11.09.2013

teatral sahneler (devamı gelecektir maalesef)

yazacaktım ama beynim yorgun...

sen tatile git, millet sokaklarda fink atsın, sen annenin eski zaman hikayelerini 4 milyonuncu kez dinle. kaynanası neler etmiş, bilmem ne zamadan kalan yıllardır görüşülmeyen egzantrik bir karakter olan bir uzaktan akrabanın saçma ve garip maceralarını yeniden dinle....

ne güzel tatil.

tatil değil işkence.

üstelik bütün gece aynı odada...

ben uyuyacağım diye bastıra bastıra söylemediğin sürecek durup durup düzensiz aralıklarla ve yüksek tonda konuşmalar dinle, ödün patlayarak uyan.

teknoloji korkusu mu, beceriksizlik mi, bana güvenden mi bilemedim. ben olmasam çaresizlik içinde kalacak.

kapıyı açamaz odanın, hiç bir eşyasını bulamaz, tv açamaz....

 tatillerde annem sürekli şikayet eden koca bir bebek.

bir ara onu bunu yemem diye tutturdu, saatlerce dolanıp bir yer aradık.

tiyatral hareketlerle, böyle ellerini omuz hizasına kaldıra kaldıra ve iki yana olumsuz bir ifade vererek sallayarak hayır yemem! ben bunu yemem.. diyor.
sabah kahvaltısıyla dolaştık saat akşam 9 oldu neredeyse hala bir şey yemedik, dondurma haricinde.

sonra en iyisi tost yiyelim'e döndük.

ben bari karışık tost yiyeyim dedim. ama teatral bir sahne daha yaşandı. yüzünü ekşiterek, tiksinti ifadesi vererek, asla yemem asla yeme diyor. sanırsın zorla yediren var..... iyi anne sen kaşarlı ye.
ben yiyebilecekmiymişim? sanırsın içine sümüklü böcek koyuyorlar. ya birşey olursaymış.... bütün gün tüm şikayetleri geçmiş zaman olumsuzlukları dinlemekten yoruldum üstüne açım ve annem teatral biçimde yemem yemem diye abartılı hareketler yapıyor.
inşallah! dedim!


_________________________

bir örnek daha;

öyle bir söylüyor ki sanırsın zorla giydiriyorlar elbiseyi.
ortayaşlı bir hanımın üzerinde pembe bir elbise görmüş, ayyy ben asla giymem asla asla derken kaşı gözü ayrı oynuyr bazen evde daha sade sahneler vuku bulur ama nedense dışarda iyice teatral-dramatik sahneler oluşuyor.

hatta bazen öyle bir sahne yaratıyor ki sanki ben asla yemeyeceği hatta yenmemesi gereken bir maddeyi yedirmeye ya da bir kıyafeti zorla giydirmeye çalışıyorum. annemi de sahneyi de bilmeyen biri böyle sanabilir bile.

suratını ekşitiyor, elini kolunu olmaz-hayır manasında sallıyor, gözlerine de asla ifadesi veriyor hem de asla yamam nazlı asla, assla! diyor.

asla yemem ben bundan nazlı! biliyor musun??

herşeyi dışarıda biraz daha abartılı ve teatral annemin. hep isyan ve itiraz halinde....
bir şeyi beğenmesi mümkün değil. geçende beraber yürüyüş yaparken öyle şeylere itiraz etti, eleştirdi ki çok fena bir tablo çıktı ortaya.
 yolda yaşlı olup da gençlik taslayan ve birazcık fırapan olan kadınları görünce nefret edermiş.
şişman birini gördü nefret edermiş. çocuklardan çok sıkılıyormuş, nedense konuşma ve sesleri gerizekalı gibiymiş. yeni yetmeler dikkatsiz, saygısız ve aptalmış, nefret edermiş.
köfteden nefret edermiş, sokakları kokutmuşlar nefret edermiş.  bebek arabası sürenlerin özgüvenine sçacakmış, bu ne havaymış sanırsın kimsenin çocuğu yokmuş.
kısa boyluların yürüyüşü de pek komikmiş neyseki kendi öyle yürümezmiş. çok uzunlar da sivri biber gibiymiş.
çok bakımsız kadınlara şaşarmış, ama çok süslü insanların çabası da çok ama çok saçmaymış.
çok spor yapanların aklından zorumu varmış, genç yaşta sarkanlar da hayretmiş............


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder