6.04.2014

bana ve başkalarına ayrımı

annem benimle dışarı çıkınca kapris yağmuruna tutuyor beni. hani zaten herşey planlı olacak o ayrı. bir de beğenmemeler. hele acıkınca büyük mesele.
onu yemem bunu yemem... tiksinme hareketleri...
hele hasbel kader biryere geçip oturdun, menüye bile tiksinerek bakar. beğenmez seçemez. o kadarla kalsa senin de yiyememeni ister. yersen de burnundan getirir. zaten konuşmasa bile sana ve tabağına b.ka bakar gibi bakması yeter.

kimbilir ne kadar pismiş! kimbilir bayatmış. belki zehirlenirmişiz ne belli. mikrop yuvası. ben olsam asssla yemem acımdan ölürüm daha iyi!!

ya da tost yiyelim diye tutturur. en azından az malzeme olurmuş, ekmek de peynir de dilimliymiş, çok ellenmezmiş, yüksek ısıda da mikrop kalmazmış!!
 yaa narlıkuyu'ya gittik balık yiyemedi kılçığı olumuş! tost yedi!!

annemi dünyanın en lüks ve şahane restoranına götürsem, hollywood yıldızları ve jet sosyeteyle yese gene tost isteyecek!!

bi de bana dar etmese masayı... tabi masaya gelmek de mesele. kek ye bisküvi ye der ya da eve kadar bekletir. evde yermişiz... çantamda bisküvi taşısammış, böylese asla dışardan yememe gerek kalmazmış. ıyyy iğğrenç!

karşımda da tostunu bir iştahla yer sanırsın kebap yiyor; sana da ayy yani bana işte yabancılaştırma yapmayayım, niye öyle yazıyorsam, sırf benim başıma geliyor ki!!

benim tabağıma da işte tiksinerek bakar. kimbilir ne eti? kimbilir bayat? kimbilir pis?
mikrop dolu valla!!

tepesini attırır insanın; kırk yılda bir ben öyle etobur değilim, canım kebap çekmiş ama burnumdan getirdi! böyle diyerek.

inşallah dedim; henüz tanımlanamayan bir hayvanın etidir ve çok acayip virüsler taşıyordur da masadan kalkamaz geberirirm! işte dünyaya bir ibret olurum! bir daha kimse dışarda yemek yiyemez. inşallah başbakan bunu da yasaklar!!

amaan bendeymiş benim iyiliğim içinmiş!! korkarmış bana birşey olsun!

evet bana birşey olacak, başıma brşey gelecek, biri bana bişey yapacak korkusundan tüm bunları kendi bana yapıyor.
aa ama yapabilir nasılsa kendi kızıyım, istediği gibi davranabilir, öyle der bazen düşünmeden ya....


____________

işte bana böyle ve benzeri. ama eş dostla kırk yılda bir çıkılmış olsa da birden dünyanın en anlayışlı ve en uyumlu insanı rolüne bürünüyor.

nereye gitseler uyar, ne yerlerse yer... oysa iş bana gelince mekan da beğenmez. tüm restoranları dolaş hepsine bir kulp bulur. onun şusu bunun busu.

forum'da mesela; zaten kahvaltı etmeden çıkmıştım akşam üstü oldu, açlıktan şekeri düştü. bir de kapris beğenmiyor iyi tur attık restoran kısmında. sen karar ver madem diyor. tam oturuyoruz. yok masa da kir var yok koltuk rahatsız. iyi yere oturduk kaldırdı beni. aman şimdiye kadar aç kalmışım biraz daha dayansammış, en iyisi yanımda bisküvi taşımammış!

bisküvi de yapay gıdalar çok ama.. nem tutucu ne bileyim geniyle oynanmış mısırın şurubu..
ama en azından el değmemişmiş!!!

teyzemler ve dünürleriyle beraber gittik mesela uyum abidesine dönüştü annem... bana da bişey demiyor yani gayet normal davrandığını zannediyor.
ben de gıcığım onun o rolünü ben üstlenip kendine uyguladım!!

kırk yılda bir yediğim kebabı boğazıma dizmişti, resmen zıkkım oldu da ben inadımdan yemiştim, hatta salatayı bile yemiştim!!
tanımlanamayan hayvan eti ve virüsü olsun deyip üstüne sinirimden inşallah b.k da vardır ohh mis demiştim...

bak yabancılarla oysa bambaşka...

hiç evden çıkmamak ve arkadaş sahibi olmanın gereksizliği üzerine nutuk atan annem sosyalleşme fırsatı buldu mu da sonuna kadar kullanıyor ayrıca.

diyor ki dışarda yemekten hoşlanmazmış pek, çünkü çok titizmiş ama işte bazen yeniyormuş yine de...




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder