bir konunun tam ortasından dalar konuşmaya; kimbilir ne zaman bahsedilen bir konu. 3 gün önce de olabilir 3 sene de.
bambaşka bir şeyden konuşuyor da olabiliriz tv seyrediyor da.
açıklama yapmadan birden dalar kafasında çağrışım yapan konuya. anlamayanın da salak olduğunu düşünür. ben kafanın içindeki çağrışımı ne bileyim?
ama gel gör ki bir a önce sadede gelmesi gereken yerlerde gelemez, gereksiz ve karşı tarafı ilgilendirmeyecek ayrıntılarda boğulur durur.
ben yaparken güvenemez telefonla konuşmama müdehale etmeden duramaz ya bir rezervasyon yaptırırken.
eline verdim yapsın hadi bakalım. telefondaki kıza uzun uzun anılardan bahsetmeye kalktı; sanki açıklamamız lazım oraya neden gidiyoruz. bir türlü sadede gelemiyor.
ankara'ya iki bilet isteyeceğiz o kadar. gerisi onları ilgilendirmez. hele ablamın evliliği, benim evlenememem.
sanki ankara'ya vize istiyoruz. ne kadar uzun bir açıklama bu.
anne hadi.
tamam nazlı konuşuyorum şişşşt.
sohbet değil bu yazıyor kontur bitecek.
tamam şişşşt.
anne!
cepten aramıştım 10 dakikadır neden ankara'ya gitmemiz gerektiğini anlatıyor. annem böyle uzatır, gereksiz kimselere gereksiz detaylar verir; daha iyiymiş, severlermiş bizi,daha iyi yer bulurlarmış. hayır bazen zaman çalıyor başkalarından. bankada mesela uzun kuyruk var annem dertleşmeye çalışıyor kızla.
şişşt nazlı sus!! duyamıyorum kızı!
anne ver şunu Allah aşkına ya bir bilet lazım diyemedin!!
diyecektim sohbet ediyoruz!
telefondaki kontur bitecek bu kadar uzatılır mı?
konturun tl'ye döndüğünü anlatamadım ki zaten o ayrı.
bak duyamadım işte senin çenen yüzünden belki bilet yok dedi bir sus yaa! diyor tekrar detaya!
ver şunu deyip alıyor 5dkda bilet kestiriyorum.
işte bu kadar ona ne niye gidiyoruz hesap mı vereceğiz?
şüphelenmesinler diye.
neyimizden şüphelenecekler ki?
ne bileyim ben?
_________________________--
iki rengini aldığı ama giymediği elbiselerinden biri fazla bol gelmiş, aynı beden güya ama bir yanlışlık var herhalde diye uzun uzun tahminler yürütüyor. yanlış etiket dikmişler ya da elbiseler dikilirlen bilmem ne olmuş..
bazen alışveriş yaptığımız bir butik var. butikten bir şey alırken tadilat lazımsa sahibi yakındaki bir terziye yaptırıveriyor.
diyor ki ben teğelleyeyim o terziye diktiriverelim. iyi.
sonra o butiğe gidiyoruz.
kadına uzun uzun elbisesinden bahsediyor. altı üstü sizin tadilat yapan terziniz nerede acaba demesi lazım. ama elbiseyi nereden, ne zaman aldığı, nerelerde giydiği, neden etiketlerinin aynı olup, aynı beden olmalarına rağmen bu kadar bol olduğuyla ilgili olasılık tahminlerini anlatıyor.
sonra bir gün o bayan butik sahibinden aldığımız elbiselere geliyor konu. bunlar anlatılıyor. nerede giymişiz, ne kadar sevmişiz falan. hala soramadı çünkü anı ve ayrıntıda unuttu neden geldik buraya.
uzun uzun daha önce kendinden aldığımız bir kıyafetin tadilatından bahsediyor. hayır zaten kadın bizi biliyor, terzi de tadilat yapan bir yer. bu kadar açıklamaya gerek yok ki.
______________________-
ya da biriyle konuşuyoruz, tanışıyoruz. diyelim bana ne okudun ne iş yapıyorsun gibisinden bişeyler sordular. annem için fırsat doğdu. uzun uzun hatta bebekliğimden bile bahsedecek. sonra konu evliliğe gelecek. ama kazara diyelim onlar baştan sordu. annemde benden çok kompleks olmuş uzun uzun evlenmeme sürecimden bahsediyor, hem onları ilgilendirmeyen detaylar, hem lafa tutuyor ayakta insanları.
zaten annem eğer sana bir soru sorulursa kim ne sorarsa sorsun cevaplamak mecburiyetindesin diye görüyor.
sana sorulan bir soruyu cevaplamama şansın, çalan bir kapı ya da telefonu açmama şansın yok. mecbursun. niyeyse.
canım ister açmam, canım ister cevaplamam kestirir atarım.
oturmuş bir gün gereksiz komşu teyzelere benim şeyimden bahsediyor mesela....
ya da alakasız, lüzumsuz birine bebekliğimden falan...
yeter ki konuşsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder