nazlı!
Anne saat 3,5!
iyi hadi kalk anca!
Düğüne mi gidiyoruz salak pazara niye şlmdiden hazırlanayım?
Hep süsleniyorsun da ondan!
Pazara giderken değil.
Hadi hadl!
Daha çok var anne!
Ya olsun anca!
Offfff bi şort giyecem ben o kadar!
Tamam tamam hadi!
E şimdi mi çıkacağız?
Ay saat 5te 5teee!
Saat 3,5 anne!
????
1,5 saat var daha!
Hep aynı erken çıkarız, terden ölürüz, ben 25 kilo taşırım annem sürekli şikayet eder. Sonraki 3 gün sadece pazardan bahseder!
Evet en fazla 1 saatlik bi aktivitede bir de günlerce yetecek gözlem yapar! ilk üçgün yeni şeyler diğer dört gün mütemadiyen tekrarlar!
Meyve sebze fiyatlarının artışı, kalite düşüşü, ilaçlı ürünler, hangi pazarcıda ne güzel, hangisi dürüst hangisi değilden başka elbette eleştiriler insanlara yönelik!
Ayaküstü sohbet ettiği kadınları aşağılama gibi.
Kıpır kıpır duramıyor yerinde heyecandan. Bütün hafta yetecek aktivitemiz hazır, aksiyon!
Yeter bize.
Arada biten bişeyin yerine sitenin girişindeki markete gideriz der her zaman. Ohh yetermiş bize.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder