Ayyy orda böcek var Nazlı ay!
Nerde?
Orda orda!
Nerde anne?
Ay orda kızım işte! (yerini işaret etmek ve söylemek aklına anaca geliyor)
hani?
Bak oraya işte! ilaç nerde ilaç!
(gitmiş benim odama kadar bilgisayarın oraya, dolabıma bakıyor, böcek ilacı nereye konur ya banyo ya mutfak lavabosunun altına, hatta ben ikisinde de bulundururum ama mutfaktaki bitmiş; ama annem benim dolapta arıyor, sesleniyorum ama duymuyor. En sonunda böceği göremedim de gidip kendim alayım derken gördüm annemi.)
napıyorsun arada anne?
Ay ilaç nerde ilaç arıyorum yok!
Giysi dolabının içinde ne arar böcek ilacı Allah aşkına??
Ay ne bileyim?? Nerde nerde???
Banyoda!
Ay ver ver!
(alıyor elimden sıkmaya gidiyor, salona. Benden de hızlı ve becerikli görüyor kendini yani.)
noldu kaçmış mı?
Yok duruyor.
iyi sık o zaman.
(tabi ben sanıyorum ki sıkabilecek, neresi ters neresi düz anlamıyor ki, kokusuz bir ilaç o başlığı da değişik böyle upuzun ince bir borusu var. Baktım sıkamayacak, kurcalıyor telaşla da kaçar diye, daha da beceremiyor, bir de bana elin çok beceriksizdir senin eskiden beri der bi kapağı falan açamadım mı. iyi ki çocukken bişeyleri becerememişim, bitti nazlı beceriksiz! şimdi de kendi öyle bir de elinden alınca bana çok kızıyor, ben yaparım diye azarlı bir haykırışla bağırıyor ama yapamıyor mesela. Suçlusu paketler ya da niye bunu aldın benzeri bilmem ne markasını alsaydın diye bana sardırıyor. çubuk krakeri açarken mesela öyle kontrolsüzce yırtmaya çalışıyor ki sanırsın hayatında hiç açmamış, yırtılıp yere saçılıyor.. Paketin ucunu göremiyorum da diyemiyor yediremiyor kendine iyi görmemeyi ama başkalarını suçlamayı tercih ediyor..)
ben sıkayım mı başlığı değişik.
Sıkarım ben! Sen korkarsın!
Ama hadi kaçacak!
Taammaaaammm!!!!
(hala uğraşıyor. Artık sabredemiyorum alıyorum elinden.)
hani nerede?
Orda işte nazlı!!!
Hani?
Ay işte işte! Ay ver ver sen sıkamayacaksın!
(bu kadar süreyi böcek bekler mi? önce ilacı bulmak sonra nasıl çalıştığını bulabilmek sonra sıkamamak ve benle cebelleşip bana vermemeye çalışmak kaç dk alır. Böyle ben yapacam tartışması olur bizde; geri alıyor ilacı o daha iyi sıkarmış; hani yemek yaptıracak bana tepeme dikilir, her hareketimi ileyip enseme solur ve biyerde elimden almak için kavgaya tutuşur, bu şekildeki inadıyla elimi ve kendininkini kesmişliği var; bi de toplu taşımada: o ayakta fazla kalamaz, mazallah düşer diye ücreti ben veririm ama dolmuşta benle yarışa girişir ben verecem; anne kalkma ben veririm yok ben verecem, bari birine rica et de uzatıversin, parayı da bir elimden alışı var cırmalayarak, yok çocuk gibi yarışmada sanki, kalkıp verecek sonra sendeliyor mesela bu kez ben kabahatli gibi oluyorum. Bazen de ben de bozuk var diye tutturur en rahatsız anlarda bana vermeye çalışır, ayakta ya da uzaktaysam da, cebime sokmaya çalışırken içime attığı bile oldu, çantamın garip yerlerine tıkmak için debelenir durur. Ben verdim ya gerek yok anne! Yok aklına gelmiş çantadaki bozukluk ne olursa olsun nazlıya verilecek. O kadar tuhaf ve komik haller oluyor ki o oturmuş ben dibinde ayakta ittire ittire para sokmaya çalışıyor biyerlere. Hani gören parada ayrı gayrımız var sanacak. Tabi yer beğenmeyip değiştirme, beni her koşulda yanında isteme de cabası. şöföre diyecekmişim ön kapıdan inip arka kapıdan binip annemin yanına oturacakmışım yanına oturtmuyor kimseyi kızım gelecek diye, öyle bir kalabalık ki inmem için 4 kişinin inip bana yol vermesi lazım. O kadar zahmete değmez 12 saatllk bir yolculuk değil ki. Ama anlamaz çağırıyor nazlı da nazlı. Anne çok kalabalık nasıl geleyim, sinirli hareketlerle anlatıp direktif veriyor! ilaç el değiştiriyor, ben buldum annem kaptı elimden sıkmayı beceremedi ben aldım sonra ben biliyorum yerini diye cırmalayarak geri alıyor; sonra da bilmediğini itiraf edemediğinden, anlayamadığından ilaç şişesini kendince sıkacak güya.)
ince boruyu tutacaksın diyorum.
Ne borusu derken kendine göre sıkıyor annem ilacı; şişenin ağzı nasıl ne hatırlıyor öncekilerden ne biliyor, ne o an öğreniyor. öyle olmaz ona göre, boru moru anlamıyor var gücüyle düğmeye basıyor; ona göre de çok iyi sıkılıyor oradan! Hıh hıh ooohhh diyor. Ama borunun yönünü değiştirmediği için ayağıma sıkıyor.
Anne ayağıma sıkıyorsun ayağıma!
Anlayan yok.
Dur dur ak nasıl ölecek! Diye de gururlanıyor.
Dinlemiyor ki müdehale etmeye çalıştıkça da sinirlenip kalçasıyla ittiriyor beni!
Sıkıyorum ben!
Anne şu boruyu çevireceksin!
çekil çekil çekil! Ay ne ölmez şey bu ne ölmez! Ayy hiç iyi değil bu ilaç diye de söylenerek.
Anneme göre tam isabetli mükemmel bir sıkış ama böcek ölmüyor ki!ilaç b.ktan!!
ölmez tabi üstüne sıkamıyorsun ki!
Sıkıyorum işte çekil sen sıkıyorum ben nazlı!
Sıkamıyorsun ver şunu.
Bu defa 'yapamıyorsun'a güceniyor. Niyeymiş yaşlı diye böceğe ilaç mı sıkamayacakmış, bir kere ben beceriksizmişim ezelden beri ama kendi öyle mi???
Elinden o bana fırçalı siteme başlamışken kapıyorum ilacı; bütün ayağım ilaç içinde vıç vıç ıslak. Böcek orada duruyormuş ama ölmüyormuş da sanki!
Gözünün önünde şöyle yapacaksın şunu diyorum, şaşkınlıkla bakıyor şişeye sanki ilk kez görüyormuş gibi; ki savunması da o, ilk defa kullanıyormuş bu ilacı niye bunu aldıysam, ilk almışız demek! Yıllardır aynısından alırız kokusuz çünkü mümkün olduğu kadar! Ama ilk olduğunu iddia ediyor, sonunda demek ki önceden almışız ama kullanmamışız hiç diyor. Kullandık desem de kendi kulanmamış demek, yoksa unutmaz hatırlardıymış
Ha tabi ondan bi önceki sahne;
zar zor elinden alıp göstere göstere ayarlayıp sıkacağım; ama yok böcek!
Nerde hani? Ay kaçmış, önce ben sıksaydım ya!
Ne bileyim ben, daha iyi sıkarım sen korkma diye!
Sonra açısını değiştiriyor;
aa işte orda orda!
Nerde yaa?
Ay nazlı ver ya ver!
(yarış başladı!)
diğer ayağıma da mı sıkacaksın??
(ha ayağıma sıktığına da inanmadı, aman 2 sıçramışsaymış ben de abartmışım! Elletene kadar böyle, kanıtlamazsam zorla bana inanmayacak çünkü!)
vermiyorum! Ama almaya uğraşıyor o daha iyi yaparmış!
Gösteriyor bana böcek nerede, sersemlemik demek aynı yerdeymiş.
Orada böcek falan yok ki! Ortada bir böcek bile yok!
Geçen sene pencereden sızan yağmur suyundan sehpanın ayağındaki çivi paslanmış, yere koca bi leke yapmış! Annem de onu böcek sanmış!! Hem de pas lekesini bana gösteren kendiydi, unutmuş!
O böcek değil ki! Diyorum annem hala ben sıkayım, ya da orada derken!
Pas o anne!
Bazı şeyleri tamamen siliyor hafızadan ama benden daha iyi bir hafızası var iddiasında! Bu ilaç ve renk koruyucu mendili ilk kez gördüğü iddiasında olay esnasında!
Daha önce hiç görmedim ben bu ilacı ilk kez almışsın!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder