18.08.2017

Dünürler bizi güzel bir yere yemeğe götürdü. Otantik ve doğal bir yermiş. Böyle arabanı park ediyorsun, kırlık bir alan, 5-10 dakikalık bir patikayı yürüyüp restoranın kafesine varıyormuşsun.

şimdi arabadan inildi; tabi dünürler çift yürüyüp gittiler, bir yakınları daha vardı yanlarında onlar da çift yürüyüp gittiler; ablamlar da çift haliyle onlar da aldı başını gitti.

Tabi onlar üstün evliler sınıfından olduğu için bizi beklemeleri gerekmez!

Ben gene annemle başbaşa kaldım.

5-10 dakikalık patika bana cehemmem hem de 20 dakikalık oldu. Biri de dönüp arkasına bakmadı, niye geciktiler diye arayan da olmadı. Kaçırılsak öldürülsek kaybolsak ya da kaza olsa ruhları duymayacak!

Köye yaylaya yerleşelim diye dil döken herkesi ağızbirliğine sürüklemeye çalışsan annem o kadar kapris yaptı ki şaşarsınız.

Arabada da çok mutlu ve neşeli bir insanmış numarası yapıyor, ablamla eniştem de yutuyor afiyetle.

Daha herkes indi; annem en son daha ayağı yere değer değmez şikayete başladı. Tabi ki ben yürüyüp gidemem, tabi ki benden beklenen bu değil!

Tabi ki başkası olsa bu kadar dırdır edemezdi.

Ama ben o kadar da önemli bir şahsiyet değilim ki benim canımı sıkmayı istemesin, beni yormayı ya da keyfimi kaçırmayı! Başkalarını sıkmaya üzmeye tadını kaçırmaya hakkı yok, annem çok adaletli biridir!! Ama bana istediğini yapabilir önemli değilim!

Yerler taşlıkmış nasıl yürüyecekmiş?!

Ayy taşlarda yürümesi zormuş!

Tabi ki böyle sade böyle düz söylemiyor. Aynı cümleyi üç kere kurup sonra Allah kitap soy sop sövmeye başlıyor. Tabi ki gülerek değil ne kadar negatif hareket ve mimik varsa.

Taşlık dediği de düzeltilmiş mıcır yani öyle uyduruk değil. Ama gene de şikayet, tabi ki elimden tutuyor, aşırı derecede sıkıyor, yani kopsa umrunda olmayacak! Aa o taşlık yolda yürüyemez o prenses!

Sürekli en yavaş haliyle yürüyüp bana abanıp söverek ilerliyor kaplumbağ hızıyla.

Ayy ayağına taş girmiş allah belasını versin!

Ay burada sinek varmış yemişler her yerini! Nefret ediyormuş neffret!

iki adım atıp taşlık yola sövüp ayağına kum taş falan girdiğini iddia edip sineklerden ve sıcaktan şikayet ediyor. Hiç bir teselli cümlesini de kabul etmez böyle zamanlarda.

Hem teselli bekler hem beğenip memnun olmaz ve kabul etmez; hatta sana düşmanca bakışlar atar; bunla da yetinmez tabi sen zaten çok duyarsızısındır anlamazsın sen hassas değilsin sen rahatsın!

Bi keresinde yürüyemiyor diye ayakkabıları değiştik. Yani annem yazları ayakkabı değil terlik giyer, o da eskimişinden vazgeçemez, yeniler dolapta bekler; gene memnun kalmadıydı hanfendi ayakkabı vurmuş ayacıklarını!

5-10 dakikalık yol uzadıkça uzadı kapris kapris. Yürüdüğü tarafta dal varmış çekecekmişim! Ayağıan taş girmiş, böyle yollarda yürüyemezmiş! Nefretini olumsuzluğunu kusar da kusar. Senin de modunu düşürür.

Ama sonra kalabalıkla oturunca düzelip hiçbirşey olmamış gibi devam eder.

Gerçi devam edemeyip somurtup oturduğu da olmuştur!

Senin de moralin bozulmuş tüm olumsuz duygularla dolmuşsundur ve sana dönüp der ki ne kadar suratsızsın ne kadar uyumsuzsun!

Kendiyle ne alakası varmış ki??? Yokmuş! Ben onun asabını bozuyor ben onun modunu düşürüyormuşum!

Aynı şeyleri ablamın düğününde bile yaptı. Tabi başkasına değil bana şikayet ederek çemkirerek! Benim eğlenmem acayip rahatsız etti annemi! Kavga çıksın istiyordu resmen gözü dönmüştü; teyzemle bir akraba sakinleştirdi; her zaman aşırı derecede haklısın denecek kendisine.

Saatlerce meymenetsiz suratla oturduydu düğünde, ablama belli etmiyor tabi adaletlidir o sadece bana belli eder! Daha da bana uzaktan kaşgöz ve mimiklerle olumsuzluk aktarmaya çalışmıştı; otur yerine dans etme gülme gibisinden.

Gerçekten de buna uysan sonra akşam sana suratsız olumsuz ve uyumsuz diyecek!

Daha sonra da fotoğraflardaki halini eleştirecek.

Nasıl anlatsan çok ikna edici de olsan kendiyle bir alaka görmez; ben moral bozmam ki der asla bozmacmıştır hatta sen bozmuşundur!???

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder