yazın ablamlarla didim'e gittik biliyonuz mu?
naptık peki orada?
denize, güneşe doymuşsundur artık ha nazlı?
hayır fasülyeyle bamyaya doydum!!
bazen aslında neredeyse her yaz ablam ve eniştemle biz de kısa bir tatile gideriz.
esasen ablam da annem gibidir, gezelim diyene uymaya çalışır ama aslında nereye koysan orada kımıldamadan yaşayabilir. tatil matil aramaz..
gezi ve otel odası çilelerimi tekrarlamayayım şimdi; klasikleri gene yaşadım.
tatil öncesi sendromları, bavul hazırlama krizleri, 1 havlu yeter takıntısı, çantada bir şey bulamama, horultu yüzünden uyuyamama, odadan akşam olunca çıkmamak için bahaneler, tatil dönüşü gerginliği.....
işte anneme göre tatil başka bir odada uyumak ve tv izlemek.
zamanında çoooook çektim çok. yine bu sefer de az çok benzer versiyonlarını yaşadık.
esas 'tatil' diyelim.
tesadüf pazar varmış, annemin ennn sevdiği şey.
pazar yerinde ya da marketin sebze reyonunda da çok mutlu olur. ciddin. başka hiçbir yerde bu kadar olamıyor.
tek tek sever sebze-meyveler, inceler, seçer, bana fiyat sorar o kaça bu kaça...uzuuuuuuuun uzun.
zaten 3 geceliğine gittik, gündüzümüz de 4.
bütün gündüzün birini pazarda geçirdik!!
etrafı gezmek, tanımak, güneşlenmek falan mühim değildi. pazara denk gelmiş ya cennete düşmüş gibi oldu.
ben de tabi burada umursanmayan, sıkıldı, falan düşünülmeyen kuklayım. köleyim de.
şimdi ablam evli ya, kocacığı var ya; o kaytarma muaf tutulma hakkına sahip.
bir süre sonra beraber başka yere gittiler, bana da gel demediler!
ben annemin kuklası olarak yanında onu dinlemek ve istediklerini yerine getirmekle yükümlüyüm.
ya niye çocuk yapılıyor. hastalanınca yaşlanınca baksın diye ; ve de şimdiye kadar anne babası atası ötesi kardeşleri vs yüzünden yönetemediği hayatının intikamını kendi evladının hayatını yöneterek alma, yöneticilik tatmin duygusunu bitirmek, tatmin etmek için!!
saatlerce pazarı gezdik, ne söylesem boş.
tek tek inceleyip, soruyor, övüyor. ah mersin'de böylesi yokmuş, vah mersin'de şöylesi yokmuşmuş..
değil mi nazlı?
dmatesler ne kadar güzel değil mi nazlı? ay mersin'de böylesi yok valla.
cevap beklemiyor ki. sadece konuşuyor. cevaplasam da beğenmez zaten.
ben onu yoldan, pazardan çıkarmaya çalıştıkça o daha çok bağlanıyor pazara.
pazarcılar ne bilsin biz tatile geldik. satmaya çalışıyorlar.
e verelim abla. diyor.
annem mutlu neredeyse domates alacak.
kaç kilo diyor adam.
şimdi evde iki kişi olunca kilolarca alınmaz erzak, ama pazarcılar kilolarca satmak ister; annem de 1 kilo demeye mi utanıyor bilmem kapılır gider, fazla fazla alır. o yüzden pazarı yasak ettim mersin'de.
5 kilo fasülyeyi napacağız mesela. dipfrize koyarız! saattlerce fasülye ayıklarız, annemden mutlusu yok!!
ama bir daha ki sefere de aynı. e dipfriz zaten dolu ne bu fasülye aşkı yaa??
ya da başka sebze neyse.
zaten benim sevmediğim şeyleri bana yedirmeye çalışmak bir zevktir o da ayrı mesele.
adam 3 kilo vereyim mi der annem hayır 1 yeter diyemez; pinti derlermiş. ben olmasam bir pazardan 50 kiloluk sebze meyveyle çıkacağız.
parasından geçtim, bi de bunları ben deniz hammal hazretleri taşıyacak!!
taşımada zorlansam da kendini över annem.
eskiden ne kadar ağır taşırmış, hiç üşenmez merdiven sandalyelere çıkar cam siler perde asarmış, yaylalarda, gezilerde kalelere tepelere tırmanırmış hiç sakınmazmış!
çok iyi etmişin çok. kendini o kadar hor kullanmış ki şimdi bu halde. 4 fıtık, yüksek tansiyon, romatizma, reflü, sinir atakları vb.
pazarda ben durdurmasam böyle. durdurunca da kabahatliyim, terslenirim sürekli. ama çok güzelmiş! anne 5 kiloyu kim yiyecek???
pazarcı ne bilsin? koyarsın abla çocukların önüne!
pazarcı ne bilsin kendiler gibi çok kalabalık bir aile zannediyor, dünyayı kendilerininki gibi sanıyorlar, herkes aynı. 9 çocuk 72 torun, 14 yaşlı bir evde falan!!
durdurup mantığa davet eden benim ama bazen öyle olmuyor. 5
kilo bal armut. nefret ederim bal gibi meyve. alırken yemem dedim. ama aldı, kendi de yiyemedi.
ama kabahatli gene benim. sevmiyorum yahu!
ama anlayan kim?
hani sadece yemekten zevk alınırdı? onu bile annemin zevkine göre yapacağım yani?
kaç defa oldu böyle. çürüyen, dipfrizi doldurup taşıran.
taşıyan da benim götüm çıkar eve kadar.
gezmeye gittiğimiz yerde bile aynı manzara yahu. bıraksam alacak.
anne mersin'e nasıl götüreceğiz? sürekli bunu demem gerek yoksa alacak.
o kadar da mutlu ki yavru kedi gibi bakıyor.
uçağa almazlar diyorum, adam kargo kısmına verirsiniz diyor annem aa haklı olur valla alalım diyor.
sonra kim taşıyacak? tabi ki ben!!!
tesadüf eli boş olsun diye cüzdanlar da bende kalmış. çıkarıp vermedim!!
yoksa 20 kilo sebze taşıyacağız eve mersin'e ha didim'den.
az kalacakmışız ki zaten, bozulmazmış, kargo kısmına verirmişiz!! kolilermişiz.
nasıl taşıyacağım ben peki?
elinle nazlı!
bu kadar kıyafet süs püs eşyası almasaymışım bak elim boş olurmuş!! didim'den patetes, domates, fasülye, bamya taşıyabilirdim!!!!
bir de en sonunda bei ikna etmek için yavru kedi gibi bakışı atıyor.
anne taşıyamam!
ben eskiden neler taşıdım neler.
çok iyi etmişin şimdi nurtopu gibi 4 fıtığın var! aferim. hah benim de olsun şimdiden!!!
amaan bu kadarla olmaz ki canım sende.
??
ama çok güzel bak taptaze mis gibi.
kafama silah dayasan almam taşımam ona göre!
çok kötüsün!
geziye geldik ve tüm günü pazarda geçirdik ama kötü benim! millet güneşlensin yesin eğlensin ben götüm çıka çıka sebze taşıyayım!
koliye koyarlar.
ha iyi sonrada sırtıma versinler bak hammalım ben!
amaaan sen de be nazlı, ben sen iyi sebze ye diye...
sonunda naptı etti zeytin aldı. ona kalsa 10 kilo olacak.
benim etim ne budum ne ya o kadar taşıyayım.
e doğru dürüst yemiyormuşum ki!!!
çanta olmuş 6 kilo zeytin desen 6 kilo.
ne hallere düştüm ne hallere, ondan bundan yardım istedim mecbur. annem de gıcık oluyor kaş göz ediyor bana. elin adamlarından yardım istemişim amaaan zamanında neler taşımış annem neler.
iyi benim de 4 fıtığım olsun.!
yaşayacağım 30 yılı da atlayıvereyip 65 e gelivereyim. beraber yaşlanır göçeriz!
ayyyyyyy.
demiyor ki sen benim gibi yorma hor kullanma kendini, sen kendine benden çok daha iyi bak k benim gibi olmayasın ilerde.
hiç öyle bir öngörü yok.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder