zaten beraber yaşadığımız bir şeyi bile bana 3-5 kere anlatır bir heyecan.
beraberdik biliyorum de nazlı mı dediniz.
desem ne fayda? yoo başka bakış açılarından değil her zaman anlattığı yeniden yeniden....
sıkılırsam, dinlemezsem de kızıyor. bir şey anlatıyormuş burada!!
e ben de yanındaydım ya!
belki yanında olduğumu fark etmiyor?
ya da anlayamadığımı düşünüyor!
bir gün de diyor ki napayım? ben nasıl rahatlayacağım?
konuşarak rahatlıyormuş!!
ee ben nasıl rahatlayacağım peki?
ben bir şeyi tekrarladım mı dinlemez ama.... ya da sıkılır, ilgisini çekmez, beğenmez...
anlatmıştın der...!!!
ee ben nasıl rahatlayacağım?
bir yürüyüşü bile çok görüyor bana, gereksizmiş ya!!
eeeeee beeeennnnn naaassııııllll raaaaahhhhaaaaatttlaaaaayyayayayayacacacacağğğğııııımmmmmmm????????
sanıyormusunuz ki yazmama karışmıyor.
napıyorsun o kadar internette anlamıyorum bir şey yok ki!
sanki internet uzmanı, hayatında tek başına internete girmiş değil, ben bazen komik fotoğraf, kedi videosu göstermezsem eğer... bir ikilem daha; hem bir şey yok ki der hem de işine gelince herşey var zanneder. soy adını hatırlamadığı çocukluk arkadaşı melahat bile!!!
çok sorarsa film yorumu yazıyorum diyorum. sanırsın film eleştirmeniymişim!hıh! boşa zaman harcama seninkisi.
zaten anneme göre ben iyi yada yararlı hiç bir şey yapmıyorum ki. sadece kendinin her dediğini yaparsam. ona da kusur bulmaz sanmayın yani..
beni beğenmemek için bahanesi hep vardır her zaman...
son zamanlarda iyice azıttı; fazla beraber zaman geçirdikçe annemdeki sınırlar kalkıyor. küçükcük ev ya; kaçacak yer yok her an burun buruna... memnun. ötesi sürekli biz diye konuşuyor, plan yapıyor...
geçende pazarda bir elbise gösteriyor bana bak nazlı diye.
ben de sandım ki kendine evde giymeye; hayır banaymış. garip desenli göğüs altından bollaşan robadan denirmiş, penye bir elbise..
o küçük bendenmiş ama.
yoo tam.
kalıbı küçük o zaman.
yoo sordum nazlı, m beden. deseni ne güzel değil mi.
felaket!
ama çok da ucuzmuş haa, giyersin!
?????? bana mı?
yok bana?
niye bana oluyor da sana olmuyor?
sen seversin bu renkleri moru da var içinde.
anne basma desenli robadan elbise mi giyeceğim?
ne var çok rahat olur!
oldu gelmişken kefenlik de alalım ben yaşlılıktan giderim yakında!!
allah korusun yaa ağzından yel alsın kızım ne alaka?
ne alaka mı bu yaştan yaşlı elbisesi giymeye mi başlayacağım yaaa??
ne alaka yaşla, kanın m var yaşlılar giyecek? rahat edersin diye!!!
sinirli sinirli yürüyüp gidiyorum. bir süre sonra işimiz bitiyor gibi. bir süre dediğim de saatler yani... önce pazar tamamen gezilip kalite ve fiyat kontrolü yapılacak, sonra alışveriş. sorduğu anda da cevap vereceksin şuradaki domates kaçaydı? buradaki patlıcan kaçaydı? ne kadar önemli konular...
eskiden bir film izlerdik tv'de, bi kitap okur çok uzun olmasa da sohbet ederdik ya da dizi...
iyice uzaklaştı şimdi, domates-patatesten heyecanla bahsedeceğiz...
anneme yeni çıkmış kitaplar alayım da bir konsantre olsun heveslensin... aptal komşulara benzeyeceğiz az kaldı...
neyse işimiz bitti gibi diyor ki alacak mıyız?
neyi?
elbiseyi nazlı!
ay ne elbisesi ölsem giymem ben onu, kapıcının karısı gibi!!!
ama güzeldi rahat ederdin!
kendine al!! senin evdeki elbiseler bile bundan güzel! evin hizmetçisi gibi mi görüneyim?
amaan sen de!!!
işine gelmezse, cevap bulamazsa aman sen de, iyilik yaramaz sana, ben seni düşünüyorum ondan dedim'e sığınır. ya da bir şeyin aksini söylerken kanun mu var der... sanki kanun olsa uyacağım!
bilmem valentino gelip ikna etse giyerim :)) adam yapar değişik bir hale sokar... öyle olamayacağına göre, pazardan yaşlı kadın elbisesi giyeceğime geberirim daa iyi!!
tabi sonraki gün ve o gün boyunca konumuz o elbise!
pazardaki olaylar! ne olay ama. komşu dedikodusu, tuhaf bulduğu insanları, tipleri, durumlar eleştirme.
zaten dolaşırken yaptı aynını pazarda. ama evde de 2. defa tekrarlıyor.
içim sıkıldı. napsınmış o öyle rahatlıyormuş.
ben nasıl rahatlayacağım? uzun yürüyüş iyi geliyor ama bizimkisi engellemeye çalışıyor kah evde kah yanımda gelip şikayet ederek. öyle bir şikayet ediyor ki gören de annemi zorla kilometrelerce yürütmeye mecbur ediyorum sanır.
çizim yapayım diyorum; çok matah birşey olsaymış bari; öyle yada böyle kendimi psikologsuz tedavi etmeye çalışıyorum. bu seferde canı çizim yapmak çekiyor kendinin de...
geçenlerde yapmıyordum, dergi okuyordum. istedi çizim yapacakmış. defterimi, kalemlerimi, silgimi, kalemtraşımı aldı. bir haftayı geçti, vermiyor!!!
yapmıyor da yapsa gene iyi diyeceğim en azından bişeyle meşgul.
ne zaman alacak olsam yerinden, ben yapacaktım diyor, ama yapmıyor.
söyleyince de ben annesinden malzemelerini esirgiyor oluyorum.
e yapmıyorsun.
yapacağım.
öyle diyor yapmıyor beni de engelliyorsun.
yapacağım şimdi nazlı aa kaçırma tadımı..
illa benden rol çalacak yaa. illa benden önde benden ilerde olacak. üstün olacak.
kötü bir durumda bile hep "en" o olacak. migrenim tutar ardından bi bakarım sırtı tutulmuş bana ovduruyor.
bi şeyden şikayet ederim ya ben ya ben neler çektime başlar... konu ne olursa olsun beni geçmek ister.
sanki kızı değil kız kardeşiyim, teyzemle yarış!! onunla zaten yarışır.
ruhu rekabetçi galiba... illa da yenecek.
eskiden bilemezdim, sürekli yenilir, geri çekilir, ezilir, kabul ederdim. br yerden sonra baktım ki bana yaşam alanı bırakmamış, kişilik bırakmamış, annemin değerleri, olguları ve kişiliğiyle yaşıyorum.
annem böyledir; özgüvenli ve dominant. yönetmeyi, ele geçirmeyi, söz geçirmeyi sever. her dediği olsun ister çünkü en doğru en mantıklı kararları kendi verebilmektedir... sonra sen pes ettikçe kazandığını sanır, en doğru en mantıklı kendi sanır; herşeye kendinin karar verebileceğine inanır.
sonunda seni ele geçirir, herşeyini, sana yaşayacak bir alan bırakmaz...
hele tüm bu huyları aşırı derecede fazla beraber vakit geçirince iyice depreşiyor. son zamanlarda da öyleo çok memnun aslında. sürekli konuşup eleştirip dırdır edebileceği, herrrrrr şeyini yönetebilecei bir kuklası olduğunu düşünüyor. yok kukla gibi her dediğini harfiyen yaptığım zamanlarda da beni beğendiği yoktu, vardı sanmayın. gene eleştirecek birşey bulurdu. en azından pısırık olurdum. napsam kabahat yani.
_________________
sınırları da sabrımı da fena halde zorluyor. hep öyle oldu gerçi ama bu yaşta artık fazla geliyor.
sanki ne kadar çığrımdan çıkabilirim diye deniyor. belki eline koz geçirmek için benim hatalarım onun elinde kozdur çünkü!!
:....................................
to be continued
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder