24.05.2015

Günah keçisi Nazlı,
zamanında karşı komşumuzun bişeyi çalınmıştı, kapıda konuşuyorlar. Kadın yakınıyor altın bileziğim de altın bileziğim. Esas dertleşip rahatlamak değil mesele sanki; bizden şüpheleniyor annemin ağzını arıyormuş demek.
Konuşma bitiyor, kapı kapanıyor.
Biz ders çalışmak için odamıza kapanmışız. Sonra annem gelip kapıda bize uzun uzun anlatıyor, oysa çoğunu zaten duyduk. Olsun konuşup deşarj olması lazım onun.
Konuşurken bir yandan da gözüyle odayı kesiyor! Laflar arasında da ders verir şeyler söylüyor. insanın en önemli birikiminin çalınması ne kadar üzücü değil mi? Bir insan nasıl yapar bunu değil mi? şimdi bu kadına para lazım olsa ne yapacak? Yazık değil mi?
Hadi kadın sıkıntısından herkesi şüpheli görür olmuş, insan anlamaz mı ağzının arandığını, resmen bizden şüpheleniyor kadın. Sanki hergün içiçeyiz. Biz ders çalışmaktan komşuya geçecek halde değiliz ki, kırk yılda bir annem izin verirse.
Annem zaten bizi şöyle yetiktiriyor; o bizi kısıtlayacak ama asla emir kipi, yasak, iznim yok gibi kllit kelimeleri kullanmadan, böylece yasakçı modern olmayan anne olmayacak, başka şekilde psikolojik olarak kafamıza işleyerek engelleyecek. Hani zaten insan kendine ket vurur, bilinci içinden her geleni yapmasına izin vermez, ama o ket yetmez, içimizde bir de annemin yasakçı olmayan! engellemelerinden doğan ikinci süzgeç ya da ket olacak. Böylece annem izin vermez gibi bir düşüncemiz olmayacak ama kendi kendimize yasaklar koyacak, öyle yaşayacağız. Mesela bir arkadaşımız çağıırdı annem izin vermez değll gelemem ders çalışacağım gibi şeyler söyleyerek reddedeceğiz. Böylece annem kızlarını engelleyen, baskı altına alan anne izlenimi vermeyecek de biz sosyalleşmeyen, yaşamayan, inekler izlenimi vereceğiz!

Ne kadar etkilendiyse gözüyle tarayıp, değil mi değil mi cümleleri sarfediyor. şimdi insafa gelse çalan özür dileyip geri verse komşu da affedermiş Allah da değil mi?
Yanlış bişeyden son anda bile dönülebilirmiş değil mi?
Uzadı uzadı annemin vaazı. Dersi bıraktık annemin güya üstü kapalı aıız aramasını dinliyoruz. Ben o sırada test çözmeye devam ediyorum. Ama kalem ucum bitiyor, kalkıp çalışma masasına yöneliyorum, annem dedektif gözleriyle beni takipte, tv izler gibi izliyor, hala en sevdiği şey. Tabi açıklama bekler bu durumlarda, ne yaptığımı izah etmem gerek!
Neyse. izliyor. Ara ara yok. Sonunda uç buluyorum, bu sırada annem çalışma masasına yaklaşarak daha yakından bakıyor: ne arıyorsun Nazlı?
Sonra suçlar gibi bakışlar. Hatta karar vermiş, Nazlı çalmış, hayal kırıklığına uğramış, sonra Nazlıdan beklenir diye karar vermiş gibi; değişik.

Kalem ucuuu.
Başka?
Daha ne arayacağım, ablaa 09 ucu nereye koydun?
çekmecededir işte.
Hah tamam.
Buldun mu kızım??
Hıı?
Hani?
işte takıyorum ya.
Kolunda mı?
?????

Göz gezdiriyor ve halinden anlayıp aklımı kaybediyorum

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder