26.07.2013

titizlik dönemlerinde değişim

koridordan geçerken ve elinde çamaşır taşırken elinden bir küçük atlet düşürmüş koridora annem. 6 gündür yerden kaldırılmayı bekliyor. ayakla itilip kenara sıkıştırılıyor ama kadersiz atlet bluz...!

90larda bir yere bir şey düşürmeyi bırak su bardağını yerine koymadık diye azar işitir, nutuk dinlerken bir de şu günlere bak... bazen de mahsus bir şeyi kendi yerine koymaz ortada bırakırdı ki bakalım kızlar öğrenmiş mi eşyaları yerine kaldırmayı. hele bir farketme de zaman geçsin. ilk fırsatta başına kalka kalka bir hal olurdu.

güvenilmez olduğumuzu iddia ederdi, annemiz yaşlanınca nolacakmış, hiç ama hiç düşünmüyor muşuz annemizi, hem siz sadece ders çalışın başka bir şey düşünmeyin der, hem de bunları, kendi olmasa biz naparmışız, biz evlenince napacakmışız, herkez kendi gibi yumuşak huylu ve iyi niyetli değilmiş ki, valla ne kaynanalar varmış!!
annem sürekli kendiyle çelişir ama anlatsan ne fayda...
nasıl bir hayal kırıklığı yaşıyorsa uzun zaman güvenilmezdin, tabi gene kara koyun, en çok da ben.
hele çelişkilerini hatırlatan ben. mesela hem kendinizi ezdirmeyin bana bile der hem bir durumda kendini savunup kendinin çelişkili ifadelerini yüzüne vurdun mu dilin pabuç kadar! der. ya da bir kulp akar işte...

ama ders çalışıyorum başka bir şey düşünmeyin diyorsun. aammman sanki çok ders çalışıyormuşum da, sanki oxforda gidecekmişim bile demişliği vardı.
bir ara sırayla aşırı ders çalıştığımız zamanlar bizim odamızı bile kendi toparlamak isterdi, bizim dikkatimiz dağılmasın diye. ama tabi gene kendine göre toparlar, aradığın bir şeyi sormadan bulman neredeyse imkansız, tamamen aksi bir yere koymuştur senin düzeninin. sonra da malına sahip çıkamayan, dikkatsiz, ya da annesini yoran evlat muamelesi görürsün. süeterimi arıyorum bir sabah ara ara yok, sanki yer yarılıp içine girmiş.
suratını asa asa gelip buldu, verdi, böyle bir elime çarpışı var, aptal bulamadın der gibi. sabah tepemi attırmaya yeter işte bu. gelde bu tavra delirme. bir de üstü örtülü yapar li bunu, konuşmadan bakışlar, mimikler, nefes alıp verişi, elinin hareketleri....

gitmiş kazakların yanına değil de tişörtlerin en altına koymuş, nasıl bulayım ki. bunu söyleyince de sanki becerebilecekmişim de kendim toplayayımmış bakalım.!!!

zaten bir süre sonra mecburen kavgalarımla bezdirerek vazgeçirdim dolabımı toparlama huyundan. kendi sevdiğim ve istediğim şeyleri çarçabuk bulup giyebilmek için. aksi imkansız....


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder