uğultulu odalar!! acayip rüzgar var an itibarıyla mersin'de. evin içi uğultuyor resmen. annem de çıldırmanın eşiğinde bu yüzden
rüzgar bişii diil de annemin öfkesi esas esen bizim evde an itibariyle. çok rüzgar esiyor, balkon kirleniyor diye çıldırmak üzere,
rüzgar yüzünden çıldırıp tımarhaneye düşerken yalnız gitmek niyetinde de diil belli, en yüksek tonda bağırarak bana rüzgarı şikayet ediyor
ay çok esiyor nazlı, tozlu tozlu! ah heryer battı nazlı. ayy dışarı bak gözgözü görmüyor! ayy şimdi delireceğim ne var bu kadar esecek nazlı
sanki ben doğa anayım da! sanırsın ben estiriyorum gelip bana çemkiriyor, çok esiyor diye
odasında, mutfakta duramıyor. beş dakikaya bir kalkıp bağıra çağıra yanıma gelip konuşuyor! çok rüzgar esiyor nazlı?? benden çare bekliyor
oturup rüzgarın ne kadar çok estiğini tartışıp, bağıra çağıra konuşmalıyız! ben katılmıyorum diye deliriyr. 2 dakka kaybolup yeniden geliyo
sigarasını da yakmış öyle dolaşıyor evin içinde rüzgara söverek!! ben de hiç sevmem sigara kokusu, bilmesine rağmen hiç tınmıyo
başka yerde içseydin diyorum, aman ne varmış sanki dağılıyormuş!
anneme göre sigara dumanını suratına üflerse zararlı, bütün evdeki havaya karışıp dağılır yayılırsa hiç zararlı değil, hiç!!
bu defa da dumandan rahatsız olmam baş düşman, rüzgar bitti. suratına mı üflüyorum kızım? diyor. dağılıyormuş, etkisi olmazmış, kokuyor ama
kokmazmış, dağılıyormuş. kokuyor işte! bi sigarayı bile çok görmüşüm! hem bağırmalarıyla rüzgara asabımı bozcak hem de sigara kokusu çekecem
üstelik yatıştrmaya çalışmam da suç, eleştirmem de.ona katılıp rüzgar yüzünden tansiyonmu oynatmalıyım!! benim bu sakinliğime sinir oluyomuş
ben de sevmem rüzgardan saçım dağılsın her yer toz olsun. ama bunun için sinir krizi mi geçireyim? benim sinirim de ne işe yarar bu durumda
sigara kokusu gitsin diye de açtırmıyor bir yeri, toz olurmuş. dağılmış nasılsa kokmazmış, zararsızmış
rüzgar estiği için, ben buna delirecek kadar sinirlenmediğim ve sigara kokusu sevmediğim için suçlu bulunduk! tez kellemiz alına bari!
gidim sigaraya başliim bari nasılsa fark etmeden içiriyor annem, bari tam olsun. dedim bir gün başladım. hakkını helal etmezmiş!
sen içiriyorsun nasılsa, niye kendim içmeyeyim. aynı şey değilmiş, ay nazlı! suratıma üflemiyormuş ki. hala iddia. duman dağılırsa zararsız
kendim sigara içemezmişim ama kendi bana dolaylı yoldan içirtebilr bu mücadeleyi kazanmam imkansız.çünkü sigara en sadık dostu. laf ettirmez
cidden. karşısnda kimi kötülersen kötüle sigara kadar savunmuyor, farkında değil. bir de isyan ediyor ki kükrüyor adeta!
açtım 2 dakka havalandırdım odamı. ama gene söylenerek geliyor rüzgara, elinde sigara. ya annecim nolur gelme onunla odama kokuyor diyorum
odasından kendini kovmam için bir bahaneymiş sigara!! azcık dumandan bişey olmazmış, yüzüme gelmezmiş!!!
iyi bari prangalara vur da işkence olarak suratıma sigara dumanı üfle
şuncacık şeyin neyinden korkuyormuşum bu kadar. bunu bile dedi. sigara mı ben mi desem, belli ki beni koyacak kapının önüne. aşkı sigara
hem sırtım bacağım ağrıyor diyor, hem evin içinde fır dönüyor elinde sigara. havalandırtmıyor da. gizli havalandırıyorum odamı
sadece sabah ben kalkmadan bir saat havalanır ev. ben de ısrar edip açmasam dumanaltı olacak. olmazmışşş dağılıyormuuuuş, abartıyomuşum!
şimdi de güneş açmış! buna kıl oluyor annem. bu ne biçim havaymış, bu ne değişkenlikmiş. olacak şey değilmiş. akıl sır erdiremiyormuş.
aslında kavga, muhalefet etmek istiyor. öfkelenmk istiyor. ama ortada dişe dokunur bir mesele yok. o da havaya sarıyor, çatacak yer arıyor
gel sohbet edelim diyor. o havaya sövecek ben de onu gazlayacağım, destekleyeceğim. arzu bu.lakin havaya sövüp tansiyon oynatmak istemiyorum
odama gelip bana sıkıntı geldi ayyy diye bağırıyor. bana da gelsin istiyor adeta... kısacık saçı var bozulur rüzgarda diye çıkamıyo dışarı
hapsolmuşmuş eve. saçı bozulurmuş, ayy bu gıcık rüzgar da eseceği zamanı buldu diyor. aynı şeyleri yağmura ve aşırı sıcağa da söyler...
evde oturan annem: "oof gene başladı bu deli rüzgar, çıldırtacak beni yaa, bu kadar esilir mi??"
napayım diyor, negatif enerjimi atmam lazım! ben de böyle atıyorum nazlı! söylenerek, bağırıp çağırarak. kafa tutmadığı hiç bişey yok
mesela markette alışveriş arabasını yamuk koyup engel yaratana düşman. her gün birine çatmaktan usanmış, bazen de beni sürmeye çalışıyor öne
git de ki nazlı, böyle konulur mu? kavgaya girsem rahatlayacak. bazen benim de çatasım tutar herkese. ama annem her daim. beni de gazlamakta
bunlar için asabını bozma demekse hedefin sana dönmesi demek. sonra öyle bi üslupta konuşuyor ki, duyanda büyük suç işlemişim sanır.
öyle olur mu böyle olur mu, öyle yapılır mı...vs vb. sonunda da nazlı! ben yapmışım sanıp beni savunmaya çalışan çıktı ha! annem de beni
orta yerde sıkıştırıp, öperek öyle olmadığını kanıtlamaya çalışmak zorunda hissetti kendisini. gene kabak benim başımda patladı yani
dırdır çeken ben, kazık kadar halimle çocuk gibi mıncınıp, orta yerde öpücüğe boğulan ben.. bir de bazen üstümü düzeltmek için beni ellemesi
var ki. iki de bir bir yerlerimi düzeltmeye çalışır. sokakta, alışverişte, avmde. benim ne hissedeceğimin bir önemi yoktur. çocukken bile
hoşlanmazdım da bir de 32 yaşında!!! yok saçımı düzeltecek, yok yakamı v. ne varmış yavrusu diilmiymişim kim ne derse desinmiş, hakkı varmış
öyle bi şikayette ki rüzgarı sanırsın ben estiriyorum. mesela şindi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder