napalım hayat monoton. valla bende suç yok.
gene aynı meseleler.
ayy çok sıcak nazlıııı.
her seferinde sanırsın ben sıcağı fark etmemişim gibi nidalarla. şaşıracağım. aaa sıcak mıı?? valla mııı?
aa hiç farketmemiştim. oysa mersin kaynama noktasına varmak üzere!
günde 50 çeşit versiyonla sıcaktan bahsediyor-uz.
konuşacak konumuz kalmadı ondan. kırk yıllık evli karı kocalar gibi.
konuşacak konu yok tekrar var.
ayy çok sıcak yaa.
ay nazlı hiç esmiyoor!!
yazın tekrarlanan bir şey daha:
amaaan hiç işe yaramıor buu!!!!
ney?
bu işte koltuk altı şeysi.
yoo yarıyor.
atacağım!
atma yaa anne lazım bana!!
yaramıyor ki bir halta!!! gene ter kokuyorum!!
e sen terinin üstüne sürüyorsun!!
napacam ya?????????????
annecim banyodan sonra temizken süreceksin ki sonra terleyince koku oluşmasın.
olur mu hiç öyle şey!! neye yaradı ki o zaman? temizken kokmuyorken niye süreyim!!
mesele de zaten o anne. oluşmadan süreceksin.
olmaz öyle şey!! ter kokmamışken niye süreyim??
yıllardır anlatamadığım bir şey. kışın zaten kullanmaz. ama yazdan yaza çoktaaaan unutmuş oluyor.
hep başa sarıyoruz.
önce kolonyayla sil sonra sür bari diyorum yok.
illa buram buram kokacak kadar terleyecek sonra sürecek ya da deodorant sıkacak..
duştan banyodan sonra özellikle söylüyorum. sür diye.
terlemedim ki niye süreyim???
anlatamadım.
inadı inat ve sabit fikirli. hem de dinlemez.
terin üstüne sürünce daha beter oluyor oysa.
ama zırt pırt aynı şey. işe yaramıyor bu atacam!!!
zaten atmış da. ben de kendiminkini kullanıyorum onu da bulmuş atmış. bi de düşman ki bu kadar olur. lanetler okıyor.
belki bende yaraıyor işe?? yaramaz!!!!!!
tamamen emin.
zaten en sevdiği şey senin adına da karar vermek.
normal söylemekle olmuyor işte 100 kere de tekrarlasan aklına girmiyor bir türlü. eskiden beri böyledir. illa büyüteceksin, bağıra çağıra abartarak teatral bir şekilde anlatacaksın bişeyi, ya da ciddi bir kavga çıkaracaksın. hele kendinleilgili bir şeyse inadını kırmak için büyük kavga çıkarıp, küstüreceksin. hatta defalarca.
zor girer kafasına. zekadan değil. kendi bildiğine sabitlenir kalır. senin düşüncenin alışkanlığının falan bir önei yoktur.
ha bir de banyo tartışması var. her gün 5-6 kere aynı muhabbet.
bügün yıkanacak mısın?
akşam yıkanacakmısın
duş mu alacaksın
saçını da mı yıkayacaksın?
vb sorular defalarca döner. neden bilmem detaylı bilgi istiyor banyom hakkında!!
fbi sanki.
daha sabahtan akşamki banyomu soruyor? önceden bilecek niyeyse.
diyelim duş alacam dedim ama akşama saçımı da yıkadım aman bir bozuluyor bir tersliyor beni??????? ya da aksi.
sanki yemin içmişim de ihanet olmuş devlet meselesi.
e hani yıkamayacaktın saçını???????????????
kirlenmiş.
ama sabah demiştin ki??!!!......
cuma günü sebze pazarına gideceğiz şimdiden heyecanlı; iki de bir kapımda bitip neler alınacağını bir bir sıralıyor. cidden hevesli yani.
eskiden ders çalışırken kitap okurken hiç uğramazdı yanıma bölünmeyeyim diye; ya da anca tıkınmam için bişey yedirmeye çalışırken.
son yıllarda hiiiiiiççççç umrunda değil bi şey okumam hiç. zerre takmıyor.
5-10dk da bir dibimde.
söylesen sen kabahatlisin ve zaten gene takmıyor. bunun için kavga mı çıkarayım??
çıkardım gene anlamadı.
okumanın önemi falan da kalmadı gözünde: temzilik pazara gitmek aynı şeylerden konuşup tıkınıp uyumak..
uzun anlamsız karamsar birbirine benzeyen yazılar... *biraz atıyor ve abartıyor olabilirim de olmayabilirim de, garanti yok. *bu blogdaki yazılar gerçek kişi, olay ve mekanlardan ilham alınarak yazılmıştır. *isimler akıl sağlığım açısından, bir çemberin iç açıları yüzünden falan fiştan değiştirilmiştir. *benzer durumlardaki isimler tutmuyorsa ondandır... *bu blogdaki yazılar sırasında hiçbir canlıya zarar verilmemiştir (kendim hariç^^) *varsa fotoğraflar alıntıdır. *hepsi saçmalıktır ^__^
26.07.2016
napalım hayat monoton. valla bende suç yok.
gene aynı meseleler.
ayy çok sıcak nazlıııı.
her seferinde sanırsın ben sıcağı fark etmemişim gibi nidalarla. şaşıracağım. aaa sıcak mıı?? valla mııı?
aa hiç farketmemiştim. oysa mersin kaynama noktasına varmak üzere!
günde 50 çeşit versiyonla sıcaktan bahsediyor-uz.
konuşacak konumuz kalmadı ondan. kırk yıllık evli karı kocalar gibi.
konuşacak konu yok tekrar var.
ayy çok sıcak yaa.
ay nazlı hiç esmiyoor!!
yazın tekrarlanan bir şey daha:
amaaan hiç işe yaramıor buu!!!!
ney?
bu işte koltuk altı şeysi.
yoo yarıyor.
atacağım!
atma yaa anne lazım bana!!
yaramıyor ki bir halta!!! gene ter kokuyorum!!
e sen terinin üstüne sürüyorsun!!
napacam ya?????????????
annecim banyodan sonra temizken süreceksin ki sonra terleyince koku oluşmasın.
olur mu hiç öyle şey!! neye yaradı ki o zaman? temizken kokmuyorken niye süreyim!!
mesele de zaten o anne. oluşmadan süreceksin.
olmaz öyle şey!! ter kokmamışken niye süreyim??
yıllardır anlatamadığım bir şey. kışın zaten kullanmaz. ama yazdan yaza çoktaaaan unutmuş oluyor.
hep başa sarıyoruz.
önce kolonyayla sil sonra sür bari diyorum yok.
illa buram buram kokacak kadar terleyecek sonra sürecek ya da deodorant sıkacak..
duştan banyodan sonra özellikle söylüyorum. sür diye.
terlemedim ki niye süreyim???
anlatamadım.
inadı inat ve sabit fikirli. hem de dinlemez.
terin üstüne sürünce daha beter oluyor oysa.
ama zırt pırt aynı şey. işe yaramıyor bu atacam!!!
zaten atmış da. ben de kendiminkini kullanıyorum onu da bulmuş atmış. bi de düşman ki bu kadar olur. lanetler okıyor.
belki bende yaraıyor işe?? yaramaz!!!!!!
tamamen emin.
zaten en sevdiği şey senin adına da karar vermek.
normal söylemekle olmuyor işte 100 kere de tekrarlasan aklına girmiyor bir türlü. eskiden beri böyledir. illa büyüteceksin, bağıra çağıra abartarak teatral bir şekilde anlatacaksın bişeyi, ya da ciddi bir kavga çıkaracaksın. hele kendinleilgili bir şeyse inadını kırmak için büyük kavga çıkarıp, küstüreceksin. hatta defalarca.
zor girer kafasına. zekadan değil. kendi bildiğine sabitlenir kalır. senin düşüncenin alışkanlığının falan bir önei yoktur.
ha bir de banyo tartışması var. her gün 5-6 kere aynı muhabbet.
bügün yıkanacak mısın?
akşam yıkanacakmısın
duş mu alacaksın
saçını da mı yıkayacaksın?
vb sorular defalarca döner. neden bilmem detaylı bilgi istiyor banyom hakkında!!
fbi sanki.
daha sabahtan akşamki banyomu soruyor? önceden bilecek niyeyse.
diyelim duş alacam dedim ama akşama saçımı da yıkadım aman bir bozuluyor bir tersliyor beni??????? ya da aksi.
sanki yemin içmişim de ihanet olmuş devlet meselesi.
e hani yıkamayacaktın saçını???????????????
kirlenmiş.
ama sabah demiştin ki??!!!......
cuma günü sebze pazarına gideceğiz şimdiden heyecanlı; iki de bir kapımda bitip neler alınacağını bir bir sıralıyor. cidden hevesli yani.
eskiden ders çalışırken kitap okurken hiç uğramazdı yanıma bölünmeyeyim diye; ya da anca tıkınmam için bişey yedirmeye çalışırken.
son yıllarda hiiiiiiççççç umrunda değil bi şey okumam hiç. zerre takmıyor.
5-10dk da bir dibimde.
söylesen sen kabahatlisin ve zaten gene takmıyor. bunun için kavga mı çıkarayım??
çıkardım gene anlamadı.
okumanın önemi falan da kalmadı gözünde: temzilik pazara gitmek aynı şeylerden konuşup tıkınıp uyumak..
gene aynı meseleler.
ayy çok sıcak nazlıııı.
her seferinde sanırsın ben sıcağı fark etmemişim gibi nidalarla. şaşıracağım. aaa sıcak mıı?? valla mııı?
aa hiç farketmemiştim. oysa mersin kaynama noktasına varmak üzere!
günde 50 çeşit versiyonla sıcaktan bahsediyor-uz.
konuşacak konumuz kalmadı ondan. kırk yıllık evli karı kocalar gibi.
konuşacak konu yok tekrar var.
ayy çok sıcak yaa.
ay nazlı hiç esmiyoor!!
yazın tekrarlanan bir şey daha:
amaaan hiç işe yaramıor buu!!!!
ney?
bu işte koltuk altı şeysi.
yoo yarıyor.
atacağım!
atma yaa anne lazım bana!!
yaramıyor ki bir halta!!! gene ter kokuyorum!!
e sen terinin üstüne sürüyorsun!!
napacam ya?????????????
annecim banyodan sonra temizken süreceksin ki sonra terleyince koku oluşmasın.
olur mu hiç öyle şey!! neye yaradı ki o zaman? temizken kokmuyorken niye süreyim!!
mesele de zaten o anne. oluşmadan süreceksin.
olmaz öyle şey!! ter kokmamışken niye süreyim??
yıllardır anlatamadığım bir şey. kışın zaten kullanmaz. ama yazdan yaza çoktaaaan unutmuş oluyor.
hep başa sarıyoruz.
önce kolonyayla sil sonra sür bari diyorum yok.
illa buram buram kokacak kadar terleyecek sonra sürecek ya da deodorant sıkacak..
duştan banyodan sonra özellikle söylüyorum. sür diye.
terlemedim ki niye süreyim???
anlatamadım.
inadı inat ve sabit fikirli. hem de dinlemez.
terin üstüne sürünce daha beter oluyor oysa.
ama zırt pırt aynı şey. işe yaramıyor bu atacam!!!
zaten atmış da. ben de kendiminkini kullanıyorum onu da bulmuş atmış. bi de düşman ki bu kadar olur. lanetler okıyor.
belki bende yaraıyor işe?? yaramaz!!!!!!
tamamen emin.
zaten en sevdiği şey senin adına da karar vermek.
normal söylemekle olmuyor işte 100 kere de tekrarlasan aklına girmiyor bir türlü. eskiden beri böyledir. illa büyüteceksin, bağıra çağıra abartarak teatral bir şekilde anlatacaksın bişeyi, ya da ciddi bir kavga çıkaracaksın. hele kendinleilgili bir şeyse inadını kırmak için büyük kavga çıkarıp, küstüreceksin. hatta defalarca.
zor girer kafasına. zekadan değil. kendi bildiğine sabitlenir kalır. senin düşüncenin alışkanlığının falan bir önei yoktur.
ha bir de banyo tartışması var. her gün 5-6 kere aynı muhabbet.
bügün yıkanacak mısın?
akşam yıkanacakmısın
duş mu alacaksın
saçını da mı yıkayacaksın?
vb sorular defalarca döner. neden bilmem detaylı bilgi istiyor banyom hakkında!!
fbi sanki.
daha sabahtan akşamki banyomu soruyor? önceden bilecek niyeyse.
diyelim duş alacam dedim ama akşama saçımı da yıkadım aman bir bozuluyor bir tersliyor beni??????? ya da aksi.
sanki yemin içmişim de ihanet olmuş devlet meselesi.
e hani yıkamayacaktın saçını???????????????
kirlenmiş.
ama sabah demiştin ki??!!!......
cuma günü sebze pazarına gideceğiz şimdiden heyecanlı; iki de bir kapımda bitip neler alınacağını bir bir sıralıyor. cidden hevesli yani.
eskiden ders çalışırken kitap okurken hiç uğramazdı yanıma bölünmeyeyim diye; ya da anca tıkınmam için bişey yedirmeye çalışırken.
son yıllarda hiiiiiiççççç umrunda değil bi şey okumam hiç. zerre takmıyor.
5-10dk da bir dibimde.
söylesen sen kabahatlisin ve zaten gene takmıyor. bunun için kavga mı çıkarayım??
çıkardım gene anlamadı.
okumanın önemi falan da kalmadı gözünde: temzilik pazara gitmek aynı şeylerden konuşup tıkınıp uyumak..
19.07.2016
anneme tüm yaz yetecek hatta arada sonbahar ve kışın da tekrarlayacağı konular çıktı:
sitenin bakımsızlığı, pisliği, bu paralar nereye gidiyor
havuzu kullananların gürültücülüğü
komşunun istifçiliği
darbe girişimi.
huzura tahammülü yok.
tut ki huzurlu bir an elinde sigara evin içinde dört döner, balkondan bakar gıcık olacak birini bulur, tut ki bulamadı gözünü bana diker, dikkatle inceleyerek bir hatamı aramaya başlar!
muhakkak bulur, illa ki bulur.
mütemadiyen ve tekrarlayarak aynı konuşmaları yapmak, temcit pilavı misali konuları defalarca tekrarlamak; sinir olmak, yorulmak, tansiyonunun çıkması pahasına bile zevk veriyor resmen.
olumsuz konular hem de. olumlular 1 kere konuşulup unutulur.
hem de neredeyse ayyyynı cümlelerle aynnnıııı konular hep aynı. takılmış plak gibi.
bazen de daha da detaylı varsayımlı.
evin içinde elinde sigarasının dumanını rahaaaatça saçarak dolanıp dururken bir yandan da söylenip duruyor, şikayet edip duruyor, eleştirip duruyor.
huzura tahammülü yok. görmezden gelemezmiş çooookkk duyarlı bir insanmış!
bazen iç huzurun için seni alakadar etmeyen konuları es geçersin göz ardı edersin. unutur boş verirsin o sıra kafandan atar düşünmezsin. onun bunun için kendini hasta mı edecen.
ama zevk alıyor işte.
nereye gitse aynı. güzel bir mekana, hoş bir ortama bile gitse bir sorun beğenmediği bir taraf bulur illa ki, şikayete başlar susmaz.
ama tabi evde bağıra çağıra garip teatral hareketlerle şikayet ettiği gibi değil.
çünkü kalabalıksa ortam onu öyle görmelerini istemez.
çok medenice hassa bir insanın şikayetleri gibi kibarlaşarak rol keserek söylenir. başkalarına karşı.
ama benim dibimde sürekli bana şikayette bulunur sürekli.
benim huzurumun tadımın keyfimin kaçması da haz veriyor sanki.
kendi artık hiç bir şeyden zevk almaz, beğenmez, memnun olmaz, mutlu olmaz oldu. herşey ona göre gereksiz manasız kötü lüzumsuz boş....
niye sen keyif alıyorsun? niye gülüyorsun? niye memnunsun mutlusun?
neden hoşına gidiyor keyif alıyorsun birşeyşerden???
alma!!
bunu baltalamak için çalışır gibi sürekli bana şikayet eder bişeyleri. kaprisli huysuz bir çocuk gibi mütemadiyen şikayet.
benim ortamda başkasıyla ilgilenmemden konuşmamdan bile hoşnut değil.
sürekli kendiyle ilginip dinleyip kendi gibi mutsuz huzursuz keyif almayan suratsız birisi olmamı istiyor.
ve elinden geldiğince çabalıyor!!!
mesela eskiden beraber sinemaya gittiğimizde de aynı şey olurdu. konuşmadan duramıyor ki.
sürekli kulağma hava üfleyerek fısıldayıp bana salondakileri şikayet ederdi!! gürültücülermiş izleyemiyormuş izletmiyorlarmış konuşuyorlarmış!!
ee sen de bana izletmiyorsun? ama tabi ben kimim ki?
sırf bu yüzden onunla sinemaya gitmiyorum.
evde bile izleyemez ki.
aşırı dikkat dağınıklığı konsantrasyon eksikliği var.
çok hassas çok duyarlıymış ondan!!! hem kendi dikkat veremez hem senin vermeni istemez, dayanamaz...
eskiden ders çalışıyorum diye kitap okuyorum diye saygı duyar, karışmazdı.
ama zamanla o da kalmadı. kitap okumama bile tahammülü yok. sadece annciğimin aynı yakınmalarını dinleyeceğim o kadar!!!
kitap okuyorum diyorum.
oku deyip konuşmaya devam ediyor!!
eskiden kendi de okurdu tamamen vazgeçti sadece konuşup şikayet edip mutsuz huzursuz olmak ve beni de o hale getirmeye çalışmak zevk veriyor...
beraber dondurma yiyoruz diyelim ondan bile keyif almmak için çıldırıyor.
ay çok donuk bu?!
ay çikolatası kalitesiz.
ay eridi buuu.
nazlı peçete lazım.
ama tadı da bişeye benzese.
pahalıdır da bu!!
hayır depresyonda değil, bundan büyük keyif alıyor.
son zamanlarda bir mesele yoksa saplanıp kalıp dırdır edeceği. o sıralar canı sıkkın sönük bakışlarla eskileri deşer.
ama olumsuz brşey olmaya görsün can geliyor kadına, gözüne fer geliyor!!
bişey okuyorum mesela, ya da hastayım yatıyorum, migrenim tutmuş mesela. gramla saygı duymuyor. elli kere söylesem de aklına girmiyor. sürekli dırdır şikayet devam. çok sinirlenince de ben aksi oluyorum. ama gene dayanamıyor ki; 10 dakikaya bir benden bi şey istiyor ya da soruyor olmadı .
dayanamıyor ki.
eskiden bu kadar değildi tırmanışta bu mutsuzluk sevdası.
gerçi dışardan birazcık eğlenmiş dönmem bile anneme batar baltalamak için elinden geleni yapardı.
ya hasta olur ya birilenini şikayet eder ya bişey olurdu muhakkak rahatsız edici.
ama diyelim moralim bozuk, ya da aksi giden bişey olmıuş iş batmış tad kaçmış. oh değmesin keyfine. resmen memnun olurdu. gözleri parlayarak sevinç ifadesiyle bana olumsuz olan şeyi defalarca anlattırmaya çalılırdı.
hiç de hasta olmaz kimseye de kafayı takmazdı.
resmen mutuszluğum zevk veriyor.
sitenin bakımsızlığı, pisliği, bu paralar nereye gidiyor
havuzu kullananların gürültücülüğü
komşunun istifçiliği
darbe girişimi.
huzura tahammülü yok.
tut ki huzurlu bir an elinde sigara evin içinde dört döner, balkondan bakar gıcık olacak birini bulur, tut ki bulamadı gözünü bana diker, dikkatle inceleyerek bir hatamı aramaya başlar!
muhakkak bulur, illa ki bulur.
mütemadiyen ve tekrarlayarak aynı konuşmaları yapmak, temcit pilavı misali konuları defalarca tekrarlamak; sinir olmak, yorulmak, tansiyonunun çıkması pahasına bile zevk veriyor resmen.
olumsuz konular hem de. olumlular 1 kere konuşulup unutulur.
hem de neredeyse ayyyynı cümlelerle aynnnıııı konular hep aynı. takılmış plak gibi.
bazen de daha da detaylı varsayımlı.
evin içinde elinde sigarasının dumanını rahaaaatça saçarak dolanıp dururken bir yandan da söylenip duruyor, şikayet edip duruyor, eleştirip duruyor.
huzura tahammülü yok. görmezden gelemezmiş çooookkk duyarlı bir insanmış!
bazen iç huzurun için seni alakadar etmeyen konuları es geçersin göz ardı edersin. unutur boş verirsin o sıra kafandan atar düşünmezsin. onun bunun için kendini hasta mı edecen.
ama zevk alıyor işte.
nereye gitse aynı. güzel bir mekana, hoş bir ortama bile gitse bir sorun beğenmediği bir taraf bulur illa ki, şikayete başlar susmaz.
ama tabi evde bağıra çağıra garip teatral hareketlerle şikayet ettiği gibi değil.
çünkü kalabalıksa ortam onu öyle görmelerini istemez.
çok medenice hassa bir insanın şikayetleri gibi kibarlaşarak rol keserek söylenir. başkalarına karşı.
ama benim dibimde sürekli bana şikayette bulunur sürekli.
benim huzurumun tadımın keyfimin kaçması da haz veriyor sanki.
kendi artık hiç bir şeyden zevk almaz, beğenmez, memnun olmaz, mutlu olmaz oldu. herşey ona göre gereksiz manasız kötü lüzumsuz boş....
niye sen keyif alıyorsun? niye gülüyorsun? niye memnunsun mutlusun?
neden hoşına gidiyor keyif alıyorsun birşeyşerden???
alma!!
bunu baltalamak için çalışır gibi sürekli bana şikayet eder bişeyleri. kaprisli huysuz bir çocuk gibi mütemadiyen şikayet.
benim ortamda başkasıyla ilgilenmemden konuşmamdan bile hoşnut değil.
sürekli kendiyle ilginip dinleyip kendi gibi mutsuz huzursuz keyif almayan suratsız birisi olmamı istiyor.
ve elinden geldiğince çabalıyor!!!
mesela eskiden beraber sinemaya gittiğimizde de aynı şey olurdu. konuşmadan duramıyor ki.
sürekli kulağma hava üfleyerek fısıldayıp bana salondakileri şikayet ederdi!! gürültücülermiş izleyemiyormuş izletmiyorlarmış konuşuyorlarmış!!
ee sen de bana izletmiyorsun? ama tabi ben kimim ki?
sırf bu yüzden onunla sinemaya gitmiyorum.
evde bile izleyemez ki.
aşırı dikkat dağınıklığı konsantrasyon eksikliği var.
çok hassas çok duyarlıymış ondan!!! hem kendi dikkat veremez hem senin vermeni istemez, dayanamaz...
eskiden ders çalışıyorum diye kitap okuyorum diye saygı duyar, karışmazdı.
ama zamanla o da kalmadı. kitap okumama bile tahammülü yok. sadece annciğimin aynı yakınmalarını dinleyeceğim o kadar!!!
kitap okuyorum diyorum.
oku deyip konuşmaya devam ediyor!!
eskiden kendi de okurdu tamamen vazgeçti sadece konuşup şikayet edip mutsuz huzursuz olmak ve beni de o hale getirmeye çalışmak zevk veriyor...
beraber dondurma yiyoruz diyelim ondan bile keyif almmak için çıldırıyor.
ay çok donuk bu?!
ay çikolatası kalitesiz.
ay eridi buuu.
nazlı peçete lazım.
ama tadı da bişeye benzese.
pahalıdır da bu!!
hayır depresyonda değil, bundan büyük keyif alıyor.
son zamanlarda bir mesele yoksa saplanıp kalıp dırdır edeceği. o sıralar canı sıkkın sönük bakışlarla eskileri deşer.
ama olumsuz brşey olmaya görsün can geliyor kadına, gözüne fer geliyor!!
bişey okuyorum mesela, ya da hastayım yatıyorum, migrenim tutmuş mesela. gramla saygı duymuyor. elli kere söylesem de aklına girmiyor. sürekli dırdır şikayet devam. çok sinirlenince de ben aksi oluyorum. ama gene dayanamıyor ki; 10 dakikaya bir benden bi şey istiyor ya da soruyor olmadı .
dayanamıyor ki.
eskiden bu kadar değildi tırmanışta bu mutsuzluk sevdası.
gerçi dışardan birazcık eğlenmiş dönmem bile anneme batar baltalamak için elinden geleni yapardı.
ya hasta olur ya birilenini şikayet eder ya bişey olurdu muhakkak rahatsız edici.
ama diyelim moralim bozuk, ya da aksi giden bişey olmıuş iş batmış tad kaçmış. oh değmesin keyfine. resmen memnun olurdu. gözleri parlayarak sevinç ifadesiyle bana olumsuz olan şeyi defalarca anlattırmaya çalılırdı.
hiç de hasta olmaz kimseye de kafayı takmazdı.
resmen mutuszluğum zevk veriyor.
anneme tüm yaz yetecek hatta arada sonbahar ve kışın da tekrarlayacağı konular çıktı:
sitenin bakımsızlığı, pisliği, bu paralar nereye gidiyor
havuzu kullananların gürültücülüğü
komşunun istifçiliği
darbe girişimi.
huzura tahammülü yok.
tut ki huzurlu bir an elinde sigara evin içinde dört döner, balkondan bakar gıcık olacak birini bulur, tut ki bulamadı gözünü bana diker, dikkatle inceleyerek bir hatamı aramaya başlar!
muhakkak bulur, illa ki bulur.
mütemadiyen ve tekrarlayarak aynı konuşmaları yapmak, temcit pilavı misali konuları defalarca tekrarlamak; sinir olmak, yorulmak, tansiyonunun çıkması pahasına bile zevk veriyor resmen.
olumsuz konular hem de. olumlular 1 kere konuşulup unutulur.
hem de neredeyse ayyyynı cümlelerle aynnnıııı konular hep aynı. takılmış plak gibi.
bazen de daha da detaylı varsayımlı.
evin içinde elinde sigarasının dumanını rahaaaatça saçarak dolanıp dururken bir yandan da söylenip duruyor, şikayet edip duruyor, eleştirip duruyor.
huzura tahammülü yok. görmezden gelemezmiş çooookkk duyarlı bir insanmış!
bazen iç huzurun için seni alakadar etmeyen konuları es geçersin göz ardı edersin. unutur boş verirsin o sıra kafandan atar düşünmezsin. onun bunun için kendini hasta mı edecen.
ama zevk alıyor işte.
nereye gitse aynı. güzel bir mekana, hoş bir ortama bile gitse bir sorun beğenmediği bir taraf bulur illa ki, şikayete başlar susmaz.
ama tabi evde bağıra çağıra garip teatral hareketlerle şikayet ettiği gibi değil.
çünkü kalabalıksa ortam onu öyle görmelerini istemez.
çok medenice hassa bir insanın şikayetleri gibi kibarlaşarak rol keserek söylenir. başkalarına karşı.
ama benim dibimde sürekli bana şikayette bulunur sürekli.
benim huzurumun tadımın keyfimin kaçması da haz veriyor sanki.
kendi artık hiç bir şeyden zevk almaz, beğenmez, memnun olmaz, mutlu olmaz oldu. herşey ona göre gereksiz manasız kötü lüzumsuz boş....
niye sen keyif alıyorsun? niye gülüyorsun? niye memnunsun mutlusun?
neden hoşına gidiyor keyif alıyorsun birşeyşerden???
alma!!
bunu baltalamak için çalışır gibi sürekli bana şikayet eder bişeyleri. kaprisli huysuz bir çocuk gibi mütemadiyen şikayet.
benim ortamda başkasıyla ilgilenmemden konuşmamdan bile hoşnut değil.
sürekli kendiyle ilginip dinleyip kendi gibi mutsuz huzursuz keyif almayan suratsız birisi olmamı istiyor.
ve elinden geldiğince çabalıyor!!!
mesela eskiden beraber sinemaya gittiğimizde de aynı şey olurdu. konuşmadan duramıyor ki.
sürekli kulağma hava üfleyerek fısıldayıp bana salondakileri şikayet ederdi!! gürültücülermiş izleyemiyormuş izletmiyorlarmış konuşuyorlarmış!!
ee sen de bana izletmiyorsun? ama tabi ben kimim ki?
sırf bu yüzden onunla sinemaya gitmiyorum.
evde bile izleyemez ki.
aşırı dikkat dağınıklığı konsantrasyon eksikliği var.
çok hassas çok duyarlıymış ondan!!! hem kendi dikkat veremez hem senin vermeni istemez, dayanamaz...
eskiden ders çalışıyorum diye kitap okuyorum diye saygı duyar, karışmazdı.
ama zamanla o da kalmadı. kitap okumama bile tahammülü yok. sadece annciğimin aynı yakınmalarını dinleyeceğim o kadar!!!
kitap okuyorum diyorum.
oku deyip konuşmaya devam ediyor!!
eskiden kendi de okurdu tamamen vazgeçti sadece konuşup şikayet edip mutsuz huzursuz olmak ve beni de o hale getirmeye çalışmak zevk veriyor...
beraber dondurma yiyoruz diyelim ondan bile keyif almmak için çıldırıyor.
ay çok donuk bu?!
ay çikolatası kalitesiz.
ay eridi buuu.
nazlı peçete lazım.
ama tadı da bişeye benzese.
pahalıdır da bu!!
hayır depresyonda değil, bundan büyük keyif alıyor.
son zamanlarda bir mesele yoksa saplanıp kalıp dırdır edeceği. o sıralar canı sıkkın sönük bakışlarla eskileri deşer.
ama olumsuz brşey olmaya görsün can geliyor kadına, gözüne fer geliyor!!
bişey okuyorum mesela, ya da hastayım yatıyorum, migrenim tutmuş mesela. gramla saygı duymuyor. elli kere söylesem de aklına girmiyor. sürekli dırdır şikayet devam. çok sinirlenince de ben aksi oluyorum. ama gene dayanamıyor ki; 10 dakikaya bir benden bi şey istiyor ya da soruyor olmadı .
dayanamıyor ki.
eskiden bu kadar değildi tırmanışta bu mutsuzluk sevdası.
gerçi dışardan birazcık eğlenmiş dönmem bile anneme batar baltalamak için elinden geleni yapardı.
ya hasta olur ya birilenini şikayet eder ya bişey olurdu muhakkak rahatsız edici.
ama diyelim moralim bozuk, ya da aksi giden bişey olmıuş iş batmış tad kaçmış. oh değmesin keyfine. resmen memnun olurdu. gözleri parlayarak sevinç ifadesiyle bana olumsuz olan şeyi defalarca anlattırmaya çalılırdı.
hiç de hasta olmaz kimseye de kafayı takmazdı.
resmen mutuszluğum zevk veriyor.
sitenin bakımsızlığı, pisliği, bu paralar nereye gidiyor
havuzu kullananların gürültücülüğü
komşunun istifçiliği
darbe girişimi.
huzura tahammülü yok.
tut ki huzurlu bir an elinde sigara evin içinde dört döner, balkondan bakar gıcık olacak birini bulur, tut ki bulamadı gözünü bana diker, dikkatle inceleyerek bir hatamı aramaya başlar!
muhakkak bulur, illa ki bulur.
mütemadiyen ve tekrarlayarak aynı konuşmaları yapmak, temcit pilavı misali konuları defalarca tekrarlamak; sinir olmak, yorulmak, tansiyonunun çıkması pahasına bile zevk veriyor resmen.
olumsuz konular hem de. olumlular 1 kere konuşulup unutulur.
hem de neredeyse ayyyynı cümlelerle aynnnıııı konular hep aynı. takılmış plak gibi.
bazen de daha da detaylı varsayımlı.
evin içinde elinde sigarasının dumanını rahaaaatça saçarak dolanıp dururken bir yandan da söylenip duruyor, şikayet edip duruyor, eleştirip duruyor.
huzura tahammülü yok. görmezden gelemezmiş çooookkk duyarlı bir insanmış!
bazen iç huzurun için seni alakadar etmeyen konuları es geçersin göz ardı edersin. unutur boş verirsin o sıra kafandan atar düşünmezsin. onun bunun için kendini hasta mı edecen.
ama zevk alıyor işte.
nereye gitse aynı. güzel bir mekana, hoş bir ortama bile gitse bir sorun beğenmediği bir taraf bulur illa ki, şikayete başlar susmaz.
ama tabi evde bağıra çağıra garip teatral hareketlerle şikayet ettiği gibi değil.
çünkü kalabalıksa ortam onu öyle görmelerini istemez.
çok medenice hassa bir insanın şikayetleri gibi kibarlaşarak rol keserek söylenir. başkalarına karşı.
ama benim dibimde sürekli bana şikayette bulunur sürekli.
benim huzurumun tadımın keyfimin kaçması da haz veriyor sanki.
kendi artık hiç bir şeyden zevk almaz, beğenmez, memnun olmaz, mutlu olmaz oldu. herşey ona göre gereksiz manasız kötü lüzumsuz boş....
niye sen keyif alıyorsun? niye gülüyorsun? niye memnunsun mutlusun?
neden hoşına gidiyor keyif alıyorsun birşeyşerden???
alma!!
bunu baltalamak için çalışır gibi sürekli bana şikayet eder bişeyleri. kaprisli huysuz bir çocuk gibi mütemadiyen şikayet.
benim ortamda başkasıyla ilgilenmemden konuşmamdan bile hoşnut değil.
sürekli kendiyle ilginip dinleyip kendi gibi mutsuz huzursuz keyif almayan suratsız birisi olmamı istiyor.
ve elinden geldiğince çabalıyor!!!
mesela eskiden beraber sinemaya gittiğimizde de aynı şey olurdu. konuşmadan duramıyor ki.
sürekli kulağma hava üfleyerek fısıldayıp bana salondakileri şikayet ederdi!! gürültücülermiş izleyemiyormuş izletmiyorlarmış konuşuyorlarmış!!
ee sen de bana izletmiyorsun? ama tabi ben kimim ki?
sırf bu yüzden onunla sinemaya gitmiyorum.
evde bile izleyemez ki.
aşırı dikkat dağınıklığı konsantrasyon eksikliği var.
çok hassas çok duyarlıymış ondan!!! hem kendi dikkat veremez hem senin vermeni istemez, dayanamaz...
eskiden ders çalışıyorum diye kitap okuyorum diye saygı duyar, karışmazdı.
ama zamanla o da kalmadı. kitap okumama bile tahammülü yok. sadece annciğimin aynı yakınmalarını dinleyeceğim o kadar!!!
kitap okuyorum diyorum.
oku deyip konuşmaya devam ediyor!!
eskiden kendi de okurdu tamamen vazgeçti sadece konuşup şikayet edip mutsuz huzursuz olmak ve beni de o hale getirmeye çalışmak zevk veriyor...
beraber dondurma yiyoruz diyelim ondan bile keyif almmak için çıldırıyor.
ay çok donuk bu?!
ay çikolatası kalitesiz.
ay eridi buuu.
nazlı peçete lazım.
ama tadı da bişeye benzese.
pahalıdır da bu!!
hayır depresyonda değil, bundan büyük keyif alıyor.
son zamanlarda bir mesele yoksa saplanıp kalıp dırdır edeceği. o sıralar canı sıkkın sönük bakışlarla eskileri deşer.
ama olumsuz brşey olmaya görsün can geliyor kadına, gözüne fer geliyor!!
bişey okuyorum mesela, ya da hastayım yatıyorum, migrenim tutmuş mesela. gramla saygı duymuyor. elli kere söylesem de aklına girmiyor. sürekli dırdır şikayet devam. çok sinirlenince de ben aksi oluyorum. ama gene dayanamıyor ki; 10 dakikaya bir benden bi şey istiyor ya da soruyor olmadı .
dayanamıyor ki.
eskiden bu kadar değildi tırmanışta bu mutsuzluk sevdası.
gerçi dışardan birazcık eğlenmiş dönmem bile anneme batar baltalamak için elinden geleni yapardı.
ya hasta olur ya birilenini şikayet eder ya bişey olurdu muhakkak rahatsız edici.
ama diyelim moralim bozuk, ya da aksi giden bişey olmıuş iş batmış tad kaçmış. oh değmesin keyfine. resmen memnun olurdu. gözleri parlayarak sevinç ifadesiyle bana olumsuz olan şeyi defalarca anlattırmaya çalılırdı.
hiç de hasta olmaz kimseye de kafayı takmazdı.
resmen mutuszluğum zevk veriyor.
14.07.2016
krık yılın başı hasta olumuş iki seksen yatıyorum ama yazık nazlıya diye bir şey yok. istekler bitmek bilmiyor.
10 dakikaya bir nazlııı bilmem ne nerde?
nazlııı bilmem ne nasıl yapılıyordu?
nazllııı bilmem neyi bulamadım?
anlattın mı anlar mı ya? hayır.
hem de yani akla gelmeyecek ya da zaten belli şeylerin yerini soruyor, nokta atışıyla yerini söylememi bekliyor!! ama hala bulamıyor.
nazlııı kepçe nerde??
nerde olabilir kepçe allah aşkına??? yastığımın altında mı??? mutfakta çatal bıçak kaşık gibi gereçlerin konduğu çekmecede olmaz mı??
tut ki sığmadı, bir alt ya da bir yan çekmecede olmaz mı??
e burada yoook????
o zaman diğer çekmecededir anne!!
hangisinde??
ya alttakiii?
hangi alltaki?
ya bir alttakiiii!!
ha bir de yıllardır dinmek bilmeyen su damacanası pompası olayı var.
ooooofffff of!!
damacananın üstüne takılan plastik pompalar yok mu?
ha işte onlar.
annem onu kullamayı bile bilmiyor.
ben yaparken de hiiiç izlememiş.
iyi değilim kalkacak mecalim yok. ne bir çare düşünüyor ne doktora gidelim mi diyor. anca soruyor ve istiyor sürekli.
bir süre sessizlik oldu, sonra takırtılar tukurtular. tam dalmışım uyandım. yazlık ufak tabi. herşey burnumun dibinde.
su yokmuş hiç bitmiş susuz kalmış nasıl yapılıyormuş bu bilmiyormuş!!
sanırsın makine! teknolojik bişey sanıor. hiç farkında değil yılladır nasıl yapılıyor!!
neresine basacam bunun nazlı.?
tepesinee.
e bastım su gelmiyor.
ne zaman bastın duymadım?
işte şimdi bi daha bastım hai?????
basmadın ki?
bastım işte tepesine!!
annecim pompa bu elektronik değil ki dokunuyorsun sen sadece.
tamam işte ben de dokunuyorum!!
ay yani demek istediğim pompa bu pompaaa. iyice basacan.
nasıl???
ya hiç mi görmedin beniii?
ne bileyim been!!
hani hafızası övündüğü üstün zekası???
musluk gibi bir ucu var ya?
??? haa.
onun ucunu aç önce.
hangi ucunu??
ya yere bakan ucunuu.
ee?
açtın mı açmadın!!
ha açtım.
altına sürahiyi tut.
ee tuttum hani gelmiyor su!!
gelmez tabi!! tepesine basacaksın.
neyin yaaa!!
ay anne pompanın pompaaa!!
ee bastım hani?? çok susadım ben nazlı evde bir yudum su yok!!!!
iyice basss!!
???
iyice yaa bastıracaksın defalarca!!
defalarca yok artık!!
ya anne sen hayatında hiç pompa görmedin miii?
görmedim nerden göreyim pomba ben???
basbas artardaa.
haiii.
basamıyorsun ki. iyice bas tüm gücünlee.
gelmiyor bozuk!!
değil sen basamıyorsun.
basıyorum.
bassmıyorsuuun elliyorsun anca!! ya güç uygulayacan!! o pembe alan yok mu??
ne pembesi?
kız pompa pembe değil miii??
ee iyice içine göçecek ama art arda basacan.
sen öyle yapmıyorsun amaaa!!
tabi ki öyle yapıyorum!! hiç mi bir kere bile mi bakmadın bana yaa!!
aman be ne bakacam???
ama yolda yürürken sürekli popo hareketlerimi izlemeyi bilir!! sonra da bana sağ kıçın daha çok sallaıyor ha der!!!
öyle böyle hasta değilim yani ben haa!! fırfır dönüyor başım. kalkacak hatta konuşacak mecalim yok. defalarrrrrrrrrca söyletti bana anlayamadı!!!
biraz dinlenmem uyumam gerek ama ne mümkün; işte 10 dakkada bir nazlııı bilmem ne nerde? nazzlıı bilmem ne nasıl yapılıyor? nazlıı bu neydi? gibi sorular.
kızınca da aman tamam sen uyu der: ama 15 dakika sonra gene başlar.
gece de zaten horlamasına alıştım hadi, ama bir de konuşmada; gecenin sessizliğinde ben bi tuvalete gideyim, ben bi su içeyim vb bildirimlerde bulunur illa.
ha ama cevap verirsem bişey dersem ben annesini uyandıran kalpsiz pisliğim!! ayy uyuyordum konuşma!! der!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
tamamen kısır döngü.
dandik bir su pompasını çalıştıramadı!!! başım döne döne beni kaldırdı yaptırdı. ama gene zilemedi bile.
ölsen de eşşek gibi kalkıp yap!!
sonra gene başladı tutturmaya. yüzlerce defa oldu aynıs ama unutuyor mantığı da almıyor.
bilmem kimlerde bir makina varmış tepesine koyuyormuşun bidonu ohh e güzelmiş musluğundan ister sıcak ister soğuk geliyormuş su!! su sebili alalım bizde!!!
o damacanayı oraya kim koyacak???
????? seeeen!!!!!
tabi ki ben. evin kölesi ve değersizi olaarak tabi ki bem!!!
19 litrelik şeyi ben nasıl koyacam orayaa??
şöyle işte şuraya??
makinasını demiyorum yaaaa!
e neyiiii?
bunu suyu nerden gelecek?? tepesinde damacana yok mu?
??
ya yok mu sen bi söyle!! bi düşün!!
e vaarrr.
işte onu!! oraya kim koyacaaaak.
ay sen tabi ki kişm koyacak ya.
nasıl koyacam?
ay işte üstüneee!!
ayyy ay bi anlayamadın ki 19 litreee!!
eeee?
kız ağır ağııııııır!! saırsın azman kadar bir herifim!!
napalım koyarsın.
bakıyorum hiç endişen yok!! nazlının beli ağrırsa falan diye!!!
e napalım. ama bilmemkimlerde varr .
olur tabi. evde azma gibi herif dolu biri kaldıramazsa öbürü yapar!! ya bizde!!
10 dakikaya bir nazlııı bilmem ne nerde?
nazlııı bilmem ne nasıl yapılıyordu?
nazllııı bilmem neyi bulamadım?
anlattın mı anlar mı ya? hayır.
hem de yani akla gelmeyecek ya da zaten belli şeylerin yerini soruyor, nokta atışıyla yerini söylememi bekliyor!! ama hala bulamıyor.
nazlııı kepçe nerde??
nerde olabilir kepçe allah aşkına??? yastığımın altında mı??? mutfakta çatal bıçak kaşık gibi gereçlerin konduğu çekmecede olmaz mı??
tut ki sığmadı, bir alt ya da bir yan çekmecede olmaz mı??
e burada yoook????
o zaman diğer çekmecededir anne!!
hangisinde??
ya alttakiii?
hangi alltaki?
ya bir alttakiiii!!
ha bir de yıllardır dinmek bilmeyen su damacanası pompası olayı var.
ooooofffff of!!
damacananın üstüne takılan plastik pompalar yok mu?
ha işte onlar.
annem onu kullamayı bile bilmiyor.
ben yaparken de hiiiç izlememiş.
iyi değilim kalkacak mecalim yok. ne bir çare düşünüyor ne doktora gidelim mi diyor. anca soruyor ve istiyor sürekli.
bir süre sessizlik oldu, sonra takırtılar tukurtular. tam dalmışım uyandım. yazlık ufak tabi. herşey burnumun dibinde.
su yokmuş hiç bitmiş susuz kalmış nasıl yapılıyormuş bu bilmiyormuş!!
sanırsın makine! teknolojik bişey sanıor. hiç farkında değil yılladır nasıl yapılıyor!!
neresine basacam bunun nazlı.?
tepesinee.
e bastım su gelmiyor.
ne zaman bastın duymadım?
işte şimdi bi daha bastım hai?????
basmadın ki?
bastım işte tepesine!!
annecim pompa bu elektronik değil ki dokunuyorsun sen sadece.
tamam işte ben de dokunuyorum!!
ay yani demek istediğim pompa bu pompaaa. iyice basacan.
nasıl???
ya hiç mi görmedin beniii?
ne bileyim been!!
hani hafızası övündüğü üstün zekası???
musluk gibi bir ucu var ya?
??? haa.
onun ucunu aç önce.
hangi ucunu??
ya yere bakan ucunuu.
ee?
açtın mı açmadın!!
ha açtım.
altına sürahiyi tut.
ee tuttum hani gelmiyor su!!
gelmez tabi!! tepesine basacaksın.
neyin yaaa!!
ay anne pompanın pompaaa!!
ee bastım hani?? çok susadım ben nazlı evde bir yudum su yok!!!!
iyice basss!!
???
iyice yaa bastıracaksın defalarca!!
defalarca yok artık!!
ya anne sen hayatında hiç pompa görmedin miii?
görmedim nerden göreyim pomba ben???
basbas artardaa.
haiii.
basamıyorsun ki. iyice bas tüm gücünlee.
gelmiyor bozuk!!
değil sen basamıyorsun.
basıyorum.
bassmıyorsuuun elliyorsun anca!! ya güç uygulayacan!! o pembe alan yok mu??
ne pembesi?
kız pompa pembe değil miii??
ee iyice içine göçecek ama art arda basacan.
sen öyle yapmıyorsun amaaa!!
tabi ki öyle yapıyorum!! hiç mi bir kere bile mi bakmadın bana yaa!!
aman be ne bakacam???
ama yolda yürürken sürekli popo hareketlerimi izlemeyi bilir!! sonra da bana sağ kıçın daha çok sallaıyor ha der!!!
öyle böyle hasta değilim yani ben haa!! fırfır dönüyor başım. kalkacak hatta konuşacak mecalim yok. defalarrrrrrrrrca söyletti bana anlayamadı!!!
biraz dinlenmem uyumam gerek ama ne mümkün; işte 10 dakkada bir nazlııı bilmem ne nerde? nazzlıı bilmem ne nasıl yapılıyor? nazlıı bu neydi? gibi sorular.
kızınca da aman tamam sen uyu der: ama 15 dakika sonra gene başlar.
gece de zaten horlamasına alıştım hadi, ama bir de konuşmada; gecenin sessizliğinde ben bi tuvalete gideyim, ben bi su içeyim vb bildirimlerde bulunur illa.
ha ama cevap verirsem bişey dersem ben annesini uyandıran kalpsiz pisliğim!! ayy uyuyordum konuşma!! der!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
tamamen kısır döngü.
dandik bir su pompasını çalıştıramadı!!! başım döne döne beni kaldırdı yaptırdı. ama gene zilemedi bile.
ölsen de eşşek gibi kalkıp yap!!
sonra gene başladı tutturmaya. yüzlerce defa oldu aynıs ama unutuyor mantığı da almıyor.
bilmem kimlerde bir makina varmış tepesine koyuyormuşun bidonu ohh e güzelmiş musluğundan ister sıcak ister soğuk geliyormuş su!! su sebili alalım bizde!!!
o damacanayı oraya kim koyacak???
????? seeeen!!!!!
tabi ki ben. evin kölesi ve değersizi olaarak tabi ki bem!!!
19 litrelik şeyi ben nasıl koyacam orayaa??
şöyle işte şuraya??
makinasını demiyorum yaaaa!
e neyiiii?
bunu suyu nerden gelecek?? tepesinde damacana yok mu?
??
ya yok mu sen bi söyle!! bi düşün!!
e vaarrr.
işte onu!! oraya kim koyacaaaak.
ay sen tabi ki kişm koyacak ya.
nasıl koyacam?
ay işte üstüneee!!
ayyy ay bi anlayamadın ki 19 litreee!!
eeee?
kız ağır ağııııııır!! saırsın azman kadar bir herifim!!
napalım koyarsın.
bakıyorum hiç endişen yok!! nazlının beli ağrırsa falan diye!!!
e napalım. ama bilmemkimlerde varr .
olur tabi. evde azma gibi herif dolu biri kaldıramazsa öbürü yapar!! ya bizde!!
asssla engellemezmiş! asla yasaklamazmış! hiiiç karışmazmış!!
külliyen yalan!
anneme göre sadece "yasak" kelimesini kullanmazsa ve emir kipi kullanmazsa yasaklamamış, engellememiş, karışmamış olur. kendini buna tamamen inandırmış.
demez bunları ama her türlüpsikolojik oyuna başvurur. hiç! zerre acımaz. en yumuşak karnını arar bulur.
senelerce okul davetleri, gezileri, doğum günlerini engellemek için çırpındı. psikolojik yollar denedi. olmadı kendi gelip bana zehir etmeye çook çalıştı.
en kolayı korkutmak!! bir ödlek, bir antisosyal, hasta ruhlu, agorafobik ol daha iyi. hatta çok daha iyi. elinin altında bir kukla!
ha kukla olunca memnun olur mu!!??
hayııır. o zaman da kişiliksizsin, eziksin, kaynanan sana neler edecek! der.
en kolayı korkutmak: ya kaza olursa? ya yaralanırsan? ya sakat kalırsan? ya ölürsen? ya sapık varsa saldırırsa, ya tecavüz ederse? hı napacaksın o zaman? hı ben napacağım o zaman?
ya cennet-cehennem mağaralarına geziye gideceğiz aynen böyle engellemeye çalıştı; olmadı kendi de gelip bana zehir etmek için tüm performansını sergiledi.
düşermişim ölürmüşüm ya ! nolacakmış? inmeyecekmişim mağaraya!!
ennn sevdiği.
kenardan yaşayan insanları izlemek!!
ama yaşlı bir komşu kadın vardı, tüm gün balkondan gelip geçeni izlerdi: annem onunla alay ederdi!
kukla gene oturmuş!! telekulak gene yerinde!! dedektif iş başında!!
ne kadar boş ne kadar zavallıymış ne kadar özgüvensizmiş ne kadar ezik!!
gelgör ki benden istediği de evden hiç çıkmadan hiç bir şeyden zevk almadan ot gibi yaşayıp hayaı balkondan izleyerek televizyondan izleyerek yaşamam.
hiçç olmadı:
sivilcen de çıkmış!!
arıyor bam telimi!!
kıçın da kocaman gözüküyor!
saçın da bugün kötü olmuş!!
kanaman yok mu senin? her yerin batar da rezil olursan ya?
aman o kızlarda da hiç iş yok! arkadaş mı denir onlara. ben olsam hiiiiç aramam.
özellikle arkadaşlıklarımı baltalamayı da çok sever. sonrada bana gayet pişkince koptuğum arkadaşlarımı sorar. niye aramıyor? niye görüşmüyorsunuz?
başka arkasından demediğini bırakmadığı kızlar; ortadan kaybolunca pek kıymetlenir. ne kadar iyi kızdı, ne kadar hanım kızdı....
annem çelişkiler ikilemler ve çifte standartlar insanı. ama en nefret ettiği bunun yüzüne vurulması.
ya da diyelim bir doğu günüme benle geldi.
ilk tepkisi ve istediği hediyemi kapıdan verip eve geri dönmek üzerine kurulu!!
ama tut ki girdik:gözü her an bende. ne yapsam batar. çok u güldüm? kaş göz eder sus diye.
tut ki gülmedim sessizim kaş göz eder uyum sağla!
ama en sevdiği hemen eve geri dönmek için kaş göz etmek diretmek emrivaki yapmak!!
külliyen yalan!
anneme göre sadece "yasak" kelimesini kullanmazsa ve emir kipi kullanmazsa yasaklamamış, engellememiş, karışmamış olur. kendini buna tamamen inandırmış.
demez bunları ama her türlüpsikolojik oyuna başvurur. hiç! zerre acımaz. en yumuşak karnını arar bulur.
senelerce okul davetleri, gezileri, doğum günlerini engellemek için çırpındı. psikolojik yollar denedi. olmadı kendi gelip bana zehir etmeye çook çalıştı.
en kolayı korkutmak!! bir ödlek, bir antisosyal, hasta ruhlu, agorafobik ol daha iyi. hatta çok daha iyi. elinin altında bir kukla!
ha kukla olunca memnun olur mu!!??
hayııır. o zaman da kişiliksizsin, eziksin, kaynanan sana neler edecek! der.
en kolayı korkutmak: ya kaza olursa? ya yaralanırsan? ya sakat kalırsan? ya ölürsen? ya sapık varsa saldırırsa, ya tecavüz ederse? hı napacaksın o zaman? hı ben napacağım o zaman?
ya cennet-cehennem mağaralarına geziye gideceğiz aynen böyle engellemeye çalıştı; olmadı kendi de gelip bana zehir etmek için tüm performansını sergiledi.
düşermişim ölürmüşüm ya ! nolacakmış? inmeyecekmişim mağaraya!!
ennn sevdiği.
kenardan yaşayan insanları izlemek!!
ama yaşlı bir komşu kadın vardı, tüm gün balkondan gelip geçeni izlerdi: annem onunla alay ederdi!
kukla gene oturmuş!! telekulak gene yerinde!! dedektif iş başında!!
ne kadar boş ne kadar zavallıymış ne kadar özgüvensizmiş ne kadar ezik!!
gelgör ki benden istediği de evden hiç çıkmadan hiç bir şeyden zevk almadan ot gibi yaşayıp hayaı balkondan izleyerek televizyondan izleyerek yaşamam.
hiçç olmadı:
sivilcen de çıkmış!!
arıyor bam telimi!!
kıçın da kocaman gözüküyor!
saçın da bugün kötü olmuş!!
kanaman yok mu senin? her yerin batar da rezil olursan ya?
aman o kızlarda da hiç iş yok! arkadaş mı denir onlara. ben olsam hiiiiç aramam.
özellikle arkadaşlıklarımı baltalamayı da çok sever. sonrada bana gayet pişkince koptuğum arkadaşlarımı sorar. niye aramıyor? niye görüşmüyorsunuz?
başka arkasından demediğini bırakmadığı kızlar; ortadan kaybolunca pek kıymetlenir. ne kadar iyi kızdı, ne kadar hanım kızdı....
annem çelişkiler ikilemler ve çifte standartlar insanı. ama en nefret ettiği bunun yüzüne vurulması.
ya da diyelim bir doğu günüme benle geldi.
ilk tepkisi ve istediği hediyemi kapıdan verip eve geri dönmek üzerine kurulu!!
ama tut ki girdik:gözü her an bende. ne yapsam batar. çok u güldüm? kaş göz eder sus diye.
tut ki gülmedim sessizim kaş göz eder uyum sağla!
ama en sevdiği hemen eve geri dönmek için kaş göz etmek diretmek emrivaki yapmak!!
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)