gene evleneyim diye türlü numara deniyor.... tersi psikoloji, ısrar, gerçekler, dost acı söyler, kıskansırma vb vs tümü bir anda konsantre olarak bombardıman halinde, nefes almadan başıma kakılıyor!
-nasıl sevişeceğim ben sevmediğim biriyle anne???
+Iyyyy iğrenç iğrenç konuşma!
--
bi süre sonra; ilk geceden korkmuyorum dedin ama? neyse napacaksın bebeğin olması için yapman lazım, alışırsın kızım.... Ne güzel bir hayat hayali benim için; zaten tek özelliğim bir üni. Mezunu olmak ve bakire olmak, anca bu kadar birine kakalanır; bebeklere baksın ev işi yapsın! Bebeğe bişeyler almaya forum'a gideriz işte gezme olur yetinsin!
-off Allhım! ben onu mu diyorum yaa?
+ya ne?
-sevmediğim biriyle nasıl sevişecem anne? erkek miyim ben?
+yani onlar illa da aşk aramazmış falan doğru dedin de senle ne alaka?
-anne ben erkek miyim işte?
+değilsin elbet. ama napacan kızım bebeğin olması için işte dediğim gibi yapmak lazım, leylek getirecek değil ya!
uzun anlamsız karamsar birbirine benzeyen yazılar... *biraz atıyor ve abartıyor olabilirim de olmayabilirim de, garanti yok. *bu blogdaki yazılar gerçek kişi, olay ve mekanlardan ilham alınarak yazılmıştır. *isimler akıl sağlığım açısından, bir çemberin iç açıları yüzünden falan fiştan değiştirilmiştir. *benzer durumlardaki isimler tutmuyorsa ondandır... *bu blogdaki yazılar sırasında hiçbir canlıya zarar verilmemiştir (kendim hariç^^) *varsa fotoğraflar alıntıdır. *hepsi saçmalıktır ^__^
29.03.2014
Küçücük memeleri nasıl besleyecek bebeleri?????
Küçücük memeler nasıl besleyecek bebeler?????
zaten müstakbel kaynanam memelerimi küçük bulmuş, nasıl süt olacak o memede demiş bilmem kime!!!
ama gene de arsızlık etmek lazımmış biraz, ben ısrar edip, ikna edecekmişim eğer çok istemiyor gibiyseymiş serdar!
Artık seçecek? Bekleyecek zamanım mı varmış??
Bırak artık çocukluğu sorumluluk al! Hayatın gerçekleri bunlar, evlenmek zorundasın! Er yada geç. Madem kendin bulamıyorsun bizim bulduğumuzla evleneceksin. Evlilik için aşk şart değil, biraz anlaş yeter, zamanla alışırsın.
Ben sorumluluktan kaçmak için evlenmiyormuşum. Madem ilk gece korkum yokmuş, ee bu fırsatın üstüne atlamam gerekirmiş, başkası olsa ohooo şimdi neler yaparmış, ben hayatın gerçeklerinden de kaçıyormuşum.
iyi kötü bir evlilik yapmak, yuva kurmak, çocuk istermiş insan yaa, ben ne biçim bir insanmışım, hala gezmek tozmak eğlenmek alışveriş yapmak süslenmek falan istiyormuşum, yok efendim kurslara gidiyormuşum.
Bu yaşta insan kendini bilmeliymiş, neymiş ki bunlar öyle???
lüzumsuz!
insan bebek ister bu yaşta!
ne isteyecek başka????
Yok yeni bi grubun şarkısıymış bilmem ne nazlı, bunlar gerçek değil! Neyse evlen de bebeğin olsun değişirsin!
---
zaten müstakbel kaynanam memelerimi küçük bulmuş, nasıl süt olacak o memede demiş bilmem kime!!!
ama gene de arsızlık etmek lazımmış biraz, ben ısrar edip, ikna edecekmişim eğer çok istemiyor gibiyseymiş serdar!
Artık seçecek? Bekleyecek zamanım mı varmış??
Bırak artık çocukluğu sorumluluk al! Hayatın gerçekleri bunlar, evlenmek zorundasın! Er yada geç. Madem kendin bulamıyorsun bizim bulduğumuzla evleneceksin. Evlilik için aşk şart değil, biraz anlaş yeter, zamanla alışırsın.
Ben sorumluluktan kaçmak için evlenmiyormuşum. Madem ilk gece korkum yokmuş, ee bu fırsatın üstüne atlamam gerekirmiş, başkası olsa ohooo şimdi neler yaparmış, ben hayatın gerçeklerinden de kaçıyormuşum.
iyi kötü bir evlilik yapmak, yuva kurmak, çocuk istermiş insan yaa, ben ne biçim bir insanmışım, hala gezmek tozmak eğlenmek alışveriş yapmak süslenmek falan istiyormuşum, yok efendim kurslara gidiyormuşum.
Bu yaşta insan kendini bilmeliymiş, neymiş ki bunlar öyle???
lüzumsuz!
insan bebek ister bu yaşta!
ne isteyecek başka????
Yok yeni bi grubun şarkısıymış bilmem ne nazlı, bunlar gerçek değil! Neyse evlen de bebeğin olsun değişirsin!
---
kısır döngü diyalog: zaten evlenmem - zaten evlendirmem - cesedimi çiğnemeniz lazım!
Bi tanıdık diyor ki bilmem kim varmış bekar, çok iyi adammış ama işte ilkokul mezunu kalmış, tanıştırayım mı nazlıyla. Niye bu devirde okumamış? Bilmiyor.
--
böylece kısır döngü bir diyalog başlamış oluyor....
;
annem de kızıyor zaten kızını vermezmiş okumamışa!
-Ben zaten istemem ki.
+Ben zaten vermem.
-Ben istemem ki vermek söz konusu olsun.
+Zaten söz konusu bile olamaz, ben kızımı boşuna mı okuttum vermem asssssla...
-Asssssla yüzüne bakmam zaten ben o şekilde.....
+Ben de asla vermem müsade zaten.
-Anne müsadeye gerek yok kimse kusura bakmasın ama okumamış biri aday adayı bile olamaz!
+Ben zaten ölsem izin vermem!
-Ayyyy anne zaten beğenmem diyorum.
+Tamam ben de beğenmem izin de vermem!
-Ben beğenmem işte diyorum izne zaten gerek yok...
+Ha benden izin almayacan yani?
-ha aslında izin almam lazım yani??
+asla iznim yok nazlı! okumamışla evlenemezsin!!! assslaaaa!!!
-Hay Allahım yaa okumamışla ne işim olur?
+Olamaz diyorum ben zaten!
-Ama ben izin vermem deyince ben çok isteyecem de sen engelleyecen gibi oluyor!
+Aa zaten engellerim ne demek okumamış???
-Anne ben zaten ilgilenmem bile, izne mizne gerek kalmaz yani!
+zaten söz konusu dahi olamaz!!
-ben de aynı şeyi diyorum zaten.
+katiyen olmaz cesedimi çiğnemen gerek!!!
-hay Allahım sen bana.... ben zaten olmaz diyorum ya!
+e olmaz tabi!
-hıh ben de aynını dedim, tanışmam bile.
+öyle bir şey olabilir mi zaten, davul dengi dengine aaa.
-hıı ya öyle.
+asla olamaz.
-evet asla olamaz.
+assslaaa aaaa teklifi bile saçma, cesedimi çiğnemeniz lazım!
-sanki zorla evlendiriyorlar da.
+ne zorla ne isteyerek assssslllla olmaz!!! cesedimi çiğnemeniz lazım!
.......
--- illa üste çıkacak ya ya gerçekten anlamıyor dediğimi ya numara, anlamadım. Bu iddia gibi inatlaşma gibi sohbet ben kestirip atmadan bitmeyecek. Böyle olur bazen. Hani ben aptal, aklı havada, şaşkın biriyim ya aklı sıra benim hata yapmamı, ne bileyim işte olmayacak birini bulmamı engelleyeceğini düşünüyor....
ya da ters psikoloji; ben evleneyim de yeter! koşacam hemen...???
--
böylece kısır döngü bir diyalog başlamış oluyor....
;
annem de kızıyor zaten kızını vermezmiş okumamışa!
-Ben zaten istemem ki.
+Ben zaten vermem.
-Ben istemem ki vermek söz konusu olsun.
+Zaten söz konusu bile olamaz, ben kızımı boşuna mı okuttum vermem asssssla...
-Asssssla yüzüne bakmam zaten ben o şekilde.....
+Ben de asla vermem müsade zaten.
-Anne müsadeye gerek yok kimse kusura bakmasın ama okumamış biri aday adayı bile olamaz!
+Ben zaten ölsem izin vermem!
-Ayyyy anne zaten beğenmem diyorum.
+Tamam ben de beğenmem izin de vermem!
-Ben beğenmem işte diyorum izne zaten gerek yok...
+Ha benden izin almayacan yani?
-ha aslında izin almam lazım yani??
+asla iznim yok nazlı! okumamışla evlenemezsin!!! assslaaaa!!!
-Hay Allahım yaa okumamışla ne işim olur?
+Olamaz diyorum ben zaten!
-Ama ben izin vermem deyince ben çok isteyecem de sen engelleyecen gibi oluyor!
+Aa zaten engellerim ne demek okumamış???
-Anne ben zaten ilgilenmem bile, izne mizne gerek kalmaz yani!
+zaten söz konusu dahi olamaz!!
-ben de aynı şeyi diyorum zaten.
+katiyen olmaz cesedimi çiğnemen gerek!!!
-hay Allahım sen bana.... ben zaten olmaz diyorum ya!
+e olmaz tabi!
-hıh ben de aynını dedim, tanışmam bile.
+öyle bir şey olabilir mi zaten, davul dengi dengine aaa.
-hıı ya öyle.
+asla olamaz.
-evet asla olamaz.
+assslaaa aaaa teklifi bile saçma, cesedimi çiğnemeniz lazım!
-sanki zorla evlendiriyorlar da.
+ne zorla ne isteyerek assssslllla olmaz!!! cesedimi çiğnemeniz lazım!
.......
--- illa üste çıkacak ya ya gerçekten anlamıyor dediğimi ya numara, anlamadım. Bu iddia gibi inatlaşma gibi sohbet ben kestirip atmadan bitmeyecek. Böyle olur bazen. Hani ben aptal, aklı havada, şaşkın biriyim ya aklı sıra benim hata yapmamı, ne bileyim işte olmayacak birini bulmamı engelleyeceğini düşünüyor....
ya da ters psikoloji; ben evleneyim de yeter! koşacam hemen...???
ben ben ben
Hani temizlik titizlik konusu gibi davranışlar konusunda da eski kendiyle, bizi yetiştirisi, öğüt ve kendi davranışlarıyla çelişiyor.ikilemde.
işte asssla birinin sırtına basmazmış yükselmek için, birilerini kullanmaz, kötülemez, kadınlığını kullanmaz, yalakalık etmezmiş. Bize de öyle öğütledi ve öğretti...
--- sonra aksini önerdi.
Notumu yükseltmek için hocalara yaranayım, yalaka olayım. Popüler olmak için, ya da burnuntan kıl aldırmayan hasta gülay için yalaka ve şaklaban olayım. Koca bulmak için ya da birini ayarlamak kişiliksiz ve bukalemun olayım, yalan, yalakalık ne ararsan!
Sonra bir süre çlışıp sonra ayrılacağım özel okulda kalabilmek için de yalakalık da olur az kadınlığını kullanmak da... Az ama! Göster elletme türü.... Ha kendini acındırma, üstü örtülü yalvarma da olur.....
Sen yapmamışsın işte böyle şöyle demiştin anne... Olsun kendi yapmazmış, çok gururluymuş! Ha ben gurursuzum yani??????? Değilmişim de yapabilirmişim yani kendl bişey demez mani olmazmış...
aslında annem de gülay gibi kendini ennnn görüyor, biz geriye kalan zavallılar ise kişiliksiz, gurursuzuz vs...
işte asssla birinin sırtına basmazmış yükselmek için, birilerini kullanmaz, kötülemez, kadınlığını kullanmaz, yalakalık etmezmiş. Bize de öyle öğütledi ve öğretti...
--- sonra aksini önerdi.
Notumu yükseltmek için hocalara yaranayım, yalaka olayım. Popüler olmak için, ya da burnuntan kıl aldırmayan hasta gülay için yalaka ve şaklaban olayım. Koca bulmak için ya da birini ayarlamak kişiliksiz ve bukalemun olayım, yalan, yalakalık ne ararsan!
Sonra bir süre çlışıp sonra ayrılacağım özel okulda kalabilmek için de yalakalık da olur az kadınlığını kullanmak da... Az ama! Göster elletme türü.... Ha kendini acındırma, üstü örtülü yalvarma da olur.....
Sen yapmamışsın işte böyle şöyle demiştin anne... Olsun kendi yapmazmış, çok gururluymuş! Ha ben gurursuzum yani??????? Değilmişim de yapabilirmişim yani kendl bişey demez mani olmazmış...
aslında annem de gülay gibi kendini ennnn görüyor, biz geriye kalan zavallılar ise kişiliksiz, gurursuzuz vs...
27.03.2014
düğün sezonu açıldı
Aa bak gazetede düğün sezonu açıldı yazıyor nazlı! Düğün öncesi epilasyon ve cilt bakımı yapan bir merkez varmış!! ayrıca düğün organize eden firmalar erken başvuru indirimi yapmış!! Oooo hemen evleneyim o zaman!
boşu boşuna gereksiz dışarı çıkmayalım
son zamalarda Her sabah hem de daha odamdan çıkar çıkmaz, çünkü erkenden uyanmış, düşünmüş, plan yapmış, diyor ki bugün forum'a gidelim; öğlen vazgeçiyor... Nasılsa yakında maaş çekilecekmiş o zaman hepsini aynı gün halledermişiz, boşu boşuna gereksiz dışarı çıkmayalımmış!
Beni haksız çıkarmak en büyük hobisi -- ayakkabı reyonlarında sergilenen ayakkabıların neden hep küçük numara olduğunu merak etti. Herhalde 37-38 en çok talep edilen numara, onlar vitrinde olunca çok deneniyor eskiyor diyedir. Annem de tahminimi çürütmek için görevliye sordu, önce neden diye sonra benim tahminimi aktararak. Tabi çocuk öyle demiyor, bambaşka bir neden ileri sürüyor. Annem memnun, bana kaş gözle 'yaa bak' işareti çakıyor..
bari vol:2
$Nasıl güzel şeyler var mıydı bari?
Bari demek; boşuna çıktın, gereksiz, saçma, manasız, inşallah hayal kırıklığıyla falan dönersin de haklı çıkarım, sana ders olur... Gene aynı şeyi yazacam ama anneme göre anca markete ya da mağaza bakmaya gidilir biyerlere, çıkılır evden.... Hem hareket olur bunlar hem gerekli şeyler alınır!
-Ne bileyim?
+Nasıl bilmezsin Forum'a gitmedin mi sen?
-Hayır.
+E yürüyecem dedin.
-Sahilde anne, forumdaki yürüyüşten mi sayılır?
+Yürüyüş tabi ya ne, hem düz yürümeden daha iyi!!
Bari demek; boşuna çıktın, gereksiz, saçma, manasız, inşallah hayal kırıklığıyla falan dönersin de haklı çıkarım, sana ders olur... Gene aynı şeyi yazacam ama anneme göre anca markete ya da mağaza bakmaya gidilir biyerlere, çıkılır evden.... Hem hareket olur bunlar hem gerekli şeyler alınır!
-Ne bileyim?
+Nasıl bilmezsin Forum'a gitmedin mi sen?
-Hayır.
+E yürüyecem dedin.
-Sahilde anne, forumdaki yürüyüşten mi sayılır?
+Yürüyüş tabi ya ne, hem düz yürümeden daha iyi!!
sevdiği biriyle evlenmiş olsun
Bak diyor bilmem kim (üni.den bi arkadaş, benden hoşlanırdı, kısa süre denedik ama yürütemedik) artık yaş geldi diye, sevmediği bir kızla evleniyormuş,
+arayıp konuşsana belki siz evlenirsiniz...
-Ben ondan hoşlanmıyorum ki.
Ama bak yazıkmış sevmediği bir kızla evleniyormuş! oysa benle evlense mutlu olurmuş yazık!! Keşke biz evlensekmiş! Acımıyormuymuşum??
Sevmediği biriyle yuva kuracakmış oysa biz evlensek mutlu olurmuş çocuk yazık! Sevdiği biriyle evlenmiş olurmuş!!
-O sevdiği (?) biriyle evlenip mutlu olsun diye ben mi feda oluyorum yani? ben sevmediğim biriyle evlenmiş olurum!--
tabi zaten ben çoktan gözden çıkarıldığım, onun bunun uğruna falan feda edildiğim için! Ya da zaten sevmediğim biriyle evlenmeye mecbur olduğum için mi?kimse sevmiyor ki beni... Nasıl sevdiğim biriyle evlenebilirim, zaten hakkım da yok!
+arayıp konuşsana belki siz evlenirsiniz...
-Ben ondan hoşlanmıyorum ki.
Ama bak yazıkmış sevmediği bir kızla evleniyormuş! oysa benle evlense mutlu olurmuş yazık!! Keşke biz evlensekmiş! Acımıyormuymuşum??
Sevmediği biriyle yuva kuracakmış oysa biz evlensek mutlu olurmuş çocuk yazık! Sevdiği biriyle evlenmiş olurmuş!!
-O sevdiği (?) biriyle evlenip mutlu olsun diye ben mi feda oluyorum yani? ben sevmediğim biriyle evlenmiş olurum!--
tabi zaten ben çoktan gözden çıkarıldığım, onun bunun uğruna falan feda edildiğim için! Ya da zaten sevmediğim biriyle evlenmeye mecbur olduğum için mi?kimse sevmiyor ki beni... Nasıl sevdiğim biriyle evlenebilirim, zaten hakkım da yok!
Ben senin iyiliğin için adı altında emrivaki ve gizli kapaklı baskı
Ben senin iyiliğin için adı altında emrivaki ve gizli kapaklı baskı.... Tabi kafama silah dayanamadığı için baskı sayılmıyor
annemin evlilik fikirleri
Nazlı'nın aklı havadadır, bişeyi ısrar etmeden yaptıramazsın; kontrol altına almak gerekir. ona biraz otoriter, sözünü geçiren biri lazım.... Korkuyorum artık valla bu aklı havadalıkla bir hata yapıp başıma kalacak diye; sonra daha zor diye; en iyisi artık evlenip gitsin de yerini yurdunu, yuvasını, sorumluluğunu bilsin!
istediğim değil kendi istediği şeyleri yaptırtmak ister de ondan.
öyle değilse bile güzellikle istemez. ya azarlı, ya emrivaki olur talepleri... yapmak istesen de soğutur tavırları...
tabi tabi otorier olsun da birlik olup çöreklenin başıma. zindan edin hayatımı daha da. ama gerçek hayat böyle nazlı ... ciddiyet, sorumluluk, görev ve mecburiyet...
sana keyif alacak tek şey kalır o da tıkınmak...
tüm bunlar normal olduğu gibi olması gerekendir de aynı zamanda..
mecbursun, napacan...
bana otoriter değil gerçekten sevdiğim birisi lazım bir kere... esas o zaman yaparım her dediğini....
yoksa köle ve ya hizmetkar gibi yaşamam!!! yaşamayacağım anne!!
hata yapmaktan kastı zaten sevişmek evlilik dışı..
yaş olmuş 34 hala yapmamışım artık işin gerçeği lan hormonlar da azalıyor ha!!
:)))
istediğim değil kendi istediği şeyleri yaptırtmak ister de ondan.
öyle değilse bile güzellikle istemez. ya azarlı, ya emrivaki olur talepleri... yapmak istesen de soğutur tavırları...
tabi tabi otorier olsun da birlik olup çöreklenin başıma. zindan edin hayatımı daha da. ama gerçek hayat böyle nazlı ... ciddiyet, sorumluluk, görev ve mecburiyet...
sana keyif alacak tek şey kalır o da tıkınmak...
tüm bunlar normal olduğu gibi olması gerekendir de aynı zamanda..
mecbursun, napacan...
bana otoriter değil gerçekten sevdiğim birisi lazım bir kere... esas o zaman yaparım her dediğini....
yoksa köle ve ya hizmetkar gibi yaşamam!!! yaşamayacağım anne!!
hata yapmaktan kastı zaten sevişmek evlilik dışı..
yaş olmuş 34 hala yapmamışım artık işin gerçeği lan hormonlar da azalıyor ha!!
:)))
gülay ve maşaları-müritleri-pervaneleri ve annemin ikilemleri
+nazlıı, geçende kiminle karşılaştım bil!
-kim?
+hani senin sınıf arkadaşın vardı ya çok tatlı gülay! onunla karşılaştım!!!
-hıı çok tatlı.
_____________________________________
yaa çok tatlıdır kendisi!!!
sınıfın en beter, kötü huylu, fettan, entrikacısı.. egoist, narsist ne ararsan var..gizli bir aşağılık kompleksinden bu şişinmesi.
insanlar etrafında pervane olsun, her dediğini yapsın, iltifatlar etsin, kulu kölesi olsun ister...
bunu elde etmek için de her yolu dener. gerek masum ve mazlumu oynar, gerek seksapelini kullanır, gerek kendini acındırır.... vs vb ... benim aklıma gelemez..
herşeyin en'i 1.si olmak ister. en başarılı, en sevilen, en güzel, en seksi, en masum, en yetenekli, en sosyal, en popüler...en en en en....
ha iyi özellikleri yok değil, evet güzel, derslerinde başarılı da, ne bileyim zevklidir, giydiğini yakıştırır, güzel makyaj yapar.... hayvanları sever mesela...
başlarda dedim ki belki arkadaş olabiliriz de hani ilk tepkiyi, ya da ne denir girişimi karşısındakilerden bekleyen bir kişiliği var.
mesela hayvan sevgisini bahane edip sohbet açmaya çalışmıştım, ortak bir noktamız olursa daha kolay arkadaş oluruz ya biz insanlar!
naparsa beğenirsiniz? benim iyi niyetli yaklaşımıma karşılık, benimle alay etti. tabi daha ilk günleriydi okulun, ama daha ilk haftadan mürit edinmişti. zahir beni kendine rakip gördü ki ilk mesafeyi kendi koydu. ya da bu bir sınavdı, her yaptığını hazmedip müridi olabilir miyim sınavı!!!
insanlarda şöyle birşey var; hani eskiler mütevaziliği över ya geçti o devir; fazla mütevazi olursa inanır salaklar ve kendini ne kadar översen de o kadar inanır insanlar (çoğu zaman ve çoğu insan, istisnalar hariç)...
e tabi daha ilk günden kendini övmeye başlamış ve inadırmış, etrafına toplamış. doymamış yenilerini istiyor....senelerce insanları kullandı durdu, tepki verenlerin de kısa süreli oldu; ezikler gibi çektiler kaprislerini...
belli ki onlar dünyaya hizmete, göreve, napacan çekecen'e gelmiş köle ruhlular...
ee bu neyine yetmez be kadın!? ne diye bu kadar şişinir ki?
herhalde bu özelliklerine kendi de için için inanamıyor ki bir kompleks geliştirmiş. herşeyin en'i ben olacam! başka kimse olamaz!!!
hadi kendini üstün görsün, ama bu ona yetmez, biraz sivrilen biri oldu mu diş biler. yok o kişi aman sorun çıkmasın diye, ya da başka sebepten, ya eziklik psikolojisinden, ya doğuştan taşıdığı gurursuzluktan, yalakalıktan gülay'a karşı boyun eğsin, iltifat edip, yüceltsin, senin kadar olamaz ama desin, kendini gülay'dan bir gömlek aşağıda görsün ve dile getirsin!!ona yaranmak için yalakalık vs yapsın...
ha o zaman bi derece oluru var gülay'ın gözünde.
bırak başarısıyla falan neyse o öne çıkan özelliği, böbürlenmesini, kendini 'en' görmesini, bu konuda konuşup övünmesini....bu zaten çekilmezdir...dayanamaz hır çıkarır, bulamazsa yaratır... hasta çünkü...dayanamaz.... ya kavga çıkarır, bir şekilde üste çıkar, haklı çıkarır kendini, olmadı kötüler yamaklarını üstüne salar, insanlarla arasını bozmaya çalışır, bildiğin dedikodu çıkarır.
bir şekilde onu ekarte etmeye meyillidir, çalışır..
artık galiba evde de kavga-tartışmaya alışkın olduklarından, ya da baskıcı aile bireylerine; korkup sindirir çoğunu, sorun çıkmasın diye bulaşmamak bir yana başarılı olmaktan korkarlar, ya da ondan başarılı olmuşsa hemen gidip yaranırlar ki egosu törpülenmesin... tabi onlara göre sorun çıkmasın...
ilgiye aç, muhtaç ve doymazdır... kendini ana kraliçe sanır...
ha birisi kendinden bir şekilde öne geçmişse rahatsız olmaya kaşınmaya başlar. hele bir de bu kişi kendiyle mesafeli ve onun yalakası-yardakçısı değilse!!! (ben!)
o zaman nefret eder işte, ve o kişiyi gözden düşürmek vb için çalışmalara başlar....
ha ama akıllıdır öyle elini kirletmez! aksi bir durumda başını derde sokup, suçlu durumuna düşmek istemez, maşalarını kullanır..
resmen mobbing.
nedense çevresindeki kız ve erkek müritleri de yönetilmeye, ezilmeye, hor görülmeye pek meyillidir, alışkınlar herhalde evden, belki bağımlılık yapmıştır ha!
çevresindekilere karşı çoğu zaman yönetici gibidir, ezicidir, kararları kendi vermek ister, şuraya gidelim, bunu yiyelim... arada sırada yakın arkadaşlarıyla (!) küslüğü oluştu...
bi tanesi kırıcı davranışlarına tahammül edememiş. küsmüştü bir süre.
nasıl bilmem bir süre sonra barıştılar ve arkadaşı gene müridi oldu..
insan dikkat çekmeyi ve ilgi görmeyi sevebilir, lider ruhlu da olabilir. buna bişey diyemem ama bunları elde etmek için kötülük yapmasına gerek olmamalı. hayır kızın zaten kendiliğinden bir çekim gücü vardır; belki bir adriana lima değil ama (o zaman tanınmıyordu gerçi ama gene de onu örnek veresim geldi valla kadın taş taş!! ^^), sonuçta kendiliğinden dikkat çeken bir kız.
ee kendiliğinden bir çekim gücün var, güzel ve başarılısın, daha ne istiyon? dünyayı!!
herkes kendine tapsın, yalakalık etsin! sen benden üstünsün desin!!
işte o zaman bu kendiliğinden olan durum aşağılık kompleksine evrilmez mi Allah aşkına??
işte gülay'ın yalakası olmadığım için ben ve bir kaç kişi daha ama onlar zamanla boyun eğdiler, baş düşmanı oldum.
oysa sadece bir şey yapıp takdir görüyordum, ne böbürleniyorum ne birine üstünlük taslıyordum.
ama yalakası değildim ve aslında kendinin her halükarda bizden üstün olduğunu belirtmemiştim, kabul etmemiştim bu gerçeği!!!
onu çileden çıkaran nokta bu neden üstünlüğünü kabul edip, yaranmaya çalışmıyorum? neden mesafe koyuyorum?
bari bunlara karşın başarısız olsam neyse, kim takar; ama ben bir de kalkıp, hiç utanmadan, gülay'ın üstünlüğü, büyüklüğü bu kadar aşikarken ben ne hakla bir de başarı kazanıp, hem de takdir alıyorum???!!!
işte o noktada savaş başlıyor. daha önce bahsettiğim gibi; dedikodu, alay, küçümseme, tartışma, kavga çıkarma, maşalarını üstüne salma, hocalara kötülemeye çalışma, kusur arama, suç yıkmaya çalışma, erkek sınıf arkadaşlarına seni kötüleyerek beğenmemelerini sağlamaya çalışma.... vb vs başına gelecektir.
son kozu en yakın arkadaşlarınla aranı bozmaya çalışmaktır. böylece yalnız kalıp yıpranacaksın!! üzülüp, psikolojikman çöküp başarısız olacaksın!
başka bir son koz da aranı bozamayacağını düşündüğü yakın arkadaşını çalarak, himayesine almaktır, müridi, maşası yapmaktır. o arkadaşına yaranacak, kendini sevimli, iyi kalpli gösterecektir; böylece sen yani ben gülay hakkında kötü bir tespitte bulunursam karşımda en yakın arkadaşımı bulacağım! hem haksız çıkacağım gibi görünecek, hem ihanete uğramış hissedeceğim. herşekilde gülay kazanacak!!
ama onun hakkında kötü bir şeyi ulu orta söylemek yersiz, çünkü kimseye öyle kolay kolay delil vermez, iz bırakmaz; bi dolu maşası-müridi var! neden kirletsin elini?
anca onları suçlayabilirsin o kadar.
t-avlamak istediği birine de davranışlarını gözlemleme şansına mazhar oldum!!!
önce kendi yaklaşır çoğu insana biraz şirinlik yapar, kendini över, hörmet eder. o kişinin yaşı ve konumuna göre.... sonra bir havalara girer o kişiden kendinin pervanesi olmasını bekler...bunun için yöntemleri var..
çoğu yuttu bunu çok... it gibi koştular peşinden. kız erkek farketmez....
hayır etrafındakilere çok iyi davranıyor, iltifat ve yardım ediyor da değil. boyuna kendini övüp onlara değil mi diyerek onaylatmaya çalışıyor. inanıyorlar da. insanlara ne anlatırsan kendin hakkında ona inanıyorlar; övünme gibi görünse de; bi süre sonra...
gerçi kötü şeylere inanmaya daha meyilli insanlar; ama böyle doğal bir çekim gücü olan insanların övünmelerine kapılmaya hazır ve nazırlar...
________________________
işte annem bu gülay'la bilmem nerede benim gitmeyip, teyzemle yolladığım bir alışveriş turunda karşılaşmış. ay elini öpmüş bir hürmet etmiş, bir iltifat, neşeliymiş, hayat doluymuş...
(! başkasında olunca hayat dolu ben yapınca yakışmıyor yaşına, abartıyorsun, ne var gülecek o kadar falan der....)
sohbet etmişler ayaküstü az biraz, ne kadar konuşkan ve tatlı bir kızmış.
işte insanları t-avlamayı ve göz boyamayı iyi bilir; ki sonra biri aksini iddia ederse karşı çıkan olsun; haklıyken haksız olsun falan...
anneme de iyi davranması o yüzden; ben hakkında kötü birşey söylersem annem inanmasın, gülay'ı savunsun.... tabi zaten annem baştan bana karşı inanmamaya, ciddiye almamaya meyillidir....
neyse işte. anlamamış niye ben görüşmüyormuşum gülay'la , çok iyi bir kızmış oysa!
__
yıllar önce de benzeri bir şeyi söylemişti, anlatmama rağmen anlamamış, inanmamıştı.
işte beni delirtmenin yolu! üstelik bu kadarını da değil çok daha soft anlatmıştım anneme. gene de inanmamıştı; ben bir kaç yıldır hemen hemen her gün gördüğüm bir sınıf arkadaşımı anlatsam ne fayda, annem insanları bir görüşte tanır! insan sarrafı!!!
hayır sadece gözü çabuk boyanır, iyi niyetini suistimal ettirir, ondan...
kendi fikrinin kesin doğruluğuna inanmak gibi , bir de sabit fikri olduğundan; gülay katil desen, 20 yıl mapus yatsa daha inanmaz annem.. bir bit yeniği vardır o çok şahane bir kız der... ya da geçerli bir sebep arar; mecbur kalmıştır, hayati tehlikesi vardır, kendini korumak içindir der...
abarttım belki ama annemin bana inamamaya meyilli olup, başkalarına şıp diye inanması beni deli etmek ve üzmekle beraber kıskandırıyor...
evet belki biraz karamsar olabilirim, asabi de. ama bu yalancı ya da aptal-kör olduğumu göstermez ki...
.........................
ha işte yıllar önce biz üniversitedeyken, seminerlere giderdik; yoksa bir söyleşi mi vardı.
neyse öyle bir şeye gitmiştik.
annem de gelmişti çünkü çıkışta bilmem nereye gidecektik... detayını hatırlamıyorum ama bende bıraktığı buruk hissi hatırlıyorum.
bu açıdan gene gülay kazandı yani.... win-win....
benim olmadığım bir anda karşılaşmışlar, biri tanıştırdı zahir. neyse 5-10 dklık bir sürede kendine hayran bırakmış annemi...
böyle durumlarda davranışları göstermelik-mecburiyettir gülay'ın. zaten baştan aşağı davranışları öyle; bir çeşit menfaat için.
biliyor ki belli bir yaşın üstü insanlar hürmete bayılır, bu onları t-avlamanın bir yoludur...
neyse işte annemin gözüne girmeyi başarmış; öyle bir anlatıyor ki sanırsın kendi kızı, bana gelince öyle anlatmaz ama; zaten annem uzaktan ve az tanıdıklarını sevmeye daha meyillidir. hergün burun buruna olup herşeyini bilip, her kusurunu, hatasını gördüğü kimseler insana belki de anneme özellikle sıkıcı gelir.
sonuçta benim kişiliğim, mizacım, davranışlarım annemin hep eleştiri konusu olmuş, herşeyimde kusur bulmuş, hatta kusurumda bile kusur bulmuştur; nazlı baştan aşağı yalıştır...
oysa yepyeni, değişik bir karakter insana hoş gelir... çünkü onu yeterince tanımamış, kusurunu görmemişsindir...
+nazlı, bir arkadaşınla tanıştım ne kadar tatlı bir kız, niye hiç bahsetmedin o kızdan?
-kiiim?
+gülay. ne kadar tatlı, neşeli, tatlı dilli bir kızmış, okulda da çok başarılıymış!
-hııı
+niye hiç bahsetmedin şaştım bu arkadaşından, artık öyle demedim ben de kıza üzülmesin.
-üzülmez niye üzülsün.
+ay çok hassas bir kız ama, bahçede kanadı kırık bir güvercin görmüş, yardım etmek istemiş ama yetişememiş, seke seke kaçmış hayvan, ay kızcağızın gözleri doldu, neredeyse ağlayacaktı, ben teselli ettim. sonuçta herkesi kurtaramayız değil mi?
-evet hayvan severdir..
(cidden seviyor sanırım ama bunu dikkat , ilgi ve sevgi çekmek için sonuna kadar kullanır. zaten ilgi görmek için kullanmadığı herhangi bir şey yok ki!)
+ya, dernek kurmaya çalışıyormuş kampüste, sen de katılsana, sen de çok seversin hayvanları. zaten dedim nazlı da sever. iyi dedi o zaman katılsın bana dedi çok memnun olurum dedi zaten yardıma da ihtiyacı varmış. sen de katıl da nazlı bak ne güzel hayırlara vesile olursunuz... zaten sen de bazen yem verirsin ya kuşlara, kedilere; iyi olur işte... dedim zaten nazlı da yapıyor diye..
(şimdi ben kötülesem, yani o zamanlar aklımdan geçen buydu, inanmayacak bana gözü boyanmış çoktan. sadece inanmasa iyi gene bi de ben kötü olurum. iyisi mi susayım)
-hıı iyi katılırım o zaman.
+kaç arkadaşından bahsedersin, gülay'ın adını duymadım ben hiç. niye arkadaş değilsiniz?
-arkadaşız. ama malum anne sınıf kalabalık, herkesle aynı yakınlığı kuramıyorsun.
+ha doğru tabi de gülay çok iyi bir kız, arkadaş ol onunla. zaten dedi aa ben nazlı'yı severim, size benziyormuş nazlı dedi.
-ya iyi fark etmiş demek.
+ya, çok şeker, aynı dersleri mi alıyorsunuz onunla? beraber ders çalışabilirsiniz, ben de dedim zaten bir gün bize gel diye...
-ben yalnız ders çalışmayı seviyorum ama bilirsin.
+ha öyle de yani takıldığın bir yer olursa gülay'la çalışabilirsin, başka bir arkadaşınız da dedi çok iyiymiş dersleri, notları. çok da güzel bir kız, nişanlanmış.
-yaa duymamıştım.
e gülay her konuda mükemmel ve şahane, dahiyane ve muhteşem. işte bzi zavallı kölecikler de napalım elimizdekiyle yetiniyoruz, anca napacan!! gülay varken bizim lafımız mı olur?
gel de sinir olma, kıskanma... annem bazen kıskanç olmayı da etmeyi başarır!!!
bana beni böyle övmez, başkalarını da ballandıra ballandıra anlatır, nispet yapar gibi, bak herkes senden daha iiyi ama sen amaaan nazlı be sen de...der gibi...
+kimmiş nişanlısı? sizin sınıftan mı?
-bilmiyorum duymadım dedim ya.
+ay biraz ilgili ol be nazlı!
-kendi arkadaşlarımla ilgiliyim, tüm fakülteyi mi takip edeyim anne?
işte bana bir kusur daha buldu....
herkes benden iyi, üstün...
bir gün beni eleştirip durup başkalarını övmesiyle beni incittiğini, bana kendimi kötü hissettirdiğini söylemiştim. sanki ben bir hiçim de herkes mükemmelmiş gibi bi his yarattığını bende.
ne dese beğenirsiniz?
annem beni her zaman çok beğeniyor ve destekliyormuş ama ben anlamıyor muşum, şımarırım diye fazla abartmıyormuş o kadar!
biraz şımarsam ne olur ki sanki?
hep dışlanmış, beğenilmemiş, hatalı, beceriksiz hissetmektense; ama sonra düşünüp kendimi fark edip, bana yapılan bu davranışın sebebini anlayamamaktansa; annem beni sevmiyor, beğenmiyor hissetmektense; sonra kendime bakıyorum o kadar da hatalı falan değilim, sadece annem beni beğenmiyor...
belki öyle demek istemiyor ama annem çok konuşmaktan mıdır nedir lafının nereye gittiğini bilmez. ironiden anlamadığı gibi altmetin okumayı da bilmiyor herhalde ondan.
annemin öğretmenlik yöntemi de böyleydi. zannediyor ki bu yöntem yani kıskandırma, kıyaslama ve yetersiz gösterme her insanı şevke getirir. övmek ve iltifat etmekse şımartır ve daha iyi olmamasına neden olur herhangi bir konuda.
hayır her çocuk aynı değil; herkese ters psikoloji olmuyor.
birine hiç olmamış, bak bilmem kim neler yapmış, o çok başarılı onu örnek al gibi şeyler söylemek onu şevke getirip daha çok çalışmasına neden olurken; bir başkasını incitiyor ve isteksizlik yaratıyor. kıskanıp özeneceğine üzülüyor, kırılıyor ve kendini kötü hissediyor. kendini suçluyor.
ben o ikinci kategoridekindenim, onlarla konuşurken daha destekleyici, teşvik edici olmak gerekiyor. hiç fena olmamış ama biliyorum daha iyisini yapabilirsin sen ben sende o kapasiteyi görüyorum gibi destekleyici ve olumlayıcı şeyler söylemek gerekiyor...
ama tabi annemin doğruları kesin doğru ya, anlamıyor...
ama o zaman kişilikli de olmayan birisini kötü bir şeylere, durumlara sürüklemiş olursun bu durumda...
..........................
-ben dersimde işimde gücümdeyim, kim kimle çıkmış nişanlanmış bana ne ki?
+sınıf arkadaşın o insan merak etmez mi, ne kadar tatlı bir kız!
(git ye o zaman, ya da beni bırak onu nüfusuna geçir!)
beni beğenmemeye devam ediyor...
+neyse şu derneğine katıl bari, hem yakınlaşırsınız, iyi bir kız o, sosyal de anladığım kadarıyla, iyi arkadaş olursunuz...
onun bütün iyi arkadaşları kullanabileceği kimselerdir. kullanamayacağını anlarsa tavır alır, düşman kesilir işte... nedense herkes etrafında pervane olsun istiyor... yetmiyor bir kaç kişi...
narsist, egoist, kompleksli ve ilgiye aç. herhalde evde hiç ilgi görmemiş ne bileyim.
a yok bunları anneme dersem bilirim daha önce aşağı yukarı benzer vakalar oldu; gülay'ın ateşli bir savunucusu olur... benim yerime... bana hak vereceğine herşeyi yapar...
-olur.
+niye isteksizsin kızım? öyle arkadaş bulmuşsun değerini bilmek, korumak lazım; ilerde böyle temiz arkadaşlıklar kurulamıyor..
-bazı huylarından hoşlanmıyorum, benim arkadaşım bana yeter...
(anam senin arkadaşların çok matah bi şeyler sanki; ne onun gibi başarılı, tatlı ve kibarlar ne de güzel,iyi kalpli ve sosyal der gibi bakıyor)
+Allah Allah neymiş hoşlanmamış bazı huylarından!! melek gibi kız ayol! güvercine ağlıyor! yazık yaa canım benim..
(ben de aldığımız civciv ya da japon balığı ölünce ağlamıştım ama annem beni ağlak olmakla, aşırı tepki vermek ve aşırı duygusallığın zayıflık olmasıyla, böyle olursam ilerde ben ne yapacakmışımla suçlamıştı. işte hatırlamaz böyle şeyleri çünkü konuşurken ne ikilemini bilir ne lafının gideceği yerleri)işte gülay istediğini elde etmiş! herkesi t-avlamak ister, başaramadığına düşman olur... bu sayede yani annemin gönlünü kazanarak yine kazanmış oldu win-win gülay!!
-kıskanç ve buyurgan. herkes etrafında pervane olsun, dediklerini yapsın, mütemadiyen iltifat etsin, hatta yalaka olsun istiyor.
+ne kadar olabilir ki?; ama kız güzel, başarılı, güzel huylu, sosyal, ilgi de çekiyor. elbet iltifat bekleyecek, yalakalık bekleyecek, napsın.
(bir ikilem daha; başkası ilgi ve dikkat çekince iyi ama ben çekmeyeyim. okul hayatım boyunca benim giyim kuşamımla müdehale ve mücadele etti, hala ediyor... neymiş dikkat çekmemek lazımmış, natürellikmişmiş... e işte gülay dikkat çekiyor, baktırıyor kendine; bu iyi bir şey de benim birazcık dikkat çekmem neden kötü???? yoksa hak mı etmiyorum güzel mi değilim? gel de sinir olma....üstelik ben onun gibi ilgi manyağı hasta ruhlu da değilim... kendi arkadaşım, sevgilim neyse bir iki iltifat etse sevinir yetinirim. bu kız açgözlü.)
-iyi beklesin, bulduğuyla idare etsin. o bekliyor diye yalakası olacak değilim ya.
+aman sen de boşa gurur yapıyorsun, bence hiç öyle bir tavrı yok. kız doğuştan güzel, dikkat çeken biri, birazcık ilgi bekliyor olabilir karşısındakinden kızım, ne var bunda en doğal hakkı!!
bence çok iyi bir kız o, muhakkak arkadaş ol, bak sonra en yakın arkadaşın olunca dersin annem haklıymış...
kendi çok gururluymuş hep öyle bahseder.... ama iş bana gelince benim gurur yapmalarım hep boşa.. ne haddine benim gurur yapmam hünkarım!!
-ondan en yakın arkadaş olmaz ki, etrafında yalaka istiyor, insanları kullanıyor.
+amaan sen de; biraz yalaka ol o zaman nazlı, ne var sanki... insan sevdiği için çiğ tavuk yer..
-sevmiyorum ki işte...
+aman iyi, sanki arkadaşlarında çok iyi, gülay onlardan iyi biri bence, sana da bir şey söylenmiyor, oysa ben iyiliğin için dedim... böyle arkadaş bulamazsın!!
-yalaka mı olayım? biriyle arkadaşlık edebilmek için yalakalık edeceğim öyle mi? bu kadar mı aşağıdayım yaaa???
+ondan değil kızım yaa, her insanın ihtiyacı başkadır, sen özlem için mesela napıyorsun, derdini dinliyorsun, teselli ediyorsun; işte gülay'ın ihtiyacı da odur o zaman, napsın.
-naparsa yapsın! ben birisiyle arkadaş olmak için karşılıksızcasına da hem de yalakalık mi edeceğim anne? neyim ben dalkavuk mu köle mi?
şimdi bunlardan sonra anneme göre ben iyilik yapmayan, kötü kalpli biriyimdir, ve hiç fedakar değilimdir, boşa gurur yapan, alınan, insanlar hakkında ön yargılıyımdır...
+ne karşılık bekliyorsun ki? zaten karşılığı ne olcaka kızım, arkadaşlıkta beklenmez öyle şeyler!!
-karşılığı iyi niyetli yaklaşımdır ama bu gülayda yok.
+ya aman hayvanlar için bağış toplamak isteyen bir kızcağız o, iyi niyetli olmasa yapar mı hiç?
-ay sıkıldım artık. bir kere gördüğün ve 15 dk konuştuğun kızı ben 3 senedir haftada 5 gün görüyorum da konuşuyorum da, her halde ben daha iyi tanıyacağım huyunu!! ay sanırsın erkek de bana yamamaya çalışıyorsun anne!!
ben 3 yıldır tanıyor olabilirmişim ama benim yaşım başım kaçmış ki?kendi tecrubesiyle bir miymiş?
arkadaşlarımı bile kendi seçmek istiyor yaa...
annemin bu davranışları başlarda beni üzse de sonradan üzüntüyle beraber kendini tanıma ve özgüven getirdi. ama ömrümün çoğunu anlayamamakla geçirdim. annem neden beni hiç beğenmiyor diye kendimde kusur aradım durdum, onu haklı varsaydım. ama sonunda ben haklı çıktım. anca böyle kendi düşünce, sezgi ve görüşlerime güvendim....
ben espriden anlarım, kendimle de alay ederim, ama başka birinin hele ki kötü niyetli olduğunu sezdiğim birinin benimle dalga geçmesini istemem, tahammül etmem.
mesela bir keresinde annemin hala benim için seçip aldığı, bana fırsat tanımadığı beyaz, penye ve kocaman babaanne donlarımı makinede yıkarken; yanlışlıkla içine siyah bir tane karışmış.
o zamanlar böyle renklerin karışmasına mani olan mendillerden falan yok.
beyaz donlar kirli gri olmuş, hafiften de batikli.
tabi annem önce beni, malının kıymetini bilmemezlikle ve dikkatsizlikle suçladı.
-altı üstü don yaa, ha beyaz ha gri. nolacak. kimsenin de göreceği yok nasılsa.
+nasıl beyazlayacak geri? hipoya bassak kumaş boyasını çıkarır mı bakalım? yaa sonra yıpranacak, lastikleri çürüyecek, doğru dürüst giyemeden atılacak.... al sana masraf! ben müsriflik edecek durumda mıyım bakalım??
-bişey olmaz kim görecek ben öyle giyerim.
olmazmış! ya Allah korusun birşey gelseymiş başıma, bir kaza falan. sonra doktorlara hemşirelere ne biçim manzara olurmuş? Allah korusun da!!
düşündüğü şeye bak... iç çamaşırımızın temizliği ve güzelliği bile kendimiz için değil. hele ondan takım giyelim diye tuttururdu...
-iyi ben de donsuz gezerim!! iki parça kumaş için benim kalbimi kırıp onurumla oynamak daha ucuz nasılsa!!
+aman sen de ne gururu onuru??? ne alakası var??
-senin oynayıp durduğun şey! bi tek sen de mi var sandın???
bu tartışmadan bir süre sonra, alay etmeye başladı güya gururumla oynamamış ama hatamı hatırlatıyor olacak!! yani hatanı biliyorum ama benim büyüklüğümden önemsemiyorum havaları.
hiç de sevmediğim bir gençten komşu kadına anlatıyor bunu, işte hiç iyi niyetli olmayan bir kadın o. sinik ve pasif agresif; kendi pısırıklığından başkalarının en küçük açığını arar; kendi haline bakmadan da alay etmeye kalkar.... ben altta kalır mıyım?
alaylı ve gülerek diyor ki;
*bütün külotların batikliymiş ha nazlı?
-ay keşke batikli olsa! benim en canlı renklerde batikli giyinmeye cesaretim var! öyle yaşlı gibi, pısırık ev kadını gibi açık gri, boz, kirli krem falan giymem!!! ben temiz, bakımlı ve cesaretli bir kızım!!!
_______________________
başa dönelim;
gülayla karşılaşmış. ay ne tatlı bir kızmış, niye görüşmüyor muşum onunla??
çoktaaaan unutmuş ve başa dönmüşüz
yıllardır görmedim, bir iki haberini aldım, bi karşılaştık yetti de arttı bile...
zamanında arkadaşlarımı elimden almaya çalışmaktan, aramızı bozmaya kadar etmediği kalmadı bir de yıllar sonra arkadaşlık mı edecem... hatırlamıyor ki..
çok tatlı bir kız eve alak, evleneyim!! tövbe tövbeee...
-kim?
+hani senin sınıf arkadaşın vardı ya çok tatlı gülay! onunla karşılaştım!!!
-hıı çok tatlı.
_____________________________________
yaa çok tatlıdır kendisi!!!
sınıfın en beter, kötü huylu, fettan, entrikacısı.. egoist, narsist ne ararsan var..gizli bir aşağılık kompleksinden bu şişinmesi.
insanlar etrafında pervane olsun, her dediğini yapsın, iltifatlar etsin, kulu kölesi olsun ister...
bunu elde etmek için de her yolu dener. gerek masum ve mazlumu oynar, gerek seksapelini kullanır, gerek kendini acındırır.... vs vb ... benim aklıma gelemez..
herşeyin en'i 1.si olmak ister. en başarılı, en sevilen, en güzel, en seksi, en masum, en yetenekli, en sosyal, en popüler...en en en en....
ha iyi özellikleri yok değil, evet güzel, derslerinde başarılı da, ne bileyim zevklidir, giydiğini yakıştırır, güzel makyaj yapar.... hayvanları sever mesela...
başlarda dedim ki belki arkadaş olabiliriz de hani ilk tepkiyi, ya da ne denir girişimi karşısındakilerden bekleyen bir kişiliği var.
mesela hayvan sevgisini bahane edip sohbet açmaya çalışmıştım, ortak bir noktamız olursa daha kolay arkadaş oluruz ya biz insanlar!
naparsa beğenirsiniz? benim iyi niyetli yaklaşımıma karşılık, benimle alay etti. tabi daha ilk günleriydi okulun, ama daha ilk haftadan mürit edinmişti. zahir beni kendine rakip gördü ki ilk mesafeyi kendi koydu. ya da bu bir sınavdı, her yaptığını hazmedip müridi olabilir miyim sınavı!!!
insanlarda şöyle birşey var; hani eskiler mütevaziliği över ya geçti o devir; fazla mütevazi olursa inanır salaklar ve kendini ne kadar översen de o kadar inanır insanlar (çoğu zaman ve çoğu insan, istisnalar hariç)...
e tabi daha ilk günden kendini övmeye başlamış ve inadırmış, etrafına toplamış. doymamış yenilerini istiyor....senelerce insanları kullandı durdu, tepki verenlerin de kısa süreli oldu; ezikler gibi çektiler kaprislerini...
belli ki onlar dünyaya hizmete, göreve, napacan çekecen'e gelmiş köle ruhlular...
ee bu neyine yetmez be kadın!? ne diye bu kadar şişinir ki?
herhalde bu özelliklerine kendi de için için inanamıyor ki bir kompleks geliştirmiş. herşeyin en'i ben olacam! başka kimse olamaz!!!
hadi kendini üstün görsün, ama bu ona yetmez, biraz sivrilen biri oldu mu diş biler. yok o kişi aman sorun çıkmasın diye, ya da başka sebepten, ya eziklik psikolojisinden, ya doğuştan taşıdığı gurursuzluktan, yalakalıktan gülay'a karşı boyun eğsin, iltifat edip, yüceltsin, senin kadar olamaz ama desin, kendini gülay'dan bir gömlek aşağıda görsün ve dile getirsin!!ona yaranmak için yalakalık vs yapsın...
ha o zaman bi derece oluru var gülay'ın gözünde.
bırak başarısıyla falan neyse o öne çıkan özelliği, böbürlenmesini, kendini 'en' görmesini, bu konuda konuşup övünmesini....bu zaten çekilmezdir...dayanamaz hır çıkarır, bulamazsa yaratır... hasta çünkü...dayanamaz.... ya kavga çıkarır, bir şekilde üste çıkar, haklı çıkarır kendini, olmadı kötüler yamaklarını üstüne salar, insanlarla arasını bozmaya çalışır, bildiğin dedikodu çıkarır.
bir şekilde onu ekarte etmeye meyillidir, çalışır..
artık galiba evde de kavga-tartışmaya alışkın olduklarından, ya da baskıcı aile bireylerine; korkup sindirir çoğunu, sorun çıkmasın diye bulaşmamak bir yana başarılı olmaktan korkarlar, ya da ondan başarılı olmuşsa hemen gidip yaranırlar ki egosu törpülenmesin... tabi onlara göre sorun çıkmasın...
ilgiye aç, muhtaç ve doymazdır... kendini ana kraliçe sanır...
ha birisi kendinden bir şekilde öne geçmişse rahatsız olmaya kaşınmaya başlar. hele bir de bu kişi kendiyle mesafeli ve onun yalakası-yardakçısı değilse!!! (ben!)
o zaman nefret eder işte, ve o kişiyi gözden düşürmek vb için çalışmalara başlar....
ha ama akıllıdır öyle elini kirletmez! aksi bir durumda başını derde sokup, suçlu durumuna düşmek istemez, maşalarını kullanır..
resmen mobbing.
nedense çevresindeki kız ve erkek müritleri de yönetilmeye, ezilmeye, hor görülmeye pek meyillidir, alışkınlar herhalde evden, belki bağımlılık yapmıştır ha!
çevresindekilere karşı çoğu zaman yönetici gibidir, ezicidir, kararları kendi vermek ister, şuraya gidelim, bunu yiyelim... arada sırada yakın arkadaşlarıyla (!) küslüğü oluştu...
bi tanesi kırıcı davranışlarına tahammül edememiş. küsmüştü bir süre.
nasıl bilmem bir süre sonra barıştılar ve arkadaşı gene müridi oldu..
insan dikkat çekmeyi ve ilgi görmeyi sevebilir, lider ruhlu da olabilir. buna bişey diyemem ama bunları elde etmek için kötülük yapmasına gerek olmamalı. hayır kızın zaten kendiliğinden bir çekim gücü vardır; belki bir adriana lima değil ama (o zaman tanınmıyordu gerçi ama gene de onu örnek veresim geldi valla kadın taş taş!! ^^), sonuçta kendiliğinden dikkat çeken bir kız.
ee kendiliğinden bir çekim gücün var, güzel ve başarılısın, daha ne istiyon? dünyayı!!
herkes kendine tapsın, yalakalık etsin! sen benden üstünsün desin!!
işte o zaman bu kendiliğinden olan durum aşağılık kompleksine evrilmez mi Allah aşkına??
işte gülay'ın yalakası olmadığım için ben ve bir kaç kişi daha ama onlar zamanla boyun eğdiler, baş düşmanı oldum.
oysa sadece bir şey yapıp takdir görüyordum, ne böbürleniyorum ne birine üstünlük taslıyordum.
ama yalakası değildim ve aslında kendinin her halükarda bizden üstün olduğunu belirtmemiştim, kabul etmemiştim bu gerçeği!!!
onu çileden çıkaran nokta bu neden üstünlüğünü kabul edip, yaranmaya çalışmıyorum? neden mesafe koyuyorum?
bari bunlara karşın başarısız olsam neyse, kim takar; ama ben bir de kalkıp, hiç utanmadan, gülay'ın üstünlüğü, büyüklüğü bu kadar aşikarken ben ne hakla bir de başarı kazanıp, hem de takdir alıyorum???!!!
işte o noktada savaş başlıyor. daha önce bahsettiğim gibi; dedikodu, alay, küçümseme, tartışma, kavga çıkarma, maşalarını üstüne salma, hocalara kötülemeye çalışma, kusur arama, suç yıkmaya çalışma, erkek sınıf arkadaşlarına seni kötüleyerek beğenmemelerini sağlamaya çalışma.... vb vs başına gelecektir.
son kozu en yakın arkadaşlarınla aranı bozmaya çalışmaktır. böylece yalnız kalıp yıpranacaksın!! üzülüp, psikolojikman çöküp başarısız olacaksın!
başka bir son koz da aranı bozamayacağını düşündüğü yakın arkadaşını çalarak, himayesine almaktır, müridi, maşası yapmaktır. o arkadaşına yaranacak, kendini sevimli, iyi kalpli gösterecektir; böylece sen yani ben gülay hakkında kötü bir tespitte bulunursam karşımda en yakın arkadaşımı bulacağım! hem haksız çıkacağım gibi görünecek, hem ihanete uğramış hissedeceğim. herşekilde gülay kazanacak!!
ama onun hakkında kötü bir şeyi ulu orta söylemek yersiz, çünkü kimseye öyle kolay kolay delil vermez, iz bırakmaz; bi dolu maşası-müridi var! neden kirletsin elini?
anca onları suçlayabilirsin o kadar.
t-avlamak istediği birine de davranışlarını gözlemleme şansına mazhar oldum!!!
önce kendi yaklaşır çoğu insana biraz şirinlik yapar, kendini över, hörmet eder. o kişinin yaşı ve konumuna göre.... sonra bir havalara girer o kişiden kendinin pervanesi olmasını bekler...bunun için yöntemleri var..
çoğu yuttu bunu çok... it gibi koştular peşinden. kız erkek farketmez....
hayır etrafındakilere çok iyi davranıyor, iltifat ve yardım ediyor da değil. boyuna kendini övüp onlara değil mi diyerek onaylatmaya çalışıyor. inanıyorlar da. insanlara ne anlatırsan kendin hakkında ona inanıyorlar; övünme gibi görünse de; bi süre sonra...
gerçi kötü şeylere inanmaya daha meyilli insanlar; ama böyle doğal bir çekim gücü olan insanların övünmelerine kapılmaya hazır ve nazırlar...
________________________
işte annem bu gülay'la bilmem nerede benim gitmeyip, teyzemle yolladığım bir alışveriş turunda karşılaşmış. ay elini öpmüş bir hürmet etmiş, bir iltifat, neşeliymiş, hayat doluymuş...
(! başkasında olunca hayat dolu ben yapınca yakışmıyor yaşına, abartıyorsun, ne var gülecek o kadar falan der....)
sohbet etmişler ayaküstü az biraz, ne kadar konuşkan ve tatlı bir kızmış.
işte insanları t-avlamayı ve göz boyamayı iyi bilir; ki sonra biri aksini iddia ederse karşı çıkan olsun; haklıyken haksız olsun falan...
anneme de iyi davranması o yüzden; ben hakkında kötü birşey söylersem annem inanmasın, gülay'ı savunsun.... tabi zaten annem baştan bana karşı inanmamaya, ciddiye almamaya meyillidir....
neyse işte. anlamamış niye ben görüşmüyormuşum gülay'la , çok iyi bir kızmış oysa!
__
yıllar önce de benzeri bir şeyi söylemişti, anlatmama rağmen anlamamış, inanmamıştı.
işte beni delirtmenin yolu! üstelik bu kadarını da değil çok daha soft anlatmıştım anneme. gene de inanmamıştı; ben bir kaç yıldır hemen hemen her gün gördüğüm bir sınıf arkadaşımı anlatsam ne fayda, annem insanları bir görüşte tanır! insan sarrafı!!!
hayır sadece gözü çabuk boyanır, iyi niyetini suistimal ettirir, ondan...
kendi fikrinin kesin doğruluğuna inanmak gibi , bir de sabit fikri olduğundan; gülay katil desen, 20 yıl mapus yatsa daha inanmaz annem.. bir bit yeniği vardır o çok şahane bir kız der... ya da geçerli bir sebep arar; mecbur kalmıştır, hayati tehlikesi vardır, kendini korumak içindir der...
abarttım belki ama annemin bana inamamaya meyilli olup, başkalarına şıp diye inanması beni deli etmek ve üzmekle beraber kıskandırıyor...
evet belki biraz karamsar olabilirim, asabi de. ama bu yalancı ya da aptal-kör olduğumu göstermez ki...
.........................
ha işte yıllar önce biz üniversitedeyken, seminerlere giderdik; yoksa bir söyleşi mi vardı.
neyse öyle bir şeye gitmiştik.
annem de gelmişti çünkü çıkışta bilmem nereye gidecektik... detayını hatırlamıyorum ama bende bıraktığı buruk hissi hatırlıyorum.
bu açıdan gene gülay kazandı yani.... win-win....
benim olmadığım bir anda karşılaşmışlar, biri tanıştırdı zahir. neyse 5-10 dklık bir sürede kendine hayran bırakmış annemi...
böyle durumlarda davranışları göstermelik-mecburiyettir gülay'ın. zaten baştan aşağı davranışları öyle; bir çeşit menfaat için.
biliyor ki belli bir yaşın üstü insanlar hürmete bayılır, bu onları t-avlamanın bir yoludur...
neyse işte annemin gözüne girmeyi başarmış; öyle bir anlatıyor ki sanırsın kendi kızı, bana gelince öyle anlatmaz ama; zaten annem uzaktan ve az tanıdıklarını sevmeye daha meyillidir. hergün burun buruna olup herşeyini bilip, her kusurunu, hatasını gördüğü kimseler insana belki de anneme özellikle sıkıcı gelir.
sonuçta benim kişiliğim, mizacım, davranışlarım annemin hep eleştiri konusu olmuş, herşeyimde kusur bulmuş, hatta kusurumda bile kusur bulmuştur; nazlı baştan aşağı yalıştır...
oysa yepyeni, değişik bir karakter insana hoş gelir... çünkü onu yeterince tanımamış, kusurunu görmemişsindir...
+nazlı, bir arkadaşınla tanıştım ne kadar tatlı bir kız, niye hiç bahsetmedin o kızdan?
-kiiim?
+gülay. ne kadar tatlı, neşeli, tatlı dilli bir kızmış, okulda da çok başarılıymış!
-hııı
+niye hiç bahsetmedin şaştım bu arkadaşından, artık öyle demedim ben de kıza üzülmesin.
-üzülmez niye üzülsün.
+ay çok hassas bir kız ama, bahçede kanadı kırık bir güvercin görmüş, yardım etmek istemiş ama yetişememiş, seke seke kaçmış hayvan, ay kızcağızın gözleri doldu, neredeyse ağlayacaktı, ben teselli ettim. sonuçta herkesi kurtaramayız değil mi?
-evet hayvan severdir..
(cidden seviyor sanırım ama bunu dikkat , ilgi ve sevgi çekmek için sonuna kadar kullanır. zaten ilgi görmek için kullanmadığı herhangi bir şey yok ki!)
+ya, dernek kurmaya çalışıyormuş kampüste, sen de katılsana, sen de çok seversin hayvanları. zaten dedim nazlı da sever. iyi dedi o zaman katılsın bana dedi çok memnun olurum dedi zaten yardıma da ihtiyacı varmış. sen de katıl da nazlı bak ne güzel hayırlara vesile olursunuz... zaten sen de bazen yem verirsin ya kuşlara, kedilere; iyi olur işte... dedim zaten nazlı da yapıyor diye..
(şimdi ben kötülesem, yani o zamanlar aklımdan geçen buydu, inanmayacak bana gözü boyanmış çoktan. sadece inanmasa iyi gene bi de ben kötü olurum. iyisi mi susayım)
-hıı iyi katılırım o zaman.
+kaç arkadaşından bahsedersin, gülay'ın adını duymadım ben hiç. niye arkadaş değilsiniz?
-arkadaşız. ama malum anne sınıf kalabalık, herkesle aynı yakınlığı kuramıyorsun.
+ha doğru tabi de gülay çok iyi bir kız, arkadaş ol onunla. zaten dedi aa ben nazlı'yı severim, size benziyormuş nazlı dedi.
-ya iyi fark etmiş demek.
+ya, çok şeker, aynı dersleri mi alıyorsunuz onunla? beraber ders çalışabilirsiniz, ben de dedim zaten bir gün bize gel diye...
-ben yalnız ders çalışmayı seviyorum ama bilirsin.
+ha öyle de yani takıldığın bir yer olursa gülay'la çalışabilirsin, başka bir arkadaşınız da dedi çok iyiymiş dersleri, notları. çok da güzel bir kız, nişanlanmış.
-yaa duymamıştım.
e gülay her konuda mükemmel ve şahane, dahiyane ve muhteşem. işte bzi zavallı kölecikler de napalım elimizdekiyle yetiniyoruz, anca napacan!! gülay varken bizim lafımız mı olur?
gel de sinir olma, kıskanma... annem bazen kıskanç olmayı da etmeyi başarır!!!
bana beni böyle övmez, başkalarını da ballandıra ballandıra anlatır, nispet yapar gibi, bak herkes senden daha iiyi ama sen amaaan nazlı be sen de...der gibi...
+kimmiş nişanlısı? sizin sınıftan mı?
-bilmiyorum duymadım dedim ya.
+ay biraz ilgili ol be nazlı!
-kendi arkadaşlarımla ilgiliyim, tüm fakülteyi mi takip edeyim anne?
işte bana bir kusur daha buldu....
herkes benden iyi, üstün...
bir gün beni eleştirip durup başkalarını övmesiyle beni incittiğini, bana kendimi kötü hissettirdiğini söylemiştim. sanki ben bir hiçim de herkes mükemmelmiş gibi bi his yarattığını bende.
ne dese beğenirsiniz?
annem beni her zaman çok beğeniyor ve destekliyormuş ama ben anlamıyor muşum, şımarırım diye fazla abartmıyormuş o kadar!
biraz şımarsam ne olur ki sanki?
hep dışlanmış, beğenilmemiş, hatalı, beceriksiz hissetmektense; ama sonra düşünüp kendimi fark edip, bana yapılan bu davranışın sebebini anlayamamaktansa; annem beni sevmiyor, beğenmiyor hissetmektense; sonra kendime bakıyorum o kadar da hatalı falan değilim, sadece annem beni beğenmiyor...
belki öyle demek istemiyor ama annem çok konuşmaktan mıdır nedir lafının nereye gittiğini bilmez. ironiden anlamadığı gibi altmetin okumayı da bilmiyor herhalde ondan.
annemin öğretmenlik yöntemi de böyleydi. zannediyor ki bu yöntem yani kıskandırma, kıyaslama ve yetersiz gösterme her insanı şevke getirir. övmek ve iltifat etmekse şımartır ve daha iyi olmamasına neden olur herhangi bir konuda.
hayır her çocuk aynı değil; herkese ters psikoloji olmuyor.
birine hiç olmamış, bak bilmem kim neler yapmış, o çok başarılı onu örnek al gibi şeyler söylemek onu şevke getirip daha çok çalışmasına neden olurken; bir başkasını incitiyor ve isteksizlik yaratıyor. kıskanıp özeneceğine üzülüyor, kırılıyor ve kendini kötü hissediyor. kendini suçluyor.
ben o ikinci kategoridekindenim, onlarla konuşurken daha destekleyici, teşvik edici olmak gerekiyor. hiç fena olmamış ama biliyorum daha iyisini yapabilirsin sen ben sende o kapasiteyi görüyorum gibi destekleyici ve olumlayıcı şeyler söylemek gerekiyor...
ama tabi annemin doğruları kesin doğru ya, anlamıyor...
ama o zaman kişilikli de olmayan birisini kötü bir şeylere, durumlara sürüklemiş olursun bu durumda...
..........................
-ben dersimde işimde gücümdeyim, kim kimle çıkmış nişanlanmış bana ne ki?
+sınıf arkadaşın o insan merak etmez mi, ne kadar tatlı bir kız!
(git ye o zaman, ya da beni bırak onu nüfusuna geçir!)
beni beğenmemeye devam ediyor...
+neyse şu derneğine katıl bari, hem yakınlaşırsınız, iyi bir kız o, sosyal de anladığım kadarıyla, iyi arkadaş olursunuz...
onun bütün iyi arkadaşları kullanabileceği kimselerdir. kullanamayacağını anlarsa tavır alır, düşman kesilir işte... nedense herkes etrafında pervane olsun istiyor... yetmiyor bir kaç kişi...
narsist, egoist, kompleksli ve ilgiye aç. herhalde evde hiç ilgi görmemiş ne bileyim.
a yok bunları anneme dersem bilirim daha önce aşağı yukarı benzer vakalar oldu; gülay'ın ateşli bir savunucusu olur... benim yerime... bana hak vereceğine herşeyi yapar...
-olur.
+niye isteksizsin kızım? öyle arkadaş bulmuşsun değerini bilmek, korumak lazım; ilerde böyle temiz arkadaşlıklar kurulamıyor..
-bazı huylarından hoşlanmıyorum, benim arkadaşım bana yeter...
(anam senin arkadaşların çok matah bi şeyler sanki; ne onun gibi başarılı, tatlı ve kibarlar ne de güzel,iyi kalpli ve sosyal der gibi bakıyor)
+Allah Allah neymiş hoşlanmamış bazı huylarından!! melek gibi kız ayol! güvercine ağlıyor! yazık yaa canım benim..
(ben de aldığımız civciv ya da japon balığı ölünce ağlamıştım ama annem beni ağlak olmakla, aşırı tepki vermek ve aşırı duygusallığın zayıflık olmasıyla, böyle olursam ilerde ben ne yapacakmışımla suçlamıştı. işte hatırlamaz böyle şeyleri çünkü konuşurken ne ikilemini bilir ne lafının gideceği yerleri)işte gülay istediğini elde etmiş! herkesi t-avlamak ister, başaramadığına düşman olur... bu sayede yani annemin gönlünü kazanarak yine kazanmış oldu win-win gülay!!
-kıskanç ve buyurgan. herkes etrafında pervane olsun, dediklerini yapsın, mütemadiyen iltifat etsin, hatta yalaka olsun istiyor.
+ne kadar olabilir ki?; ama kız güzel, başarılı, güzel huylu, sosyal, ilgi de çekiyor. elbet iltifat bekleyecek, yalakalık bekleyecek, napsın.
(bir ikilem daha; başkası ilgi ve dikkat çekince iyi ama ben çekmeyeyim. okul hayatım boyunca benim giyim kuşamımla müdehale ve mücadele etti, hala ediyor... neymiş dikkat çekmemek lazımmış, natürellikmişmiş... e işte gülay dikkat çekiyor, baktırıyor kendine; bu iyi bir şey de benim birazcık dikkat çekmem neden kötü???? yoksa hak mı etmiyorum güzel mi değilim? gel de sinir olma....üstelik ben onun gibi ilgi manyağı hasta ruhlu da değilim... kendi arkadaşım, sevgilim neyse bir iki iltifat etse sevinir yetinirim. bu kız açgözlü.)
-iyi beklesin, bulduğuyla idare etsin. o bekliyor diye yalakası olacak değilim ya.
+aman sen de boşa gurur yapıyorsun, bence hiç öyle bir tavrı yok. kız doğuştan güzel, dikkat çeken biri, birazcık ilgi bekliyor olabilir karşısındakinden kızım, ne var bunda en doğal hakkı!!
bence çok iyi bir kız o, muhakkak arkadaş ol, bak sonra en yakın arkadaşın olunca dersin annem haklıymış...
kendi çok gururluymuş hep öyle bahseder.... ama iş bana gelince benim gurur yapmalarım hep boşa.. ne haddine benim gurur yapmam hünkarım!!
-ondan en yakın arkadaş olmaz ki, etrafında yalaka istiyor, insanları kullanıyor.
+amaan sen de; biraz yalaka ol o zaman nazlı, ne var sanki... insan sevdiği için çiğ tavuk yer..
-sevmiyorum ki işte...
+aman iyi, sanki arkadaşlarında çok iyi, gülay onlardan iyi biri bence, sana da bir şey söylenmiyor, oysa ben iyiliğin için dedim... böyle arkadaş bulamazsın!!
-yalaka mı olayım? biriyle arkadaşlık edebilmek için yalakalık edeceğim öyle mi? bu kadar mı aşağıdayım yaaa???
+ondan değil kızım yaa, her insanın ihtiyacı başkadır, sen özlem için mesela napıyorsun, derdini dinliyorsun, teselli ediyorsun; işte gülay'ın ihtiyacı da odur o zaman, napsın.
-naparsa yapsın! ben birisiyle arkadaş olmak için karşılıksızcasına da hem de yalakalık mi edeceğim anne? neyim ben dalkavuk mu köle mi?
şimdi bunlardan sonra anneme göre ben iyilik yapmayan, kötü kalpli biriyimdir, ve hiç fedakar değilimdir, boşa gurur yapan, alınan, insanlar hakkında ön yargılıyımdır...
+ne karşılık bekliyorsun ki? zaten karşılığı ne olcaka kızım, arkadaşlıkta beklenmez öyle şeyler!!
-karşılığı iyi niyetli yaklaşımdır ama bu gülayda yok.
+ya aman hayvanlar için bağış toplamak isteyen bir kızcağız o, iyi niyetli olmasa yapar mı hiç?
-ay sıkıldım artık. bir kere gördüğün ve 15 dk konuştuğun kızı ben 3 senedir haftada 5 gün görüyorum da konuşuyorum da, her halde ben daha iyi tanıyacağım huyunu!! ay sanırsın erkek de bana yamamaya çalışıyorsun anne!!
ben 3 yıldır tanıyor olabilirmişim ama benim yaşım başım kaçmış ki?kendi tecrubesiyle bir miymiş?
arkadaşlarımı bile kendi seçmek istiyor yaa...
annemin bu davranışları başlarda beni üzse de sonradan üzüntüyle beraber kendini tanıma ve özgüven getirdi. ama ömrümün çoğunu anlayamamakla geçirdim. annem neden beni hiç beğenmiyor diye kendimde kusur aradım durdum, onu haklı varsaydım. ama sonunda ben haklı çıktım. anca böyle kendi düşünce, sezgi ve görüşlerime güvendim....
ben espriden anlarım, kendimle de alay ederim, ama başka birinin hele ki kötü niyetli olduğunu sezdiğim birinin benimle dalga geçmesini istemem, tahammül etmem.
mesela bir keresinde annemin hala benim için seçip aldığı, bana fırsat tanımadığı beyaz, penye ve kocaman babaanne donlarımı makinede yıkarken; yanlışlıkla içine siyah bir tane karışmış.
o zamanlar böyle renklerin karışmasına mani olan mendillerden falan yok.
beyaz donlar kirli gri olmuş, hafiften de batikli.
tabi annem önce beni, malının kıymetini bilmemezlikle ve dikkatsizlikle suçladı.
-altı üstü don yaa, ha beyaz ha gri. nolacak. kimsenin de göreceği yok nasılsa.
+nasıl beyazlayacak geri? hipoya bassak kumaş boyasını çıkarır mı bakalım? yaa sonra yıpranacak, lastikleri çürüyecek, doğru dürüst giyemeden atılacak.... al sana masraf! ben müsriflik edecek durumda mıyım bakalım??
-bişey olmaz kim görecek ben öyle giyerim.
olmazmış! ya Allah korusun birşey gelseymiş başıma, bir kaza falan. sonra doktorlara hemşirelere ne biçim manzara olurmuş? Allah korusun da!!
düşündüğü şeye bak... iç çamaşırımızın temizliği ve güzelliği bile kendimiz için değil. hele ondan takım giyelim diye tuttururdu...
-iyi ben de donsuz gezerim!! iki parça kumaş için benim kalbimi kırıp onurumla oynamak daha ucuz nasılsa!!
+aman sen de ne gururu onuru??? ne alakası var??
-senin oynayıp durduğun şey! bi tek sen de mi var sandın???
bu tartışmadan bir süre sonra, alay etmeye başladı güya gururumla oynamamış ama hatamı hatırlatıyor olacak!! yani hatanı biliyorum ama benim büyüklüğümden önemsemiyorum havaları.
hiç de sevmediğim bir gençten komşu kadına anlatıyor bunu, işte hiç iyi niyetli olmayan bir kadın o. sinik ve pasif agresif; kendi pısırıklığından başkalarının en küçük açığını arar; kendi haline bakmadan da alay etmeye kalkar.... ben altta kalır mıyım?
alaylı ve gülerek diyor ki;
*bütün külotların batikliymiş ha nazlı?
-ay keşke batikli olsa! benim en canlı renklerde batikli giyinmeye cesaretim var! öyle yaşlı gibi, pısırık ev kadını gibi açık gri, boz, kirli krem falan giymem!!! ben temiz, bakımlı ve cesaretli bir kızım!!!
_______________________
başa dönelim;
gülayla karşılaşmış. ay ne tatlı bir kızmış, niye görüşmüyor muşum onunla??
çoktaaaan unutmuş ve başa dönmüşüz
yıllardır görmedim, bir iki haberini aldım, bi karşılaştık yetti de arttı bile...
zamanında arkadaşlarımı elimden almaya çalışmaktan, aramızı bozmaya kadar etmediği kalmadı bir de yıllar sonra arkadaşlık mı edecem... hatırlamıyor ki..
çok tatlı bir kız eve alak, evleneyim!! tövbe tövbeee...
23.03.2014
ben herşeyi düşündüm vol 999999999999999999999
Sabah 5'te uyanmış, bi daha uyuyamamış! Düşünmüş herşeyi.... Sıralıyor durmadan.... Evliliğimi düşünmüş, düğünümü düşünmüş, 10 yıl önce olan bişeyleri düşonüp ona buna kafa tutmuş, kin gütmüş, neffret etmiş!
Bunları da bana motor kızıyla odamın kapısını açaraçmaz karşıma çıkıp sıralıyor! Tuvalete gitmem lazım anne bi yol ver! çünkü tam önümde durmuş içini boşaltıp rahatlayacak!
Nazlıyı kim takar, o birileri konuşup, çemkirip, azarlayıp, aşağılayı, rahatlasın, kullansın diye yaratılmış bir zavallı köle! Bütün kahvaltı boyunca dizimin dibine oturup olumsuz şeyler söyledi, sabah bunları düşünmüş, bilmemkim bilmem ne zaman böyle demiş...nefret dolu sabah sabah! ve burnumun dibinde pofurdattı arkaarkaya 3 sigara! Umrunda bile olmadı, yana üflüyormuş!! Ufacık mutfak dumanla doldu ama benim sıkılmaya ne hakkım var köle nazlı!!
Bunları da bana motor kızıyla odamın kapısını açaraçmaz karşıma çıkıp sıralıyor! Tuvalete gitmem lazım anne bi yol ver! çünkü tam önümde durmuş içini boşaltıp rahatlayacak!
Nazlıyı kim takar, o birileri konuşup, çemkirip, azarlayıp, aşağılayı, rahatlasın, kullansın diye yaratılmış bir zavallı köle! Bütün kahvaltı boyunca dizimin dibine oturup olumsuz şeyler söyledi, sabah bunları düşünmüş, bilmemkim bilmem ne zaman böyle demiş...nefret dolu sabah sabah! ve burnumun dibinde pofurdattı arkaarkaya 3 sigara! Umrunda bile olmadı, yana üflüyormuş!! Ufacık mutfak dumanla doldu ama benim sıkılmaya ne hakkım var köle nazlı!!
Sigara dumanı
Sigara dumanı - her zamanki olay işte; hayat monoton .... Ne kadar uyarmış, kavga çıkarmış olsam da gene er ya da geç başa dönüyoruz. Sabah odama kapının altından sızan sigara kokusu mu dersiniz dumanı mı uyandım. Ne güzel bir başlangıç! Genelde ise kavrulmuş soğan kokusuyla uyanırım. Gene en azından zararlı değil.
dışarı çıkmamı engelleme ve evlendirme yolları __ belki kader böyledir!
Tam arkadaşlarla buluşacağız bana ev temizliği işi yıkıyor! Temizleyip öyle gideyimmiş! öyle gidemeyeceğimi biliyor bilmez mi? mesele gitmemi engellemek! Terleyeceğim saçım da kirlenecek bozulacak ve gidemeyeceğim!!
Yarın yaparım bugün kızlarla buluşacağız. Ama akşam üstü bilmem kimler gelecek nazlı! neyse ben temizlerim!
Hem yapamıyor hem her yeri tutuluyor....
Alel acele üstünkörü yaptım, sanıyor ki çıkamam artık! inadına hazırlanıp çıktım!
+Aa nereye? Banyo yapsaydın!
Biliyor banyo yapsam çıkamam sinizütüm tutar!
-idare ederim.
+Ama saçın bozulmuştr!
-Aamaaaan kimin umurunda? beni kim takar ki kim beğenir ki? koklayan yaklaşıp bakan mı var????
+Aammaan sen de nazlı! Ben senin iyiliğin için!!
--
biliyorum arkadaşlarımı görmek yerine evde pineklesem, yaşlıca hanımlarla eskilerden evlilikten bahsedip börek yesem daha iyi! Annem bunu istiyor! belli ki halinden birlik olup bana işlemeye çalışacaklar ondan çağrılmışlar!
---
inada çıktım kızlar olmasa bi bahane bulur gene çıkardım!
-- akşama doğru döndüm ki ev boş. Ee hani gittiler mi? Yok ben bugün sanmıştım yarın geleceklermiş.... Güya! Tabi anladım ben esas derdi beni evde tutmak. Temizlik yaptırdı ki terleyeyim çıkamayayım!!
---
nasılsa beceriksiz ve başarısızım bari evleneyim ailem olsun; başarılar beceriler ablamın olsun!! --
nasılsa atanamıyormuşum işte branş hocaları az gidiyormuş, napalım belki böylesi daha iyiymiş, belki gitsem orada memnun olmayacağım, kötü bişey olacak belki; belki atanmamak kaderimdirmiş! En iyisi madem iş olmuyor evleneyimmiş yuvam olsunmuş, aile kurmaktırmış kaderim belki?? Yaaaa!
--
böyle işleyecek bana! Kaderimde domestik ev hanımı olmak varmışmış...
Madem öyleydi niye senelerce işkence çektirttin????
üni. hazırlığında odamdan bile çıkmam suçtu, su içmeye mutfağa gitmem, hele ara verip dergi bakmak, müzik dinlemek hortumla dövülsem yeriydi hak etmiştim adeta...
Okulda desem sürekli okulda aşk falan yaşayıp hayatı mahvolan kızları dinleyerek baskılandım, en önemlisi eğitimdi, herşeyin sırası vardı, okuldan sonra iş, sonra evlilik falandı....
Tabi sanmayın ki kpss baskısı falan görmedim! önce yük.lis için les üds baskısı ardından kpss baskıları.
O zamanlar bile aşka düşmandı, sırası değilmiş, önce işmiş sonraymış öyle şeyler!!!
demek o zamanlardan düşünüyordu, ben nazlıyı nasılsa evlendiririm, birini bulur yamarım diye.
---
madem hizmetçi olacaktım ayyy pardon ev işlerinden sorumlu iç işleri bakanı! Niye bu kadar uğraştım? baskı çektim, sinirimden stresimden sivilceler döktüm, hatta bir ara cilt alerjileri geliştirdim? şişmanladım? kist oluştu? zorla zayıfladım sonra?
Beraber gitmiştik doktora stresten dedi, uzak dur dedi.
Annem de ne stresi dedi? çok rahatmışım, kimse karışmazmış ki, zaten öyle fazla takmazmışım ben, kulaklığımı takıp müzik dinleyip hayallere dalıyormuşum ne stresiymiş bu??? kimse baskı yapmıyormuş????
Yarın yaparım bugün kızlarla buluşacağız. Ama akşam üstü bilmem kimler gelecek nazlı! neyse ben temizlerim!
Hem yapamıyor hem her yeri tutuluyor....
Alel acele üstünkörü yaptım, sanıyor ki çıkamam artık! inadına hazırlanıp çıktım!
+Aa nereye? Banyo yapsaydın!
Biliyor banyo yapsam çıkamam sinizütüm tutar!
-idare ederim.
+Ama saçın bozulmuştr!
-Aamaaaan kimin umurunda? beni kim takar ki kim beğenir ki? koklayan yaklaşıp bakan mı var????
+Aammaan sen de nazlı! Ben senin iyiliğin için!!
--
biliyorum arkadaşlarımı görmek yerine evde pineklesem, yaşlıca hanımlarla eskilerden evlilikten bahsedip börek yesem daha iyi! Annem bunu istiyor! belli ki halinden birlik olup bana işlemeye çalışacaklar ondan çağrılmışlar!
---
inada çıktım kızlar olmasa bi bahane bulur gene çıkardım!
-- akşama doğru döndüm ki ev boş. Ee hani gittiler mi? Yok ben bugün sanmıştım yarın geleceklermiş.... Güya! Tabi anladım ben esas derdi beni evde tutmak. Temizlik yaptırdı ki terleyeyim çıkamayayım!!
---
nasılsa beceriksiz ve başarısızım bari evleneyim ailem olsun; başarılar beceriler ablamın olsun!! --
nasılsa atanamıyormuşum işte branş hocaları az gidiyormuş, napalım belki böylesi daha iyiymiş, belki gitsem orada memnun olmayacağım, kötü bişey olacak belki; belki atanmamak kaderimdirmiş! En iyisi madem iş olmuyor evleneyimmiş yuvam olsunmuş, aile kurmaktırmış kaderim belki?? Yaaaa!
--
böyle işleyecek bana! Kaderimde domestik ev hanımı olmak varmışmış...
Madem öyleydi niye senelerce işkence çektirttin????
üni. hazırlığında odamdan bile çıkmam suçtu, su içmeye mutfağa gitmem, hele ara verip dergi bakmak, müzik dinlemek hortumla dövülsem yeriydi hak etmiştim adeta...
Okulda desem sürekli okulda aşk falan yaşayıp hayatı mahvolan kızları dinleyerek baskılandım, en önemlisi eğitimdi, herşeyin sırası vardı, okuldan sonra iş, sonra evlilik falandı....
Tabi sanmayın ki kpss baskısı falan görmedim! önce yük.lis için les üds baskısı ardından kpss baskıları.
O zamanlar bile aşka düşmandı, sırası değilmiş, önce işmiş sonraymış öyle şeyler!!!
demek o zamanlardan düşünüyordu, ben nazlıyı nasılsa evlendiririm, birini bulur yamarım diye.
---
madem hizmetçi olacaktım ayyy pardon ev işlerinden sorumlu iç işleri bakanı! Niye bu kadar uğraştım? baskı çektim, sinirimden stresimden sivilceler döktüm, hatta bir ara cilt alerjileri geliştirdim? şişmanladım? kist oluştu? zorla zayıfladım sonra?
Beraber gitmiştik doktora stresten dedi, uzak dur dedi.
Annem de ne stresi dedi? çok rahatmışım, kimse karışmazmış ki, zaten öyle fazla takmazmışım ben, kulaklığımı takıp müzik dinleyip hayallere dalıyormuşum ne stresiymiş bu??? kimse baskı yapmıyormuş????
Temizlikçi kadına gösterdiği itinayı kıskanıyorum yaa
Temizlikçi kadına gösterdiği itinayı kıskanıyorum yaa. Bana o kadar iyi davranmaz. Nasılsa kendi malıyım ay kızı; arkamda belalı, iri bi koca da oğullar, abiler vb yok!istediğimi yaparım!
Zaten bi zaman öğretmenlikten sıkılmış, yorulmuş şöyle demişti; bıktım onun bunun çocuğundan, hayır fazla bağıranıyor, azarlayamıyorsun da, sonra anası babası gelir şikayet eder.
Oysa kendi çocuğun en güzeli kim hesap soracak, istediğin gibi davranırsın!!
-----
ben bi temizliğe başladım mı hiç acımaz, şurayı da burayı da yapman lazım der. Yardımcı kadına yorulmuşsundur nazlı bir kahve yapsın da içelim, dinlen biraz der! Bana gellnce dur durak bilmez. Hatta üstüne markete gidip alışveriş yapmamı istediği bile oldu....
---
bazen de ben de yapacam diye tutturur. Niye yapamazmış? elden ayaktan düşmüş değil ya??? Mesela ben süpürge tutarım, ben silerim bir ara sen suyu hazırla der. O bir ara gelmez. Kala kala su kokar. Ben silmeye kalktım mı da kızar, kendi silecekmiş bir ara... Gelmiyor o ara! illa kendi yapacak diye bana da bırakmaz, mesela son birkaç aydır böyle, bana sildirmiyor, yardımcı çağırmıyor, kendi bir ara silermiş. 3 aydır yere su değmedi!! Anca elektrikli süpürgeyle. --
bari ben sileyim dedim yine kızıyor bana. Kendi yaparmış.
-Hep öyle diyorsun ama 3 aydır yer silinmedi anne!
+O kadar olmadı!
-Valla oldu! O ilk ani soğuk havanın olduğu sıra silmiştim anca...
+Amaaan...
-E bak sonra misafir hanımlar bana yıkacak suçu. Bir evi bile temizleyemiyor, bu kız kendi evine hiç bakamaz, evlendirmem ben oğlumla, boşuna el kızı oğluşumu toz içinde oturtsun, mikrop kapsın diye mi taşıdım ben 9 ay karnımda, boşuna mı doğurdum, büyüttüm ben oğluşumu; bu kız hem aç bırakır hem bakamaz hasta eder, ütülü giydiremez yavrumu!derler almazlar beni oğullarına anne!
Zaten bi zaman öğretmenlikten sıkılmış, yorulmuş şöyle demişti; bıktım onun bunun çocuğundan, hayır fazla bağıranıyor, azarlayamıyorsun da, sonra anası babası gelir şikayet eder.
Oysa kendi çocuğun en güzeli kim hesap soracak, istediğin gibi davranırsın!!
-----
ben bi temizliğe başladım mı hiç acımaz, şurayı da burayı da yapman lazım der. Yardımcı kadına yorulmuşsundur nazlı bir kahve yapsın da içelim, dinlen biraz der! Bana gellnce dur durak bilmez. Hatta üstüne markete gidip alışveriş yapmamı istediği bile oldu....
---
bazen de ben de yapacam diye tutturur. Niye yapamazmış? elden ayaktan düşmüş değil ya??? Mesela ben süpürge tutarım, ben silerim bir ara sen suyu hazırla der. O bir ara gelmez. Kala kala su kokar. Ben silmeye kalktım mı da kızar, kendi silecekmiş bir ara... Gelmiyor o ara! illa kendi yapacak diye bana da bırakmaz, mesela son birkaç aydır böyle, bana sildirmiyor, yardımcı çağırmıyor, kendi bir ara silermiş. 3 aydır yere su değmedi!! Anca elektrikli süpürgeyle. --
bari ben sileyim dedim yine kızıyor bana. Kendi yaparmış.
-Hep öyle diyorsun ama 3 aydır yer silinmedi anne!
+O kadar olmadı!
-Valla oldu! O ilk ani soğuk havanın olduğu sıra silmiştim anca...
+Amaaan...
-E bak sonra misafir hanımlar bana yıkacak suçu. Bir evi bile temizleyemiyor, bu kız kendi evine hiç bakamaz, evlendirmem ben oğlumla, boşuna el kızı oğluşumu toz içinde oturtsun, mikrop kapsın diye mi taşıdım ben 9 ay karnımda, boşuna mı doğurdum, büyüttüm ben oğluşumu; bu kız hem aç bırakır hem bakamaz hasta eder, ütülü giydiremez yavrumu!derler almazlar beni oğullarına anne!
bi evlen bebeğin olsun herşeyi unutursun, gözün bişey görmez, oh ne güzel olur
Birlik olmuş gibi şöyle diyorlar; hele bi evlenip yavrumu kucağıma alayımmış, başka bir şeyi gözüm görmezmiş!
Yok gezmekmiş, filmmiş, şarkıymış, bilmem neymiş aklıma dahi gelmezmiş!!
Tabi zamanı da olmuyormuş insanın ama esasen aklıma gelmezmiş! Hiç ihtiyaç duymazmışım!
Kendileri de gençken çok dinlemişler bidıls falan!ama bebekleri olunca hoop uçup gitmiş, unutmuşlar bile.ihtiyaçları yokmuş öyle şeylere...
Bak benim de yavrum olsunmuş öyle bebekti ev işiydi başka bişey aramazmışım!
Bu arayışlar boşluk ve yalnızlıktanmış!!
---
bunu da çok iyi bir şeymiş gibi söylemezler mi? Evlenmeden önce asi rockçı evlenir evlenmez mazbut, domestik kadın olanlar gördüm, hayret ettimdi...
Bizimkiler de bu durumu övüyor. Evlenip çocuk sahibi olunca zevksiz, hiç bişeyden anlamayan, ilgi merak duymayan, yüzeysel, boş; ev temizliği saplantılı, anaç bi kadına dönüşsem üzülmek yerine sevinecekler.
Bu kız okurdu ederdi kendini geliştirirdi demeyecekler....oh ana oldu yeter bu ona!!
Bu bahsettikeri normal ve olması gereken bir süreçmiş gibi.
Evlilik bir milat, artık sen değilsin! hatta evliliğin için uyumlu olmak gerekirmiş deyip bana nasihatleri kendi kişilik ve zevklerimden bunlara saygı, ilgi beklemeyip, anında vazgeçip, kocama uymam... O hangi takımı tutuyor ne izliyor ne dinliyorsa... Yani kendini kocana uydurmak mı lazım dedim. Hah işte aynen öyleymiş! Tabi kadınlar içgüdüsel olarak kocayı değiştirmeye meyilliymiş ama, bu sırada kendi de değişirmiş... Ne güzel temenni ve nasihatler; tam aydın, modern sözümona cumhuriyet kadını be ya!
Yok gezmekmiş, filmmiş, şarkıymış, bilmem neymiş aklıma dahi gelmezmiş!!
Tabi zamanı da olmuyormuş insanın ama esasen aklıma gelmezmiş! Hiç ihtiyaç duymazmışım!
Kendileri de gençken çok dinlemişler bidıls falan!ama bebekleri olunca hoop uçup gitmiş, unutmuşlar bile.ihtiyaçları yokmuş öyle şeylere...
Bak benim de yavrum olsunmuş öyle bebekti ev işiydi başka bişey aramazmışım!
Bu arayışlar boşluk ve yalnızlıktanmış!!
---
bunu da çok iyi bir şeymiş gibi söylemezler mi? Evlenmeden önce asi rockçı evlenir evlenmez mazbut, domestik kadın olanlar gördüm, hayret ettimdi...
Bizimkiler de bu durumu övüyor. Evlenip çocuk sahibi olunca zevksiz, hiç bişeyden anlamayan, ilgi merak duymayan, yüzeysel, boş; ev temizliği saplantılı, anaç bi kadına dönüşsem üzülmek yerine sevinecekler.
Bu kız okurdu ederdi kendini geliştirirdi demeyecekler....oh ana oldu yeter bu ona!!
Bu bahsettikeri normal ve olması gereken bir süreçmiş gibi.
Evlilik bir milat, artık sen değilsin! hatta evliliğin için uyumlu olmak gerekirmiş deyip bana nasihatleri kendi kişilik ve zevklerimden bunlara saygı, ilgi beklemeyip, anında vazgeçip, kocama uymam... O hangi takımı tutuyor ne izliyor ne dinliyorsa... Yani kendini kocana uydurmak mı lazım dedim. Hah işte aynen öyleymiş! Tabi kadınlar içgüdüsel olarak kocayı değiştirmeye meyilliymiş ama, bu sırada kendi de değişirmiş... Ne güzel temenni ve nasihatler; tam aydın, modern sözümona cumhuriyet kadını be ya!
Nazlı'yı Evlendirmenin Yolları : Son Ültimatom
Nazlı'yı Evlendirmenin Yolları : Son Ültimatom
+Valla bu defa evleneceksin nazlı!! Ay sonrra millet ben evlendirmiyorum sanıyor! Hiç mi üzülmüyormuşum acımıyormuşum anneme??
Ne kadar kötüymüşüm! Hem mürüvvetimi hem torunlarını görmek istiyormuş, hakkı değil miymiş yani????
Hem evlenmiyormuşum hem de hadi kendimi umursamıyorsam neyseymiş, anneme de laf gelmesinden endişelenmiyor, umursamıyormuşum!!!
Kızını kendine saklıyor, yalnız kalmamak için, evlendirmiyor diyorlarmış! Hiç olur muymuş???
Oysa annem çok istiyormuş ben evleneyim mutlu olayım! Bunu söyleyen kadın bazen de evlenince mutluluğun garantisi yok, hatta mutlu bile olunmuyor falan gibi evliliği kötülerdi! Ama ben bunları nasıl hatırlayayım bende zeka ve hafıza ne arar???
+Valla bu defa evleneceksin nazlı!! Ay sonrra millet ben evlendirmiyorum sanıyor! Hiç mi üzülmüyormuşum acımıyormuşum anneme??
Ne kadar kötüymüşüm! Hem mürüvvetimi hem torunlarını görmek istiyormuş, hakkı değil miymiş yani????
Hem evlenmiyormuşum hem de hadi kendimi umursamıyorsam neyseymiş, anneme de laf gelmesinden endişelenmiyor, umursamıyormuşum!!!
Kızını kendine saklıyor, yalnız kalmamak için, evlendirmiyor diyorlarmış! Hiç olur muymuş???
Oysa annem çok istiyormuş ben evleneyim mutlu olayım! Bunu söyleyen kadın bazen de evlenince mutluluğun garantisi yok, hatta mutlu bile olunmuyor falan gibi evliliği kötülerdi! Ama ben bunları nasıl hatırlayayım bende zeka ve hafıza ne arar???
En iyisi iyi kötü bir evlilik yap
Evlatlık da alınabilirmiş tabi, sonuçta hayırlı bir işmiş ama soyu sopu, genleri, genetik hastalık, tuhaflık falan gibi şeyleri bilemezmişsin. Ya genlerinde canilik, sapıklık, fiziksel engeller varsaymış Tabi bir de ailesinin bi gün ortaya çıkıp geri almak istemesi durumu varmış. Hele çocuğun pisikolojisi? babasız evde nasıl büyürmüş? çok zormuş bekar anne olmak. En iyisi iyi kötü bir evlilik yapıp kendi çocuğunu kucağına almak, analığı tatmakmış. Hem evde bir erkek olması iyiymiş mesela yapamadığın kuvvet isteyen şeyleri yaparmış da!
Gelirken maydonoz al nazlı!
+Gelirken maydonoz al nazlı!
-Nerden bulayım maydonoz?
(işte anneme göre bi tek markete, avm'ye gidilir ya)
+ne bileyim nereye gidiyorsun bilmiyorum ki!!
-Diskoya gidecem, üçbeş adam tavlarım, sevişir gelirim! Nereye gidecekmişim yaa???
+E ne bileyim ben????
-- malum annem tuvalete gittiğim zamanı bile bilmek ister! Anneme göre ben alıp başımı gidiyorum!
kendi öyle çünkü, pek iç sesi yok, hep dış. tv izliyoruz bir reklam olsa da tuvalete gitsem der. ya da tuvalete gideceği zaman ben bir tuvalete gideyim. ben bir su içeyim ben bir sigara içeyim.
ön bilgi verir. sanki salondan çıkınca ben annem nereye gidiyor diye endişelenip korkacağım!
-Nerden bulayım maydonoz?
(işte anneme göre bi tek markete, avm'ye gidilir ya)
+ne bileyim nereye gidiyorsun bilmiyorum ki!!
-Diskoya gidecem, üçbeş adam tavlarım, sevişir gelirim! Nereye gidecekmişim yaa???
+E ne bileyim ben????
-- malum annem tuvalete gittiğim zamanı bile bilmek ister! Anneme göre ben alıp başımı gidiyorum!
kendi öyle çünkü, pek iç sesi yok, hep dış. tv izliyoruz bir reklam olsa da tuvalete gitsem der. ya da tuvalete gideceği zaman ben bir tuvalete gideyim. ben bir su içeyim ben bir sigara içeyim.
ön bilgi verir. sanki salondan çıkınca ben annem nereye gidiyor diye endişelenip korkacağım!
Niye süsleniyorsun ki şimdi
+Niye süsleniyorsun ki şimdi???
-E zaten ev işlerinde iyi değilim, işim kariyerim yok, iyi bi kız bile değilim bari güzel görüneyim! +Aman sen de!!biz öyle mi dedik sanki?!
--
demez bişeyi açıkça söylemez ki; ironiden şakadan anlamaz, ama laf vurmayı iyi bilir, hele ki bende kusur aramayı! -- yıllardır bana hissettirdiği bu, çirkinim, başarısızım, zevksiz ve beceriksizim. Ya yok parayı gerekirse ya da yiyeceği, rahatım için gereken şeyleri esirgemez. Ama bunlar onun sınırları dahilinde olmalıdır.
-E zaten ev işlerinde iyi değilim, işim kariyerim yok, iyi bi kız bile değilim bari güzel görüneyim! +Aman sen de!!biz öyle mi dedik sanki?!
--
demez bişeyi açıkça söylemez ki; ironiden şakadan anlamaz, ama laf vurmayı iyi bilir, hele ki bende kusur aramayı! -- yıllardır bana hissettirdiği bu, çirkinim, başarısızım, zevksiz ve beceriksizim. Ya yok parayı gerekirse ya da yiyeceği, rahatım için gereken şeyleri esirgemez. Ama bunlar onun sınırları dahilinde olmalıdır.
20.03.2014
Herkes severek mi evleniyor sanki nazlı! __ iknanın da yolları var__ valla ben çok beğendim __kavram karmaşası
+Herkes severek mi evleniyor sanki nazlı!
-Biliyorum ama bu doğru olduğunu göstermez...
+Amaan sen de! O zaman şu okuldan arkadaşınla evleneydin!
-O zaman küçüktük hazır değildik.
+Aman istesen sen uğraşır evlenirdin! hazır değilmişmiş! nasıl hazır olunmaz ki evliliğe, yeni neslin saçmalığı!! sorumluluktan kaçmak için uyduruyorsunuz!sen uğraşacaktın! Zorlayacaktın o zaman!!
-zorla olur mu yaa?
+kafasına silah daya mı diyoruz, uğraşsaydın! zorlamanın da iknanın da yolları var
-bana uyguladığın gibi mi?
+ne uyguluyorum ki ben sana, Allah Allaah iyilik hiç yaramaz sana bende kabahat; hiç evleneme inşallah! yapayalnız kalakal!!
-kalırım!
+kızım aklını, mantığını kullan biraz! ben dünyaya kazık çakmadım ki; sonra napacaksın tek başına???
-yalnız kalmamak için sevmediğim bir adamla mı evleneyim?
+seversin zamanla! bazı şeyleri idare etmek lazım, katlanmak lazım, çocukların olur işte, oyalanırsın!!
(ha burada bana bu yolları uyguladığının sinyalini veriyor, söylemesen anlamazdım anne. ahha tabi kıt beyinli ve ahmakğım nassıl anlayabilirim ki zavallı ben nazlıcık!!)
--- nasılsa herkes aşkla evlenmiyormuş ki!! Ne güzel bu kez bir kişi değil herkesle kıyaslanıyorum! ---
bir de zaten kim mutlu ki klişesi vardır, kurtulmak, itiraf etmek varken; bahane, sığınma, kaçma bu! ---
bi zaman gene biriyle aramı yapmaya çalıştılardı: merak edip övdükleri adamı, tanıştım... şöyle okumuş böyle bilgili, öyle kariyerli... insanlar eğitim ile kültürü, zenginlikle kültürü, kariyerle kültürü haliyle iyi insanlığı ve de terbiye-kişilik-düzgün olmak-aileden görgüyü de geleneksellik ve adet-töre-gelenek vs bağlılıkla öyle karıştırıyor ki!!!
--- derler ya garsonlara falan davranışı önemlidir diye; bak aynen. iyi biri vb dedikleri bildiğin hödük, ukala, kibarlığı göstermelik, eski kafalı ve aşağılık kompleksiyle doluydu.... Ama sürekli böbürlendiği, bilgi sattığı, kendini övdüğü için ve sahte bir nezakete sahip olduğu için lnsanların kolayca gözünü boyuyordu.... Annem şöyle demişti;
+valla ben çok beğendim, harika bir insan, başarılı, kariyerli, terbiyeli ve hem de çok yakışıklı ha nazlı şanslısın bak!!!!
-Yakışıklı mı???? Gözlük takmamışsın anne!
+Aa valla yakışıklı, ben çok beğendim!
-iyi sen evlen o zaman!!

-Biliyorum ama bu doğru olduğunu göstermez...
+Amaan sen de! O zaman şu okuldan arkadaşınla evleneydin!
-O zaman küçüktük hazır değildik.
+Aman istesen sen uğraşır evlenirdin! hazır değilmişmiş! nasıl hazır olunmaz ki evliliğe, yeni neslin saçmalığı!! sorumluluktan kaçmak için uyduruyorsunuz!sen uğraşacaktın! Zorlayacaktın o zaman!!
-zorla olur mu yaa?
+kafasına silah daya mı diyoruz, uğraşsaydın! zorlamanın da iknanın da yolları var
-bana uyguladığın gibi mi?
+ne uyguluyorum ki ben sana, Allah Allaah iyilik hiç yaramaz sana bende kabahat; hiç evleneme inşallah! yapayalnız kalakal!!
-kalırım!
+kızım aklını, mantığını kullan biraz! ben dünyaya kazık çakmadım ki; sonra napacaksın tek başına???
-yalnız kalmamak için sevmediğim bir adamla mı evleneyim?
+seversin zamanla! bazı şeyleri idare etmek lazım, katlanmak lazım, çocukların olur işte, oyalanırsın!!
(ha burada bana bu yolları uyguladığının sinyalini veriyor, söylemesen anlamazdım anne. ahha tabi kıt beyinli ve ahmakğım nassıl anlayabilirim ki zavallı ben nazlıcık!!)
--- nasılsa herkes aşkla evlenmiyormuş ki!! Ne güzel bu kez bir kişi değil herkesle kıyaslanıyorum! ---
bir de zaten kim mutlu ki klişesi vardır, kurtulmak, itiraf etmek varken; bahane, sığınma, kaçma bu! ---
bi zaman gene biriyle aramı yapmaya çalıştılardı: merak edip övdükleri adamı, tanıştım... şöyle okumuş böyle bilgili, öyle kariyerli... insanlar eğitim ile kültürü, zenginlikle kültürü, kariyerle kültürü haliyle iyi insanlığı ve de terbiye-kişilik-düzgün olmak-aileden görgüyü de geleneksellik ve adet-töre-gelenek vs bağlılıkla öyle karıştırıyor ki!!!
--- derler ya garsonlara falan davranışı önemlidir diye; bak aynen. iyi biri vb dedikleri bildiğin hödük, ukala, kibarlığı göstermelik, eski kafalı ve aşağılık kompleksiyle doluydu.... Ama sürekli böbürlendiği, bilgi sattığı, kendini övdüğü için ve sahte bir nezakete sahip olduğu için lnsanların kolayca gözünü boyuyordu.... Annem şöyle demişti;
+valla ben çok beğendim, harika bir insan, başarılı, kariyerli, terbiyeli ve hem de çok yakışıklı ha nazlı şanslısın bak!!!!
-Yakışıklı mı???? Gözlük takmamışsın anne!
+Aa valla yakışıklı, ben çok beğendim!
-iyi sen evlen o zaman!!
beni evlendirme çalışmalarından sonraki takıntısı belgesel izlemek
Bu aralar beni evlendirme çalışmalarından sonraki takıntısı belgesel izlemek! Dizi gibi algılıyor bakalım bu bölüm molo (aslan) ne yapacak???? Dizi de izletmiyor. Ama belgesel varmış. Ya da dizinin arasında reklamda belgesele dönüyor; şimdi döneriz diyor belgesele, dönmüyor.... Diziden de bişey anlamadık! Zaten zaplamayı bilemiyor ki, karar verip bi kanala dönünceye kadar dakikalar geçer, sadece yavaş hareket etmesinden değil, tuşa basamıyor ki, 12ye basacak ama yavaşlıktan defalarca 1e ya da 2ye basabiliyor, gerçek kanala gelinceye kadar hem sinirleniyor hem dakikalar gelip geçiyor.... Bi da bana vermiyor kumandayı! Hızlı tuş var diyorum, 2 kanal arası, istemez basarım ben diyor ama esasen öğrenemiyor ki.
haa tabi bu arada bana mesajlar da geliyor!! aslan molo mudur nedir bana örnek!!

ay aslalar bile ne kadar anaç, yavrusu için ne kadar fedakar, bak yavrusu olsun diye neler yapıyor aslan bile analık hissini biliyor!!!
haa tabi bu arada bana mesajlar da geliyor!! aslan molo mudur nedir bana örnek!!
ay aslalar bile ne kadar anaç, yavrusu için ne kadar fedakar, bak yavrusu olsun diye neler yapıyor aslan bile analık hissini biliyor!!!
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)