16.07.2014

Napim yeseydin yemeyenin malını yerler __ hava kararınca çıkmamak lazım.


Homemade Potato Chips~made in microwave. (also includes directions on how to fry them)

Bize öğrettiği aburcubur yemekten önce yenmez, yemekten sonra yenir. Yemekten önce yersen karnın dolu olur yeterince çok yemek yiyemezsin. Alışkanlık oldu tabi yılların kuralı. 

Benim de canım patates cipsi çekmişti, aldım akşam yemekten sonra yerim diye mutfakta bi yere koydum. Yemekten sonra da yemek içln almaya gittim yerine; ama yok! 

Ne arıyorsun? 
Cipsimi. 
Ha ben onu yedim. 
??? sen sevmezsin ki!
Napim sen yemiyorsun baktım ben de yediiim. 
Tüm paketi mi? 
E tabi. Napim yemiyordun. 
Akşam yemekten sonra yiyecektim. 
Ben ne bileyim kim bilir ne zamandır orada buldum yedim! 
Yeni almıştım. 
Yok aylardır orada o. 
Yok yeni aldım, sabah. 
Allah Allah ben onu görmüştüm ama önceden orada duruyordu. 
O gördüğün kahvaltı gevreği anne. 
Yoo cipsti. 
Sanki ben yalan söylüyorum.... 
Napim yeseydin yemeyenin malını yerler hahaha! 
Ne komik! Yemekten sonra yiyim diye beklettiydim. 
Hemen yiyeydin niye bekledin ki? 
işte yemekten sonra olsun diye. 
Niye öyle bir kanun mu var??

(böyle suçlu hissetti mi, köşeye sıkıştı mı buna benzer şeyler söyler. kanun mu var, mecbur musun, yasak mı, yasaklayan mı var, sana vs vs yap/yapma diyen mi var... gibi)

 Evet senin kanunun! sen dersin ya hep aburcubur gördün mü elimde yemekten sonra ye ha. mideni doldurur yemek yiyemezsin.
Amaan sen de... canım çekti yedim gitti!! yemeyecek miydik?? sanki bana yasak!!

(suçluluğunu bastırıp beni suçlu durumuna düşürmek için benzeri numaralar çok yapar. niye ben gelemem mi, niye ben o kadar yürüyemem mi, ben alamamam mı yani, yasak mı bana ... vb vs. bana suçlu hissettirerek üste çıkacak.... bu durumda beklediği benim yemeseydin bana saklasaydın diye diretmem, böylece ben annemden bir şeyi esirgiyor gibi görüneceğim, o da beni suçlayacak ve üste çıkmış yani kazanmış olacak. tecrubeyle sabit.)

yoo ye canım canın sağolsun ama sen sevmezsin hiç diye şaştım. ben gider alırım şimdi kendime.
ne bu saatte mi????

(bir şok daha yaşıyor. bu saatte mi. saat geceniiiiinnnnnnn 21.17si!!!!ooooo bu saatte çıkılır mı sokağa??? valla kurtlar, vampirler, canavarlar ya da sapıklar kapar!! hem de güvenlikli ve cıvıl cıvıl sitemizin tam içinde!!!!)

ne var ki saatte?
geç oldu artık yarın alır yersin!
saat daha dokuz buçuk bile değil anne!!

(hava karardığı anda anneme göre geçtir. mesela kışın hava erken kararır ya aynı!!)

yarın alırsın boşver!
yarına belki çekmez canım şimdi istiyor.
ay nazlı yani!!!! bu saatte üşenirsin diye.
üşenmiyorum işte!!
ay akşam akşam başımıza iş çıkarttın! dur ben de geleceğim!!
niye ne gerek var?
olsun bu saatte yalnız göndermem seni!!
anne hava daha yeni karardı yaa!! ne demek bu saatte?
karardı işte!
kararsın.
nazlı sokakta kimsecikler yoktur, boş yerlerden geçme şimdi ay başına birşey gelir yaaa başımıza iş çıkarttın, sanki yemek zorundasın yemeyiver bugün, yarın yersin nazlı!!!

Inspired by Trader Joe’s Spicy Soy and Flaxseed Tortilla Chips, this version only takes a few minutes to prepare and is one of those types of recipes kids should easily be able to assist you with. These chips are awesome!

(anlaşılan ya cidden ki öyle 'gece' dışarı çıkmamdan ödü kopuyor ya, bu saatte çıkarak kendini pişman edeceğimi anlamış benle yarışıyor. şimdi de o benimle gelerek beni pişman etmeye çalışıyor. tabi bu arada vicdanımla da oynayarak. çünkü bu saatte çıkacak hali yokmuş, bacakları ağrıyormuş ama ben illa da çocuk gibi cips yiyecem diye tutturmuşum!!! tabi bu arada anneme göre hava kararınca sokakta ki sokak dediği sitenin içi, insan namına birşey kalmaz, ayyaşlar, sapkınlar ve yollular!!! sadece yazlık sitenin değil tüm dünya böyle sanıyor. eskaza bir yerden geç dönüyorsak falan sokakların canlılığına, kalabalığına şaşar kalır. buna da anlam verebilmek için bir olay olduğunu varsayar, yoksa niye duracaklar sokakta? tabi bu gece kalabalığı görüntüsünü uzun süre görmeyince unutur ve aynı şeye döner. hava kararınca hayat bitiyor ona göre....)

sokağa mı çıkacağız sanki!
ne ya nereye çıkacaksın nazlı damda mı satıyorlar?
sitenin içi yaa!!
ne farkeder orası da sokak sayılır..


(oooo tabi site içi 2 sokak ve 2 bloktan geçip markete ulaşacağım!! çok uzak valla kesin bu kez başıma bişey gelecek. gerçi dikkat çeken biri değilmişim, o kadar da güzel değilmişim, yaşımda geçkinceymiş, ima budur yıllardır laf arasında, ama nedense sapıklar gözüne kestirecek beni.... çünküüüüüü akşam evden dışarı çıkıyorum. hatta beni yollu sanıp para teklif eden de olur şimdi!!! vay başıma gelenleeeerrrr...)

bakıyorum hazırlanmaya çalışıyor ama yavaşlığından faydalanıp ben harekete geçiyorum terliğimi giyiyorum.
sanırdım ki ben yaş aldıkça annem daha rahat edecek, bana daha çok güvendiği için daha rahat bırakacak. ama birşeyi hesaba katmayı unutmuşum; annemin agorafobiye varacak dışarı çıkma korkusu! evden çıkmaya çıkmaya iyice korkar oldu dış dünyadan. hele ki hava kararmışsa!! sanırsın vampir filminin içinde yaşıyoruz. hatta seri katil ve sapkın olmuş vampirler... ejderhalar da var!!!

anlıyor.

dur dur nazlı ben de geleceğim!!!!
gerek yok ben hemen dönerim sen boşuna yorulma.


(bir de ben böyle boşuna yorulma dediğim zamanlarda napayım demesi var. yani fedakar bir anne olarak 35 yaşına girmiş kızını yalnız bırakmamak zorunda, herşeye katlanır, akşam dışarı bile çıkar, çok yorulsa da. ben tek çıkamam ni naapsın??)

şu anda kim pişman bilmiyorum.

yetişmeye çalışıyor.
nazlı dur ben de geleceğim dur!! 
gerek yok anne.
var nasıl olmaz nazlı!!?? karanlık heryer!!

acele etti bana asansörde yetişti. söyleniyor daha. hiç sevmezmiş acele iş, son anda karar vermek!!! yorgunmuş o bacakları ağrıyormuş!!

e gelme o zaman!
olmaz! yalnız bırakmam seni!!
galiba aslında evde yalnız kalmaktan korkuyorsun sen! altı üstü sitedeki markete gideceğim yahu!
ne korkması kızım ben hiç korkmam!! iyilik de yaramaz sana! seni yalnız bırakmamak için ben!!
şurdan şuraya yahu!
nazlı ama karanlık heryer!!! 
sitenin tüm ışıkları son haddinde yanıyor anne!
ama bomboştur heryer!!!
ay sanki gece yarısı!!
aman yemesen nolur sanki hem götün büyüyor diye yemiyordun!!
kırk yılın başı bir canım çekti ne var!!

Black Pepper & Lemon Asiago Dip With Sweet Potato Chips #recipe



(asansör gelsin diye bekliyoruz ama beni vazgeçirmek için hala uğraşıyor; yorgunmuş ağrısı varmışlara cevap buldum gelme; o zaman büyük göte sığınır son hamle olarak!! nasıl kendi beğenmediği pantolonu falan almama engel olmak için götünü büyük gösteriyor hamlesini kullanıyorsa bu da aynı.)

dışarı çıkıyoruz. sitenin bahçesi cıvıl cıvıl, ışıklar yanıyor millet dışardaki banklarda, çardaklarda bişeyler içiyor okey falan oynuyor. anneme göreyse bir olay mı oldu ki herkes dışarda?


hava güzel serin ya.
evlerde serin nazlı!
eee çıkmasınlar mı?
ne anlamı var ki?
ne güzel işte beraber sohbet edip eğleniyorlar.
aman ne saçma, eğlenceymiş, ne var ki eğlenecekleri sanki çok önemli bir şey okey oyunu!!
anlamlı olması için çok önemli birşey mi olması lazım anne, altı üstü hoş vakit geçirmek istiyorlar.
hoşmuş!! resmen boş! bomboş!!
evde olunca boş olmuyor mu? hep tv karşısında olmak hoş mu?
ne gerek var dışarda sinek ısırır!!
ilaçlanıyor ya.
aman bağışıklık kazanmış sinekler beni ıssırdı bak şimdi!!!
gelmene gerek yok dedim sana. 
çıkmaya gerek yoktu esas!!!
konu sigara olsa hiç acımazsın ama!!!
sigara gerekli bir şey ama cips fuzuli!!!
sigara zehirli ama!
cip zehirli değil sanki!!! 
fare zehri yok içinde.
daha kimbilir neler var!! daha bile beter!!

haklı çıkacak ya illa sigarada vitamin var diyecek neredeyse... hem sigara kilo aldırmıyormuş hem de yaaa!!

böyle benzer durumda hiç mi akşam çıkmayacağım demiştim; kocamla çıkarmışım ilerde, bir evlenseymişim işte kocam olurmuş yanında. tabi yalnız seyahatlere de karşı illa yanında biri olacak. arkadaş, kardeş, koca annen yoksa. zaten anneme göre akşam yani hava karardıktan sonra yapılan sosyal aktiviteler erkeklilere göre, biz adeta hak etmiyoruz, akşam aktiviteleri kocalarla yapılır, yanımızda erkek olmadan çıkılmaz, sinemaya, tiyatroya falan da gidilmez...
pikniğe gitmemek gibi adeta cezalıyız. ama sonra oturup bana sosyal çocukluğunu, işk genç kızlık dönemini ballandırarak anlatır.. demez ki nazlı hiç yaşamadı. ama onun babası yok, erkek yok evde yaşayamayız, cezalıyız!!!
kadın akraba, arkadaşlarıyla eğlenmeye çıkan o kadar çok insan var ki. ama annem anlamaz. inanmaz.


valla bahçe gündüzkinden kalabalık. ama annem anlam veremiyor bunca insan niye akşam vakti dışarda?
çardakta oturanlar, bankları şenlendirenler, bişeyler içenler, çekirdek çitleyenler, çocuk parkında oynayan veletler, marketten alışveriş yapanlar, arabayla siteye girenler, çıkanlar...

bambaşka bir dünya sanki ama anlamsız!! evde oturmak varken ne diye karanlık olmuş da hala sokaktalar???

ama onların erkeği var!!! hak ediyorlar. 

markete varıyoruz, ben cips seçiyorum annem biraz hayret içinde, biraz kızgın ama manasız bularak millete bakıyor;

başka bişey lazımsa alalım gelmişken anne.
yok. hadi al da çıkalım!!!


mesela demez ki ay bizde şurada oturup hava alalım. akşam ve erkeksiz bir evin mensupları??? ayyyy kerhaneye düşeceğiz valla ramak kaldı!!!!

hikayenin sonu. acele acele evin yolunu tutmaca!!!

ama önce;

dondurma yiyelim mi?
iyi al hadi.

ben de sanıyorum ki dışarda bizde bir bankta falan oturup yiyivereceğiz. yoo evde.

alınca hemen açmaya koyuluyorum ben.

açma niye açıyorsun erir!!
koleksiyon diye almadım ya yemek için!
evde yersin!
şurda yiyelim işte.
nerde?
bak şurası boş.
aman nazlı ne gerek var?


(annem değişikliğe de karşıdır. yoo evde eşyaların yerini değiştirmeye bayılır. ikide bir perdeler değişir, hele yatak örtüleri ve yastıklar, koltukların, kanepe ve sehpaların yerleri.... ama insan evde mutlu olmayı değişiklikleri de evinde yaşamayı bilmeli canım!! diyelim yürüyüş yapacaksın ama bu bile bir rutin içinde olmalıdır, aklına estiği gibi değil... bu yüzden ani şeyleri de sevmez kararları da. önceden düşünülmüş, tartılmış, kararlaştırılmış, planlanmış olmalıdır...yürüyüş yaparken sahilde dinleneceğin bank ya da kafe de aynı olmalıdır!!! değiştireceksen önceden planlamalısın.... anı yaşamak diye bir şey lügatında yok!! ama mahvetmek var. çok.

Yağmurdan nefret eder ya; tesadüf biz dışardayken hava dönse nevri de döner ve sana da artık kim varsa çevresinde gününü zehir eder . çok sıcaksa da. Sürekli olumsuz konuşur, söylenir, söver, dıdırdıdıdıdırdıdr. Gören de sana sanır. Sadece kendi huzursuz olmakla yetinmez, ne hakkım var onların günü, anını mahvetmeye demez asla yetmez tüm dünya beraber heder olsa anca.... O gününü muhakkak kötü geçirir, kendi bozar: başkasını da katar. Bir de verici tipli biriymiş, hiç bencil diilmiş! ya da; Nedense bu gün çok huzursuzmuş...diye başlar güne... öyle gider, herkesi de beraberinde sürükler. gayet normal görür bunu.... Havayla başladı ama nedenini bilmiyor. Kendi yaratıyor bunu. hava kapalıysa da çok sıcaksa da  soğuksa da hele yağmurluysa, rüzgarlıysa.... bahane çok. yeter ki huzursuz olmak ve etmek istesin. yok öyle de değil tam. gününü batırmak için kendine muhakkak yol bulur; senin de tadın kaçmış kimin umrunda? Ve de pek karamsar bulmaz kendini. )


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder