böyle deşarj olmak ne kadar yorucu.
45 yıl önceki bir şeyi hatırladı, 100.defa. aynı stresle neredeyse tepinecek anlatıyor.
bir de yetmiyor bi rkere tekrarlamak, bir daha bir daha.
tabi her cümlenin sou Nazlı ile bitiyor. sanki hiç bilmediğim şeyler.
yorucu cünkü sadece anlatıp geçmiyor, stresle anlatıyor. hem kendinin hem benim asabımı bozuyor.
hadi kendine aldırmıyor diyelim, ben?
ben zaten umursanacak biri değilim ki.
bir şey desen de sen suçlusun çeneni kapatıp dinleyip onaylacaksın.
hakkın yok benim de sinirimi bozuyorsun demeye.
zaten nazının neye hakkı var ki??
böyle bir şey izlerken adeta ilham geliyor anneme.
bir durum, bir davranızş, söz, kıyafet.... vb vs. herhangi bir şey ilham verir ve o zamana ışınlanır!!!
üstelik bu ilham hani günün her anı gelebilir ama en çok özellikle gece yatmadan önce gelir. hele bir süre sessiz sakin bir dönem geçirmişsek!
işte kavgadan, olumsuzluktan ilham ve enerji alıyor. kendine göre böyle konuşarak deşarj oluyor!!
napayım ben böyle deşarj oluyorum der benim de asabını bozuyorsun desen.
ee tamam. seni öyle kabul edelim.
peki sen beni ediyor musun? yooo.
mesela ben aynı şeyi defalarca ama o kadar çok tekrarlayarak ki beyninin abandone edecek gibi yapıncaya kadar konuşarak rahatlamıyorum efendim!
gerçi kendi de rahatlıyor sayılmaz, ama zevk aldığı kesin.
güzel, memnun olacağın anlarda bile annem olumsuzluk bulmak da üstüne yoktur.
işte anın tadını çıkartmaz tadını kaçırır, bunu sever. adeta bir mutluluk neşe karşıtıdır.
ama sen yani ben nazlı nazıl deşarj olursam olayım. ha yok kendi istediği gibi yöntemlerle deşarj olacağım!
yürüyüşle, alışverişle, yazma, çizmeyle değil. gereksiz, saçma, boşa zaman kaybı.
mesela son yıllardaki hayali bu durumlarda kendimi ev temizliğine adamam!!!
senelerce aşağıladığı kadınlara benzememi istiyor ya.
hani bazı insanlar mutsuz anılarını mümkün mertebe hafızasından siler, olumlu yönlerini hatırlar.
annem tam ama tamamen aksi.
annem mutlu anıları unutur, hatırlamak istemez, siler: ama kötü olumsuz vb anıları hatırlar, sadece hatırlamakla kalmaz anar, yaşar, anlatır....
bir de gece yarısı aklına düşer bunlar. bağıra çağıra tekrarlar tekrarlar, her konu da her olumsuz anı da muhakkak baban babaannen deden nenen'e bağlanır .
mesela dün; saat 23.30 civarı olumsuzluk anıları ilhamı gelmişti: talk şov açtık, burada laf çok. konuklar konuştuk ça annem de konuştu yarışır annem talk şovlarla.
2,5 saat konuştu! bir 30 yıl bir 45 yıl bi 55 yıl bir 5 yıl öncesine gitti döndü birbirine bağladı.
hiç bir anlattığı anı olumlu değil hiç biri.
hiç bir güzel anısı yok? büyün hayatı travmatik miydi?
yoo. övünmeye gelince de bayılır, bana bile övünür valla.
ama en mutlu anıda bile anın mutluluğunu çalacak, bastıracak bir olumsuzluk bulur.
diyelim ablamı ya da beni ilk kucağına aldığı anı, analık hissini anlatıyor tatlı tatlı, hoooop birden kötü bir anı, olay bişey beliriyor: ve güzel şeylerden kötülerine kayıyoruz!!
yapısı böyle, karamsar diyelim. hem kabul etmez, ama hem de bi değişeyim demez. kendine de zarar bazen kendi kendinin moralini sinirini bozup tansiyonunu çıkarır.
ama yok ders almaz. değişmek istemez.
ben zaten önemsizim ki beni düşünsün.
geri döndürmeye çalışırım mesela beni kucağına alınca ne hissetmiş, gerisi ne desen. yok aklı kayar o tarafa. zaten kaydetmemiş gerisini.
ben ya da ablam kucağındayken kaynanası- babaannem kıskançlık eleştiri bişeyler demiş.
oradan kötü anılara bağlar tamam.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder