Ailecek bir aradayken (dünürler de) yemeğe gidelim dışarı dediler.
Ablam oradan atladı balıkçıya gidelim!!
Ne yani annemin kılçık fobisi yüzünden bana günümü zindan etmeye yediğimi zıkkım etmeye çalışıyor diye gitmeyecemiyiz balıkçıya???
Zaten ablama söylesen anlamsız, şaşkın ama çaktırmamaya çalışan ifadelerle haa der. Hatırlıyor numarası yapar. Aslında haberi bile yoktur 40 yıllık anasının kılçık fobisinden! Aşırı duyarlı hep ondan işte!
Tabi ben söylesem bir araba laf yerim ve yediğim de bana zıkkım olsun diye tüm yemek boyunca uğraşır annem. Ama ablacığım dediği için yavrusuna hayran hayran bakarak, hay aklınla bin yaşa der gibi sevecenlikle onaylıyor hemen.
Biz diyor ablam haftada 2-3 öğün balık yiyoruz!
Afiyet olsunmuş yavrusu tabi beslensinmiş sağlıklı olsunmuş!
Bana gelince de laf dırdır ve hatta aman o besin de eksik olsun! Lafı gelir ama!
Tabi yol boyunca annem benim peşimde, yanıma bitişik kalmak için ekstra çaba sarf ediyor!
Kaprisli gıcık bir velet gibi sürekli yanımda mızıldanıp kıpırdanıp bişeyler isteyip durup şikayet edip söylenecek de ondan.
Ablama yapabillr mi? Hayır asla. Çünkü o evli! Onun kocası var! Sınıf farkı var aramızda.
Başkasına yapabilir mi? Hayır asla. Çünkü onlara iyi görünmek derdinde rol kesecek!
Her seferinde bana zıkkım temenin yolunu bulur. Hatta bir keresinde kılçık var diye yemek istemeyip bana tost yaptırttı. Ama tostu yaptırıp getirinceye kadar herkes yemeğini bitirmiş, kendisi benim yemeğimi geri göndermiş ben öyle orada aç kalakalmıştım. Gayet de pişkince umursamadan tostunu mideye indirip daha da soğumuş falan diye şikayet etmişti! Açıkça belirtmeme rağmen tost yiyeceğimi düşünüp geri göndermiş yemeğimi! Niye tost yemiyormuşum ki git bi daha yaptır!
Aile yemeği değil hizmetçilik! Aynen davranışı öyledir. Yani benim aile sohbetine sosyalleşmeye değişikliğe neden gereksinimim olsun ki ben kimim!
Başka yere de gitsek hep aynı kapris, sürekli şikayet dırdır ve istek. Sanki kaprisli bir çocuğum var gibi 5 dakka rahat kalamam! Sonra da bana yemeğini buz gibi ettin diye kızar! Sana hizmet edecem diye!!
Yeter ki başkaları anlamasın rahatsız olmasın benim ne durumda olduğumun ne önemi var???
Yol boyunca bana yanaşma derdinde ki masada dibimde bana eziyet edebilsin! Ben de napıp edip uzaklaştım, önce tuvalete gittim.
Tabi yabancı yerde tuvalete gitmeye bayılmasam da annem nefret eder, gerçi nefret etmediği bişey yok zaten! Hatta gitmemi engellemeye çalışır.
Bir gün sırf balıkçıda tost yemek için uğraşmıştı; ya bayatsa balık zehirlenirse?? E biz de yiyeceğiz hepimiz zehirleniriz. Ya kılçık kaçarsa boğazına da ölürse???? Az kılçıklı balık isteriz! Ya ölürseymiş bak benim yüzümdenmiş ha! Zaten herşey benim yüzümden değil mi anne! Nasılsa her kötü konunun baş suçlusu benim!!
Bu sefer naptım ettim ablamın yanına havale ettim dünürle yan yana! Ee kime yapacak kapris???? Suratsız uyumsuz oturdu tüm akşam!
Tabi ki sonra beni suçladı! Kim olacaktı????
Yemek yiyememiş açmış! Ayıklayamamış ki balığını korkmuş kılçıktan kuru ekmek kemirmiş!
Yanl sanmayın ki masada kaçtım diye evde kaçabileceğim dırdır şikayet eleştiriden?!
Ayıklasaydın iyice.
Gözü görmüyormuş ki!
Ben gözün görmüyor iyi dediğim zaman kızıyor ama kabul etmiyor!
Ablama verseydin ayıklayıverseydi.
Sohbet ediyormuş ama kaynanasıyla bölememiş!
Benim böler ama! Her sohbeti de yemeğimi de işimi de! Rahat rahat böler engeller!
E baştan ısrar etseydin kebapçıya gidelim diye balık sevmem ben diye.
Ama misafirlere ayıp olurmuş!
Bana asla ayıp olmaz ama! Haksızlık da olmaz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder