yine yazlık yine aynı dertler. sanki bugün aslında dündü filminin içinde yaşıyor gibiyim ama hiiiiç sevimli değil!
hemen hemen her yaz yazlığa geldiğimiz ilk gün aynı sendromlar yaşanır. bütün sene yazlığa gidelim yazlığa tamamen yerleşelim diye kafa ütüleyen annem her zmaan sanki sürekli herşeyden şikayet eden kaprisli birisi değilmiş gibi daha da fazla söylenir şikayet eder; bir türlü alışamaz her şeye.
evelki sene nasılsa anahtarlar hep annemde diye hiç sormamıştım meğer yanına almamış ve hatta en saf halini takınarak aklı sıra beni kendimden şüphelendirecek, kendisinde hiç anahtar olmadığını iddia ediyordu ki külliyen yalan!!!
yazlıktaki günlerimiz bittiği, o toplanıp çıktığımız gün, evin kapısını kilitler kilitlemez elimden anahtarı alır ve kendi çantasına koyar!!!!!!!!!!!!1 sanki hiç fark etmedim! tüm sene anahtarı da kendisi tutar! ama kapıcıya vermeyi bilir! hatta ablamda da anahtarın kopyası varmış ama bende yok!!!
harika bir çözümü vardı; anahtarcı çağırıp para vermektense damdan balkonumuza atlayacaktım, balkon kapısını iyice zorlarsam açılırmış!!!
aşağı düşüp kafamı patlatmamda bir sakınca yok? öyle bir endişesi yok.
annem sadece ve sadece kendisini anlayabilen antiempatik bir insan olduğu için sadece kendi şüphelerini kendi korku ve kendi endişelerini sadece kendi duyduğu hisler farkeder ve önemser!!!
mesela saat 16.00 gibi evden çıkmam büyük bir korku ve endişe sorunu ama damdan balkonumuza atlamamda bir sakınca görmüyor.
hatta o kadar inanmış o kadar emin ki hiç aklına başıma bir şey geleceği fikri uğramadan rahat rahat ve inatla savunuyor!!!!
geçen sene de ablam da gelmişti. ve ikisi de kraliçe prenses aristokrat asilzade falan oldukları için havasız kalmış evlerinden büyük tiksinti duyarak girmek istememişler, elleri havada bilekten kırık halde, yüzlerinde tiksinmiş bir ifadeyle kendilerinin dışarda bekleyeceğini benim kendilerini çok da bekletmeden evi temizleyip havalandırıp kendilerini çağırmamı buyurmuşlardı!!!!!!!!!
tabi ki onlar gibi üstün insanlar havasız kirli eve nasıl girsin benim gibi bir marabaya layık ama!!
o kadar da pişkinler bunu o kadar normal görüyorlar ki, benim alınmama kızıyorlar. bunu böyle kabul edelim değil mi; annemle ablam üstün sınıftan asilzade prensesler ben ise alt tabakadan pis bir hizmetçiyim!!!
ha tabi ablam gelince yatak sorunu oluyor çünkü ev 1+1 ve ben salonun L şeklindeki köşesine tıkılmış açılır kapanır bir kanepede uyuyorum aylarca! ama prenses ablacığım kalacağı şunun şurasında 2 geceye katlanmak istemiyor. esasen annesiylye aynı yatakta yatmak istememesi sebebi!!
hani benden daha iyi anlaşıyor benden daha iyi uyuşuyordunuz? hani annemi benden daha çok seviyor benden daha çok sayıyor benden daha çok önemsiyor benden daha çok dinliyor benden daha çok özen gösteriyordun? hani benden daha iyi bir evlat daha iyi bir insandın? çok çok özlüyordun anneni? aşk meuvesi ilk göz ağrısı? niye 2 gece anneciğinle koyun koyuna yatmak istemiyorsun ya?
biliyor çünkü annemin gece ne kadar gürültücü olduğunu; osurduğunu horladığını gece en az 2 kere tuvalete kalkarken yüksek sesle konuştuğunu, dönüp dönüp yatağı zıngır zıngır salladığını; her dönmesinde hafiften uyanıp yüksek sesle homurdandığını ve kolunu bacağını deli gibi savurup durduğunu! niye rahatsız olsun ki hanım efendi? nasılsa her davranışı tolore edilip hoş görülüyor olmadı erken menapoz başlangıcı ve çocuğu olamamasının arkasına sığınıp dudak büker gene hoş görülür.
ben sürekli eziyet çeksem hiç bir zaman güzel bir laf bir onay duyamasam her zaman yaptığım herşey yetersi görünüp eleştirilsem falan ne olur ki?
ailede beni önemsememek adet olmuş. insan kendi kızını bu kadar hiçe sayar bu kadar saygı göstermezken neden diğer kanbağı olan insanlar daha fazlasını göstersin?
------------
mesela şimdilerde tutturmuşlar da gemi turu diye! ablam anneme gaz veriyor. böylece daha önceki tatillerimizdeki gibi hem annesini bir yere davet etmiş olacak göze girecek hem hiç bir çilesini çekmeden eğlenecek: bütün zor ve pis işler bana kalacak!
bir yere gideriz mesela sabah erkenden kocasıyla ortadan kaybolur; zaten aylardır doğru dürüst görmemişsin anneni biraz zaman ayırsana! neden ayırsın nasılsa annesi onu haklı bulacak! aa kocasıyla ayrı vakit geçirmek istiyor hep bizimle mi takılacak?
ama ben prangalı gibi mecburum!!
bari gittiğin yerden bir deniz kabuğu getir bana!! hayır ama övünmeye bayılırlar; sanki bana ohhhh sen hiç yaşayama gezeme eğleneme hep annemin hastalığıyla kaprisiyle falan sen uğraş der gibi pişkin pişkin abartarak yaptıklarını anlatır. şahane bir koyda yüzmüş aşırı lezzetli yemekler yemiş ve harika fotoğraflar çekmiştir baaaak diye de gösterir!
hiç aklına keşke burada annem ve kardeşimle de bir fotoğrafım olsa onlar da burayı görse demez!!! nasılsa annesi böyle bir talep ya da sitemde bulunamıyor kıyamıyor yavrucuğuna!
tabi ben en ufak bir sitem etsem dünyanın en kötü insanıyım!!! ne hakla ne hakla niye beni de götürmedin neden bizi çağırmadın beraber gitseydik keşke ya da bana da gelirken bir magnet alaydın bari derim????????????? NE HAKLA!!!!!!!!
sanki ablam annemin biricik ve tek kızı, ben de kerhaneye düşmekten kurtarılmış üç kuruşa çalışan zavallı bir besleme, hizmetçiyim!!!
ben hatta öyle bir gezi ya da tatilde kendime değişik bir şey alma hakkına bile sahip değilim!!! ve asla kendimi savunmamalı boyun büküp kabul etmeliyim ama hemen ardından eziklik ve pısırıklıkla da suçlanmaya razı olmalıyım!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
mesela beraber yemekteyiz herşeyi benden ister annem ablamı yormaya meşgul etmeye kıyamaz!!!! ben anneme hizmet etmekten sıcak yiyemem yemeğimi ama bunu fark edeceğine buz gibi ettin yemeğini yemeyecetin niye sipariş ettik boşuna para ödeyeceğiz der!
tabi bunlar laflar arasında ve küçük küçük sokarak yapar ki dış dünya anlamasın! nasılsa ablam anlamıyor ve zerre umrunda değil. ama benden çooooooook daha duyarlı ve vicdanlı bir insan!!!!!!!!
----------
diyelim bana bir talip durumu söz konusu oldu, annem laf arasında ablamın onayladığını söyler. o kadar salağım ki ben de zaten inanacağım. sana yaranmak için seninle ters düşüp başına dert açmamak için her şeye razı olur o. istersen ortadoğu'ya fahişe olarak gönderecem de iyi der gene.
en son kısmet; hani nasıl ve kim olduğunu ağzından zorla aldım; bilmem kimin bilmem nesinin bilmem nereden arkadaşı. 45 de değil 54 yaşındaymış, orta okul mezunu, tek kolunu kazada kaybetmiş ve bir nargile kafe işletiyormuş!!!
annem ki davul bile dengi dengine çalar diye nutuk atarken babamın ne kadar farklı yetiştiğiyle ilgili atar tutar. kendisi şehirli bir ailede el bebek gül bebek prensesler gibi herşeyin en iyisini en kalitelisini yiyerek yada kullanarak, sosyallik ve kültür içinde büyümüş ama babam dar gelirli köylü bir ailede büyümüş, bu yüzden çok farklılarmış ve çok anlaşmazlık yaşamışlar!
aşağı görüyor babamı!
evlenecem diye ölen sen değil miydin??????????? dedem istememiş hatta! zahir inadından diretti. niye evlendin o zaman deseler de hemen dedemi ve anneannemi suçlar!!! yaşın geçiyor kardeşin evlendi akrabalar evlendi diye çok laf sokmuş çok ısrar etmiş çok baskı yapmışlar hep bu yüzden hata yapmışmış!!!
aynısını bana yapıyon!!! ama o aynı şey değil anneme göre. nedeninin ise önemi yok. kendine yapılırsa istemediği hoş bulmadığı bir davranış aşırı haksızlık ama aynısını bana kendisi yaparsa iyilik!!!!!!!!!!asla haksızlık asla baskı değil!! çünkü buna da kendisi karar verecek elbette!! ya kim?
---------------
bir de geçen sene ev havalansın diye her yeri açıp temizlik yapmıştım hafiften; ha ablamın geldiği sene önceki seneydi doğru. neyse. cereyanda kalınca çarpılmıştım aşırı başdönmesi yaşamıştım.
annemse tabi ki çok anlayışlıydı!!!!!!!ÇOK.
beni sinirden basbas bağırtana kadar ısrarla birşeyler sordu birşeyler istedi kaldırmak için adeta inadıma yırtındı durdu. kaç kere başım dönüyor dedim asla endişelenmedi ve sürekli o nerde bu nerde bulamadım edemedim nasıl çalışıyor gibi yüzlerce soruyla kafamı şişirmesi germesi yetmedi; kapıya gelen sucuya bile beni kaldırmak için uğraştı. bir bozuk para bulamıyor ya d ayarın verelim diyemiyor. sanki başım döne döne kalkayım düşüp kafamı kırayım çok istiyordu!! ben başım dönüyor dedikçe bana yeni icatlar çıkarıp yeni şeyler istiyordu. yatıp kalakalmışım diyor ki perdeler de perdeler. cümle bitiyor başa sarıyor perdeleri çıkaralım yıkayalım asalım!!! çoğul konuşuyor ama bu dediğinin bir tanesini bile kendi yapmıyor yapamıyor. güya ben uzanırken mutfak tezgahını silecek!!
bez nerde
deterjan nerede
bulamadım
bununla mı sileyim
dolaptan tişört alıp kullanayım!!
daha etiketi üstünde sallanan tişörtü almış toz bezi yapacak!!! e bulamamış!!! lavabonun altında diyorum bir türlü bulamıyor yaaa!!! kör sağır dilsiz ve elsiz sanki!!! heyula gibi dikiliyor lavabonun altında bir kabın içinde deterjanlar ve bezler ama bulamıyor!!!
hiçbirşeyi bulamaz oldu illa alıp eline vereceksin!!! yoksa olmuyor!!!
sonra diyor ki hangi deterrjanla sileyim??? benim de göremeyeceğim bir noktada orası ama bana göstermeden adını söylemeden oradan seslenerek soruyor.
nazlııı neyle sileyim bununla mı bununla mı?
göremiyorum ki orayı neyle silersen sil.
maviyle mi sileyim sarıyla mı?
ne bileyim anne sil işte bişeyle!!!
az biraz silip gene bana sormaya başlıyor bunu durulayayım mı deerjanını yenileyeyim mi? şununla mı durulasam bunu ne yapayım???
göreme ki ben orayı!!
e gel bak. yattın kaldın genç olacaksın bir de!!!
ne kadar iyi bir insan değil mi? kızımın başı niye dönüyor kötü bir şey olursa ya diye bir endişesi yok hatta beni kaldırmak için debeleniyor. düşüp yığılıp kalsam da ya kendi kendime kalkmam ya birini aramam gerek ya da orada mefta olmam!!! annem anlayacak da telefonu alabilecek de eline; telefon açınca da birine laf anlatırken seneler evvelden başlıyor anlatmaya sadede esas meseleye esas soruna gelinceye kadar ölür giderim zaten!!!!!!!1
en son yetmedi karının biri geldi kapıya; zahide diye birini soruyor ama nedense ne annem anlıyor ne kadın anlıyor yanlış geldiğini; çünkü ikisi yarışır gibi aynı anda konuşuyor ben içerden yanlış gelmişsiniz diye seslensem de o beyinlerine giremiyor. tepeme kadar gelip bön bön bakıyor da suratıma hala anlamıyor zahide nerede???????????
daha da hala arsız arsız laftan anlamayarak benim ev işi yapmamı beklemekle kalmıyor anneciğim hani anlayış duygu mantık ve vicdan zeka abidesi olan; bana pazara gidelim diye tutturuyor!!!!!!!!!!!1
o ana kadar belki 20 kere başım dönüyor kötüyüm falan dedim hala beynine idrak edememiş!!! gerçekten inme inecek falan olsa bana kesinlikle erken ve hızlı müdehale olamaz ha bana!!!
beni çileden çıkardı çileden!!! başım döne döne pazara gidip kilolarca şey taşıyacam yetmez gibi annemin durdırı!!!! artık sinirimden bağırarak yastık falan fırlattım etrafa!!!
annem beni o kadar önemsemez o kadar ciddiye alamaz ki normal şekilde, aklı başında mantıklı istek, itiraz vb gibi anlatımlarımı anlayamıyor. anlamak da istemiyor. umursamak da. bağırıp çağırıp kırıcı kavgacı çirkef olmadan zihnine girmiyor!!! illa kaba ve kırıcı olup küstüreceksin. yoksa anlamaz.
-----------------
bana inanmamaya o kadar hevesli ki beraber toplu taşımayla bir yere gideceksek hangi dolmuşa binileceğini kendisi bir türlü öğrenemedi ama bana da inanmaz onun yerine herhangi birinin dediğine hemen inanıp bana da dönüp bak yaaa gitmiyormuş işte der!!!
Adana'dan Mersin'e taşındığımız yaklaşık 20 yıldır aynı semtte ikamet ettik değişik evlerde; ilk seneler kiralık bir daireydi aparman, sonra bir yakında siteye geçtik, daha sonra da ayyyyyynı semtte halen oturduğumuz evi aldık aileden kalan paralarla. ve bunca yılda dolmuş güzergahları hiç değişmedi ama hiç!!!! sadece bir hat daha eklendi; çok ilerde bir yerde diğerinden ayrılıp başka yoldan geçip başka bir noktaya ulaşıyor ki biz oralara hiç gitmedik niye gidelim zaten.
ama annem asla öğrenemedi; üstüste üç gün bile çıksak ve dolmuşa binsek gene aklında tutamıyor gene bilemiyor ve elbette gene bana inanmıyor!!! her binişte şöföre de soruyor ama zaten cevabı duyup da anlamıyor ki. münakaşayla biniyoruz. hep yanlış binmek yanlış yere gitmek ve kaybolmaktan korkuyor?????????????????????
yazlığa gelirken de ne öğrenmiş otobüsün üstünde ne yazacağını ne de bana inanıyor! onun yerine kılıksız herifin tekine soruyor ki adam Türkçe bile bilmiyor, Suriyeli midir nedir. aksanla bilmiyorum diyor annem büyük bir sevinçle bana gelip gitmiyor diyor işte yanlış biliyorsun diye iddia ediyor!!!!
onu bırak en kolay mesafeyi dahi anlamıyor ki!! evden forum'a gideceğiz kırk kişiye sordu, şöföre 2 kere sordu hala endişeli, eğilip bükülüp dışarıya bakıyor ve asla güzergahı tanıyamıyor!!! burada bilmem ne market olacaktı yoook yanlış binmişiz!!! kaç kere yanlış bindiğini zannederek inmeye kalktı anlatamam. sanki bilmem ne market yerine kazık çakmış!!! kapanmıştır diye düşünemez. sonra bu telaşını endişesini görenler annemi şehre yeni taşınmış yabancısı zannediyor; yardımcı olmak isy-teyen de oluyor annem de buna inanılmaz bozulup kızıyor; günlerce bunu konuşuyor evde!! kendi onlar gibi sonradan görme dağdan inme miymiş!!!
öyle davranma o zaman!!!!
---------------
mesela geçende eskiden kalma bir dükkanın kirası mevzu bahis oldu; yeni kiracı geldi ve kirayı yatırdığını haber verdi. annemde bir dert bir sıkıntı. efendim bu sıcakta nasıl gidilecekmiş bankaya.
bankamatikten çekilebiliyor istiyorsan diyorum. ıghıh inanmıyor. gene söyleniyor bu sıcakta nasıl gidecekmiş de tansiyonu çıkıyormuş da bilmem ne!!
dedim ya bankamatikten çekiliyor!
işte diyor nasıl gideceğiz bankaya!!!! bu sıcakta!!!
bankaya değil bankamatikler var ya şurada oradan çekiliyor.
gene o devam ediyor bıkmış da usanmış da yetermiş artık da problemler dertler sorumluluklar yetermiş de bıkmış usanmış da nasıl gidilecekmiş bu sıcakta bankaya da!!!
bank şubesine kadar gitmek zorunda değilsin bankamatikten çekilir diyorum. nuh diyor peygamber demiyor. sanki çekip el koyacam paracıklarına!!!
inadı inat inanmıyor bankamatikten çekileceğine ille de banka şubesine gidilecek!!! tek de gidemiyor artık ben de sürüklenecem!!! tabi ki bir toplu taşıma münakaşaları çilesinden sonra şükür şubeye giriyoruz ve boş olduğu için hemen sıra geliyor.
hayret bu kez numara almayı hatırladı ama kalabalık olunca aceleyle kuyruğa girilecek zannediyor!!!
gişedeki kıza dert yanıyor hava çok sıcakmış da tansiyonu varmış da buralara kadar her ay nasıl gelecekmiş de bıkmış da arık işten sorumluluktan!!!
kız da tabi - neyse bu defa uygulama falan demedi annemin aklı tamamen allak bullak olur yoksa - hemen bankamatiklerden de kolayca çekilebileceğini söyleyince hayretler içerisinde kaldı!! şaşkın şaşkın bana dönmüş diyor ki nazlı "bakomatik"ten de çekiliyormuuuuşşşş??????
e ben dedim sana çekilir diye!
demedin!
nasıl demedim?? defalarca söyledim, marketin yanındaki bankamatikleri de gösterip söyledim ama inanmamışsın demek!!!
sen başka bir şey dedin ama!!
demedim.
başka yerden çekiliyor diyorsun sen ama kız bakomatik diyor nerede oluyor onlar???????
bankamatikle bakomatik ayrı şeyler ve bakomatikte de insan var sanıyor!!!
anneme göre insanla konuşmadan para işi halletmemek lazımmış!!
hala soruyor yani bakomatikte insan mı var?
zar zor anladı ama ben anlatsam anlamazdı yanlış anladığını.
sanki maaşını ben çekip eline vermiyorum da kirayı çekemeyeyim??????
kendiniz çekin diyor kız bir de!! ya o yazlıktaki televizyonun nasıl açıldığını 2 haftadır yeniden öğrenemedi!!!
----------------
tabi bir de yazlığa geçer geçmez anneme evle ilgili her şeyi yeniden anlatmak yendiden öğretmek gerekiyor. tamamen yabancı gibi kalakalıp ne nerde ne nasıl çalışıyor asssla bilmiyor.
ha bir de geçen sene ben başım fırfır dönerken neyin var hemşire bulalım mı falan diyeceğine taleplerini ardarda sıralarken motor gibi , beni kaldırmak için kırk kere bahane ararken bir de banyoya girdi; ama duş başlığını kullanamadı!!! insan duş başlığını nasıl kullanamaz???????? teknolojiden anlamıyormuş o!! teknoloji değil ki mekanik!!
alttan akıyormuş su başlığa geçmiyormuş bozulmuş!!!! hani armatürde bir parça olur onu çeker döndürürsün başlıktan akar ya, bunu anlayamadı!!!! gözü görmüyor iyi diyelim eline de mi gelmiyor koskoca kare bir parça!!! duşa kadar girip benim yapmam gerekti!!!
sonra da duş tıkalı diye şikayet ediyor. tabi benim suçum!! daha ben hiç girmedim ki!!!! e geçen seneden!!!! uzun saçlarım tıkıyormuş!!!!
-----------------------
sabah markete giderken kısa bir şort giydim diye küplere ve endişelere binen annem, arkamdan seslenen, ben de gelecem diyen, götüme bakacaklar bacaklarıma bakacaklar diye korkan; türlü sapık ve karamsar senaryolar yazan annem bir elbisemi kısaltmış!!! biçimsiz uzunlukta buluyordu.
ee ama o kadar kısa olmuş ki resmen tunik. ama hala elbise olarak giyileceğini iddia ediyor. sırf haksız çıkmamak için kilot-vajina dekoltesi verecem herhalde????????????
üstümde görmek için giydirdi ve giyileeğini savunuyor!! şortsuz!!!
ya sabah kısa şort giydim diye söylenen sen değil misin?????????????????? kısa dediğimde kilot kadar şortlardan değil ha!! siniri bozulmuş dönerken sikecekler diye kabuslar düşünmüş sanki!!!!
ama şimdi o şorttan çok çok daha kısasını sadece çamaşırımla giymem konusunda ısrarcı!!!!
giydim gösterdim ama hala iddia ediyor ki öyle giyilir.
anneme kalsa sadece agustosta o da haftada 1 evden çıkarak dizüstü şort giymeliyim iddiası buydu ama şimdi bir kolumu oynatsam bir rüzgar esse bir otursam kıçımı donumu gösterecek elbiseyi şortsuz giyeceğimi söylüyor??????????????????
zaten hep böyledir. mesela her konuzu açıldığında firirk vermekten yanlış anlaşılmaktan açık giyinmemek gerektiğinden falan bahseder durur. 1 kere ablamlardayken banyodan çıktım, koskocaman bornozla yani; eniştem beni göz ucuyla gördü diye haftalarca söylendi beni eleştirdi durdu. ama aynı insan kıçımı bile örtmeyen elbiseyi donumun üstüne giyebileceğimi söylüyor?
hatta aynı tutuculuğu savunan insan bana her banyodan çıktığımda der ki kenarda köşede giyinme rahat rahat yatak odasında giyin der.
ama ben ne zaman yatak odasında rahat giyinmeye kalsam kapıları pencereleri perdeleri ışıklar cart cart açmaya kalkar!!!
ne biçim boktan bir mimariyse artık evin dış kapısını açtığın an yata odası tamamen ortada görünüyor! ve bana kenarda köşede değil odada rahat giyin diyen annem hemen ardından cart diye dış kapıyı açıp adamın tekinin götümü görmesine sebep oluyor ve ne utanç ne suçluluk. asla hatasını kabul etmiyor asla.
yani ben göstermek istersem büyük hata orospu ruhluyum ama kendisi beni peşkeş çeker gibi göstermek isterse çok akıllıca çok mantıklı ve doğru!!!
evet aynı insan bi kaç yıl önce sitenin plaj kısmına benle geldi illa. güneşleneceğinden değil aklısıra beni kaltak olmaktan koruyacak ama esasen beni orada bile rahatsız ve huzursuz etmek için büyük şevk duyuyor!!!
HİÇ BİR ŞEYDEN KEYİF ALMAYAYIM YEDİĞİM ÇİKOLATA BİLE ZIKKIM GİBİ GELSİN BANA.
bu taşra tutuculuğundaki, sürekli açık vermemeki frikik vermemeki dekolteden nefret etmekten bahseden, açık giyime karşı, hatta kadınlar 30undan sonra kolsuz giymesin dizden yukarısını göstermesin düşüncesini savunan, beni 2 saniyeliğine bornozla gördü diye aylarca kafa ütüleyen kişi benim götümün görünmesine sebep olmaktan bir sakınca duymadı!!
hatta plajda da güya bana yardım edecek, sırtıma krem sürecek. cart giye indiriverdi mayonun askılarını!!!
yani hızlı hareket edemeyen biri olsam memeler de fora tüm site halkına karşı!! ama anlamıyor bile!!!
kendi güneşleniyor mu?
hayır. gölgede surat asarak ve sürekli şikayet ederek oturuyor!!
---------------
tezat fikir dolu, ikizler burcu da değil üstelik. acaba doğum tarihi geç mi verilmiş kimliği de farklı yazılmış.
sabah markete giderken dizin üstünden belki 5 parmak kalınlığında daha kıza yani yazın giyilen o külot kadar şortlardan da değil, bir şort giydim diye bana neler dedi!
aklı fikri sikte yarrakta ya!!! başka bir şey gelmiyor aklına.
ayak üstü 5 dakikada motor gibi sapıksı kabus senaryolarını sıralayıverdi. götüme bakacaklarmış bacağıma bakacaklarmış, bilmem kimler tacize tecavüze uğramış!! burka giyeyim istersen!!! hayır o kadar değil ama günlük nere ne ne kadar giyeceğime bu yaşta dahi annem karar vermeli! bu saçma fikirleri gittikçe artar oldu.
hiç olmadı bacaklarım damarlı selülitli eğri götüm büyük diye sıraladı!!! madem o kadar ucubeyim kim dönüp baksın? erkekler hayvan gibiymiş et olsunmuş yeter!!!
erkekler ve evlilik hakkında her zaman harika fikirleri olmuştur annemin!!!!
ne zaman ağzından güzel bir laf bir sıfat bir anı yorum vb çıktı ki zaten.
ya da ailecek yazlık bir yere gitmişsek havuz başında mayo giydim diye dellenir. öyle drkolteli açık saçık modelli mayolar da değil, düz kullanışlı şeyleri severim ben! hatta kendi yazlığımızda hem plajda hem havuz başında hatta akşamüstü arada sırada güneşlendiğim kendi evimizin kendi balkonunda mayo giymeme katlanamadığı oluyor!
sapıksı kabus karamsar fikirleri çoğu zaman çok coşkun olduğu için.
o kadar saçma münakalaşar o kadar aptalca örnekler veriyor ki pes!!!! kendi balkonumuzda mayolu göründüm diye sapık komşulardan biri bizi sikmeye gelecek gece! sadece sikmekle de kalmaz öldürürler de!!! böyle garip fantastik bir evrende yaşıyor.
mesela şehirde de merdivenden inerken içeri çekecekler diye korkar.
ama işte sadece kendi endişeleri korkuları falan önemli, başkasınınkini zerre anlayamaz, boş boş bakar ve ne var bunda der.
bu gibi saçma şeylerden endişe duyar ama o ışığını açmayı bir türlü öğrenemediği karanlık koridorda dış kapıcı cart diye ardına kadar açıp, kapıyı da açık bırakıp rahat rahat hareket eder. belki kapıya gelen sapık hırsız ya da manyak!!!
eskiden de bize korkutuncaya kadar herkese kapı açılmayacağını aşılardı ama kendisi sanırsın bir saldıran olsa birşey yapabilecek, ne gücü yeter ne hızı!! kapıları sorgusuz sualsiz açardı!!!
işte mayo giymeme, normal boyda şort giymeme kızan, eniştem beni 1 kere bornozla gördü diye söylenip duran annem; ben yatak odasında giyinirken - ki kendisi kenarda köşede giyinme yatak odasında rahat rahat giyin der ama cart diye tam da o anda dış kapıtı ardına kadar açar!!! neden yatak odasının kapısı kapalı değil diye soracak olursanız kapının önünde 2 takım zigon sehpa ve üstlerinde ıvırzıvır var!!! çok zor oluyor açıp kapamak ve annem kapı açıp kapatmaktan nefret ediyormuş --- bu ben çıplkaken kapı açmaları yüzünden götümü görenler oldu!!!
plajda güya bana yardım edecek diye sırtıma krem sürerken aniden mayomun askılarını aşağı çekiverdiği için, başka bir zaman bir giyinme kabininde illa bende girecem yardım edecem 1metre karelik yere diye debelenirken hem göğüslerimi hem kabin perdesini açarak millete meme şov yaptırtı.
ama bunlar hiiiiiiiiiiiiiiiiç kabahat değil!!
fakat benim mayo ve kısa şort giymem kabahat!!!
hatta yakın zamanda kendisinin ısrarıyla aldığım çiçek desenli bir elbiseyi bana sormadan alıp kısaltmış, diz altı bir boydaydı beni cüce gibi gösteriyormuş!!!!!!!!!!!!1 kendisi 152 lik boyla selvi boylu varsaydığı için kendini kızım benden uzun en azından diye memnun olacağına beni çok kısa buluyor!!
elbiseyi o kadar kısaltmış ki tunik olmuş resmen!! bir de bana denetirken üzerimde şort vardı; diyor ki şimdi şort göründüğü için iyi durmuyor normalde şortsuz giyeceğin için daha iyi görünecek!!!
şortsuz mu giyecem bu boyda elbiseyi!
herhalde ! şortla olmaz ki!!
gittim şortu çıkarıp geldim harika buldu!!! bir rüzgar esse ya da kolumu biraz kaldırsam bırak kasık dekoltesini vajina dekoltesi olacak neredeyse ve ben kısa şort ve mayo giyemem ama her hareketimde götümü kilodumu gösterecek elbiseyi rahat rahat giyecekmişim efil efil!!
evet o kadar efil efil ki rahmime kadar hava girebiliyor!!!
ve saçmaladığını kabul etmek yerine tunik kadar kalmış elbiseyi sadece kilotla giymem gerektiğini iddia ediyor.
yani mememi ve götümü ben isteyerek ya da kazara açarsam biraz büyük kabahat, büyük hata, oruspu sanacaklar beni, peşime düşüp saldıracaklar falan.
ama kendisi kazara ya da bilerek açarsa gayet normal bir şey!?????????????????
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder