30.08.2019

yere düşüp kanepenin altına kaçan bir şeyi zorla aldım artık 22 yaşında değilim zaar esnekliğimi yitiriyorum.
annem de hemen oradan çocukluğunda hareketli geçmedi, hiç sportif değildin diyor! sanki hareketsiz pasif geçen çocukluğumda hiç etkisi yok!! sanırsın başka insanlar yetiştirmiş bizi!!!
başlıyor kendi çocukluğu ve ilk gençliğini övmelere. mahallede yakar top oynarlarmış da bir o yana bir bu yana koşarlarmış da, sporda çok başarılıymış çok hırslıymış da kazanıncaya kadar oyunu sürdürürmüş de çocuklar eve gitmeye çalışsa kıyameti koparırmış göndermezmiş kendi kazanıncaya kadar oynatırmış da!!
hırsından birinin neredeyse burnunu kıracakmış da öyle kuvvetli atarmış topu.
bütün ağaçlara tırmanırmış da. her hafta sonu hava iyiyse yaylalara pikniğe giderlermiş de. tırmanmadığı ağaç tepe kale kalmazmış da.
hava kötüyse her hafta başkasının evinde toplanıp kalabalık yemekler yenirmiş de tombala oynanırmış da birileri saz ud falan çalar şarkılar söylenirmiş de.
bazen de toplanıp şehre gelen tiyatro konser sirk falan varsa onlara gidilirmiş de!!
dağlara yaylalara ağaçlara tırmanmaktan atletik ve çevik olmuş. sürekli misafir olan misafirliğe gidilen sosyal bir hayatı olduğu için çok sosyal dışadönük ve popüler olmuşmuş.

e sen bana bunların çeyreğini yaşatmamışsın daha hala utanmadan bana hareketsiz geçti çocukluğun diyebiliyorsun!!
bir okul gezisine bile gidebilmek için günlerce yalvarmam kavga etmem gerekir, dönüşte de burnumdan gelsin zıkkım olsun diye de kavgaları uzatır da uzatır mahsus zıkkım etmek için küslük çıkarırdın!!
nasıl sosyal ve hareketli olabilirim???????????????
kimsenin doğum gününe göndermek istemez. bir de caydırmak için babanız nerede diye sorup üzerler sizi diyerek korkuturdu. illa gidilecekse de gene zıkkım etmek için türlü numaralar geliştirir, türlü şeyler yapardı.
muhakkak sonunda ya kavga etmiş ya kendi biriyle kavga etmiş olarak dönülürdü eve.
sen mutluluğa huzura eğlenceye karşıyken nasıl mutlu anılarım olabilir ki?
nasıl hareketli bir çocukluğum olsundu ki???????????

her sene okul başladığında sınıf arkadaşlarımın anlatacak hikayeleri olurud; tatile çıkamadılarsa da köy memleket annene babaannelerinin memleketi gibi okazyonları olurdu anlatılacak. bizim ise sıfır!!!
bütün yaz evde pinekleyip kıç üstü kaldık. ancak kitap okurduk. ya da lütfedip gelirlerse teyzemlerle 1 belki taş çatlasa 2 defa bir yere gitmiş olurduk ki bir kaç yıl hiç görüşemediğimiz de oldu! kırk yılın başı iyi niyetli bir komşu bir yere çağırsa annem inat eder gitmezdi. hadi tut ki dondurma yemeye gittik beraber; benim özellikle ne kadar gıcık olacağım şey varsa yapar üstüme üstüme üstüme gelerek beni sinirlendirir ve böylece komşulara kızının ne kadar huysuz ne kadar geçimsiz birisi olduğunu ama kendisinin ve büyük kızının buna nasıl sebatla katlanan melekler olduklarını kanıtlamış gibi yayılırdı suratındaki sırıtış eğer tam da istediği aksi tepkileri vermişsem. ki alana kadar uğraşırdı!
yok popomu eller yok üstümü düzeltir olur olmaz zamanda sevgi gösterisi yapmak işin elleşir; evde burnundan getirir yemeği ama başkasının yanında öpücüğe boğmak ister!

ne zaman bir yere gitmek istesen hayır demez yasak izin vermiyorum demez ama için için içine özgüvensizlikten tut korkuya kadar herşeyi işler. bütün olumsuz düşünceleri. mesela sinemaya git ama filmi izlemek yerine birisi yanına gelip seni siker mi diye korku ve tedirginliğinden diken üstünde otur ve asla memnun olma asla zevk alma hatta mümkünse iyice bozulsun psikolojin de zıkkım olsun gittiğin yer yediğin şey!!

bir yüzme kursuna gitmek istedim diye bütün yaz bana söylenip durdu! hatta münakaşa çıkarsa bana demek götüne baksın istiyorsun millet demek götünü ellesin istiyorsun millet demek siksinler istiyorsun da orospu olacaksın bunun sonu o diye hakaret etmişliği bile var!

bizi sosyal aktivitelerden men eden kendi ama sonra ben gitmeyin yasak demedim diyen de kendi ama hala bir şey çıktığında aynı şeylerle vurmaya çalışır; sivilcen çıkmış götün büyük saçın kirli şekli bozuk sapıklar var mikroplar var karanlık çöker nasıl döneceksin................

sonra da ben engelledim demez hiç sosyal değilsin hiç hareketli geçmedi çocukluğun der yavşakça yaa!!!!!!

yani hem evden dışarı annesin adımını atama hem ne telefondan ne internetten birisiyle yazışma görüşme tüm eski arkadaşlarınla kopar bağını hem çalışma ama her nasılsa hiç kimseyle görüşmeden sosyalleşmeden zaman ayırmadan ve konuşmadan çevren arkadaşların arayan soran olsun??????????

hani bu hem dünyaları yiyeyim hem de hiç rejim yapmadan 45 kilo kalayım fantazyası kadar abest bir şey.

diyelim bir kursa gidiyorsun saat kaçta bitiyorsa 5 dakika içinde evde olmalısın. yani ışınlanma mümkün olsa senin ışınlar her ne pahasına olursa olsun. mesela her seferinde moleküllere ayrılırken diri diri yanıyormuş gibi hissetsen de, yanlış yamuk birleşsen ya da hayatının tarısını ancak yaşayabilecek olsan da göze alır!
yeter ki burnunun dibinde ol. aman seni çok sevdiğinden kıyamadığından değil kontrol ve endişa manyağı sapık fantazyalı biri olduğundan.
eve her geç kaldığında 10 dk bile olsa kaçırılıp toplu tecavüze uğradığını ve artık çaresizce pavyona düşüp orospu olduğun Türk filmi kafasını yaşar!!

çocukluğum nasıl hareketli geçsin. boşandığı ve ardından adam öldüğü için tüm sosyalleşme mutlu olma ve eğlenme gibi haklarını kaybetmiş biriymiş gibi davrandığın için eve kapandık.
daha da ben yırtınmasam tüm azarları aşağılamaları kavgaları göze alıp yok doğum günüydü yok buluşmaydı yok bilmem ne kursuydu diye diretmesem evden dışarı çıkmamaktan D vitamini eksik hasta biri olurdum.

tabi bu eve kapanmalarda biz ders çalışır ya da kitap okurken kendini sakatlayana kadar temizlik yapar o sırada da söverdi hayatına.

ama anca söylenmeyi şikayet etmeyi dırdırı bilir değiştirmek için kılını kıpırdatmaz.

hiç utanmıyor hayatında 1 kere bile pikniğe gitmemiş olan bana gittiği piknikleri övmeyi!

sonradan benim yırtınmamla bir kaç geziye çıktık onlarında burnumdan fitil fitil gelmesi için elinden gelen herşeyi yapardı.

kendisi mutluluğa neşeye eğlenmeye huzura karşı. sadece kendinin değil nedense benim de hak etmediğimi düşünüyor. ama ablacığım evli barklı göz bebeği olduğu için, ona ayrı.
gez yavrusu al yakışır yavrusu!!!!!!!!!!!!

çocukluğum hareketli geçmemişmiş!! senin sayendee!!! hareketli geçecekti de ben mi engelledim? herşeyi baltalayan sensin!

eskiden önceden doldururdu; saçın kötü sivilcen var götün büyük o şöyle kötü biri bu böyle bilmem ne mikroplar hastalıklarla korkutur kaybolup kerhaneye düşmekle!!!!!!!! tecavüze uğramakla. gideceksen de özgüvensizlikten ve korkularından dolayı aman aman sakın mutlu olma bir dakika bile huzur içinde film izleme kırlarla gülüşme aman sikerler yediğin pizzadan da ebola kapıp geber!!!
sonradan da cep telefonuyla kontrolden çıktı.
arama filmdeyim dersin inadına kırk kere arar!!! en azından titreşiminden telefonun dikkatin dağılsın da film zıkkım olsun bir şey anlama!!!
azarlıyor tersliyor ya da telefonu açmadığım zamanlardan sonra da benimle gelmeye takmıştı kafayı. heryere götümün dibinde maydonoz!

kendisini genç ruhlu aydın ve ilerici zannettiği için gençlerle çok çok iyi anlaştığını iddia ederdi. hatta bir gün iddiası arkadaşlarımın benden çok kendini daha fazla sevdikleri üzerineydi. bilgeliğine kültürüne hayranlarmış. ilk 15 dakikalık şirinlik rolünden sonra ağzından çıkan her şey olumsuz ama!

kızlar oraya dedikodu yapıp gülüşüp kafa dağıtmaya gelmiş annem eski kötü anıları ya da oradan buradan aklınıza gelecek herşeyin olumsuzluğunu anlatır dururdu!

herhalde esas amacına ulaştı arkadaşlar beni buluşmalarına çağırmaktan vazgeçti. aman nazlının arkadaşı kalmasın aman nazlıyı kimse sevmesin!!

hehe belli çok sevdiği için korumaya çalışıyor. tabi evde saçma sapan hatta tehlikeli yorucu başkasının işlerini bile. yok damdan atla yok balkondan balkona geç. yok başkasının evini temizle!!!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder