24.05.2015

Kahvaltımı yapıp odama geçiyorum, üstümü giyineceğim. Bir de ne göreyim benim daha örtüsünü bile örtmediğim yatağımın, çarşafımın hatta üstünde annemin balkonda baktığı çiçek, toprakları yaprakları dökülmüş! Yerlere saçılmış, geçerken sandalyeye bıraktığım kıyafetlere, sütyene bile sürtünülüp toz bulaştırılmış, kapılar pencereler açık, annem rahat rahat çiçeklerini düzeltiyor balkonda. Hatta ben gene mi diye donup kalmış bunları düşünürken annem balkondan çıkıp, benimle konuşarak, yapraklar dökülmüş, çok kurumuş, karıncalanmış çiçeklerim diye şikayet ederek elindeki tozlu, sulama için kullandığı su şişesini gözümün içine baka baka rahaaat rahat yatağımın üstüne bırakıyor. Hatta yetmiyor dökülen yaprakları topladığı kirli poşeti de.
Daha yakın zamanda karınca basmasına sebep oldu odamın, ciddi tartışma çıktı, çünkü annem kavga etmezsek anlamaz, dikkat etmez. Hem bana bağırıyorsun çok sinirlisin der hem de bişeyi yumuşak, akıllıca, mantıklıca izah etsem bile bir kulağından girer öbüründen uçar.

Bir kaç saniye yani ben tepki verinceye kadar, annem oh rahaat rahat hem çalışıyor hem konuşuyor, hiiiç aklına bile gelmiyor. Ya insanın üstünde uyuduğu çarşafın üstüne pis bişey konur mu?

Kaç kere kaç. Kaç kere oldu kaç kere yazdım ben usandım yaa.
 Bir sinirle yatağın üstündekileri indiriyorum yere. Anlamıyor, anlayacağına kızıyor yerden eğilip almak ne kadar zormuş ben biliyor muymuşum? Ne kadar ağrıyormuş beli??
Kapının hemen yanında koskoca sehpaya benzeyen tabure duruyor, hatta annem hala onu gece kapının önüne koyuyorum çünkü bu kata kadar tecavüzcü bir hırsızın çıkabileceğinden çok korkuyorum zannediyor, ve çok da memnundu. Hep koyayımmış kapının oraya bu tabureyi.
Ama gözünün önündeki tabureye değil temiz olması gereken yatağıma koymayı tercih ediyor.
Ne benim hijyenim, dediklerim ne mantıken önemli. O kendine odaklanmış, ama dünyanın en mantıklı insanı tabi!
Kaldırma nazlı ben yerden nasıl alacağım hiç düşünmüyorsun yaa?

Yatağın üstüne mi konur bu anne? Milyon kere dedim milyon! Yatağımın üstüne pis bişey koyma diye! Bu topraklı pis şeyi çarşafımın üstüne koyuyorsun tabure dururken!
Belim ağrıyor belim hiç anlamıyorsun!

şimdi üste çıkmak için sağlığını kullanıyor ve az sonra yaşını kullanacak!

Tabureye koy o zaman anne ne farkı var. Herhalde topraklı karıncalı yatağa yatayım istiyorsun! Mikrop kapayım! En başta tiksinç bişey yaa!
Aman çırparsın!
çırmam değişmem gerek, milyonuncu kere diyorum yaa özellikle yapıyorsun herhalde! Mikrop kapayım diye!
örtseydin örtünü!
örtü bile olsa koyma! Koyma yatağımın üstüne hiç ama hiç bişey koyma!

Yaa öyle beni umursamıyor ama kendi yatağına, kısa yolculuktan dönüşte çantayı koydum diye kıyameti koparmıştı. Hatta aldı çantayı yere fırlattı. Pismiş iğrençmiş yollarda nerelerde sürünmüşmüş oraya konur muymuş, annem oraya giyinirken külotuyla oturuyormuş!
çıldırdı, çantayı yere atıp bağırıyor, çarşafı yoluyor gibi çıkarıyor. Değişmek lazımmış şimdi çarşafı, tiksinçmiş! Ne kadar yoruluyormuş o çrşfı gererken benim haberim varmıymış????

E sen her zaman benim yatağımın üstüne pis şey koyuyorsun anne, defalarca dememe rağmen!

Ama bu çok pis! Ben çok pis şey koymam!
çöp torbasını bile koydun anne, ayakkabı, terlik koydun daha ne olsun? Külotlarımın pedlerimin içine para koydun!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder