şahane mantık.
Bi yere gideceğiz mecburen. Dolmuşla gidelim taksiye harcamanın lüzumu yok dedi. Tamam bana uyar. Da toplu taşımalarda annemin parayı kendi vermeye çalışma ve yer beğenmeyip değiştirme ile beni napıp edip yanına oturtmak isteme sendromları var. Tabi bir de oraya gidiyor mu sendromu.
Hem binmeden soruyor hem parayı verirken sormak istiyor, ben sormuyormuşum!
çok abuk biyere de gitmeyeceğiz ama 2 kere sormadan emin olamıyor. Dediıim gibi sonra da insanlar bizi yabancı, yeni taşınmış sanıyor annem de buna deli oluyor.
Daha ona kalsa yarı yolda bir kez daha soracak:
Nazlı git sor geçiyor mu ordan?
Sordun ya.
Bi daha sor ya yanlışsa ya anlamamışsa Nazlı?
Yahu yol üzeri zaten elli kere gittiğimi yer.
Değişmişse ya Nazlı hı ya değişmişse ne yapacağız biz o zaman?
Değişmedi anne, yol aynı dolmuş aynı, ben biliyorum.
iyi bak kaybolursak sen sorumlusun!
Kendi memleketimde niye kaybolalım geri zekalı mıyız yaa?
Ne alakası var? Yanlış yolsa ya boşuna dolan dur sonra Nazlı, ay ben soracağım!
Gibi düzinelerce saçma diyalog var.
illa çocuk gibi kendi vermek istiyor parayı. Hem soracakmış! Sonra da kendine anlayamayan yaşlı teyze ya da yabancı muamesesi yapıldı mı deli oluyor deli. Saatlerce dırdır çekiyorum ben!
Bi de yer beIenmemesi var. iki de bir yer değiştirir. Duramaz. Bi yer yan, başka yer havasız, öteki yerden çok esiyor! 10dklık yolda 2-3 kere yer değiştiriyor.
Beni de peşinde sürükleme derdinde. Bi da ayrı oturmak gerektiğinde illa beni yanına çağırır. Nazlıı gel! Kalabalıksa gidemezsem anlamaz, aralardan geç ister. Zaten bi yerden elim dolu dönemiyorum yükle babam yükle, bir de annemin iti gibi oturduğum yeri sürekli değişeceğim!.....
işte geçende gene iki kere sordu da bindi. Ama oturamadı. illa da para çıkarıp verecek.
Anne sen otur ben vereceğim.
Uğraşıyor da ayakta sallana sallana bozuk para aramaya çantasında, bir de telaşlı bir de dengesiz.
Anne sen otur otur ben verecem!
Ben veririm.
Ya düşeceksin bak! Otur sen yaa.
Ben de bozuk vardı.
Tamam bende de var sen otur.
Var ikte çıkacak şimdi.
Ya bırak ben vereceğim otur ikte boşken şuraya!
Hala çantasını karıştırıyor hırsla, tek eliyle de tutunmaya çalışıyor.
Ay anne oturur musun şöyle! Ben veriyorum!
Paran var mı Nazlı??????
Her gün evden çıkarken korkusu paramın olmaması kışın. Niye olmayacaksa artık kafasında. Maaşım var anlamıyor. Her sabah neredeyse elime para tutuşturuyor.
Var param desen nafile. Hatta almadan çıktıysam koşuyor peşimden bir canhıraş bağıırışla; sanırsın boğazlanıyoruz birimiz.
Sanıyormuş ki öğle yemeği yiyeceğim. Sanırsın kantin değil lüks restoran. Zaten çoğu zaman börek çörek tutuşturuyor elime poşetlerle. Daha da yemek yiyeceğim. Yeme düzenimi az ama sık ve sağlıklı beslenmeyle yıllaaaar oldu değiştirdim. Ama anlayan mı var? Tabağı 300liraya ıstakoz yiyeceğiz sanki.
Neyse dolmuşa dönelim. Tabi inadından ben parayı vermeme rağmen hala didiniyor oturmuyor ve sonunda dengesini kaybedip yüzü koyun yere tamamen yatmış gibi seriliyor.
Ay sonra bir söylenme bir haykırışlar. Ben kaç kere dedim otur diye oturmadı. Ama düşmesi benim yüzümden.
Ah ah ben demişim çıkalım, ne lüzumu varmış, evimiz çok güzelmiş, otururmuşuz!
Bi zamanlar evden çıkmayan, temizlikten başka bişey bilmeyen kadınlardan nefret eder; yambıl yassı oruspular başka bişey bilmezler der dururdu defalarca.
şimdi ikimiz de öyle olalım istiyor.
Daha önce de kaç kere yer değiştirmeye çalışırken düştü ama ders almıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder