1.06.2014

Ben öyle biliyorum ama!?


Gold Case Alez


Hani yatakları korumak için örtüler var ya alez deniyor. 
Ondan almıştım annem yatağa geçirirken gördü; dedi ki; 
+her gün değişmek zor olmaz mı? 
-Niye hergün değişeyim ki? 
+Ee niye aldın onu? Altına mı kaçırıyorsun? 

Alezin altına işeyenler için yatak pedi olduğunu düşünmüş. 

-Ne altına kaçırması yaa? 
+E niye seriyorsun ya? 
-Alez bu! 
+Ee tamam işte! 
-Yatak kirlenmesin diye seriliyor. 
+Tamam işte işeyenler için o! 
-Hayır yatak ter lekesi falan olmasın diye. 
+Tamam işte yatak pedi o! 
-Hayır yatak koruma örtüsü. 
+Ped gibi ama ben öyle biliyorum! 
-Hayır anne ped değil kumaş gel bak! 

iyice elleyip anlayınca dokusunu anca inandı yoksa ona göre yatak pedi ve nazlı altına işiyor... Bi zaman da gece kalkıp kustuğuma inanmıştı, bi komşunun sesini duymuş ben sanmış bir de emin bir de iddiacıydı......... 


_________

laundry room built-ins. Fabulous for the OCD wife! - for our new laundry room!

keşke böyle düzenli olsa...


Küçüklüğümüzden beri yataklarımızı kendimiz toplarız, taa ne zamandı dırdır eder dururdu; usanmış da arkamızı toplamaktan, hem çalışıyor hem ev işi yapıyormuş, çok yoruluyormuş usanmış valla kirlilerimizden bari yataklarımızı kendimiz toplayalımmış bıkmış usanmış ev işinden hizmetçimiymiş öğretmen mi insan mı anlamıyormuş artık...vb vs. 
ha bi de şimdi görün, bütün ev işleri yemek hariç bende ve beni beğenmemekle kalmıyor işimi zorlaştırıyor. kirli çamaşırlar karman çorman, kolu bi yerde başı bi yerde kazaklar pantolonlar; o atletler tişörtler ve kilotlar nasıl o kadar kıvrılıyor anlamıyorum...

Söylenir dururdu ama bakmayın aşırı titizdi, temizlik yaparak rahatlıyordu, her gün üstümüz değişecek ve muhakkak yıkanıp asılacaktı, hiç kirli kıyafet kalmayacaktı evden çıkarken ya ölürsekmiş arkamızdan ne de pis pasaklıymış bunlar derlermiş! annemi suçlarlarmış, ne biçim kadınmış bu derlermiş!

Bunu da söylerken biz ilkokuldayız. Zaten gene başımıza bişey gelirde elalem, doktor , hemşire bizi ayıplar diye iç çamaşırımız çorabımız hergün değiştirilecekti. şimdi ben makinayı çalıştırmasam çamaşır dağ gibi birikir, hergün çamaşır çorap değişiyorum diye azarlanırım.
 çocukken sabah bizi kendi uyandırırdı sabahları da bi terstir bi huysuz suratsız iyice beter diğer saatlerde. 
O yıllar başladı çiş tartışmamız, ben kalkar kalkmaz tuvalete gidiyorum diye kızardı, tabi dönem dönem gece bizi çişe kaldırdığı da oldu; bi de istemeyerek yapıyor, bi de uyku sersemiyiz azarlayarak, sen yok desen nafile azarlar, kızar, söylenir, suçlar seç beğen al, mecbur iki damla gidersin sonra seslenir;
+kapıdan hadi nazlı yap! 
-Yaptım anne. 
+Yapmadın duymadım ben ses doğru dürüst yap! 
-Sana yok dedim ya anne! 

Gece gece tartışır benle niye yok; bünye işte sabaha anca birikiyor demek; ama yanlış!! Nazlı baştan aşağı yanlış zaten! Ondan vazgeçti ama çişimiz gelirse kalkacağımıza söz verdirtti. Ha sonraları sabah kalkar kalkmaz tuvalete gidiyormuşum yatağımı bırakıyormuşum aahh ah dememiş mi yatağımızı kendimiz toplayacağız;
+ah nazlı ah tuvalete gideceğine önce topla
-çıkınca yapacam, 
+yapmazsın unutursun!!

sorumsuz sorumsuz bu kız ah ben bununla napacağım? Küçükken bunlara iyi cevap veremezdim illa savımı çürütür bişekilde üste çıkar kazanır ve beni ezerdi; efem çıkınca unutmuşum ama bi gü yatağımı toplamayı yaaaa!!  
kendi yine alelacele azarlayarak kahvaltıya çağırmış ve yine kendi sevdiği usulde yumurtayı önüme koymuş, kabuğunu yavaş soyuyorum diye beni azarlayarak beceriksiz demiş elimden bir hışım cırmalayarak almış kendi soymuş önüme de geri zıkkım ye der gibi koyup beni ağlatmıştı... 

Nasıl davrandığını bilmiyor ki; aman ben de ne ağlakmışım ilerde daha neler yaşayacakmışım buna ağlıyorsam artık zayıfmışım demek ben! 

Ablama da benzer davranırdı yani ama o benim kadar içerlemezdi belki anlamazdı hissetmezdi bense sevilmediğim hissiyle boğuşurdum. 

Aslında ablam kolay yönetildiği belki birbirlerine de zaten benzedikleri ya da ablam istemediği bişeyi bile yaparken ennem kızmasın çatmasın diye istemesiğini belli etmeden yaptığı için dikkat çekmezdi ben kadar. isyankar değil ablam. Belki haksızlığı da göremiyor. Annem çoğu zaman tüm hıncını bizden alır gibiydi, hayattan nefret ediyordu ve biz başına bela olmakla kalmayıp bizzat berbat hayatının sebebiydik. O zaman ben sanıyordum. 

--- taa ezelden beri etki tepki ablamda pek yoktu beni ise delirtirdi istemediğim bişeyi zorla yapmak, zorlanmak, azar vb. O zamanlardan başladı annemin bana inanmama inadı. iyi ki bi yatağı toplamayı unutmuşum, iyi ki bi yemeğin altını kısmayı unutmuşum bir iki şey daha; artık hem beceriksiz hem sorumsuz hem de güvenilmezim. Aynı babası. 

Kendi bu kadar mükemmelken kızı babasına çekmiş. 
Zaten geçenlerde diyor ki birine;
düşünmüş çok, sonra demiş ki hiç kusurum yok valla bi tek boyum kısa o kadar valla başka hiçbir kusur bulamamış kendinde hiç! 

-- geçen gün alez olayından sonra baktım hiç yapmadığı şeyi yapıyor ben başka bişeyle uğraşırken; yatağımı topluyor aslında işemiş miyim kontrol ediyor ona göre hala alez yatak pedi ve işeyenler kullanıyor hala aynı!! sabit fikir işte! kendi bildiği mutlak doğrusur!

hani Türk filmlerinde çok olur ya; komedi oradan çıkar; yanlış anlamalar. biri birini dinlemez kendi fikri zannettiğiyle hareket eder, kendi sandığı şeye inanır.
annem de Türk filmi gibidir; bir kere alezin yatak pedi olduğuna inanmış; bitti! fikrini değiştirmez, bazen oluyor böyle iddiacılığı. bilgisayar konusunda da çok olmuştu; anneme göre ekran ve hoparlörü olmadan da olurdu, zaten onların ne olduğunu bilmiyordu sırf pazarlık etmek daha ucuza almak içindi; benim olmaz dememe inanmadı; mağazadaki görevli önce anlamamış sonra anlayınca izah etmişti; öyle inamıştı annem. ama bir süre geçti ve unuttu bunları...
aynen bu konuda da gene kendi ilk bilgisine-zannetmesine inanacak; o fikir öyle kalacak.
alez yatak pedidir, altına işeyenler kullanır, demek nazlı altına kaçırıyor!!
en iyisi everelim de gitsin evlenince geçer...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder